Bizi Takip Edin

AMERİKA

Honduras’ın ‘Çin’ adımı ABD’yi harekete geçirdi

Yayınlanma


Honduras’ın Çin’le diplomatik ilişki tesis edeceğini açıklamasının ardından ABD Amerika Kıtası Özel Temsilcisi Christopher Dodd, Honduras’a gidecek.

Orta Amerika ülkesi Honduras’ın Çin’le ilişki kurma niyetini açıklaması Washington’u hareketlendirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Başkan Joe Biden’ın Amerika Kıtası Özel Temsilcisi Dodd’un bugün Panama’ya ardından Honduras’a gideceğini açıkladı. Seyahate ilişkin Dışişleri açıklamasında, “Özel Temsilci Dodd, Honduras’ta Honduraslı yetkililer ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelecek. Bu ziyaret, ABD’nin Batı Yarımküre’de kapsayıcı ekonomik büyümeyi, demokrasiyi, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü teşvik etme taahhüdünü destekliyor” ifadelerine yer verildi.

Honduras Devlet Başkanı Xiomara Castro 14 Mart’ta Twitter hesabından “(Dışişleri Bakanı) Şansölyle Eduardo Reina’ya, Hükümet Planı’na uyma ve dünya uluslarıyla uyum içinde sınırları serbestçe genişletme kararlılığımın bir işareti olarak, Çin Halk Cumhuriyeti ile resmi ilişkilerin tesis edilmesi talimatını verdim” açıklamasında bulunmuştu. Yerel medyaya konuşan Reina ise atılan adımın ideolojiden ziyade pragmatik olduğunu ülkesinin “boğazına kadar borç içinde olduğunu” ve yatırıma ihtiyaçları bulunduğunu ifade etmişti.

Çin ile diplomatik ilişkilerin başlatılması halinde Honduras, son yıllarda Çin lehine Tayvan ile ilişkilerini kesen Panama, El Salvador, Dominik Cumhuriyeti ve Nikaragua gibi diğer Latin Amerika ülkelerine katılacak.

Honduras ile Çin arasındaki ilişkiler, Honduras’ın Tayvan’ı devlet olarak resmen tanıması nedeniyle son yıllarda gerilimli bir sürece sahne olmuştu.

Honduras’ın da diplomatik ilişkiyi kesmesi halinde Tayvan’ı tanıyan ülke sayısı 13’e gerileyecek.ABD, Çin’in son yıllarda başta Afrika olmak üzere dünyanın birçok ülkesini “borç tuzağına çektiğini” iddia ediyor.

AMERİKA

Trump’ın zaferi Wall Street’in Çin stratejisine nasıl yansıyacak?

Yayınlanma

Sektör yöneticileri ve analistler, Donald Trump başkanlığında jeopolitik gerilimlere ilişkin endişeler nedeniyle daha fazla ABD finans şirketinin Çin’den geri çekilebileceğini, riskleri en aza indirmek için yerel birimleri kapatabileceğini veya genişleme planlarını askıya alabileceğini söyledi.

Çin anakarası, dünyanın ikinci büyük ekonomisi çift haneli ekonomik büyüme kaydederken, Wall Street yatırım bankaları ve büyük ABD varlık yöneticileri için pandemiden önceki on yılda genişlemek için karlı bir pazardı.

Ancak bu firmalar şimdi yeni ABD yönetimi altında Pekin ve Washington arasında daha da fazla ticari gerilim riskiyle karşı karşıya ve Çin birimleri zaten duraksayan ekonomik büyüme nedeniyle sarsılıyor.

Çarşamba günü büyük bir zafer kazanan Trump, seçim kampanyasında Çin’den ithal edilen mallara %60’ın üzerinde gümrük vergisi uygulanmasını ve Çin’in en çok kayrılan ülke statüsüne son verilmesini önermişti.

Analistler, ABD’nin Çin’e sermaye akışını ve bazı Çinli şirketlerle çalışan Amerikan finans şirketlerini daha sert hale getirmek için alabileceği önlemler konusunda da endişeler olduğunu söyledi.

Singapur merkezli danışmanlık şirketi Kapronasia’nın araştırma direktörü Joe Jelinek, Trump’ın Çin’e karşı muhtemelen daha sert bir duruş sergileyeceğini ve orada faaliyet gösteren ABD finans firmaları için düzenleyici riskleri artıracağını söyledi.

Reuters’a konuşan Jelinek, yeni veya artan gümrük vergileri ve sermaye kısıtlamalarının, artan inceleme ve potansiyel uyum sorunlarıyla karşılaşan Wall Street firmalarını Çin’e açılmaktan caydırabileceğini belirtti.

Jelinek, “Pekin’in kapılarını kapatmasından ziyade, Amerikan firmalarının bu riskleri azaltmak için Çin stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri muhtemeldir” dedi ve bunun yatırımların geri çekilmesine veya ertelenmesine yol açabileceğini sözlerine ekledi.

Büyük bir ABD finans şirketinin Çin’de lisanslı bir kuruluşunda çalışan üst düzey bir yönetici Reuters’a verdiği demeçte, şirketinin seçimden önceki aylarda genel merkezde birkaç tur “risk yönetimi toplantısı” yaptığını söyledi.

Konunun hassasiyeti nedeniyle ismini vermek istemeyen yönetici, Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünün bir sonucu olarak firmanın artık Çin’deki işini “kendi kendini idame ettiren” bağımsız bir işletme birimi haline getirmeye odaklandığını söyledi.

Yönetici, “Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesiyle birlikte Çin’de iş yapan ABD’li finans şirketlerinin önünde çok engebeli bir yol olacak” dedi.

Trump’ın hamlesi ve Pekin’in karşılığı önemli

Dealogic verilerine göre, ABD’nin ilk beş yatırım bankası – Goldman Sachs, Morgan Stanley, JPMorgan, Bank of America ve Citigroup 2024 yılında Çin yatırım bankası gelirlerinden 454 milyon dolar kazandı.

Veriler, bu rakamın 2023’teki 276 milyon dolarlık tam yıl gelirinden daha yüksek olduğunu, ancak 2020’deki 1,6 milyar dolarlık zirvenin oldukça altında olduğunu gösteriyor. Joe Biden’ın başkanlığında bile jeopolitik gerilimler bazı firmaların Çin stratejilerini yeniden düşünmelerine yol açtı.

Gavekal Dragonomics’in Çin araştırma direktör yardımcısı Christopher Beddor, ABD’li finans şirketlerinin ilk odak noktasının Trump’ın gümrük vergileri ve Pekin’in buna nasıl karşılık vereceği olacağını söyledi.

Beddor, “Bence ABD-Çin ilişkileri konusunda son yılların en büyük belirsizliği içindeyiz,” dedi ve ekledi: “Trump yönetiminde ABD-Çin ilişkilerinin hemen her alanında çok daha geniş bir olası sonuç yelpazesi var.”

Ancak ABD’li bir finans şirketinin Çin biriminin bir başka üst düzey yöneticisi, bazı Wall Street firmalarının Pekin’in yabancı firmalara daha fazla finansal pazar erişimi sağlamaya devam etmesinden yararlanmak isteyebileceğini söyledi.

“Araba kazalarından korktuğunuz için işe gitmeyi bırakmazsınız. Çok sık oluyor ama aşırı tepki vermediğimizden emin olmak istiyoruz,” diyen genel müdür, konunun hassasiyeti nedeniyle ismini vermekten kaçındı.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump’ın Ukrayna planı: NATO üyeliğinden vazgeçiş ve askerden arındırılmış bölge

Yayınlanma

Donald Trump’ın, Ukrayna’ya 20 yıl boyunca NATO’ya katılmama ve savaşın dondurulması karşılığında destek sözü verebileceği iddia ediliyor. Trump’ın danışmanları, askerden arındırılmış bir bölge oluşturulmasını ve ABD yerine Avrupa ülkelerinin barışı koruma sorumluluğunu üstlenmesini tartışıyor.

Wall Street Journal (WSJ) tarafından elde edilen bilgilere göre ABD Başkanı seçilen Donald Trump, Ukrayna’ya toprak tavizi vererek Rusya ile savaşı dondurma ve en az yirmi yıl boyunca NATO’ya katılmayı reddetme teklifinde bulunabilir.

Kaynaklara göre, savaşı sona erdirmek amacıyla böyle bir senaryo şu anda Trump’ın danışmanları tarafından tartışılıyor.

Bu plana göre, çatışmaların dondurulmasının ardından cephe hattı boyunca askerden arındırılmış bir bölge ilan edilecek. Ancak, bu bölgenin güvenliğinin kim tarafından sağlanacağı henüz belirsiz.

Aynı zamanda gazetenin görüşüne başvurduğu bir kaynak, Amerikan ya da Birleşmiş Milletler (BM) birliklerinin bu görevi üstleneceğini reddetti.

Buna karşılık, NATO üyeliğini reddetmesi karşılığında Trump, Ukrayna’ya silah tedarik etmeye devam etme taahhüdü veriyor.

Bir danışmanı şunları söyledi: “Ordularını eğitebilir ve başka destek sağlayabiliriz ama bu desteğin öncelikli olarak Avrupa ülkelerinden gelmesini bekliyoruz. Ukrayna’da barışı tesis etmek için Amerikalı askerleri göndermeyeceğiz ve bunun finansmanını üstlenmeyeceğiz. Bu görevi Polonya, Almanya, İngiltere ve Fransa’dan üstlenmelerini isteyin.”

AB, Trump’ın seçimleri kazanması durumunda Ukrayna için acil durum planları geliştiriyor

WSJ, Trump’ın henüz Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirme yönünde somut bir planı onaylamadığını vurguladı.

Eski bir Cumhuriyetçi ulusal güvenlik danışmanı ise Trump’ın kararını şahsen ve son anda vereceğini, bu nedenle kimsenin Trump’ın nasıl bir karar alacağını önceden tahmin edemeyeceğini belirtti.

Buna karşın, kaynaklar tarafından paylaşılan bu planın, seçilen Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in eylül ayında savaşa dair sunduğu çözüme benzediği ifade edildi.

Trump’ın bu bağlamda, Rusya’nın Ukrayna topraklarını elinde tutacağı, mevcut cephe hattı boyunca askerden arındırılmış bir bölge oluşturulacağı ve yeni bir çatışma durumunda Ukrayna’nın destekleneceği bir anlaşma önerebileceği öne sürüldü.

Ayrıca, Moskova’nın da Ukrayna’nın NATO dahil olmak üzere askeri ittifaklara katılmayacağına dair güvence alması bekleniyor.

WSJ‘ye göre, Trump’ın ikinci döneminde dış politika üzerinde etkili olmak isteyen farklı gruplar arasında yoğun bir yarış yaşanacak. Örneğin, savunma bakanlığı için adı geçen eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Rusya’nın zaferi olarak görünmeyecek bir çözüm için çaba gösterebilir.

Fakat Dışişleri Bakanlığı ya da Ulusal Güvenlik Danışmanlığı için en güçlü adaylardan biri olarak görülen Richard Grenell, toprak tavizleri vererek savaşı erken sonlandırmayı savunabilir.

Richard Haass: ABD, Ukrayna’da hedeflerini yeniden tanımlamalı

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump’ın 75 günlük geçiş ekibi

Yayınlanma

ABD’de başkanlık seçimlerinin sona ermesinin ardından şimdi seçilmiş başkan Donald Trump’ın 20 Ocak’taki yemin töreninden önce ekibini oluşturmak için önünde 75 günlük bir geçiş dönemi var.

Geçiş dönemi ekibinin önünde duran yapılacaklar listesinin en önemli maddelerinden biri de yaklaşık 4.000 kişilik federal devlet pozisyonlarına yeni atamalar yapmak olacak.

Geçiş süreci sadece atamaların yapılmasından ibaret değil. Seçilmiş başkanların çoğu geçiş sürecinde günlük ya da neredeyse günlük istihbarat brifingleri de alır.

Trump’ın geçiş ekibi, aralarında John F. Kennedy Jr. ve eski Demokrat başkan aday adayı Tulsi Gabbard’ın yanı sıra seçilmiş başkanın oğulları Donald Trump Jr. ve Eric Trump ile başkan yardımcısı JD Vance’in de bulunduğu arkadaşlarından ve aile üyelerinden oluşuyor.

Geçiş dönemi eş başkanları ise Cantor Fitzgerald CEO’su Howard Lutnick ve daha önce Trump’ın ilk döneminde Küçük İşletmeler İdaresini yöneten eski güreş yöneticisi Linda McMahon.

Lutnick bu yılki operasyonun, Chris Christie tarafından yönetilen 2016’dakinden “olabildiğince farklı” olduğunu söyledi. Sekiz yıl önce kazanmasının ardından Trump Christie’yi kovmuş, eski New Jersey valisinin yaptığı planları çöpe atmış ve geçiş sürecini yönetme görevini o zamanki Başkan Yardımcısı Mike Pence’e vermişti.

İlk döneminin başında Trump, daha ana akım Cumhuriyetçiler ve iş dünyası liderlerinden oluşan bir kabine kurmuş, fakat bu kişiler ya hayal kırıklığına uğramış ya da kendisiyle ilişkilerini kesmişlerdi. Trump bu kez sadakate mümkün olduğunca değer vereceğine dair söz verdi.

Demokrat aday Kamala Harris’in kampanyasının aksine Trump’ın ekibi, esasen federal hükümetin ev sahibi olarak hareket eden Genel Hizmetler İdaresi (GSA) ile seçim günü öncesi herhangi bir geçiş anlaşması imzalamadı.

Bu nedenle ofis alanı ve teknik destek gibi lojistik konularda GSA ile ve belgeler, çalışanlar ve tesisler de dahil olmak üzere kurumlara erişim konusunda Beyaz Saray ile anlaşmaya varmak için son tarihleri kaçırmış durumda.

Trump’ın göreve başladıktan sonra oluşturacağı kabinede ise belirsizlik hakim. Örneğin Beyaz Saray Özel Kalem Müdürlüğü için Trump kampanyası eş başkanı Susie Wiles’ın, Eski Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’nin ve Beyaz Saray eski iç politika danışmanı Brooke Rollins’in adı geçiyor. Adalet Bakanı olarak Louisiana Valisi Jeff Landry ve Missouri Senatörü Eric Schmitt’in; Ulusal Güvenlik ve istihbarat/CIA için Arkansas Senatörü Tom Cotton’ın, Eski Ulusal İstihbarat Direktör Vekili Richard Grenell’in, Florida Temsilcisi Mike Waltz’un adı geçiyor.

Dışişleri Bakanlığı gibi kritik bir görev içinse Florida Senatörü Marco Rubio ve Tennessee Senatörü Bill Hagerty’nin isimleri kulislerde dolaşıyor.

Elon Musk ve Robert F. Kennedy Jr. gibi isimler ise Başkan Trump’a danışmanlık yapacaklar.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English