Bizi Takip Edin

AVRUPA

Enerji krizi Avrupa’yı sarsıyor

Yayınlanma

COVID-19 pandemisi, Rusya-Ukrayna savaşı ve ardından gelen Rusya karşıtı yaptırımlar tüm dünyada enerji fiyatlarında artışa neden olurken en büyük darbeyi Avrupa yiyor.

Uzun yıllardır ucuz Rus petrolü ve doğalgazı ile sanayisini rekabetçi halde tutan Avrupa ülkeleri, artan maliyetler ve ABD’nin Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) nedeniyle sanayisizleşme tehdidiyle karşı karşıya.

Bunun ötesinde, bu kış hane halklarının enerji tüketiminde önemli bir düşüş bekleniyor. Bu beklentinin ilk karşılıkları şimdiden görülmeye başlandı.

Fransa’da enerji tüketiminde büyük düşüş

Ağustos ayında kış için enerji tüketiminde yüzde 10 düşüş hedefleyen Fransız hükümeti bu hedefe ulaşmak üzere.

Elektrik ve doğalgaz şebekesi operatörlerinin verilerine göre, Fransa’da elektrik ve doğalgaz tüketimi bir önceki aya göre sırasıyla yüzde 9 ve yüzde 10,5 azaldı. 

Parlamentoda ifade veren elektrik operatörü RTE’nin icra kurulu başkanı Thomas Veyrenc, sonuçların “etkileyici” olduğunu söyleyerek en kötü senaryoların bir süreliğine rafa kaldırıldığını belirtti.

France Bleu radyosuna konuşan Enerji Geçiş Bakanı Agnès Pannier-Runacher de elektrik tüketimini asgaride tutma konusunda halkın “kolektif çabasını” övdü. Bakan, yüzde 9’luk bir düşüşün “yedi nükleer santrale eşit” olduğunu vurguladı.

Gaz taşıma sistemi operatörü GRTgaz’dan yapılan açıklamada, 1 Ağustos-11 Kasım tarihleri arasındaki tüketimin, 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 10,5 düşük olduğu duyuruldu. Bu düşüşte yüzde 22,1 ile sanayi, yüzde 14,1 ile hanehalkları tüketimi etkili oldu.

Açıklamada, “kolektif farkındalığın” tüketicileri temel olmayan gaz tüketimleri azaltmaya yönelttiği iddia edildi. 

Bununla birlikte aynı dönemde doğalgazdan üretilen elektriğe talep yüzde 43,5 arttı.

Almanya 2023’te bütçe açığını artıracak: 200 milyar avroluk paket

Rusya’ya yönelik yaptırımlardan en ağır etkilenen ülkelerden biri olan Almanya, yükselen enerji maliyetlerini finanse etmek için bütçe açığını rekor seviyelere çıkarmayı planlıyor.

Maliye Bakanı Christian Lindner, önümüzdeki yıl GSYİH’nin yüzde 3,25’i düzeyinde bir bütçe açığı göreceklerini, bu rakamın gaz ve elektrik fiyatlarındaki artışa yönelik harcamaların boyutlarına göre yüzde 4,5’e kadar çıkabileceğini söyledi.

Alman hükümetinin 2023 yılına ilişkin daha önceki bütçe açığı yüzde 2 idi. 

Almanya, önümüzdeki yıl net borçlanma rakamını 45,6 milyon avro olarak açıkladı. Bu rakam daha önce 17,2 milyar avro olarak tahmin ediliyordu.

Federal Cumhuriyet Anayasası’ndaki “borç freni”, ülkenin net borçlanmasının GSYİH’nin yüzde 0,35’ini geçmeyeceğini hüküm altına alıyordu. Berlin, bunu pandemi başlangıcında değiştirmişti. Şimdi, trafik lambası koalisyonunun şahin maliye bakanı FDP’li Lindner, borçları kontrol altına alıp mali disiplin dayatıyor.

SPD-FDP-Yeşiller koalisyonu, ekonomiye teşvik olarak 200 milyar avroluk bir paket açıkladı. Bu pakete işletmeler ve hane halkları için doğalgaz tavan fiyatı da yer alıyor. Tüketiciler, Mart ayından itibaren fiyat durdurmaları ile rahatlatılacak, ayrıca Ocak ve Şubat aylarında tek seferlik ödemeler alacak.

Tüm bunlara rağmen Alman ekonomisinin 2023 yılında yüzde 0,4 küçülmesi bekleniyor. 

Berlin ve Avrupa yönünü kömüre çeviriyor

Öte yandan Almanya, ucuz doğalgaz ve petrole erişiminin kesilmesiyle birlikte geleneksel fosil yakıtlara dönüyor.

“Yeşil dönüşüm” kapsamında kömür santrallerini kapatmayı hedefleyen Almanya, geçtiğimiz yıllarda da bu dönüşümün kolay olmayacağını görünce kömüre kısmi dönüş yapmıştı.

Alman istatistik kurumu Destatis’in verilerine göre, Temmuz-Eylül arasında Alman enerji nakil şebekelerinden dağıtılan enerjinin yüzde 36,3’ü kömür santrallerinden sağlandı. Bu rakam, geçen sene aynı dönem için yüzde 31,9’du.

Kömürden üretilen enerji üç ayda yüzde 13,3 artışla 42,9 terawatt saate yükseldi. Toplam Alman enerji çıktısı ise bir önceki yılın aynı döneminde göre yüzde 0,5 daralmayla 118,1 terawatt saat oldu.

Doğalgaz üretimi biraz artarken, rüzgar ve hidro enerji üretimi ile yurt içi nükleer üretimi azaldı.

Küresel kömür tüketimi de bu sene 8 milyar tonun üzerine çıkarak rekor kırdı. Almanya, yüzde 19 yükselişle en çok kömür tüketimi artışına giden ülkeler arasında yerini aldı.

Almanya, olası doğalgaz krizi nedeniyle, “doğalgazın yerini alacak rezervler” programı başlatmış ve 2022’de kapanması planlanan linyit ve taş kömürü santrallerini devrede tutma kararı almıştı.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) açıklamasına göre, bu yıl kömür tüketimi yüzde 1,2 artacak. Şu anda her şeye rağmen Çin ve Hindistan dünyanın hem en büyük kömür üreticisi hem de en büyük kömür tüketicisi. 

Uniper’in kamuya maliyeti artıyor

Alman enerji devi Uniper’i devletleştirme kararı alan Berlin, şimdi bu şirketin 216 milyar avro değerindeki riskli türev varlıklarını üzerine almaya hazırlanıyor.

Uniper’in devletleştirilmesi, Almanya’nın tarihinde gördüğü en büyük şirket kurtarma adımı olarak nitelendiriliyor. 

Öte yandan Reuters’a göre, Uniper’in türev enstrümanlarından, varlık olarak 196 milyar avroluk alacağı bulunuyor. Bu durumda, riskli türev varlık değeri bir hayli küçülüyor.

Uniper, bu yılın ilk 9 ay için 40 milyar avroluk zarar açıklamıştı. Zarar, ucuz Rus doğalgazının kesilmesinden kaynaklanıyordu. 

Alman Ekonomi Bakanlığı, Uniper’in devletleştirilmesinde, yıllık raporlarda listelenmiş bilanço riskleri de dahil tüm boyutların göz önüne alındığını savunmuştu.

Britanya’da ‘geri ödeme’ nedeniyle azalan ısınma

Enerji krizinden etkilenen ülkeler arasında yer alan Britanya’da ise doğalgaz şirketlerinin yurttaşlara yaptığı “geri ödeme”, ısınmayı bir hayli azaltıyor.

Gaz şirketleri, kullanımın en yoğun olduğu saatlerde ısınmayı kapatan hanelere ödeme yapıyor. Akşam 5 ile 7 saatleri arasında doğalgazını kapatan bir haneye şirketler nakit para veriyor.

Öte yandan Ulusal Şebeke’ye bağlı Elektrik Sistem Operatörü, iki kömür santraline acilen kömür tedariğine başlanması gerektiği talimatını verdi.

Britanya’nın enerji sektörünün yüzde 43’ü doğalgaza bağlı çalışıyor. Bu nedenle Rusya karşıtı yaptırımlar doğalgaz fiyatlarını fazlasıyla şişirdi.

Bunun yanı sıra, Britanyadaki konutlar Avrupa’nın eski konutları. Ülkedeki konutların yüzde 37’si 1946’dan önce yapılmış. Örneğin Almanya ve Norveç’te bir ev sırasıyla ortalama 1 derece ve 0,9 derece ısı kaybederken Britanya’da bu kayıp 3 dereceye kadar çıkıyor.

Slovakya’da kriz hükümet devirdi

Orta Avrupa’da “Vişegrad Dörtlüsü – V4” olarak bilinen Çekya, Macaristan, Polonya ve Slovakya’dan oluşan grupta sanayisi enerji krizinden en çok etkilenen ülke Slovakya.

Diğer V4 ülkelerinde yıllık sanayi üretiminde yükseliş görülürken Slovakya’da yüzde 2,4’lük bir daralma yaşandı. 

Öte yandan bir önceki aya (Eylül ve Ekim ayları) göre üretim söz konusu olduğunda Slovakya’da yükseliş yaşanırken diğer V4 ülkelerinde daralma söz konusu.

İmalattaki daralmanın nedenleri arasında Ukrayna savaşı, yüksek enflasyon ve Slovakya’nın ihracat pazarı olan ülkelerdeki parasal sıkılaştırma politikası gösteriliyor.

Slovakya’nın imalat sanayisinde önemli bir kaplayan otomotiv sektöründe ise talep sıkıntısı olmasa bile lojistik sorunlar, özellikle tedarik zincirlerindeki aksamalar zarar veriyor.

Eylül ayında Slovakya’daki işletmelerin elektrik tüketiminde de bir önceki yıla göre dramatik bir düşüş yaşamıştı: Yüzde 18. 

Düşüşte bazı büyük şirketlerin üretimi kısmasının önemli bir rol oynadığı düşünülüyor. Örneğin Slovakya’nın en büyük elektrik tüketicilerinden olan alüminyum üreticisi Slovalco, Ağustos ayının sonunda, enerji fiyatları yeniden uygun hale gelene kadar üretimi durdurma kararı almıştı. Demir alaşımı üreticisi OFZ ve gübre üreticisi Duslo da üretimi azaltma kararı almışlardı.

Slovakya’da hane halklarının elektrik tüketimi ise yüzde 6 azalmıştı. Slovak hükümeti Ekim ayında işletmelere elektrik ve doğalgaz tavan fiyatı uygulanacağını söylemişti. 

Bu ayın başında ise elektrik üretim şirketlerine yüksek elektrik fiyatları ile mücadele amacıyla yeni bir vergi konmuştu.

Bütün bunlar sürerken Başbakan Eduard Heger’in azınlık hükümeti Perşembe günkü güvenoyundan olumsuz sonuç çıkması üzerine devrildi. Güven oylamasında, 150 kişilik parlamentonun 78’i olumsuz yönde oy kullandı.

Avusturya enerji şirketlerine vergi hazırlığında

Enerji krizinin sarstığı bir diğer AB ülkesi Avusturya, zor durumdaki vatandaşlarına destek için yeni bir vergi hazırlığında.

Enerji şirketlerinin aşırı kârlarından 500 milyon avroluk vergi almayı hedefleyen Viyana yönetimi, bunun 450 milyon dolarını dokuz eyalete dağıtacak. Bu paranın yurttaşların ısınma giderleri için kullanılması amaçlanıyor.

Duyuruyu yapan Maliye Bakanı Magnus Brunner, “Avusturya’da alım gücünü korumak en büyük önceliğimiz,” derken bu sayede her vatandaşın 200 ila 400 avro arasında gelir elde edeceğini söyledi.

Öte yandan pandemi döneminde yürürlüğe konan “konut koruma” uygulaması kapsamında ev kiralarını ödemekte zorlanan 1,2 milyon Avusturyalıya 50 milyon avro tutarında yardım yapılacak.

Hükümetin vergilendirme programına, 2019-2021 dönemindeki ortalama kârlarının yüzde 20 ve üzerinde kâr eden şirketler dahil olacak. 

Polonya’dan ‘bencillik’ eleştirisi

Euronews’e konuşan Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, enerji krizi ile baş etme söz konusu olduğunda bazı Avrupa ülkelerinin “çok bencil bir şekilde” hareket ettiğini söyledi.

Polonya liderinin bu açıklamaları, AB ülkelerinin doğalgaza tavan fiyat konusunda hâlâ anlaşamamalarının üzerine geldi.

Polonya ile birlikte Belçika, İtalya, İspanya, Malta, Portekiz ve Yunanistan da doğalgaza tavan fiyatı konmasını istiyor.

Tavan fiyatına şüpheyle yaklaşan ülkeler ise Almanya, Avusturya, Danimarka, Estonya, Lüksemburg ve Hollanda.

Morawiecki, tavan fiyatında kendi önerileri ile Almanya ve Hollanda’nın başını çektiği ülkelerin önerileri arasında bir orta yol bulunması gerektiğini, fakat bu ülkelerin tavan fiyatı uygulamasını engelleme biçiminin kendisini endişelendirdiğini söyledi.

Polonyalı lider, Avrupa Komisyonu’nu “daha cesur ve kararlı olmaya” davet etti.

Brüksel fiyat kontrollerine şüpheyle bakıyor

Birçok hükümet enerji fiyatlarını bir şekilde kontrol etmek için harekete geçerken AB merkezinde bu adımlara şüpheyle yaklaşılıyor.

AB’nin rekabetten sorumlu lideri Margrethe Vestager, Avrupa’nın devam eden enerji krizine çözümün büyük devlet sübvansiyonları olmadığını ileri sürdü.

Vestager, AB’nin bir varlık fonu kuracağını müjdelediği yazısında, kamu desteğinin sorunun tamamını derman olamayacağını söyledi.

Vestager’a göre sübvansiyonlar kısa vadeli bir çözüm olsa da bu AB’nin rekabetçiliğini sağlayamayacak.

Rekabet şefi, AB’nin yalnızca kesintisiz, güçlü ve tek bir pazarla sürdürülebilir ve uzun vadeli bir büyümeye kavuşabileceğini söyledi.

Doğalgaza tavan fiyatta gerilim artıyor

AB enerji bakanlarının acil gündemli toplantısına yaklaşırken tavan fiyatı konusunda AB içi çatlak büyüyor.

Avrupa Komisyonu’nun ilk tavan fiyat önerisi 275 avroydu. Bir grup ülke bu fiyatı çok yüksek buluyor. 9 Aralık’ta varılan son uzlaşma rakamı ise 220 avro.

Fakat Belçika, Bulgaristan, Hırvatistan, İtalya, Litvanya, Malta, Polonya, Romanya, Slovenya, Slovakya ve Yunanistan bu rakamın daha da düşerek 160 avroya gelmesini talep ediyor. 

Almanya, Avusturya, Danimarka, Estonya, Hollanda ve Lüksemburg ise buna karşı çıkıyor. 

AB Enerji Konseyi salı günü toplanacak.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English