Bizi Takip Edin

Rusya

“General kış”, Batı – Rusya savaşı ve nükleer risk

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Rusya ile İttifak arasındaki savaş ihtimalinin “gerçek bir olasılık” olduğunu söyledi. Bir Norveç kanalına konuşan Stoltenberg, “Ukrayna’daki savaşın kontrolden çıkıp NATO ile Rusya  arasındaki büyük bir savaşa dönüşmesinden endişe ediyorum” diyor ve “böyle bir savaştan kaçınmak mümkün ama tehdit gerçek” yorumunu yapıyor. Birinci yılına yaklaşan savaşın “Batı’nın nefesi yettiği kadar” devam edeceği netlik kazanırken bastıran kış şartlarını Rusya’nın sonuna kadar kullanmak istediği ortada.

Harici’ye konuşan Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nurşin Güney, “Kış bitimi baharın gelip gelmediğini göreceğiz” yorumunu yapıyor. Güney, “NATO’nun genişlememesine yönelik sözler tutulmadı. Renkli devrimler ve benzeri süreçleri takiben bu karmaşa içinde savaşı görüyoruz. Ukrayna savaşının başlangıcında Batı’nın yaptığı hatalar var. Rusya’nın da Budapeşte Memorandumu bağlamında Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması taahhüdünü çiğneyerek yaptığı hatalar var” diyor.

Peki, bu hatalar ucu nükleer savaşa çıkabilecek bir çatışmaya dönüşür mü? Avrupa’nın uzun kışı nasıl geçecek? NATO Genel Sekreteri’nin “kaygılarını” nasıl okumak lazım?

“Savaşın sonucuna varmak için çok erken”

Cephedeki durumu ana hatlarıyla özetleyecek olursak, Rus ordusu, Donetsk ve Herson’un belli bölümlerinden çekildi. Kerç Köprüsü saldırıya uğradı. Karadeniz Filosu’nun amiral gemisi Moskova’nın batırılması, Sivastopol’daki savaş gemilerinin vurulması Rusya’nın da el yükseltmesinin nedenleri arasında sıralanıyor.

Dahası Ukrayna sürekli artan Batı menşeili silah envanteriyle Rusya’nın iç bölgelerine saldırılar düzenlemeye başladı. Aralık ayının ilk haftasında Rusya’nın Ukrayna sınırına yüzlerce kilometre uzaklıktaki üç Rus ordusuna ait hava üssü Ukrayna tarafından vuruldu. Olay üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “Ukrayna’ya Rusya topraklarında kullanması için silah vermedik. Bunların savunma amaçlı tedarikler olduğunu açıkça beyan ettik. Başkan da daha önce açık bir şekilde ifade etti. Ukrayna’ya sınırlarının ötesinde saldırılar düzenlesin diye destek vermiyoruz. Ukrayna’nın sınırları dışında saldırılar düzenlemesini de teşvik etmiyoruz” demek durumunda kaldı. Rusya ise Ekim ayından bu yana ağırlıklı olarak Ukrayna’nın sivil alt yapısını hedef almaya başladı.

Kış şartlarının da bastırmasıyla sivil alt yapıyı hedef alan saldırıların cephede yeni sonuçlar doğurması mümkün. Prof. Dr. Nurşin Güney, Rusya’nın bu taktik değişikliğini “Kritik altyapılarını vurarak Ukrayna’nın mücadele azmini ve kapasitesini çökermeye çalışıyor” sözleriyle değerlendirdi.

Ukrayna’nın kış taleplerine Batı’nın dayanma limiti 

Batı’yı, Avrupa ve ABD olarak iki ayrı kümede değerlendiren Prof. Dr. Nurşin Güney, ABD’ye yakın dönemde yaptığı bir ziyaretten hareketle şu gözlemini aktarıyor:

ABD’de ciddi bir rahatsızlık yok ve sistem işliyor. ABD’de Ukrayna’da bir savaş olduğu yönünde hissiyat yok. Rusya’nın ise Batı pazarına alternatifleri var. Buradaki kayıplarını telafi edebilir ve kendi kendine yeterli olabilecek düzeyde ekonomik, doğal kaynakları bulunuyor.  Avrupa Birliği (AB) daha çok zarar görecek. Bu da halkı etkileyecek. Zaman zaman protestoları görüyoruz Avrupa’da. ABD’nin ise Rusya karşıtı politikasını değiştireceği yönünde bir işaret yok. ABD’nin amacı Rusya’yı iktisadi ve askeri olarak küçültmek.”

ABD’nin kaya gazı devrimiyle enerjide kendine yeterliliği sağladığını anımsatan Güney, Avrupa Birliği (AB) için ise durumun tam tersi olduğunu vurguluyor. Batı’nın desteği sayesinde bu savaşı sürdürüldüğünü belirten Güney’e göre “Avrupa’nın ve Ukrayna’nın dayanıklılığı” savaşın gidişatında belirleyici olacak. Rusya’yı bütünüyle “kaybeden” olarak gösteren yorumlara ise katılmadığını ifade eden Güney, Moskova’nın bu savaşta henüz bütün kapasitesini kullanmadığını vurguladı.

Paris’te düzenlenen Ukrayna Halkıyla Dayanışma konferansında konuşan Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal ise dayanma kapasitelerini artırmak için ülkesinin enerji alt yapısını koruyacak Patriot ve benzeri gelişmiş hava savunma sistemlerinin ülkesine verilmesini istedi. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise kış aylarındaki zorlukları aşabilmek için Avrupa’nın önüne 6 maddelik liste koydu. Listede enerji alt yapısının tamiri, gaz tribünleri, pistonlar, 2 milyar metreküp gaz satın almak için mali destek gibi istekler sıralanıyor. 6. madde ise Zelenski’nin “Rusya’nın enerji terörü” olarak tanımladığı eylemlerine karşı “Paris mekanizması” kurulması. Başbakan Şmihal ise alt yapı onarımı için acil 1 milyar dolarlık kaynak talebinde bulunmuştu.

Ukrayna Halkıyla Dayanışma Konferansı – 13 Aralık 2022  – Paris

Rusya nereye kadar gerileyebilir?

Ukrayna savaşıyla Brüksel-Moskova arasındaki diyalog mekanizmaları bütünüyle işlevsizleşti. Kuzey akıma sabotajla enerji temelinde gelişen ekonomik ilişkilere de kalıcı bir darbe vuruldu. Şimdi kaygı, bu savaşın daha da genişleyip Rusya – Batı savaşına dönüşmesi ya da Rusya’nın savunma doktrini kapsamında taktik nükleer silaha başvurması.

Aslında Rusya, “özel askeri operasyon” kapsamında uzun süre sivil alt yapıyı hedef almamıştı. Ancak dört bölgenin referandumla Rus toprağı ilan edilmesinden bu yana gerilim farklı bir kanaldan tırmanmaya başladı. Kremlinden yapılan son açıklama şu şekilde: “Ukrayna tarafının şimdiye kadar geçen zamanda oluşan gerçeklikleri kabul etmesi gerekiyor. Bu gerçeklikler, Rusya Federasyonu’na referandumlar sonucunda yeni bölgeler (Donetsk ve Lugansk cumhuriyetleri ile Herson ve Zaporojye) eklendiğini söylüyor. Bu yeni gerçeklikleri kabul etmeden ileri doğru gitmek imkansız.” Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in, Noel’e kadar Rus birlikleri geri çekilsin teklifine Kremlin sözücü Peskov, “Bu, söz konusu dahi olamaz” yanıtını verdi.

Moskova, dört Ukrayna bölgesini artık Rus toprağı olarak gördüğüne göre buraya yapılan saldırılara verilecek yanıtın içeriği değişiyor. Bu yeni kırmızı çizgilerin Ukrayna ordusu tarafından aşındırılması ve Rusya içlerine kadar uzanan saldırılar “Rusya’nın büyük güç olarak yenilme seçeneğinin olmaması” ile birleşince taktik nükleer silahlar devreye girer mi sorusu daha sık sorulmaya başlandı.

Prof. Dr. Nurşin Güney,  büyük bir nükleer güç olarak Rusya’nın “geri çekilme” limitlerine ilişkin “Taraflardan birisi son kertede kaybettiği anda taktik nükleer silahları kullanabilir. Kullanma ihtimali yok değil. Kaybetmemek adına bu taktik nükleer güçlere başvurma ihtimali yüksek. Son kertede her şeyi kaybettiği sonucuna varacak bir Rusya’nın taktik nükleer güce başvurma ihtimali var” değerlendirmesinde bulundu.

Rusya’nın “Statükoyu sarsma gücü”ne işaret eden Güney, savaşın halen devam ettiğini ve NATO ile Rusya’nın şu aşamada bir savaşa girme niyetinde olmadığını ekledi. Ancak Rusya lideri Vladimir Putin’in Aralık ayı başı itibariyle nükleer savaş riskine işaret ettiği konuşmaları bu konudaki tartışmaları alevlendirmiş durumda. Rusya İnsan Hakları Konseyi toplantısında konuşan Putin, “İlk kullanan biz olmayacağız ama bu aynı zamanda ikinci kullanan da biz olmayacağız anlamına geliyor. Çünkü topraklarımıza nükleer bir saldırı düzenlenmesi durumunda karşılık verme imkanımız son derece kısıtlı olur” demişti. Bu sözleirn ardından İsrail’den ilginç bir analiz geldi.

Jeruselam Post analizi: Ukrayna’ya nükleer silah verilmemeli 

Bir dönem İsrail ordusunda da görev yapmış olan askeri analist Ehud Eilam’ın yazısının başlığı “Hiçbir ülke Ukrayna’ya nükleer silah vermemeli.” Güvenlik çalışmaları alanında altı kitabı bulunan Ehuh Eilam, Ukrayna’ya ABD, İngiltere veya bir başka NATO üyesi tarafından neden taktik nükleer silah verilmemesi gerektiğini açıklıyor. İsrailli güvenlik analistine göre, Ukrayna’ya nükleer silah vermek Rusya’yı Ukrayna’da daha fazla saldırdan olmaktan caydırabilir ancak bunu yapmak son derece tehlikeli.

Uç senaryoların canlandırıldığı analizde, “Ukrayna’nın görece yeni bir devlet olduğu, NATO’nun bu ülkenin karar mekanizmalarını  tam olarak anlamayabileceği, demokrasisinin kırılgan olduğu, Ukrayna liderinin bu silahları kontrol etmesinin zor olabileceği” belirtiliyor. Yine Ukrayna’nın “hayal kırıllığı” ile bu silahları Rusya’ya karşı kullanarak NATO’yu savaşın içine çekme olasılığından bahsediliyor. Askeri analist Ehuh Eilam’a göre; “NATO Ukrayna’ya nükleer silah verirse Rusya’nın bir NATO ülkesine saldırma olasılığı artacaktır.”

Yazar, NATO’yu tehlikeye atmadan Ukrayna’ya taktik nükleer silah verme seçeneğinin bu silahların hızla yayılabileceği bir ortam yaratacağı uyarısıyla yazısını bitiyor. Böyle bir adım atıldığı takdirde “Rusya korkusu” nedeniyle Polonya gibi birçok NATO ülkesinin yanı sıra İran’a karşı Körfez ülkelerinin de talepte bulunabileceği belirtiliyor.

Türkiye’nin göze batan denge politikası

Türkiye işte bu fırtınada denge gemisini yürütmek için çabalıyor. AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’e göre ise “Türkiye’nin, AB’nin Rusya’ya yönelik kısıtlayıcı önlemlerine katılmama politikası giderek artan endişe kaynağı.” Borell sözlerinin devamında “Türkiye de dahil bütün aday ülkelerden, Rusya’ya karşı kararlaştırılan önlemlere uymalarını bekliyoruz” diyor.

Türkiye’nin dengede durma sınırı veya limiti nedir sorusuna Güney, şu yanıtı veriyor:

“Türkiye yaptırımlara inanmıyor ve bugüne kadar yaptırımlarla bir sonuç alınamadı. İran’a kaç yıldır yaptırım uygulanıyor. Şu an nükleer silah üretme sınırına yaklaştılar. Ayrıca bize kendi müttefikimiz yaptırım uyguluyor. Dahası İsrail’in de AB ile çok sıkı ilişkileri var. O da yaptırım uygulamıyor Rusya’ya. Neden Türkiye’ye yöneltilen sorular İsrail’e yöneltilmiyor? Ayrıca biz AB üyesi değiliz. Aday üyeyiz. Böyle bir hukuki sorumluluğumuz yok.”

Rusya’nın en başta gündeme getirdiği “yazılı güvenlik garantileri” konusunda bir adım atılması halinde çeşitli pazarlıkların yapılması olası. Ancak Rusyanın en güçlü olduğu ve değişmez kadim komutanı “general kış” aylarında ordu birliklerine Kiev’in talep ettiği gibi Noel izni vermesi pek olası görülmüyor.

Rusya

CNN: Rusya, Ukrayna’daki hedeflerini değiştirmiş olabilir

Yayınlanma

CNN’in Batı istihbaratına dayandırdığı haberine göre, ‘Rusya Ukrayna’da kontrol ettiği bölgeleri sağlamlaştırmaya ve ekonomiyi canlandırmaya odaklanmış olabilir’. Kremlin hedeflerin değişmediğini belirtirken, bazı ABD’li yetkililer tarafların anlaşmaya yaklaştığını düşünüyor.

CNN televizyonu, ABD ve diğer Batı ülkelerinin istihbarat raporlarına aşina kaynaklara dayandırdığı haberinde, Rusya’nın Ukrayna’daki çatışmada hedeflerini “daha kısa vadeli” olanlara kaydırmış olabileceğini bildirdi.

Kanalın aktardığı istihbarat bilgilerine göre, Rus tarafı kontrolü altına aldığı topraklardaki konumunu güçlendirmeye ve ekonomiyi canlandırmaya odaklanmayı planlıyor.

Haberde, CNN‘e ismini vermek istemeyen üst düzey Amerikalı ve Ukraynalı yetkililerin görüşlerine yer verildi.

Yetkililerden biri, bu değişikliklerin Moskova’nın Washington ile ilişkilerini iyileştirme arzusundan kaynaklandığını düşünüyor.

Aynı kaynak, Rusya’nın Ukrayna’da yeni toprakların kontrol altına alınması gibi “maksimalist askeri hedeflerinden” vazgeçmediğini de belirtti.

Habere göre, bu yılın başlarında Amerikan istihbarat yetkilileri, ABD Başkanı Donald Trump’ın danışmanlarına Rusya’nın tam olarak bunu hedeflediğini söylemişti.

Bu hafta Kremlin, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in askeri müdahalenin başlangıcından bu yana hedeflerinin değişmediğini belirterek, “Ulusal çıkarlarımızı güvence altına almalıyız,” açıklamasını yaptı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da bir ay önce yaptığı açıklamada, Rusya’nın güvenliğini sağlamanın hedef olduğunu ve Moskova’nın çözüm sürecinde bununla ilgilendiğini kaydetmişti.

Geçen yılın yaz aylarında Putin, barış için şartlar arasında Ukrayna ordusunun Donbass cumhuriyetleri, Herson ve Zaporojye oblastlarından tamamen çekilmesini, ayrıca bu bölgelerin, Kırım ve Sivastopol’un Rusya toprağı olarak tanınmasını saymıştı.

Ukrayna bu şartları ültimatom olarak değerlendirirken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçen günlerde O Globo gazetesine verdiği röportajda bunları “zorunluluk” olarak nitelendirmişti.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Fox News‘e yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın 2014 sınırlarına dönebileceğinden şüphe duyduğunu belirtti.

Hem Rubio hem de Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Moskova ve Kiev’in çözüme ulaşmak için farklı şartları olduğunu ancak buna rağmen tarafların anlaşmaya daha yakın olduğu görüşünü dile getirdi.

Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg ise Ukrayna’nın, Washington tarafından sunulan ve fiili toprak kayıplarının tanınmasını da içeren çatışmayı sona erdirme şartlarını kabul ettiğini iddia etti.

ABD, Ukrayna’ya ihanet etti

Okumaya Devam Et

Rusya

Abhazya ile Rusya arasında hava ulaşımı, 30 yıl sonra yeniden başladı

Yayınlanma

Rusya ve Abhazya arasında 1993 yılından bu yana ilk tarifeli uçak seferi Moskova’dan Sohum’a gerçekleşti. 30 yılı aşkın bir aradan sonra Sohum Uluslararası Havalimanı’na inen uçak, Abhazya ve Rusya’dan yetkililer ve sanatçılar tarafından karşılandı.

Rusya ile Abhazya arasında 1993 yılından bu yana ilk tarifeli uçak seferi, dün Moskova’dan Sohum’a gerçekleşti.

TASS ajansının haberine göre, 30 yılı aşkın bir aradan sonra V. G. Ardzinba Sohum Uluslararası Havalimanı’na inen uçak, tarihi bir an yaşattı.

Sohum Havalimanı’nda ilk tarifeli uçak seferi törenle karşılandı. Törene Abhazya Devlet Başkanı Badra Gunba, Rusya Devlet Başkanlığı İdaresi Birinci Başkan Yardımcısı Sergey Kiriyenko, Abhazya Başkan Yardımcısı Beslan Bigvava, Parlamento Başkanı Laşa Aşuba, Başbakan Vladimir Delba, Abhazya’nın ilk devlet başkanının eşi Svetlana Cergeniya, milletvekilleri, hükümet üyeleri, siyasi kuruluş ve parti liderleri katıldı.

Ayrıca törene Abhazya Cumhuriyeti’nin Türkiye tam yetkili temsilcisi İbrahim Avidzba ve Türkiye’den de Abhaz Çerkes toplumundan bir çok temsilci de katıldı.

Abhazya Cumhuriyeti’nin Türkiye Tam yetkili temsilcisi İbrahim AVİDZBA ve Türkiye’den Abhaz Çerkes toplumundan bir çok katılımcı da bu tarihi ana tanıklık ettiler.

İlk uçuşla gelenler arasında Abhazya ve Rusya halk sanatçısı Yevgeniy Knyazev, Abhazya halk sanatçısı ve Rusya onur sanatçısı Alisa Gitsba, Abhazya’nın Rusya Büyükelçisi Alhas Kvitsinia ve turistler yer aldı.

Uçak yolcuları, uçuş süresinin çok hızlı geçtiğini ve kabinde çok samimi ve neşeli bir atmosfer olduğunu belirtti.

Knyazev, “Sohum Havalimanı’nın açılması mutluluk verici. Uçuşta çok eğlendik,” dedi ve kendisine sunulan Abhaz şarabı dolu boynuzu boşalttı.

Kvitsinia, Abhazya’nın bu bayramı 30 yılı aşkın süredir beklediğini söyledi ve Abhazya ile Rusya arasındaki hava ulaşımının yeniden sağlanmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.

Moskova’dan ilk uçuşu UVT Aero havayolu şirketi Vnukovo-Sohum güzergahında gerçekleştirdi.

İkinci uçuş 3 Mayıs’ta başlayacak ve ardından uçuşlar haftada bir kez, cumartesi günleri yapılacak. UVT Aero daha önce Vnukovo Uluslararası Havalimanı’ndan kalkış saatinin Türkiye saatiyle 14.30 olduğunu duyurmuştu.

Abhazya’nın başkentinden dönüş uçuşu Türkiye saatiyle 19.30’da, Vnukovo Havalimanı’na iniş ise Türkiye saatiyle 23.00’te gerçekleşti.

Bu hafta içinde, hava trafik kontrol çevrelerinden bir kaynak TASS‘a yaptığı açıklamada, Moskova’dan Sohum’a direkt uçuş süresinin yaklaşık 3 saat 50 dakika olacağını belirtmişti.

Tüm uçuşlar 50 koltuklu Bombardier CRJ-200 tipi uçaklarla yapılıyor.

Rusya Federal Sivil Havacılık Kurumu (Rosaviatsiya), iFly ve Nordstar havayolu şirketlerine Moskova ve Krasnoyarsk’tan Abhazya’nın başkentine uçuş izinleri verdi.

iFly’a Moskova’dan Sohum’a haftada 14 uçuş, Nordstar’a ise haftada 7 uçuş yapma izni verildi.

Ayrıca Nordstar, Krasnoyarsk’tan Abhazya’nın başkentine haftada 3 kez uçuş izni aldı. Sohum Havalimanı basın dairesinden yapılan açıklamada, uçuş güvenliği kontrolünün Sohum Havalimanı’nın havaalanı-kontrol merkezi tarafından sağlandığı belirtildi.

Sohum Havalimanı, Gürcistan-Abhazya silahlı çatışmasının ardından 1993 yılında uçuşlara kapatılmıştı.

Ekim 2023’te Abhazya hükümeti, havalimanının yeniden inşasıyla ilgilenen Rus şirketi Altyapı Geliştirme ile devlet-özel sektör işbirliği anlaşması imzaladı.

Bu anlaşmaya göre devlet, havaalanını, havaalanı altyapısını ve tarihi terminal binasını mülkiyetinde tutacak.

Ayrıca, çift kullanımlı tesis statüsü ve V. G. Ardzinba Sohum Uluslararası Havalimanı adı korunacak.

Okumaya Devam Et

Rusya

Kremlin: Nazi Almanyasını ABD’nin yardımı olmasa da yenmiş olurduk

Yayınlanma

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD’nin Lend-Lease programı kapsamındaki yardımını takdir ettiğini ancak Sovyetler Birliği’nin bu yardım olmasa bile Nazi Almanyasını yeneceğini belirtti. Peskov, müttefiklerin katkısının unutulmaması gerektiğini vurgularken, Rusya’nın Lend-Lease borcunu 2006’da tamamen ödediğini hatırlattı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD tarafından Sovyetler Birliği’ne sağlanan Lend-Lease (Ödünç Verme ve Kiralama) programı kapsamındaki yardımlar için minnettar olduğunu ancak Sovyet ordusunun bu yardım olmasa bile Nazi Almanyasını yeneceğini ifade etti.

TASS ajansının aktardığına göre Peskov, müttefiklerin zafere katkısının unutulmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Peskov, “Znaniye, Perviyye” adlı etkinlikte yaptığı konuşmada, ABD Kongresinin Lend-Lease yasasını 11 Mart 1941’de kabul ettiğini hatırlattı.

Bu yasa kapsamında SSCB’ye araç, uçak, mühimmat ve tank sevkiyatının başladığını belirten Peskov, “Lend-Lease olmadan başaramazdık diyebilir miyiz? Hayır. Başarırdık ve yine de kazanırdık. Toprak yerdik ama kazanırdık. Ama bize yardım ettiler ve bunu takdir etmeli, unutmamalıyız,” dedi.

Lend-Lease, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sırasında müttefiklerine savaş malzemeleri, teçhizat, gıda ve petrol ürünleri dahil stratejik ham maddeler tedarik ettiği devlet programıydı.

Mart 1941’den Ağustos 1945’e kadar ABD, Lend-Lease kapsamında müttefiklerine toplam değeri 50 milyar doları aşan yardım sağladı.

Bu yardımın yaklaşık 31 milyar doları Birleşik Krallık’a, 11 milyar doları SSCB’ye gönderilirken, Fransa ve Çin gibi diğer ülkeler de alıcılar arasındaydı.

Peskov, Sovyetler Birliği’nin halefi olan Rusya’nın Lend-Lease kapsamındaki borçlarını tamamen ödediğini vurguladı.

Sözcü, son ödemenin 2006 yılında Devlet Başkanı Vladimir Putin döneminde yapıldığını hatırlattı.

Mayıs 2022’de dönemin ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna için Lend-Lease yasasını imzalamıştı.

Yasaya göre Kiev, 2023 mali yılında Washington’dan bazı yasal koşullara (örneğin beş yıllık kredi süresi veya ABD’nin kiralama nedeniyle yaptığı masrafların ödenmesi gibi) uymadan askeri teçhizat kiralayabilecekti.

Fakat Ukrayna bu program kapsamında herhangi bir yardım almadı ve Washington, askeri destek için başka mekanizmaları kullandı.

Putin ve Lukaşenko Volgograd’da bir araya geldi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English