Bizi Takip Edin

Ortadoğu

İsrail’in müzakere tehdidi: Gazze işgali genişleyecek

Yayınlanma

Ateşkes müzakerelerinde sınırlı ilerleme sağlanırken, İsrail Hamas’a baskı kurmak için böyle “Gazze işgali genişleyecek” diye tehdit ediyor. Bu tehdidin hazırlığın, Hamas’a baskı kurmak ve İsrail’in şartlarını kabul ettirmek amacıyla yürütülen bir taktik olduğu değerlendiriliyor.

Reuters’a konuşan iki Mısırlı güvenlik kaynağı, Kahire’de yürütülen Gazze ateşkes görüşmelerinde “önemli bir ilerleme” sağlandığını belirtti. Uzun vadeli ateşkese dair genel bir uzlaşı olduğu ifade edilirken, Hamas’ın silahsızlandırılması gibi başlıklarda hâlâ ciddi görüş ayrılıkları bulunduğu vurgulandı.

The Times of Israel’e konuşan bir İsrailli yetkili ise, “Mısırlıların söylediği her şey doğru değil” diyerek, ateşkesin süresi ve Hamas’ın geleceği gibi temel konularda hâlâ uzlaşmadan uzak olduklarını söyledi. Hamas ise daha önce defalarca silah bırakmayacağını açıklamıştı.

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Doha’da yürütülen görüşmelerde ateşkes konusunda ilerleme kaydedildiğini, ancak savaşın nasıl sonlandırılacağı konusunda henüz uzlaşma olmadığını ifade etti. Katar’a göre Hamas, İsrail’in savaşı bitireceğine dair garanti vermesi halinde elindeki tüm İsrailli rehineleri serbest bırakmaya hazır. Ancak İsrail tarafı, bu talebe karşılık net bir çözüm planı sunmuyor.

İşgali genişletme için hazırlıklar tamam

İsrail basını, Hamas’la yürütülen rehine müzakerelerinin tıkanması durumunda, Gazze’de kara işgalinin genişletileceğini yazdı.

Yedioth Ahronoth’a konuşan bir İsrailli savunma yetkilisi, müzakerelerde ilerleme sağlanamaması nedeniyle hükümetin çatışmaları tırmandırmaya karar verdiğini bildirdi. Bakanlar, kara operasyonunun derhal genişletilmesi yönünde baskı yaparken, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, diplomatik yolların tamamen tüketilmesinden yana tutum sergiledi.

İsrail, Mısır’ın aracılığıyla Hamas’tan gelen ve 5 ila 7 yıllık bir ateşkes karşılığında tüm rehinelerin serbest bırakılmasını öngören son teklifi de reddetti. İsrailli kaynaklar, şu anda rehinelerin iadesini sağlayacak gerçekçi bir alternatif bulunmadığını belirtti. “Hâlâ rehineleri kurtarmak için tüm yolları denemek istiyoruz, ama sabrımız sınırsız değil,” ifadeleri kullanıldı.

Yedek askerler yeniden göreve çağrılabilir

Geçtiğimiz hafta yapılan güvenlik kabinesi toplantısında bazı bakanlar, belirli bir takvime kadar rehine anlaşması sağlanamazsa İsrail’in “karar aşamasına” geçmesi gerektiğini savundu. Bu aşama; binlerce yedek askerin göreve çağrılmasını, birkaç askeri tümenin Gazze’ye sevk edilmesini ve daha ağır silahların devreye sokulmasını kapsıyor.

Senaryolara göre, Gazze’nin stratejik bölgeleri kontrol altına alınarak Hamas’a doğrudan baskı uygulanması hedefleniyor. İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in geçtiğimiz hafta bu planlara fiilen onay verdiği bildirildi. İsrail devlet televizyonu KAN ise, ordunun Refah ile Morag Koridoru arasında yeni bir insani bölge kurma hazırlığında olduğunu aktardı.

İçeride eleştiriler büyüyor

İsrail’in kara harekâtı planları içeride de ciddi eleştirilerle karşılaşıyor. Rehine Aileleri Forumu, “Neden aynı şeyi yapıp farklı bir sonuç bekliyoruz? Gazze bataklığında neden daha da derine giriyoruz” sözleriyle hükümete tepki gösterdi.

Kanal 12 televizyonu ise genişletilmiş bir harekâtın, zaten yorgun düşmüş yedek askerlerin yükünü artıracağı ve esirlerin durumunu daha da kötüleştireceği değerlendirmesinde bulundu.

Zaten yaklaşık 10 bin asker açığı bulunan İsrail ordusu, bu yükü hafifletmek için erkek askerlerin zorunlu hizmet süresini dört ay uzatmıştı.

Haaretz gazetesine konuşan üst düzey komutanlar, yedek asker çağrılarına katılımın %50 oranında düştüğünü açıkladı.

Operasyonlar sürüyor

İsrail, Ocak ayında çöken geçici ateşkesten sonra 18 Mart’ta Gazze’deki operasyonlara yeniden başlamış, Hamas kalan rehineleri serbest bırakana kadar baskının süreceğini açıklamıştı. Şu anda hayatta olduğu tahmin edilen İsrailli rehinelerin sayısının 24 olduğu belirtiliyor.

Ortadoğu

İsrail Meclisi’nin feshi için kritik gün: Hükümet ne yapacak?

Yayınlanma

Netanyahu’nun koalisyonu askerlik muafiyeti nedeniyle kriz içindeyken muhalefet İsrail Meclisi’nin feshi için harekete geçti. Parti liderleri erken seçimin yolunu açmak amacıyla İsrail Meclisi’nin feshi için yasa teklifini bugün oylamaya sunacaklarını duyurdu.

Muhalefet partileri, Meclis’te yaptıkları toplantı sonrası yayımladıkları ortak açıklamada, Meclis’in feshedilmesine ilişkin yasa teklifini bugünkü oturumda gündeme alacaklarını açıkladı. Açıklamada, “Karar oy birliğiyle alınmıştır ve tüm muhalefet gruplarını bağlamaktadır. Ayrıca tüm muhalefet gruplarının koordinasyonuyla diğer yasa tekliflerinin gündemden çekilmesine ve tüm gücün hükümeti devirmeye odaklanmasına karar verilmiştir” denildi.

ABD’li elçi, İsrail koalisyon hükümeti çökmesin diye devrede

Süreci yavaşlatma hamleleri bekleniyor

Muhalefetin bu hamlesi karşısında hükümetin, süreci yavaşlatmak amacıyla gündemi kendi yasa teklifleriyle doldurarak oylamayı ertelemeye çalışması bekleniyor. Teklifin yasalaşabilmesi için bugünkü ön oylamanın ardından üç aşamalı genel kurul oylamasından daha geçmesi gerekiyor.

Başbakan Netanyahu liderliğindeki sağ blok koalisyonu, 120 sandalyeli Meclis’te 68 sandalyeye sahip. Muhalefetin fesih önerisinin ilerleyebilmesi için özellikle ultra-Ortodoks partiler olan Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği’nin desteği kritik.

Her iki parti, hükümetin, dini eğitim gören yeshiva öğrencilerine askerlik muafiyeti sağlayacak yasa teklifini Meclis’ten geçirememesi nedeniyle fesih oylamasında “evet” oyu vereceklerini kamuoyuna açıkladı. Ancak perde arkasında özellikle Şas Partisi’nin, oylamanın ertelenmesi ve hükümetin düşmesini engellemek için yoğun çaba gösterdiği bildiriliyor.

Netanyahu duruşmadan erken ayrıldı

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Başbakan Netanyahu’nun Tel Aviv’de devam eden yolsuzluk davasındaki çapraz sorgusu da beklenmedik şekilde erken sona erdi. Netanyahu’nun, ifadenin başlamasından yaklaşık bir saat sonra kendini iyi hissetmediğini söyleyerek duruşmadan ayrıldığı açıklandı.

Netanyahu’nun gün içinde krizleri yatıştırmak için yoğun diplomatik temaslarda bulunması bekleniyor. Özellikle ultra-Ortodoks partilerin desteğini kaybetmesi, erken seçimin yolunu açabilecek en büyük tehdit olarak öne çıkıyor.

Erken seçim olasılığı

Fesih yasası bugünkü ön oylamada kabul edilirse, yürürlüğe girmesi için Meclis’te üç oylamadan daha geçmek zorunda. Ancak ultra-Ortodoks partiler hükümetten desteğini çekmezse muhalefetin erken seçim hamlesi şimdilik başarısız olabilir. Tüm gözler hem Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliğinin oylamadaki tavrında, hem de Netanyahu’nun gün içinde atacağı siyasi adımlarda.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İran, UAEA’yı nükleer sırlarını İsrail’e sızdırmakla suçladı

Yayınlanma

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı (UAEA), nükleer programıyla ilgili hassas bilgileri ve suikasta kurban giden bilim insanlarının isimlerini İsrail’e sızdırmakla suçladı. Tahran yönetimi, misilleme olarak İsrail’in gizli nükleer arşivini ele geçirdiğini ifade ederken, UAEA ise İran’ı kendi nükleer faaliyetleri hakkında yanlış bilgi vermekle itham etti.

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı (UAEA), Tahran ile kurum arasındaki “hassas bilgiler” içeren gizli yazışmaları gizli kanallar aracılığıyla İsrail istihbarat servislerine iletmekle suçladı.

Fars ve IRNA haber ajanslarının 10 Haziran’da İranlı istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberlere göre, UAEA’nın daha sonra öldürülen İranlı nükleer fizikçilerin isimlerini de İsrail’e ifşa ettiği iddia edildi.

Fars ajansına konuşan bir kaynak, “Bu durum, UAEA’nın tarafsız bir rol oynamak yerine Siyonist rejimin çıkarlarına hizmet eden bir araca dönüştüğünü açıkça göstermektedir,” ifadelerini kullandı.

Ajansa göre, İran Dışişleri Bakanlığı’nın “bu ağır ihlallere yanıt olarak kararlı diplomatik adımlar” atması bekleniyor.

İran İstihbarat Bakanı İsmail Hatib ise 8 Haziran’da devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, bakanlığının düzenlediği bir operasyonla İsrail’in gizli bir arşivini ele geçirdiğini ve bizzat İsrail’in nükleer programına ilişkin “binlerce sayfalık” belgeye ulaştığını duyurdu.

Hatib, İran’ın artık İsrail’in ABD, Avrupa ülkeleri ve diğer devletlerle nükleer alandaki işbirliğine dair veriler de dahil olmak üzere “Siyonist rejimin stratejik, operasyonel ve bilimsel istihbarat bilgilerinden oluşan zengin bir hazineye” sahip olduğunu belirtti ve bu belgeleri yakında yayınlama sözü verdi.

Bu açıklamanın ertesi günü İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi, İsrail’in İran’a karşı bir saldırganlık eyleminde bulunması halinde bu ülkenin gizli nükleer tesislerine saldırı düzenlemekle tehdit etti.

Hamaney’den Trump’a nükleer anlaşma resti

UAEA’dan İran’a karşı suçlama

Diğer yandan, UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi, ajansın yönetim kurulu toplantısı öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, İran makamlarının İsrail’in nükleer programıyla ilgili belgeler hakkındaki açıklamalarının, muhtemelen Tel Aviv’in 20 km güneyinde bulunan Nahal-Sorek nükleer araştırma merkeziyle ilgili olduğunu söyledi.

Grossi, UAEA müfettişlerinin bu tesisi denetlediğini de sözlerine ekledi.

Bununla birlikte Grossi, İranlı yetkilileri UAEA’ya kendi nükleer programları hakkında güvenilmez veriler sunmakla ve Turkuzabad, Varamin ve Marivan’daki kayıtsız tesislerde nükleer materyallerin varlığı ve ilgili çalışmaları gizlemekle suçladı.

Grossi, ajansın bu aşamada Tahran’ı nükleer bomba yapmakla suçlamayacağını da temin etti.

İranlı yetkililerin bu açıklamaları, 15 Haziran’da Umman’da yapılması planlanan ABD-İran nükleer anlaşması müzakerelerinin altıncı turu öncesinde geldi.

23 Mayıs’ta Roma’da yapılan bir önceki turda Amerikan tarafı, İran’ın uranyum zenginleştirme seviyesini geçici olarak yüzde 3’e düşürmeyi kabul etmesi koşuluyla, düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyum üretimini denetleyecek bölgesel bir konsorsiyum kurulmasını Tahran’a önermişti.

‘UAEA’da Mossad ajanları var’

Vedomosti gazetesine demeç veren Rusya Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Başkanı Murad Sadıgzade, UAEA’nın İslam Cumhuriyeti’nin kuruma olan güvenini sarsan emsaller yarattığını belirtti.

Sadıgzade, “Bu örgütün Batı yanlısı tutumunu defalarca tespit ettim. UAEA temsilcileri arasında İsrail istihbarat servisi Mossad’ın çalışanları açıkça mevcut. Aynı şekilde, ajans müfettişleri Saddam Hüseyin döneminde Irak’ın nükleer tesisleriyle ilgili verileri İsrail’e iletmiş ve bu tesisler daha sonra İsrail Hava Kuvvetleri tarafından imha edilmişti,” diye ekledi.

Sadıgzade’ye göre, İran medyasının sızıntı iddiaları, ABD ile İran arasında yapılacak müzakereleri önemli ölçüde etkilemeyecek. Uzman, toplantının ana konusunun Orta Doğu’daki çatışmaların nasıl azaltılacağının tartışılması olacağını düşünüyor.

Sadıgzade, potansiyel bir nükleer anlaşmanın UAEA’nın katılımı olmadan, Rusya ve diğer tarafsız ülkelerden bağımsız gözlemcilerin katılımıyla da sağlanabileceğini kaydetti.

FP: ABD anlaşma değil teslimiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Trump’tan Netanyahu’ya: İran’a saldırı planını gündeminden çıkar

Yayınlanma

Trump’ın İran’la nükleer görüşmelerin sonlanmasını isteyen Netanyahu’ya “İran’a saldırı planını gündemden çıkar. Diplomatik yolları sonuna kadar kullanmak istiyorum” dediği belirtildi. İsrail tarafı ise “sürpriz olmayacağı” yönünde ABD’ye güvence verdi.

ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde, İsrail’in İran’a yönelik olası bir saldırısı için “yeşil ışık” yakmadığını söyledi. Trump, Netanyahu’dan askeri seçeneği gündemden kaldırmasını istedi. Netanyahu ise Trump’a verdiği yanıtta, İran’ın hem uluslararası toplumu hem de ABD’yi “aldattığını” ve zaman kazanmaya çalıştığını ileri sürdü.

Trump, Beyaz Saray’daki bir ekonomi etkinliğinde Netanyahu ile telefon görüşmesine ilişkin gazetecilere yaptığı açıklamada, “Birçok konuyu görüştük, çok iyi bir konuşmaydı. Ne olacağını göreceğiz” dedi. İran konusunda “çok yoğun çalıştıklarını” belirten Trump, “Zor bir mesele… İranlılar çok iyi müzakereciler” ifadelerini kullandı.

ABD’nin, İsrail ile İran konusundaki işbirliğini askıya aldığı iddiası

Ancak sızan ayrıntılar, görüşmenin hem İran hem de Gazze’de devam eden savaş konusunda gergin geçtiğini gösteriyor. Trump, Netanyahu’ya Gazze savaşının “artık bittiğini” ve sona erdirilmesi gerektiğini söyledi. Savaşın sonlandırılmasının, İran ile yürütülen müzakerelere ve Suudi Arabistan’la normalleşme sürecine de katkı sağlayacağını vurguladı. Bir kaynak, Ynet News’e Trump’ın mesajını şöyle özetledi: “Bu işi bitirin. Savaş uzamasın.”

İsrail: Sürpriz olmayacak

Nükleer müzakerelerde herhangi bir ilerleme sağlanamasa da Trump’un görüşmelerin sonlanmasını isteyen Netanyahu’ya “İran’a saldırı planını gündemden çıkar. Bu, müzakerelere yardımcı olmuyor. Diplomatik yolları sonuna kadar kullanmak istiyorum, zor olsalar bile. Onlarla nasıl konuşulacağını biliyorum” dediği belirtildi.

İki lider, İran’la yürütülecek nükleer görüşmelerin altıncı turu öncesinde Mossad Başkanı David Barnea ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in, müzakerelerde ABD’yi temsil eden Steve Witkoff ile bir araya gelmesi konusunda anlaştı. İsrail tarafı, “sürpriz olmayacağı” yönünde güvence verdi.

Trump: İran artık daha agresif

Trump, daha önce Fox News’e verdiği demeçte İran’ın müzakerelerde “çok daha agresif” bir tavır sergilemeye başladığını söylemişti. “Sadece birkaç gün öncesine kıyasla davranışları çok farklı. Bu beni şaşırttı, hayal kırıklığına uğrattı” diyen Trump, tarafların ertesi gün yeniden bir araya geleceğini belirtmişti. Ancak İranlı yetkililer, müzakerelerin bir sonraki turunun 15 Haziran Pazar günü başlayacağını açıkladı. Görüşmelere daha önce olduğu gibi Umman arabuluculuk yapıyor.

ABD ve İsrail arasında İran gerginliği: Telefonda hararetli tartışma

Aynı demeçte Trump, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini yeni bir anlaşmanın önündeki en büyük engel olarak tanımladı. Tahran’a açık bir uyarıda bulunan Trump, “İran, kabul edilemeyecek taleplerde bulunuyor. Vazgeçmeleri gereken şeylerden vazgeçmiyorlar. Zenginleştirme ısrarını sürdürüyorlar. Şu anda anlaşmaya hazır değiller. Bunu söylemek istemem ama alternatifi çok kötü” dedi.

CENTCOM alternatif planlar hazırladı

Bu arada, ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Michael Kurilla, müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda İran’a yönelik askeri müdahale için Trump ve Savunma Bakanı Pete Hegseth’e çeşitli senaryolar sunduklarını açıkladı.

İran ise pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’nin sunduğu yeni nükleer anlaşma şartlarına karşılık bir “karşı teklif” sunacağını duyurdu. Tahran, uranyum zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmeyeceğini yineleyerek bunun kendileri için “kırmızı çizgi” olduğunu belirtti. Trump, karşı teklifin henüz ulaşmadığını, ancak haftanın ilerleyen günlerinde yapılacak görüşmelerde değerlendirileceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English