Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

“Ankara, HTŞ-SDG anlaşmasından memnun”

Yayınlanma

SDG-HTŞ anlaşması

ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Beşar Esad yönetimini devirerek Şam’da geçiş hükümeti kuran Heyet Tahrir Şam (HTŞ), SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu konusunda anlaşmaya vardı. Ankara’nın anlaşmadan memnun olduğu ve Suriye ordusuna entegre edilirken SDG komuta kademesinin değişeceği belirtiliyor.

HTŞ’nin kendini cumhurbaşkanı ilan eden lideri Ebu Muhammed Colani (Ahmed Şara) ile SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin (Ferhat Abdi Şahin) imzaladığı anlaşmada Suriye’nin toprak bütünlüğü vurgulanırken, Kürtlerin ülkenin asli bir unsuru olarak kabul edilmesi ve vatandaşlık hakkına sahip olması, kuzeydoğudaki tüm kurumlara da Şam yönetiminin dönmesi öngörülüyor.

Anlaşmanın maddeleri şöyle:

1- Tüm Suriyelilerin gelecekte haklarının güvence altına alınması, siyasi sürece katılımı ve devlet kurumlarının liyakat esasına göre inşası, dini ve etnik kökenlerine bakılmaksızın sağlanacaktır.

2- Kürt toplumu, Suriye devletinde asli bir topluluk olarak kabul edilecek ve vatandaşlık hakkı ile anayasal haklarının tümü güvence altına alınacaktır.

3- Suriye topraklarının tamamında ateşkes sağlanacaktır.

4- Kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumlar, sınır kapıları, havalimanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devleti yönetimi altında entegre edilecektir.

5- Tüm Suriyeli mültecilerin ülkelerine, köylerine ve evlerine geri dönüşleri sağlanacak, güvenlikleri ve korunmaları Suriye devleti tarafından garanti edilecektir.

6- Suriye devletinin, Esad rejimi çetelerine ve ülkenin güvenliğini ve birliğini tehdit eden tüm unsurlara karşı mücadelesi desteklenecektir.

7- Bölünme çağrıları, nefret söylemleri ve Suriye toplumunun bileşenleri arasında fitne yaratma girişimleri reddedilecektir.

8- Yürütme komiteleri, anlaşmanın uygulanması için çalışacak ve bunun yıl sonunu aşmaması sağlanacaktır.

“Ankara memnun”

CNN Türk Ankara Temsilcisi Dicle Canova, Ankara’nın anlaşmadan memnun olduğunu belirterek, “Kaynaklar anlaşmanın maddeleri dikkate alındığında ‘bizim için şu aşamada olumlu’ diyor” ifadelerini kullandı. Canova, katıldığı yayında özetle şunları aktardı: “Tüm askeri kurumlar devlet yönetimi altına alınacak. Bu nokta hep tartışılıyordu. YPG, Suriye ordusuna ayrı bir kol olarak mı entegre olacak diye. Ankara ‘hayır bu kabul edilemez, ordu içinde ordu olmaz’ diyordu. Belki henüz erken ama görünen o ki YPG’nin mevcut komuta kademesi gidecek. Kaynaklar onun için de çok beklenmeyecek diyor. Yarından itibaren farklı komutanlar atanabilir, beklenti bu yönde. Ve daha sonra da elbette Suriye ordusuna tam entegrasyon sağlanabileceği, bu yola girilebileceği yönünde beklentiler dile getiriliyor.”

YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu SDG’nin IŞİD militanlarının tutulduğu hapishaneleri varlığının gerekçelerinden biri olarak sunduğunu hatırlatan Canova, “Çok değil, bu hafta sonu Ürdün’de beşli bir toplantı yapıldı ve oradan önemli bir karar çıktı. Bundan sonra oradaki hapishaneleri Suriye hükümeti devralacak ve komşu ülkeler de buna destek olacak.  Bir ortak mücadele merkezi kurulması kararı çıkmıştı. Bu da ya Türkiye’de ya da Ürdün’de olacak. Henüz netleşmedi, görüşmeler devam ediyor” dedi.

SDG, HTŞ’nin Suriye ordusuna entegre edildikten sonra Türkiye’nin Suriye ordusunu eğitmesinin gündeme geleceğini belirten Canova şunları kaydetti: “İleriki aşamalarda Suriye ile Türkiye arasında askeri işbirliği anlaşmalarının imzalanması da söz konusu olacak. Ve malum son dönemde bir askeri ateşe de atandı oraya. Önümüzdeki haftadan itibaren askeri görüşmeler hızlanabilir. Hatta bazı ziyaretler de beklenebilir önümüzdeki haftadan itibaren. Bu noktada YPG’nin de bu anlaşmaya imza atarak artık yavaş yavaş Suriye ordusuna entegre olacak olması o anlamda da önemli.”

Katliamdan kaçan 6 bini aşkın Alevi, Lübnan’a sığındı

ORTADOĞU

SDG’den sonra ENKS de geçici Anayasa’ya itiraz etti

Yayınlanma

ahmet şara-mazlum abdi

Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) rakip olarak Türkiye’nin de desteği ile kurulan ve Erbil’e yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), yeni Suriye anayasa taslağını eleştirdi.

Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yönetiminin lideri Ahmed Şara dün geçici anayasanın temel hükümlerinin belirlendiği bildirgeye imza attı. “İslam hukuku yasaların temel kaynağıdır” maddesinin de bulunduğu yeni anayasaya HTŞ ile hafta başında el sıkışan SDG’den sonra ENKS de tepki gösterdi.

ENKS’den yapılan açıklamada “Bu bildiri, Suriye toplumunun gerçek çeşitliliğini yansıtan demokratik bir devlet inşa etme yönündeki beklentilerden uzak, hayal kırıklığı yaratan bir belgedir” denildi.

Taslağın, “Suriye’nin çeşitli siyasi, etnik ve dini bileşenlerini temsil etmeyen bir komisyon tarafından hazırlandığına” vurgu yapılan açıklamada, “Bu durum, belgenin kapsayıcılığını ve ulusal uzlaşıyı zayıflatmış, dışlama politikasını ve iktidarın tekelleşmesini pekiştirmiştir” ifadelerine yer verildi.

HTŞ-SDG arasında “anayasa” krizi

ENKS, geçici anayasanın “Suriye’nin çok uluslu ve çok dinli bir devlet olarak çoğulcu doğasını görmezden geldiği, ülkedeki etnik ve dini bileşenlerin haklarını güvence altına almadığı” eleştirisinde bulunduğu açıklamada, “Devletin isimlendirilmesinde tek bir etnik kimliği sabitleyerek diğer bileşenleri açıkça dışlamıştır. Ayrıca, cumhurbaşkanının dini konusundaki şartı koruyarak devletin dinler karşısında tarafsızlığı ilkesine aykırı davranmış, demokratik bir sistemin temeli olması gereken eşit vatandaşlık ilkelerine ters düşmüştür” ifadelerine yer verdi.

Rudaw’ın aktardığı açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bunlara ek olarak bildiri, merkezi yönetim sistemini güçlendirmiş ve cumhurbaşkanına, güçler ayrılığı veya kurumsal denge için net garantiler sunmadan geniş yetkiler vermiştir. Bu durum, otokratik yönetimin yeni biçimlerde yeniden üretilmesi konusunda endişe yaratmaktadır. Bildiri ayrıca sivil ve bireysel özgürlüklere ek kısıtlamalar getirmiş, kadının rolünü sosyal statüsünü ve toplumsal rolünü korumakla sınırlandırmıştır. Bu yaklaşım, baskı ve toplum üzerindeki kısıtlamaların bir uzantısıdır.”

“Geçiş döneminin adil katılım garantileri olmaksızın beş yıl olarak belirlenmesi, bu süreci gerçek bir siyasi dönüşümün hazırlığı olmak yerine mevcut durumu pekiştiren bir araca dönüştürmektedir. Bu durum, krizi çözmek yerine derinleştirmektedir.”

“Suriye Kürt Ulusal Konseyi, bu bildiriyi tekçiliği ve iktidarın tekelleşmesini pekiştiren bir adım olarak görmektedir. Bu durum, siyasi ve etnik çoğulculuğu sağlamak için bildirinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde tüm ulusal demokratik ve etnik güçlerden sorumlu bir duruş gerektirmektedir.”

“Konsey ayrıca, Kürt meselesinin yerli bir halkın meselesi olarak adil ve demokratik çözümü için mücadele etme, tüm vatandaşlarının haklarını garanti altına alan ve aralarında adalet ve eşitliği sağlayan adem-i merkeziyetçi bir Suriye çerçevesinde mücadele etme kararlılığını vurgulamaktadır.”

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas, Edan Alexander’ı serbest bırakacak

Yayınlanma

Edan Alexander

Hamas, ateşkese arabulucu ülkelerin sunduğu öneriye yanıt olarak Gazze’de esir tutulan biri hayatta 4’ü ölü, 5 ABD-İsrail vatandaşını teslim edeceğini duyurdu.

Hamas’tan yapılan açıklamada, dün arabulucu ülkeler Mısır ve Katar’dan müzakerelerin yeniden başlatılmasına ilişkin bir öneri alındığı ve olumlu şekilde değerlendirildiği belirtildi. Öneriye cevaben Hamas’ın ABD vatandaşlığı da bulunan hayattaki İsrail askeri Edan Alexander ile 4 ABD-İsrail vatandaşının naaşını teslim edeceği aktarıldı.

Hamas’ın ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin müzakerelere başlamaya hazır olduğu vurgulanan açıklamada, İsrail’e ateşkes anlaşmasına tam uyma çağrısı yapıldı.

Gazze’de 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart’ta sona ermişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail hükümeti, 3 Şubat’ta başlaması gereken ikinci aşama müzakerelerini engellemişti.

İsrail, 2 Mart’ta Gazze Şeridi’ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart’ta da Gazze Şeridi’ne elektrik tedarikini kesmişti.

İsrail müzakere heyetinin 10 Mart’ta “kalıcı ateşkesi görüşme” yetkisi olmaksızın Katar’ın başkenti Doha’ya ulaştığı bildirilmişti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da müzakerelere katılmıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail, Suriye’den sonra Lübnan’da da kalıcı işgale hazırlanıyor

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, kara sınırını belirlemek için Lübnan’la yapılması planlanan müzakerelere rağmen İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki beş stratejik noktada “süresiz olarak” kalacağını söyledi.

Katz’ın ofisinden yapılan açıklamaya göre, dün Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir ve diğer üst düzey askeri yetkililerle yaptığı değerlendirme toplantısında Katz, “Ordunun Lübnan’daki tampon bölgeyi kontrol eden beş noktada süresiz olarak kalacağını ve bunun, kuzeydeki İsrail vatandaşlarını korumak adına alınan bir karar olduğunu” net bir şekilde ifade etti. Ayrıca, bu durumun gelecekte, sınırdaki anlaşmazlık noktalarıyla ilgili olası müzakerelerle bağlantılı olmadığını açıkladı.

Times of Israel’de yer alan habere göre Katz, orduya bu beş stratejik noktadaki mevzilerini güçlendirmesi ve uzun süreli işgale hazırlanması talimatını verdi.

“Diplomatik çözümün” sonu İsrail-Lübnan normalleşmesi mi?

İsrail ve Lübnan; ABD ve Fransa arabuluculuğunda iki ülke arasındaki kara sınırı dahil sorunların çözümü için üç ortak çalışma grubunun kurulması konusunda anlaşmıştı. İsrail basınına göre Tel Aviv yönetimi bu sürecin sonunda Lübnan ile ilişkilerini normalleştirmeyi hedefliyor. Hizbullah’a yakın medyaya göre “yeni Lübnan yönetiminin ABD’nin çıkarlarına daha uygun bir pozisyonda olması, Hizbullah’ın bu sürece karşı koymasını zorlaştırıyor.” Ancak yine de “Lübnan içinde bu plana karşı ciddi bir direnç oluşacağı da kesin.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English