Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Gazze kara savaşında tarafların eli ne kadar güçlü?

Yayınlanma

Hamas’ın İsrail savunmasını çökerttiği 7 Ekim’den sonra İsrail ordusu havadan bomba yağdırdığı Gazze’ye karadan müdahale için girişimlerde bulunuyor. Gazze’ye yönelik kara harekatının kapsamı ve niteliği hâlâ tartışılmaya devam ederken dünyanın en gelişmiş teknolojisine sahip İsrail ordusunun eli, yerel bir militan örgüt olan Hamas karşısında ne kadar güçlü?

Aşağıda çevirisini okuyacağınız makale, İsrail ordusu ve Hamas’ın envanterindeki silahlara mercek tutuyor. İsrail ordusunun imkanlarıyla Hamas’ın kıyaslanması absürt gelebilir ancak analizde görüşlerine yer verilen uzmanlara göre “Gazze gibi yoğun nüfuslu ve tehditlerin tespit edilmesinin daha zor olduğu bir ortamda sayıca üstünlük her zaman önemli olmayabilir.”

***

Acımasız Gazze kara savaşında İsrail ve Hamas neler kullanıyor?

Annika Burgess

Gazze’de bir kara operasyonu İsrail için yüksek maliyetli, düşük ödüllü bir senaryo olarak görülüyor.

Bunun savaşı tırmandırması ve uzatması, her iki taraf için de çok daha yıkıcı hale getirmesi ve kitlesel sivil kayıplara yol açması bekleniyor.

“Gazze’de iyi bir kara seçeneği yok. Son nokta” diyor ABD’li düşünce kuruluşu RAND’ın Hava Kuvvetleri Projesi’nin başkanı Raphael Cohen: “Çok ama çok karışık ve kanlı olacak.”

İsrail teknolojik açıdan dünyanın en gelişmiş ordularından birine sahip. Savunma yeteneklerini geliştirmek için onlarca yıl harcadı ve ABD’nin en iyi silah sistemlerine erişimi var. ABD ayrıca İsrail’e yılda yaklaşık 3,8 milyar dolarlık askeri yardımda bulunuyor.

Buna karşılık Hamas militanları ağır silahları var ve İran’dan silah ve teknoloji yardımı alıyorlar, “Ancak bunlar oldukça basit şeyler” diyor Avusturya Stratejik Analiz’in (Strategic Analysis Australia) araştırma başkanı Marcus Hellyer.

Ancak İsrail ileri teknolojilere, binlerce tanka ve sofistike savaş uçaklarına sahip olsa da meskûn mahal savaşı dinamiği tamamen değiştirebilir.

Dr. Hellyer, “Şehir içi çatışma büyük dengeleyicidir” diyor.

Daha şimdiden Hamas’ın asimetrik ve alışılmadık bir yaklaşım benimsediğini, yamaç paraşütü kullanarak gelişmiş sensörlerle donatılmış duvarların üzerinden uçtuğunu ve sınır duvarlarını buldozerle aştığını gördük.

Analistler Gazze’de hızlı doğaçlama ve adaptasyonun büyük bir rol oynayacağını ve Hamas militanları ile İsrail savunma güçleri arasında eski moda “dağınık” çatışmaların yaşanacağını düşünüyor.

Peki her iki taraf da neler kullanıyor?

Rakamların karşılaştırılması

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu işgal kelimesini kullanmadı, ancak bölgedeki kara operasyonunun Hamas’la yapılacak “uzun ve zorlu” bir savaşın “ikinci aşaması” olduğunu söyledi.

Gazze’ye kaç kara birliğinin gireceği konusunda henüz bir açıklama yapılmadı ancak İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari pazar günü yaptığı açıklamada “Gazze Şeridi’ndeki kara faaliyetlerini ve güçlerinin kapsamını kademeli olarak genişlettiklerini” söyledi.

Kara harekâtı öncesinde İsrail ordusu 170 bin aktif savunma gücü personeline ek olarak yaklaşık 360 bin yedek askeri göreve çağırdı.

Karşılaştırmak gerekirse, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna’yı işgal ettiğinde sınıra yaklaşık 100 bin asker yığmıştı.

İsrail, Hamas’ın yaklaşık 30 bin savaşçısı olduğunu söylüyor. Bunlar genellikle makineli tüfek ve hafif silahlarla donatılmış araçlar ve motosikletlerle dolaşıyor.

Bu arada İsrail’in sokak sokak çatışmaları desteklemek için zırhlı personel taşıyıcıları ve bin 700 civarında savaşa hazır tankı var. Ancak Gazze gibi yoğun nüfuslu ve tehditlerin tespit edilmesinin daha zor olduğu bir ortamda sayıca üstünlük her zaman önemli olmayabilir. Genellikle yakın mesafeli çatışmalar gerilla gruplarının lehine olabilir.

Dr. Hellyer, Hamas’ın IDF’yi kara savaşına kışkırtmayı amaçladığına inanıyor.

Hellyer, ABC’ye verdiği demeçte, “Şehir çatışmalarında gördüğümüz şeylerden biri, savunmada olanların kaldırılmamış moloz yığınları içinde faaliyet göstermeye devam edebilmeleridir” diyor.

Tanklar dronlara karşı

Dr. Hellyer, İsrail ordusunun eskiden “zırhlı savaşın ustaları” olarak bilindiğini söyledi.

Merkava ana muharebe tankları IDF Zırhlı Birlikleri’nin belkemiğini oluşturuyor ve dünyanın en iyileri arasında sayılıyor. Ukrayna’da çok rağbet gören Alman Leopard 2 tankına benziyor. Ancak bir tank en iyi birkaç kilometre ötedeki bir hedefi vurduğunda işe yarar. Ve onları bir şehre soktuğunuzda, her yönden tehdit altında kalabilir- özellikle de dronlar tarafından.

Dr. Hellyer, “Ukrayna’da gördüğümüz şeyi burada da hızlı bir şekilde göreceğiz; Hamas’ın standart ticari insansız hava araçlarını silah olarak kullanacağını…” dedi.

Askeri ve jeopolitik araştırmalar yapan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS), videolarda quadcopter dronlardan atılan mühimmatların bir İsrail merkava tankını imha ettiğinin görüldüğünü açıkladı.

Analistler, Hamas’ın hem kendi geliştirdiği hem de İran’ın yardımıyla büyük miktarda insansız hava aracı stoklamış olabileceğini söylüyor.

Militan grubun 7 Ekim’deki saldırılarının ardından yayınladığı bir videoda, Ukrayna’da Rus güçleri tarafından kullanılan İran yapımı insansız hava araçlarına benzer ancak daha büyük insansız hava araçlarına sahip olduğu görülüyor.

Dünyanın önde gelen insansız hava aracı (İHA) kullanıcılarından ve üreticilerinden biri olan İsrail’in gözetleme ve savaş için kendi üretimi geniş drone ağı var.  Aynı zamanda sofistike karşı drone teknolojisine de sahip, ancak kentsel ortamlar bunların kullanımını daha da zorlaştırıyor.

Roketler ve füzeler

Geçmişteki çatışmalarda Hamas militanları Gazze’yi roketler, havan topları, güdümlü tanksavar füzeleri ve roket güdümlü el bombaları kullanarak savundu.

Pazar günü Hamas, Gazze’nin kuzeyindeki İsrail güçlerine havan topu attığını ve İsrail tanklarını füzelerle vurduğunu söyledi.

İsrail istihbaratı Gazze’de bulunan toplam roket sayısının 30 bin civarında olduğunu ve bunların arasında 250 kilometre menzile sahip olanların da bulunduğunu tahmin ediyor.

Singapur Üniversitesi Orta Doğu Enstitüsü’nde kıdemli araştırma görevlisi olan Jean-Loup Samaan, İran ve Suriye’nin geçmişte Gazze’ye roket kaçakçılığı yapmış olsa da şu anda birçoğunun yerel olarak üretilmiş gibi göründüğünü söyledi. ABC’ye konuşan Dr. Samaan, “Daha az sofistike roketler için İran’ın desteğine ihtiyacınız yok” dedi.

Hamas’ın Ulusal İlişkiler Sorumlusu Ali Baraka, Russia Today’in Arapça haber kanalı RTArabic’e verdiği röportajda militan grubun iki yıldır hazırlık yaptığını söyledi, “Her şey için yerel fabrikalarımız var. Menzili 250 km, 160 km, 80 km, 45 km ve 10 km olan roketlerimiz var” dedi: “Havan topları ve mermileri için fabrikalarımız var… Kalaşnikoflar ve mermileri için fabrikalarımız var.”

Hamas’ın Sovyet Malyutkaları ve Konkursları da dahil geniş bir yelpazede güdümlü tanksavar füzeleri kullandığı da biliniyor.

Dr. Hellyer artık “bu Rus sistemlerinin İran’da üretilen çakma versiyonları” olduğunu ve grubun bunlara erişimi olduğunu söylüyor.

Hamas, 7 Ekim saldırısında 20 dakika içinde yaklaşık 5 bin roket attığını iddia etti ki bu sayı 2021’deki 11 günlük Gazze çatışmasında kullanılan miktardan neredeyse daha fazla.

Tüneller ve ‘canlı kalkanlar’

Hava gücü açısından, IDF’nin yaklaşık 300 avcı kara saldırı jeti var.

Kara harekâtı öncesinde Netanyahu “Hamas’ın üzerine cehennem ateşi yağdırmakla” ve hava saldırılarında “binlerce teröristi” öldürmekle övündü.

IDF ayrıca savaş uçaklarının Gazze’de Hamas’a ait çok sayıda komuta merkezini vurduğunu iddia etti.

Şimdi artık militanlara ulaşmak için askerlerin kapı kapı dolaşması ya da yer altına inmesi gerekecek.

Hamas yaklaşık 15 yıldır Gazze’nin büyük bölümünün altından geçen ve İsrail askerlerinin “Gazze Metrosu” olarak adlandırdığı bir tünel ağı inşa ediyor.

Cohen, IDF’nin Hamas’ı yok etmek istiyorsa, militanlarla geniş tünel ağlarında savaşması gerekeceğini söyledi. Cohen bir basın toplantısında “Hamas bunu biliyor ve muhtemelen bubi tuzakları ve benzeri şeyler üzerinde çalışıyor olacak” dedi.

İsrail’in elinde az sayıda GBU-28 “bunker buster” bombası bulunuyor ve Dr. Samaan bu bombaların Hamas’ın tünellerini yok etmek için faydalı olabileceğini söyledi.

Yerin derinliklerindeki hedeflere nüfuz etmek üzere tasarlanan bu bombalar ABD tarafından Afganistan’da El Kaide’ye karşı yürütülen operasyonlarda kullanılmıştı.

IDF geçmişte Hamas’ın tünelleri silah depoları, sığınaklar, komuta merkezleri ve roketatarlar da dahil teröristler ve silahlar için gizli bir ulaşım arteri olarak kullandığını iddia etmişti.

Ayrıca tünellerde çok sayıda rehinenin de bulunduğundan şüpheleniliyor.

Dr. Hellyer, “Hamas’ın rehineleri dağıtıp stratejik öneme sahip yerlere yerleştirmesi ve esasen onları canlı kalkan olarak kullanması muhtemel” dedi.

Daha ne kadar kirlenebilir?

İsrail’in Hamas’ın 7 Ekim’deki terör saldırılarının ardından başlattığı yoğun hava bombardımanlarında şimdiden binlerce Gazzelinin öldüğüne inanılıyor.

İsrail, militanların sınır ötesi saldırılarında çoğu sivil bin 400 kişinin öldüğünü ve 200’den fazla kişinin de rehin alındığını açıkladı.

Netanyahu karaya asker çıkararak İsrail’in “Hamas’ın kökünü kazıyabileceğine” ve esir tutulan sivilleri evlerine döndürebileceğine inanıyor.

Ancak Hamas’ı ortadan kaldırmak mümkün olmayabilir ve yüksek sivil ve askeri kayıplar İsrail’e yöneltilen eleştirileri daha da körükleyecektir.

Dr. Hellyer, “Hamas’a karşı kazanılacak zaferin bedeli çok yüksek olacak… İsrail’in burada öfkesini ifade etmek dışında pek fazla iyi seçeneği yok” dedi.

İsrail’in siviller için yüksek risk teşkil eden misket bombası gibi silahlara sahip olduğu ve uzun süredir ilan edilmemiş bir nükleer silah programını sürdürdüğü biliniyor.

Ancak Dr. Hellyer bu düzeyde bir tırmanma yaşanmasının pek olası olmadığını söyledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü yaptığı açıklamada İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki son askeri operasyonlarda siviller üzerinde “dayanılmaz yanıklara ve ömür boyu acıya” neden olabilen beyaz fosfor bombaları kullanmakla suçlandığını söyledi.

Ancak IDF “kesin olarak yanlış” diyerek iddiaları reddetti.

Dr. Hellyer, “İsrail’in sivil kayıpları önlemek için elinden gelen her şeyi yapıp yapmadığı konusunda herkesin kendi fikri olacak” dedi.

Ancak genişletilmiş bir kara operasyonunda ne kullanılırsa kullanılsın, 2 milyon 100 bin kişiye ev sahipliği yapan küçük yerleşim bölgesinde “kaçınılmaz olarak büyük sivil kayıplar olacaktır.”

ORTADOĞU

“Generallerin planı” böyle suya düştü

Yayınlanma

Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’nda yaşayan Filistinlilerin İsrail ordusunun tahliye çağrılarını reddetmesi, Gazze’nin kuzeyinin boşaltılmasını içeren “generallerin planı”na engel oluyor.

İsrail’in Yediot Ahronot gazetesinin haberinde, İsrail ordusunun 30 Eylül’de Lübnan’ın güneyine kara saldırısı başlatmasının Gazze Şeridi’ni “ikincil savaş bölgesine” dönüştürdüğü belirtildi.

İsrail ordusunun, güney cephe komutanlığını Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya’ya kara saldırısı düzenlemek için bölgede bıraktığı aktarılan haberde, bunun sebebinin Cibaliya’da yaşayan Filistinlilerin İsrail ordusunun tahliye çağrılarına direnmeleri olduğu kaydedildi.

400 bin Filistinli ölümle karşı karşıya

Cibaliya’yı İsrail ordusunun kuşatma altında tuttuğu ve bölgeden ayrılmayı reddeden çok sayıdaki Filistinliyle karşı karşıya kaldığı belirtildi.

İsrail ordusunun Cibaliya’ya Kasım ve Aralık 2023’te iki kez kara saldırısı düzenlediği hatırlatılan haberde, 6 Ekim’de gerçekleştirilen saldırının 7 Ekim 2023’ten bu yana yapılan üçüncü kara saldırısı olduğu kaydedildi.

Hamas’ın bölgede İsrail askerlerine direniş gösterdiği, patlayıcılı tuzaklar kurduğu ve çatışmalar çıktığı belirtildi.

Halkın kararlığı “generallerin planı”nı bozuyor

Cibaliya’daki duruma ilişkin haberde, “Cibaliya’da nüfusu tahliye etmenin zorluğu güney cephe komutanlığının bu operasyonun öncekilerden daha uzun süreceğini anlamasına yol açtı. Önceki operasyonlar 1-3 hafta sürerken, bu birkaç ay alabilir” ifadesine yer verildi.

Haberde, Filistinlilerin Cibaliya’da yaşadıkları yerleri terk etmeme konusundaki kararlılığının, Gazze’nin kuzeyinin boşaltılmasını kapsayan “generallerin planını” boşa çıkardığı bildirildi.

Gazze’de “generallerin planı” gündemde

Cibaliya’ya düzenlenen kara saldırısının, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland’ın girişimiyle hazırlanan “generallerin planının” daha küçük bir versiyonunu kapsadığı ifade edildi.

Eiland’ın öncülüğünde geçen ay İsrailli emekli generallerin hazırladığı söz konusu plan, Gazze’nin kuzeyinde kalan yaklaşık 300 bin Filistinlinin Gazze’nin güneyine göç ettirilmesini içeriyor.

İsrail ordusuna ait birliklerin bölgeyi kuzey ve güneyden kuşattığı kaydedilen haberde, İsrail askerlerinin Selahaddin Caddesi üzerinde kontrol noktası kurduğu, buradan güneye giden Filistinlileri kontrol ettikleri aktarıldı.

Haberde ayrıca “Cibaliya’nın sınırlı bir ölçüde hala Hamas’ın kontrolü altında olduğu” kaydedildi.

Gazetenin haberinde, Cibaliya’ya yönelik saldırıya katılan ismi açıklanmayan üst düzey bir İsrail askeri, “Hamas, son aylarda, İsrail ordusu Gazze’nin kuzeyine kara saldırısı düzenlemediği için gücünü yeniden toplamaya başladı” dedi.

İsrail hükümeti, geçen ay basına yansıyan generallerin planına ilişkin bir açıklama yapmazken, İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde eylül ayında kabinenin bu planı incelediği duyurulmuştu.

İsrail ordu radyosunda, 6 Ekim’de yayımlanan haberde, İsrail ordusunun Cibaliya’ya başlattığı kara saldırısıyla “generaller planı” arasında bir bağlantının bulunmadığı iddia edilmişti.

Haberde, “Bu askeri bir operasyondur ve siyasi süreçten tamamen ayrıdır. Bu aşamaya kadar siyasi düzeyde Gazze Şeridi’nin kuzeyinde herhangi bir siyasi planın uygulanmasıyla ilgili karar verilmedi” ifadesi kullanıldı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

400 bin Filistinli ölümle karşı karşıya

Yayınlanma

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı ile Beyt Lahiya ve Beyt Hanun beldelerine yönelik sıkı kuşatması ve kara saldırıları 6. gününde de sürüyor.

Hava ve kara saldırılarını şiddetlendiren İsrail askerleri, hareket eden her şeyi hedef alarak bölgeye giriş çıkışları engelliyor.

İsrail ordusunun, Cibaliya beldesindeki el-İhsan Camisi çevresinde bir evi hedef alması sonucu çok sayıda Filistinli yaralandı.

İsrail savaş uçakları da Cibaliya Mülteci Kampı’nın batısındaki el-Faluca bölgesinde “el-Azazi” ailesine ait evi hedef aldı, saldırıda 4 kişi öldü, 8 kişi de yaralandı.

İsrail insansız hava aracının (İHA) Gazze kentinin güneydoğusundaki ez-Zeytun Mahallesi’nde sivilleri hedef alması sonucu 1 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim’de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya’daki Filistinlilere uyarıda bulunarak, boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Filistinliler, İsrail ordusunun ilk kez bu bölge için tahliye çağrısında bulunduğu 14 Ekim 2023’ten bu yana evlerini ve yaşadıkları yerleri terk etmeyi reddediyor.

Gazze’deki Filistin Hükümeti, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki hastaneleri hizmet dışı bırakma girişimi nedeniyle 400 bin Filistinlinin ölümle karşı karşıya kaldığını duyurdu.

Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya kentinde bulunan Kemal Advan Hastanesi’nden görüntüleri paylaştı. Videoda konuşan sağlık görevlisi, İsrail saldırılarında yaralanan ve hayatını kaybeden çok sayıda kişinin Kemal Advan Hastanesi’ne getirildiğini söyledi. Çok sayıda yaralı çocuğun tedavi aldığı görülen videoda Filistinli doktor, Kemal Advan Hastanesi’nin kapasitesi üzerinde çalıştığına dikkati çekti.

Filistinli doktor, “Kemal Advan Hastanesi’nde ileri derecede sağlık hizmeti veriyoruz. Yakıt sağlanmazsa 24 saat içinde Kemal Advan’ın yanı sıra Endonezya ve Avde hastanelerinde de sağlık hizmetleri duracak. Gerçek bir sağlık felaketi ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

İsrail’in kuşatma ve kara saldırıları düzenlediği bölgede, yakıt girişine izin verilmemesinin hastaneler için “felaket” olacağına vurgu yapan Filistinli doktor, dünyaya yardım çağrısında bulundu. Filistinli doktor, “Gazze’nin kuzeyinde yoğun bakım hizmeti verebilecek başka hastane yok. Tüm dünyaya, uluslararası topluma ve insan hakları kuruluşlarına Gazze’nin kuzeyindeki hastanelere yakıt ulaştırılması için çağrıda bulunuyoruz” dedi.

Hastanede çok sayıda yaralının ameliyat olmak için sıra beklediğini söyleyen Filistinli doktor, hastanede zor durumdaki yaralı çocukların durumuna dikkati çekti.

Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail’in yardım misyonlarının erişimini engellemeye devam ettiği Gazze’nin kuzeyinde neredeyse hiç sağlık hizmetinin kalmadığını duyurdu.

Ghebreyesus, X hesabından yaptığı paylaşımda, DSÖ’nün Gazze’nin kuzeyine giden iki misyonunun tekrar engellendiğini ve erişiminin reddedildiğini belirtti.

İsrail’e zorla yerinden etme taleplerini durdurma ve hastaneleri koruma uyarısında bulunan Ghebreyesus, “Gazze’nin kuzeyinde neredeyse hiç sağlık hizmeti kalmadı. İnsanların gidecek yeri yok” ifadelerini kullandı.

Ghebreyesus, İsrail’e insani yardım görevlerini kolaylaştırma çağrısında da bulunarak, “Hayatlar buna bağlı. Ateşkese yönelik çalışmalar yürütün. Bu çatışmada sıkışmış tüm insanların barışa ihtiyacı var” değerlendirmesinde bulundu.

Aralarında İngiltere, Fransa, ABD ve İsviçreli sivil toplum kuruluşlarının da yer aldığı 18 uluslararası yardım örgütü, yaptıkları ortak açıklamayla Gazze’nin kuzeyinde artan tansiyonun insani felakete yol açacağı uyarısında bulunmuştu.

Uluslararası yardım kuruluşları, İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki Filistinlileri zorunlu göçe tabi tutmasının insani durumu daha da ağırlaştıracağını ve insani yardım operasyonlarını engelleyeceğini bildirmişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’e BM askerini vurmak bile serbest

Yayınlanma

İsrail, Lübnan-İsrail sınırında bulunan Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü’nün (UNIFIL) kuzeye çekilmesini istedi bu talebi kabul edilmeyince BM’ye ait bir gözlem kulesini hedef aldı. İki BM askerinin yaralandığı saldırı sonrası bazı ülkeler İsrail’i kınadı ancak herhangi bir yaptırım gündeme dahi gelmedi. Dün yaşanan bu olaydan sonra İsrail bugün de aynı noktayı vurdu ve iki BM askeri daha yaralandı.

İsrail, dün UNIFIL’e ait gözlem kulesini vurmadan saatler önce UNFIL Sözcüsü Walla haber sitesine İsrail’in kendilerinden Lübnan sınırındaki mevzileri boşaltmalarını talep ettiğini ancak bu talebin reddedildiğini açıkladı. İsrail, Lübnan’ı karadan işgale başlamadan önce de benzer bir talepte bulunmuştu.

Bu haberin düşmesinden kısa bir süre sonra İsrail ordusuna ait bir Merkava tankı UNIFIL’in Lübnan’ın güneyindeki karargâhında bulunan bir gözlem kulesine doğru ateş açtı ve iki barış gücü askeri yaralandı. Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, iki barış gücü askerinin Endonezya birliğinden olduğunu ve askerlerin hafif yaralandığını açıkladı.

Güçlerinin bölgede faaliyet gösterdiğini kabul eden İsrail, sözde mücadele ettiği Hizbullah savaşçılarının BM karakolları yakınlarında faaliyet gösterdiğini iddia etti. İsrail, bölgedeki BM güçlerine ateş açmadan önce UNIFIL’e korunaklı alanlara sığınmalarını söylediğini açıkladı. Ancak UNIFIL’e göre bu saldırı ilk değil. İki gün içinde iki ayrı saldırı daha yapıldı ancak herhangi bir zayiat olmadı.

Saldırı sonrası UNIFIL’den yapılan açıklamada “Barış güçlerine yönelik her türlü kasıtlı saldırı uluslararası insancıl hukukun ağır bir ihlalidir” denildi ve İsrail ordusu nezdinde girişimlerde bulunulduğu belirtildi.

BM Genel Sekreteri’nin Barış Operasyonlarından Sorumlu Yardımcısı Jean-Pierre Lacroix ise Fransa’nın talebi üzerine Lübnan’daki gelişmeleri ele almak üzere toplanan BMGK oturumunda İsrail’in “Merkava tankları” ve iş makinalarıyla birçok bölgeye giriş yaptığını belirterek, “Barış güçlerimizin güvenliğine yönelik tehlike giderek artıyor” dedi.

23 Eylül’den bu yana UNIFIL’in operasyonel faaliyetlerini gerçekleştiremediğini ifade eden Lacroix, Hizbullah’ın daha önce BM tesislerine yakın yerlerde askeri mevcudiyeti bulunduğunu, şimdi de İsrail ordusunun bunu yaptığını belirtti.

Lacroix, barış güçlerinin güvenliğinin sahadaki aktörler tarafından sağlanmak zorunda olduğunun altını çizdi.

İsrail ordusunun BM tesisleri yakınlarında askeri mevcudiyet kurmasını protesto ettiklerini kaydeden Lacroix, İsrail ordusunun UNIFIL’in statüsü ve personeli ile tesislerini korumak zorunda olduğunu vurguladı.

İtalya: Hata değildi

İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto saldırının hata olmadığını ve savaş suçu teşkil edebileceğini söyledi ve ülkesindeki İsrail Büyükelçisi’nden izahat istedi.

İtalya, Endonezya’dan sonra UNIFIL’e en fazla asker sağlayan ikinci ülke. Endonezya’nın BM Büyükelçisi Hari Prabowo bu olayın “İsrail’in kendisini nasıl uluslararası hukukun, cezasızlığın ve ortak barış değerlerinin üzerinde konumlandırdığını açıkça gösterdiğini” söyledi.

İspanya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da İspanya hükümetinin taraflardan UNIFIL birliklerine saygı duymasını talep ettiği ve birliklerin güvenliklerinin garantiye alınması gerektiği belirtildi.

“Yaptırım beklemiyoruz”

İsrail’in BM Büyükelçisi Danny Danon ise New York’ta yaptığı açıklamada İsrail’in Hizbullah’la mücadeleye odaklandığını ve “çatışmalar yoğunlaşırken UNIFIL’in tehlikeden kaçınmak için 5 km kuzeye taşınmasını” tavsiye etti. Bir İsrailli diplomat ise The Times of Israel’e olay nedeniyle bazı ülkelerin BMGK’de İsrail’i kınadıklarını ancak bu saldırı nedeniyle yaptırım beklemediklerini söyledi.

Bugün de vurdu

Öte yandan Lübnan resmi ajansı NNA’nın bugün geçtiği habere göre, İsrail ordusu Ras Nakura’daki UNIFIL komuta merkezinin ana girişini top mermisiyle hedef alırken bir UNIFIL gözlem kulesi de “Merkava tankı” ile vuruldu. Haberde, komuta merkezinde maddi hasar oluştuğu, “Merkava tankı” ile gözlem kulesine gerçekleştirilen saldırı sonucunda Sri Lanka taburundan 2 askerin yaralandığı kaydedildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English