Bizi Takip Edin

AVRUPA

Enerji krizi Avrupa’yı sarsıyor

Yayınlanma

COVID-19 pandemisi, Rusya-Ukrayna savaşı ve ardından gelen Rusya karşıtı yaptırımlar tüm dünyada enerji fiyatlarında artışa neden olurken en büyük darbeyi Avrupa yiyor.

Uzun yıllardır ucuz Rus petrolü ve doğalgazı ile sanayisini rekabetçi halde tutan Avrupa ülkeleri, artan maliyetler ve ABD’nin Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) nedeniyle sanayisizleşme tehdidiyle karşı karşıya.

Bunun ötesinde, bu kış hane halklarının enerji tüketiminde önemli bir düşüş bekleniyor. Bu beklentinin ilk karşılıkları şimdiden görülmeye başlandı.

Fransa’da enerji tüketiminde büyük düşüş

Ağustos ayında kış için enerji tüketiminde yüzde 10 düşüş hedefleyen Fransız hükümeti bu hedefe ulaşmak üzere.

Elektrik ve doğalgaz şebekesi operatörlerinin verilerine göre, Fransa’da elektrik ve doğalgaz tüketimi bir önceki aya göre sırasıyla yüzde 9 ve yüzde 10,5 azaldı. 

Parlamentoda ifade veren elektrik operatörü RTE’nin icra kurulu başkanı Thomas Veyrenc, sonuçların “etkileyici” olduğunu söyleyerek en kötü senaryoların bir süreliğine rafa kaldırıldığını belirtti.

France Bleu radyosuna konuşan Enerji Geçiş Bakanı Agnès Pannier-Runacher de elektrik tüketimini asgaride tutma konusunda halkın “kolektif çabasını” övdü. Bakan, yüzde 9’luk bir düşüşün “yedi nükleer santrale eşit” olduğunu vurguladı.

Gaz taşıma sistemi operatörü GRTgaz’dan yapılan açıklamada, 1 Ağustos-11 Kasım tarihleri arasındaki tüketimin, 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 10,5 düşük olduğu duyuruldu. Bu düşüşte yüzde 22,1 ile sanayi, yüzde 14,1 ile hanehalkları tüketimi etkili oldu.

Açıklamada, “kolektif farkındalığın” tüketicileri temel olmayan gaz tüketimleri azaltmaya yönelttiği iddia edildi. 

Bununla birlikte aynı dönemde doğalgazdan üretilen elektriğe talep yüzde 43,5 arttı.

Almanya 2023’te bütçe açığını artıracak: 200 milyar avroluk paket

Rusya’ya yönelik yaptırımlardan en ağır etkilenen ülkelerden biri olan Almanya, yükselen enerji maliyetlerini finanse etmek için bütçe açığını rekor seviyelere çıkarmayı planlıyor.

Maliye Bakanı Christian Lindner, önümüzdeki yıl GSYİH’nin yüzde 3,25’i düzeyinde bir bütçe açığı göreceklerini, bu rakamın gaz ve elektrik fiyatlarındaki artışa yönelik harcamaların boyutlarına göre yüzde 4,5’e kadar çıkabileceğini söyledi.

Alman hükümetinin 2023 yılına ilişkin daha önceki bütçe açığı yüzde 2 idi. 

Almanya, önümüzdeki yıl net borçlanma rakamını 45,6 milyon avro olarak açıkladı. Bu rakam daha önce 17,2 milyar avro olarak tahmin ediliyordu.

Federal Cumhuriyet Anayasası’ndaki “borç freni”, ülkenin net borçlanmasının GSYİH’nin yüzde 0,35’ini geçmeyeceğini hüküm altına alıyordu. Berlin, bunu pandemi başlangıcında değiştirmişti. Şimdi, trafik lambası koalisyonunun şahin maliye bakanı FDP’li Lindner, borçları kontrol altına alıp mali disiplin dayatıyor.

SPD-FDP-Yeşiller koalisyonu, ekonomiye teşvik olarak 200 milyar avroluk bir paket açıkladı. Bu pakete işletmeler ve hane halkları için doğalgaz tavan fiyatı da yer alıyor. Tüketiciler, Mart ayından itibaren fiyat durdurmaları ile rahatlatılacak, ayrıca Ocak ve Şubat aylarında tek seferlik ödemeler alacak.

Tüm bunlara rağmen Alman ekonomisinin 2023 yılında yüzde 0,4 küçülmesi bekleniyor. 

Berlin ve Avrupa yönünü kömüre çeviriyor

Öte yandan Almanya, ucuz doğalgaz ve petrole erişiminin kesilmesiyle birlikte geleneksel fosil yakıtlara dönüyor.

“Yeşil dönüşüm” kapsamında kömür santrallerini kapatmayı hedefleyen Almanya, geçtiğimiz yıllarda da bu dönüşümün kolay olmayacağını görünce kömüre kısmi dönüş yapmıştı.

Alman istatistik kurumu Destatis’in verilerine göre, Temmuz-Eylül arasında Alman enerji nakil şebekelerinden dağıtılan enerjinin yüzde 36,3’ü kömür santrallerinden sağlandı. Bu rakam, geçen sene aynı dönem için yüzde 31,9’du.

Kömürden üretilen enerji üç ayda yüzde 13,3 artışla 42,9 terawatt saate yükseldi. Toplam Alman enerji çıktısı ise bir önceki yılın aynı döneminde göre yüzde 0,5 daralmayla 118,1 terawatt saat oldu.

Doğalgaz üretimi biraz artarken, rüzgar ve hidro enerji üretimi ile yurt içi nükleer üretimi azaldı.

Küresel kömür tüketimi de bu sene 8 milyar tonun üzerine çıkarak rekor kırdı. Almanya, yüzde 19 yükselişle en çok kömür tüketimi artışına giden ülkeler arasında yerini aldı.

Almanya, olası doğalgaz krizi nedeniyle, “doğalgazın yerini alacak rezervler” programı başlatmış ve 2022’de kapanması planlanan linyit ve taş kömürü santrallerini devrede tutma kararı almıştı.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) açıklamasına göre, bu yıl kömür tüketimi yüzde 1,2 artacak. Şu anda her şeye rağmen Çin ve Hindistan dünyanın hem en büyük kömür üreticisi hem de en büyük kömür tüketicisi. 

Uniper’in kamuya maliyeti artıyor

Alman enerji devi Uniper’i devletleştirme kararı alan Berlin, şimdi bu şirketin 216 milyar avro değerindeki riskli türev varlıklarını üzerine almaya hazırlanıyor.

Uniper’in devletleştirilmesi, Almanya’nın tarihinde gördüğü en büyük şirket kurtarma adımı olarak nitelendiriliyor. 

Öte yandan Reuters’a göre, Uniper’in türev enstrümanlarından, varlık olarak 196 milyar avroluk alacağı bulunuyor. Bu durumda, riskli türev varlık değeri bir hayli küçülüyor.

Uniper, bu yılın ilk 9 ay için 40 milyar avroluk zarar açıklamıştı. Zarar, ucuz Rus doğalgazının kesilmesinden kaynaklanıyordu. 

Alman Ekonomi Bakanlığı, Uniper’in devletleştirilmesinde, yıllık raporlarda listelenmiş bilanço riskleri de dahil tüm boyutların göz önüne alındığını savunmuştu.

Britanya’da ‘geri ödeme’ nedeniyle azalan ısınma

Enerji krizinden etkilenen ülkeler arasında yer alan Britanya’da ise doğalgaz şirketlerinin yurttaşlara yaptığı “geri ödeme”, ısınmayı bir hayli azaltıyor.

Gaz şirketleri, kullanımın en yoğun olduğu saatlerde ısınmayı kapatan hanelere ödeme yapıyor. Akşam 5 ile 7 saatleri arasında doğalgazını kapatan bir haneye şirketler nakit para veriyor.

Öte yandan Ulusal Şebeke’ye bağlı Elektrik Sistem Operatörü, iki kömür santraline acilen kömür tedariğine başlanması gerektiği talimatını verdi.

Britanya’nın enerji sektörünün yüzde 43’ü doğalgaza bağlı çalışıyor. Bu nedenle Rusya karşıtı yaptırımlar doğalgaz fiyatlarını fazlasıyla şişirdi.

Bunun yanı sıra, Britanyadaki konutlar Avrupa’nın eski konutları. Ülkedeki konutların yüzde 37’si 1946’dan önce yapılmış. Örneğin Almanya ve Norveç’te bir ev sırasıyla ortalama 1 derece ve 0,9 derece ısı kaybederken Britanya’da bu kayıp 3 dereceye kadar çıkıyor.

Slovakya’da kriz hükümet devirdi

Orta Avrupa’da “Vişegrad Dörtlüsü – V4” olarak bilinen Çekya, Macaristan, Polonya ve Slovakya’dan oluşan grupta sanayisi enerji krizinden en çok etkilenen ülke Slovakya.

Diğer V4 ülkelerinde yıllık sanayi üretiminde yükseliş görülürken Slovakya’da yüzde 2,4’lük bir daralma yaşandı. 

Öte yandan bir önceki aya (Eylül ve Ekim ayları) göre üretim söz konusu olduğunda Slovakya’da yükseliş yaşanırken diğer V4 ülkelerinde daralma söz konusu.

İmalattaki daralmanın nedenleri arasında Ukrayna savaşı, yüksek enflasyon ve Slovakya’nın ihracat pazarı olan ülkelerdeki parasal sıkılaştırma politikası gösteriliyor.

Slovakya’nın imalat sanayisinde önemli bir kaplayan otomotiv sektöründe ise talep sıkıntısı olmasa bile lojistik sorunlar, özellikle tedarik zincirlerindeki aksamalar zarar veriyor.

Eylül ayında Slovakya’daki işletmelerin elektrik tüketiminde de bir önceki yıla göre dramatik bir düşüş yaşamıştı: Yüzde 18. 

Düşüşte bazı büyük şirketlerin üretimi kısmasının önemli bir rol oynadığı düşünülüyor. Örneğin Slovakya’nın en büyük elektrik tüketicilerinden olan alüminyum üreticisi Slovalco, Ağustos ayının sonunda, enerji fiyatları yeniden uygun hale gelene kadar üretimi durdurma kararı almıştı. Demir alaşımı üreticisi OFZ ve gübre üreticisi Duslo da üretimi azaltma kararı almışlardı.

Slovakya’da hane halklarının elektrik tüketimi ise yüzde 6 azalmıştı. Slovak hükümeti Ekim ayında işletmelere elektrik ve doğalgaz tavan fiyatı uygulanacağını söylemişti. 

Bu ayın başında ise elektrik üretim şirketlerine yüksek elektrik fiyatları ile mücadele amacıyla yeni bir vergi konmuştu.

Bütün bunlar sürerken Başbakan Eduard Heger’in azınlık hükümeti Perşembe günkü güvenoyundan olumsuz sonuç çıkması üzerine devrildi. Güven oylamasında, 150 kişilik parlamentonun 78’i olumsuz yönde oy kullandı.

Avusturya enerji şirketlerine vergi hazırlığında

Enerji krizinin sarstığı bir diğer AB ülkesi Avusturya, zor durumdaki vatandaşlarına destek için yeni bir vergi hazırlığında.

Enerji şirketlerinin aşırı kârlarından 500 milyon avroluk vergi almayı hedefleyen Viyana yönetimi, bunun 450 milyon dolarını dokuz eyalete dağıtacak. Bu paranın yurttaşların ısınma giderleri için kullanılması amaçlanıyor.

Duyuruyu yapan Maliye Bakanı Magnus Brunner, “Avusturya’da alım gücünü korumak en büyük önceliğimiz,” derken bu sayede her vatandaşın 200 ila 400 avro arasında gelir elde edeceğini söyledi.

Öte yandan pandemi döneminde yürürlüğe konan “konut koruma” uygulaması kapsamında ev kiralarını ödemekte zorlanan 1,2 milyon Avusturyalıya 50 milyon avro tutarında yardım yapılacak.

Hükümetin vergilendirme programına, 2019-2021 dönemindeki ortalama kârlarının yüzde 20 ve üzerinde kâr eden şirketler dahil olacak. 

Polonya’dan ‘bencillik’ eleştirisi

Euronews’e konuşan Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, enerji krizi ile baş etme söz konusu olduğunda bazı Avrupa ülkelerinin “çok bencil bir şekilde” hareket ettiğini söyledi.

Polonya liderinin bu açıklamaları, AB ülkelerinin doğalgaza tavan fiyat konusunda hâlâ anlaşamamalarının üzerine geldi.

Polonya ile birlikte Belçika, İtalya, İspanya, Malta, Portekiz ve Yunanistan da doğalgaza tavan fiyatı konmasını istiyor.

Tavan fiyatına şüpheyle yaklaşan ülkeler ise Almanya, Avusturya, Danimarka, Estonya, Lüksemburg ve Hollanda.

Morawiecki, tavan fiyatında kendi önerileri ile Almanya ve Hollanda’nın başını çektiği ülkelerin önerileri arasında bir orta yol bulunması gerektiğini, fakat bu ülkelerin tavan fiyatı uygulamasını engelleme biçiminin kendisini endişelendirdiğini söyledi.

Polonyalı lider, Avrupa Komisyonu’nu “daha cesur ve kararlı olmaya” davet etti.

Brüksel fiyat kontrollerine şüpheyle bakıyor

Birçok hükümet enerji fiyatlarını bir şekilde kontrol etmek için harekete geçerken AB merkezinde bu adımlara şüpheyle yaklaşılıyor.

AB’nin rekabetten sorumlu lideri Margrethe Vestager, Avrupa’nın devam eden enerji krizine çözümün büyük devlet sübvansiyonları olmadığını ileri sürdü.

Vestager, AB’nin bir varlık fonu kuracağını müjdelediği yazısında, kamu desteğinin sorunun tamamını derman olamayacağını söyledi.

Vestager’a göre sübvansiyonlar kısa vadeli bir çözüm olsa da bu AB’nin rekabetçiliğini sağlayamayacak.

Rekabet şefi, AB’nin yalnızca kesintisiz, güçlü ve tek bir pazarla sürdürülebilir ve uzun vadeli bir büyümeye kavuşabileceğini söyledi.

Doğalgaza tavan fiyatta gerilim artıyor

AB enerji bakanlarının acil gündemli toplantısına yaklaşırken tavan fiyatı konusunda AB içi çatlak büyüyor.

Avrupa Komisyonu’nun ilk tavan fiyat önerisi 275 avroydu. Bir grup ülke bu fiyatı çok yüksek buluyor. 9 Aralık’ta varılan son uzlaşma rakamı ise 220 avro.

Fakat Belçika, Bulgaristan, Hırvatistan, İtalya, Litvanya, Malta, Polonya, Romanya, Slovenya, Slovakya ve Yunanistan bu rakamın daha da düşerek 160 avroya gelmesini talep ediyor. 

Almanya, Avusturya, Danimarka, Estonya, Hollanda ve Lüksemburg ise buna karşı çıkıyor. 

AB Enerji Konseyi salı günü toplanacak.

AVRUPA

AB otomotiv sektörü emisyon kurallarını ertelemesi için Brüksel’e baskı yapıyor

Yayınlanma

Avrupalı otomobil üreticileri, yeni AB karbon emisyon standartlarının önümüzdeki yıl yürürlüğe girmesiyle birlikte “milyarlarca avroluk” para cezaları ya da önemli üretim kesintileriyle karşı karşıya kalacaklarını belirterek Brüksel’e kuralları yumuşatması yönünde baskı yaptı. 

Financial Times’ın (FT) aktardığına göre Avrupa otomobil endüstrisi kuruluşu Acea perşembe günü yaptığı açıklamada, 2025 yılında uygulanacak emisyon kurallarının ve 2035 yılında yeni içten yanmalı motorlu araçların yasaklanmasının “acilen gözden geçirilmesi” çağrısında bulundu.

Renault, Nissan ve Toyota’nın genel müdürlerinin de yer aldığı Acea yönetim kurulu, otomobil üreticilerinin “ya milyarlarca avroluk para cezaları . . ya da gereksiz üretim kesintileri, iş kayıpları ve zayıflamış bir Avrupa tedarik ve değer zinciri” ile karşı karşıya olduklarını söyledi. 

Meloni’nin uyarıları Kıtada yankılanıyor

Uyarı, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin AB’nin 2035’ten itibaren yeni içten yanmalı motorları yasaklamasını “kendi kendini yok eden” bir politika olarak nitelendirerek “binlerce işin yok olmasına ya da zenginlik ve istihdam üreten tüm sanayi segmentlerinin parçalanmasına” yol açabileceği uyarısında bulunmasından bir gün sonra geldi.

Otomobil üreticileri daha temiz araçlara geçişi geciktirmek istemediklerini, fakat elektrikli araç satışlarında önemli bir yavaşlamanın üretimleri üzerinde büyük etkileri olacağını söylediler. 

Özellikle Almanya ve Doğu Avrupa’daki otomobil üreticileri, AB’nin içten yanmalı motor yasakları söz konusu olduğunda kuralların ertelenmesi konusunda baskı yapanlar arasında yer alıyorlar.

Avrupalı üreticilerin elektrikli araç pazarındaki payı geriliyor

Perşembe günü yayınlanan Acea rakamlarına göre, AB’de elektrikli araçların yeni kayıtları ağustos ayında bir önceki yıla göre yüzde 44 düşerken, toplam pazar payları da yüzde 21’den yüzde 14’e geriledi.

Renault tarafından hazırlanan ve FT tarafından görülen bir rapor, elektrikli araçların mevcut pazar payının 2025 yılında da aynı kalması halinde, otomobil ve kamyonet üreticilerinin yeni kurallar nedeniyle 13 milyar avroya varan cezalarla karşı karşıya kalabileceğini öne sürdü.

Rapora göre, AB otomobil üreticilerinin düzenlemelere uymak için yaklaşık yüzde 20 ila 22’lik bir pazar payına sahip olmaları gerekiyor.

Fakat bu pay yüzde 15’in altında durgunlaştı, bu da benzinli araçların üretimini ve satışını önemli ölçüde azaltmaları veya büyük para cezalarıyla karşı karşıya kalmaları gerektiği anlamına geliyor.

Renault CEO’su emisyon kurallarında esneklik istedi

Acea’nın genel müdürü Sigrid de Vries FT’ye verdiği demeçte, “Ortada bir sorun olduğunun ve bunun bir an önce ele alınması gerektiğinin farkına varıldığına dair bir ivmenin oluştuğunu görüyorsunuz. Gerçeklerin şimdi çok sert bir şekilde ortaya çıktığını görüyoruz ve 2025 yılında bunun ciddi sonuçları olabilir,” dedi.

De Vries, AB kurallarıyla ilgili en önemli sorunlardan birinin, araç emisyonları için eşikler belirlemeleri fakat bunun yerine müşterilerin elektrikli araç satın almaları için teşvik sağlamamaları olduğunu söyledi ve “AB yaklaşımının yapısında yapısal bir hata var. Yetkiler bir pazar oluşturmaz,” dedi.

Yönetici, elektrikli araçlar için park ücretlerini düşüren ve elektrikli araç sürücülerinin otobüs şeritlerini kullanmasına izin veren Norveç örneğine işaret ederek, “Teşvik çok önemlidir ve bu mali ve mali olmayan yollarla olabilir,” dedi.

Renault’nun CEO’su ve Acea’nın başkanı Luca de Meo, Avrupa otomobil endüstrisi sadece elektrikli araç satışlarındaki yavaşlayan büyümeyle değil aynı zamanda otomobil talebindeki genel düşüşle de boğuşurken CO₂ düzenlemelerinde daha fazla esneklik çağrısında bulundu.

Avrupa’da araç üretiminde büyük düşüş

Ağustos ayında, Jeep, Peugeot ve Fiat markalarının arkasındaki Stellantis, yeni araç kayıtlarında bir önceki yıla göre yüzde 30’luk bir düşüş yaşarken, Volkswagen ve Renault için bu düşüşler sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 14 oldu.

Mevzuat, tüm Avrupa otomobilleri için kilometre başına 93.6 g Co2’den fazla olmayan bir genel emisyon eşiği belirliyor. Avrupa Çevre Ajansına göre bu değer, 2022 yılında km başına 108.1 g Co2 ortalama emisyonu ile karşılaştırılıyor.

Üreticiler, filo genelindeki standardı karşılamak için Avrupa’daki otomobil üretimlerinde geçerli olan tekil hedeflere sahip.

Avrupa Komisyonu, Acea’nın mektubunu aldığını ve zamanı geldiğinde yanıt vereceğini söyledi. İçten yanmalı motor yasağının 2026 yılında gözden geçirilmesi bekleniyor.

Bu yılın sonunda göreve gelecek olan bir sonraki komisyon için hazırladığı siyasi kılavuzda von der Leyen, “yatırımcılar ve üreticiler için öngörülebilirlik yarattığını” söyleyerek yasağı destekledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Alman devleti Volkswagen’i desteklemenin yollarını arıyor

Yayınlanma

Ekonomi Bakanı Robert Habeck perşembe günü yaptığı açıklamada, Alman hükümetinin otomobil üreticisi Volkswagen’i (VW) destekleme yollarını değerlendirdiğini söyledi.

Habeck Aşağı Saksonya eyaletindeki Papenburg kentinde gazetecilere yaptığı açıklamada, “VW Almanya için merkezi bir öneme sahip,” dedi.

Bakanın cuma günü (20 Eylül) yine Aşağı Saksonya’da bulunan Emden’deki bir VW fabrikasını ziyaret etmesi planlanıyor.

DW’deki habere göre hükümet kaynakları, Ekonomi Bakanlığının zayıf elektrikli araç satışlarının nasıl ele alınacağını değerlendirdiğini söyledi. Elektrikli araç satışları, hükümetin sübvansiyonu durdurmasının ardından çöktü.

Pazartesi otomotiv sektörü toplantı yapacak

Bakanlık, otomobil derneği VDA, IG Metall sendikası, otomobil üreticileri ve tedarikçilerinin pazartesi günü bir Alman otomobil zirvesine katılacağını söyledi.

VW yılın ilk yarısında net karında %14’lük bir düşüş bildirdi. Kriz BMW’nin net kârını da etkiledi; BMW’nin net kârı %15, Mercedes-Benz’in net kârı ise %16 oranında düştü.

Otomobil üreticisi, Almanya’daki sendikalarla onlarca yıllık iş güvencesi anlaşmasını feshetti ve fabrikaların kapatılması ve işten çıkarmalar masada.

Ayrıca perşembe günü VW, 30.000 kişiyi işten çıkarmayı planladığına dair basında çıkan bir haberi yalanladı.

Mercedes’in Çin krizi

Öte yandan Mercedes-Benz Group İcra Kurulu Başkanı Ola Källenius, lüks otomobil üreticisinin Çin’deki durgun satışlar nedeniyle kâr uyarısında bulunmasının ardından, getirileri artırmak için ne gerekiyorsa yapacağına söz verdi.

Üretici, en büyük pazarında kötüleşen yavaşlama nedeniyle ana otomobil birimi için beklentileri düşürdü.

Çin’de talebin düşmesi Mercedes’in S-Serisi ve Maybach sedan gibi en pahalı modellerinin satışlarına zarar verdi. Hisseler son dört yılın en büyük düşüşünü yaşadı.

Mercedes hisseleri %8,4’e varan gerileme ile Haziran 2020’den bu yana en sert gün içi düşüşünü yaşadı. Şirketin hisse senedi bu yıl yaklaşık %12 değer kaybetti.

Källenius bugün (20 Eylül) yaptığı açıklamada, Mercedes’in performansı artırmak için “elinden geleni” yapacağını söyledi ve buna Çin’de yeni ürünlerle yapılacak bir satış atağının da dahil olduğunu sözlerine ekledi.

Bloomberg’in aktardığına göre CEO, “Rüzgârı sadece izlemekle kalmayacak, aktif bir şekilde yelken açacağız,” dedi.

Kârlılıkta büyük düşüş

Mercedes perşembe günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, ana otomobil birimindeki düzeltilmiş getirilerin, daha önce %11’e varan bir tahminle karşılaştırıldığında, şimdi %7,5 ile %8,5 arasında bir aralıkta beklendiğini söyledi.

Faiz ve vergi öncesi kazancın ise bir önceki yıl seviyesinin “önemli ölçüde altında” olması bekleniyor.

Kesintiler, otomobil üreticisinin karlılığı artırmak için en lüks araçlarını daha fazla satma stratejisini baltalıyor. Şirket, Çin’in makroekonomik ortamının, emlak sektöründeki kalıcı gerilemenin etkisiyle daha da kötüleştiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Avrupa Parlamentosu, González’i “Venezuela’nın meşru devlet başkanı” olarak tanıdı

Yayınlanma

Avrupa Parlamentosu 19 Eylül Perşembe günü kabul ettiği bağlayıcı olmayan bir kararla Venezuela muhalefet lideri Edmundo González Urrutia’yı ülkenin “meşru ve demokratik yollarla seçilmiş” Devlet Başkanı olarak tanıdı.

309 lehte, 201 aleyhte ve 12 çekimser oyla kabul edilen kararda María Corina Machado da Venezuela’daki “demokratik güçlerin lideri” olarak tanındı.

Bağlayıcı olmayan metin merkez sağ Avrupa Halk Partisi (EPP), sağcı-muhafazakâr Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) ve “aşırı sağcı” Avrupa için Vatanseverler (PfE) çoğunluğu tarafından onaylandı.

Liberaller, “aşırı sağ” ile aynı metne imza atmak istemedi

Fakat Sosyal Demokratlar, Liberaller ve Yeşiller tarafından yapılan bir değişiklik nedeniyle metin, dış politika konusunda yetkili olan AB ve üye devletlerine González Urrutia’yı Venezuela’nın meşru başkanı olarak tanıma çağrısı yapmakta yetersiz kaldı.

Perşembe günkü oylama, EPP’nin mevcut Avrupa yasama organında ilk kez Sosyalistler (S&D) ve Yeşiller’in yanı sıra “aşırı sağcı” AB gruplarıyla aynı hizaya geldiği bir oylama oldu.

Liberal Renew, “aşırı sağın” aksine “muhalefetin ve demokrasinin yanında” olduklarını ve bu nedenle, “hoşgörü ve çeşitliliğe saygı” ilkeleriyle temelden çelişen “bölücü söylem ve politikaların normalleştirilmesini” reddettiklerini savundu.

Renew başkanı Valérie Hayer, “Renew Europe Venezuela’nın muhalefet liderine tam destek vermektedir fakat sözde ‘Vatanseverler’ ile siyasi anlaşmalara imza atmayacaktır,” dedi.

Sosyalistler: Bu karar İspanya’nın iç siyasetiyle ilgili

Başbakan Sánchez’in sosyalist partisinden İspanyol AP üyesi Javi López Euronews’e yaptığı açıklamada Avrupa’nın “merkez sol” fraksiyonunun üye ülkelerle “uyum” sağlamak ve tanınma gerçekleştiğinde bunun “meşru” olmasını sağlamak için metne ret oyu verdiğini söyledi.

López, “Uluslararası göstergeler muhalefet liderinin büyük ihtimalle bu seçimleri kazandığını söylüyor. Fakat tanıma sadece bir kelime değil, kurumsal bir eylemdir,” dedi.

Daha çok İspanya’nın iç siyasetiyle ilgili olan bu stratejiyi reddettiklerini kaydeden López, “İspanya Halk Partisi’nin Avrupa Parlamentosu’nun Venezuela’ya ilişkin tutumunu kabul ettirmek için aşırı sağa yönelmesinden üzüntü duyuyoruz,” diye ekledi.

Maduro hakkında tutuklama emri çıkarılması talep ediliyor

EFE tarafından görülen metne göre, AP milletvekilleri AB ve üye devletleri González’in 10 Ocak 2025’te başkanlığı devralabilmesi için “mümkün olan her şeyi” yapmaya çağırırken, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro hakkında “insanlığa karşı suç işlediği” gerekçesiyle uluslararası tutuklama emri çıkarılmasını talep ediyor.

Ayrıca AB hükümetlerine ve AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’e Venezuela Ulusal Seçim Konseyi (CNE) üyelerine yönelik yaptırımları yeniden yürürlüğe koymaları ve “iyi niyet göstergesi olarak” hükümete yönelik mevcut yaptırımları genişletmeleri çağrısında bulundular.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English