Ortadoğu
İran: ABD savaşa dahil olursa yanıtımız sert olur

İran ile İsrail arasında 13 Haziran’da başlayan karşılıklı saldırılar bölgede tansiyonu yükseltmeye devam ederken ABD savaşa dahil olma sinyalleri veriyor. İran yönetimi ABD’yi böyle bir senaryoda sert yanıt vermekle tehdit etti.
İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdinde Daimî Temsilcisi Büyükelçi Ali Bahreyni, “Herhangi bir noktada ABD’nin İran’a yönelik saldırılarda doğrudan yer aldığı sonucuna varırsak ABD’ye yanıt vermeye başlayacağız” dedi.
Bahreyni, BM Cenevre Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliği (ACANU) üyesi gazetecilerle bir araya gelerek İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan çatışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İsrail rejiminin 13 Haziran’dan bu yana İran’a saldırılar düzenlediğini hatırlatan Bahreyni, “Bunlar sivil, kadın, çocuk, sivil altyapı hatta ülkemizdeki barışçıl nükleer tesislerini hedef alan İsrail saldırganlığıdır. Bu saldırılar sırasında çok sayıda çocuk ve kadın dahil, yüzlerce masum insan öldürüldü. Sadece İran’da değil, aynı zamanda bölgemizdeki insanların tehlikeli sızıntılara maruz kalması nedeniyle barışçıl nükleer tesislerimiz etrafında büyük bir tehlike var” diye konuştu.
Bahreyni, İsrail’in, ABD’nin yanı sıra birçok Batılı ülke tarafından finansal, lojistik ve askeri alanda desteklenmesini eleştirdi.
İsrail’in, İran’a sebepsiz yere saldırdığını belirten Bahreyni, “İsrail bu saldırılar sırasında sivilleri hedef alarak ayrımcılık, orantılılık ve saldırılar hakkında halkın bilgilendirilmesi ilkesini ihlal etti. İsrail, uluslararası hukukun ve insan haklarının tüm normlarını ihlal etti. İran, İsrail saldırılarına karşılık verme konusunda kararlı. Halkımızı, güvenliğimizi ve topraklarımızı savunmada hiçbir şüphe, tereddüt göstermeyeceğiz. Çok ciddi ve güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Şu anda yaptığımız da bu. Kendimizi savunmaktan başka bir şeye odaklanamayız” ifadelerini kullandı.
Bahreyni, ABD’nin, İsrail’in yaptıklarına ortak olduğuna işaret ederek “ABD olmadan İsrail hiçbir şey. İsrail ne yapıyorsa ABD’nin askeri ve istihbarat desteğiyle yapıyor. ABD’nin eylemlerini takip edeceğiz. Herhangi bir noktada ABD’nin İran’a yönelik saldırılarda doğrudan yer aldığı sonucuna varırsak ABD’ye yanıt vermeye başlayacağız” diye konuştu.
BM Güvenlik Konseyinin yanı sıra diğer uluslararası örgütlerin bu süreçte İsrail’in işlediği suçları durdurma konusunda başarısız olduğuna dikkati çeken Bahreyni, uluslararası kuruluşların varlık nedenlerini kaybettiklerini söyledi.
Bahreyni, İran’ın nükleer programının barışçıl olduğunu vurguladı.
“Kırmızı çizgilerimizin aşılması halinde buna yanıt gelecek”
AA’nın, “ABD Başkanı Donald Trump’ın son gerginliklere ilişkin açıklamalarını bir müdahale olarak mı görüyorsunuz” sorusuna Bahreyni, şu yanıtı verdi:
“Evet, ABD Başkanı dahil ABD yetkililerinin açıklamalarını izliyoruz. Bunları İran’a yönelik meydan okumalara karşı sorumsuz tavırlar olarak görüyoruz ve ABD’nin İran’a yönelik politikalarının son 40 yıldır düşmanca olduğuna inanıyoruz. Bu, yeni bir şey değil. ABD’nin İran’a yönelik tehditleri yeni bir şey değil. ABD’nin İran’a karşı düşmanca bir tavrı olduğu açık. İran, daha önce de ABD’nin kibirli politikalarına karşı duran ülkeydi. Trump’ın yaptığı açıklamalar tamamen dengesiz. Bu açıklamaları görmezden gelemeyiz.”
İran’ın kırmızı çizgilerinin olduğunu söyleyen Bahreyni, bunların aşılması halinde yanıt vereceklerini söyledi.
İsrail’in geçen cuma günü başlattığı geniş çaplı hava harekâtında, İran’ın nükleer programının kritik merkezleri ve üst düzey askeri yetkililer hedef alınmıştı. İran medyası, saldırılar sonrası başkent Tahran ve diğer büyük şehirlerden binlerce kişinin tahliye edildiğini bildiriyor.
ABD ise şu ana kadar doğrudan bir saldırı gerçekleştirmemiş olsa da İsrail’e yönelik füzeleri havada imha etmek gibi dolaylı savunma desteği sağlıyor. Pentagon, bölgeye ek savaş uçakları ve hava gücü takviyesi gönderdiğini açıklamıştı.
Pezeşkiyan’dan ulusal birlik vurgusu
ABD nükleer şartlarına boyun eğmesi için İran’a karşı elini yükseltirken İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, kabine toplantısında yaptığı konuşmada, ülkenin iç dayanışmasının dış tehditlere karşı en büyük güvence olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde yayımlanan açıklamaya göre Pezeşkiyan şöyle konuştu:
“Eğer halk bizimle birlikte olursa, hiçbir sorun ülkeyi tehdit edemez. Tüm adımlar ulusal birliği koruma yönünde atılmalıdır.”
Pezeşkiyan ayrıca, İsrail’in saldırıları sırasında İran’a destek mesajı ileten başta komşu ülkeler olmak üzere çok sayıda ülkeye teşekkür etti. Toplantı sonunda güvenlik önlemlerinin azami düzeyde tutulması ve tüm devlet yetkililerinin ilgili mercilerin talimatlarına uygun hareket etmesi istendi.
Tahran’da halk sokakta
İsrail’in saldırıları ve ABD’nin tehditlerine rağmen Tahran’da kalabalık gruplar, ülke yönetimine destek için Filistin Meydanı’nda toplandı.
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’in konutuna yakın bir yerde bulunan Filistin Meydanı’nda gece yarısı toplanan vatandaşlar Hamaney’in posterlerini ve İran bayraklarını taşıdı, İsrail ve ABD aleyhine sloganlar attı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın “Tahran’ı tahliye edin” tehdidine rağmen gösteriye bazı ailelerin çocuklarıyla gelmesi dikkati çekti. Bazı polis ve askerlerin de gösterilere katıldığı görüldü.
Hamaney: Siyonistlerle pazarlık yok
Öte yandan İran lideri Ayetullah Ali Hamaney de X hesabından yaptığı paylaşımda İsrail’in saldırılarına karşılık vermeye devam edeceklerini ve onlarla asla pazarlık yapmayacaklarını belirtti: “Terörist siyonist rejimle kararlılıkla mücadele edilmelidir. Siyonistlerle asla pazarlık yapmayacağız.”
Nükleer tesislerde hasar sınırlı
Çatışmaların doğrudan hedefi olan İran’ın nükleer altyapısına ilişkin de açıklamalar geldi. İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, devlet televizyonuna verdiği demeçte, “Nükleer tesislerin durumu iyi. Çalışanların morali yüksek” dedi.
Kurum sözcüsü Behruz Kemalvendi ise geçen günlerde yaptığı açıklamada, Kum kentindeki Fordo Nükleer Tesisi’ne düzenlenen saldırı sonrası küçük çapta hasar oluştuğunu, ancak herhangi bir nükleer sızıntı yaşanmadığını ifade etmişti. İsfahan’daki Natanz Nükleer Tesisi ise saldırıda daha fazla etkilenmiş, ancak burada oluşan nükleer kirliliğin tesis dışına yayılmadığı açıklanmıştı.
Ortadoğu
Husilerin ablukasındaki Eilat Limanı kepenk indiriyor

İsrail’in güneyindeki Eilat Limanı Yemen’deki Ensarullah Hareketi (Husiler) uyguladığı deniz ablukası ve biriken borçlar nedeniyle önümüzdeki günlerde tamamen kapanacak. İsrail Limanlar ve Denizcilik Otoritesi, Eilat Limanı’ndaki tüm operasyonların 20 Temmuz itibarıyla durdurulacağını duyurdu.
İsrail basını limanın içinde bulunduğu durumu “dramatik bir adım” olarak nitelendirirken, gelişmenin Kızıldeniz’deki İsrail deniz lojistiğini zayıflatabileceği belirtildi. Liman “borç batağında” olarak tanımlandı.
Eliat Limanın kapatılması, Gazze savaşının başından bu yana İsrail donanmasının Eilat tesislerinden aldığı lojistik desteği de kesebilir.
İsrail’den yayın yapan ekonomi haber sitesi Globes’a göre Eilat Belediyesi, yaklaşık 700 bin şekel (200 bin doları aşan) vergi borcunu ödeyemediği için limanın banka hesaplarına el kondu.
İsrail Ulusal Acil Durum Yönetimi’nin Globes tarafından ele geçirilen bir yazışmada şu bildirimi yer aldı: “Eilat Limanı’nın operasyonlarını durdurması ve devam eden kriz sonucu içine düştüğü ekonomik durum nedeniyle, Eilat Belediyesi liman yönetimine, belediyeye olan mali borçları nedeniyle tüm banka hesaplarına haciz koyduğunu bildirmiştir.”
Ancak The Marker gazetesine göre Eilat Limanı’nın toplam borcu birkaç milyon şekeli buluyor.
Limanın faaliyetleri, Husilerin Kasım 2023’te İsrail’e yönelik başlattığı deniz ablukasından bu yana neredeyse tamamen durmuş durumda. İsrail’e ithal edilen araçların yarısı normalde Eilat Limanı’nda boşaltılıyordu. Ancak şimdi yükler başka limanlara yönlendiriliyor.
2023 yılında Eilat’a 130’dan fazla gemi yanaşmışken, bu sayı 2024’te 16’ya düştü. 2025 yılının başından Mayıs ortasına kadar ise limana yalnızca altı gemi yanaşabildi.
The Marker, limanın kapanmasının “halen devam eden fosfat ihracatı ve donanma gemilerine hizmet gibi sınırlı faaliyetleri de durduracağına” dikkat çekti. Haberde ayrıca, “Husi tehdidi ortadan kaldırılmadan ve Kızıldeniz’deki seferler yeniden başlamadan limanın tam kapasiteyle çalışamayacağı” vurgulandı.
Husi tehdidi altındaki Eilat Limanı geçen yıl kitlesel işten çıkarmalara sahne oldu. Gazze savaşının ilk dört ayında ve ablukanın ikinci ayında limanın gelirleri yüzde 80 oranında düştü.
Husilerin İsrail’e yönelik deniz operasyonları son haftalarda yeniden tırmandı. Middle East Eye (MEE) ile konuşan kaynaklara göre, “İsrail, Kızıldeniz’de arka arkaya gerçekleşen Husi saldırılarının Hayfa limanındaki trafiği olumsuz etkileyebileceği endişesiyle, İsrail ile dolaylı bağlantısı olan gemilerin savaş riski sigortası durumuyla ilgili olarak deniz sigorta şirketlerine başvurdu.”
Kaynaklardan biri “Piyasada şu anda İsrail’le dolaylı bağı bile olan gemilerin sigorta kapsamında olup olmaması gerektiğine dair büyük bir tartışma var. Bu durum İsrail için iyi değil, imaj açısından zarar verici. İsrailliler sigortacılar ve nakliye firmalarıyla iletişime geçti” dedi.
Bu ayın başlarında, Yemen ordusu İsrail’e uğrayan veya giden iki Yunanistan’a ait Liberya bayraklı gemiyi batırdı. 7 Temmuz’da ise İsrail, Yemen’e yönelik geniş çaplı hava saldırıları gerçekleştirdi. Tel Aviv bu saldırının “Kara Bayrak Operasyonu” adı verilen yeni bir askeri kampanyanın başlangıcı olduğunu açıkladı. Aynı gün Husiler, İsrail’e ait çeşitli hedeflere yönelik geniş çaplı füze ve İHA saldırısı düzenledi.
İsrail basınında çıkan haberlere göre Tel Aviv, Washington’a Yemen’e karşı yeni bir askeri saldırı başlatması ve Husilere karşı geniş bir uluslararası koalisyon kurulması yönünde baskı yapıyor. İsrail devlet televizyonu KAN’a göre, Yemen’den gelen saldırılar “artık yalnızca İsrail’in sorunu olarak kalamaz.”
ABD’nin Yemen’e karşı başlattığı saldırılar ise Mayıs ayında sona ermişti. ABD yaklaşık 1 milyar dolarlık mühimmat harcamasına rağmen Sana yönetiminin askeri kapasitesini etkileyemedi.
Varılan ateşkes anlaşması Husilerin İsrail’e yönelik İHA ve füze saldırılarını durdurmayı kapsamıyordu.
Ortadoğu
İsrail, savunma bütçesini 12,5 milyar dolar değerinde artırdı

İsrail Maliye Bakanlığı, 2025-2026 döneminde Savunma Bakanlığının talebi olan 42 milyar İsrail şekeli (yaklaşık 12,5 milyar dolar) değerindeki ek savunma bütçesini onayladı.
İsrail Maliye Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, İsrail’in devam eden saldırılarının doğurduğu ihtiyaçlar doğrultusunda ek savunma bütçesi onaylandı.
Maliye Bakanlığının İran’a düzenlenen ve İsrail’in Gazze’de genişlettiği saldırılar karşısında Savunma Bakanlığının talebi üzerine 2025-2026’da savunmaya ek 12,5 milyar dolar bütçe sağlayacağı aktarıldı.
İsrail’in 2025 bütçesindeki yaklaşık 32,4 milyar dolarla en büyük kalem savunma bütçesi böylece yaklaşık üçte bir oranında artırıldı.
Savunma Bakanlığı Genel Müdürü Tümgeneral Amir Baram, bu adımın bakanlığın harcanan silah ve mühimmat stoklarını yeniden doldurmasına olanak sağlayacağını söyledi.
Bakanlıkların ortak basın açıklamasında, bu bütçe artışının “ulusal güvenlik için kritik olan acil ve temel tedarik anlaşmalarının” yapılmasını mümkün kılacağı belirtildi.
Açıklamada ayrıca, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun talimatıyla 2027’den itibaren uzun vadeli bir savunma yapılandırma planının geliştirileceği, bunun da “uzaktaki tehditlere karşı hazırlığı ve teknolojik üstünlüğü güçlendirmeyi” amaçladığı ifade edildi.
Savunma bütçesinin denetimine ilişkin mekanizmaların da güçlendirileceği kaydedildi.
Bakanlardan destek
Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Savunma Bakanı Israel Katz ve Maliye Bakanlığı Genel Müdürü Ilan Rom savunma harcamalarındaki artışı memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı.
Savunma Bakanı Katz, “Önümüzdeki meydan okumalar karmaşık hem yakın hem uzak cephelerde, bizi yok etmeyi açıkça dile getiren düşmanlarla karşı karşıyayız. Bu nedenle mutlak askeri, teknolojik ve operasyonel üstünlük gerekiyor” dedi.
İsrail basınındaki haberlere göre ek bütçeyi başlangıçta onaylamak istemeyen Maliye Bakanlığı, İsrail ordusunu “keyfi harcama yapmakla” suçlamıştı.
İsrail hava savunma füzesi üretimine hız veriyor
İsrail Savunma Bakanlığı, ayrıca yerli üretim hava savunma sistemi Arrow-3 füze üretimi için İsrail Uzay Havacılık İdaresine (IAI) sipariş verdi.
Savunma Bakanlığı, verdiği yeni siparişin boyutuna ilişkin bilgi paylaşmadı ancak yapılan açıklamada “önemli miktar” bilgisi yer aldı.
İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan 12-24 Haziran tarihleri arasındaki çatışmalarda, İsrail üretimi Arrow-3 hava savunma sistemi, İran’dan fırlatılan balistik füzelerin önlenmesinde yoğun biçimde kullanılmıştı.
Arrow-3 hava savunma sisteminin bir füzesinin 2-3 milyon dolar maliyete ulaştığı belirtiliyor.
Ortadoğu
NBC: Üç nükleer tesis vuruldu; sadece biri ciddi zarar gördü

NBC News’in mevcut ve eski ABD’li yetkililere dayandırdığı haberine göre, Haziran ayında ABD’nin İran’a yönelik düzenlediği saldırılarda üç nükleer tesis hedef alındı ancak yalnızca birinde ciddi tahribat yaratıldı.
Haberde, ABD’li yetkililerin Fordo’daki nükleer tesise yapılan saldırının başarılı olduğunu ve zenginleştirme kapasitesini yaklaşık iki yıl geriye ittiğine inandığı belirtildi. Bu değerlendirme, görevde olan iki yetkiliye dayandırıldı.
ABD’nin hedef aldığı diğer iki tesisin ise ciddi zarar görmediği ve yalnızca sınırlı ölçüde işlevsiz hale geldiği, İran’ın isterse önümüzdeki birkaç ay içinde zenginleştirme faaliyetlerine yeniden başlayabileceği ifade edildi.
ABD istihbaratı, Trump’ın İran’ın nükleer programının yok edildiği iddiasını yalanladı
Reuters, NBC’nin haberini bağımsız olarak doğrulayamadı. Beyaz Saray da Reuters’ın yorum talebine yanıt vermedi.
NBC’ye konuşan Beyaz Saray Sözcüsü Anna Kelly, “Başkan’ın da söylediği ve uzmanların doğruladığı gibi, İran’ın nükleer kapasitesi tamamen yok edildi” dedi.
Pentagon Sözcüsü Sean Parnell ise NBC’ye yaptığı açıklamada, “Başkan Trump netti ve Amerikan halkı bunu biliyor: İran’ın Fordo, İsfahan ve Natanz’daki nükleer tesisleri tamamen yok edildi. Bu konuda herhangi bir şüphe yok” ifadelerini kullandı.
ABD Savunma İstihbarat Ajansı’nın haziran ayında yaptığı ilk değerlendirme, saldırıların İran’ın nükleer programını yalnızca birkaç ay geciktirmiş olabileceğini yönündeydi. Ancak Trump yönetiminden yetkililer bu değerlendirmenin “düşük güvenirlikli” olduğunu ve İran’ın nükleer altyapısının ağır şekilde zarar gördüğünü gösteren yeni istihbaratlarla çürütüldüğünü iddia etti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi de, Fordo tesisine yönelik saldırının “ağır hasara” yol açtığını açıklamıştı.
İran’ın Fordo nükleer tesisi ABD’ye ait B-2 hayalet bombardıman uçakları tarafından, her biri 12 adet GBU-57 bunker-buster (sığınak delici) bomba ile vurulmuştu. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dan Kane, her bir hedef noktaya önce iki bombanın beton kaplamaları delmek için, ardından beşer bomba daha yönlendirildiğini açıklamıştı.
-
Ortadoğu1 hafta önce
Trump’ın Ankara ve Şam’daki jokeri: Thomas Barrack kimdir?
-
Görüş2 hafta önce
Kazananı Olmayan Kontrol Edilebilir Bir Çatışma
-
Görüş2 hafta önce
Küresel savaş ekonomisinin aleni beyanı: Lahey’deki NATO Zirvesi Sonuç Bildirgesi
-
Dünya Basını2 hafta önce
Vergi Cennetleri: Birleşik Krallık’ın Küresel Mali İmparatorluğu
-
Asya2 hafta önce
Güney Kore, tarihindeki en büyük savunma anlaşması için görüşmeleri tamamladı
-
Asya2 hafta önce
Güney Kore Devlet Başkanı Lee, Çin ve Rusya ile ilişkilerini ‘hızla’ iyileştireceğini söyledi
-
Asya1 hafta önce
Paşinyan, Ermeni Kilisesi’ni ‘özgürleştireceğini’ ilan etti
-
Dünya Basını1 hafta önce
Çalışanları kovan şirketler yapay zekanın hatalarını düzeltmek için servet ödüyor