Bizi Takip Edin

Avrupa

AB, dışişleri bürolarını küçültecek

Yayınlanma

AB, bütçe kesintileri ve daha geniş çaplı bir yeniden yapılanma kapsamında yaklaşık 10 dış temsilciliğini küçültmeye ve 100 yerel personeli işten çıkarmaya hazırlanıyor.

POLITICO’da yer alan özel habere göre AB diplomasi şefi Kaja Kallas, geçen çarşamba günü Avrupa Komisyonu’nun üst düzey yetkililerine Avrupa Dış Eylem Servisi’ni (EEAS) yeniden yapılandırma planını sundu.

Yetkililer, Kallas’ın önümüzdeki iki yıl boyunca devam edecek olan yeniden yapılandırma planını uygulamaya koymak için yeşil ışık aldığını söyledi.

İlk yetkiliye göre, kesintilerin hedefindeki heyetler, AB’nin artık önemli sayıda diplomat ve personel bulundurmaya büyük bir ilgi duymadığı Belarus ve Lesoto gibi ülkelerde bulunuyor.

Aynı yetkili, bloğun öncelikleri kalkınma yardımından yaptırımların uygulanması veya savunma ortaklıkları gibi stratejik çıkarların peşinde koşmaya kayarken, kaynakların da buna göre yeniden yönlendirildiğini söyledi.

Her iki yetkili de, EEAS’ın 144 dış temsilciliğinin hiçbirini resmi olarak kapatmayı planlamadığını, fakat yaklaşık 10 temsilciliğin büyükelçi ve bir veya iki yardımcısı gibi çekirdek personele indirgeneceğini ve yerel personelin aşamalı olarak işten çıkarılacağını söyledi.

Bu değişikliklerin bir parçası olarak, bazı temsilciliklere daha fazla personel atanacak.

İkinci yetkili, yaklaşık 100 yerel personelin 2026 ve 2027’de iki aşamada azaltılmasının muhtemel olduğunu söyledi.

Aynı yetkili, “Delegasyonu AB ofisinden değil evden çalışacak çekirdek personele indirgemek, bu delegasyonları kapatmakla eşdeğer,” diye ekledi.

Küçülme, birçok AB kurumunu etkileyen bütçe kesintileriyle aynı zamana denk geliyor. POLITICO tarafından kasım ayında ilk kez bildirilen EEAS’ı küçültme planı, 800 kadar personelin işten çıkarılmasını öngörüyordu.

POLITICO’nun gördüğü belgeye göre, önümüzdeki günlerde kilit personele iletilecek olan planın bu versiyonu daha “yumuşak” kesintiler öngörüyor. Bir yetkili, bu yeniden yapılanmanın AB’ye ilk yılında yaklaşık 20 milyon avroya mal olacağını, ardından sonraki üç yılda 9 milyon avro tasarruf sağlanacağını söyledi.

Fakat ikinci yetkili, Kallas’ın planında belirtilenin ötesinde kesintilerin, AB’nin uzun vadeli bütçesi olan Çok Yıllı Mali Çerçeve müzakerelerinin bir parçası olarak gündeme gelebileceği uyarısında bulundu.

2011 yılında kurulan ve tarihsel olarak kalkınma yardımı ve iktisadi işbirliğine odaklanan Dış Eylem Servisi, AB’nin etkisini genişletme çabalarıyla birkaç düzine çalışandan dünya çapında 5.200’den fazla çalışana ulaştı.

Delegasyonlar, yerel yönetimlerle ilişkilerden, AB fonlarının ve hibelerinin tahsisinden ve bazı durumlarda çatışma bölgeleri hakkında raporlama gibi görevlerin yerine getirilmesinden sorumludur.

Fakat blok, şu anda AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının uygulanmasında söz sahibi olan hükümetlerle ilişkileri gibi stratejik çıkarlarına daha dar bir şekilde odaklanmak istiyor.

Planlardan haberdar olan kişilerden birine göre, yaptırımların uygulanmasında önemli role sahip ülkelerdeki delegasyonların personel sayısı artabilir.

Daha genel olarak, AB’deki bütçe kesintileri, üye ülkelerin Brüksel merkezli kurumlara katkılarını artırma konusundaki isteksizliğini ve savunma ile ilgili projeler için kaynak ayırma arzusunu yansıtıyor.

Avrupa

AB, İsrail vatandaşlarına vizesiz seyahati askıya alabilir

Yayınlanma

Avrupa Birliği, Gazze Şeridi’ndeki eylemleri nedeniyle İsrail vatandaşları için vizesiz seyahat rejimini askıya almayı değerlendiriyor. Vize muafiyetinin askıya alınması teklifinin, BM şartı, insan hakları ve uluslararası hukuk normlarının ihlali gibi gerekçelere dayandırıldığı belirtildi.

Avrupa Birliği’nin (AB), Gazze Şeridi’ndeki eylemleri nedeniyle İsrail vatandaşlarının Schengen bölgesine yönelik kısa süreli vizesiz seyahat hakkını askıya alabileceği bildirildi.

Euronews‘in Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) kaynaklara dayandırdığı habere göre, söz konusu adımın atılması için parlamentodaki siyasi gruplar tarafından teklif sunuldu.

Gerekçe uluslararası hukukun ihlali

Habere göre, vizesiz giriş rejiminin askıya alınması; Birleşmiş Milletler (BM) şartının, insan haklarının ve uluslararası insani hukuk normlarının ihlal edilmesinin yanı sıra uluslararası mahkemelerin kararlarına uyulmamasına dayandırılacak.

Teklifi sunan AP’deki “birkaç siyasi grup”, İsrail’in eylemlerine ve Gazze’deki savaş suçlarına odaklandı.

Slovenyalı AP üyesi Matjaž Nemec ise yaptığı bir yorumda, bu önlemlerin “herhangi bir ülkeye özel olarak yönelik olmadığını” belirtti.

Böyle bir kararın alınabilmesi için üye devletlerin onayı gerekiyor ve nitelikli çoğunlukla engellenebiliyor.

Yasağın süresinin Avrupa Konseyi ile yapılacak mutabakatla uzatılabileceği de kaydedildi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Alman ordusu kışla inşaatlarını hızlandırıyor

Yayınlanma

Rusya ile savaşa hazırlık amacıyla Alman Silahlı Kuvvetlerinin (Bundeswehr) yeniden yapılandırılması ve modernizasyonu sürüyor.

German Foreign Policy’de yer alan analize göre bu kapsamda, federal hükümet Bundeswehr kışlalarının inşaat çalışmalarını yoğunlaştırıyor. Federal Savunma Bakanlığı, geçen yıl Bundeswehr mülklerine yaklaşık 1,6 milyar avro yatırım yaptığını açıkladı.

Bu, on yıllık zaman dilimi içinde önemli bir artış anlamına geliyor: 2013 yılında bu rakam 600 milyon avro iken, 2023 yılında 1,3 milyar avroya çıkarak iki katından fazla arttı; 2023’ten 2024’e kadar artış yine yüzde 20’nin üzerinde oldu.

Berlin, kışlalarda yeni barınaklar, eğitim tesisleri ve yeni silah sistemleri için özel binalar inşa ettiriyor.

Federal hükümet, askeri inşaat projelerine yönelik bürokratik engelleri de önemli ölçüde azalttı ve önümüzdeki aylarda daha fazla deregülasyon adımları atmayı planlıyor. Bu, en azından şirketler tarafından standartlaştırılmış inşaatları mümkün kılmayı amaçlıyor.

Berlin, özerk bir (acil durum) elektrik tedarik sistemi kurarak Bundeswehr mülklerini daha dayanıklı hale getirmek istiyor. Nükleer güce sahip Rusya ile bir savaşta, Bundeswehr kışlaları, Mali veya Afganistan’daki savaşlardan farklı olarak potansiyel bir saldırı hedefi olacak.

Bundeswehr’in neredeyse tüm mülklerinde inşaat var

Savunma Bakanı Boris Pistorius’un geçen yıl talep ettiği “2029’a kadar savaşa hazır olma” hedefine ulaşmak için, Savunma Bakanlığına göre “Bundeswehr’in neredeyse tüm mülklerinde inşaat çalışmaları planlanıyor veya yürütülüyor.”

Savaş hazırlığı yanında, Bundeswehr kışlalarına yapılan yatırımlarda “üretimi artırma kabiliyeti” de “öncelikli hedef” olarak belirtiliyor.

Savunma Bakanlığının son raporuna göre, “büyük bir zaman baskısı” var. Geçen yıl 450’den fazla inşaat projesi tamamlandı, bu rakam 2023’e göre yüzde 20 daha fazla. Böylece Bundeswehr, 38.000 metrekare ek ofis alanı ve 48 yeni eğitim tesisi gibi imkanlara kavuştu.

Şu anda askerlerin barınma yerlerinin yüzde 60’ı, ofis alanlarının yüzde 70’i ve eğitim tesislerinin yüzde 70’i iyi ila çok iyi durumda

Bakanlık, Bundeswehr mülklerinde proje ve inşaat hacminin yıllık yüzde 10 ila 20 oranında artmasını planlıyor. Şu anda toplamda yaklaşık 8.000 askeri inşaat projesi olduğu belirtiliyor. Bu, Şubat 2024’te açıklanan sayıdan 1.000 daha fazla.

Berlin, orta vadede 24 milyar avro, uzun vadede ise 67 milyar avro federal ordu arazilerine yatırım yapmayı planlıyor.

Ordu inşaatları için bürokrasi azaltılıyor

Askeri mülklerdeki inşaat çalışmalarını hızlandırmak için Savunma Bakanı Pistorius, geçen yıl eyaletlerle işbirliği içinde bir dizi önlem hazırladı. Amaç, bürokratik engelleri kaldırmak ve bakanlıklar arası işbirliğini daha verimli hale getirmekti.

Savunma Bakanlığı, daha önce bahsedilen raporunda, askeri inşaatlar için çok sayıda yasal düzenlemenin yürürlükten kaldırıldığını duyurdu. Ayrıca, Federal Altyapı, Çevre Koruma ve Hizmetler Ofisinde (BAIUDBw) “hızlı projeler”in uygulanması için yeni bir organizasyon yapısı oluşturuldu.

Bakanlık, önümüzdeki aylarda ve yıllarda askeri federal inşaatların daha da hızlandırılması için ek deregülasyon adımları planlıyor, çünkü 24 milyar avro değerindeki mevcut projeler mevcut gerçekleştirme olanaklarını çok aşıyor.

Planlanan inşaat çalışmalarını yine de hızlandırmak için Berlin, ihale, inşaat ve çevre hukukunda daha fazla “yasa basitleştirmesi” planlıyor. Federal hükümet, diğer şeylerin yanı sıra, ordunun inşaat projelerinin “onaylanması ve ruhsatlandırılması” konusunda “kendi uygulama yetkilerini” genişletmek ve inşaat ihalelerinin parça parça verilme ilkesini tamamen kaldırmak istiyor.

Böylece, “genel yüklenicilerin devreye girmesini” sağlamak ve “Bundeswehr için inşaatın büyük ölçüde standartlaştırılması” hedefine ulaşmak istiyor.

Tüm askeri yeni inşaatlar için ülke çapında tek tip bir temel olarak, gelecekte dört standart tipte bina olacak. Bu, en azından “mümkün olan en yüksek […] endüstriyel […] ön üretim”ü mümkün kılmak için atılan bir adım ve ancak çok sayıda yeni inşaat planlandığında anlamlı.

Alman devleti, Deutsche Bahn ve Lufthansa’yı savaşa hazırlıyor

Daha fazla asker için daha fazla yatak

Raporda, Bundeswehr’in yeni binalarının standardizasyonunun, Federal Gayrimenkul İdaresinin (BfI) 32 Bundeswehr kışlasında “kendi banyosu olan” 7.300 tek kişilik konaklama birimi inşa etmesini öngören Bundeswehr konaklama inşaat programı için “önemli bir temel taşı” olduğu belirtiliyor.

Askerler için özel banyolar sağlayarak Berlin, nükleer güce sahip Rusya ile savaş tehdidi altında olduğu bu dönemde “Bundeswehr’in işveren olarak cazibesini daha da artırmayı” umuyor. 

Fakat askerlerin kışla planlamasına istek ve fikirlerini dahil etme imkanlarının gelecekte “kısıtlanacağı” belirtiliyor. Federal Savunma Bakanlığı, “silahlı kuvvetlerin savaşa hazır hale gelmesi için gerekli olan asker sayısının artırılması” için yeni barınma kapasitesine ihtiyaç duyuyor.

Zorunlu askerlik hizmetinin yeniden getirilmesi de kışlalarda yeterli yatak sayısının bulunmasını gerektiriyor. Barınma tesislerinin yanı sıra, “büyüyebilen silahlı kuvvetler”in, acemi askerleri görev yapabilir hale getirmek için eğitim binalarına da ihtiyacı var.

Geçen yıl Berlin, Puma zırhlı araç mürettebatı için bir eğitim tesisi ve Heron TP keşif uçağı için bir uçuş simülatörü kurdu. 15 eğitim tesisi daha inşa edilecek.

İnşaat projelerinde odak noktası ‘yurt ve NATO’ savunması

Uzun ve kısa vadeli asker artışının yanı sıra, inşaat çalışmaları, Rusya ile bir savaşa hazırlık amacıyla Bundeswehr’in yapısal uyumuna da hizmet ediyor. Raporda, “inşaat projelerinin odak noktasının ülke ve ittifak savunması” olduğu belirtiliyor.

Ayrıca inşaat çalışmalarıyla “yurt içindeki gayrimenkul işletmesi de değişen güvenlik politikası koşullarına” uyarlanacak. Federal hükümet, 2014 yılında silahlı kuvvetleri yeniden yapılandırmaya başlamıştı: Asya ve Afrika’da müdahale savaşları yürüten bir ordudan, Doğu Avrupa’da Rusya’ya karşı pozisyon alan bir orduya dönüştürülmesi hedefleniyordu.

Avrupa’da büyük bir savaşın tehdidi karşısında, federal hükümet şimdi Bundeswehr kışlaları için de “ilk acil direnç önlemleri”ni başlattı – örneğin acil durum jeneratörlerinin satın alınması.

Bundeswehr’in savaş hazırlıkları kapsamında yeniden yapılandırılmasıyla bağlantılı olarak satın alınan silah sistemleri de inşaat önlemlerini gerektiriyor. Örneğin Büchel’deki F-35A savaş uçağı, ağır nakliye helikopteri CH-47 Chinook, yeni deniz keşif uçağı P-8A Poseidon ve Arrow füze savunma sistemi, kışlalarda konuşlandırılabilmeleri için özel binalara ihtiyaç duyuyor.

Berlin, 2014 yılında başlattığı ordusunu Rusya’ya karşı bir savaşa hazırlama politikasını, Federal Savunma Kuvvetlerinin bina yapılarında da somutlaştırmaya devam ediyor.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Wagenknecht’ten Merz’e İsrail tepkisi: Çifte standart var

Yayınlanma

BSW lideri Sahra Wagenknecht, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’i İsrail’in İran’a yönelik saldırısı konusundaki tutumu nedeniyle çifte standart uygulamakla suçladı. Wagenknecht, Merz’in İsrail’in Batı’nın ‘pis işlerini yaptığı’ yönündeki yorumunu uluslararası hukuka aykırı ve ikiyüzlü bulduğunu belirtti.

Almanya’da muhalefetteki Akıl ve Adalet İçin Sahra Wagenknecht Birliği (BSW) lideri Sahra Wagenknecht, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’i İsrail’in İran’a yönelik saldırısıyla ilgili tutumu nedeniyle çifte standart uygulamakla suçladı.

Wagenknecht, Merz’in İsrail’in eylemlerini “hepimiz için kirli bir iş” olarak nitelendirmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti.

Wagenknecht, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, “Ne duyulmamış bir çifte standart ve ikiyüzlülük: Şansölye için İsrail’in uluslararası hukuka aykırı saldırganlık savaşı, bakanlıkların ve sivillerin bombalanması da dahil olmak üzere tüm bölgede yangına yol açabilecek bir durum, hepimiz için ‘kirli bir iş’in yapılmasıdır,” ifadelerini kullandı.

Wagenknecht’e göre Batı, uluslararası hukuku “her zaman sadece başkalarına” uyguluyor, ancak kendine değil.

Wagenknecht, “Bu kadar açık bir şekilde çifte standart uygulayan biri, dünyanın birçok yerinde kendisine karşı artan hoşnutsuzluğa şaşırmamalıdır,” şeklinde ekledi.

Merz, dün ZDF televizyon kanalında İran’a karşı yürütülen operasyon hakkında konuşurken, “Bu, İsrail’in hepimiz için yaptığı kirli bir iş,” demişti.

Şansölye, İran ile olan çatışmadaki eylemlerinden dolayı İsrail ordusuna ve İsrail liderliğine saygı duyduğunu da dile getirmişti.

İsrail’e adanmış bir devlet: Almanya

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English