Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’de sığınmacı tartışması: 42. Madde nedir?

Yayınlanma

Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın en önemli seçim vaatlerinden biri de güneyden gelen göç dalgasını engellemekti. 

Bu kapsamda örülmesi planlanan duvar çeşitli engellerle karşılaşsa da pandemi Trump yönetimine bulunmaz bir fırsat verdi: ABD federal kanunlarının (USC) 42. Maddesinin 265. Paragrafında yer alan, ABD’deki kamu sağlığı uygulamalarının sığınmacıları bağlayan hükmü. Bu madde, 1944 tarihli Kamu Sağlığı Hizmet Yasası’nın içerisinde yer alıyor.

Mart 2020’de harekete geçirilen 42. Madde, kamu sağlığını ilgilendiren acil durumlarda federal hükümete yabancıların ülkeye girişini engelleme yetkisi veriyor.

Bu yetki, ABD sınırlarına gelerek iltica başvurusu yapmak isteyenlerin, kamu sağlığı gerekçesiyle, derhal geri döndürülüp sınır dışı edilmesini sağlıyor.

2020’ye gelene kadar, bu madde tarihte yalnızca 1929 yılında uygulanmıştı. Menenjit salgını nedeniyle Çin ve Filipinler’den gelen gemilerdeki yolculara 42. Madde’ye göre muamele edilmişti.

Yayınlanan kılavuz, ABD’nin kuzey ve güney sınırından, yani Kanada ve Meksika’dan gelen göçmenlerin girişine engel oluyor. Kuzeyden pek yasadışı geçiş olmadığı için, yasa fiili olarak güney sınırını kapsıyor.

Biden, Trump’ın uygulamasını devam ettirdi

Trump yönetiminin sona ermesinin ardından ‘göçmen dostu’ olduğu düşünülen Joe Biden’ın ne yapacağı merak ediliyordu. Sonuç: Yeni Beyaz Saray 42. Madde’nin uygulamasına devam etti ve Haiti, Meksika, El Salvador, Honduras ve Venezuela gibi ülkelerden gelen iltica başvurularını hızla geri çevirmeyi sürdürdü. Hatta daha doğru bir ifade şu: ABD’li yetkililer, yasa sayesinde sığınmacılar sığınma başvurusu yapmadan onları sınır dışı etme hakkına sahip, ki bu, uluslararası sözleşmelere aykırı.

Bir tahmine göre, Mart 2020’den bu yana 2,5 milyon sığınmacı Meksika’ya veya geldikleri ülkelere sınır dışı edildi.

Meksika devleti, Meksikalı, Guetamalalı, Honduraslı ve El Salvadorlu sığınmacıları ülkeye kabul ediyor. Bunlara Ekim ayında Venezuelalılar da eklendi.

Mekanizma şöyle işliyor: Kağıt üzerinde, iltica için gelen sığınmacıları hastalık yaymamaları için gözaltına alınmalı ve hemen geri gönderilmeli. 

Birçok sığınmacı ise kara yoluyla Meksika’ya geri gönderiliyor ve bu süreç birkaç saati buluyor. Çok az sayıdaki sığınmacı ise uçakla geldikleri ülkeye geri gönderiliyor.

Mahkeme kararının tetiklediği tartışma

Kasım ayında, federal bir yargıç ve mahkeme, kamu sağlığı gerekçesiyle gündeme gelen 42. Madde’nin göçmen yaptırım aracına dönüşerek kötüye kullanıldığını söyleyerek Biden yönetiminden uygulamayı 21 Aralık’a kadar bitirmesini istedi.

Beyaz Saray, bu karara uyacağını açıkladı. Fakat Cumhuriyetçilerin yönettiği 19 eyalet, Yüksek Mahkeme’ye başvurarak uygulamayı sonlandırmanın ertelenmesini istedi.

Yüksek Mahkeme, Cumhuriyetçi eyaletlerin başvurusunu yerinde bularak yerel mahkemenin kararını iptal etti. Şubat ayındaki celsede, Cumhuriyetçi eyaletlerin 42. Madde’nin savunmasını yapıp yapamayacağına dair argümanları dinleyecek. 

Yani 42. Madde, uygulanmasının hâlâ yasal olup olmadığının anlaşılmasına kadar aylar boyunca yürürlükte kalacak.

Maddenin uygulanmasını itirazlar

Geçen Mayıs ayında Temsilciler Meclisi’nin koronavirüs krizi ile ilgili alt komitesinde ifade veren Amerikan Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri’nin (CDC) Küresel Göç ve Karantina Bölümü Direktörü Marty Cetron, 42. Madde uygulamasının ‘göçmenleri adil olmayan bir biçimde COVID-19 yayıcıları olarak damgaladığını’ söyledi.

Cetron, 42. Madde’nin uygulanmasında, ‘özel olarak kamu sağlığı gündeminin ötesinde bir motivasyonun bulunabileceğinden endişe ettiğini’ belirtti.

Cetron’a göre, 42. Madde’yi uygulama önerisi CDC’den gelmemişti. Hatta kendisi, 42. Madde’yi yürürlüğe sokacak emri imzalamayı reddetmişti. Ona göre, 42. Madde önerisi Donald Trump’ın üst düzey danışmanlarından olan Stephen Miller’dan gelmişti.

Cetron, o dönemki CDC Direktörü Robert Redfield’dan ‘affını’ istemiş, fakat Redfield, iltica arayan sığınmacıların toplu halde geri çevrilmesine yol açacak 42. Madde’yi yürürlüğe koyan emre imza atmış.

Washington 42. Madde’den memnun

Eylül 2021’de, 9 gün boyunca 4 bine yakın Haitiliyi sınır dışı eden Biden yönetimi, o güne kadarki hava yoluyla en büyük 42. Madde sınır dışı etme uygulamasını gerçekleştirmişti.

Trump yönetiminin güney sınırındaki dokuz aylık 42. Madde performansı 400 bin sınır dışı idi. Biden’ın karnesi ise selefini aşmış durumda: CBS’in Gümrük ve Sınır Koruma verilerinden elde ettiği rakamlara göre yeni başkan 2 milyonun üzerinde sığınmacıyı sınır dışı etti.

Yine de şunu hatırlatmak gerek: Trump’lı aylarda sınır dışı edilen sığınmacı oranı yüzde 83 iken, Biden’lı yıllarda bu oran yüzde 50’nin biraz üzerinde.

Ama ortak noktalar da var. Biden döneminin güney sınırlarından sınır dışı edilen sığınmacıları da tıpkı selefi döneminde olduğu gibi çocuksuz seyahat eden yetişkin göçmenler. Son 2 yılda sınırdan geçen 2,7 milyon çocuksuz yetişkinin yaklaşık üçte ikisinin sınır dışı edildiği görülüyor.

Biden yönetimi, resmi olarak 42. Madde’nin halk sağlığı amacıyla uygulandığını söylese de, CBS’e konuşan isimsiz Beyaz Saray yetkilileri güney sınırını düzenlemek ve Cumhuriyetçilerin tepkilerini azaltmak için bunu bir göç kontrol aracı olarak kullandıklarını itiraf ediyor.

‘42. Madde işlevini kaybetti’

New York Times’ın (NYT) yıl sonunda yaptığı bir habere göre, Kasım ayında sınırı geçen tüm sığınmacıların yüzde 29’u sınır dışı edildi. Sığınmacılar Kolombiya, Küba, Hindistan, Nikaragua ve Rusya gibi ülkelerden geliyordu ve bu ülkelere 42. Madde uygulanmıyordu.

Migration Policy Institute Başkanı Andrew Selee’ye göre, sığınmacı akını artık çok geniş bir ülkeler grubundan geliyordu ve bunların önemli bir kısmı da 42. Madde’ye tabi değildi. Ona göre, 42. Madde, göçü caydırma aracı olarak etkinliğini yitirmişti.

Hindistanlıların, Kübalıların, Rusyalıların ve Nikaragualıların sığınma başvuruları katlanarak artarken Guatemala ve Honduras gibi ülkelerin sığınmacı sayısı azalıyordu.

Eleştirmenler, 42. Madde’ye rağmen, ABD’nin sınırlarına yönelik göçmen akınının arttığını ileri sürüyorlar.

Cumhuriyetçi senatörlerle bazı Demokratlar 42. Madde’nin uygulanmasını destekleseler de, standart sınır koruma mevzuatı olmadığı için Meksika’ya bu madde kapsamında sınır dışı edilen sığınmacılar tekrar ABD’ye giriş yapıyorlar ve bu tip vakaların sayısı artıyor. 

Standart sınır koruma mevzuatının uygulanması durumunda bu türden sığınmacıların yargılanması veya ABD’ye girişlerinin yasaklanması gibi cezalar mümkün oluyor.

Biden yönetimi, 42. Madde’nin uygulanmasının sona ermesi durumunda kısa vadeli bir göçmen akını yaşanacağını, fakat orta vadede sınır korumanın kullanılmasıyla birlikte yasadışı göçün azalacağını öne sürüyor.

AMERİKA

LinkedIn kurucusu Hoffman, Harris’ten FTC şefi Khan’ı kovmasını istedi

Yayınlanma

LinkedIn’in kurucusu milyarder Reid Hoffman birkaç gün önce Kamala Harris’in seçim kampanyasına 10 milyon dolar bağışladı ve çok daha fazlasını vaat etti.

Dün CNN’e konuşan Hoffman Harris’ten istediklerini sıraladı. Milyarder, Harris’in Biden’ın gümrük vergisi ve antitröst rejimlerini sona erdirmesi ve Federal Ticaret Komisyonu (FTC) Başkanı Lina Khan’ı kovması gerektiğini söyledi.

Bu görüntünün ardından Reid Hoffman’ın Harris için bir “Silikon Vadisi bağış toplama turu” planlandığı haberi geldi.

Lever’ın haberine göre Hoffman, şu anda FTC tarafından dava edilen ve soruşturulan Microsoft’un yönetim kurulunda yer alıyor.

Öte yandan Hoffman siyasette belirleyici bir isim olmak istiyor. Hoffman Harris’in, büyük şirketlerin istediklerini yapabilmeleri için ticaret ve antitröst yoluyla işçileri koruyan Biden politikalarından kurtulmasını istiyor. Harris’in bu talepleri karşılayacağını vaat etmesi halinde kampanyasına finansman sağlayacak.

Dün New York Times’ta (NYT) yayınlanan bir yazıya göre, Başkan yardımcısı olarak Harris yapay zekanın düzenlenmesine destek verdiğini dile getirdi.

Fakat başkan yardımcısı ile özel olarak görüşen bir bağışçıya göre, Khan’ın antitröst yetkilerini genişletme konusundaki görüşüne şüpheyle yaklaştığını ifade etti.

Hoffman Uber, Google, Microsoft, AirBNB, Amazon, Apple ve benzeri şirketlerin yükselişini analiz ettiği kitabında, ucuz sermaye ve yasaları çiğneme yoluyla tekelleşmenin “sosyal açıdan faydalı olduğunu” ve bu tür firmaların birleşme ve satın alma stratejileri ve rakipleri engelleyen etkileri nedeniyle “takdir edilmesi” gerektiğini savunmuştu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Barack ve Michelle Obama’dan Kamala Harris’e destek

Yayınlanma

Barack ve Michelle Obama, Demokratların başkan adaylığı için Kamala Harris’i destekleyerek başkan yardımcısının Donald Trump’a karşı Beyaz Saray için yürüttüğü yeni kampanyada partiyi birleştirme çabalarını tamamlamış oldu.

Eski başkan ve first lady cuma günü Harris’i telefonla arayarak desteklerini ifade ettikleri bir video ile tartışmaları sona erdirdiler.

Barack Obama videoda, “Michelle ve ben seni desteklemekten ve bu seçimlerde seni Oval Ofis’e taşımak için elimizden gelen her şeyi yapmaktan daha fazla gurur duyamayacağımızı söylemek için aradık,” dedi.

Kamala Harris’in adaylığı garanti değil

Michelle Obama ise Harris ile “gurur duyduğunu” söyledi ve kasım ayındaki seçimlerin “tarihi bir seçim olacağını” belirtti.

Obamaların desteği önemli çünkü Biden’ın çekilmesinin ardından eski başkan ve ailesinin aday olarak Michelle Obama’yı göstermek istediği konuşuluyordu.

Obamalar Harris’in kampanyası konusunda cuma gününe kadar sessiz kalmışlardı. Harris’i desteklemek için daha fazla beklemiş olsalardı, başkan yardımcısının kampanyasına duydukları güven konusunda şüphe uyandırmaya başlayabilirlerdi.

Axios: Biden, Harris’in Trump’ı yenebileceğine inanmıyor

Perşembe günü Trump’ın kampanyası, aralarında eski başkan Obama’nın da bulunduğu bazı Demokratların “daha ‘iyi’ birini beklediklerini” iddia eden bir açıklama yayınladı.

Barack Obama, Başkan Joe Biden’ın haziran ayında Trump’la girdiği ve birçok Demokrat açısından “felaketle sonuçlanan” münazaranın hemen ardından Biden’ı açıkça desteklemiş olsa da daha sonra sessizliğe büründü.

Bu sessizlik pek çok Demokrat tarafından Başkanın Cumhuriyetçi rakibini yenebileceğine dair güvenini kaybettiği şeklinde değerlendirildi.

Biden çekilecek mi?

Bunun yanı sıra Michelle Obama’nın Biden ailesi ile olan ilişkisinin bozulduğu, Başkana yönelik “çekil” baskısında da Barack Obama’nın payının bulunduğu öne sürülüyordu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD ekonomisi ikinci çeyrekte %2,8 büyüdü

Yayınlanma

ABD Ticaret Bakanlığı perşembe günü yaptığı açıklamada, ABD ekonomisinin ikinci çeyrekte yıllık %2,8 oranında büyüdüğünü, bu oranın tüketici harcamalarının artması ve işletmelerin stoklarını artırmasıyla ekonomistlerin beklediğinden daha yüksek olduğunu söyledi.

Ekonomistler geçtiğimiz çeyrekte yıllık bazda %1,9’luk bir büyüme bekliyorlardı. Ekonomi yılın ilk üç ayında %1,4 oranında büyümüştü.

Perşembe günkü verilerde yakından izlenen ve stoklar, ticaret ve hükümet harcamalarını dışarıda bırakan bir talep göstergesi, yani özel yurtiçi alıcılara nihai hizmetler, %2,6 arttı.

Tüketici harcamaları %2,3 artarak ilk çeyrekteki %1,5’lik büyümeyi geride bıraktı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English