Rusya
Kremlin: Bir sonraki Rusya-ABD görüşmeleri 10 Nisan’da İstanbul’da

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, 10 Nisan’da İstanbul’da yapılması planlanan Rusya-ABD görüşmelerinin Dışişleri Bakanlığı düzeyinde gerçekleştirileceğini açıkladı. Peskov, Yeni START anlaşmasının geleceği için ABD ile karşılıklı güvenin yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirtirken, Japonya’nın ‘düşmanca’ adımları nedeniyle Tokyo ile barış anlaşması müzakerelerinin mümkün olmadığını ifade etti.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya-ABD görüşmelerinin 10 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirileceğini ve görüşmelerin Dışişleri Bakanlığı düzeyinde olacağını açıkladı.
Peskov, bugün düzenlediği basın toplantısında, görüşmelerin hangi düzeyde yapılacağı ve Rusya’yı kimin temsil edeceği yönündeki soruyu yanıtladı.
Kremlin Sözcüsü, “Bu, bizim tarafımızdan Dışişleri Bakanlığı kanalıyla olacak ve dolayısıyla bilgiyi onlardan, Dışişleri Bakanlığı’ndaki meslektaşlarımızdan bekleyin,” dedi.
TASS ajansının START-3’ün (Yeni START) yenilenmesi veya START-4’ün imzalanması ihtimaline ilişkin sorusunu yanıtlayan Peskov, ABD ile silah kontrolü konuşulurken diğer ülkelerin nükleer cephaneliklerini göz ardı etmenin imkansız olduğunu söyledi.
Peskov, “Size hem Rusya Devlet Başkanı’nın hem de Dışişleri Bakanı’nın zamanında yaptığı açıklamayı hatırlatırım. Uzmanlarımız değişen koşullardan bahsetti; güvenlik mimarisiyle ilgili mevcut konfigürasyonda, elbette diğer ülkelerin nükleer potansiyellerini ayrı tutmak imkansızdır ve her şey ancak bir bütün olarak tartışılabilir,” dedi.
Peskov, ABD ile belirli bir ilişki seviyesi gerektiğinden, şu anda START-4 müzakerelerinin başlamasını hayal etmenin bile zor olduğunu belirtti.
Kremlin Sözcüsü, “Stratejik güvenlik konuları ve silah kontrolü üzerine müzakerelere başlama gerçeği, belirli bir düzeyde ikili ilişki, belirli bir düzeyde karşılıklı güven gerektirir,” değerlendirmesini yaptı.
Bunun yanı sıra Peskov, “Bu, iki başkanın ilgili siyasi iradesi olması hâlinde henüz yeniden tesis edilmesi gereken bir şeydir,” diye ekledi.
Peskov’a göre, önceki ABD Başkanı Joe Biden yönetimi döneminde Moskova ve Washington arasındaki ilişkiler “korkunç zarar” gördü.
Kremlin Sözcüsü, “Gelecekte bu tür karmaşık müzakerelerin olası başlangıç perspektiflerine ulaşmak için, hem Moskova hem de Washington, önceki yıllarda, Washington’daki önceki yönetim sırasında korkunç zarar gören ikili ilişkilerimizi normalleştirmek için şu anda önemli çabalar sarf ediyor,” dedi.
8 Nisan, Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması-3’ün (Yeni START) 15. yıl dönümüydü.
Rusya Federasyonu ile Amerika Birleşik Devletleri arasında Stratejik Taarruz Silahlarının Daha Fazla Azaltılması ve Sınırlandırılmasına İlişkin Tedbirler Anlaşması, 8 Nisan 2010’da Prag’da (Çekya) imzalanmıştı.
Anlaşma, 1991 tarihli START I Anlaşması’nın yerini almıştı. Yeni START Anlaşması’nın süresi Şubat 2026’da dolacak.
Japonya ile barış anlaşması ihtimali
Diğer yandan Kremlin Sözcüsü, Japonya ile barış anlaşması olasılığına değinerek, “Tokyo, ülkemize yönelik tüm dostane olmayan ve düşmanca adımlara tamamen katılmakta acele etti,” dedi ve Japon makamlarının bu tutumunun hâlâ devam ettiğini belirtti.
Peskov, “Yani, barış anlaşmasına varma arzusuna ilişkin sözler bir yana, gerçek durum ve Japonya liderliğinin ülkemize karşı aldığı gerçek tedbirler bambaşka bir yana. Biz de gerçek durumdan yola çıkıyoruz,” dedi.
Peskov, “Ve elbette, bu koşullar altında herhangi bir müzakere olasılığından bahsetmek pek mümkün değil,” diye belirtti.
Peskov’a göre, “şu anda Japon makamlarıyla herhangi bir temas bulunmuyor”.
İran’ın nükleer meselesi
Bununla beraber Peskov, İran’ın nükleer meselesine ilişkin olarak Moskova’nın Umman’da ABD ile İran arasında planlanan temasları memnuniyetle karşıladığını söyledi.
Peskov, “İran nükleer dosyası sorununun siyasi ve diplomatik yöntemlerle çözülmesinin taraftarı olduğumuzu defalarca söyledik,” diye belirtti.
Peskov, Rusya’nın Umman’da belirli doğrudan ve dolaylı temasların planlandığını bildiğini kaydetti.
Kremlin Sözcüsü, “Ve elbette, bu ancak memnuniyetle karşılanabilir, çünkü İran çevresindeki gerilimin azalmasına yol açabilir,” diye ekledi.
Rusya
Lavrov: Rusya için göçmen sayısını azaltmak kârlı değil

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Özbekistan ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, ülkedeki işgücü açığı nedeniyle göçmen sayısını azaltmanın Rusya’nın çıkarlarına hizmet etmeyeceğini belirtti. Lavrov, kalkınma planlarının gerçekleşmesi için göçmen işgücünün önemine dikkat çekerken, göçmenler arasında suç eğilimlerinin oluşmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Özbekistan ziyaretinin ardından düzenlediği basın toplantısında, ülkedeki işçi göçmenlerin sayısını azaltmaya yönelik tedbirlerin Rusya’nın çıkarlarına uygun olmayacağını, ancak “suç eğilimlerinin” oluşmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
TASS ajansının aktardığına göre Lavrov, mevcut işgücü açığı göz önüne alındığında, işçi göçmenlerin sayısını azaltmaya yönelik tedbirlerin Rusya’daki kalkınma planlarını “daha az gerçekçi hale getirebileceğini” kaydetti.
“Ancak sorunun ikinci kısmı da Rus yasalarına uyulması ve işçi göçmenler arasında suç eğilimlerinin oluşmasına izin verilmemesi,” diye belirten bakan, “Bu tür vakalarla karşılaşılıyor,” diye ekledi.
Geçen yılın mayıs ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Özbekistanlı mevkidaşı Şevket Mirziyoyev ile yaptığı görüşmelerin ardından, Moskova’nın Taşkent ile tüm güncel göç konularında işbirliğine hazır olduğunu belirtti.
Putin, Rusya’da bulunan yaklaşık 1 milyon Özbekistan vatandaşına insana yakışır çalışma koşulları sağlanacağını vaat etti.
Rusya İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 2025 yılının başından bu yana kolluk kuvvetleri 1374 sahte göç belgesi vakası tespit etti.
Bu rakam, 2024 yılının aynı dönemine göre yüzde 41,6 daha yüksek.
Şubat ayında İçişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gorovoy, şu anda Rusya topraklarında yaklaşık 670 bin yasa dışı göçmen bulunduğunu söyledi. Bunların büyük çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.
2024 baharından bu yana Rusya’da göç politikasında yeni bir sıkılaştırma dalgası başladı.
Bir dizi Rusya oblastı, göçmenlerin eğitim ve sağlık alanlarındaki görevlerde çalışmalarını yasaklamak dahil olmak üzere göçmenlerin çalışmasına kısıtlamalar getirdi.
Ayrıca, 5 Şubat 2025’ten itibaren Rusya’da “kontrol altındaki kişiler sicili” adı verilen bir içişleri veri tabanı faaliyete geçti.
Bu veri tabanına Rusya’da yasa dışı olarak bulunan yabancıların bilgileri kaydediliyor.
Sicilde yer alan yabancılar için özel bir sınır dışı etme rejimi uygulanıyor ve belirli hak ve özgürlüklere kısıtlamalar getiriliyor.
Örneğin, evlilik akdi yapma veya feshetme, araç kaydı yapma ve kullanma yasakları bulunuyor.
Yabancılar ve belgesiz göçmenler, Rusya’daki kalışlarını 30 Nisan’a kadar yasallaştırmak zorunda, aksi takdirde ülkeyi terk etmek durumunda kalacaklar.
Fakat 21 Nisan’da Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı, Rus tarafıyla yapılan görüşmeler sonucunda bu sürenin 10 Eylül’e kadar uzatılacağının vaat edildiğini bildirdi.
1 Nisan’dan itibaren göçmen çocukları okula kabul edilmeden önce Rusça bilgisi testine tabi tutulmaya başlandı. Sınav sözlü ve yazılı formatta yapılacak.
Birinci sınıf öğrencileri istisna tutulacak; onlar için sadece sözlü kısım uygulanacak.
Çocuk testi geçemezse, eğitime kabul edilmeyecek. Sınava üç ay sonra tekrar girilebilecek.
Rusya
Rusya, Çin’e doğalgaz indirimini artırdı

Rusya İktisadi Kalkınma Bakanlığı’na göre Rusya, Çin’e sattığı doğalgazda indirimi neredeyse yüzde 40’a çıkardı. Gazprom’un Çin’e yönelik fiyatı düşerken, Avrupa ve Türkiye’ye yönelik fiyatı artacak.
Rusya, Çin’e sattığı doğalgazda indirimi neredeyse yüzde 40’a çıkardı. Reuters haber ajansının, Rusya İktisadi Kalkınma Bakanlığı’nın hazırladığı güncellenmiş sosyo-ekonomik kalkınma tahminine dayandırdığı haberine göre, Rusya hükümeti Çin için doğalgaz fiyatını daha da düşürmeyi planlıyor.
Geçen yıl, 2019’da faaliyete geçen Sibirya’nın Gücü boru hattı üzerinden yapılan Gazprom sevkiyatları Çin’e bin metreküp başına 267,6 dolara mal oldu.
Bu fiyat, Avrupa ve Türkiye’deki müşterilerin ödediği fiyattan (bin metreküp başına 376,9 dolar) yüzde 30 daha düşüktü.
İktisadi Kalkınma Bakanlığı’nın verilerine göre, 2025 yılında Gazprom’un Çin’e sattığı doğalgazın fiyatı 247,3 dolara düşerken, Avrupa ve Türkiye’deki alıcılar için bin metreküp başına 403 dolara yükselecek. Böylece indirim yüzde 39’a ulaşacak ve bin metreküp başına 150 doları aşacak.
Hükümet, 2026 yılı için Çin’e yönelik doğalgaz fiyatında bin metreküp başına 241,8 dolara kadar daha küçük bir düşüş planlıyor.
Bakanlığın tahminine göre, doğalgaz ihracat fiyatındaki düşüş ve petrol fiyatlarındaki keskin gerileme, ekonominin döviz gelirlerini olumsuz etkileyecek.
Bu yıl yurt dışına yapılan hidrokarbon satışları, planlanan 236 milyar dolar yerine ülkeye 200 milyar dolar getirecek.
Bakanlık, 2026 yılında döviz gelirlerinin ilk tahminlerin 9 milyar dolar altında kalacağını kabul ediyor.
Geçen yıl Gazprom, Çin’e 31 milyar metreküp doğalgaz sevk etti ve bu yıl Sibirya’nın Gücü boru hattını yıllık 38 milyar metreküp olan proje kapasitesine ulaştırdı.
Ancak bu miktar, doğalgaz devinin savaş öncesi Avrupa Birliği’ne yaptığı ve zirvede 200 milyar metreküpe ulaşan ihracatının yüzde 20’sinden azını telafi ediyor.
O zamandan beri Gazprom’un bir zamanlar en büyük pazarı olan Avrupa’ya sevkiyatları neredeyse 7 kat azalarak 1970’lerin ikinci yarısından bu yana en düşük seviyeye —2023’te 28 milyar metreküp ve 2024’te 32 milyar metreküp— geriledi.
Sonuç olarak, bir zamanlar 1 trilyon dolar piyasa değerine ulaşma hedefi olan güçlü devlet şirketi Gazprom, 2023 yılında uluslararası muhasebe standartlarına göre tarihinin en büyük zararını kaydetti.
Ana ihracat gelir kaynağını kaybettikten sonra ayakta kalabilmek için Gazprom, genel merkezinde 1,4 bin çalışanı işten çıkarıyor ve ihracat birimi Gazprom Eksport’u fiilen dağıtıyor.
Reuters‘ın aktardığına göre, bu birimde sadece birkaç kişi kaldı ve onlar da Gazprom’a 18 milyar dolarlık dava açan Avrupa’daki eski müşterilerle hukuki mücadele yürütüyor.
BCS analisti Ronald Smith, Ukrayna üzerinden transitin durmasının Gazprom’u yıllık yaklaşık 10 milyar metreküp ihracattan mahrum bırakacağını tahmin ediyor.
Smith’in tahminine göre, şirket bu yıl Avrupa ve Türkiye’ye 40 milyar metreküp doğalgaz sevk edecek; bu, bir önceki yıla göre yüzde 20 daha az.
Smith, Çin’e yapılan sevkiyatlar dahil Gazprom’un toplam ihracatının 78 milyar metreküp olacağını ve önümüzdeki üç yıl içinde büyüme beklentisi olmadığını belirtiyor.
Gazprom’un kendi tahminlerine göre, 2025-2034 yılları arasında şirketin bütçesindeki toplam açık 15 trilyon rubleye (mevcut kurla yaklaşık 179 milyar dolar) ulaşacak.
Rusya
FT: Rusya, Ukrayna’da çatışmaları mevcut cephe hattında durdurmaya hazır

Financial Times’ın haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna’da mevcut cephe hattında çatışmaları durdurmaya hazır olduğunu ve olası bir barış anlaşması kapsamında Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunun tanınmasını teklif etti.
Financial Times (FT) gazetesinin konuya vakıf kaynaklara dayandırdığı haberine göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’da mevcut cephe hattında çatışmaları durdurmaya hazır olduğunu ve olası bir barış anlaşması kapsamında Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunun tanınmasını teklif etti.
Gazetenin haberine göre Putin, St. Petersburg’da ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff ile yaptığı görüşmede, Ukrayna tarafının, Moskova’nın kısmi kontrolündeki dört oblastın (Donetsk, Lugansk, Herson ve Zaporojye) bazı kısımları üzerindeki iddialarından vazgeçebileceğini belirtti.
Buna karşılık Moskova, ABD’nin Kırım’ın Rusya Federasyonu’na bağlı olduğunu ve ele geçirdiği diğer topraklar üzerindeki fiili kontrolünü tanımasını bekliyor.
Ancak, isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan Avrupalı yetkililer, Putin’in bu girişiminin, Trump’ı Moskova’nın diğer taleplerini kabul etmeye ve bunları Ukrayna’ya oldubitti olarak dayatmaya zorlamak için taktiksel bir hamle olabileceğini iddia etti.
Financial Times‘ın görüştüğü kaynaklardan biri, “Şu anda Kiev üzerinde taviz vermesi için güçlü bir baskı var ve Trump zafer ilan edebilir,” dedi.
Teklifler, 23 Nisan Çarşamba günü Londra’da Ukrayna, ABD ve Avrupa ülkeleri temsilcilerinin katılacağı bir toplantıda görüşülecek.
Fakat gazetenin kaynaklarına göre, Steve Witkoff ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio toplantıya katılmayacak.
ABD’yi görüşmelerde Trump’ın Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg temsil edecek.
Gazetenin haberine göre, daha önce Paris’te yapılan görüşmede ABD, Beyaz Saray’a göre gelecekteki bir anlaşmanın temelini oluşturabilecek bir dizi teklif sunmuştu.
Üst düzey Ukraynalı kaynaklar, bu fikirler arasında Kiev’in kabul ettiği bazı maddelerin bulunduğunu ancak ayrıntı vermediklerini söyledi.
Gazetenin haberine göre, potansiyel bir anlaşma kapsamında tartışılan girişimler arasında, Ukrayna topraklarına Avrupa barış gücü konuşlandırılması ve NATO üyesi olmayan bazı askeri güçlerin, 1000 kilometreyi aşan tüm cephe hattı boyunca ateşkesin izlenmesine katılması yer alıyor.
Bu güçlerin, ateşkesin uygulanması amacıyla hem Ukrayna hem de Rusya olmak üzere çatışmanın her iki tarafının temsilcileriyle işbirliği yapması gerekecek.
Anlaşma taslağına göre Ukrayna, Rusya’nın toprakları zorla geri almaya çalışmayacak ve Rusya da askeri eylemlerini durduracak.
Ancak gazete, Moskova’nın daha önce ABD’nin bir dizi teklifini, Ukrayna topraklarına herhangi bir NATO gücünün konuşlandırılması da dahil olmak üzere reddettiğini belirtiyor.
Ayrıca Moskova, Kiev’in Kuzey Atlantik İttifakı’na katılma isteğinden vazgeçmesi konusunda ısrar ediyor.
The Washington Post daha önce, Londra’da yapılacak toplantıda ABD’nin Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu tanıması ve cephe hattının barış anlaşmasının temeli olarak dondurulması teklifini resmen dile getirebileceğini bildirmişti.
Teklif paketinde, Rusya karşıtı yaptırımların kısmen kaldırılması da yer alabilir.
Buna karşılık Ukrayna’nın müttefikleri, Kiev için güvenlik garantileri ve dondurulan Rusya’nın varlıkları da dahil olmak üzere finanse edilen savaş sonrası yeniden yapılanma programlarına destek almayı umuyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, 22 Nisan’da kesin bir dille, “Kırım bizim toprağımızdır. İşgal altındaki toprakların statüsüyle ilgili herhangi bir tartışma sadece savaşı uzatır,” demişti.
Avrupa Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas da bu görüşü destekleyerek söz konusu adımı “büyük bir hata” olarak nitelendirmişti ve Washington’un Moskova’ya karşı yeterince sert olmayan tutumundan duyduğu “hayal kırıklığı yaşadığını” söylemişti.
Trump, Ukrayna topraklarının yüzde 20’sinden vazgeçmeye hazır
-
Söyleşi2 hafta önce
Çin uluslararası sistemi nasıl değerlendiriyor? Şanghay, Hangzhou ve Pekin’den akademisyenlerle özel söyleşi
-
Görüş1 hafta önce
Avrupa’da savaşa hazırlık tam gaz: Fransız askeri haritacılar Romanya’da ne arıyor?
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın gümrük vergileri ticaret savaşını tetikliyor
-
Amerika2 hafta önce
Trumpizmin iktisadi aklı – 1: Stephen Miran ve doların devalüasyonu planı
-
Ortadoğu1 hafta önce
“Suriye ve İsrail normalleşmeye hazırlanıyor” iddiası
-
Görüş2 hafta önce
İran-ABD müzakereleri: Maskat görüşmesi ne anlama geliyor?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Mearsheimer: Trump Ukrayna konusunda haklı
-
Dünya Basını1 hafta önce
Trump’ın anti-sosyal devleti