Bizi Takip Edin

AVRUPA

Leyen eleştirilere aldırmadı, İran’ı hedef aldı

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, kendi ekibinden gelen eleştirilere rağmen güçlü İsrail yanlısı tutumunu yinledi ve İran’ı da Ortadoğu’da ‘şiddet ve kaos’ yaratmak istemekle suçladı.

Yaklaşık 800 AB çalışanı geçen hafta sonunda Leyen’e mektup yazarak, Gazze savaşında İsrail’i tutmak olarak gördükleri tutumu protesto etmek için alışılmadık bir adım atmıştı. AB personeli Leyen’e gönderdikleri mektupta, “Özellikle, temsil ettiğiniz Avrupa Komisyonu’nun iki taraftan birine verdiği koşulsuz destekten endişe duyuyoruz,” dedi.

Protesto, Başkan’ın Perşembe günü Washington’da yaptığı bir konuşmada, ‘iki devletli çözüm’ Avrupa ülkelerinin pozisyonunun temel bir parçası olmasına rağmen, AB’nin Filistin devletine verdiği destekten bahsetmemesinin ardından geldi.

Leyen İsrail’e koşulsuz desteğini sürdürüyor

Buna rağmen Leyen, Pazar günü Alman ‘merkez sağ’ Hıristiyan Demokratlar (CDU/CSU) siyasi grubunun gençlik örgütüne yaptığı bir konuşmada önceki tutumunu sürdürdü. Leyen, ‘Hamas terör örgütüne karşı’ herhangi bir İsrail müdahalesinin ‘uluslararası hukuka uygun’ olması gerektiğini vurgularken, yine Filistin devletinden bahsetmedi ve bunun yerine sadece gerekli insani yardıma atıfta bulunarak, “İsrail ile dayanışma içinde olmak ve Gazze’ye insani yardım sağlamak arasında bir çelişki yoktur,” iddiasında bulundu.

Leyen ayrıca İsrail’in çatışmadaki rolünü Ukrayna’nın Rusya’ya karşı savunmasıyla karşılaştırdı. Almanya’nın Braunschweig kentinde düzenlenen CDU/CSU gençlik kolları kongresinde yaptığı konuşmada Leyen, “Tüm bu çatışmaların ortak bir noktası var: barış, denge, özgürlük ve işbirliği arayanlar ile kaos ve düzensizlikten çıkar sağladıkları için bunların hiçbirini istemeyenler arasındaki mücadele,” dedi.

Leyen ayrıca İran’a da yüklenerek Tahran’’ın ‘Hamas’ın arkasında durduğunu’ söyledi. Avrupa Komisyonu Başkanı, “İran’ın bu bölgenin barışa kavuşmasında hiçbir çıkarı yoktur. Aksine, İran şiddet ve kaosu körüklemek istiyor çünkü bu kendi nüfuzunu güvence altına alıyor,” iddiasında bulundu.

AB ülkeleri Leyen’in tutumundan ‘endişe ediyor’

Öte yandan Leyen sadece AB kurumları çalışanlarından eleştiri almadı. Bazı AB yetkilileri ve üye devletler de AB’nin İsrail’in Filistinli grupların operasyonuna verdiği yanıtta ‘uluslararası insani hukuka’ uymasını beklediğini açıklamadığı için onu eleştirdi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi olan ve isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bir AB kaynağı geçen hafta Euractiv’e yaptığı açıklamada, özellikle Fransa’nın, Leyen ne zaman İsrail’’e destek verse ‘tedirginlik’ gösterdiğini ve büyük Müslüman topluluklarının tepkisinden korktuğunu söyledi.

Kaynak, Fransa’nın tutumunun anlaşılması gerektiğini ancak aynı zamanda Paris’in ‘terör saldırılarının korkusuzca kınanması gerektiğini’ idrak etmesi gerektiğini vurguladı.

Bazı İspanyol hükümet yetkililerinin İsrail’in ‘orantısız’ tepkisini eleştirmesi de geçen hafta diplomatik bir tartışmaya yol açmıştı.

Sol platform Sumar’ın sözcüsü Ernest Urtasun geçen hafta yaptığı açıklamada, Filistin devletinin tanınmasının sosyalist Başbakan Pedro Sánchez ile koalisyon anlaşması imzalamanın koşullarından biri olduğunu belirterek AB’nin ortak bir tutum almasını beklemeye gerek olmadığını söylemişti.

AVRUPA

İtalya ile birlikte dokuz AB ülkesi ‘LGBT deklarasyonu’nu imzalamadı

Yayınlanma

İtalya’nın LGBT toplulukları lehine Avrupa politikalarını teşvik eden bir bildiriyi imzalamayan dokuz AB ülkesi arasında yer alması ülke içinde geniş çaplı protestolara yol açarken hükümet bildiriyi “dengesiz” olarak nitelendirdi.

İtalya’nın “Dünya Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü”ne ilişkin bir AB deklarasyonunu imzalamayı reddetmesi hem muhalefet partileri hem de İtalyan vatandaşları arasında büyük tartışmalara yol açtı.

Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan, Litvanya, Letonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’nın yanı sıra İtalya da LGBT haklarını korumayı ve ayrımcılıkla mücadele etmeyi amaçlayan belgeyi onaylamaktan vazgeçti.

Deklarasyon, imzacı devletlere LGBT bireylere yönelik ulusal stratejiler uygulama ve yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından Eşitlikten sorumlu yeni bir AB Komiseri atama taahhüdünde bulunma yükümlülüğü getiriyor.

İtalya Aile Bakanı Eugenia Roccella hafta sonu Il Messaggero’ya verdiği bir mülakatta hükümetin tutumunu savunarak belgenin “çok dengesiz” olduğunu ifade etti.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri partisine mensup Roccella, “Herkes kimi sevmek ya da kiminle cinsel ilişkiye girmek istediğini seçebilir. Fakat belgede savunulan ‘kim olmak istiyorsan o ol’ özgürlüğü ideolojik bir kısıtlama ve gerçekliğin inkârıdır çünkü bedenin ve cinsel bağlılığın gerçekliği sonuna kadar değiştirilemez,” dedi.

Bakan, “Bence sözde toplumsal cinsiyet ikiliği geçerli olmaya devam etmelidir: Kadınlar vardır ve erkekler vardır. Ebeveynliğin ve insanlığın devamlılığının dayandığı antropolojiyi korumak istiyoruz çünkü kadın ve erkeği ortadan kaldırırsanız, ebeveynlik de değişir ve artık çocuk sahibi olunmazsa şaşırmamalısınız,” dedi.

Aile Bakanı, Roma’nın cinsiyet değiştiren kişilerin topluma dahil edilmesini desteklediğini ve transfobiye karşı çıktığını fakat temel insan paradigmasını değiştirme çabalarını reddettiklerini açıkladı.

Bakan sözlerini, “Sadece biyolojiyi değil, kadın ve erkek arasındaki cinsiyet farkına dayanan bedeni de inkar etmeye çalışıyorlar,” diyerek bitirdi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Polonya, Rusya ve Belarus ile sınırını güçlendirmek için 2,3 milyar avro harcayacak

Yayınlanma

Polonya Başbakanı Donald Tusk cumartesi günü yaptığı açıklamada, Polonya’nın Rusya ve Belarus ile olan doğu sınırı boyunca güvenliği artırmak için 2,3 milyar avro yatırım yapmayı planladığını duyurdu.

Polonya lideri düzenlediği basın toplantısında, “Belarus ve Rusya ile olan sınırımızın güvenliği için 10 milyar zloti (2,3 milyar avro) yatırım yapacağız,” dedi.

Tusk bunun Polonya’nın güvenliğine ve “her şeyden önce güvenli bir doğu sınırına” yapılacak bir yatırım olacağını savundu.

Ülkesinin hem NATO’nun hem de Avrupa Birliği’nin doğu kanadındaki stratejik konumunu vurgulayan Tusk, Varşova’nın Avrupa güvenliği konusundaki sorumluluğunun altını çizdi.

Tusk, “Polonya’nın sınırını barış zamanlarında güvenli, savaş zamanlarında ise düşman için geçilmez kılmak için bu çalışmalara başladık,” dedi.

Varşova 2021 yılında Minsk’i binlerce belgesiz göçmeni sınırdan AB’ye sokmakla suçlamış, Belarus ise bu suçlamaları reddetmişti. Tusk geçtiğimiz hafta sonu, Minsk’in Polonya’ya karşı giderek daha agresif bir tutum sergilemesi nedeniyle Başbakan Aleksandr Lukaşenko yönetiminin “bu uygulamayı ortaklaşa organize ettiği” yönündeki inancını yineledi.

Polonya Basın Ajansı’nın haberine göre Tusk 11 Mayıs’ta yaptığı açıklamada Polonya’nın Belarus’tan gelen yasadışı göç konusunda “hibrit bir savaşla” karşı karşıya olduğunu söyledi. ve “Polonya’nın güvenliği söz konusu olduğunda fonların sınırı olmayacaktır,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Gürcistan Cumhurbaşkanı Zurabişvili, ‘yabancı acenta’ yasasını veto etti

Yayınlanma

Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırım tehditlerini beraberinde getiren ve geçen hafta parlamentoda üçüncü okumada da kabul edilen ‘Yabancı Etkinin Şeffaflığı’ yasa tasarısını veto etti.

Zurabişvili, milletvekillerine gönderdiği mektupta ‘bu yasanın Rusya’daki yasanın ruhunu tekrarladığını’, ‘özü ve ilkeleri Gürcü halkının iradesine aykırı olduğu için Gürcü ve demokratik olmadığını’ iddia etti.

Kamu yayın kurumu 1TV‘nin aktardığına göre Zurabişvili, “Bu yasayı ılımlılaştırmak mümkün değil. Yasa içeriği itibariyle tamamen anayasaya; Gürcü ve Avrupa demokrasisine aykırı,” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı, “Dolayısıyla, değişiklikler yoluyla ılımlılaştırılması mümkün değil. Özü, içeriği ve ilkeleri kabul edilemez. Buna göre, yasanın yürürlükten kaldırılması alternatifsizdir ve halkın iradesini temsil etmektedir. Yukarıda belirtilenler ışığında, yasanın mümkün olan en kısa sürede, yürürlüğe girdiği günün ertesinde yürürlükten kaldırılmasını öneriyorum,” dedi.

Daha önce Zurabişvili, parlamentonun üç okumada kabul ettiği tasarıyı veto edeceği taahhüdünü vermişti.

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobahidze ise, cumhurbaşkanının motive edici yorumlarının kabul edilebilir olması halinde parlamentonun vetoyu destekleyebileceğini dile getirmişti.

Parlamento, Cumhurbaşkanı’nın vetosunu oy çokluğuyla aşarsa yasa, iki madde hariç yürürlüğe girebilir.

Gürcistan’ın ‘yabancı acenta’ yasası: Brüksel neden şeffaflığı sevmiyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English