Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Beyazıt Karataş: Havada bağımsızlık milli uçaktan geçiyor

Yayınlanma

Türkiye’ye F-16 satışı için kısıtlayıcı koşulların kaldırılmasını değerlendiren Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, kararın hava kuvvetlerinin envanterindeki F-16’ların moderniyazyonu için önemli olduğunu belirtti, ancak bu hamlelere karşı milli uçak projesinin daha önemli olduğunu vurguladı.

ABD Temsilciler Meclisince sunulan ve Türkiye’ye F-16 satışını kısıtlayıcı koşullara bağlayan maddeler, savunma bütçesini de içeren Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa (NDAA) tasarısından tamamen çıkarıldı.

ABD Kongresinin iki kanadından senatör ve temsilcilerin yer aldığı konferans komitesi, 857 milyar dolarlık savunma bütçesini de içeren NDAA tasarısına son halini verdi. Tasarının son halinde, Rum lobisine yakınlıklarıyla bilinen New Hampshire Temsilcisi Demokrat Chris Pappas, Florida Temsilcisi Cumhuriyetçi Gus Bilirakis, New York Temsilcisi Cumhuriyetçi Nicole Malliotakis ve New Jersey Temsilcisi Demokrat Frant Pallone dahil 18 temsilci tarafından sunulan ve tasarının Temsilciler Meclisi versiyonuna eklenerek kabul edilen “Türkiye’ye F-16 satışlarını kısıtlayıcı koşullara bağlayan maddeler” yer almadı.

İlgili maddelerin çıkarılması, daha önce New Jersey Senatörü Bob Menendez ile Maryland Senatörü Chris van Hollen’ın sunduğu benzer maddelerin NDAA tasarısının Senato versiyonuna eklenmemesinin ardından geldi.

Temsilciler Meclisinde kabul edilen söz konusu eklemelerle, Silah İhracatı Kontrol Yasası kapsamında Türkiye’ye yeni F-16 satışının yapılmaması ve F-16 modernizasyon kitlerinin satılmaması hükmü konulurken, bu maddenin muafiyeti ise şu şartlara bağlanıyordu: “Senato ve Temsilciler Meclisi ilgili komitelerine söz konusu satışın ABD’nin önemli ulusal güvenlik menfaatlerine temas ettiği ve bu silahların Yunan hava sahasını mükerrer şekilde ihlal etmeyeceğini temin etmek için atılacak somut adımlar sunulduktan sonra başkan bu maddeye muafiyet uygulayabilir.”

40 yeni F-16 Blok 70 savaş uçağı 

Menendez ve van Hollen’ın sunduğu maddeler Senato tasarısına eklenmezken, Pappas ve destekçilerinin sunduğu tasarı Temsilciler Meclisinde 14 Temmuz’da kabul edilmiş ve eklenmişti.

Kongreden bu adımın gelmesinde, Türk diplomatların ve Dışişleri Bakanlığının Washington’daki çabalarının etkili olduğu ifade ediliyor. İlgili maddelerin konferans komitesinde çıkarılmasıyla, Türkiye’nin F-16 alımına yasa gerekçesiyle bazı kısıtlamalar getirme kozu ABD Kongresinin elinden alınmış oldu, ancak silah satışının yapılabilmesi için yönetimin sunduğu satış tebligatına kongreden itiraz gelmemesi gerekiyor. Diğer taraftan, başta Menendez olmak üzere Türkiye karşıtlığı ve Rum lobisine yakınlığı bilinen kongre üyeleri, her fırsatta Türkiye’ye F-16 satışını engelleyeceğini açıklıyor. Türkiye, ABD’den 40 yeni F-16 Blok 70 savaş uçağı ve envanterindeki 79 uçak için ise modernizasyon kiti talep ediyor.

‘Modernizasyon için olumlu’ 

Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş,  tasarıdaki kısıtlayıcı maddelerin mesnetsiz olduğunu söyledi ve bu maddelerin çıkarılmış olmasını mantıklı ve olumlu bir adım olarak değerlendirdi. Karataş; “Zaten Türk savaş uçakları Türk havasahasını kullanıyor. Türk uçaklarının Yunan sahasına girdiği iddiası Yunanistan’a ait. Ancak Yunanistan’ın 10 millik havasahası iddiasını ABD bile kabul etmiyor” dedi.

“Türkiye’nin yeni F-16’lara ihtiyacı var mı?” sorusu üzerine mevcut envanteri dikkate alındığında ilave uçağa gerek olmadığını ancak envanterinde F-16 olan ve bu uçağı dünyada en fazla kullanan ülke olarak daha önce yapıldığı gibi modernizasyonlarının yapılmasının faydalı olduğunu söyledi:

“Türkiye F-35 programından resmi olarak 23 Eylül 2021’de çıkarıldıktan hemen sonra 30 Eylül’de 79 uçağın modernizasyon kiti için girişimde bulundu. Bu gayet yerinde bir girişim.”

Karataş, 40 yeni F-16 Blok 70 savaş uçağı başvurusu içinse şunları kaydetti: “2023’te herhangi bir sorun olmadan satışı onaylansa bile tedarik ve üretiminin bir süre alması söz konusu. Yeni F-16’ların  envantere girmesi en az 3-5 yılı alabilir. Bu geçmişte de böyleydi. Yani 2026-27’yi bulacaktır. Türkiye’nin Yunanistan’ı muhatap alarak onlarla silahlanma yarışı içine girmesi gibi bir beklentimiz yok. Bunu Yunanistan yapabilir bu onların problemi. Türk hava kuvvetlerinin şimdiki durumu Milli Muharip Uçağın da bu sürede üretileceğini dikkate alarak gayet yeterlidir. Milli Muharip Uçak, yeni alınacak F-16’larla hemen hemen aynı dönemde üretim bandından çıkacak. Ancak bir aksaklık ya da gecikme olması durumunda bunlar ara uçak olarak değerlendirilebilir.”

F-16’ların alınmasının önemli ancak Milli Muharip Uçak projesinin çok daha önemli olduğunu belirten Karataş; Türkiye’nin egemenlik hakları açısından kendi uçağını kendisinin üretebilmesinin gerekli olduğuna dikkat çekti.

Karataş, Türkiye’nin hem F-35 projesinden çıkarılmasını hem de ülkeye F-16 satışı için getirilmeye çalışılan kısıtlamaları işaret ederek, bu durumun milli uçak gerekliliğini bir kez daha gösterdiğini söyledi.

‘ABD için önemli bir ticari satış’

Güney Carolina Sanatörü Lindsey Graham’ın Türkiye’ye F-16 satışını desteklediğini hatırlatan Karataş, meselenin ABD açısından ticari boyutuna da dikkat çekti: “Eskiden Teksas’ta üretilen F-16 Blok 70 savaş uçağı artık Lockheed Martin’in Güney Carolina-Greenville’deki yeni fabrikasında üretiliyor. Bu anlamda Graham’ın Güney Carolina Sanatörü olarak F-16’ların Türkiye’ye satışı için bir nevi lobi faaliyeti yürütmesi anlamlı. Çünkü bu öyle ya da böyle büyük bir ticari faaliyet. 40 adet F-16 talebi çok önemli bir rakam. Şimdiye kadar hiç bir ülke Türkiye’nin bu sipariş miktarına yaklaşmadı.”

Milli Muharip Uçak Projesi (MMU)

Savunma Sanayii Başkanlığı ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ’nin (TUSAŞ) arasındaki anlaşma ile Türkiye yerli savaş uçağı projesini geliştirme çalışmalarına 2016’da başladı. Yerli savaş uçağı ilk etapta 4.5 nesil olarak nitelendirilecek. Yıllar içinde geliştirme çalışmalarıyla 5’inci nesil statüsüne kavuşacak.

Yerli savaş uçağının 2026 yılında ilk uçuşunu gerçekleştirmesi ve aynı yıl içerisinde 3 prototipin tamamlanması bekleniyor. 2029’dan itibarense üretim başlayacak ve ilk etapta 10 adet yerli savaş uçağı Türk Hava Kuvvetleri’ne teslime dilecek. Hava Kuvvetleri’nde Milli Muharip Uçağın adım adım F-16 savaş uçaklarının yerini alması bekleniyor.

DİPLOMASİ

Hindistan ve Birleşik Krallık serbest ticaret anlaşması imzalamak için çalışıyor

Yayınlanma

Hindistan ve Birleşik Krallık yakında bir serbest ticaret anlaşması (STA) imzalamak için çalışıyor. Yeni İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy devam eden müzakereleri ikili potansiyellerini ortaya çıkarmak ve büyüme sağlamak için ortak hedeflerin “tavanı değil tabanı” olarak tanımladı.

Lammy, Başbakan Narendra Modi’yi ziyaret ettiği ve Dışişleri Bakanı S. Jaishankar ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval ile görüşmelerde bulunduğu iki günlük ilk Yeni Delhi ziyaretini perşembe günü tamamladı.

Çarşamba günü geç saatlerde iki taraf bir teknoloji güvenlik girişimi imzaladı. Lammy’nin ofisinden yapılan açıklamaya göre anlaşmanın amacı “her iki ülkede de ekonomik büyümeyi artırmaya odaklanarak kapsamlı stratejik ortaklığı yenilemek ve derinleştirmek”.

Anlaşmanın, telekom, kritik mineraller, yapay zeka ve yarı iletkenler gibi “bu on yılın belirleyici teknolojilerinde” işbirliğini mümkün kılacağı; ticaret, teknoloji, eğitim ve iklim gibi kilit konularda işbirliğini derinleştireceği kaydedildi.

Yeni Delhi ziyareti öncesinde yeni hükümet Lammy’nin, ülkenin her iki ekonomiye de fayda sağlayacak bir STA’yı güvence altına alma taahhüdünü güçlendirmek de dahil olmak üzere İngiltere-Hindistan ortaklığının “yeniden başlatılması” için bastıracağını söyledi.

Keir Starmer başkanlığındaki İşçi Partisi bu ayın başlarında yapılan genel seçimlerde ezici bir zafer kazandı. Analistler Lammy’nin ziyaretinin yeni hükümetin kurulmasından bir ay sonra gerçekleşmesinin Starmer yönetiminin Hindistan ile ilişkilere verdiği önemi yansıttığını belirtiyor.

Lammy, Hindistan’ın başkentindeki temasları öncesinde yaptığı açıklamada “Hindistan 21. yüzyılın yükselen süper gücü, 1,4 milyar nüfusuyla dünyanın en büyük ülkesi ve dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri” dedi.

“Serbest ticaret anlaşması müzakerelerimiz, Bengaluru’dan Birmingham’a kadar ortak potansiyelimizi ortaya çıkarma ve büyüme sağlama hedeflerimizin tavanı değil tabanıdır” dedi ve “Yeşil dönüşüm, yeni teknolojiler, ekonomik güvenlik ve küresel güvenlik konularında ortak çıkarlarımız var” diye ekledi.

Lammy’nin ziyareti üzerine Hindistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, her iki tarafın da “Hindistan-İngiltere STA müzakerelerinde kaydedilen önemli ilerlemeyi takdir ettiği ve erken sonuçlanmasını dört gözle beklediği” belirtildi.

Başbakan Rishi Sunak yönetimindeki önceki İngiliz hükümeti Hindistan ile bir STA imzalamaya hevesliydi ancak Londra’da Delhi yönetiminin Birleşik Krallık seçimlerinden önce bu konuda isteksiz olduğu yönünde spekülasyonlar vardı.

Lammy’nin ziyareti sırasında ayrıca Hint-Pasifik bölgesinde ve ötesinde savunma ve güvenlik işbirliğini derinleştirme ve “devlet dışı aktörlerden kaynaklanan artan tehditleri ele alma kapasitelerini geliştirme” konusunda anlaştılar.

Jaishankar ve Lammy, Rusya-Ukrayna çatışması ve Orta Doğu ve Kızıldeniz’deki durumlar da dahil olmak üzere, ortak ilgi alanlarına giren bölgesel ve küresel meseleler hakkında da görüş alışverişinde bulundular.

Yeni Birleşik Krallık hükümeti Yeni Delhi ile ilişkilerini daha da güçlendirmeye kararlı olduğunu ifade ettiği. Uzmanlara göre, her iki taraf da STA’yı erken sonuçlandırmak istiyor ve yeni Birleşik Krallık hükümetinin parlamentoda “daha güçlü” çoğunluğa sahip olması nedeniyle bu olası görünüyor.

Daha önce Boris Johnson’dan Liz Truss’a ve Rishi Sunak’a kadar başbakanların değişmesi nedeniyle anlaşmanın geciktiği ancak şimdi bunun daha kolay olacağı düşünülüyor.

Bu arada Modi, Hindistan’daki son genel seçimlerde beklenenden çok daha az bir çoğunlukla da olsa nadir görülen bir üçüncü dönem elde etti.

Her iki ülkede de seçimlerden önce, Ocak 2022’den bu yana 14 tur STA müzakeresi yürütülmüş ve görüşmelerin aynı yılın ekim ayına kadar sonuçlandırılabileceği umulmuştu.

Lammy ile görüştükten sonra Modi, X’te Starmer’in Hindistan-İngiltere kapsamlı stratejik ortaklığını genişletme ve derinleştirmeye verdiği önceliği takdir ettiğini paylaştı.

İlişkileri geliştirme konusundaki kararlılığını ifade eden Lammy de ikili teknoloji güvenliği girişimini ve karşılıklı fayda sağlayacak bir STA imzalama arzusunu memnuniyetle karşıladı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna’daki Baykar fabrikası çatışmaların sona ermesinin ardından faaliyete geçecek

Yayınlanma

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasil Bodnar, Baykar’ın insansız hava aracı üretim tesisinin Rusya ile çatışmaların sona ermesinin ardından faaliyete geçeceği bilgisini verdi.

Euronews‘e mülakat veren Bodnar, Ukrayna tarafının aynı zamanda TUSAŞ ile de işbirliği yaptığına işaret etti.

Büyükelçi, güvenlik gerekçesiyle Türkiye’nin Baykar ile yaptığı anlaşma hakkında daha fazla yorum yapmaktan kaçındı ve Türkiye’nin Moskova ile tahıl anlaşması ve esir takası konusundaki müzakerelerde arabuluculuk yapmasının ‘Türk diplomasisinin başarısı’ anlamına geldiğini belirtti.

Bu yılın şubat ayında Baykar, Kiev yakınlarında bir insansız hava aracı fabrikası kurmaya bildirilmişti.

O dönemde şirketin CEO’su Haluk Bayraktar, fabrikanın inşasının bir yıl süreceğini ve ancak o zaman şirketin kendi içinde üretim tesisleriyle donatılmaya başlanacağını belirtmişti.

2022’nin ağustos ayında Bayraktar, şirketin silahlı insansız hava araçlarını Rusya’ya tedarik etmeyeceğini açıklamıştı.

Baykar, Ukrayna’daki İHA fabrikasının inşaatına başladı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Reuters: Çin’in İran’dan ithal ettiği ham petrol kuzeydoğuda yeni pazar buluyor

Yayınlanma

Tanker takip firmaları ve ticaret kaynakları, İran’dan ham petrol ithalatının geçen yılın sonlarından bu yana Çin’in Dalian limanına ve rafineri şehrine aktığını ve ülkenin petrol alımlarının neredeyse rekor seviyelerde kalmasına yardımcı olduğunu söyledi.

Reuters’a konuşan tüccarlar, Shandong eyaletinin bağımsız rafinaj merkezindeki küçük alıcıların İran ham petrolüne olan talebinin, yüksek ham petrol fiyatları ve beklenenden daha zayıf yakıt talebi nedeniyle kötüleşen rafinaj marjları karşısında azaldığını belirtti. Bu ülkeler 2019’dan bu yana İran’ın Çin’deki ana alıcıları konumunda.

İran, petrolü de dahil olmak üzere 2018’de yeniden yürürlüğe konan ABD yaptırımlarına tabi. Ancak Reuters’ın haberine göre, Çin İran petrolü alımını durdurmadı ve yaptırımlardan çekinen devlet şirketlerinin bıraktığı boşluğu marj odaklı bağımsız tesisler doldurdu.

Tanker akışlarını takip eden bir danışmanlık şirketi olan Vortexa, Ekim 2023 ile Haziran 2024 arasında Dalian’da 23 kargo veya toplam 45 milyon varil İran petrolünün boşaltıldığını söyledi.

Buna Dalian’ın merkezinin yaklaşık 85 km (53 mil) kuzeybatısındaki Changxing adasında boşaltılan 28 milyon varilin de dahil olduğunu söyledi.

Bir başka danışmanlık şirketi Kpler ise aynı dönemde Çin’in Dalian’a 34 milyon varil ithal ettiğini tahmin ediyor.

Bu rakamlar günde 124.000-164.000 varile denk geliyor ki bu da 2024’ün ilk yarısında Çin’in İran’dan ithal ettiği toplam petrolün yaklaşık %13’üne tekabül ediyor.

Analistler Çin’in söz konusu dönemde 1,2-1,4 milyon varil/gün İran ham petrolü ithal ettiğini tahmin ediyor. Vortexa, ithalatın geçtiğimiz Ekim ayında 1,52 milyon varile ulaşarak rekor kırdığını söyledi.

Dalian’ın ithalatı sorulduğunda Çin dışişleri bakanlığı Reuters’e Çin ve İran’ın “uluslararası yasal çerçeve altında her zaman normal ve meşru ticareti sürdürdüğünü” söyledi.

Çin tek taraflı yaptırımlara karşı olduğunu söylüyor. Yine de tanker takipçileri ve tüccarlar, tüccarların Çin’e gönderilen İran petrolünü Malezya, Umman veya Birleşik Arap Emirlikleri gibi başka bir yerden geliyormuş gibi gösterdiklerini iddia etti.

Resmi olarak, Çin gümrükleri Haziran 2022’den bu yana herhangi bir İran petrolü ithalatı bildirmedi.

Dalian sevkiyatları için dört olası varış noktası var: Hengli Petrochemical’ın 400.000 varillik rafineri kompleksi ve 44 milyon varillik depolama çiftliği, devlet devi PetroChina tarafından işletilen iki rafineri,  ve Changxing adasında Liaoning Liman İdaresi tarafından işletilen 30 milyon varillik bir depolama üssü.

Tüccarlar, depolama tesisini Dalian dışındaki rafinerilere bağlayan bir boru hattı olmadığını söyledi.

Hengli’ye yakın üç üst düzey ticaret kaynağı, şirketin sevkiyatların en azından bir kısmını satın aldığını kaydetti.

Kaynaklardan biri Hengli’nin, 2024 yılının ilk birkaç ayında ayda 4 milyon varil satın aldığını tahmin ediyor. Bir diğeri ise alımların ayda 4-6 milyon varil olduğunu söyledi.

Vortexa, tanker takip bilgileri ve analizlerine dayanarak Hengli’nin İran ham petrol sevkiyatlarının alıcısı olduğunu öne sürdü.

Bir Hengli sözcüsü ise şirketin İran petrolü satın almadığını söyledi.

Tüccarlar ve diğer sektör uzmanları, Çin’in diğer büyük devlet ham petrol alıcıları gibi PetroChina’nın da 2018/2019 civarında İran petrolü alımını durdurduğunu kaydetti.

Asya’nın en büyük petrol ve gaz üreticisi olan PetroChina, yorum talebine yanıt vermedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English