Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD, Google’ı parçalamayı düşünüyor

Yayınlanma

Alphabet şirketine ait Google’ı parçalama teklifi, şirketin çevrimiçi arama pazarında tekelleştiğine dair önemli bir mahkeme kararının ardından Adalet Bakanlığı tarafından değerlendirilen seçeneklerden biri.

Bloomberg’e göre bu hamle, yirmi yıl önce Microsoft’u parçalamaya yönelik başarısız çabalardan bu yana Washington’un yasadışı tekelleşme nedeniyle bir şirketi ortadan kaldırmaya yönelik ilk girişimi olacak.

Özel görüşmelerden bahsettikleri için isimlerinin açıklanmasını istemeyen kişiler, daha az ciddi seçenekler arasında Google’ı rakipleriyle daha fazla veri paylaşmaya zorlamak ve yapay zeka ürünlerinde haksız bir avantaj elde etmesini önleyecek tedbirler olduğunu söyledi.

Alphabet hisseleri dün New York’ta saat 10:13’te %3,8 değer kaybederek, federal bir yargıcın şirketin arama pazarında yasadışı tekel olduğuna hükmettiği 5 Ağustos’tan bu yana en büyük düşüşü yaşadı.

Parçalama olmazsa Android ve Chrome elden çıkarılabilir

Ne olursa olsun, hükümetin Google’a karşı açtığı davanın merkezinde yer alan özel sözleşme türlerinin yasaklanmasını isteyeceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Yetkililer, Adalet Bakanlığı’nın bir parçalama planında ısrarcı olması halinde, elden çıkarılması en muhtemel birimlerin Android işletim sistemi ve Google’ın web tarayıcısı Chrome olduğunu söyledi.

Yetkililer ayrıca, şirketin metin reklamcılığı satmak için kullandığı AdWords platformunun olası bir satışını zorlamayı da düşünüyor.

Google 5 Ağustos kararını temyize götüreceğini açıkladı ancak Mehta her iki tarafa da, olası bir ayrılma talebi de dahil olmak üzere hükümetin rekabeti yeniden tesis etmeye yönelik önerilerini içerecek olan davanın ikinci aşaması için planlara başlamaları talimatını verdi.

ABD planının, şirketi buna uymaya yönlendirecek olan Mehta tarafından kabul edilmesi gerekecek. Google’ın zorla parçalanması, AT&T’nin 1980’lerde dağıtılmasından bu yana bir ABD şirketinin en büyük parçalanması olacak.

Google’ın uygulamalarından etkilenen şirketlere danışmanlık yapan Adalet Bakanlığı avukatları, görüşmelerinde şirketin arama hakimiyetinin yapay zeka teknolojisi geliştirmede kendisine avantaj sağladığı yönündeki endişelerini dile getirdiler.

Çözümün bir parçası olarak hükümet, şirketin web sitelerini arama sonuçlarında görünmek için içeriklerinin Google’ın bazı yapay zeka ürünleri için kullanılmasına izin vermeye zorlamasını durdurmaya çalışabilir.

Google, Gmail ve Play Store için anlaşma imzalanmasını şart koşuyormuş

Dünya çapında yaklaşık 2,5 milyar cihazda kullanılan Android işletim sisteminin elden çıkarılması, Adalet Bakanlığı avukatları tarafından en sık tartışılan çözüm yollarından biri. Mehta kararında, Google’ın Gmail ve Google Play Store gibi uygulamalarına erişim sağlamak için cihaz üreticilerinin anlaşmalar imzalamasını şart koştuğunu tespit etti.

Bu anlaşmalar ayrıca Google’ın arama widget’ının ve Chrome tarayıcısının cihazlara silinemeyecek şekilde yüklenmesini gerektirerek diğer arama motorlarının rekabet etmesini etkili bir şekilde engelliyor.

Mehta’nın kararı, aralık ayında Kaliforniya’da bir jüri tarafından alınan ve şirketin Android uygulama dağıtımını tekelleştirdiğine hükmeden kararın ardından geldi. Söz konusu davada yargıç henüz bir karar vermedi.

Antitröst yasalarını da uygulayan Federal Ticaret Komisyonu, bu hafta bu davada bir özet sundu ve yaptığı açıklamada Google’ın “yasadışı tekelleşmenin ödüllerini toplamasına” izin verilmemesi gerektiğini söyledi.

Google arama motorunu cihazlarda ve web tarayıcılarında varsayılan hale getirmek için şirketlere 26 milyar dolar kadar ödeme yaptı ve bunun 20 milyar doları Apple’a gitti.

Google’ın büyük reklam geliri de hedefte

Mehta’nın kararı ayrıca Google’ın, kullanıcıları web sitelerine çekmek için arama sonuçları sayfasının en üstünde görünen ve arama metni reklamları olarak bilinen reklamları tekeline aldığını da ortaya koydu. 

Bu reklamlar, 2018 yılında AdWords’ün adını değiştiren ve pazarlamacılara işletmeleriyle ilgili belirli arama anahtar kelimelerine yönelik reklam yayınlama olanağı sunan Google Ads aracılığıyla satılıyor.

Geçen yılki duruşmada verilen ifadeye göre, Google’ın toplam gelirinin yaklaşık üçte ikisi arama reklamlarından geliyor ve 2020’de 100 milyar dolardan fazla olacak.

Söz konusu kişiler, Adalet Bakanlığı’nın Google’dan AdWords’ü satmasını talep etmemesi halinde, diğer arama motorlarında sorunsuz çalışmasını sağlayacak birlikte çalışabilirlik gereklilikleri isteyebileceğini söyledi.

Google daha fazla veri paylaşımına zorlanabilir

Diğer bir seçenek ise Google’ın verilerini Microsoft’un Bing’i ya da DuckDuckGo gibi rakiplerine devretmesini ya da lisanslamasını gerektiriyor.

Mehta’nın kararına göre Google’ın sözleşmeleri yalnızca arama motorunun en fazla kullanıcı verisini (en yakın rakibinden 16 kat daha fazla) almasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bu veri akışı rakiplerinin arama sonuçlarını geliştirmesini ve etkili bir şekilde rekabet etmesini de engelliyor.

Avrupa’da kısa süre önce yürürlüğe giren dijital bekçilik kuralları, Google’ın verilerinin bir kısmını üçüncü taraf arama motorlarına sunması için benzer bir zorunluluk getirmişti. Şirket, veri paylaşımının kullanıcı gizliliği konusunda endişelere yol açabileceğini, bu nedenle yalnızca belirli eşikleri karşılayan aramalara ilişkin bilgileri kullanıma sunduğunu kamuoyuna açıkladı.

Tekelcilerin rakiplerinin teknolojiye bir miktar erişimine izin vermesini zorunlu kılmak daha önceki davalarda bir çözüm yolu olmuştu. Adalet Bakanlığı’nın 1956 yılında AT&T’ye karşı açtığı ilk davada, şirketin patentleri için telifsiz lisanslar sağlaması istenmişti.

Microsoft’a karşı açılan antitröst davasında ise anlaşma, teknoloji devinin uygulama programlama arayüzleri ya da API’leri olarak adlandırılan bazı uygulamalarını üçüncü taraflara ücretsiz olarak sunmasını gerektiriyordu. 

API’ler yazılım programlarının birbirleriyle etkin bir şekilde iletişim kurabilmelerini ve veri alışverişi yapabilmelerini sağlamak için kullanılıyor.

Google elde ettiği verileri yapay zeka geliştirmede kullanıyor

Yıllardır web siteleri, şirketin arama sonuçlarında görünmelerini sağlamak için Google’ın web tarayıcısının erişimine izin verdi. Fakat son zamanlarda bu verilerin bir kısmı Google’ın yapay zekasını geliştirmesine yardımcı olmak için kullanılıyor.

Geçtiğimiz sonbaharda Google, şirketlerin şikayeti üzerine web sitelerinin yapay zeka için kazıma işlemini engellemesine olanak tanıyan bir araç oluşturdu.

Fakat bu devre dışı bırakma her şey için geçerli değil. Mayıs ayında Google, bazı aramaların artık insanları çeşitli bağlantılara tıklama zahmetinden kurtaran anlatımlı yanıtlar olan “AI Overviews” ile geleceğini duyurdu. Yapay zeka destekli panel, sorguların altında beliriyor ve web genelindeki Google arama sonuçlarından alınan özet bilgileri sunuyor.

Google, ayrı bir ürün değil, aramanın bir “özelliği” olduğu için web sitesi yayıncılarının AI Genel Bakışlarında görünmemeyi tercih etmelerine izin vermiyor. Web siteleri Google’ın snippet’leri kullanmasını engelleyebilir, fakat bu hem arama hem de AI Genel Bakışları için geçerlidir.

Snippet, kendi başına çalışmayan fakat kod içerisinde kısayollar aracılığı ile kullanılan kaynak kodu parçacıklarına verilen isim.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English