Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin, ABD’nin baskısı üzerine fentanil kimyasallarına kısıtlama getirdi

Yayınlanma

Çin, Pekin ve Washington arasında ölümcül sentetik opioid ile mücadelede artan işbirliğinin bir işareti olarak fentanil üretimi için kritik kimyasalların üretimine kontroller getirecek.

Biden yönetimi salı günü yaptığı açıklamada Çin’in eylül ayından itibaren fentanilde kullanılan üç temel kimyasal madde üzerinde düzenleme ve kontroller uygulayacağını söyledi.

“Programlama” olarak bilinen bir süreç olan bu hamle, Çin’in altı yıl içinde ilk kez uyuşturucunun bileşenlerinin üretimine kısıtlamalar getireceğine işaret ediyor.

Beyaz Saray, geçen hafta Washington’da üst düzey ABD’li ve Çinli yetkililer arasında yapılan toplantının ardından bunun “ileriye doğru atılmış değerli bir adım” olduğunu söyledi.

Washington, 2023 yılında yaklaşık 75.000 Amerikalının hayatına mal olduğunu tahmin ettiği fentanilde kullanılan bileşenlerin üretimini engellemek için birkaç yıldır Pekin’e baskı yapıyor.

ABD’li yetkililer yasadışı uyuşturucunun 18-45 yaş arası Amerikalılar için önde gelen ölüm nedeni haline geldiğini söylüyor.

Geliştirilmiş ABD-Çin işbirliği, Başkan Joe Biden ve Başkan Xi Jinping arasında kasım 2023’te San Francisco’da yapılan bir zirvede varılan bir anlaşmada kararlaştırılmıştı.

İki lider, iki güç arasındaki çalkantılı ilişkileri istikrara kavuşturma çabasının bir parçası olarak fentanil sorununu ele almak üzere bir çalışma grubu oluşturmayı kabul etmişti.

2019 yılında Çin’in ABD’ye fentanil ihracatını durdurmak için aldığı önlemler, Çinli grupların uyuşturucuyu üretmek için gereken kimyasalları üretmeye odaklanmasına neden oldu. Bu kimyasallar, ABD pazarında dağıtılmak üzere fentanil üreten Meksika’daki kartellere gönderiliyordu.

Çin hükümeti yaptığı açıklamada üç kimyasal maddeyi – 4-AP, 1-boc-4-AP ve Norfentanil – 1 Eylül’den itibaren kontrollere tabi tutacağını söyledi.

ABD Başkanlık seçimleri yaklaşırken, Kongre fentanil krizi nedeniyle Çin’e yönelik eleştirilerini giderek daha yüksek sesle dile getirmeye başladı.

Temsilciler Meclisi Çin Komitesi nisan ayında yayınladığı bir raporda Pekin’i fentanil salgınından sorumlu tutmuş ve ABD’ye fentanil ve diğer yasadışı uyuşturucuları ihraç eden şirketleri ödüllendirmek için programlar oluşturmakla suçlamıştı. Çin hükümeti bu suçlamayı reddetti.

Başkan yardımcısı Kamala Harris ve eski başkan Donald Trump Beyaz Saray için mücadele ederken fentanilin önemli bir seçim konusu olması bekleniyor.

Bu yılın başlarında Morning Consult/Bloomberg tarafından yapılan bir ankete göre, katılımcıların yüzde 44’ü kasım ayında kime oy vereceklerine karar verirken uyuşturucuya yaklaşımın “çok önemli” olduğunu söyledi.

Biden yönetimi geçtiğimiz hafta Kongre’yi, fentanil ile ilgili maddeleri “Schedule I” uyuşturucuları olarak belirleyecek – kabul edilmiş bir tıbbi kullanımı olmayan ve kötüye kullanım potansiyeli yüksek olan – ve dağıtım ve bulundurma için daha yüksek cezalara yol açacak bir yasa çıkarmaya çağırdı.

DİPLOMASİ

Britanya ve Fransa yeni bir askeri anlaşma planlıyor

Yayınlanma

Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa’ya yönelik tehlikenin arttığını düşünen Birleşik Krallık, kıtadaki kilit ortaklarıyla yeni ikili anlaşmalar yapma arayışında.

Birleşik Krallık Savunma Bakanı John Healey POLITICO’ya verdiği demeçte ilk adım olarak, düşman aktörlerden gelen tehditlerin artması nedeniyle Britanya ve Fransa arasında 2010 yılında imzalanan Lancaster House Antlaşmasını yeniden başlatmayı planladığını söyledi.

Başbakan Keir Starmer yönetimindeki İşçi Partisi’nin ezici seçim zaferinin ardından temmuz ayında göreve gelen Healey, bu ay Almanya’daki Ukrayna Savunma Temas Grubu’nda müttefiklerle bir araya geldi.

Bu ziyaret sırasında Fransa ile anlaşmanın yeniden gözden geçirilmesi için “doğru zaman” olarak nitelendirdi ve “Fransızların bu işbirliği derecesini daha da ileri götürmek isteyeceklerinden emin olduğunu” söyledi.

2010 yılında Cameron-Sarkozy ikilisinin imzaladığı antlaşma

Starmer bu adımın tam da seçimden önce parti olarak söyledikleri şeyi, Britanya’nın Avrupa ve özellikle de önde gelen Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini yeniden düzenleyecek bir hükümet olacaklarını temsil ettiğini söyledi.

Göreve geldikten kısa bir süre sonra Starmer, AB ile yepyeni bir güvenlik paktı kurmak da dahil olmak üzere Britanya’nın Avrupa ile ilişkilerine “yeni bir yaklaşım” getirmek istediğini söyledi.

Dönemin Muhafazakar Partili Başbakanı David Cameron ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından 2010 yılında imzalanan ve Lancaster House olarak bilinen İngiliz-Fransız deklarasyonu, iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında daha yakın çalışmayı ve askeri teçhizat geliştirmeyi taahhüt ediyordu.

Hedef Rusya

Planlar hakkında bilgi sahibi iki yetkiliye göre, anlaşmanın 15. yıldönümüne denk gelen bu güncelleme, “Rusya’nın düşmanlığı ışığında” ülkeler arasındaki işbirliğini sıkılaştırmaya odaklanacak.

Hassas konular hakkında konuştukları için isimlerinin açıklanmasını istemeyen bu yetkililerden biri planı, Starmer’ın AB ilişkilerini yeniden başlatma arzusuna uygun olduğu kadar, “savunmanın diplomasi içindeki rolünü” tanımaya yönelik daha geniş bir çabanın parçası olarak tanımladı.

İki hükümet arasındaki görüşmelere aşina bir Fransız diplomat ise, Starmer yönetimiyle ilk temaslarından “çok memnun” olduklarını kaydetti.

Birleşik Krallık’ın yeni başbakanı, seçilmesinin üzerinden üç aydan kısa bir süre geçmesinden bu yana Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Washington D.C., Birleşik Krallık ve Fransa’da olmak üzere üç ikili görüşme gerçekleştirdi.

Fransız diplomat, “Başkan Starmer’a güvenlik ve savunma konusunun çok önemli olduğunu söyledi. Lancaster House anlaşmasına zaten sahibiz, bunu yeniden canlandırmamız gerekiyor,” diye ekledi.

Almanya ile pakt müzakeresinde ayrıntılar konuşulacak

Aynı yetkililer, Starmer ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz tarafından son NATO zirvesinde duyurulan ikili anlaşmanın detaylarını belirlemeye başlamak üzere bir İngiliz müzakere ekibinin bu hafta Berlin’e gittiğini söyledi.

Uzun menzilli füzelerin üretiminde işbirliğinin artırılmasının görüşmelerde öncelikli bir konu olması beklenirken, hem Londra hem de Berlin, seçmenlerine savunma harcamalarının artırılmasını yeni istihdam kaynağı olarak satmak istiyor.

Starmer, Macron ve Scholz’un gözetiminde ilerleme kaydetmeye hevesli görünürken, her iki lider de artan Avrupa şüpheci hareketlerin iç baskısı altında.

Starmer ülke içinde de diplomatik stratejisiyle ilgili sorularla karşı karşıya ve bazıları hedeflerinin belirsiz olduğunu savunuyor. 

Önceki Brexit müzakerelerinde yer alan bir Whitehall yetkilisinin ifade ettiğine göre, “Şu anda İşçi Partisi yönetimi bu güvenlik anlaşmasında ne istediklerini bile söyleyemiyor.”

Bununla birlikte, yeni başbakanın yaklaşımı ABD tarafından memnuniyetle karşılandı.

Geçtiğimiz hafta Londra’da düzenlenen bir basın toplantısında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Avrupa ile daha yakın ilişkiler kurma çabalarını “Birleşik Krallık için iyi, Avrupa için iyi ve transatlantik müttefiklerimiz birbirine daha da sıkı bağlandığında bundan fayda sağlayan ABD için de iyi” sözleriyle selamlamıştı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Paşinyan: KGAÖ, Ermenistan’ın güvenliği, varlığı ve egemenliğine tehdit oluşturuyor

Yayınlanma

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün (KGAÖ) ülkesinin güvenliği, varlığı ve egemenliği için tehdit oluşturduğunu savundu.

İkinci Dünya Ermeni Zirvesi’nde konuşan Paşinyan, “Sadece KGAÖ, Ermenistan’a karşı savunma yükümlülüklerini yerine getirmediği için değil, aynı zamanda bize göre KGAÖ, Ermenistan’ın güvenliği, varlığı, egemenliği ve devletine tehdit oluşturduğu için katılımımızı dondurduk” ifadelerini kullandı.

Erivan’ın KGAÖ ile ilişkilerini yeniden tesis etme konusunda çeşitli tartışmalar yürütüldüğünü kaydeden Paşinyan, “Daha önce, gündeme getirilen konulara belirli cevaplar verilirse katılımımızı yeniden başlatacağımızı belirtmiştim. O zamandan bu yana tam iki yıl geçti ve hiçbir cevap verilmediği gibi verilmeyeceği de açıkça ortada. Bu süreç uzadıkça ve cevaplar inandırıcılıktan uzaklaştıkça, her saniye geri dönüşü olmayan bir noktaya yaklaşıyoruz ve kimsenin bu konuda bizi suçlamaya meşru bir hakkı olmayacak” diye ekledi.

Ermenistan, Şubat 2024’te KGAÖ üyeliğini dondurduğunu açıklamış ve ardından örgüte üyelik aidatı ödemeyi de reddetmişti.

Haziran ayında Başbakan Paşinyan, KGAÖ ile ilişkilerde bir sonraki mantıklı adımın örgütten çekilmek olacağını söylemiş, ancak kısa süre sonra Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, başbakanın örgütten ne zaman ayrılacaklarına Ermeni yetkililerin kendilerinin karar vereceğini kastettiğini ifade etmişti.

Ermenistan KGAÖ’den neden çekilecek?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Birleşik Krallık ve İtalya “göç yönetimi için yeni çözümler” üzerinde anlaştı

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, İtalya-Arnavutluk modeline odaklanarak göç yönetiminde yeni yaklaşımları görüşmek üzere Roma’da bir araya geldiklerinde, “yenilikçi çözümler keşfetme” ve insan kaçakçılığıyla mücadele çabalarını artırma konusundaki ortak kararlılıklarını ifade ettiler.

Pazartesi günü Starmer ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyen Meloni, “Starmer ve ben göçü yönetmek için yeni çözümler keşfetmekten korkmamamız gerektiği konusunda hemfikiriz,” dedi.

Beklenenden yaklaşık 30 dakika daha uzun süren toplantı, yardımcıların hazır bulunmadığı bire bir bir görüşmeydi.

Meloni, görüşülen ana konulardan birinin göçü yönetmeye yönelik İtalya-Arnavutluk anlaşması olduğunu söyledi ve Starmer’a “mekanizmayı daha iyi anlaması için unsurlar” verdiğini ve Britanya hükümetinin buna “büyük ilgi” gösterdiğini sözlerine ekledi.

Geçtiğimiz kasım ayında Meloni ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama tarafından imzalanan İtalya-Arnavutluk protokolü, İtalyan yetkililer tarafından uluslararası sularda yakalanan sığınmacılar için Arnavutluk’ta kabul tesisleri sağlamayı amaçlıyor. Bu kişilerin başvuruları İtalya’ya ya da başka bir ülkeye nakledilmeden önce Arnavutluk’ta işleme konulacak.

Meloni “Öngördüğümüz model -yabancı bir ülkede İtalyan ve Avrupa yargı yetkisi altındaki merkezlerde sığınma taleplerinin işleme alınması- daha önce denenmemişti. Eğer işe yararsa, ki ben yarayacağına inanıyorum, herkes bunun bir dönüm noktası olduğunu anlayacak, hatta suçlulara güvenmek konusunda caydırıcı olacaktır,” diye açıkladı.

Starmer’a gezisinde İşçi Partisi hükümeti tarafından, artık ıskartaya çıkarılmış olan Ruanda planının yerini alacak bir girişimin parçası olarak Birleşik Krallık kıyılarındaki yasadışı geçişlerle mücadele etmek üzere kurulan bir görev gücünün başkanı olan Martin Hewitt eşlik etti.

Guardian’ın haberine göre, İngiliz çoğunluğunun bazı üyeleri ve STK’lar Starmer’ın İtalya gezisini eleştirerek onu “İtalya’nın aşırı sağcı hükümetinin yasadışı göç planlarını kopyalamakla” suçladı.

Meloni, yargı yetkisinin İtalyan ve Avrupalı olduğunu “net bir şekilde açıkladığına” inandığını, “Ya yargı yetkimizin göçmenlerin insan haklarını ihlal ettiğine inanılıyor ya da bu suçlama temelsiz,” dedi.

Meloni ayrıca İngiliz mevkidaşı ile “güvenlik çabalarını güçlendirerek ve emniyet güçleri ile istihbarat servisleri arasındaki işbirliğini arttırarak insan kaçakçılığıyla mücadeleyi yoğunlaştırmak ve bu meselenin özüne odaklanmak: parayı takip etmek” konusunda varılan anlaşmanın altını çizdi.

Starmer da konuyla ilgili olarak, “Göçün temel nedenlerini ele almak ve suç şebekelerini dağıtmak için göç yolları üzerindeki ülkelerle el ele vererek önemli ilerleme kaydettiniz. Sonuç olarak, İtalya’ya deniz yoluyla yasadışı yollardan gelenler 2022’den bu yana %60 oranında azaldı,” iddiasında bulundu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English