Bizi Takip Edin

RUSYA

AB’nin ambargosu Rusya’nın LPG ihracatını nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

Avrupa Birliği’nin Rusya’ya yönelik LPG ambargosunun tam olarak yürürlüğe girmesiyle birlikte, Rusya’nın LPG ihracat akışlarında önemli değişiklikler yaşandı. Polonya ve Baltık ülkelerine olan sevkiyatlar azalırken, Türkiye, Orta Asya, Çin gibi pazarlara yönelim arttı.

Avrupa Birliği’nin (AB) 20 Aralık 2024 tarihinden itibaren Rusya’dan Avrupa’ya sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) tedarikine yönelik uyguladığı yaptırımlar, 19 Aralık 2023 tarihinden itibaren başlayan 12 aylık geçiş döneminin ardından tam olarak yürürlüğe girdi.

Tüccarların tahminlerine göre, Rusya’dan yapılan toplam LPG ihracatının yaklaşık yüzde 20’sini ve doğrudan AB ülkelerine yapılan ihracatın yaklaşık yüzde 10-15’ini oluşturan 2901 gümrük kodu (TN VED) grubundaki LPG türleri (normal bütan ve izobütan) ambargo kapsamı dışında bırakıldı.

Yaptırımlardan sonra LPG ihracat akışları nasıl değişti?

Yıl boyunca, Aralık 2023’ün sonundan günümüze kadar, Rus ihracatçılar Polonya ve Baltık ülkelerinden bazı hacimlerde propan ve bütanı limanlara (Ust-Luga, Temryuk, Gürcistan Kulevi) yönlendirdi.

Buradan yakıt gaz tankerleriyle çoğunlukla Türkiye’ye, demiryoluyla Orta Asya ülkelerine, Çin’e ve Rusya iç pazarına ihraç edildi.

Kasım ayında Rusya’dan Polonya’ya demiryoluyla yapılan her tür LPG sevkiyatı, Kasım 2023’teki 90 bin tondan 37 bin tona, Baltık ülkelerine (Letonya, Litvanya ve Estonya) yapılan sevkiyat ise 49 bin tondan 24 bin tona düştü.

Rusya’dan Orta Asya ülkelerine (Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan) bu yılın Kasım ayında yapılan LPG ihracatı, 2023 Kasım ayındaki 36 bin tona karşılık 60 bin ton, Afganistan’a ise 13 bin tona karşılık 32 bin ton oldu.

Rus LPG’sinin hem demiryolu hem de tankerlerle teslim edildiği Rusya ve Çin sınır kapıları yanı sıra Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan, Moğolistan ve diğer ülkelere yapılan LPG sevkiyatları da arttı.

Reuters ajansına konuşan sektör kaynaklarına göre, Ocak-Kasım 2024 döneminde Rusya’dan demiryoluyla yapılan LPG ihracatı, Ocak-Kasım 2023 dönemine kıyasla yüzde 7,2 oranında azalarak yaklaşık 3 milyon tona geriledi.

Aynı zamanda, bu yılın ocak-kasım döneminde Avrupa Birliği’ne (Polonya, Baltık ülkeleri, Finlandiya, Macaristan ve Bulgaristan) yapılan sevkiyatların payı 2023’teki yüzde 45’ten yüzde 40’a düşerken, deniz yoluyla yapılan sevkiyatlar (özellikle Ust-Luga ve Temryuk’tan Türkiye’ye) yüzde 31’den yüzde 23’e, Afganistan’a yüzde 6,2’den yüzde 9,1’e, Orta Asya ülkelerine yüzde 5,6’dan yüzde 7,5’e, Çin’e ise yüzde 5,6’dan yüzde 8,2’ye yükseldi.

Rusya’dan Avrupa LPG ihracatı devam edecek mi?

Piyasa katılımcıları, Rusya’dan Avrupa’ya LPG ihracatının durmayacağını, ancak AB ambargosu altında olmayan normal bütan ve izobütan tedarik etmek üzere yeniden yapılandırılacağını düşünüyor.

Bir kaynak, “Rusya’dan gelen bütan, Avrupa’dan veya diğer bölgelerden gelen propan ile karıştırılabileceği ve yerel pazar için bir propan-bütan karışımının üretileceği Polonya’ya tedarik edilmeye devam edecek. Buna ek olarak, bütan petrokimya endüstrisinde, özellikle Macaristan’da talep görüyor ve buradaki hacimler şu anda Rusya’dan Belarus ve Polonya üzerinden transit geçiyor,” dedi.

Kaynaklar, örneğin Lukoil’ün propan-bütan karışımı üretimini azaltabileceğini ve Permnefteorgsintez’den normal bütan üretimini ve ihracatını ayda 2 bin tondan 6 bin tona çıkarabileceğini söyledi.

Afganistan ve Orta Asya, ana tüketiciler haline geliyor

Tüccarlar, bir başka olası seçeneğin de Rusya’dan Orta Asya ülkelerine yapılan sevkiyatları ikame edecek operasyonlar olabileceğini, Kazakistan’dan komşu ülkelere yapılan sevkiyatlar yerine Polonya ve Baltık ülkelerine yönelik LPG sevkiyatlarının artabileceğini belirtiyor.

Ajansa konuşan tüccarlardan biri, “Her şey ilgili tarafların kendi aralarında anlaşıp anlaşamayacağına bağlı, pek çok nüans var. Önümüzdeki yılın ilk yarısında bu yönde bir hareket görebileceğimizi düşünüyorum,” değerlendirmesini yaptı.

Bir diğer olası yol ise LPG hacminin Rusya’dan Özbekistan’a yönlendirilmesi, buradan da propan-bütanın kısmen Afganistan’a yönlendirilmesi ki, Rusya’da hala yasaklı örgütler listesinde olan Taliban hareketi nedeniyle bazı Rus üreticiler henüz doğrudan çalışmaya hazır değil.

Bir piyasa katılımcısı, “Taliban yakın gelecekte yasaklı örgütler listesinden çıkarılırsa, ki her şey bu yönde ilerliyor, Rusya’dan Afganistan’a LPG tedariki daha da artacaktır,” diye konuştu.

Aynı zamanda, Gazprom, Rosneft, Forteinvest ve diğer bazı Rus üreticiler şu anda Afganistan’a doğrudan LPG tedarik ediyor.

Afganistan’a LPG tedariğindeki artış da şu anda mallar için ödeme sorunları nedeniyle engelleniyor.

Tüccarlardan biri, “Biz tedarik etmeye hazırız ama Afgan ortaklarımız sadece nakit ödeme yapmak istiyor. Peki bu ‘nakit’ ile ne yapmamız gerekiyor? Rusya Federasyonu’na ithal etmeye çalışırken ek sorular ve sorunlar olabilir,” diye ekledi.

Rusya’dan Çin’e LPG ihracatı artabilir

Tüccarlara göre, Çin, LPG hacimlerinin yeniden yönlendirilebileceği potansiyel satış kanallarından biri.

Şu anda Rusya’dan Çin’e LPG ihracatı hem Zabaykalsk-Mançurya (Zabaykalskiy Krayı) ve Mahalino-Hunçun (Primorskiy Krayı) sınır kapıları üzerinden demiryolu taşımacılığı ile hem de yakıtın tankerlerle veya tank konteynerlerle Çin’e ihraç edildiği Çin sınırındaki aynı bölgelerdeki gaz dolum istasyonları aracılığıyla gerçekleştiriliyor.

Bir tüccar, “Mevcut kanallar aracılığıyla tedarikte büyüme potansiyeli var ve ayrıca çok kısa bir süre önce inşa edilen Blagoveshchensk ve Heihe arasındaki köprü üzerinden tedarik başlatma olasılığı da var,” dedi.

Çin’e bir başka satış kanalı da Moğolistan üzerinden demiryoluyla Zamın-Uud’a ve oradan da karayoluyla Çin’e transit geçiş olabilir.

Bir sektör kaynağı, “Bu güzergâhta şimdiden deneme amaçlı LPG teslimatları yapılıyor,” diye konuştu.

Buna ek olarak, Remstal’in Sovetskaya Gavan limanındaki LPG aktarma deniz terminali’nin 2025 yılı sonunda faaliyete geçmesi planlanıyor; tüccarlara göre bu da Güney Kore’ye, Çin’deki limanlara, Vietnam’a ve diğer güney Asya ülkelerine LPG tedariki için yeni fırsatlar yaratacak.

Rusya’nın iç pazarı ambargodan nasıl faydalanacak?

Şu anda ve önümüzdeki aylarda, ihracat akışlarının yeniden dağıtımı gerçekleşirken, LPG piyasası katılımcıları Rusya Federasyonu iç pazarına yapılan sevkiyatlarda bir artış bekliyor.

Otogaz segmentinde tüketimin mevsimsel olarak azalmasıyla birlikte hem OTC piyasasında hem de St Petersburg Uluslararası Ticaret Borsası (SPIMEX)’de üreticilerin LPG arzındaki artış, büyük toptan satış fiyatlarında keskin bir düşüşe yol açtı: Kasım sonunda ton başına 28 bin ruble (KDV dahil) olan fiyatlar aralık ayında 14 bin ruble (KDV dahil) civarına geriledi.

Reuters‘in hesaplamalarına göre, ihracat şu anda Rusya pazarına, özellikle de Polonya’ya ton başına yaklaşık 220-230 dolar ve Azak-Karadeniz limanlarına (Temryuk, Taman) ton başına 200-210 dolar daha fazla prim yapıyor.

Tüccar, “Ancak Polonya’ya LNG tedariki artık yasaklandı ve güneydeki deniz limanları ya çalışmıyor (Taman, Kavkaz limanı) ya da maksimum düzeyde yüklenmiş durumda (Temryuk, Batum, Kulevi),” dedi.

Bir başka sektör kaynağı da iç piyasa katılımcılarının “şu anda şanslı” olduğunu ekledi.

RUSYA

Moskova Belediye Başkanı, Rusya’nın demografi krizinden SBKP’yi sorumlu tuttu

Yayınlanma

Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, Rusya’nın günümüzde yaşadığı demografik sorunlardan Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ni (SBKP) sorumlu tuttu.

Sobyanin, Komünist Parti politikalarının Sovyetler Birliği’nin dağılmasına ve derin bir sosyo-ekonomik krize yol açtığını iddia etti.

Komünist Parti’nin Moskova Şehir Duması’ndaki grup başkanı Nikolay Zubrilin’in çok çocuklu ailelere yönelik yetersiz destek eleştirisine yanıt veren Sobyanin, “SSCB’nin çöküşünden sonra insanlar korkunç bir durumda kaldı ve doğum oranı Büyük Anayurt Savaşı seviyelerine düştü,” dedi.

Sobyanin ayrıca şunları ekledi: “Bugün, o dönemde oluşan demografik çukur bizi içine çekiyor. Bu, Moskova ve ülke için ciddi bir meydan okuma. Devlet Başkanı, bu sorunun ciddi ve somut bir şekilde ele alınmasını istiyor. Moskova, çok çocuklu ailelere yılda 100 milyar rubleden fazla harcıyor.”

‘Nüfus kaybı ulusal güvenlik sorunudur’

Bununla beraber Rusya Bilimler Akademisi Merkezi Ekonomik ve Matematiksel Araştırma Enstitüsü Direktörü Albert Bahtizin, Rusya nüfusunun yılda 500–600 bin kişi azaldığını ve bunun bir felaket ile ulusal güvenlik tehdidi olduğunu söyledi.

Bahtizin, Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre 21. yüzyılın sonuna kadar Rusya nüfusunun göçmenlere rağmen 120 milyona düşeceğini belirtti.

Dünya Sağlık Örgütü’yle bağlantılı bir enstitünün daha karamsar öngörülerine göre bu rakam 106 milyona kadar düşebilir.

Rosstat verilerine göre, Rusya’da doğum oranları 2014 yılından beri düşüşte. 2023 yılında doğan çocuk sayısı 1,264 milyon ile 1999’dan bu yana en düşük seviyeye indi ve 2014’e kıyasla üçte bir oranında azaldı.

2024 yılının ilk yarısında yeni doğan bebek sayısı yüzde 3 daha azalarak 599,6 bine düştü ve bu, gözlemlenen en düşük seviye oldu. Toplam doğurganlık oranı şu anda kadın başına yalnızca 1,4 çocuk.

Temmuz ayında Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov bu oranı “korkutucu derecede düşük” olarak nitelendirmiş ve nüfus kaybının her yıl devam ettiğini vurgulamıştı.

Öte yandan Ukrayna’daki askeri müdahale nedeniyle vatandaşlar ülkeden daha yoğun bir şekilde ayrılmaya başladı. En büyük göç dalgası 2022’de gerçekleşti.

İlk dalga, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının hemen ardından baharda başladı; ikinci dalga ise mobilizasyon ilanı sonrası sonbaharda yaşandı. Re: Russia projesine göre, savaşın başlamasından bu yana 817 bin ila 922 bin kişi Rusya’yı terk etti. Bu, 1920’lerde yaşanan büyük göçten bu yana en büyük çıkış olarak kaydedildi.

BM’den Rusya’nın demografi sorununa dair karamsar tahmin

Okumaya Devam Et

RUSYA

Mihail Hazin: Finansal feodalizm çöküş sürecinde

Yayınlanma

Mihail Hazin, son dönemde yaşanan siyasi ve ekonomik olayları değerlendirdi. Rusya ekonomisinin geleceğini etkileyen ‘finansal feodalizm’ sisteminin çöküşüne dikkat çeken Hazin, yaşanan gelişmeleri 17. yüzyıldaki Otuz Yıl Savaşları’na benzetti.

Rusya’nın önde gelen iktisatçılarından Mihail Hazin, Govorıt Moskva’ya verdiği röportajda, Slovakya Başbakanı Robert Fico’nun Moskova ziyaretiyle Rus şehirlerine yapılan saldırılar arasındaki çarpıcı zamanlama ilişkisinden bahsetti. Hazin, “Kiev’in Fico’nun Putin’e gideceğini kesinlikle bildiğini” vurguladı ve bu tür olayların bir tesadüften çok, geniş kapsamlı bir planın parçası olduğunu ifade etti.

Hazin, yaşanan olayların yalnızca haber değeri taşıyan unsurlar olmadığını, derinlemesine incelenmesi gerektiğini belirterek, “Bu nedenle, konuyu farklı uzmanlarla tartışmak gerekiyor,” dedi.

Mihail Hazin, finansal feodalizm olarak adlandırdığı ekonomik sistemin çöküş sürecine girdiğini öne sürdü. Reaganomics döneminden itibaren inşa edilen bu sistemin, küresel finans düzenini şekillendirdiğini belirten Hazin, “Bu sistem, merkezi bir otoriteye dayalı olduğu için dış koşullar değiştiğinde çok yavaş tepki verir, bazen hiç tepki vermez. Sonuç olarak da sistem çökmeye başlar,” ifadelerini kullandı.

Hazin’e göre finansal feodalizmin temelinde, para basım mekanizmasına dayalı bir kontrol sistemi bulunuyor. Ancak bu model, 17. yüzyılda Viyana Konferansı’yla yıkılan eski kapitalizm düzenine benzer şekilde artık sürdürülemez hale geldi.

Hazin, bugünkü durumu 17. yüzyıldaki Otuz Yıl Savaşları’na benzetti. O dönemde feodal beylerin yerine ulus-devletlerin politik arenada yeni aktörler olarak ortaya çıktığını belirten Hazin, günümüzde finansal feodalizm sisteminin de benzer bir dönüşümle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Hazin, bu süreçte zenginliğin yalnızca para basma yetkisiyle sınırlı olamayacağını vurguladı.

Hazin, “Bugün yaşananlar, 17. yüzyıldaki Otuz Yıl Savaşları’nın bir benzeridir. Hikâye uzun ve sonuçları çok geniş kapsamlıdır,” diye ekledi.

Slovakya Başbakanı Fico’dan Kremlin’e sürpriz ziyaret

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya’nın paralel ithalat hacmi azaldı

Yayınlanma

Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanı Anton Alihanov, Rusya’ya paralel ithalat yoluyla sağlanan ürün hacminin aylık 4 milyar dolardan 3 milyar dolara düştüğünü açıkladı. Bakanlık, 2025’in ilk çeyreğinde ürün listesini yeniden gözden geçirmeyi ve ithalat edilen ürün sayısını azaltmaya devam etmeyi planlıyor.

Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanı Anton Alihanov, paralel ithalat yoluyla sağlanan ürün hacminin, aylık 4 milyar dolardan 3 milyar dolara düştüğünü duyurdu.

2025 yılının ilk çeyreğinde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ilgili ürün listesini gözden geçirmeyi ve ürün sayısını azaltmaya devam etmeyi planlıyor.

Alihanov’a göre, ithal edilen ürün hacmindeki azalma özellikle giyim, ayakkabı ve elektronik segmentlerinde belirginleşti.

TASS ajansının haberine göre Bakan, bunun yerli üretimin gelişmesi ve piyasaya yeni yüksek kaliteli Rus ürünleri girmesiyle katkıda bulunduğuna inanıyor. Ayrıca, dost ülkelerden gelen ürünlerin sayısı giderek artıyor.

Alihanov, listeden muafiyetlerin dikkatlice yapılması gerektiğini vurgulayarak, ürün kıtlığına yol açmamak ve yerli sektörlere zarar vermemek için dikkatli olunması gerektiğini belirtti.

Paralel ithalatın yaptırımları aşmak için bir araç olduğunu kaydeden Alihanov, yabancı üreticiler Rusya pazarına geri dönerse veya ürünleri tamamen Rus benzerleri veya dost ülkelerden gelen ürünlerle değiştirilirse, böyle bir mekanizmaya ihtiyaç kalmayacağını ifade etti.

Paralel ithalat, telif hakkı sahibinin veya üreticinin izni olmadan orijinal ürünlerin ülkeye ithalatını öngörüyor.

Söz konusu mekanizma, batı yaptırımlarına yanıt olarak Rusya’da 29 Mart 2022 tarihinde devreye girmişti.

Rusya’da liberal muhalefet: bir “vaka çalışması”, bir siyasi analiz, bir gelecek tahmini

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English