DÜNYA BASINI

Amerikan basını: Nükleer savaş kapıda, Ukrayna’da ateşkese gidilmeli

Yayınlanma

Çevirmenin notu: Rusya’nın Ukrayna’ya dönük askeri müdahalesi birinci yılını doldurdu. Moskova’nın Kiev’deki hedeflerinde kayda değer bir sapma meydana gelmedi ve Batı da aynı şekilde Ukrayna’yı silahlandırmaya devam ediyor. The Nation dergisinde yer bulan editoryal görüş yazısında, ABD ve müttefiklerine nükleer savaşın tehlikesinin ciddiye alınması ve bir an evvel ateşkese gidilmesi gerektiği uyarısı yapılıyor.


Ukrayna’yı kurtarmak için savaşı bitirin

The Nation — 16 Şubat 2023

Çatışmalar kaygı verici bir hal almaya başlarken şimdi ateşkesi zorlamanın tam vakti.

24 Şubat, Rusya’nın Ukrayna’yı yasa dışı ve gaddar bir şekilde işgalinin birinci yıldönümü. Ukrayna halkının olağanüstü cesaretini ve direnişini selamlarken savaşın sürdüğü, can kayıplarının arttığı, insanların sakat kaldığı, kentlerin ve köylerin yakılıp yıkıldığı, ailelerin yerlerinden edildiği acı bir tablo yaşıyoruz.

Bu aynı zamanda felaketi önlemeye dönük fırsatları olan ama bunları değerlendirmemeyi tercih eden Biden yönetimi için de aklını başına alma vakti olmalı.

Amerikan istihbaratının tahminleri, Rusya ve Ukrayna’nın asker kayıplarının toplamda 200 bini aştığını gösterirken, Birleşmiş Milletler en az 7 bin 10 Ukraynal sivilin hayatını kaybettiğini tahmin ediyor. Ukrayna içinde yerinden edilmiş insanların sayısı yaklaşık 6 milyon. Buna ek olarak 8 milyon Ukraynalı sığınmacı da Avrupa’daki diğer ülkelere kaçtı ki bu, İkinci Dünya Savaşının sona ermesinden bu yana kıtadaki en büyük göç dalgası.

Ukrayna’nın sahadaki ilk başarılarının yarattığı coşku hem Washington’da hem de Brüksel’de mutlak askeri zaferin ve hatta belki de Moskova’da rejim değişikliğinin gerçekçi hedefler olduğu hissini besledi.

Fakat savaşın ikinci yılına girerken çatışmalar kaygı verici bir hal almaya müsait görünüyor. Rusya, şu anda sahaya 24 Şubat 2022’de konuşlandırdığının neredeyse üç katı büyüklüğünde bir işgal gücü sürüyor. Ukrayna sınırına 300 bin ila 500 bin arasında asker yığılmış durumda. Binlerce yedek askerin de Belarus’ta cepheye gitmek üzere beklediği bildiriliyor.

Döneminin belki de en önde gelen diplomatı olan George F. Kennan, ABD’nin Birinci Dünya Savaşına girişini değerlendirirken şunları yazmıştı: “O dönem savaştan en büyük menfaatimizin savaşın mümkün olan en kısa sürede sona erdirilmesi olduğunu fark etmemiştik”. Amerika, tekrar bu hataya düşmekten kaçınmalı.

Bugüne dek Biden yönetimi, iki nükleer güç arasında savaş çıkmasından korkarak Amerikan kuvvetlerinin doğrudan müdahalesine karşı durdu. Ancak maliyetler ve taahhüdümüzün kapsamı arttıkça ABD’nin kaybetmeyi alamayacağını savunan bir koro da ses yükseltecek. Eğer Seymour Hersh’in son haberine öne sürüldüğü gibi Kuzey Akım boru hatlarının imha edilmesinde ABD’nin parmağı varsa Biden yönetimi, Ukrayna’yı Rusya’nın başlıca askeri düşmanı haline getirme yolunda vahim adımlara çoktan başvurmuş demektir. Geçen hafta Pentagon’un ABD komandolarını Ukrayna’ya gönderdiği programı yeniden hayata geçirmek istediği ortaya çıktı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley’in Ukrayna’nın artık siyasi çözüm araması gerektiği yönündeki sağduyulu görüşlerinin göz ardı edilmemesini bekleyebiliriz.

Fakat Biden şu ana dek Kiev’in daha fazla silah ve ABD’nin askeri angajmanını arttırma çağrılarını büyük ölçüde kabul etti. Çoğu Amerikalı, Ukraynalı askerlerin, Amerikan ordusunun Oklahoma’daki bir üssünde eğitim görmekte olduğunu öğrendiğinde şaşıracaktır. Romanya’da Ukrayna sınırı yakınlarına konuşlanmış olan 101. Hava İndirme Tümeni birlikleri de dahil Avrupa’da savaşa hazır 100 bin asker olduğunu öğrendiklerinde de aynı derecede şaşıracaklardır. Şirketlerin yönetim kurulu odalarında ve Beltway’deki yeşil odalarda bu savaşın genişletilmesine dair duyulan heyecan Amerikan halkı tarafından paylaşılmıyor.

Diplomatik çözüme ulaşmak kolay olmayacak. Her iki taraf da taviz vermek zorunda kalacak. Ukrayna’nın güvenlik garantilerine, yeniden inşa için kaynaklara ve Avrupa içinde bir geleceği ihtiyacı olacak. Fakat 2014’ten bu yana kaybettiği tüm toprakları geri alma umudundan da cayması gerekecek. Rusya’nın da ilhak ettiğini iddia ettiği toprakların çoğundan vazgeçmesi gerekecek. Nihayetinde uluslararası yaptırımlardan kurtulması gerekecek.

Şimdi ateşkesi zorlama vakti, bunu müzakereler izleyecektir.

Son Ukraynalıya kadar savaşma niyetinde olanların yalvarışlarını reddetmeliyiz. Yaşadıkları acılar göz önüne alındığında Ukraynalılar, makul görülebilir bir şekilde anlaşmayı kabul etmekte isteksiz olabilirler. Ancak ABD ve NATO’daki ortakları, rüzgârın Ukrayna’dan yana esmediğini çok iyi biliyor. Ukrayna’nın korunması için hayati önem taşıyan Batı birliği şimdiden çatlamaya başladı.

Rusya da —ve Putin— saldırganlığının bedelini ağır ödedi. Ukrayna korkunç kayıplar verdi ama ulusal bütünlük ve özgüven kazandı. Ukrayna’yı kurtarmak ve muhtemelen nükleer bir büyük güçlerin yer alacağı ve hakikaten de yıkıcı olacak bir çatışma riskinden kaçınmak için savaşa son vermenin zamanı geldi. Bunun gerçekleşmesi için ABD ve müttefikleri, şimdi barış çabalarına öncülük etmeli.

Çok Okunanlar

Exit mobile version