Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

İsrail, UAD kararından sonra yasadışı yerleşimlere sert yaptırımlar bekliyor

Yayınlanma

İsrail’e destek veren bazı ülkeler, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) geçen Cuma Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki işgali hukuksuz olarak nitelendiren görüş bildirmesinin ardından, önümüzdeki birkaç gün içinde yasadışı yerleşim girişiminde bulunan kişi ve kuruluşlara yönelik yaptırımlarını sertleştirmeyi planlıyor.

Haaretz’de yer alan habere göre üst düzey İsrailli yetkililer, aralarında ABD, İngiltere, Fransa ve Kanada’nın da bulunduğu, halihazırda yaptırım uygulayan ülkelerin yeni yaptırımlar getireceğine inandıklarını söyledi. Şimdiye kadar harekete geçmeyen diğer ülkelerin de kendi yaptırımlarını uygulamaya koymaları bekleniyor.

Habere göre yeni yaptırımlarda sadece UAD’nin kararı değil, aynı zamanda Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in Savunma Bakanlığı görevindeyken Batı Şeria yerleşimlerini etkin bir şekilde ilhak etmeyi amaçlayan önlem ve açıklamaların da etkisi var.

Konuyla ilgili görüşmelere katılan üst düzey bir yetkili Haaretz’e yaptığı açıklamada “Bu konuda harekete geçen tüm ülkeler şimdi, son aylarda gördüklerimizden daha ağır olacak ek adımlar atmayı planlıyor. Önümüzdeki yaptırımlar öncekilerden daha acı verici olacak” dedi.

ABD Başkanı Joe Biden’ın, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun koalisyonundaki iki aşırı sağcı partinin liderleri olan Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’e yönelik yaptırımları değerlendirdiği iddia edilmişti.

İddia ile ilgili Haaretz’e konuşan ABD’li bir yetkili “Böyle bir karar alınmadı ama ilgili yerlerde konuşuluyor. Geçmişte Beyaz Saray bu fikre kararlılıkla karşı çıkıyordu ama bugün aksini söyleyen etkili kişiler var” dedi.

Aynı durum, kısa bir süre önce Gazze Şeridi’ne insani yardım taşıyan kamyonları engelleyen Tzav 9 örgütüne karşı yaptırım kararı alan AB için de geçerli. AB, UAD kararının ardından şimdi daha ciddi tedbirler almayı değerlendiriyor.

AB’nin Avrupa Dış Eylem Servisi Yaptırımlar Bölümü, İsrailli insan hakları avukatı Eitay Mack’a gönderdiği bir mektupta üst düzey İsrailli yetkililerle ilgili bilgileri incelediklerini söyledi ancak herhangi bir isim vermedi.

Haaretz’e konuşan üst düzey bir Avrupalı diplomat, ABD’nin Smotrich ve Ben-Gvir’e yaptırım uygulaması halinde “AB’nin bu konuda geride kalmayacağını” söyledi.

İngiltere Dışişleri Bakanı geçen hafta ülkeyi ziyareti sırasında görüştüğü İsrailli liderleri, Smotrich’in Batı Şeria politikalarının yerleşim hareketiyle bağlantılı kişi ve kuruluşlara karşı daha fazla yaptırım uygulanmasına yol açacağı konusunda uyardı.

Öte yandan İsrail’in Doğu Asya’daki en büyük dostlarından biri olan Japonya hükümeti, önümüzdeki birkaç gün içinde İsrail’de Filistinlilere karşı şiddet uygulayan bir dizi aşırı sağcıya karşı yaptırım kararı almayı planlıyor. Haaretz’e konuşan İsrailli yetkili, “Japonya örneği önemli, çünkü bir eğilimi gösteriyor- şimdiye kadar İsrail’e bu tür bir baskı uygulamakta rol almayan ülkeler bile artık partiye katılıyor” uyarısında bulundu.

Hükümet, Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın ABD başkanlık seçimlerini kazanması halinde, ABD yaptırımlarının çoğunu ya da tamamını tersine çevireceğini umuyor. Ancak Trump seçimi kazansa bile Biden yönetimi altı ay daha görevde kalacak ve bu süre zarfında ek yaptırımlar uygulayabilecek.

Dahası, Trump yönetimi Biden yaptırımlarını tersine çevirmek için harekete geçse bile AB ve üye ülkelerin ya da İngiltere’nin kararlarını etkilemesi beklenmiyor.

UAD geçen hafta cuma BM Genel Kurulu’nun talebi üzerine İsrail’in Filistin’i işgali, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki ilhak uygulamaları, Doğu Kudüs’ün statüsünü değiştirme çabaları, apartheid ve ayrımcı uygulamaların hukuka aykırılığı, bunların başta İsrail olmak üzere tüm devletler ve uluslararası kuruluşlar açısından doğuracağı sonuçlar hakkındaki kanaatini açıklamıştı.

İsrail’in Filistin topraklarındaki ilhak uygulamalarının “hukuka aykırı” olduğunu ifade eden UAD İsrail’in bir an önce, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki işgaline son vermesi gerektiğini söyledi.

DİPLOMASİ

G7 bildirisinin hedefinde İran var

Yayınlanma

Reuters tarafından görülen nihai taslak bildiriye göre, önde gelen Batılı devletlerin dışişleri bakanları perşembe günü İran’ın “keyfi gözaltı ve yabancı suikast girişimlerini giderek artan bir şekilde baskı aracı olarak kullanmasının yarattığı tehdit” konusunda uyarıda bulundu.

ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada’dan oluşan G7 ülkeleri yaptıkları açıklamada Tahran’ın “Orta Doğu’daki istikrarsızlığın başlıca kaynağı” olduğunu iddia ederek ülkenin nükleer programı konusunda diplomasiyi yeniden başlatmaya çağırdı.

Taslak bildiride, Filistin sorununa iki devletli çözümün de bahsi geçmedi ve metnin daha önceki taslaklarında bunun önemini vurgulayan dil terk edildi.

Üyeler bunun yerine “Filistin halkı için siyasi bir ufkun” gerekliliğini vurguladı ve Gazze’ye “engelsiz insani yardımın” yeniden başlaması ve kalıcı bir ateşkes için desteklerini yeniden teyit etti.

Diplomatlar tarafından onaylanan nihai taslağın cuma günü ilerleyen saatlerde bakanlar tarafından da kabul edilmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

NATO Genel Sekreteri Rutte: Savaş sonrası Rusya ile ilişkiler yeniden kurulmalı

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki savaş sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin normalleştirilmesi gerektiğini belirtti. Rutte, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltmasına rağmen transatlantik ittifakı bir arada tutmaya çalışırken, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını artırması ve askeri konumlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki çatışmalar sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin zamanla normalleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Rutte, Bloomberg TV‘de Annmarie Hordern’e verdiği mülakatta, “Savaş Avrupa için bir şekilde durmuş olursa, adım adım, ABD için de adım adım Rusya ile normal ilişkileri yeniden kurmak normal olur,” dedi.

Ancak Rutte, henüz o noktada olmadıklarını ve Rusya’nın müzakereleri ciddiye almasını sağlamak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeleri gerektiğini ifade etti.

Son haftalarda yoğun bir diplomasi yürüten Rutte, Başkan Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltması ve ABD’nin Avrupa’daki geleneksel güvenlik rolünden çekileceğine işaret etmesiyle ittifakı bir arada tutmaya çalışıyor.

Bu sürpriz hamle, Avrupa ülkelerini savunma harcamalarını artırmaya ve askeri konumlarını yeniden düşünmeye sevk etti.

Rutte, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya geldi ve ikili, Ukrayna’da ABD’nin arabuluculuğunda potansiyel bir ateşkesi görüştü. Avrupa’nın müzakerelerde büyük ölçüde dışlanması, kıtadaki pek çok lideri rahatsız etti.

Devam eden görüşmeler hakkında konuşan Rutte, “Amerikan yönetimi ve elbette Ukraynalılarla ciddi görüşmelere girmeye hazır olduklarından emin olmak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeliyiz,” ifadesini kullandı.

Rutte’nin en büyük görevi, Trump’ın üyelerin savunmaya yeterince harcama yapmayarak Washington’ı istismar ettiği yönündeki yaygın eleştirileri arasında ABD’nin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) bağlılığını sürdürmesini sağlamak.

Trump daha önce ABD’yi askeri ittifaktan çekmekle tehdit etmişti.

Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin Oval Ofis’teki televizyonda yayınlanan tartışmasının ardından Rutte, ABD’nin Ukrayna için yaptığı her şeyi överken, Ukraynalı lidere ilişkileri düzeltme çağrısında bulundu.

NATO, haziran ayındaki bir sonraki zirvede üyelerinin savunma harcamaları hedefini en az yüzde 3’e çıkarmaya çalışacak.

Trump, müttefiklerin yüzde 5 harcama yapmasını talep etti; bu, yaygın olarak gerçekçi olmayan ve ABD’nin bile karşılamadığı bir hedef.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

İtalya, Ukrayna konusunda Trump ile ortak zemin arıyor

Yayınlanma

İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto perşembe günü yaptığı açıklamada, Başbakan Giorgia Meloni’nin partisinin Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Çarşamba günü Ukrayna ile ilgili olarak aldığı kararı desteklemediğini belirterek “Amerikalılara karşı olan bir şeye oy vermeyeceklerini” söyledi.

AP’deki Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) grubunda bulunan Meloni’nin partisi Fratelli d’Italia (İtalya’nın Kardeşleri – FdI)) ilk kez Ukrayna’ya “tereddütsüz ve koşulsuz” desteği teyiteden bir karar tasarısını desteklemekten kaçındı.

ECR Eş Başkanı Nicola Procaccini, kararın olası bir ateşkes görüşmeleri de dahil olmak üzere son dönemdeki diplomatik değişimleri yansıtmadığını gerekçe göstererek oylamayı ertelemeye çalışmıştı.

Nihayetinde FdI, modası geçmiş bir kararı desteklemenin “Ukrayna’ya yardım etmek yerine ABD’ye karşı nefreti körükleyeceğini” savunarak çekimser kaldı.

Bu hamle Meloni’nin bir yandan Ukrayna’yı desteklerken diğer yandan ABD ile bağlarını korumak gibi hassas bir dengeyi gözettiğinin altını çiziyor.

Meloni, cumartesi günü Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer tarafından düzenlenecek zirveye katılıp katılmayacağına henüz karar vermedi.

Partisi içindeki kaynaklar, zirvenin Kiev’deki savunma operasyonları için Ukrayna’ya “gönüllü” ordular gönderilmesine odaklanması halinde İtalya’nın katılmayacağını, zira ülkenin yalnızca BM barış gücü yetkisi altındaki operasyonları destekleyeceğini öne sürüyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English