Bizi Takip Edin

ASYA

Pakistan’da siyasiler yaklaşan seçimleri erteletmeye çalışıyor

Yayınlanma

Pakistan’da genel seçimler yaklaşırken, çok sayıda aktör seçimlerin ertelenmesi için baskı yapıyor.

Şu ana kadar erteleme için yapılan en net girişim geçtiğimiz cuma günü Senato’nun hükümeti güvenlik endişeleri nedeniyle 8 Şubat’taki oylamayı ertelemeye çağıran bir kararı kabul etmesiyle geldi. Pakistan’ın önde gelen İslamcı siyasetçilerinden Molana Fazal ur Rehman da bu kararı destekledi.

Öte yandan uzmanlara göre şiddet korkusu temelsiz değil. Pazartesi günü, çocuk felciyle mücadele kampanyası sırasında Hayber Pakhtunkhwa eyaletinde Pakistan Talibanı tarafından altı polisin öldürülmesi, güvenlik personeline yönelik son saldırı oldu. Geçtiğimiz cuma günü de İslamabad’da Sünni bir mezhep grubuna mensup bir din adamının vurularak öldürülmesi protestolara yol açtı.

İmran Han’ın geri dönüşünü engelleme saplantısı

Zayıflayan güvenlik durumu, seçimin ertelenmesi için bir bahane oluştururken, Nikkei Asia’ya konuşan pek çok siyasetçi ve analist, zaten geç kalmış olan oylamanın daha da geciktirilmesinin demokratik sisteme zarar vereceğini söyledi.

Karaçi’de yaşayan siyasi yorumcu Amber Rahim Shamsi, Nikkei’ye verdiği demeçte, “[Askeri] müesses nizama bağlı olan ancak Pakistan halkına hesap vermeyen uzun süreli bir geçici hükümet düzeni, sivillerin yönetimdeki söz hakkını aşındırdı” dedi.

Eski Başbakan İmran Han’ın Nisan 2022’de devrilmesinin ardından Pakistan Müslüman Ligi-Nawaz (PML-N) partisi liderliğindeki bir koalisyon hükümeti görevi devraldı. Geçtiğimiz ağustos ayında ise, başlangıçta 2023’ün sonlarında yapılması beklenen seçimlere nezaret etmek üzere geçici bir hükümet için feshedildi.

İslamabad’da bir siyaset uzmanı olan Cyril Almeida, Pakistan’ın artık anayasal parametrelerin dışında hareket ettiğine inanıyor. Almeida, İmran Han’ın geri dönüşünü engellemeye yönelik bir saplantı oluştuğunu söyledi.

“Askerlerin ve İmran Han’ın yanında yer almayan sivillerin tek bir gündemi var: İmran Han’ı iktidardan uzak tutmak. Dolayısıyla bunu başarmak için ne gerekiyorsa ordu ve sivil müttefikleri düşünmeye hazır” dedi.

Eşit olmayan bir rekabetten şikayet eden Han’ın Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) partisi düşüşte ama tam olarak dışarıda değil. Han’ın ve PTI liderlerinin ezici çoğunluğunun seçim adaylık belgeleri başlangıçta reddedilmişti. Daha sonra temyiz mahkemeleri, Han için olmasa da kararların çoğunu bozdu.

Çarşamba günü Peşaver’deki Yüksek Mahkeme, PTI’nın ticari sembolü olan kriket sopası altında seçimlere katılabileceğine karar verdi. Daha önce Seçim Komisyonu teknik bir gerekçeyle PTI’yı kendi sembolünden mahrum bırakmıştı.

Bu arada, bir zamanlar sürgünde olan eski Başbakan Navaz Şerif’in siyaset yasağı bu hafta kaldırılarak aday olmasının önü açıldı. Şerif ve partisi PML-N artık yaygın olarak askeri kurumların tercihi olarak görülüyor.

Pakistan İnsan Hakları Komisyonu endişeli

Pakistan İnsan Hakları Komisyonu seçim sürecine ilişkin endişelerini dile getirdi. Komisyon, 1 Ocak’ta Twitter üzerinden yaptığı açıklamada “Bu noktada, yaklaşan seçimlerin özgür, adil ya da güvenilir olacağını gösteren çok az kanıt var” dedi.

Nikkei’ye konuşan İslamabad’da yaşayan bir başka siyasi analist Shahid Maitla, müesses nizamın ve geçici hükümetin, kitleler arasında hala büyük bir cazibeye sahip olan Han’ın popülaritesini kontrol etmekte başarısız olduğuna inanıyor. Maitla, “Han’ın partisinin kısıtlanması mahkemelerin, polisin ve medyanın yönetimi yoluyla sağlanıyor” dedi.

Geçici hükümet iktidarını sürdürebilmeye çalışıyor

Rehman’ın liderliğindeki en büyük İslamcı parti olan Jamiat Ulema-e-Islam-Fazal’a atıfta bulunan Maitla, “iş dünyası, bakıcılar ve JUI-F gibi popüler olmayan siyasi oyunculardan çıkarları olanların, seçimlerin ertelenmesi için müesses nizama baskı yaptığını” söyledi.

Hatta Maitla, geçici hükümetin bazı üyelerinin önde gelen gazeteciler arasında lobi faaliyeti yürüttüğünü ve bu sayede müesses nizamı ve yargıyı etkileyerek iktidarlarını sürdürebilmek için seçimlerin ertelenmesini sağladıklarını öne sürdü.

Ancak uzmanlar, geçici yönetimin giderek daha fazla sevilmemesinin bu durumu daha da zorlaştırdığını söylüyor.

Son günlerde geçici Başbakan Anwaar ul-Haq Kakar ve Enformasyon Bakanı Murtaza Solangi farklı forumlarda yaptıkları yorumlar nedeniyle ağır eleştirilere maruz kaldılar. Kakar, Belucistan eyaletinde ortadan kaybolmaları protesto eden kadınların “teröristlerin savunucuları” olduğunu öne sürdü ve onları destekleyenlerden “gidip onlara katılmalarını” istedi.

Maitla, geçici hükümetin Pakistan’ın Afgan göçmenlerin ülkelerine geri gönderilmesi ve İsrail-Hamas savaşı konusundaki tutumunu da etkili bir şekilde anlatamadığını söyledi. ” Maitla, “Müesses nizam geçici yönetimden hiç memnun değil” dedi ve ekledi: “Seçimler yaklaşıyor olmasaydı, birçoğu değiştirilmiş olacaktı.”

ASYA

Trump’ın ticari tutumu Asya ülkelerini bölgesel ittifaklara itiyor

Yayınlanma

Analistlere göre Asya ülkeleri, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın korumacı söylemine, ABD’nin katılımı olmadan uluslar ötesi ekonomik işbirliğini teşvik etmeyi amaçlayan bölgesel ve ikili ticaret anlaşmalarına daha fazla önem vererek karşılık veriyor.

Trump, 20 Ocak’ta ikinci dönem için yemin ettikten sonra ABD ithalatına %20’ye varan genel vergilerin yanı sıra Çin mallarına %60 oranında gümrük vergisi uygulama sözü vererek gümrük tarifelerini 2024 başkanlık kampanyasının temel taşı haline getirdi.

Peru’da düzenlenen son Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) forumunda, 21 üyenin birçoğunun liderleri jeopolitik gerilimler artarken ve tedarik zincirleri yıpranırken bölgesel ekonomik entegrasyonun güçlendirilmesi çağrısında bulundu.

Çin Peru ile daha güçlü bir ticaret anlaşması imzalarken, Endonezya Kanada ile bir ticaret anlaşması üzerinde mutabık kaldı.

Singapur Başbakanı Lawrence Wong, APEC ülkelerini kapsayan ve halen üzerinde çalışılan bir anlaşma olan Asya Pasifik Serbest Ticaret Bölgesi’nin yeniden canlandırılmasının önemini vurguladı.

Wong, “APEC şimdi eskisinden daha önemli” dedi.

Çok taraflı bölgesel ekonomik ortaklıklar

Ekonomistler, Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) ve Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşma gibi Washington’u içermeyen ticaret anlaşmalarının önümüzdeki yıllarda Asya ülkeleri için daha önemli hale geleceğini söylüyor.

Sürdürülebilir ticareti teşvik eden Asya merkezli bir grup olan Hinrich Vakfı’nın ticaret politikası başkanı Deborah Elms, Nikkei Asia’ya yaptığı değerlendirmede, “Bu, çöken küresel sistemden kaynaklanan kaos ve hasarın bir kısmını yönetmemize yardımcı olacak” dedi.

Çin, Japonya, Güney Kore ve ASEAN üyeleri dahil olmak üzere 15 Asya-Pasifik ülkesi arasında bir ticaret anlaşması olan RCEP, ABD-Çin ticaret savaşının arka planında sekiz yıl süren müzakerelerin ardından Kasım 2020’de imzalandı. Bu ülkeler dünya gayrisafi yurtiçi hasılasının yaklaşık %30’unu temsil ediyor.

Trump 2017 yılında ABD’yi Trans-Pasifik Ortaklığı’ndan çekerek Tokyo’yu anlaşmanın liderliğini üstlenmek durumunda bıraktı. Şu anda CPTPP olarak bilinen ve Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur ve Vietnam’ın da aralarında bulunduğu 11 ülkeden oluşan grup altıncı yılına girmek üzere. Üyeler arasındaki ticaret 2018’den 2021’e kadar %5,5 arttı. Birleşik Krallık aralık ayında katılıyor, Çin de üye olmak istiyor.

Trump’ın küreselleşme karşıtı tutumu karşısında bazı analistler Japonya’yı CPTPP’yi geliştirmeye, üye eklemeye ve Avrupa Birliği ile işbirliğini ilerletmeye çağırıyor.

APEC’teki Çinli bir delege şunları söyledi: “Günün sonunda çok sayıda ticaret ortağımız var.”

Ancak Çin’in ekonomi politikası bölgesel ticari işbirliğinin önünde engel teşkil edebilir. Pekin

Asia Decoded danışmanlık şirketinin kurucusu Priyanka Kishore ise, bölgesel ticareti teşvik etmek için Çin’in iç tüketimi canlandırması ve daha fazla ithalat yapması gerektiğini söyledi.

Nikkei’ye konuşan Kishore, “Çin, bölgenin dış talebini desteklemede çok önemli bir role sahip” dedi ve ekledi: “Bölge içi ticaretin şampiyonu olmak istiyorsa daha fazlasını yapmalı.”

Yeni ticaret ortakları bulmaları 5 yıl sürebilir

Daha yüksek ABD tarifeleri, ticaretin GSYH’ye oranı %100’ün üzerinde olan Singapur, Hong Kong, Vietnam gibi Asya ekonomileri için özellikle zor olabilir. Singapur ve Güney Kore şu anda ABD ile serbest ticaret anlaşması olan tek Asya ülkeleridir.

Gümrük vergileri ABD’deki ithalatçılar tarafından ödenmekte ve ABD Gümrük ve Sınır Koruması tarafından tahsil edilmektedir. Daha yüksek maliyetler müşterilere yansıtılabilse de tarifeler, ürünlerinin satışını zorlaştırarak yabancı ülkelere zarar verebilir.

Fudan Üniversitesi’nde ekonomist olan Yang Zhou’nun araştırmasına göre, 2018’deki ticaret savaşı Çin’e 35 milyar dolara, ABD’ye ise 15 milyar dolara mal oldu.

Kendisini dünya ticaretini etkileyen politikaların bağımsız bir gözlemcisi olarak tanımlayan Global Trade Alert, Asya ülkelerinin ABD pazarına erişimlerinin engellendiği en kötü durum senaryosuyla nasıl başa çıkacaklarını ölçmeye çalıştı. Analiz, bu ülkelerin yeni ticaret ortakları bulmalarının ortalama beş yıl alacağını ortaya koydu.

Çalışmaya göre, ABD’nin yerini Çin, AB, Vietnam ve Japonya’daki ticaret ortaklarıyla doldurmak için 24 yıla ihtiyaç duyacak olan Tayland gibi ülkeler için bu görev daha zor olacaktır. Güney Kore için bu süre 2038 yılına kadar uzayacaktır.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin, Japon vatandaşları için vizesiz seyahati yeniden başlatıyor

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanlığı cuma günü yaptığı açıklamada, hükümetin 30 Kasım’dan itibaren ülkeye seyahat edecek Japon vatandaşları için vize şartlarından feragat edeceğini duyurdu.

Japonya, vize muafiyeti listesine eklenen Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan’ın da aralarında bulunduğu bir grup Avrupa ülkesinin yanında yer aldı. Bu uygulama önümüzdeki yılın sonuna kadar sürecek.

Son muafiyetlerle birlikte uygun ülkeler listesi 38’e yükseldi. Pekin ayrıca vizesiz kalış süresini de 15 günden 30 güne çıkardı.

Japonya’nın listeye dahil edilmesi kararı, Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in geçen hafta Peru’da düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu çerçevesinde bir araya gelerek “ortak stratejik çıkarlar” doğrultusunda işbirliği yapma konusunda mutabık kalmalarının ardından geldi.

Çin, COVID-19 salgını sırasında Japon ve diğer yolcular için vize muafiyetlerini askıya almıştı. Pekin, 2023 yılında sıfır COVID politikasını kaldırdığından beri Avrupa ve Güneydoğu Asya’daki düzinelerce ülke için vizelerden feragat etti. Ancak Japon vatandaşlarının 15 gün veya daha kısa süreli kalışlar için bile vize almaları gerekiyor.

Japon yetkililer Çin’i vize politikasını hafifletmeye zorluyor.

Bu önlem iş ya da tatil amaçlı seyahatleri daha kolay hale getirecek, ancak Çin’e giden Japon ziyaretçilerde önemli bir artışa yol açıp açmayacağı belirsiz.

Japonya’dan yurt dışına seyahatler zayıf yen nedeniyle durgun seyrediyor.

Öte yandan, Japonya’ya seyahat eden Çin vatandaşlarının hala vize almaları gerekiyor ve bu politika pandemi öncesinden beri uygulanıyor. Japon medya kuruluşları Tokyo’nun Çin’e karşılıklı vizesiz seyahat sunmayı planlamadığını, ancak uygulamayı basitleştirmeyi düşündüğünü bildirdi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English