Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Dakar Forumu’nda ‘egemenlik’ vurgusu

Yayınlanma

Pazartesi günü Senegal’de başlayan 8’inci Afrika’da Barış ve Güvenlik İçin Uluslararası Dakar Forumu sona erdi. Konuşmalarda, Kıtanın kendi güvenliğini kendisinin sağlaması gerektiğine dair vurgular yapıldı.

İki gün süren Dakar Forumu’nda, katılımcılar kıtanın güvenlik sorunlarına odaklandı. Etkinliğe, 1000’i aşkın bakan, güvenlik uzmanı, askeri yetkili ve uluslararası kuruluşların temsilcileri katıldı.

Katılımcılar arasında Afrika ülkelerinden devlet başkanlarının yanı sıra Türkiye, Hindistan, Japonya, Suudi Arabistan ve Fransa’dan da üst düzey yetkililer yer aldı.

Dakar Forumu, Fransa’nın askeri güçlerini Mali’den çekmek zorunda kaldığı ve bölgedeki Birleşmiş Milletler (BM) misyonlarına ve Batılı güçlere yönelik eleştirilerin yükseldiği bir atmosferde gerçekleşti.

‘BM Barış Harekatları terörle mücadelede başarısız’

“Dışsal şoklar karşısında Afrika: istikrar ve egemenlik sorunları” temasıyla düzenlenen Forumun açılış konuşmasını ev sahibi Senegal Cumhurbaşkanı ve Afrika Birliği’nin şu anki başkanı Macky Sall yaptı.

Sall, etkinliğin Afrika’nın G20 ve BM Güvenlik Konseyi’nde kalıcı bir sandalye elde etme hedefini desteklemesini umduğunu söyledi.

Afrika’nın terörizm, iç çatışmalar, iklim ve sağlıkla ilgili birçok krizle karşı karşıya olduğunu belirten Sall, kıtadaki terörizmin sadece bir Afrika meselesi olmadığına dikkat çekti.

BM Barış Harekatlarının kıtadaki terörü engellemede başarılı olamadığının altını çizen Sall, bu doktrinlerin güncellenmesi gerektiğini belirtti.

BM Genel Sekreteri tarafından oluşturulan Etkili Çok Taraflılık Üzerine Üst Düzey Danışma Kurulu’na da vurgu yapan Sall, “Güven ve kabul görmesi için çok taraflılığın herkesin çıkarına hizmet etmesi gerekir” dedi.

Afrika, Güvenlik Konseyi’nde yer almalı

Etkinliğin hedeflerine ilişkin konuşan, Afrika Birliği’nin Kadın, Barış ve Güvenlik özel temsilcisi Bineta Diop, “Bizim için Afrika’nın kendini konumlandırması, bir dev gibi olması, Güvenlik Konseyi’nin masasında yer alması ve gerekirse veto hakkına sahip olması gerekiyor. Bu her şeyden önce çok taraflılık açısından önemli” ifadelerini kullandı.

Dış dayanışmadan önce Afrika dayanışması

G5 Sahel savunma ve güvenlik uzmanı General Mohamed Znagui Ould Sid’Ahmed Ely etkinlikle ilgili verdiği demeçte, “Afrika kendi güvenliği için çaba sarf etmeli. Dış dayanışma çağrısından önce Afrika dayanışması olmalı. Sonra Afrika’nın temel sermayesi olan insanların eğitimine odaklanmalıyız. Gençlerle ilgilenmeliyiz” dedi.

Dış desteğe son verecek çözümler tartışılıyor

Africanews muhabiri Pascale-Mahé Keingna Dakar Forumu ile ilgili şunları aktardı: “Katılımcılar, iki gün boyunca kıta dışından gelen dış olayların Afrika ülkelerinin güvenlik durumunu nasıl etkilediğini tartışmak için seminerlere katılacak. Bu toplantıların amacı, Kıtanın egemenliğini savunmak için artık askeri güç ya da gıda yardımı gibi konularda dış desteğe bel bağlamamasını sağlayacak çözümler aramaktır.”

‘Kendi imkanlarımızla güvenliği güçlendirmeliyiz’

Afrika ülkelerindeki sivillerin fiziksel güvenliği, forumdaki tartışmaların merkezinde yer aldı.

Eski Çad bakanı ve Sahel Koalisyonu Yüksek Temsilcisi Djimé Adoum, kıtanın kendi imkanlarıyla savunma ve güvenlik kapasitesini güçlendirmesi gerektiğini vurguladı:

“İnsanların gelip bu işi yapmak için yabancı bir orduya ihtiyacı yok, yeterince silahlı gücümüz var, üç temel şeye ihtiyacımız var, lojistik destek, istihbarat ve eğitim çünkü bu asimetrik bir savaş ve terörün yeni taktiklerine uyum sağlayacak insanlara ihtiyacımız var.”

Çavuşoğlu: Yeni sömürgeciliğe karşıyız

Bir Türk firması tarafından inşa edilen Abdou Diouf Uluslararası Konferans Merkezi’nde (CICAD) gerçekleştirilen Foruma, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı.

Küresel Krizler ve Afrika’da Egemenlik konulu oturumda konuşan Çavuşoğlu, yeni sömürgeciliğin terör, darbeler, ekonomik kriz gibi çeşitli sorunlarla karşı karşıya olan Afrika’nın egemenliğini ve istikrarını daha da zora soktuğunu söyledi.

Sömürgeciliğe karşıydık, yeni sömürgeciliğe de karşıyız diyen Çavuşoğlu, “Afrika’nın kendi kaderini kendi ellerine alması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Türkiye’nin yeni sömürgeciliğe karşı olduğunu yineleyen Çavuşoğlu, Afrika’yı eşit partner olarak gördüklerini ve ilişkilerde kazan-kazan ilkesini savunduklarını vurguladı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Afrika liderleriyle ikili görüşmeler de gerçekleştirdi.

Antalya Diplomasi Forumu ile işbirliği

Ayrıca Çavuşoğlu ve Senegalli mevkidaşı Aïssata Tall Sall, Antalya Diplomasi Forumu ile Dakar Forumu arasında içerik ortaklığına ve işbirliğine dair bir Mutabakat Zaptı imzaladılar.

İmza töreninde konuşan Çavuşoğlu, “Dünyanın çok ilginç ve zorlu bir süreçten geçtiğini hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla başta Afrika olmak üzere daha adil bir dünya için ve barış için, istikrar için yeni vizyonlara yeni politikalara ihtiyacımız var” dedi.

Törende konuşan Senegal Dışişleri Bakanı Tall Sall da mutabakat muhtırasının, iki forumun birlikte çalışabilmesini mümkün hale getirmesi dolayısıyla kendileri için önemli olduğunu vurguladı. Antalya Diplomasi Forumu’nun çalışma şeklini örnek alacaklarını söyleyen Tall Sall, bu sayede başta Senegal olmak üzere uluslararası toplumu ilgilendiren sorunlara çözüm bulmaya çalışacaklarını dile getirdi.

2014’ten bu yana her yıl düzenlenen Dakar Forumu’nda Afrika’yı ilgilendiren sorunların tespiti ve çözümü tartışılmaktadır.

Batı dışlanırken, Asya ile işbirliği öne çıkıyor

Son dönemde Afrika’da hem hükümetler bazında hem de halk içerisinde Batı ve özellikle de Fransa karşıtlığı yükselirken, bağımsızlık ve egemenlik vurguları da artıyor. Bölgede Fransa destekli hükümetler devrilirken, Fransız konvoylarına karşı yapılan protestolar Fransız birliklerinin 2014’ten beri yerleşik olduğu Mali’den çekilmesine kadar uzandı.

Sahel’de eski bir sömürge gücü olan ve bölgede terörle mücadele bahanesiyle yaklaşık 5 bin 100 askeri konuşlandıran Fransa’nın varlığının meşruiyeti sorgulanıyor.

Ayrıca, terörle mücadele için bölgede bulunan BM Barış Gücünün başarısızlığı ve harekatlarının etkisizliği son dönemde sıkça gündeme geliyor. Afrikalı liderler, Kıtanın güvenliğini sağlamak için kendi askeri gücüne dayanan formüller geliştirmeyi hedefliyor.

Batı, Afrika’dan dışlanırken, özellikle güvenlik alanında Rusya, diğer alanlarda da Türkiye ve Çin işbirlikleri öne çıkıyor. Bu işbirliklerinin ise yeni sömürgecilik ilişkisine dönüşmemesi ve ikili ilişkilerde egemenliğe saygı duyularak kazan-kazan ilkesinin izlenmesi Afrika liderlerinin gündeminde…

DİPLOMASİ

Biden’dan Netanyahu’ya ağır hakaretler iddiası

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden’ın, İsrail’in Gazze işgalinin başlamasından bu yana geçen bir yıl içinde, İsrail lideri Binyamin Netanyahu ile sık sık özel diyaloglarda karşı karşıya geldiği iddia ediliyordu.

Biden’ın “yaşadığı hayal kırıklığının derinliği”, ünlü ABD’li gazeteci Bob Woodward’ın yakında çıkacak olan ve Biden’ın yabancı liderlerle ilişkilerine odaklanan Savaş [War] adlı kitabından alıntılarla gözler önüne seriliyor.

CNN’e göre Biden bu bahar özel olarak, “O o***pu çocuğu Bibi Netanyahu kötü bir adam. O lanet olası kötü bir adam,” demişti.

Haaretz’in aktardığına göre kitabın yayınlanmasından bir hafta önce yapılan alıntılar, Biden ve Netanyahu’nun, İsrail’in ilkbaharda Refah’ı işgali konusundaki anlaşmazlıklarının yanı sıra Hizbullah’tan Fuad Şükr gibi üst düzey yetkililerini hedef almasını da detaylandırıyor.

Kitapta aktarılan bir diyaloğa göre, Biden nisan ayındaki bir telefon görüşmesinde Netanyahu’ya, “Stratejin nedir dostum?” sordu. Netanyahu’nun yanıtı ise, “Refah’a girmek zorundayız,” oldu.

“Bibi, hiçbir stratejin yok,“ diyen Biden, daha sonra danışmanlarına, “Bir şeyler yapacağını biliyorum ama bunu sınırlandırmanın yolu ona ‘hiçbir şey yapmamasını’ söylemek,” dedi.

Woodward, İsrail Refah’a girdikten sonra Biden’ın Netanyahu için özel bir konuşmasında, “O kahrolası bir yalancı,” dediğini yazıyor.

Bununla birlikte Haaretz’e göre ABD, İsrail’in Refah operasyonunda Washington’un tavsiyelerini dikkate aldığını ve “yoğun nüfuslu kente tam ölçekli bir işgali tercih etmediğini” açıkça ve özel olarak ifade etmişti.

İsrail aylar sonra temmuz sonunda Beyrut’ta düzenlediği bir hava saldırısında Şükür’ü öldürdüğünde Biden’ın “Bibi, ne oluyor lan?” diye bağırdığı iddiası da Woodward’ın kitabında dile getiriliyor.

İddiaya göre Biden Netanyahu’ya, “Biliyorsun İsrail’in dünyadaki algısı giderek artan bir şekilde senin haydut bir devlet, haydut bir aktör olduğun yönünde,” dedi.

Netanyahu yanıt olarak hedefin “önde gelen teröristlerden biri” olduğunu söyledi ve “Bir fırsat gördük ve bunu değerlendirdik. Ne kadar sert vurursanız, müzakerede o kadar başarılı olursunuz,” yanıtını verdi.

Washington Post, Biden’ın ayrıca “Netanyahu için çalışan 19 kişiden 18‘inin ‘yalancı’ olduğunu” söylemesi de dahil olmak üzere anlaşmazlık hakkında ek ayrıntılar yayınladı.

Woodward ayrıca diğer üst düzey ABD’li yetkililer ile Netanyahu arasındaki gerilime de dikkat çekerek, İsrail’in Gazze’deki itidal eksikliği konusunda “Blinken’ın hiçbir etkisi olmadığı açıktı,” diye yazdı.

Woodward ayrıca Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Keith Kellogg’un bu yılın başlarında İsrail’e yaptığı bir gezi sırasında Netanyahu ile gizlice görüştüğünü ortaya koyuyor.

Kellogg döndükten sonra 7 Ekim saldırısından Biden’ı sorumlu tutan bir notu kamuoyuyla paylaşmış ve ziyaretin “Biden yönetiminin ABD’nin küresel caydırıcılığını erozyona uğratmasının ve İran’a yönelik başarısız politikalarının Amerika’yı Orta Doğu’da müttefikimiz İsrail için yıkıcı sonuçları olacak bölgesel bir savaşa sürüklediğini pekiştirdiğini” belirtmişti.

Kitapta ayrıca İsrailli yetkililerin, özellikle Demokratların başkan adaylığını üstlenmesinden bu yana Başkan Yardımcısı Kamala Harris’ten giderek artan “bıkkınlığı” da yer alıyor.

Kitapta İsrail’in ABD Büyükelçisi Michael Herzog’un, “Şimdiye kadar Başkan Yardımcısı Harris’in sorunlarımız üzerinde herhangi bir etkisi olduğunu düşünmüyordum. Odadaydı ama hiçbir zaman bir etkisi olmadı,” dediği aktarılıyor.

Netanyahu’nun, Harris’in perde arkasındaki dostane yaklaşımıyla, temmuz ayındaki görüşmenin ardından İsrail’in sivil kayıpları azaltmadaki başarısızlığını kamuoyu önünde eleştirmesi arasındaki tezattan dolayı “çileden çıktığı” bildiriliyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ramstein toplantısı Biden için ertelendi

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden’ın Almanya ziyaretini iptal etmesi üzerine, 12 Ekim’de Almanya’da yapılması planlanan Ukrayna Temas Grubu toplantısı ertelendi.

Pentagon’dan bir yetkilinin Spiegel dergisine verdiği bilgiye göre, Ukrayna Temas Grubu’nun 12 Ekim’de Almanya’daki Ramstein Hava Üssü’nde yapılması planlanan toplantısı ertelendi.

Toplantı, ABD Başkanı Joe Biden’ın Almanya ziyaretini iptal etmesi üzerine askıya alındı. Toplantının yeni tarihi ise henüz belirlenmedi.

Bir gün önce, 8 Ekim’de, Biden’ın Florida eyaletine yaklaşan Milton Kasırgası’nı yerinde incelemek üzere Almanya’ya yapacağı uçuşu ertelediği öğrenilmişti.

Florida Valisi Ron DeSantis, eyalette 5,5 milyondan fazla kişinin tahliye edilmesi çağrısında bulunmuştu.

Meteorologlara göre, kasırga saatte 14,5 km hızla ilerlerken rüzgarların hızı saatte 287 km’ye ulaşıyor.

Washington Post’un haberine göre, Ramstein Üssü’ndeki toplantıda Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in bir kez daha “zafer planını” sunmayı planladığı bildirildi.

Gazetenin kaynaklarına göre, NATO ülkeleri bu toplantıda Ukrayna’nın gelecekte ittifaka üye olabilmesi için “daha somut adımlar” önermeyi tartışacak.

Zelenskiy, planını ilk kez Eylül ayında Washington’a yaptığı ziyarette tanıtmış, ancak bu öneri ABD yönetimini etkilemekte başarılı olamamış ve “bir dizi girişim” olarak değerlendirilmişti.

Ramstein temas grubu toplantısında neler konuşulacak?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Bloomberg: Zelenskiy, Rusya ile müzakereler konusunda esneklik göstermeye başladı

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in Rusya ile barış müzakerelerine daha açık bir tutum sergilediği bildirilirken, Batılı müttefiklerin Kiev üzerindeki baskısı artıyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Rusya ile müzakere koşullarını görüşmeye ve savaşı sona erdirmeye hazır olduğu bildirildi.

Bloomberg‘e konuşan ve Ukrayna Devlet Başkanı ile Batılı liderler arasındaki görüşmelere aşina olan bir dizi yetkiliye göre, Zelenskiy’in öne sürdüğü “zafer planı” Washington’da pek sıcak karşılanmadı.

Amerikalı yetkililer, Kiev’den önümüzdeki yıl için askeri teçhizat, endüstriyel kalkınma yardımı ve mali destek de dahil olmak üzere ihtiyaçlarına dair kapsamlı bir yol haritası hazırlamasını talep etti.

Bu doğrultuda Ukrayna lideri, planın ayrıntıları üzerinde çalışmak üzere yardımcılarını Washington’a gönderdi.

Habere göre, Batılı müttefikler savaşı sonlandıracak somut bir plan için Kiev üzerindeki baskıyı artırdı.

Ajansa bilgi veren üst düzey bir yetkili, Kiev’in henüz planın tüm ayrıntılarını açıklamamış olmasını, Ukraynalı yetkililerin stratejik belirsizlik unsurunu kullanma ve böylece daha geniş bir manevra alanı elde etme çabası olarak yorumladı.

Ukrayna’nın NATO üyeliği müzakereleri hakkında bilgi sahibi olan başka bir kaynak, ateşkes görüşmeleri sırasında ABD’den alınacak güvenilir ikili güvenlik garantilerinin, aslında Kiev’in ittifaka üyeliği anlamına geleceğini dile getirdi.

Ancak aynı kaynak, Moskova’nın Ukrayna’nın NATO üyeliğine kesin olarak karşı olduğunu hatırlatarak, hangi formülün tüm tarafları müzakere masasına getirebileceğinin belirsiz olduğunu vurguladı.

Ukrayna, Devlet Başkanı Zelenskiy tarafından önerilen ve 1991 sınırlarına geri dönülmesini, Rusya ordusunun çekilmesini içeren “barış formülünün” uygulanmasında ısrarcı olmaya devam ediyor.

Pentagon, Ukrayna’ya uzun menzilli seyir füzesi göndermeyi önerdi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English