Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin’den Suriye’de ‘istikrar’ açıklaması

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanlığı pazar günü yaptığı açıklamada Çin’in Suriye’deki gelişmeleri yakından izlediğini ve en kısa zamanda istikrarın yeniden tesis edilmesini umduğunu belirtti.

Çin’in Global Times gazetesi, Suriye’deki mevcut durumu şöyle tasvir etti: “Suriye, muhalif güçlerin devlet televizyon kanallarını ele geçirerek Şam’ın düştüğünü ve Devlet Başkanı Beşar Esad hükümetinin sona erdiğini ilan etmeleriyle dramatik bir değişim geçirdi.”

Çin Dışişleri Bakanlığı pazar günü yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Çin hükümeti, istekli Çin vatandaşlarının Suriye’yi güvenli ve düzenli bir şekilde terk etmelerine aktif bir şekilde yardımcı olmuş, ülkede kalanlarla temaslarını sürdürmüş ve güvenlik rehberliği sağlamıştır. Suriye’deki ilgili tarafları ülkedeki Çinli kurum ve personelin güvenliğini sağlamak üzere somut tedbirler almaya çağırıyoruz. Şu anda Suriye’deki Çin Büyükelçiliği faaliyetlerine devam etmektedir ve ihtiyaç duyan Çin vatandaşlarına yardımcı olmak için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz.”

‘Suriye Libyalılaşabilir’

Şanghay merkezli, devlete ait olmayan özel online medya kuruluşu Guancha’nın internet sitesinde yayınlanan bir değerlendirmede ise, Suriye ile ilgili ‘Libyalılaşma’ korkusuna işaret edildi.

Northwestern Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Enstitüsü’nde doçent olan Wang Jin’in görüşlerine yer verilen yazıda, Suriye’deki siyasi durumun artık temel değişikliklere uğradığı ve tüm siyasi yapının yeniden inşa edilmeye mahkum olduğu vurgulandı.

Yazıda durumun bu kadar hızlı değişmesi ise, muhaliflerin Türkiye’nin arka çıkmasıyla hazırlık süresi ve desteğinin yanı sıra, Suriye’de halkın moralinin düşük olmasına ve isyanlara yol açan ekonomik zorluklara atfediliyor. Ordunun gönüllü olarak geri çekilmesinin Suriye toplumunun sorunlarını, özellikle de siyasi ve ekonomik sorunları yansıttığı ifade edilen yazıda, “gelecekte Suriye ‘Libyalılaştırılabilir’” değerlendirmesi yapıldı.

Bu durumun “en büyük kazananı” olarak Türkiye adlandırılırken Ankara’nın Ortadoğu’daki nüfuzunu daha da genişleteceğine işaret edildi. Ancak İran’ın bölgesel müttefik ağı olan Direniş Ekseni’nin etkisinin ise büyük ölçüde azalacağı, ABD’nin Suriye’deki rolünün devam ederken Rusya’nın üslerini korumaya odaklanacağı ifade edilen yazıda, Ortadoğu’daki güç dengeleri değişmeye devam edeceği kaydediliyor.

DİPLOMASİ

Dokuz NATO ülkesi Balkanlar’da tatbikata başlıyor

Yayınlanma

13-26 Ocak tarihleri arasında NATO üyesi dokuz ülke, Balkanlar’da ‘Steadfast Dart – 25’ tatbikatını gerçekleştirecek. Tatbikatta yaklaşık 10 bin kişilik kuvvet, doğu kanadını güçlendirme ve caydırıcılığı artırma amacıyla hava, kara, deniz ve özel kuvvetlerden oluşan birliklerle katılacak.

NATO’ya üye dokuz ülke, 13-26 Ocak tarihleri arasında Balkanlar’da “Steadfast Dart – 25” isimli tatbikat düzenleyecek. Bu bilgi, NATO’nun resmi internet sitesinde yer aldı.

Tatbikatın amacı, askeri birliklerin kapasitelerini, taraflar arasındaki uyumu ve operasyonel tepkime kabiliyetlerini sınayarak doğu kanadını savunma yeteneklerini güçlendirmek olarak açıklandı.

Tatbikata NATO’nun 9 üyesinden yaklaşık 10 bin kişilik müttefik reaksiyon kuvvetleri (ARF) katılacak. Hava, kara, deniz ve özel kuvvetler de tatbikatta yer alacak.

Tatbikat, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan’da gerçekleştirilecek. NATO tarafından yapılan açıklamada, bu tatbikatın “önemli bir caydırıcı etki sağlama konusunda NATO’nun çevikliğini ve kararlılığını göstermek” amacı taşıdığı vurgulandı.

Tatbikat, gerçek zamanlı reaksiyon kapasitesini sergileme işlevi de görecek.

10 Ocak’ta NATO ülkeleri, ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarma önerisini reddetti. Fakat ülkeler, mevcut yüzde 2 seviyesinden harcamaların artırılmasına ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir oldu.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Musk ve Zuckerberg, AB dijital kurallarından memnun değil

Yayınlanma

X’in sahibi Elon Musk ve Meta’nın patronu Mark Zuckerberg geçtiğimiz hafta Avrupa siyasetine defalarca müdahale ederek AB’li siyasetçilerin ABD’li teknoloji devlerinin Kıtanın dijital kurallarına uyması gerektiği yönündeki çağrılarına sert çıktı.

Son gelişmeler arasında Zuckerberg’in AB’nin dijital düzenleyici çerçevesini “sansür” olarak nitelendirmesi ve rekabet politikasını “neredeyse bir gümrük tarifesine” benzetmesi yer alıyor.

Zuckerberg ayrıca cumartesi günü Trump destekçisi Joe Rogan ile yaptığı bir podcast röportajında, göreve gelecek Trump yönetimini ABD teknoloji endüstrisini AB’nin dijital düzenleyici çerçevesinin uygulanmasına karşı savunmaya çağırdı.

Hafta sonu AB liderlerinin tepkileri ise cılız kaldı. Almanya Dijital Bakanı Volker Wissing ve Fransa Dijital Bakanı Clara Chappaz, hükümetlerinin konuyu “ciddiye aldığını” söyledi ve AB’nin içerik denetleme yasası olan Dijital Hizmetler Yasasını (DSA) kapsamlı bir şekilde soruşturma, değerlendirme ve uygulama konusunda Avrupa Komisyonuna olan güvenlerini ifade etti.

Chappaz pazar günü yaptığı açıklamada AB yasalarının sağlam olduğunu ve Avrupalıların Komisyonun ABD’nin Büyük Teknolojisine etkili bir şekilde karşı koyacak araçlara sahip olduğuna güvenebileceklerini söyledi.

Zuckerberg’in Büyük Teknoloji’yi AB’nin dijital kural kitabından korumak için yeni ABD yönetimine başvurması ve Trump’ın AB mallarına %20’ye varan gümrük vergileri uygulama tehdidi, Komisyonun AB yasalarını etkili bir şekilde uygulama konusundaki siyasi kabiliyeti hakkında ciddi şüpheler uyandırıyor.

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Henna Virkkunen, Zuckerberg ve Musk gibi ABD’li teknoloji patronlarının son eylemlerinin ihlal olarak değerlendirilmesi halinde, DSA’nın uygulanmasından sorumlu ekibinin AB’’nin içerik denetleme kurallarının ihlaline yönelik daha fazla soruşturma başlatabileceğini belirtti.

Zuckerberg, 7 Ocak’ta Meta’nın içerik denetleme politikalarında değişikliğe gittiğini duyurmuş ve bu hamlenin, Meta patronunun Trump karşısında attığı bir geri adım olduğu ileri sürülmüştü.

Buna cevaben Komisyon şu anda Meta tarafından Facebook ve Instagram için sunulan ve platformların nefret söylemi ve nefret içeren davranış tanımlarında yapılan değişikliklere odaklanan etki değerlendirmelerini inceliyor.

Meta’nın ABD’deki üçüncü taraf doğruluk kontrol programını sona erdirme kararı da, özellikle şirket henüz AB için benzer duyurular yapmadığı için endişelere yol açtı.

Fakat cuma günü France Info’ya verdiği bir röportajda Fransız Chappaz, Meta’nın DSA kapsamındaki AB içerik denetleme kurallarına uyacağından emin olduğunu ifade etti.

Komisyon, çocukların korunmasına ilişkin endişeler nedeniyle mayıs ayında Meta’nın Facebook ve Instagram platformları hakkında resmi bir soruşturma başlatmıştı.

Bu arada Elon Musk da, Almanları yaklaşan seçimlerde sağcı AfD’yi desteklemeye teşvik etmek için sosyal medya platformu X’i defalarca kullandı.

Musk geçtiğimiz perşembe günü X’te AfD lideri Alice Weidel ile röportaj yaparak tartışmaları daha da alevlendirdi.

Komisyon şu anda X tarafından DSA’nın tespit edilen altı ihlalini soruşturuyor; bunlar arasında doğrulama gereklilikleri, araştırmacılar için veri erişimi, reklam şeffaflığı, nefret söylemi politikaları, şiddet içeren içeriğin denetlenmesi ve platformun kullanıcı liderliğindeki doğruluk kontrol süreci ile ilgili ihlaller yer alıyor.

DSA kapsamında her bir ihlal, bir şirketin yıllık küresel cirosunun %6’sına kadar para cezasına neden olabilir.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Goldman Sachs: Petrol fiyatları 2025’te 90 doları görebilir

Yayınlanma

Goldman Sachs, ABD’nin Rusya ve İran’a yönelik yaptırımlarının Brent petrol fiyatını 2025’te 90 dolara yükseltebileceğini öngörüyor. 13 Ocak’ta Brent petrol fiyatı, 81,11 dolara ulaşarak son aylardaki en yüksek seviyeyi gördü.

Goldman Sachs Group Inc. analistlerine göre, Brent petrol fiyatları 2025 yılında varil başına 90 dolara ulaşabilir. Bu tahminin ardındaki temel neden, ABD’nin Rusya enerji sektörüne yönelik son yaptırımları olarak gösteriliyor.

Bloomberg tarafından yapılan bir ankette, uzmanlar bu yaptırımların fiyatlandırma üzerinde önemli bir rol oynayacağını belirtti.

İran ve Rusya’nın üretiminde düşüş bekleniyor

Goldman Sachs, Donald Trump yönetimi altında İran’a da yaptırımlar uygulanması hâlinde hem Rusya’nın üretiminde hem de İran’ın petrol arzında günlük 1 milyon varillik bir düşüş yaşanacağını öngörüyor.

İran, dünya petrol piyasasında büyük bir tedarikçi konumunda olduğundan, bu senaryonun küresel fiyatlar üzerinde ciddi bir etkisi olabileceği vurgulanıyor.

Goldman Sachs analistleri, tüm bu olumsuz etkenlere rağmen 2024 yılında Brent petrol fiyatlarının ortalama 76 dolar civarında seyretmesini bekliyor.

Benzer şekilde, RBC Capital Markets LLC’nin tahminlerine göre, 2024 yılı boyunca fiyatlar ortalama 80 dolar düzeyinde olacak.

RBC uzmanı Brian Leizen, enerji tedarik zincirinin önceki yıllarda birçok zorlu senaryoya rağmen beklentileri aştığını belirtti.

ABD’nin yeni yaptırımları petrol fiyatlarını hareketlendirdi

ABD, 10 Ocak’ta Rusya enerji sektörüne yönelik yeni yaptırımları devreye aldı. Bu yaptırımlar kapsamında Gazprom Neft ve Surgutneftegaz gibi büyük şirketlerin yanı sıra onlarca petrol hizmetleri şirketi ve Rus petrol ticareti yapan kuruluşlar hedef alındı.

Yaptırımların ardından, Brent petrol fiyatı 13 Ocak’ta 81,11 dolara çıkarak Ağustos 2024 sonundan bu yana en yüksek seviyeyi gördü.

Uzmanlar, bu yükselişin piyasada yeni dalgalanmalara yol açabileceği görüşünde.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English