Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin-Orta Asya ilişkilerinde ‘yeni sayfa’

Yayınlanma

Çin-Orta Asya Zirvesi, 18-19 Mayıs tarihlerinde Çin’in Şensi eyaletinin başkenti Şian’da toplanacak. Zirve, Ukrayna ve Afganistan endişeleri arasında Çin’in Orta Asya ülkeleriyle bağlarını güçlendirmek için “büyük bir diplomatik olay” olarak değerlendiriliyor.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadyr Japarov, Tacikistan Cumhurbaşkanı Emomali Rahmon ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Shavkat Mirziyoyev, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhammedov, Çin Devlet Başkanı Xi’nin davetlisi olarak bu hafta Çin’e resmi ziyarette bulunacaklar.

Dışişleri bakanlığı sözcüsü Hua Chunying geçen hafta zirveye Devlet Başkanı Xi Jinping’in başkanlık edeceğini duyurmuştu.

Bakanlık ayrıca, zirvede 6 liderin “önemli siyasi belgeler” imzalayacağını kaydetti.

Zirvede liderlerin, ekonomik işbirliğinden, Ukrayna krizi gibi güvenlik konularına kadar geniş kapsamlı küresel ve bölgesel konuları ele alması bekleniyor.

Çinli uzmanlar, ABD’nin Afganistan’dan ‘kaotik’ çekilmesi sonrası yaşanan riskler ve krizler nedeniyle zirvede güvenlik konusunda işbirliğinin önemli bir odak noktası olacağını vurguluyor.

Orta Asya’nın Çin için önemi

Bu buluşma, 31 yıl önce diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana Çin ile beş Orta Asya ülkesinin liderleri arasındaki ilk yüz yüze zirve olacak. Çinli gözlemciler bunun “Çin’in Orta Asya ile ilişkisinde yeni bir sayfa açacağı” görüşünde.

Pekin ayrıca, uzun zamandır Orta Asya’yı ticaret ve enerji güvenliği ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki istikrar için kritik bir sınır olarak görüyor, Orta Asya ülkeleri ile daha yakın bağlar geliştirmeyi hedefliyor.

Xi Jinping, bu bağlamda eylül ayında Kovid-19 salgınının ilk günlerinden bu yana ilk yurt dışı seyahatini Kazakistan ve Özbekistan’a yapmıştı.

South China Morning Post’a konuşan, Lanzhou Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Zhu Yongbiao, Orta Asya ile güçlü bağların artık Çin’in diplomatik gündeminin üst sıralarında yer aldığını söyledi.

Zhu, “Bundan önce Çin’in Orta Asya ülkeleriyle işbirliği çoğunlukla ikili düzeyde veya Şangay İşbirliği Örgütü gibi çok taraflı platformlar altındaydı. Şimdi Çin, bir bütün olarak Orta Asya ile bağlarına verdiği önemi bir kez daha ortaya koymak istiyor” dedi.

Uluslararası kargaşa ile başa çıkmak için işbirliği

Global Times gazetesi zirve ile ilgili, “Asya ülkeleri uluslararası kargaşayla başa çıkmak için işbirliği yapıyor” yorumunu yaptı.

Çin’in Kazakistan Büyükelçisi Zhang Xiao, pazartesi günü Global Times’a verdiği özel röportajda, Kazakistan Devlet Başkanı Tokayev’in Çin ziyaretinin, devlet diplomasisi açısından stratejik öncü bir rol oynayacağını, Çin-Orta Asya Zirvesi’nin başarısını artıracağını ve Çin-Kazakistan ilişkilerinin ve çeşitli alanlardaki işbirliğinin daha da geliştirilmesine katkı sunacağını söyledi. Zhang ayrıca Çin’in terörle mücadele ve Ukrayna krizi konusunda Kazakistan ile işbirliğini güçlendireceğini söyledi.

Büyükelçi, Rusya-Ukrayna ihtilafının öne çıkardığı karmaşık uluslararası atmosfere, ekonomi, enerji ve gıda konusundaki örtüşen krize ve bazı ülkelerin “çatışma ve ayrışma oyunlarına” atıfta bulunarak, zirvenin Çin ve Orta Asya ülkelerinin zorlukların üstesinden gelmek ve ortak bir geleceğe sahip daha yakın bir Çin-Orta Asya topluluğu inşa etmek için birlikte çalışacağına dair açık bir sinyal gönderdiğini ifade etti.

Bu yıl aynı zamanda Xi’nin 2013 yılında Kazakistan’a yaptığı ziyarette önerdiği “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı” girişiminin 10. yıl dönümü.

Xi’nin Kuşak ve Yol Girişimi’ni başlatmasından bu yana geçen on yılda, Çin ile beş Orta Asya ülkesi arasındaki ticaret hızla arttı. Geçen yıl yüzde 40 artışla 70,2 milyar ABD dolarına ulaştı.

ABD de Orta Asya ülkeleri ile etkileşimini artırdı

Diğer yandan, Ukrayna krizinden bu yana ABD de, Orta Asya ülkeleriyle etkileşimlerini artırıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken bu yıl şubat ayında Orta Asya’yı ziyaret etti ve beş Orta Asya ülkesindeki muadilleriyle bir araya geldi. ABD’li yetkililer, Biden yönetiminin, özellikle çatışmadan ekonomik olarak zarar gören ülkeler için bölgeyle angajmanı artırmaya çalıştığını söyledi.

Geçen ay, G7 ülkelerinin dışişleri bakanları, Ukrayna krizinin sonuçları, Afganistan’ın istikrarsızlaşması ve gıda ve enerji güvensizliği gibi Orta Asya sorunları üzerinde işbirliği yapma taahhüdünde bulundular.

Çinli uzmanlara göre, Afganistan’dan alelacele çekilmesinin ardından bölgedeki etkisinin hızla azaldığını gören ABD, ilgisini korumak için Orta Asya ülkelerine yöneldi ve Orta Asya ülkeleri ile Çin ve Rusya’nın arasına “nifak tohumları ekmeye çalışıyor”.

DİPLOMASİ

Nippon, US Steel teklifinin süresini uzattı

Yayınlanma

Japon Nippon Steel perşembe günü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden’ın açıklandığından bu yana yoğun muhalefetle karşılaşan anlaşmayı engelleyip engellemeyeceğini değerlendirirken, 14,9 milyar dolarlık US Steel satın alımının kapanış tarihini uzattığını duyurdu.

Kapanış tarihi daha önce 2024’ün üçüncü veya dördüncü çeyreği iken 2025’in ilk çeyreği olarak revize edildi.

Nippon geçtiğimiz aralık ayında yapılan açık artırmada anlaşmayı sağlamak için yüksek bir prim ödemiş, fakat anlaşma güçlü United Steelworkers sendikasının (USW) yanı sıra politikacıların muhalefetiyle karşılaşmıştı.

Biden, US Steel’in yurt içinde sahiplenilmesini ve işletilmesini istediğini söylerken, seçilmiş Başkan Donald Trump ocak ayında göreve geldikten sonra anlaşmayı engelleme sözü verdi.

Pazartesi günü, ABD’deki yabancı anlaşmaları güvenlik endişeleri açısından inceleyen komite, anlaşmayı onaylama ya da engelleme kararını Biden’a havale etmişti. Biden’ın karar vermek için 15 günü var ve herhangi bir adım atmazsa birleşme beklenmedik bir şekilde yeşil ışık almış olacak.

Japon şirketten yapılan açıklamada, “Nippon Steel, Başkanın bu süreyi satın alma konusunda adil ve gerçeklere dayalı bir değerlendirme yapmak için kullanacağını umuyor. Satın alma işleminin US Steel’i koruyacağına ve büyüteceğine olan inancımızı koruyoruz,” dedi.

US Steel hisseleri %1,7 artış gösterdi. Hisse başına 55 dolarlık teklif fiyatına hiçbir zaman ulaşamayan hisseler, yatırımcıların anlaşmanın tamamlanmasına ilişkin zaman çizelgesi konusundaki endişelerine işaret ediyor.

Kasım ayında Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba, ülkeler arasındaki bağları güçlendirmeye yönelik son çabalara gölge düşürmemek için Biden’ı birleşmeyi onaylamaya çağırmıştı.

Nippon ayrıca perşembe günü yaptığı açıklamada, ABD Adalet Bakanlığının antitröst bölümünün inceleme sürecinin de devam ettiğini, fakat ne zaman sona ereceğini belirtmediğini söyledi.

Muhalefete rağmen US Steel hissedarları nisan ayında ezici bir çoğunlukla satın alma işlemini onaylamıştı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’nin Rusya’nın ‘gölge filosuna’ yeni yaptırımları yolda

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden, görev süresinin son günlerinde Rusya’nın enerji sektörüne yönelik yeni yaptırımlar planlıyor. Bu yaptırımlar, Rus petrolünün taşınmasında kullanılan “gölge filo”yu ve bazı ihracatçı şirketleri hedef alıyor. Amaç, Ukrayna’ya müzakere masasında avantaj sağlamak ve ülkenin savunma kapasitesini artırmak.

ABD Başkanı Joe Biden, görev süresinin son haftalarında, Rusya ekonomisinin enerji sektörüne yönelik yeni ve kapsamlı yaptırımlar uygulamayı değerlendiriyor.

The Washington Post‘un dört yetkiliye dayandırdığı haberine göre, bu “veda” niteliğindeki yaptırımlar, Rus petrolünün mevcut yaptırımları delerek taşınmasını sağlayan yüzlerce tankerlik “gölge filo”yu ve şu ana kadar kara listeye alınmamış bazı ihracatçı şirketleri hedef alabilir.

Ayrıca, Beyaz Saray, Sberbank, VTB ve Alfa Bank gibi yaptırımlar altında bulunan Rus bankalarına verilmiş olan petrol ve doğalgaz ticaretiyle ilgili lisansların geri çekilmesini de değerlendiriyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, küresel petrol piyasasında günlük yaklaşık 1 milyon varillik bir arz fazlası mevcut. Bu durum, yeni yaptırımlar için elverişli bir ortam yaratıyor. Gazetenin bir kaynağına göre, Rusya’nın petrol tedarikinin bir kısmı küresel ticaretten çıkarılırsa, fiyatlar üzerinde yalnızca sınırlı bir etkisi olacak.

Bir yetkili, bu yeni yaptırımların Ukrayna’ya “adil” bir barış anlaşması için müzakere masasında “en iyi konumu sağlamak” ve ülkenin kendisini savunma kapasitesini artırmak için gerekli olduğunu belirtti.

Rusya’nın petrol ve petrol ürünleri ihracatı, savaş öncesindeki seviyelere yakın bir düzeyde devam ediyor. Kasım ayında bu ihracat, günlük 7,33 milyon varil olarak gerçekleşti. Bunun 4,88 milyon varili ham petrol, 2,45 milyon varili ise petrol ürünlerinden oluşuyordu.

Ancak hidrokarbon ihracatından elde edilen gelirler azalma eğiliminde. Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi’ne (CREA) göre, geçen ay bu gelirler günlük 600 milyon avroya gerileyerek savaşın başlangıcından bu yana en düşük seviyesine ulaştı. 2024’ün başında bu rakam günlük 750 milyon avro civarındaydı. Savaşın ilk aylarında ise petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki yükselişle birlikte gelirler günlük 1 milyar avroyu aşmıştı.

CREA’ya göre Rusya, kasım ayında deniz yoluyla yapılan petrol ihracatından günlük 200 milyon avro, boru hattıyla yapılan petrol ihracatından 64 milyon avro, boru hattıyla doğalgaz ihracatından 78 milyon avro ve kömür ihracatından ise 44 milyon avro kazandı.

10 milyar dolarlık plan: Rusya’nın ‘gölge filosu’ yaptırımları nasıl atlatıyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Lavrov: Suriye’de Türkiye’nin meşru güvenlik çıkarları güvence altına alınmalı

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’nin Suriye’den kaynaklanan meşru güvenlik kaygılarının Suriye’nin toprak bütünlüğüne zarar vermeden korunması gerektiğini söyledi. Ayrıca, Suriye’nin doğusunda ABD’nin yasa dışı faaliyetlerine dikkat çekerek, bu durumun bölgedeki ayrılıkçı yapıların desteklenmesine yol açtığını belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye’den kaynaklanan tehditlere ilişkin Türkiye’nin meşru güvenlik çıkarlarının korunması gerektiğini belirtti.

Lavrov, bugün Moskova’da düzenlediği basın toplantısında, bu konunun Türkiye’nin sınır güvenliği açısından kritik önem taşıdığını dile getirdi.

Lavrov, Rusya’nın Şam Büyükelçiliği’nin faaliyetlerine devam ettiğini ve Moskova’nın diplomatik misyon aracılığıyla yeni Suriye yönetimiyle temaslarını sürdürdüğünü ifade etti.

Bakan, “Öncelikli olarak, Rusya vatandaşlarının güvenliği ve büyükelçiliğimizin güvenli bir şekilde faaliyet göstermesiyle ilgili pratik konuları tartışıyoruz,” dedi.

Rusya’nın, Suriye’deki tüm aktif sosyo-politik güçlerle diyalog kurmaya açık olduğunu yineleyen Lavrov, yeni Suriye yönetiminin Rusya ile ilişkileri “uzun vadeli ve stratejik” olarak değerlendirdiğini belirtti.

Ayrıca Lavrov, geçiş sürecindeki zorluklara rağmen, Suriye’deki tüm süreçlerin birleştirilmesine ve seçimlerin herkes tarafından tanınacak şekilde düzenlenmesine destek vermeye hazır olduklarını ifade etti.

Dışişleri Bakanı, Suriye’nin komşuları olan Suudi Arabistan, Irak, Ürdün, Mısır, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Lübnan ile temaslarının sürdüğünü, bu ülkelerin Suriye’nin NATO müdahalesi sonrası Libya’nın yaşadığı yıkımı yaşamamasını sağlamaya çalıştığını söyledi.

Türkiye’nin Suriye sınırında yaşanan terör olaylarına ilişkin meşru güvenlik endişelerine dikkat çeken Lavrov, bu endişelerin Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü ve birliği korunarak giderilmesi gerektiğini vurguladı. “Türk liderliği bu ilkelere destek veriyor ve biz de bunu destekliyoruz,” diye konuştu.

Lavrov, ABD’nin Suriye’nin doğusundaki “yasa dışı işgaline” de değinerek, bu bölgenin Suriye’nin en zengin petrol sahalarına ve en verimli tarım arazilerine sahip olduğunu hatırlattı.

Bu kaynakların ABD tarafından çıkarılıp ihracatının yapıldığını ve elde edilen gelirin ayrılıkçı yapıların desteklenmesine harcandığını söyleyen Lavrov, “Bu durum dikkate alınmalı,” diye ekledi.

Rusya, yeni Suriye yönetimi BRICS’e başvurursa değerlendireceklerini söyledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English