Bizi Takip Edin

ASYA

Okyanus dibinde ‘Soğuk Savaş’

Yayınlanma

Yaklaşık 1,4 milyon kilometrelik metal kaplı fiber kablolar, okyanusların dibinde internet trafiğini sorunsuz bir şekilde sağlıyor. Bu kabloların temini ve montajı Fransa, ABD ve Japonya menşeili şirketlere ait.

Çin hükümeti küresel pazara başarılı bir şekilde girmeye başladı. Ancak teknoloji alanında ABD bu durumdan rahatsız. Nedenini ise casusluk endişeleri olarak açıklıyor.

ABD yatırımını içeren uluslararası deniz altı kablo projelerinden rutin olarak engellenmesine rağmen Çinli şirketler, Çin ve birçok müttefik ülke için kablo üretimine devam etti.

Bu, küresel internet ağının temelini oluşturan altyapının sahibi ve yöneticisi konusunda tehlikeli bir bölünme korkusu yaratmış durumda.

Çinli şirketler konsorsiyumdan çıkarıldı

2018’de Amazon, Meta ve China Mobile, Kaliforniya’yı Singapur, Malezya ve Hong Kong’a bağlayan bir kablo üzerinde birlikte çalışmaya karar verdi. Ancak Washington’da Çin’in ABD kablolarına katılımını engellemek için bir dizi manevra, China Mobile’ın konsorsiyumdan çekilmesine yol açtı.

2021 yılında, 12.000 km’lik Cap-1 kablo hattının büyük bir kısmı halihazırda inşa edilmiş olmasına rağmen, Cap-1 başvurusu tamamen geri çekildi. Tartışmalar hakkında bilgi verilen iki kişiye göre, Çin’in başlangıçtaki müdahalesi ABD hükümeti için bir güvenlik endişesi olmaya devam etti.

İptal edilen projede yer alan bir kişiye göre, “Pasifik’te yüz milyonlarca dolar battı.” Meta ve China Mobile, yorum taleplerine yanıt vermezken. Amazon konuyu gündeme dahi taşımadı.

Son beş yılda, Çin ve ABD arasında arasındaki gerilim tırmanırken, Washington’da “Çin casusluğuna” karşı korkusu sürekli tırmanış gösterdi. ABD hükümeti on yıllar boyunca uluslararası işbirliğiyle gelişen iç içe geçmiş bir internet kabloları ağını son zamanlarda parçalamaya çalışıyor.

Çinli şirketlere olan ihtiyaç devam ediyor

Çin, Pakistan, Suudi Arabistan ve Rusya da dahil olmak üzere birçok ülke, hükümetlerinin üzerinde daha fazla kontrole sahip olacağı daha merkezi bir internet altyapısı oluşturma isteklerini birçok kez dile getirdiler. Ancak ABD’nin Çinli şirketleri dünyanın internet omurgasından dışlama çabaları güçlüklerle dolu. Financial Times’a göre, ABD yönetimi Pekin’e karşı fiberoptik savaşını sürdürürken bile, Çin’in sahip olduğu ve kullandığı gemiler, ABD’nin sahip olduğu fiber hatlarda karmaşık onarım çalışmaları yapmaya devam ediyor.

Kıtalararası verilerin yüzde 99’unu taşıyan ve dünya çapında yaklaşık 1.400 kıyı istasyonuna ulaşan 500’den fazla aktif ve planlanan denizaltı kablosu hattı var. Sektöre danışmanlık yapan TeleGeography, bu kablolar aracılığıyla her gün 10 trilyon dolardan fazla finansal işlemin iletildiğini tahmin ediyor.

Yıllardır, deniz altı kablo sektörü, büyük ölçüde devlete ait telekom operatörlerinin yatırımları tarafından yönlendirildi, ancak son on yılda teknoloji grupları onların yerini aldı. Google, Meta ve Microsoft dahil olmak üzere ABD teknoloji devleri, 2016 ile 2022 yılları arasında kablolara yaklaşık 2 milyar dolar yatırım yaptı ve dünya çapındaki toplamın yüzde 15’ini oluşturdu. Önümüzdeki üç yıl içinde, 3,9 milyar dolar daha yatırım yapılacak.

ABD ve Çin rekabeti okyanus dibinde mi sürecek?

Çin telekomünikasyon şampiyonu Huawei’nin, Birleşik Krallık merkezli denizaltı kablo tesisatçısı Global Marine ile neredeyse eşit bir şekilde sahip olduğu ortak girişimi, Huawei Marine aracılığıyla bir zamanlar denizaltı kablo pazarında başarılı bir şekilde ilerliyordu.

2019’da Trump yönetimi, Huawei’ye ve denizaltı kablosu ortaklığına ait telekom grubuna yaptırımlar uyguladı. Az bilinen bir Çinli kablo üreticisi olan Hengtong Group, Huawei Marine’i satın aldı ve adını HMN Tech olarak değiştirerek bu engeli aşmak istedi.

2020’de ABD hükümeti, ABD’yi doğrudan Çin’e veya Hong Kong’a bağlayan yeni kabloları fiilen yasaklayan Temiz Ağ girişimini de oluşturdu. ABD’yi Hong Kong’a bağlamak için Meta ve Google tarafından inşa edilen bir dönüm noktası niteliğindeki kablo hattı, inşaat çalışmaları devam ederken Washington tarafından engellendi. Geçen yıl hayata geçen Pasifik Hafif Kablo Ağı şimdi Filipinler ve Tayvan’a kadar uzanıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Küresel internetin sağlığının devam etmesi, güvenilir telekomünikasyon altyapısının kolaylaştırdığı sınırlar arası serbest veri akışına bağlıdır. Ülkeler, kablosuz ağlar, karasal ve deniz altı kabloları, uydular, bulut hizmetleri ve veri merkezleri dahil olmak üzere tüm veri ekosisteminden güvenilir olmayan sağlayıcıları dışlayan uygun politika ve düzenleyici çerçeveler koyarak ulusal güvenlik, veri güvenliği ve mahremiyete öncelik vermelidir” ifadelerine yer verdi.

Çin’in deniz altı kabloları için küresel pazarda önemli bir rakip olma hırsı engellenmiş olsa da Pekin hala zemin kazanmanın yollarını arıyor.

Sektördeki kaynaklar, Çin hükümetine ait telekom şirketlerinin odak noktalarını hâlâ ticari ve siyasi etkiye sahip oldukları bölgelere kaydırmaya çalıştıklarını söylüyor.

Financial Times’a göre Çin hükümetine yakın bir kaynak, “Çin, bazı Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde projelere liderlik edebiliyor” dedi.

Bant genişliği talebinin ve onu taşıyan kabloların dünyadaki diğer birçok bölgeden daha hızlı büyüdüğü Asya’da, China Telecom, China Mobile ve China Unicom şu anda Çin’i Singapur ve Japonya’ya bağlayacak iki büyük kablo projesi de dahil olmak üzere birçok büyük kablo projesine liderlik ediyor.

Bununla birlikte, Çinli şirketlerin bugün Batılı gruplarla bir kablo inşa etme ve onu Avrupa limanlarına bağlama konusunda da aynı engeller ile karşılaması mümkün.

Geçtiğimiz yıl Pakistan’ı Kenya üzerinden Fransa’ya bağlayan bir kablo hattı, tamamen finanse edildi ve HMN Tech de dahil olmak üzere Çinli şirketler tarafından inşa edildi.

Çin’in bu konuda başka kaldıraçları da var. Çin’de projeler üzerinde çalışan iki endüstri yöneticisine göre, Çin suları ve Güney Çin Denizi üzerinden kablo döşeyen şirketlere HMN Tech tarafından üretilen kabloları kullanmaları için çok fazla baskı uygulamaya başladı.

Constable’a göre Çinli şirketler, ülkenin yabancı gemilere olan bağımlılığını azaltmak için kablo döşemek ve bakımını yapmak üzere üç gemi görevlendirdi.

 Casusluk endişeleri  

Kabloların casusluk ve sabotajlara karşı savunmasızlığıyla ilgili artan endişe, bazı hükümetlerin karasuları konusunda daha koruyucu hale gelmesine yol açarak hem kablo döşeme hem de bakım izinlerinin alınmasında gecikmelere neden oldu. Endüstri yöneticileri, Endonezya ve Kanada da dahil olmak üzere birçok ülkenin, yalnızca belirli gemilerin ve personelin kendi münhasır ekonomik bölgeleri içinde kablo döşemesini ve bakımını yapmasını zorunlu kılmaya başladığını söylüyor.

Uzun süredir devam eden bakım anlaşmaları nedeniyle, çoğu zaman ülkelerin en hassas, kritik altyapıları ihtilaflı oldukları ülkeler tarafından onarılıyor. Diğerlerinin yanı sıra ABD telekomünikasyon şirketleri AT&T ve Verizon’a ait büyük bir kıtalararası fiber kabloda geçen yıl meydana gelen bir arıza, Çinli bir gemiden çalışan Çinli mühendisler tarafından onarıldı. Aynı yıl, aynı gemi Doğu Çin Denizi’nde bir kısmı Microsoft ve Japon telekomünikasyon grubu SoftBank’a ait olan başka bir arızalı kabloyu tamir etti.

Sektördeki uzmanlar, bu bakım çalışmalarının gerçekleştirildiği anların, bir kablonun kullanım ömrü boyunca bilgisayar korsanlığına ve hasara karşı en büyük savunmasızlık noktalarından bazıları olduğuna dikkat çekiyor. Bu tür onarımlarda veri yakalamak veya bozmak için cihazlar takılabildiğini iddia ediyorlar.

Snowden olayında ortaya çıkan sızıntılara göre Birleşik Krallık istihbarat servisi GCHQ daha önce İngiliz sahilindeki uluslararası kablo iniş istasyonlarından toplu veri toplamıştı.

Bazıları, deniz altı kablolarına ve iniş istasyonlarına kimin sahip olduğunun tartışmalı bir konu olduğunu, çünkü verilerin nispeten düzensiz bir şekilde sınırlar arasında dolaştığını ve bir ülkenin topraklarından geçerken hâlâ erişilebilir olduğunu iddia ediyor.

ASYA

Kuzey Kore lideri Kim, yapay zeka donanımlı yeni intihar dronlarının testlerini denetledi

Yayınlanma

Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (Kuzey Kore) lideri Kim Jong Un, ülkesinin yapay zeka donanımlı yeni intihar ve keşif dronlarını test etmesini bizzat denetledi ve askeri modernizasyon planlarında insansız uçaklara ve yapay zekaya öncelik verilmesi çağrısında bulundu.

Devlet tarafından işletilen Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA) perşembe günü Kim’in Kuzey Kore’nin İnsansız Hava Teknolojisi Kompleksi tarafından üretilen “çeşitli keşif ve intihar dronlarının” test edilmesini denetlediğini söyledi.

Yeni Kuzey Kore insansız hava araçlarının “karada ve denizde farklı stratejik hedefleri ve düşman birliklerinin faaliyetlerini izleme ve takip etme” yeteneğine sahip olduğunu, saldırı dronlarının ise “çeşitli taktik saldırı görevleri için kullanılacağını” belirten KCNA, her iki dron sisteminin de “yeni yapay zeka” ile donatıldığını kaydetti.

Kim, “insansız ekipman ve yapay zeka” üretim kapasitesini genişletmeyi kabul etti ve Kuzey Kore’nin “modern savaşın trendi” olan “akıllı insansız hava araçlarının” “hızlı gelişimini” teşvik etmesi için uzun vadeli bir plan oluşturmanın önemini vurguladı.

KCNA tarafından yayınlanan fotoğraflara göre Kim, yardımcılarıyla birlikte bir savaş uçağından daha büyük olduğu görülen yeni geliştirilmiş bir insansız hava keşif uçağının yanında yürürken ve havadan erken uyarı ve kontrol (AEW) uçağına binerken görüldü.

Londra merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) geçen yıl yayınladığı bir raporda bir AEW uçağının Kuzey Kore’nin mevcut kara radar sistemlerini güçlendirmeye yardımcı olacağını ancak tek bir uçağın yeterli olmayacağını belirtmişti.

KCNA, Kim’in test alanını ziyareti sırasında istihbarat toplama kabiliyetlerinin yanı sıra ülkenin elektronik savaş grubu tarafından yeni geliştirilen elektronik karıştırma ve saldırı sistemleri hakkında da bilgilendirildiğini söyledi.

Öte yandan Güney Kore, perşembe günü yaptığı açıklamada, Kuzey Kore’nin bu yıl Rusya’ya 3,000 askerin yanı sıra füze ve diğer mühimmatları da sağladığını öne sürdü.

Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı (JCS), “Ocak ve şubat ayları arasında takviye olarak 3,000 asker daha gönderildiği tahmin ediliyor” dedi ve 2024 yılında Rusya’ya gönderilen ilk 11,000 Kuzey Kore askerinden 4,000’inin öldüğüne ya da yaralandığına inanıldığını iddia etti.

JCS’nin raporuna göre, “Kuzey Kore insan gücüne ek olarak füze, topçu teçhizatı ve mühimmat tedarik etmeye devam ediyor”.

“Şu ana kadar Kuzey Kore’nin önemli miktarda kısa menzilli balistik füzenin [SRBM] yanı sıra yaklaşık 220 adet 170 mm kundağı motorlu top ve 240 mm çoklu roketatar sağladığı değerlendirilmektedir” denildi.

JCS ayrıca “bu sayıların savaş alanındaki duruma bağlı olarak artabileceği” uyarısında bulundu.

Okumaya Devam Et

ASYA

Trump’ın otomobil tarifeleri Japonya ve Güney Kore’yi alarma geçirdi

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump’ın ithal otomobil ve otomobil parçalarına %25 gümrük vergisi getireceğini açıklamasının ardından Japonya Başbakanı perşembe günü alarm verdi.

Başbakan Shigeru Ishiba bir parlamento oturumu sırasında milletvekillerine “Uygun yanıtları değerlendirmemiz gerekiyor” dedi ve ekledi: “Tüm seçenekler masada olacak.”

Trump ile dönemin Başbakanı Shinzo Abe arasında Eylül 2019’da yapılan ikili bir anlaşmanın altını oyduğu düşünülen bu hamle Japonya için sürpriz oldu. Bu sınırlı ticaret anlaşması Japonya pazarını daha fazla Amerikan tarım ürününe açmıştı. Anlaşma, iki ülkenin “bu anlaşmaların ruhuna aykırı önlemler almaktan kaçınacağını” söylüyor.

Japon otomobil üreticileri duyuruya temkinli bir tepki verdi. Toyota, Subaru, Mazda ve Honda kısa açıklamalar yayınlayarak potansiyel etkiyi değerlendirdiklerini söyledi.

İthal otomobil ve kamyonlara halihazırda %2,5 ve %25 oranında gümrük vergisi uygulanıyor. Yeni tarifeler 3 Nisan’da yürürlüğe girdiğinde bu oranlar sırasıyla %27,5 ve %50’ye yükselecek. Yüzde 25’lik gümrük vergisi motor ve şanzıman gibi otomotiv parçaları için de geçerli olacak ve en geç 3 Mayıs’ta yürürlüğe girecek.

Japonya Baş Kabine Sekreteri Yoshimasa Hayashi, hükümetin muafiyetleri müzakere etme niyetinde olduğunu söyledi. Ekonomistler muafiyetlerin nasıl güvence altına alınabileceğinin net olmadığını, ancak birkaç seçenek olduğunu ifade ediyor.

Ekonomistlere göre Japonya’nın değerlendireceği seçenekler arasında gönüllü ihracat kısıtlamaları, doğal gaz, tahıl ve et gibi kalemlerde ithalatı artırma taahhüdü ve Rus doğal gazının ABD’den gelen doğal gazla değiştirilmesi yer alıyor. 2023 yılında Japonya’nın doğal gaz ithalatının %8,9’u Rusya’dan, %7,2’si ise ABD’den geliyordu.

Dai-ichi Life Research Institute kıdemli ekonomisti Koichi Fujishiro, “Japonya muhtemelen tüm bu seçeneklere bakıyor olacak,” dedi.

Güney Kore de benzer durumda

Güney Kore’nin de benzer şekilde muafiyet istemesi bekleniyor. Analistler, Güney Koreli otomobil üreticisi Hyundai Motor Group’un bu hafta başında  21 milyar dolarlık bir ABD yatırımı yapacağını açıklamasının, müzakere pozisyonuna yardımcı olacağını söyledi.

Samsung Securities’de kıdemli bir analist olan Esther Yim, “ABD ilke olarak tüm ithal otomobillere %25 gümrük vergisi uyguladı,” dedi ve ekledi: “Washington daha sonra her ülkeyle müzakere edebilir ve bence yatırım bir kaldıraç olarak kullanılabilir.”

Güney Kore Sanayi Bakanlığı, tarifeler yürürlüğe girdiğinde “önemli zorluklarla” karşılaşması beklenen ülkenin otomobil üreticilerine yardımcı olmak için nisan ayına kadar acil bir müdahale sözü verdi.

Yıllar içinde küresel otomobil üreticileri ticari sürtüşmelerden kaçınmak için yerel üretime yöneldi. Mitsubishi Araştırma Enstitüsü’ne göre, ABD’de satılan Japon otomobillerinin %60’ı ABD’de üretiliyor. Bu oran Kore otomobilleri için %40’a düşmektedir. Avrupalı markalar için bu oran %70’e kadar çıkıyor.

Japonya misilleme yapabilecek durumda değil

Ishiba tüm seçeneklerin masada olduğunda ısrar etse de, çok az analist Japonya’nın telafi edici önlemlere başvurmasını bekliyor, en azından bu noktada. Fujishiro, “Japonya’nın ABD gümrük vergilerine misilleme yaparak elde edeceği kazanç çok az olacaktır,” dedi.

Şubat ayında Trump ile yaptığı bir zirvede Ishiba, Japonya’nın ABD’deki en büyük yatırımcı ve önemli bir istihdam yaratıcısı olduğuna dikkat çekmiş ve Japon yatırım dengesini 2023 yılında 783,3 milyar dolardan 1 trilyon dolara çıkarmak için çalışacağına söz vermişti.

Japonya’nın ABD’ye en büyük ihracat kalemi olan otomobiller 6 trilyon yen (40 milyar dolar) değerinde olup 2024 yılında Japonya’nın toplam ihracatının %28’ini oluşturacak. Bu miktar Japonya’nın nominal gayrisafi yurtiçi hasılasının %1’ine denk geliyor.

Nomura Araştırma Enstitüsü’nden Takahide Kiuchi, %25 gümrük vergisinin Japonya’nın ABD’ye otomobil ihracatını %15 ila %20 oranında azaltacağını ve Japonya’nın GSYH’sini %0,2 oranında düşüreceğini tahmin ediyor.

Eğer Japon otomobil üreticileri buna üretimi ABD’ye kaydırarak yanıt vermeye çalışırsa, bu durum ülke içindeki istihdamı azaltacak ve uzun vadede ülke ekonomisinin içini boşaltacaktır.

Japonya Otomobil Üreticileri Birliği Başkanı Masanori Katayama geçen hafta düzenlediği basın toplantısında, “Japonya’dan yapılan otomobil ihracatı, Japon otomobil üreticilerinin yerel üretimini tamamlamak ve ABD’nin her eyaletindeki otomobil bayileri aracılığıyla Amerikalı müşterilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için … cazip otomobillerden oluşan bir ürün yelpazesi sağlamak için gereklidir” dedi.

Katayama, ABD gümrük tarifesini uygulamaya koyduğunda, “önemli bir üretim ayarlaması olması bekleniyor. Japon otomobil endüstrisi sadece otomobil üreticilerinden oluşmuyor, aynı zamanda parça tedarikçileri ve 5.5 milyon kişiyi de kapsıyor” dedi.

Katayama, sektörün ve Japon hükümetinin harekete geçmek ve yerel tedarik zincirlerini sağlam tutmak için bir araya gelmesi gerektiği konusunda ısrar etti.

Tarifelerin Amerikan otomobil üreticilerine de zarar vermesi bekleniyor çünkü onlar da maliyetleri düşük tutmak ve otomobillerini pazarda rekabetçi kılmak için parça tedarik ediyor ve üretimi küresel bazda gerçekleştiriyor.

Nomura analisti Anindya Das, General Motors’un Meksika’daki fabrikalara olan bağımlılığı nedeniyle yıllık bazda faaliyet zararına düşebileceğini söyledi. Toyota’nın da faaliyet karında %30’luk bir düşüş görebileceğini sözlerine ekledi.

Toyota, Honda, Nissan ve diğerleri dahil olmak üzere ABD’de faaliyet gösteren uluslararası otomobil üreticilerini temsil eden bir endüstri grubu olan Autos Drive America’nın başkanı ve CEO’su Jennifer Safavian, “Bugün uygulanan tarifeler, ABD’de otomobil üretmeyi ve satmayı daha pahalı hale getirecek, sonuçta daha yüksek fiyatlara, tüketiciler için daha az seçeneğe ve ABD’de daha az üretim işine yol açacaktır” dedi.

Trump’tan ithal otomobillere yüzde 25 gümrük tarifesi

Okumaya Devam Et

ASYA

Güney Kore’de ana muhalefet partisi lideri ‘seçim yasasını ihlal etme’ davasından aklandı

Yayınlanma

Güney Kore’de mahkeme çarşamba günü bir alt mahkemenin kararını bozarak ana muhalefet partisi liderinin seçim yasasını ihlal etmekten suçlu olmadığına karar verdi; bu karar onanırsa bir sonraki başkanlık seçimlerinde aday olmasının önü açılmış olacak.

Savcılar kararı temyize götürebilir ve bu da davayı Güney Kore’nin en yüksek yargı organı olan Yüksek Mahkeme’ye taşıyabilir.

Kararın açıklanmasının ardından mahkeme dışında konuşan Lee Jae-myung, “doğru bir karar” olarak nitelendirdiği karar için mahkemeye teşekkür etti.

Lee’ye yöneltilen suçlamalar, 2021 yılında partisinin başkanlık ön seçimlerinde yarışırken, bir emlak geliştirme skandalının kilit isimlerinden biriyle tanışıklığı olmadığını iddia ettiği sözlerinden kaynaklanıyor. Söz konusu skandal, Lee’nin belediye başkanı olduğu Seongnam kentindeki bir yeniden geliştirme projesiyle ilgiliydi. Savcılar Lee’nin işadamı Kim Moon-ki ile olan ilişkisi hakkında yalan söyleyerek emlak anlaşmasındaki kendi suçunu gizlemeye çalıştığını iddia ediyor.

Mahkemenin kararının açıklanmasının hemen ardından iktidardaki Halk Gücü Partisi lideri Kweon Seong-dong kararı “üzüntü verici” olarak nitelendirdi ve Yüksek Mahkeme’yi davayı hızla karara bağlamaya çağırdı.

Eğitimli bir avukat ve deneyimli bir siyasetçi olan Lee, 2022 başkanlık seçimlerini Güney Kore’nin demokrasi tarihindeki en az farkla şimdi görevden alınan Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’a karşı kaybetmişti.

Lee’nin azılı rakibi olan Yoon, aralık ayında ayaklanmaya liderlik etmek suçlamasıyla görevden alınmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararını bekliyor. Milletvekilleri, aralık ayı başında Güney Kore’yi muhalefetteki “devlet karşıtı güçlerden” korumak için gerekli olduğunu iddia ettiği sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından Yoon’un görevden alınması yönünde oy kullandı. Önlem Ulusal Meclis’te hızla reddedildi, ancak bu girişim aylar sonra hala devam eden bir siyasi krize yol açtı.

Anayasa Mahkemesi, Yoon’un davasına ilişkin duruşmaları geçen ayın sonlarında tamamladı ve resmi bir tarih açıklanmamasına rağmen kararını birkaç gün içinde vermesi bekleniyor. Mahkeme Yoon’u suçsuz bulursa, derhal görevine iade edilecek. Suçlu bulunması halinde ise 60 gün içinde erken seçime gidilecek.

Anket şirketi Gallup Korea tarafından geçen hafta açıklanan veriler, Lee’nin bir sonraki başkanlık seçimlerinde yarışabilecek adaylar arasında önde gelen seçenek olduğunu gösterdi. Lee, %36’lık destek oranıyla 2 numaralı muhtemel aday olan muhafazakar Çalışma Bakanı Kim Moon-soo’nun çok önünde yer aldı.

Yoon’un azil gecikmesi: Hukuki titizlik mi? Siyasi çıkmaz mı?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English