Hiroşima ve Nagasaki’ye atom bombası atılmasının 78. yıldönümleri yaklaşırken, Japonya’nın nükleer silahlardan arındırılmış bir dünyaya ulaşma vizyonunu gerçekleştirme yeteneği sorgulanıyor.
Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nın (NPT) 2026 gözden geçirme konferansı için Hazırlık Komitesi, pazartesi günü Viyana’daki ilk müzakere turunu başlattı. Ardından iki toplantı daha yapılacak.
NPT, nükleer silahların yayılmasının önlenmesini ve nükleer enerjinin barışçıl kullanımını teşvik etmeyi amaçlayan bir anlaşmadır.
The Japan Times’ın haberine göre, Japonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Shunsuke Takei, toplantının ilk oturumlarına Japonya’yı temsilen Hiroşima ve Nagazaki belediye başkanları ve bir grup hibakusha (atom bombalarından sağ kurtulanlar) eşliğinde katıldı.
İki şehir sırasıyla 6 Ağustos ve 9 Ağustos 1945’te ABD tarafından bombalanmıştı.
Cuma gününe (yarın) kadar devam edecek olan bu yılki toplantı, 2026 gözden geçirme konferansının gündemini belirleyecek ve NPT’nin uygulanmasına yönelik ivmeyi koruyacak.
The Japan Times’a konuşan Japonya Dışişleri bakanlığının Silah Kontrolü ve Silahsızlanma Bölümü yetkilisi Tsubasa Saito, gizli nükleer gerilimlerin yaşandığı bir dönemde, Takei’nin bu yılki katılımının özel bir önem taşıdığını söyledi.
Viyana’da Takei, nükleer silahlar için gerekli olan bölünebilir malzemenin üretimini yasaklayan bir anlaşma olan Bölünebilir Malzeme Kesme Anlaşması (FMCT) ile ilgili uzun süredir durdurulan görüşmeleri yeniden canlandırmak üzere bir etkinlik düzenlemek için devam eden tartışmalar olduğunu doğruladı.
Japonya’nın ayrıca, Filipinler ile birlikte, nükleer enerjiyle ilgili diplomatik müzakereleri yeniden canlandırmak için eylül ayı sonlarında BM Genel Kurulu’nun oturum aralarında bir etkinliğe ev sahipliği yapmayı planladığı bildirildi.
Bakan Yardımcısı Takei konuşmasında, nükleer silahların yayılmasının önlenmesinin önemini ve müttefiklerin Japonya’nın sözde Hiroşima Eylem Planı’nda yer alan nükleer silahlardan arındırılmış vizyonunu onayladığı G7 Hiroşima zirvesindeki taahhüdü yineledi.
Plan, blok tarafından yayınlanan nükleer silahsızlanmaya özel olarak adanmış ilk belge olan geçici bir bildiriyle onaylanmıştu. Başbakan Fumio Kishida, belgeyi grubun bu konudaki birliğini simgeleyen önemli bir adım olarak nitelendirmişti.
Kökleri Hiroşima’ya dayanan ve şehri parlamentoda temsil eden Kishida, geçen yaz bir NPT gözden geçirme konferansına katılan ilk Japon lider oldu.
Hiroşima Eylem Planı belirsiz ve tatmin edici değil
Büyük ölçüde NPT çerçevesini temel alan Hiroşima Eylem Planı beş ana sütundan oluşur: nükleer silahların kullanılmamasını desteklemek; nükleer yetenekler konusunda artan şeffaflık; küresel nükleer stokların düşüş eğilimini sürdürmek; nükleer silahların yayılmasının önlenmesini güvence altına almak ve nükleer enerjinin barışçıl kullanımını teşvik etmek.
Ancak planın ayrıntılarının açıklanmaması ülkedeki nükleer silah karşıtı örgütler tarafından oldukça tartışıldı.
Nükleer silahları yasaklamayı amaçlayan bir örgütler ağı olan Uluslararası Nükleer Silahları Ortadan Kaldırma Kampanyası’nın (ICAN) bir üyesi olan Akira Kawasaki, bunun, nükleer devletlerin nükleer silahların yıkıcı yeteneklerini kabul etmeyi açıkça reddettiğini gösterdiğini söyledi.
Kawasaki, her iki tarafın da kendi nükleer silahlarını haklı çıkarırken diğerinin nükleer silahlarını eleştirdiği Viyana’daki hazırlık komitesinde, Batı bloğu ile Rusya arasındaki belirgin bölünmelerin, anlamlı bir sonuca ulaşmaya yönelik her türlü girişimi” büyük olasılıkla tehlikeye atacağını” söyledi.
Hiroşima Eylem Planı’nın ileriye doğru bir hareketi pek temsil etmediğini de sözlerine ekledi.
Kawasaki, “Kağıt üzerindeki tüm ülkeler nükleerden arındırılmış bir dünyaya ulaşmak için yasal zorunluluğu paylaşsa da, onlar (G7 ülkeleri) ideal veya zor bir yoldan bahsediyor” dedi ve gerçekçi bir eylem planı hedeflediğini söylediği halde ayrıntılardan bahsetmeyen Kishida’yı eleştirdi.
Haziran ve Temmuz aylarında hibakusha arasında yürütülen bir Kyodo anketine göre, yanıt verenlerin %69’u Hiroşima’daki zirveye ev sahipliği yapmanın önemli olduğu konusunda hemfikirken, Japonya’nın stratejisine ilişkin görüşlerde kafa karışıklığı görülüyor. Yalnızca %47,5’i Hiroşima Eylem Planını tatmin edici buluyor.
Reel politik ağır basıyor
Uzmanlara göre, Tokyo’nun “nükleerden arındırılmış bir dünya” hedefleri ile nükleer silahsızlanmaya yönelik herhangi bir adımı büyük ölçüde zor hale getiren reel politik zorunluluklar arasındaki açık bir gerilim var.
Aktivist gruplar, Japonya’nın nükleer silahları tamamen yasaklamayı amaçlayan 92 ülke tarafından imzalanan bir anlaşma olan Nükleer Silahların Yasaklanması Antlaşması’na (TPNW) en azından bir gözlemci olarak katılması için kampanya yürütüyor.
Ancak büyük ölçüde nükleer silahların caydırıcı olabileceği fikri üzerinden hareket eden Japonya, anlaşmanın kendi güvenlik koşullarını dikkate almaması sebebiyle anlaşmaya katılmayı reddetti.
Kawasaki, böyle bir bakış açısının tersine çevrilmesi gerektiğini savunuyor: “Başbakanın dediği gibi Japonya nükleer devletleri anlaşmaya dahil etmenin önemli olduğunu düşünüyorsa, gözlemci olarak katılmalı ve köprü görevi görmeli.”
“Nükleer silahların ulusal güvenlik için bir varlık olduğuna inanıyorlar, ancak bu, ulusal güvenliğin çok dar bir yorumu” diyen Kawasaki, “Bir nükleer savaş durumunda, kazanan ya da kaybeden diye bir şey yoktur” yorumunu yaptı.
Nagasaki belediye başkanı Shiro Suzuki de çarşamba günü yaptığı bir konuşmada benzer endişeleri dile getirerek, artan jeopolitik gerilimler ve kavgacı söylemler arasında “nükleer silahları giderek daha az insanın bir tabu olarak göreceğini” söyledi ve ekledi:
“Bunun bir nedeni, dünya çapında hala atom bombası gerçeğinin farkında olmayan birçok kişi olması – atom bombası insanlar üzerinde kullanıldığında gerçekte ne olduğunun farkında değiller.”