Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

ABD-İsrail arasında ‘dış güç’ tartışması

Yayınlanma

İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin’in, “hükümetin tartışmalı yargı reformuna karşı ülkesindeki protestoları ABD’nin desteklediğini söylediği” iddia edildi. Levin’e yanıt veren ABD Dışişleri Bakanlığı, “Bu suçlamalar tamamen ve bariz bir şekilde yanlıştır” dedi.

İbranice yayın yapan “Walla” haber sitesi, Levin’in basına kapalı bir toplantıda yaptığı konuşmaya ait olduğu öne sürülen ses kayıtlarını yayımladı. Söz konusu kayıtlara göre Levin, “protesto hareketinin, basını tamamen kontrol ettiğini, Yüksek Mahkeme, Başsavcı, tüm finansal sistem ve kendileriyle iş birliği yapan ABD’nin üzerinde söz sahibi olduğunu” söyledi. Levin ayrıca, yargı düzenlemesi için mücadele etmeye hazır olduğunu, parti saflarındaki birliğin bunun için önemli olduğunu ifade ederek, muhalefeti cumhurbaşkanlığının yürüttüğü müzakerelerde “uzlaşıya yanaşmamakla” suçladı.

Haaretz’de yer alan habere göre ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, Levin’in iddialarıyla ilgili, “Bu suçlamalar tamamen ve bariz bir şekilde yanlıştır” dedi.

Oğul Netanyahu’nun iddiası

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun oğlu Yair’in de Washington yönetiminin İsrail’deki protestoları desteklediği iddialarını daha önce dile getirmesine ABD’li bazı isimler tepki göstermişti. ABD Dışişleri Bakanlığı, Yair Netanyahu’nun iddialarının ardından “bu suçlamaların tamamen gerçek dışı olduğunu” açıklamıştı. Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz ise ABD Başkanı Joe Biden’ı “Amerikan karşıtı Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’yı ağırlamak ancak müttefik Netanyahu’ya yüz çevirmekle olur” diyerek suçlamış, Biden yönetimi yetkililerinin “İsrail’deki hükümet karşıtı protestoları finanse etmekten çok öteye gittiğini” savunmuştu.

İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin’in 5 Ocak’ta duyurduğu yargı reformu, Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlandırma ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olması gibi değişiklikler içeriyor. Başbakan Netanyahu 27 Mart’ta, ülke çapında kitlesel protestolara ve grevlere neden olan yargı düzenlemesini ertelediğini açıklamıştı. Ancak hükümetin, ertelediği düzenlemeyi bu ay yine Meclise getirmesi bekleniyor.

Biden’ın görüşmediği Netanyahu’yu o isim ziyaret etti

Levin’e ait olduğu ileri sürülen ses kaydının ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy İsrail’deyken sızdırılması dikkat çekti. Cumhuriyetçi McCarthy, ABD Başkanı Demokrat Joe Biden’ın ısrarla Washington’a davet etmeyi reddettiği Netanyahu ile görüştü. İsrail Meclisinin yaz dönemi açılışı dolayısıyla Genel Kurulda milletvekillerine hitap etti. İsrail ziyaretinin Temsilciler Meclisi Başkanı sıfatıyla ilk denizaşırı seyahati olduğunu vurgulayan McCarthy, Tel Aviv ile Washington arasındaki bağın “yakın ve sarsılmaz” olduğunu dile getirdi. “Amerika’nın İsrail’den daha büyük bir müttefiki yoktur” diyen McCarthy, ABD ve İsrail birbirine yakın olduğunda dünyanın “daha iyi ve daha güvenli” olduğunu iddia etti. Konuşmasında, “İran’ın asla nükleer silaha sahip olmayacağını” iddia eden McCarthy, bu amaçla ülkesinin İsrail’le birlikte çalışacağını kaydetti.

Netanyahu da McCarthy ile birebir ve heyetler arası görüşmenin ardından ziyarete ilişkin açıklamalarda bulundu. “İsrail devletinin güvenilir dostu” olarak nitelediği McCarthy’yi ağırlamaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Netanyahu, “O (McCarthy), İsrail-Amerikan ittifakının önde gelen savunucusu olmuştur. Ondan daha iyi bir dostumuz olduğunu düşünmüyorum” dedi. İran’ın nükleer faaliyetlerine yönelik ülkesinin tutumunu yineleyen Netanyahu, “İlk ve en acil sorun İsrail ve ABD’nin İran’ın nükleer silah edinmesini engellemeye yönelik ortak çabasıdır. İran’ın sınırlarımıza askeri olarak yerleşmesine izin vermeyeceğiz ve nükleer silah elde etmesini engellemek için her şeyi yapacağız” ifadelerini kullandı.

ORTADOĞU

Üst düzey ABD yetkilisi İsrail’i Hizbullah’la savaşın ‘feci sonuçları’ konusunda uyardı

Yayınlanma

Pazartesi günü Washington’da düzenlenen Orta Doğu Amerika Diyaloğu (MEAD) zirvesinde konuşan üst düzey bir ABD’li yetkili, İsrail ve Hizbullah arasında Lübnan’da patlak verecek bir savaşın “felaket ve öngörülemeyen sonuçlar” doğurabileceğini söyledi.

Times of Israel’in haberine göre, ABD’li yetkili, “‘Savaşalım ve sonra Hizbullah’ın elindeki tüm füzeleri yok edelim ve her şey yoluna girsin’ gibi bir düşünce var. Bu o kadar basit değil. Sihirli bir çözüm yok. Karşı taraf yok edilemez. Savaşın sonunda İsrail ağır bir bedel ödeyebilir ve hedeflerine ulaşamayabilir” dedi.

İsrailli gazeteci Barak Ravid’in aktardığına göre ABD’li yetkili, sınırdaki gerilimi yatıştırmak için askeri değil diplomatik bir çözüm önerdi.

“Laboratuvar koşullarında savaş olmaz. Bu bir oyun değil. IDF’nin kabiliyetlerinden şüphe duymuyorum ama her iki taraf için de ciddi sonuçları olacağı gerçeğini düşünmek zorundayız” diyen ABD’li yetkili, iki eski üst düzey ABD yönetimi yetkilisi Dennis Ross ve Elliot Abrams ile iki eski ABD İsrail Büyükelçisi Tom Nides ve David Friedman’ın başkanlık ettiği iki günlük Washington konferansının ikinci gününde konuştu.

Yetkili, bir savaşın patlak vermesi halinde, uluslararası toplumun şu anda sağlanabilene benzer bir diplomatik çözüme ulaşmak için müdahale edeceğini savundu.

Yorumlar, İsrail’in Lübnan sınırına yönelik saldırılarını artırması sonucu Hizbullah’la gerilimin yükseldiği bir dönemde geldi.

Pazartesi günü Hizbullah İsrail’in kuzeyine patlayıcı yüklü insansız hava araçları ve düzinelerce roket fırlatırken İsrail Savunma Kuvvetleri de Lübnan’ın güneyindeki askeri hedeflere ateşle karşılık verdi.

İsrail medyası tarafından yayınlanan konferanstan alıntılarda ABD’li yetkili, gerginliğin topyekûn bir savaşa dönüşmesi halinde binlerce hatta on binlerce insanın ölebileceği ve hem İsrail hem de Lübnan altyapısının ağır hasar görebileceği uyarısında bulundu.

Pazar günü aynı konferansta konuşan eski savaş kabinesi bakanı Benny Gantz ise, İsrail’in odağını Gazze’den Lübnan sınırına kaydırması gerektiğini söyleyerek “bu konuda geç kaldık” dedi ve İsrail’in Hamas’la yakın zamanda bir rehine-ateşkes anlaşması yapmaması halinde Hizbullah’la savaşın yakın olduğu uyarısında bulundu.

Ravid’e göre Gantz ve diğer İsrailli yetkililer ekim ayından bu yana kuzey sınırındaki evlerinden tahliye edilen on binlerce İsraillinin güvenli bir şekilde geri dönebilmeleri için tek yolun Hizbullah’a yönelik büyük bir askeri operasyon olduğunu söylerken, ABD’li yetkili çatışmalarda çok sayıda sivilin ölebileceği ve geri dönecek evlerinin olmayacağı uyarısında bulundu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail yerinden edilenlerin çadırlarına saldırdı, 40 kişi hayatını kaybetti

Yayınlanma

İsrail’in salı sabahı erken saatlerde Gazze’deki bir insani yardım bölgesine düzenlediği hava saldırısında en az 40 kişi hayatını kaybetti.

Saldırılar, İsrail’in Gazze’nin diğer bölgelerindeki saldırılarına karşın nispeten daha güvenli bir insani yardım bölgesi görülen, güneydeki Han Yunus kenti yakınlarındaki el-Mevasi sahil bölgesindeki bir çadır kenti hedef aldı.

Saldırının şiddetiyle bölgede metrelerce derinlikte 3 çukur oluştuğu ve yerlerinden edilenlerin sığındığı en az 20 ila 40 çadırın yandığı ve yok olduğu, çok sayıda kişinin kumların altına gömüldüğü kaydedildi.

Bölgeden gelen video görüntülerine göre, hava saldırıları kum tepelerinde devasa kraterler açarken, yerel ilk müdahale ekipleri gece boyunca meşale ışığında yaralıları kurtarmaya ve küreklerle ve çıplak elleriyle kumdan kazmaya çalıştı.

Gazze’deki bir Filistin sivil savunma sözcüsü yerel medyaya yaptığı açıklamada, el-Mevasi’ye sığınan yüz binlerce Filistinliye atıfta bulunarak “Yerlerinden edilenlere yönelik bir katliamla karşı karşıyayız” dedi.

Sözcü, “Kurtarma operasyonları devam ediyor ve gösterilen çabalar büyük” diye ekledi.

İsrail ordusu, insani yardım bölgesinde “bir komuta ve kontrol merkezinde faaliyet gösteren önemli Hamas teröristlerini” hedef aldığını iddia etti.

Hamas ise yaptığı açıklamada İsrail’in iddialarını reddederek hedef alınan bölgede militanların bulunduğunu “bariz bir yalan” olarak nitelendirdi.

Yerel sağlık yetkililerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze’de 40,000’den fazla Filistinli öldürüldü. Uluslararası yardım grupları parçalanmış bölgede insani felaketin yaklaşmakta olduğu uyarısında bulunurken, kötüleşen güvenlik nedeniyle yardım ulaştırmanın giderek zorlaştığı belirtiliyor.

BM yardım ve sağlık kuruluşları, salgınların tespit edilmesinin ardından bu ay Gazze’de bir çocuk felci aşılama kampanyası başlattı. İsrail ordusu, sağlık ekiplerinin aşı uygulamasına izin vermek için belirli bölgelerde sözde operasyonel “duraklamalara” izin verdi. İsrail Savunma Bakanlığı’na göre bu hafta başı itibariyle yaklaşık 200.000 kişiye aşı yapıldı.

BM mülteci ajansı başkanı Philippe Lazzarini’ye göre pazartesi günü Gazze’nin kuzeyindeki İsrail güçleri çocuk felci aşısı dağıtımına katılan bir BM konvoyunu sekiz saatten fazla bir süre durdurdu. Personel daha sonra üslerine geri bırakıldı.

İsrail ordusu konvoyun çocuk felci kampanyasının bir parçası olduğu iddialarını reddetti ve militanların insani yardım personelinin içine yerleştirildiğine dair şüpheler olduğunu öne sürdü.

Guterres: Gazze’deki acılar eşi benzeri görülmemiş seviyede

Gazze’deki durumu değerlendiren Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres, görev süresi boyunca Gazze’deki “yıkım ve ölümün benzerini görmediğini” söyledi.

BM’nin, Gazze’deki olası bir ateşkesi gözlemlemeyi teklif ettiğini belirten Guterres, Orta Doğu’daki BM Ateşkes Gözetim Örgütü (UNTSO) misyonunu hatırlattı.

Antonio Guterres, ancak İsrail’in kabul etme ihtimalinin düşük olması nedeniyle BM’nin Gazze’nin geleceğinde rol oynayabilmesinin “gerçekçi olmadığını” ifade etti.

Gazze’de ateşkesin aciliyetine dikkati çeken Guterres, “Gazze’de gördüğümüz acılar, BM Genel Sekreterliği dönemimde eşi benzeri görülmemiş seviyede. Daha önce, Gazze’de son birkaç ayda gördüğümüzdeki gibi bir ölüm ve yıkım seviyesi görmemiştim” diye konuştu.

Guterres, iki devletli çözümün tek yol olduğunu ve başka bir alternatifin uygulanabilir olmadığını ifade ederek “Bu, 5 milyon Filistinlinin bir devlette hiçbir hakka sahip olmadan yaşaması anlamına geliyor” dedi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail tarafından katledilen Ayşenur Ezgi Eygi için Filistin’de cenaze töreni düzenlendi

Yayınlanma

İşgal altındaki Batı Şeria’nın Beyta beldesinde İsrail askerlerince katledilen Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi için Filistin’in Nablus kentinde resmi ve sivil katılımla cenaze töreni düzenlendi.

Eygi’nin naaşı, uluslararası dayanışma aktivistleri, Filistinliler, Türkiye’nin Kudüs Başkonsolosu Büyükelçi İsmail Çobanoğlu, Nablus Valisi Gassan Daglas ve sivil toplum temsilcilerinin katılımıyla Nablus kentindeki Rafidiye Hastanesi’nden alındı. Filistinlilerin sloganları eşliğinde tören düzenlendi.

Dışişleri Bakanlığı Eygi’nin naaşının Türkiye’ye getirilmesi için çalışma yürüttüklerini söyledi.

26 yaşındaki Türk-Amerikan vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi, 6 Eylül’de işgal altındaki Batı Şeria’nın Nablus kentine bağlı Beyta beldesinde düzenlenen işgal karşıtı bir gösteride İsrail keskin nişancısı tarafından açılan ateş sonucu başından vurularak hayatını kaybetti.

Washington Üniversitesinde hem psikoloji hem de Orta Doğu dillerinde çift dal yapan Eygi, Filistin topraklarının İsrail tarafından işgaline karşı sivil yöntemlerle Filistinlilere destek veren Uluslararası Dayanışma Hareketi (ISM) gönüllüsü insan hakları aktivistiydi.

2003’te İsrail buldozeri tarafından ezilerek öldürülen ABD vatandaşı Rachel Corrie de aynı harekete mensuptu.

Eygi, Filistinlilerin haklarını destekleyen dayanışma hareketlerinde aktif yer alıyordu.

Önceki gün de ABD’nin Washington eyaletinde yüzlerce Filistin yanlısı gösterici, Ayşenur Ezgi Eygi’nin, İsrailli askerler tarafından öldürülmesin protesto etmek için toplandı.

Washington’daki gösteride Eygi’nin fotoğraflarının yanı sıra “Ayşenur Eygi Filistin için şehit oldu”, “Ayşenur için adalet”, “Bugün hepimiz Ayşenur’uz”, “Direniş terör değildir! Özgür Filistin!” yazılı pankartlar taşıyan göstericiler, İsrail karşıtı sloganlar attı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English