Bizi Takip Edin

AVRUPA

Almanya’da işçiler ve çiftçiler hükümete karşı harekete geçiyor

Yayınlanma

Almanya’da Olaf Scholz liderliğindeki ‘trafik lambası’ koalisyonunun kemer sıkma politikalarına karşı demiryolu işçileri ve çiftçiler grev ve protestolara başlıyor.

GDL tren sürücüleri sendikası pazar günü yaptığı açıklamada, demiryolu operatörü Deutsche Bahn (DBN) ile ücret anlaşmazlığının artması nedeniyle üyelerini bu hafta greve çağırdığını söyledi.

Sendika, grevin 10 Ocak’tan 12 Ocak’a kadar süreceğini ve kargo treni sürücülerinin grevlerine 9 Ocak’ta başlayacağını söyledi.

Sendika, Aralık ayında Noel tatilinden sonra birkaç gün sürecek bir grev planladığını söylemişti.

Buna tepki olarak Deutsche Bahn, Frankfurt iş mahkemesi aracılığıyla bir ihtiyati tedbir kararıyla grevi durdurmaya çalışacağını söyledi.

Tren makinistleri, sendika ile Deutsche Bahn arasındaki müzakerelerin kasım ayı sonunda kesilmesinin ardından, geçen ayın başlarında 24 saatlik bir grev düzenlemişti.

GDL, vardiyalı çalışanlar için çalışma saatlerinin haftada 38’den 35 saate düşürülmesini, ayda 555 avroluk bir artış ve bir defaya mahsus 3.000 avroluk bir enflasyon ikramiyesi talep ediyor.

Çiftçiler yol kapatma eylemlerine hazırlanıyor

İşçilerin yanı sıra binlerce Alman çiftçinin, otoyolları ve şehir merkezlerini kapatarak hükümetin bütçe kesintilerini protesto etmek için pazartesi günü (bugün) sokaklara çıkması bekleniyor.

Hükümetin çeşitli sübvansiyonları kesme yönündeki tartışmalı kararının ardından ülke çapında kitlesel protestolar başlamıştı. Scholz yönetimi sonunda baskıya boyun eğip tarımsal sübvansiyonlarla ilgili bazı kesintileri geri alacağını açıklarken, çiftçiler bunun yeterli olmadığını düşünüyor.

Alman çiftçiler birliği başkanı Joachim Rukwied, Bild’e verdiği demeçte, “Bu vergi artışlarının amasız fakatsız tamamen geri çekilmesini talep ediyoruz,” dedi.

Rukwied’e göre çiftçiler memnuniyetsiz ve hüsrana uğradılar çünkü ‘tarım politikasının başka bir dünyadan, kentsel bir baloncuktan ve çiftçi ailelerine ve kırsal alanlara karşı yapıldığına’ inanıyorlar.

Protestoların hafta boyunca sürmesi bekleniyor ve ülke genelinde sıkışıklıklar ve ablukalarla Almanya’nın bazı bölgelerinde trafik kaosuna neden olabilir.

Otoyol ablukaları, protestocular en büyük şehirlerin bazılarında birçok ana caddeleri kapatmayı hedeflediğinden, özellikle çeşitli Alman eyaletlerinin bölgesel başkentlerine odaklanacak.

Hükümet 15 Ocak’a kadar geri adım atmayı reddetmeye devam ederse, protestoların yeni bir seviyeye ulaşabileceği belirtiliyor. Bavyera çiftçiler derneği başkanı Günther Felßner Bild’e yaptığı açıklamada, “Teklifler 15 Ocak’ta masadan kalkmazsa, Almanya’nın daha önce hiç görmediği gibi ülkeyi felç etmeye hazırız,” uyarısında bulundu.

Anayasa mahkemesinin geçen ay 60 milyar avroluk tahsis edilmiş borcu iptal eden kararının ardından, federal hükümet geçen hafta çiftçilere yönelik sübvansiyonlarda yılda yaklaşık 900 milyon avro (983,34 milyon dolar) tasarruf etmeyi planladığını açıkladı.

Hükümet, 2024 kemer sıkma önlemlerinin bir parçası olarak gelecek yıl mazot sübvansiyonlarını ve tarım araçları için vergi indirimlerini kesmeyi planlıyor.

Sübvansiyon kesintileri hükümet içinde çatlağa neden oldu. FDP, kesintilere karşı çıkıyor. Fakat aynı zamanda Yeşiller’in içinde de soruna neden oldu. Tarım Bakanı Cem Özdemir, çiftçi protestolarına katılarak hükümetin politikalarına karşı çıktı.

Eylemler radikalleşiyor

Yeşil Ekonomi Bakanı Robert Habeck’in bulunduğu bir feribotu bloke etmesi çiftçilerin eylemlerinin radikalleştiğinin göstergesi de oldu.

Olay, siyasi yelpazenin neredeyse her tarafından eleştirilere yol açtı. Şansölye Olaf Scholz hareketi ‘utanç verici’ olarak nitelendirirken, muhafazakâr ana muhalefet CDU’nun lideri Friedrich Merz bunun giderek artan ‘kabadayı protesto kültürünün’ bir belirtisi olduğunu ileri sürdü.

Almanya’da çiftçiler arasında artan huzursuzluk, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in de dikkatini çekti. Leyen, cumartesi günü Bavyera’daki bir CSU partisi toplantısında yaptığı konuşmada, “Demokraside şiddete yer yoktur”. Diyalog demokraside merkezi araçtır,” dedi.

Ayrıca çiftçiler, Berlin’deki ünlü Brandenburg Kapısı’nda planlanan kesintileri protesto ederek, ‘POLİTİKANIZ ÇİFTÇİLERE KARŞI SAVAŞ İLANIDIR’ pankartları taşıyarak Berlin’in merkezindeki ‘Strasse des 17. Juni’yi (17 Haziran Bulvarı) traktörlerle trafiğe kapatmışlardı.

AfD yandaşlarından ‘genel grev’ çağrısı

Öte yandan The Guardian’da yer alan habere göre, sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi, sosyal medya kanallarında, sıradan insanların ‘Ortaçağ’daki gibi sorumsuz bir siyasi önderlik tarafından yıkıma sürüklendiği’ bir tablo çizdi ve vatandaşları ‘genel grev’ olarak adlandırdığı şeye katılmaya çağırdı.

Telegram kanallarında bazı protestocular, traktörlerle çevrili yanan bir Reichstag’ın yapay zeka tarafından oluşturulan resimlerini, “Berlin’e gelin ve trafik ışığını kovalayın! Almanya maviye dönüyor,” diyerek paylaşarak AfD’nin renklerine gönderme yaptı.

Alman çiftçiler birliği ise, ‘şiddet içeren bir darbe fantezisi’ olarak nitelendirdiği AfD çağrıları ile arasına mesafe koydu ve perşembe günü Habeck’in feribotunun ablukaya alınmasını eleştirdi.

AfD’nin eyalet seçim anketlerinde önde gittiği Saksonya’daki küçük çiftçiler derneğinin genel sekreteri Clemens Rissei se protestıların ‘AfD’nin değirmenine su taşığını’ öne sürdü.

AVRUPA

Pistorius, SPD’deki şansölyelik yarışında havlu attı

Yayınlanma

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, önümüzdeki seçimlerde partisinin liste başı adayı olmaktan çekilerek, Şansölye Olaf Scholz’un yerine geçebileceğine dair haftalardır süren spekülasyonlara son verdi.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) tarafından perşembe akşamı yayınlanan bir video mesajında Pistorius, kamuoyundaki tartışmaların partiye zarar verdiğini ve bunun sonucunda parti yönetimine bu görev için uygun olmadığını bildirdiğini söyledi.

“Olaf Scholz güçlü bir şansölye ve şansölyelik için doğru aday,” diyen Pistorius, parti liderinin ‘akıl ve sağduyuyu’ temsil ettiğini de sözlerine ekledi.

Alman bakan, “Şimdi bu tartışmayı sona erdirmek için ortak bir sorumluluğumuz var. Çünkü tehlikede olan çok şey var,” dedi.

Scholz iki hafta önce erken seçimleri tetiklediğinde, görevdeki şansölye olarak otomatik olarak partinin adayı olması bekleniyordu. Fakat birçok anketin geçen yılın başından bu yana savunma bakanı olarak görev yapan Pistorius’un ülkenin en popüler siyasetçisi olduğunu göstermesinin ardından fiili bir yarış başladı.

Scholz’un popülaritesi yerlerde

Pistorius’a karşılık Scholz, en kötü destek oranlarından birine sahipti ve seçmenler, bu ayın başlarında çökene kadar üçlü trafik lambası koalisyonunu felç eden aylarca süren çekişmelerden dolayı onu suçluyordu.

Fakat partinin merkez yönetimi Scholz’un arkasında durdu ve Pistorius spekülasyonları bastıramadığı için SPD’deki bazı isimler tarafından giderek artan eleştirilere maruz kaldı.

Savunma Bakanı video mesajında, kendisinin başlatmadığını vurguladığı tartışmanın partide “artan belirsizliğe” ve seçmenler arasında “kızgınlığa” neden olduğunu söyledi.

Bakan, yarışta yer almayacağını açıklamanın kendi kararı olduğunda ısrar etti ve SPD’nin “olağanüstü” şansölyesi için ikinci bir dönem için kampanya yürüteceğini söyledi.

Pistorius’un destekçileri hayal kırıklığına uğradı

Pistorius’un destekçileri “havlu atma” haberine hayal kırıklığı ile tepki gösterdi. SPD Federal Meclis üyesi Joe Weingarten, Der Spiegel haber dergisine verdiği demeçte, “Bu gelişmeden üzüntü duyuyorum. Şimdi hedef, SPD için mümkün olan en iyi seçim sonucunu elde etmek üzere birlikte ve tek vücut olarak çalışmak olmalıdır,” dedi.

Bir başka milletvekili Johannes Arlt ise, “Farklı bir kararı tercih ederdim ama artık bir kararımız var. Bu parti ve ülke için iyi bir şey. Şimdi Federal Meclis seçim kampanyasına birlik içinde giriyoruz,” ifadelerini kullandı.

Pistorius’un çekilmesi ile birlikte şansölyelik yarışının Scholz ile anketlerde önde giden muhalefetteki Hıristiyan Demokratların (CDU) lideri Friedrich Merz arasında geçmesi bekleniyor.

Scholz’un destekçileri, 2022’den bu yana CDU’yu yöneten milyoner eski avukat ve BlackRock Almanya’nın başkanı Merz’i yakalayabileceği konusunda ısrar ediyor. 

Bakan, Almanya’nın yeniden askerileşmesi için çalışıyor

64 yaşındaki Pistorius, askerlere karşı rahat tavırları, Rusya’ya yönelik sert tutumu ve Almanya’nın yeniden silahlanmasına istekli olmasıyla dikkat çekiyordu.

2023’te savunma bakanı olarak atanmasının ardından, SPD’deki bazı isimlerin Moskova’ya karşı sert bir duruş sergileme konusundaki çekingenliğini paylaşmadığını açıkça ortaya koydu.

Putin’i “Kremlin’deki despot” olarak tanımlayan Pistorius, Alman kamuoyunu, ülkenin savunmaya daha fazla harcama yapması ve kendisini “savaşa hazır” hale getirmesi gerektiği konusunda uyardı.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Keir Starmer, BlackRock patronu Larry Fink ile görüştü

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, iş dünyası liderleriyle ilişkileri yeniden inşa etmeye çalışırken, BlackRock CEO’su Larry Fink ile Başbakanlıkta görüşmelerde bulundu.

Aralarında sigorta devi Aviva’nın eski patronu Mark Wilson ve teknoloji grubu Cisco’nun CEO’su Chuck Robbins’in de bulunduğu dünyanın en büyük varlık yöneticisinin yönetim kurulundan birkaç yönetici perşembe günü Başbakan Rachel Reeves ve Yatırım Bakanı Poppy Gustaffsson ile birlikte toplantıya katıldı.

Toplantıda bulunanların Financial Times’a (FT) aktardığına göre Starmer ve Reeves büyümeyi artıracak öneriler istedi. Görüşme hakkında bilgi sahibi olan kişilere göre BlackRock yöneticileri, işletmeler için düzenleyici gecikmelerle ilgili endişelerini dile getirdi ve hükümeti küresel şirketlerin Birleşik Krallık’ta rekabet etmesini kolaylaştırmaya çağırdı.

Bu kişiler, başbakanın İngiliz düzenleyicileri elden geçirme, düzenleyici onay süreçlerini kolaylaştırma ve düzenleyici çerçeveyi daha tutarlı hale getirme planını özetleyerek yanıt verdiğini ekledi.

Toplantıya katılan yetkililere göre, Başbakan yöneticilere bu çalışmaları hükümet genelinde koordine etmek üzere Birleşik Krallık Hazinesinde yeni bir birim kurulacağını söyledi.

Birleşik Krallık hükümeti, 40 milyar sterlinlik vergi artışı ve işverenlerin ulusal sigorta katkı paylarında 25 milyar sterlinlik artış da dahil olmak üzere işletmelere daha fazla maliyet yükleyen bir bütçenin ardından iş dünyasının desteğini geri kazanmaya çalışıyor.

İşçi Partisi liderliği daha fazla istikrar ve önceki Muhafazakar yönetime kıyasla daha iş dünyası yanlısı bir yaklaşım vaat etmişti.

Fakat İşçi Partisi’nin şirketler dünyasıyla uyum içinde çalışma vaadi, bütçedeki vergi artışları, şirketlere 5 milyar sterline mal olan işçi hakları reformları paketi ve asgari ücretteki artışla test ediliyor.

Starmer, hükümetinin kamu maliyesine istikrar kazandırarak, düzenleyicileri daha büyüme yanlısı bir yaklaşım benimsemeye zorlayarak ve Birleşik Krallık altyapısına yatırımı artırmak için küçük emeklilik planlarını birleştirerek şirketlere yardımcı olacağında ısrar etti.

Toplantı sonrasında Starmer BlackRock’ın, “Birleşik Krallık’ı nasıl en iyi yatırım yeri olarak dünya sahnesine çıkarabileceğimiz” ve büyümeyi nasıl hızlandırabilecekleri konusundaki görüşlerini memnuniyetle karşıladığını söyledi.

BlackRock bu hafta 10 yıl aradan sonra ilk kez Londra’da bir dizi yönetim kurulu toplantısı düzenlemişti. Fink daha önce İşçi Partisi’ne destek vermiş ve Ekim 2023’te Starmer’ın Birleşik Krallık siyasetine bir “umut ölçüsü” getirdiğini ve partiyi merkeze taşımada “büyük bir güç” gösterdiğini söylemişti.

Starmer, toplantının ardından yaptığı açıklamada “BlackRock’ın Birleşik Krallık’taki uzun soluklu varlığından gurur duyduğunu” ifade etti. Şirketin Birleşik Krallık’ta Londra, Edinburgh ve gelecek yıldan itibaren Birmingham’da ofisleri bulunan yaklaşık 4.000 çalışanı var.

Dünya genelinde 11,5 trilyon dolarlık varlığı yöneten şirket, British Airways, Rolls-Royce ve Royal Mail’in emeklilik fonları da dahil olmak üzere Birleşik Krallık’ta 13 milyondan fazla kişinin emeklilik birikimlerini yönetiyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

AB’den Rusya ve Belarus’un tarım ürünlerine vergi hazırlığı

Yayınlanma

AB Komisyonu, Rusya ve Belarus’tan ithal edilen tarım ürünleri ile gübrelere gümrük vergisi getirmeyi planlarken, AB üyesi ülkeler arasında özellikle gübre vergisi konusunda görüş ayrılıkları ortaya çıktı.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Rusya ve Belarus’tan ithal edilen tarım ürünleri ile gübrelere yönelik yeni bir vergilendirme sistemi üzerinde çalışıyor.

Komisyon Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, AB Dış Ticaret Konseyi toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, komisyonun Rusya ve Belarus kaynaklı tarım ürünlerine ve olası gübre ithalatına gümrük vergisi getirmeyi planladığını açıkladı.

Dombrovskis, “Rusya ve Belarus menşeli ürünlere gümrük tarifesi uygulanması konusunu ele aldık. Komisyonumuz yakın zamanda, geçtiğimiz ekim ayında gerçekleşen AB Zirvesi’nde alınan kararlar doğrultusunda, özellikle Rus tarım ürünleri ve gübrelerine yönelik önerilerini sunacak,” dedi.

Komisyon Başkan Yardımcısı, AB üyesi birçok ülkenin mümkün olan en geniş ürün yelpazesinde vergilendirmeyi desteklediğini belirtti.

Öte yandan, AB Konseyi’nin dönem başkanlığını yılsonuna kadar yürütecek olan Macaristan’ın Dışişleri Bakanı Peter Szijjártó, Rus ürünlerine yönelik gümrük vergisi teklifinin 27 AB üyesi ülkeden yalnızca 8’inin desteğini aldığını vurguladı.

Özellikle AB’de arz sıkıntısı yaşanan ve üretiminde doğalgaza bağımlı olan gübre ürünlerine getirilmesi planlanan gümrük vergisi kısıtlamaları en çok tartışılan konular arasında yer alıyor.

Bu durum, söz konusu ithalat vergilerinin AB Konseyi’nden onay almasını zorlaştırabilir.

Szijjártó ayrıca, AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların beklenilen sonuçları vermediğinin altını çizdi.

Buna karşılık Dombrovskis, yaptırımların etkili olduğunu savunarak, AB ülkelerinin bu önlemleri “daha kapsamlı bir şekilde uygulaması” ve kurallara uymayan taraflarla etkin mücadele etmesi gerektiğini belirtti.

ABD’nin ucuz Ukrayna tahılının Avrupa pazarına akmasından çıkarı ne?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English