Bizi Takip Edin

AVRUPA

Fransız sağında kaos

Yayınlanma

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri Fransa’da Marine Le Pen’in Ulusal Birlik’inin (RN) kesin zaferiyle sonuçlanmasına rağmen, hafta başı itibariyle ülkenin sağ güçleri ardı ardına bölünmeye başladı.

İki gün önce, önümüzdeki ay yapılacak erken Ulusal Meclis seçimlerinde sola karşı RN ile ittifak yapacaklarını açıklayan muhafazakâr Les Républicains (LR) lideri Eric Ciotti, partisinden büyük tepki gördü.

Partinni yönetim kurulu, Ciotti’nin kendilerine danışmadan böyle bir karar aldığını söyleyince ipler koptu. Bunun üstüne, parti merkezinin giriş kapısını kilitleyen başkan, muhaliflerinin binaya girmesine de izin vermedi. Ciotti, “personelin güvenliğini” gerekçe göstererek genel merkeze giriş-çıkışları engellemişti.

Ciotti’nin başkanlıktan azledildiğini açıklayan geçici eş başkan Annie Genevard, milletvekili Aurélien Pradié ve parti saymanı Daniel Fasquelle’in yardımıyla, Ciotti’nin eski bir yardımcısı tarafından sağlanan yedek anahtarlar sayesinde, sanki binanın mülkiyetini yeniden ele geçirmek istercesine parti genel merkezine girdi.

Le Monde’un aktardığına göre bu sırada “İşbirlikçiler! Yaşasın Fransa! Ciotti başkan!” diye slogan atan genç bir aktivist “sağın birliğini” destekledi.

Kendi partisi Başkan Ciotti’yi ihraç etti

Daha sonra genel merkezde toplanan yöneticiler adına Genevard, “tüzüğü ve LR tarafından taşınan çizgiyi tamamen ihlal ettiğini” söyleyerek Ciotti’nin oybirliğiyle partiden ihraç edildiğini duyurdu.

Sadece iki kişi eski patronuna sadık kaldı. Akşam saatlerinde Ciotti, “sağ ve aşırı sağın birlikteliğini” desteklemesiyle bilinen Fransız televizyon kanalı CNews’e verdiği demeçte “darbeyi” kınadı ve “Parti üyelerinin güvenine sahip olduğumu biliyorum,” dedi.

Ciotti yürütme kurulu toplantısını eleştirerek yasallığını sorguladı ve yasal yollara başvuracağını açıkladı.

Ciotti toplantıyı izlemesi için iki icra memuru gönderdi ve yürütme kurulu üyeleri liderlerini görevden almak için tüzüğün 4, 23.2 ve 24.2 maddelerine başvurdu.

Ciotti’ye ağır suçlama: Küçük diktatör

Partinin Cumhurbaşkanlığı ön seçimlerinde aday olan Xavier Bertrand, Ciotti için “RN kartını şimdi alabilir,” derken, parti başkan yardımcısı Florence Portelli Ciotti’yi “küçük diktatör” olarak nitelendirdi.

Ciotti’ye karşı çıkan partinin ağır topları arasında Sénat Başkanı Gérard Larcher, Senatör Bruno Retailleau ve partinin eski lideri Laurent Wauquiez, partinin geçici liderliğini üstlenen Genevard ve Pazar günkü Avrupa seçimlerinde LR’nin baş adayı olan François-Xavier Bellamy de vardı.

LR’nin ağır toplatından eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın bakanlarından Michèle Alliot-Marie de bu vesileyle kamuoyuna bir açıklama yaptı. Halk hareketi için Birlik’in (UMP) eski başkanlarından Copé ise, “En azından Eric Ciotti hepimizi bir araya getirmeyi başardı,” dedi.

İhraç edilen başkan, “sağın birliği” için 10.000 imza topladığını ileri sürdü

Bu arada Ciotti, X’te yaptığı açıklamada, aktivistlerden bir sonraki seçimler için “sağın birleşmesi” lehine 10.000 imza topladığını iddia etti.

Yürütme kurulu toplantısının ardından aday belirleme komisyonu, iki istisna dışında 61 mevcut milletvekilini onayladı.

İki istisnadan biri Ciotti iken, diğeri de RN ile yapılan anlaşmayı desteklediğini açıklayan Christelle d’Intorni.

Eric Zemmour, partisine karşı

Bir diğer sağ parti Reconquête’in AP’ye yeni seçilen beş milletvekilinden dördü, çarşamba günü partinin kurucusu Eric Zemmour’u açıkça eleştirdi.

Aralarında parti lideri ve Marine Le Pen’in yeğeni Marion Maréchal de dahil olmak üzere vekiller, Zemmour’a karşı RN ile işbirliği arayışında.

Maréchal, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un erken seçim çağrısında bulunmasından bu yana sağcı bir koalisyon kurmaya çalışıyor.

Maréchal, Ulusal Meclis’in yakınında düzenlediği basın toplantısında, “Eric Zemmour, bizim muhalefetimize rağmen, bu sağ koalisyona karşı azami sayıda aday göstermeye karar verdi,” dedi.

Yeni seçilen diğer tüm Reconquête vekilleri, Zemmour’un danışmanı ve ortağı Sarah Knafo haricindeki diğer tüm milletvekilleri Maréchal’in eleştirilerini yineledi.

Onlara göre, Zemmour’un çok sayıda seçim bölgesinde aday gösterme isteği “ulusal kampı bölecek”, “Macronist ve aşırı solcu milletvekillerinin” seçilmesine neden olacak ve nihayetinde Emmanuel Macron’un “ülkeyi yok etme politikasına devam etmesine’ izin verecek.

RN’nin işbirliği için daha önceki şartı Zemmour’un bu yasama seçimlerinde aday olmamasıydı.

Bu arada Zemmour, RN’nin kararını anlamadığını söyledi ve salı akşamı CNews’e yaptığı açıklamada “birliğin önünde engel olmak istemediğini” iddia etti.

RN ile Reconquête işbirliği şimdilik yok

RN lideri Jordan Bardella, X’te yaptığı açıklamada, “Marion Maréchal’in seçmenlerine adaylarımızı seçme çağrısını memnuniyetle karşılıyorum,” diye yazdı.

Partinin salı günü LR, Debout la France ve RN ile büyük bir “sağcı koalisyon” kurma girişiminin tam da Bardella’nın reddi nedeniyle başarısızlığa uğradığını açıklaması üzerine milletvekillerinin bu hamlesi sürpriz oldu.

Journal du Dimanche çarşamba günü, sağ ittifak başarısız olurken Maréchal’in Reconquête’deki en yakın müttefiklerinden bazılarının RN tarafından aday gösterilmesini sağladığını ileri sürdü.

AVRUPA

Almanya, silahlanmaya hazırlanırken bütçeyi kısacak

Yayınlanma

Almanya’nın bir sonraki muhtemel muhafazakar şansölyesi Friedrich Merz, Sosyal Demokratlar ile koalisyon görüşmeleri sırasında bütçe kesintilerinen tartışılması gerektiğini söyledi. Bu açıklama tarihi bir silahlanma ve altyapı harcama paketinin açıklanmasının ardından geldi.

CDU’lu Merz, bir sonraki Alman hükümetinin önerdiği 500 milyar avroluk borç destekli mali pakete rağmen maliyetleri düşürmek zorunda kalacağını söyledi.

Merz, Alman kamu yayın kuruluşu ARD’ye verdiği demeçte, “Federal düzeyde, eyalet düzeyinde ve yerel topluluklarda maliyetleri düşürmek zorunda kalacağız. Marjlar daha büyük hale gelmedi,” diye ekledi.

Dönüm noktası niteliğindeki mali paket, Almanya’nın borçlanmaya ilişkin anayasal borç freninin gevşetilmesini de içeriyor.

Harcama planı, geçen ay yapılan erken seçimin ardından CDU/CSU ile koalisyon hükümeti kurma görüşmelerini sürdüren Sosyal Demokrat Parti (SPD) tarafından da destekleniyor.

Pakette savunma ve altyapı yatırımları yer alıyor. Paketin kabul edilmesi için Almanya’nın alt meclisi Bundestag ve üst meclisi Bundesrat’ta üçte iki çoğunluk gerekiyor. Paket halihazırda Federal Meclis Bütçe Komisyonunun onayını almış durumda.

Başlangıçta pakete karşı çıkan Yeşiller, iklim değişikliğiyle mücadeleye 100 milyar avro ayrılması nedeniyle paket lehinde oy kullanması bekleniyor. Merz, anayasa değişikliklerinin yeni Federal Meclis’in 25 Mart’ta göreve başlamasından önce kabul edilmesini umuyor.

Bazı Federal Meclis üyeleri, milyarlarca avroluk mali paketin salı günü yapılması planlanan oylamasını engellemek için Karlsruhe’deki Federal Anayasa Mahkemesine başvurmayı planlıyor.

Bağımsız üye Joana Cotar, Karlsruhe mahkemesinde ikinci kez dava açarak oylamanın ertelenmesini talep etti. Anayasa Mahkemesi davanın kabul edildiğini pazar günü teyit etti.

İş dünyası odaklı Hür Demokrat Parti’den (FDP) üç Federal Meclis üyesi de, paketin toplum üzerindeki etkilerini kamuoyu önünde tartışmak için yeterli zaman olmadığını savunarak mahkemeye acil bir başvuruda bulunacaklarını söyledi.

FDP’li finans uzmanı Florian Toncar’a göre, SPD ve Yeşiller’den oluşan mevcut Alman hükümeti paketle ilgili “çok basit ve temel sorulara” cevap veremedi.

Öte yandan Merz de, SPD ile koalisyon müzakerelerinin, çok ihtiyaç duyulan reformlar ve “federal bütçede olası tasarruflar” olarak tanımladığı konular hakkında “çok zor konuşmalar” içereceğini söyledi. Merz, tasarruf etmek zorunda kalacaklarını savundu.

Almanya’nın yeni koalisyonunun ne zaman kurulması gerektiğine de değinen Merz, bunu söylemek için henüz çok erken olduğunu söyledi ve “Tartışmanın sonuna gelmiş değiliz. Henüz [yeni hükümet için] bir tarih belirleme noktasına gelmedik,” dedi.

Merz, erken seçimden yaklaşık 50 gün sonra, nisan ortasındaki Paskalya öncesinde şansölye olmak istiyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya’nın savunma harcamaları Avrupa’yı nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

The Economist dergisinde yayımlanan makaleye göre, Almanya’nın savunma harcamalarındaki artış ve Avrupa’nın yaşlanan nüfusu, kıtanın ekonomik büyüme modelini değiştirecek. Almanya’nın bu yeni politikası, Avrupa’nın iç talebe daha fazla ağırlık vermesine ve dış dünyaya olan bağımlılığının azalmasına yol açabilir. Ancak, bu durum bazı ülkeler için sorunlar yaratabilir ve ihracatçıları zor durumda bırakabilir.

The Economist dergisinin 13 Mart tarihli analizine göre, Almanya’nın bütçe açığı vererek savunma harcamalarını artırma kararı, Avrupa için yeni bir büyüme modelinin başlangıcı olabilir.

Dergi, 5 Mart’ta Alman uzun vadeli tahvil faizlerinin yaklaşık 30 yılın en büyük günlük artışını göstererek 0,3 puan yükseldiğini ve avronun değer kazandığını belirtiyor.

Ayrıca dergi, Avrupa’nın GSYİH’sinin yaklaşık yüzde 3’üne denk gelen cari fazla açığının, özellikle Almanya ve İskandinav ülkeleri kaynaklı olduğunu vurguluyor.

Bu ülkelerin fazla vermesinin sadece ihracat başarılarından değil, aynı zamanda tasarruf ve yatırım düzeyleri arasındaki farktan kaynaklandığına dikkat çekiliyor.

The Economist, Avrupa’nın küresel şoklardan korunmak, ekonomisini daha çevreci hâle getirmek ve Rusya’ya karşı hızla silahlanmak istemesi nedeniyle, tasarruf ve yatırımın yeniden dengelenmesi gerekeceğini belirtiyor.

Savunma harcamaları ve yaşlanan nüfusun etkisi

Savunma uzmanlarına göre, Rusya’yı caydırmak için Avrupa’nın silahlı kuvvetlerine yılda GSYİH’sinin yüzde 3,5’i kadar harcama yapması gerekebilir.

Kiel Enstitüsü’nden Johannes Marzian ve Christoph Trebesch’in değerlendirmesine göre, askeri yığınakların neredeyse tamamı borç ve yüksek vergilerle finanse ediliyor.

Kuzey ve Orta Avrupa ülkelerindeki düşük borç yükü göz önüne alındığında, bu sefer bütçe açığı finansmanının tercih edilen seçenek olacağı neredeyse kesin.

Dergi, Avrupa’nın yaşlanan bir toplumdan yaşlı bir topluma dönüşmesinin de bu değişimi destekleyeceğini öngörüyor.

Yaşlanan toplumlar emeklilik için tasarruf yaparken, yaşlı toplumlar harcama yapmak için varlıklarını satıyor. Avrupa Birliği’nin ortanca yaşı 45 ve göçmenlere getirilen kısıtlamalar bu süreci hızlandıracak.

The Economist, Avrupa’da hane halkı tasarruf oranının yüzde 14 olduğunu, bu oranın daha da yaşlı olan Japonya’nın 1990’lardaki seviyesine benzediğini belirtiyor.

Fakat, Japonya’nın bu oranının 2015’e gelindiğinde sıfıra düştüğüne dikkat çekiliyor.

Avro krizinden bu yana iş yatırımlarının arttığına dikkat çeken The Economist, savunma ve havacılık şirketlerinin büyüyeceğini ve AB’nin 2050’ye kadar sera gazı emisyonunu sıfıra indirme hedefinin de ek harcamalara yol açacağını belirtiyor.

Bu hedefe ulaşmak için 2030’a kadar yılda 500 milyar avro ek yatırım yapılması gerekecek.

Riskler

The Economist, mali genişlemenin bazı büyük ülkelerdeki yüksek borç seviyeleri ve açıklarla sınırlı olacağını vurguluyor.

İtalya ve Fransa gibi ülkelerdeki bu durumun, Almanya’nın harcamalarının etkisini azaltabileceğine dikkat çekiliyor.

New York Üniversitesi’nden Thomas Cooley’nin tahminlerine göre, yaşlanma, 2030’ların sonuna kadar yıllık büyüme oranlarını Fransa’da yüzde 0,4, İtalya’da ise yüzde 1,1 azaltacak.

Almanya’nın harcamaları kısa vadede ülkenin GSYİH’sini artırsa da başka yerlerde sorunlara neden olabilir.

Dergi, para birliği içindeki en büyük üyenin büyük harcamalar yapması durumunda, enflasyonu önlemek için faiz oranlarının yükselmesi gerektiğini ifade ediyor.

Yüksek faiz oranları avroyu güçlendirecek ve ihracatı daha az rekabetçi hâle getirecek.

Bunun yanı sıra The Economist, Trump belirsizliğinin de şirketleri uzun vadeli yatırımlar konusunda tedirgin ettiğini vurguluyor.

Politikacıların yerel talebi artırarak Avrupa’yı ticaret savaşlarına karşı daha az savunmasız hâle getirmeyi umduğunu belirtiyor.

Bu süreci desteklemek için, sermaye piyasalarının birleştirilmesi gibi düzenlemelerin gevşetilmesi öneriliyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Saakaşvili’nin hapis cezası 12,5 yıla çıkarıldı

Yayınlanma

Tiflis Şehir Mahkemesi, eski Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’yi yasa dışı sınır geçişi suçundan 4,5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Daha önceki mahkumiyetleri de göz önüne alındığında Saakaşvili’nin toplam hapis cezası 12,5 yıla çıktı ve 2034 yılının nisan ayından önce serbest bırakılması beklenmiyor. Saakaşvili, 2021 yılında gizlice ülkesine dönmüş ve seçimler öncesinde siyasi kampanya başlatmaya çalışmıştı.

Tiflis Şehir Mahkemesi, eski Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’yi sınır ihlali suçundan (Cumhuriyet Ceza Kanunu’nun 344. Maddesi) 4,5 yıl hapis cezasına çarptırdı.

MTavari‘nin haberine göre, daha önceki mahkumiyetleri de hesaba katıldığında, politikacı toplamda 12,5 yıl hapis yatacak ve 2034 yılının nisan ayından önce serbest bırakılması beklenmiyor.

Saakaşvili, sekiz yıl aradan sonra 29 Eylül 2021’de gizlice ülkesine dönmüştü. Bunun için Ukrayna’nın Çernomorsk kentinden Gürcistan’ın Poti limanına giden Vilnius adlı feribotta süt ürünleri taşıyan bir TIR’ın içinde saklanmıştı.

Politikacı, 2 Ekim’deki seçimler öncesinde Gürcü Rüyası’na karşı siyasi bir kampanya başlatmaya ve destekçilerini mitinge çağırmaya çalışmıştı.

Fakat 1 Ekim’de daha önce açılan davalar nedeniyle tutuklandı. Şu anda hakkında beş dava bulunuyor ve dördünde hüküm verildi.

12 Mart’ta 57 yaşındaki Saakaşvili, bütçeden 9 milyon lari (3,2 milyon Amerikan doları) çalmakla suçlanarak dokuz yıl hapis cezası almıştı.

Politikacı, 2021’den beri iki ayrı davadan hüküm giymiş durumda: Milletvekili Valeriy Gelaşvili’nin dövülmesi (6 yıl) ve Gürcistan Birleşik Bankası çalışanı Sandro Girgvliani’nin öldürülmesinden hüküm giyen dört güvenlik görevlisinin affedilmesi (3 yıl).

2007’de Tiflis’te düzenlenen bir gösterinin zorla dağıtılması ve bağımsız medya kuruluşu Imedi‘nin ele geçirilmesiyle ilgili dava hâlen devam ediyor.

Ayrıca Gürcü Rüyası, parlamento içinde Birleşik Ulusal Hareketin iktidarda olduğu dönemde işlenen suçları araştırmak için bir komisyon kurdu.

Saakaşvili, 2004-2013 yılları arasında Gürcistan’ı yönetmişti. Daha sonra birkaç yıl Odessa oblastında vali olarak görev yaptı.

2015 yılında Ukrayna pasaportu aldığı için Gürcistan vatandaşlığından çıkarıldı.

Tutuklanmasının ardından Saakaşvili sekiz kez açlık grevi yaptı. Bu durumun ardından Gürcistan’daki Vivamed kliniğine kaldırıldı.

Eski cumhurbaşkanının avukatı, politikacının ağır metallerle zehirlendiğini iddia etmiş ve Almanya’daki Charité kliniğine nakledilmesini talep etmişti, fakat mahkeme bu talebi reddetti.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, açlık grevleriyle bitkin düşen Saakaşvili’nin gerekli tedavi ve bakım için Kiev’e gönderilmesini talep etmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English