Bizi Takip Edin

Diplomasi

G7 bakanlarının gündemi Rusya ve Çin

Yayınlanma

Japonya’nın dönem başkanlığında, ülkenin Nagano eyaletindeki Karuizawa kentinde bir araya gelen G7 dışişleri bakanlarının ana gündemi Ukrayna’daki savaş ve Çin’in artan etkisi oldu.

Karuizawa’da üç gün süren görüşmelerin ardından, önde gelen ekonomilerin üst düzey diplomatları (ABD, İngiltere, Kanada, Almanya, Fransa, İtalya ve Japonya) yayınladıkları ortak bildiride, “uluslararası sisteme yönelik ciddi tehditler ve jeopolitik meydan okumalar” karşısında “birlik olma” ve “ortak hareket etme” vurgusu yaptılar.

Ukrayna’daki savaşa odaklanan Bakanlar, Moskova’ya yönelik yeni yaptırımlar açıklamadılar, ancak Rusya’nın önlemlerden kaçmasına ve silah edinmesine yardım edenlere karşı “ağır maliyetleri olur” uyarısında bulunarak, baskı uygulama sözü verdiler.

Görüşmede, Rusya’ya karşı cezai adımların yoğunlaştırılması ve bu cezai adımların tam ve koordineli şekilde uygulanması kararlaştırıldı. Ayrıca Rusya’nın “sorumsuz nükleer söylemini” eleştiren bakanlar, Moskova’nın Belarus’ta nükleer silah konuşlandırma tehdidini “kabul edilemez” olarak nitelendirdiler.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova ise, Rossiya-1 TV kanalına yaptığı açıklamada, G7 üyelerinin son 24 saatte “dünyaya verdikleri zararı” değerlendirmeleri gerektiğini söyledi.

Zakharova, “G7’nin, üyelerinin son 20-25 yılda dünyaya verdiği zararı değerlendirmesinin ve bunu başkasının parasıyla değil kendi parasıyla telafi etmesinin tam zamanı” dedi.

Çin’e Tayvan uyarısı

Çin’i Washington ile “riski azaltma” görüşmeleri yapmaya çağıran bakanlar, ortak çıkar alanları konusunda Çin’le birlikte çalışma gereğini vurguladı.

Bakanlar ayrıca Pekin’i Güney Çin Denizi’ndeki “militarizasyon faaliyetleri” konusunda uyardı. Bir yandan Tayvan konusunda ‘tek Çin’ politikalarının değişmediği hususunda ısrar eden diplomatlar, diğer yandan “Tayvan Boğazı’nda statükonun güç yoluyla değiştirilmesi girişimlerine karşı çıktıklarını” açıkladılar.

Bu açıklamaya yanıt veren Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, “Bir yanda ‘tek Çin’ politikasının değişmediğini söyleyip diğer yanda Tayvan’ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçılara sinyal veren, onları açık ve örtülü şekilde destekleyen ve hatta ayrılıkçılığa karşı çıkmayı ‘statükoyu değiştirme’ olarak niteleyenler, tek Çin politikasına bağlı değil, ayrı kalıyor, Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarı savunmuyor, tehlikeye atıyor” dedi.

Grup diğer yandan, Çin’den doğrudan bahsetmeden, siyasi amaçlarla ithalat veya ihracat kurallarını silah haline getirme uygulaması olan “ekonomik zorlamaya” karşı işbirliğini artırma sözü verdi.

Ayrıca, Ukrayna’da Rusya’ya destek sunulmasına ilişkin uyarı da, Batılı yetkililerin Pekin’i Moskova’yı doğrudan silahlandırmaması konusunda uyaran tekrarlanan açıklamalarının yankısı olarak yorumlandı.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, “İlgili açıklama, satır aralarında, kibir, önyargı ve Çin’e karşı çıkmak ve onu bastırmak için kötü niyetle dolu” dedi.

Diğer gündemler

G7 bakanları görüşmelerinde Kuzey Kore’nin yeni nükleer testlerden veya balistik füze fırlatmalarından “kaçınması” talebini de dile getirdiler.

Sudan’da ordu ve paramiliterler arasındaki çatışma devam ederken bir araya gelen bakanlar, her iki tarafı da “düşmanlıkları ön koşul olmadan derhal bitirmeye” çağırdılar.

Ayrıca, Afganistan’da Taliban yetkilileri tarafından kadınlara ve azınlıklara getirilen kısıtlamalar yeniden kınandı.

Açıklama silahsızlanma ve silahların yayılmasının önlenmesine uzun bir bölüm ayırıyor, ancak yeni taahhütler konusunda çok az şey içeriyor.

Fikir birliği vurgusu

Salı günü düzenlediği basın toplantısında Japonya Dışişleri Bakanı Yoshimasa Hayashi, “G7 tarihinde ilk kez, hukukun üstünlüğüne dayalı özgür ve açık bir uluslararası düzene olan bağlılığımızı yazılı olarak teyit edebildik” dedi.

Hayashi, “G7 dışişleri bakanları arasındaki dayanışmanın gücü daha önce görülmemiş bir düzeyde” ifadesini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken da, Hayashi’nin vurgularını tekrarladı, özellikle de Çin ve Tayvan konusunda “tüm G7 ortaklarımızla benimsediğimiz yaklaşımda net bir fikir birliği var” dedi.

Bu vurguların, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Çin ziyaretinin ardından Avrupalı ​​güçleri Tayvan’ın kaderi konusunda ABD veya Çin arasında kalmama konusunda uyardığı ve ABD’ye bağımlılığı azaltma çağrısı yaptığı açıklamalarının üzerine gelmesi dikkat çekti.

Macron’un yorumları, bu toplantıda “küresel tehditlere karşı birlik olma” çağrısı yapmayı hedefleyen G7 ülkelerini endilendirmişti.

Diplomasi

Brezilya, Çin ile ilişkilerini güçlendirmek için panda tahvili ihracı planlıyor

Yayınlanma

Brezilya, Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva’nın Asya’nın süper gücüyle ticaret ve yatırım bağlarını güçlendirme çabaları kapsamında, bu yıl içinde Çin piyasasında panda tahvili adı verilen ilk devlet tahvilini satmayı umuyor.

Maliye Bakan Yardımcısı Dario Durigan’a göre, Brasília’daki sol kanat hükümet, yabancı borçlular tarafından Çin renminbi cinsinden ihraç edilen “panda tahvili” adı verilen tahvili planlıyor ve aynı zamanda euro cinsinden tahvil piyasasına yeniden girmek istiyor.

Durigan, Financial Times‘a verdiği röportajda, “Fikir, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sürdürülebilir bir tahvilin dolar cinsinden ihracını ve Avrupa’da panda tahvillerin ihracını gerçekleştirmek” dedi.

Durigan, “Avrupa Birliği, Brezilya ile ikili ticareti genişletmek için müzakere etmek istiyor, ister işlemler açısından ister Brezilya’ya Avrupa’da tahvil ihraç etme seçeneği sunarak” dedi ve ekledi: “Aynı şey Çin ile de olabilir.”

Lula hükümeti, ABD Başkanı Donald Trump’ın geniş kapsamlı gümrük vergileriyle tetiklenen küresel ticaret savaşı ortamında, Brüksel ile ticari bağlarını derinleştirmeye ve Pekin ile ilişkilerini sağlamlaştırmaya çalışıyor.

Brezilya’nın da üyesi olduğu Güney Amerika ülkeleri bloğu Mercosur, AB ile uzun süredir beklenen ticaret anlaşmasının bu yıl sonuna kadar onaylanmasını umuyor. Perşembe günü Lula, Paris’e yaptığı resmi ziyaret sırasında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir araya geldi ve anlaşmayı desteklemesi için çağrıda bulundu.

Panda tahvili planları, Lula’nın geçen ay yaptığı devlet ziyareti sırasında Brezilya’nın en büyük ticaret ortağı olan Çin’den daha fazla yatırım sağlamak için yapılan çabaların bir parçası. Pekin, ekonomik etkisini genişletmek için Latin Amerika’ya yönelik bir cazibe atağı da başlattı.

RBC BlueBay Asset Management’ın gelişmekte olan piyasalar stratejisti Graham Stock, “Çoğu durumda [panda tahvillerini] finansal bir hamle olmaktan çok diplomatik bir hamle olarak görüyorum” dedi ve bu tür araçların genellikle 200 ila 300 milyon dolar arasında olduğunu ekledi.

Planlanan ihraç, büyümeyi hızlandırmak ve eşitsizliği azaltmak amacıyla devletin ekonomideki rolünü artırmaya çalışan Lula’nın politikalarına yönelik piyasa şüpheciliğinin arttığı bir dönemde, uluslararası yatırımcıların Brezilya’nın borçlarına olan ilgisini test edecek.

Hükümetinin vergi ve harcama yaklaşımı Brezilyalı iş liderlerini rahatsız etti. Eleştirenler, aşırı harcamaların enflasyonu körüklediğini, faiz oranlarını yükselttiğini ve sürdürülemez bir kamu borcu riskini artırdığını savunuyor.

Goldman Sachs’ın Latin Amerika baş ekonomisti Alberto Ramos, “Her gün yeni para harcama yolları düşünüyorlar” dedi ve ekledi: “Maliyeyi sürdürülebilir hale getirmek için bütçe açığını GSYİH’nin yüzde 3’ü oranında düzeltmeleri gerekiyor.”

Brezilya, kamu borcunun yüzde 5’inden azını diğer para birimlerinde (çoğunlukla dolar) cinsinden tutarken, finansmanını büyük ölçüde yurt içi yatırımcılardan sağlıyor. Son euro ihracı 2014 yılında gerçekleşti.

Bu hafta Brezilya, yüzde 5,68 faizle 1,5 milyar dolarlık beş yıllık dolar tahvili ve yüzde 6,73 faizle 1,25 milyar dolarlık 10 yıllık tahvil sattı. Bu, ülkenin 2025 yılındaki ikinci uluslararası ihracı oldu.

RBC BlueBay’den Stock, renminbi cinsinden ihraç etmenin real cinsinden ihraç etmekten daha ucuz olacağını, 10 yıllık tahviller için yüzde 2’ye kadar düşebileceğini, ancak bunun kur riskini beraberinde getireceğini söyledi. Stock, bunu dolara karşı hedge etmenin faiz oranını ABD para biriminde borçlanma maliyetine yaklaştırabileceğini, real’e karşı hedge etmenin ise faiz oranını neredeyse yüzde 14’e çıkarabileceğini ekledi.

Brezilya’da borçlanma maliyetleri, ülkenin merkez bankasının enflasyonu dizginlemek amacıyla gösterge faiz oranını yüzde 14,75’e yükseltmesiyle arttı.

Durigan, yönetimin faiz ödemeleri öncesi dengeli bir birincil bütçe hedefine ulaşma yolunda ilerlediğini söyledi. Hükümet, gelecek yıl için GSYİH’nin yüzde 0,25’i oranında birincil fazla hedefliyor.

Bununla birlikte, Durigan ülkenin yatırım yapılabilir statüye doğru ilerlediğini umuyor.

“Aşamalı bir mali uyum süreci yürütüyoruz. Başka bir deyişle, sosyal adaletle hesapları dengeliyoruz” dedi.

“Bugünkü kamu borcu sorunumuz faizlerden kaynaklanıyor. Mali durumu düzeltmeye başlarsak, merkez bankasına faiz oranlarını kademeli olarak düşürmesi için gerekli koşulları sağlayabiliriz ve [gelecek yıl] yatırım notu alabiliriz” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

FT: İngiltere, Smotrich ve Ben-Gvir’e yaptırım uygulayacak

Yayınlanma

Konuyla ilgili bilgisi olan kaynaklara göre, İngiltere hükümeti salı günü (10 Haziran) İsrail’in aşırı milliyetçi maliye bakanı Bezalel Smotrich ve ulusal güvenlik bakanı Itamar Ben-Gvir’e yaptırım uygulayacak.

Financial Times’a (FT) göre İngiltere merkezli bu adım, Gazze’ye yardımın neredeyse durması ve İsrail’in bölgedeki saldırılarını yeniden başlatması nedeniyle artan hayal kırıklığına karşılık, Batı’nın İsrailli bakanlara yönelik ilk yaptırımları olacak.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar yaptığı açıklamada, hükümetinin İngiltere’nin kararından “haberdar edildiğini” söyledi. Sa’ar, “İngiltere’nin iki bakanımızı yaptırım listesine dahil etme kararından haberdar olduk,” diyerek, bu kararı “skandal” olarak nitelendirdi.

Bakan, önümüzdeki hafta başında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile “bu kabul edilemez karara vereceğimiz yanıtı belirlemek üzere özel bir hükümet toplantısı” düzenleyeceğini de sözlerine ekledi.

New York Times geçen ayın sonunda yaptığı bir haberde İngiliz hükümetinin, Gazze Şeridi’ndeki felaket boyutundaki insani durum nedeniyle artan uluslararası baskılar devam ederken İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Smotriç’e yaptırım uygulamayı değerlendirdiğini duyurmuştu.

İngiltere, daha önce İsrail’e kısmi bir silah ambargosuna başladığını da söylemişti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Rusya, Kuzey Kore’ye direkt tren seferlerini yeniden başlatıyor

Yayınlanma

Rusya Demiryolları, beş yıllık bir aranın ardından Moskova ile Pyongyang arasında direkt tren seferlerinin 17 Haziran’da yeniden başlayacağını duyurdu. Dünyanın en uzun kesintisiz demir yolu rotası olacak olan 10 bin kilometrelik hatta yolculuk sekiz gün sürecek. Seferler ayda iki kez düzenlenecek ve Rusya ile Kuzey Kore arasındaki diğer demir yolu hatlarının da yeniden canlandırılması planlanıyor.

Rusya, Kuzey Kore ile arasındaki direkt demir yolu ulaşımını beş yıllık bir aranın ardından yeniden başlatma kararı aldı.

Rusya Demiryollarından yapılan açıklamaya göre, Moskova ve Pyongyang arasındaki direkt tren seferleri 17 Haziran’dan itibaren ayda iki kez düzenlenecek.

Bu hat, 10 bin kilometreyi aşan mesafesi ve sekiz gün süren yolculuk süresiyle dünyanın en uzun kesintisiz demir yolu rotası olma özelliğini taşıyor.

Biletler sadece gişeden satılacak

Açıklamada, Moskova’dan her ayın 12 ve 26’sında, Pyongyang’dan ise 3 ve 17’sinde hareket edecek trenler için biletlerin sadece demir yolu gişelerinden satın alınabileceği ve satışların 60 gün öncesinden başlayacağı belirtildi. Yolcular, Kuzey Kore demir yolları tarafından işletilen kompartımanlı vagonlarda seyahat edecek.

Rusya, Kovid-19 pandemisi nedeniyle Şubat 2020’de Kuzey Kore ile demir yolu bağlantısını askıya almıştı. Pandemi öncesinde Moskova’ya tek yön bilet fiyatı yaklaşık 26 bin rubleydi.

Yeni rotalar da açılıyor

Rusya Demiryolları ayrıca, 19 Haziran’dan itibaren Pyongyang ile Habarovsk arasında ayda bir kez düzenlenecek yeni bir rota açılacağını da duyurdu.

Bu güzergahtaki yolculuk süresinin iki günden biraz fazla olacağı kaydedildi. Rusya ve Kuzey Kore arasındaki demir yolu bağlantısı, ilk olarak Aralık 2024’te Hasan (Primorski Krayı) ile Tumangan arasında yeniden başlamıştı.

Ocak ayı sonunda ise Vladivostok-Hasan-Tumangan-Rajin güzergahında başarılı bir test yolcu seferi gerçekleştirildiği bildirilmişti. Mayıs ayında ise Vladivostok’tan Rason’a tren seferleri başlatılmıştı.

Kuzey Kore’nin Benidorm’una demir yolu

Öte yandan, Rusların “Kuzey Kore’nin Benidorm’u” olarak adlandırılan yeni tatil kompleksi Vonsan-Kalma’yı ziyaret edebilmeleri için Vladivostok-Vonsan güzergahının açılması yönünde çalışmaların sürdüğü belirtildi.

Kuzey Kore’nin doğu kıyısında yer alan ve 150 binadan oluşan dünyanın en büyük plaj tatil bölgesinin bu yaz açılması planlanıyor.

Hatta seferler sırasında Hasan, Ussuriysk, Habarovsk, Çita, İrkutsk, Krasnoyarsk, Novosibirsk, Omsk, Yekaterinburg, Kirov ve Kostroma gibi istasyonlarda durulacak.

Putin’den Kuzey Kore’ye Kursk teşekkürü

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English