Bizi Takip Edin

AMERİKA

Biden, Kongre’den gizlice Ukrayna için finansman talep etti

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden, Kongre’den Ukrayna’ya ek yardım sağlamak ve daha önce Kiev’e gönderilen ABD’nin silah stoklarını yenilemek için 24 milyar dolar daha tahsis edilmesini talep etti.

Politico’nun iki kaynağı, Biden’ın talebini doğruladı ve başvurunun 25 Kasım’da yapıldığını belirtti.

Habere göre, Beyaz Saray Yönetim ve Bütçe Ofisi, Kongre’ye bu yardımın hükümetin kapanmasını önlemek için alınacak fon uzatma kararına dahil edilmesini önerdi.

Bu nedenle talebin 20 Aralık’a kadar değerlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Talep edilen miktarın 16 milyar doları, ABD’nin silah stoklarının yenilenmesine ayrılırken, kalan 8 milyar dolarlık kısmın Ukrayna Güvenlik Yardım Girişimi (USAI) kapsamında kullanılması planlanıyor.

Bu girişim, Pentagon’un doğrudan ordu depolarından ekipman sağlaması yerine, Ukrayna ordusuna silah tedarik etmek için üreticilerle sözleşmeler imzalamasını içeriyor.

Dışişleri Bakanı Antony Blinken, önceki gün yaptığı açıklamada, ABD’nin Ukrayna’ya 2025’e kadar savaşabilecek şekilde destek vereceğini ve ülkenin barış görüşmelerine güçlü bir pozisyondan başlamasını sağlamayı hedeflediğini belirtti.

Blinken, ayrıca Beyaz Saray’ın, 20 Ocak’ta görevi devralacak seçilmiş Başkan Donald Trump’tan önce, Ukrayna’ya Kongre tarafından onaylanan tüm fonları kullanmayı amaçladığını söylemişti.

Pentagon, daha önce tahsis edilen 9 milyar doların Ukrayna’ya haftalık silah sevkiyatları için kullanılacağını duyurdu.

Nitekim 20 Kasım’da Kiev’e gönderilen son 275 milyon dolarlık askeri yardım paketi, uçaksavar sistemleri, HIMARS çok namlulu roketatarlar, 155 mm ve 105 mm top mühimmatları, Javelin tanksavar mühimmatı ve diğer ekipmanlarla yedek parçalardan oluşuyordu.

Trump’ın başkan yardımcısından Ukrayna’ya: Topraklardan ve NATO’dan vazgeçin

AMERİKA

Meksika lideri Sheinbaum’dan Trump’a “gümrük” mektubu

Yayınlanma

Meksika Başkanı Claudia Sheinbaum, ülkesinin ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın gümrük vergisi tehdidine kendi vergileriyle karşılık verebileceğini öne sürerek iktisadi sonuçların “korkunç” olacağı uyarısında bulundu.

Salı günü, Meksika ve Kanada’dan gelen tüm mallara %25 gümrük vergisi koyma sözü vermesinin ardından ABD’nin seçilmiş başkanına gönderdiği mektubu okuyan Sheinbaum, “göçmen ve yasadışı uyuşturucu akışını” engellemek için işbirliğinin daha iyi bir yol olacağını söyledi.

Sheinbaum Mexico City’de düzenlediği günlük basın toplantısında, “Bir gümrük vergisini bir diğeri takip edecek ve bu durum ortak şirketleri riske atana kadar devam edece. Meksika’dan ABD’ye başlıca ihracatçılar General Motors, Stellantis ve 80 yıl önce gelen Ford Motor Company’dir. Neden onları riske atacak bir gümrük vergisi koyalım?” diye sordu.

Sheinbaum, Washington ve Pekin arasında taraf tutmaktan büyük ölçüde kaçınırken, Trump’a zorlanırsa Meksika’nın en büyük ticaret ortağı olan ABD’yi seçeceği sinyalini verdi.

Sheinbaum’un mektubu da benzer bir sinyal içeriyor ve Trump’ın gümrük vergisi tehdidinde bahsettiği göç ve fentanil konusunda ortak görüşmeler yapılması çağrısında bulunuyor.

Fentanil kaynağı olarak Asya’ya işaret etti

Sheinbaum ayrıca ABD’ye giren fentanilin asıl kaynağı olarak kendi ülkesinden ziyade Asya ülkelerini işaret etti ve kendi ekibiyle Trump’ın ekibinin yakında bir araya gelmesini umduğunu söyledi.

Meksikalı lider Meksika’nın geçtiğimiz yıl uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı şiddet olayları nedeniyle 15.000’den fazla kişiyi gözaltına aldığını ve ülkenin fentanil üretimi ve dağıtımını “ağır” bir suç haline getirecek bir anayasa reformunu kabul etme sürecinde olduğunu belirtti.

Meksika pesosu günün erken saatlerinde iki yıldan uzun bir sürenin en zayıf seviyesine geriledi. Toplamda peso salı günü %1,7 düşerek dolar başına 20,65’ten kapandı.

Meksika’nın otomotiv sektörü, ABD’li tüketicilere elektronik, plastik ve diğer mamul mallar ihraç eden fabrikalarla birlikte, Washington’daki yeni yönetimle bir çatışmaya özellikle maruz kalıyor.

Latin Amerika ülkesi, Çin’in ithalat payının son yıllarda azalmasıyla ABD’nin en büyük ticaret ortağı haline geldi ve Meksika hükümeti komşu ülkeler arasındaki toplam ticaretin yıllık 800 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor.

Sheinbaum, “ABD’deki göç olgusu ya da uyuşturucu tüketimi tehditler ya da gümrük vergileri yoluyla çözüme kavuşturulamaz. Bu büyük zorluklarla başa çıkmak için işbirliği ve karşılıklı anlayış gereklidir,” diye ekledi.

Kampanyası sırasında Trump, ABD-Meksika-Kanada Ticaret Anlaşması’nın (USMCA) 2026’da yapılması planlanan gözden geçirmesini tamamen yeniden müzakereye dönüştürme tehdidinde bulunmuştu.

“Göçle mücadele”de işbirliği vurgusu

Trump’a gönderilen mektupta ayrıca Meksika’nın iki ülkenin ortak sınırındaki göç politikası konusunda ABD ile nasıl işbirliği yaptığı da vurgulandı.

ABD ile uyumlu hareket eden Meksika, geçiş yollarını kapattı ve sınır yakınlarında toplanan göçmenleri, ABD hükümetinin bir uygulaması aracılığıyla yasal giriş için randevu almalarını beklemek üzere ülkenin güneyine gönderdi.

Sheinbaum Trump’a yazdığı mektupta, CBP One olarak bilinen bu uygulamanın kullanılmasının Kasım 2024’e kadar sınırdaki karşılaşmaları %75 oranında azalttığını söyledi.

Meksika lideri, “Bu yüzden artık sınıra doğru ilerleyen göçmen karavanları yok. O zaman bile, ülkenizin ihtiyaç duyduğu işgücü hareketliliği için ortaklaşa bir model bulmamız gerektiği açıktır, fakat bu model ailelerin ihtiyaç nedeniyle menşe ülkelerini terk etmelerine yol açan nedenlere yönelmektedir,” dedi.

Sheinbaum, ABD’nin göçün temel nedenlerine eğilmek için askeri bütçesinin bir kısmını barışın inşası ve kalkınmaya yatırması gerektiğini yineledi. Bu, selefi eski başkan Andres Manuel Lopez Obrador’u yansıtan ve kendisinin de seçim kampanyası sırasında sık sık tekrarladığı bir argüman.

Sheinbaum, Kanada’yı kendi tarafına çekmeye çalışıyor

Başkan, Ekonomi Bakanı Marcelo Ebrard’ın çarşamba günü (bugün) gümrük vergilerinin ABD şirketleri üzerindeki olumsuz etkilerini daha derinlemesine inceleyecek bir rapor sunacağını da sözlerine ekledi.

Sheinbaum ayrıca Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ya Meksika’nın üç ülkenin ticari ilişkilerinin gücünü nasıl desteklediğini anlatan bir mektup daha göndermeyi planladığını ve Lopez Obrador’un 2018’de Kanada’nın anlaşmada kalmasını savunduğunu kaydetti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Axios: Trump, “yapay zeka çarı” atamayı planlıyor

Yayınlanma

Axios’un seçilmiş başkan Donald Trump’ın geçiş dönemindeki kaynaklardan edindiği bilgiye göre, yeni başkan Beyaz Saray’da federal politikayı ve gelişmekte olan teknolojinin hükümet tarafından kullanımını koordine edecek bir yapay zeka çarı atamayı düşünüyor.

Kaynaklar, Elon Musk’ın yapay zeka çarı olmayacağını, fakat tartışmanın ve kullanım durumlarının geleceğini şekillendirmeye yakından dahil olmasının beklendiğini söyledi.

Trump’ın yeni Hükümet Verimliliği Departmanına (DOGE) liderlik eden Musk ve Vivek Ramaswamy, rolü kimin alacağı konusunda önemli bir etkiye sahip olacak.

Önde gelen yapay zeka şirketi xAI’nin sahibi Musk, OpenAI’den Sam Altman ve Google’dan Sundar Pichai de dahil olmak üzere rakip CEO’larla kamuoyu önünde kavga etti.

Rakipleri Musk’ın Trump’la olan ilişkisini kendi şirketleri lehine kullanabileceğinden endişe ediyor.

Trump, zaferini de kısmen besleyen genişlemiş koalisyona yanıt olarak, gelişmekte olan teknolojilere özen göstermeyi planlıyor.

Bloomberg’in geçen hafta bildirdiğine göre Trump’ın geçiş ekibi, kripto para birimi yöneticilerini ilk potansiyel Beyaz Saray kripto çarı olarak incelemeye başladı.

Yapay zeka ve kripto rolleri tek bir “gelişen teknoloji çarı” altında da birleştirilebilir.

Yapay zeka çarı, Amerika’yı yapay zekada ön planda tutmak için hem kamu hem de özel kaynaklara odaklanmakla görevlendirilecek.

Federal hükümetin YZ teknolojisine muazzam bir ihtiyacı var ve yeni çar muhtemelen (Başkan Biden’ın YZ icra emrinde kurulan ve Trump’tan sonra da varlığını sürdürebilecek olan) ajansların baş YZ yetkilileriyle birlikte çalışacak.

Bu kişi ayrıca, dolandırıcılık da dahil olmak üzere israf ve suistimalin kökünü kazımak için yapay zekayı kullanmak üzere DOGE ile birlikte çalışacak.

Ofis, “ABD’yi en ileri seviyede tutmak için enerji arzını genişletmek üzere gereken büyük özel yatırımı” da teşvik edecek.

Yapay zeka çarı için Senatonun onayı gerekmeyecek ve böylece bu kişi yönetimin hedefleri üzerinde daha hızlı çalışmaya başlayabilecek.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Washington Post: UCM’nin görevi İsrail’i değil, Rusya’yı yargılamak

Yayınlanma

Washington Post’ta (WP) yayınlanan “Uluslararası Ceza Mahkemesi İsrail’den hesap sorulacak yer değildir” başlıklı bir başyazıda, UCM’nin Rusya, Sudan ve Myanmar’daki savaş suçlarının çözümüne yardımcı olması gerektiği, İsrail’i hedef almanın ise “bunu zorlaştırdığı” ileri sürüldü.

İsrail’in UCM’ye üye olmadığını ve tutuklama kararlarının, “muhtemelen” Binyamin Netanyahu ve Yoav Gallant’ın bu kararı uygulayacağını taahhüt eden ülkelere seyahat etmelerini engellemek dışında, “sınırlı bir pratik etkisi” olacağını savunan WP, “Muhtemelen diyoruz çünkü geçmişte ülkeler UCM tutuklama emirlerini yerine getirme sözü vermiş fakat işlerine geldiğinde bu emirleri görmezden gelmişlerdir. Bazı Avrupa ülkeleri ve Kanada son tutuklama kararlarını uygulayacaklarını söylerken, diğerleri buna yanaşmadı,” dedi.

UCM’nin, “kendi bağımsız yargısına sahip demokratik bir ülkenin” seçilmiş liderlerini, “cezasızlıkla cinayet işleyen diktatörler ve otoriterlerle” aynı kategoriye koyduğunu savunan Amerikan gazetesi, UCM’nin Hamas lideri Muhammed Deif hakkında da tutuklama emri çıkarmasının, “gerçek bir dengeden ziyade yanlış bir denklik gibi göründüğünü” yazdı.

İsrail işgalinde on binlerce insanın öldüğünü kabul eden WP, buna rağmen “sivillerin arasında barındığı ve silahlarını ve komuta merkezlerini nüfusun yoğun olduğu bölgelerin altındaki tünellerde sakladığı için” Hamas’ın suçlanması gerektiğini ileri sürdü. WP’ye göre İsrail, “insan haklarına bağlı demokratik bir ülke olarak” sivil kayıpların sorumluluğunu da üstlenmeli.

İsrail’in Gazze’ye yardımlar söz konusu olduğunda sınıfta kaldığını yazan WP, yine de bunun sorumluluğunu da Hamas’a yükledi ve “Hamas kalan rehinelerin serbest bırakılması için bir ateşkes anlaşmasını kabul etseydi elbette yardımlar daha hızlı akabilirdi ama Hamas bunun yerine tüm İsrail askerlerinin Gazze’den çekilmesinde ve çatışmaların kalıcı olarak sona ermesinde ısrar etti,” ifadelerini kullandı.

İsrail’in Gazze’deki askeri tutumundan sorumlu tutulması gerektiğini belirten WP, “Çatışma sona erdikten sonra … İsrail’de hiç şüphesiz adli, parlamenter ve askeri soruşturma komisyonları kurulacaktır. İsrail’in canlı ve bağımsız medyası da kendi soruşturmalarını yapacaktır,” iddiasında bulundu.

Bazı İsrailli yedeklerin Filistinli tutuklulara kötü muamelede bulundukları suçlamasıyla şimdiden tutuklandığını öne süren gazete, bunu daha fazla soruşturmanın takip edeceğini savunurken, “UCM’nin, ülkelerin kendi kendilerini soruşturacak imkan ya da mekanizmaları olmadığında devreye girmesi beklenir. İsrail’de durum böyle değil,” diye yazdı.

ABD’nin UCM ile ilişkisinin uzun zamandır “ikircikli” olduğuna işaret eden WP, denizaşırı ülkelerdeki ABD hizmet mensuplarına yönelik “siyasi amaçlı” kovuşturmalardan korktuğu için mahkemeye taraf olmayı reddettiğini belirtti.

Bununla birlikte Washington, zaman zaman UCM’yi teşvik etmiş ve Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı işlenen savaş suçları davasında olduğu gibi destek vermişti.

Seçilmiş başkan Donald Trump’ın ilk döneminde UCM’ye karşı düşmanca bir tutum sergilediğini ve UCM savcılarına ve çalışanlarına seyahat yaptırımı uyguladığını hatırlatan WP, “İsrail’e karşı alınan kötü niyetli tutuklama kararları, Rusya, Sudan, Myanmar ve zulmün cezasız kaldığı ve mağdurların başka bir başvuru yolunun bulunmadığı başka yerlerdeki çatışmalarda ihtiyaç duyulduğu bir zamanda, Bay Trump’a Amerika’nın mahkemeyle işbirliğini durdurmak için yeni bir neden veriyor,” diyerek başyazısını bitirdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English