Bizi Takip Edin

AMERİKA

Pentagon, Japonya’nın karşı saldırı kabiliyetini geliştirmesine destek verecek

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, Japonya’nın karşı saldırı kabiliyetini geliştirmesine yardım etmeye hazır olduklarını söyledi.

Kirby’nin yorumları, ABD Başkanı Joe Biden ile Japonya Başbakanı Fumio Kishida arasında bugün Beyaz Saray’da yapılacak zirve öncesinde geldi. Ekim 2021’de başbakan olduğundan beri Washington’a ilk ziyaretini yapan Kishida, Bide ile Japonya’nın yeni savunma stratejisini görüşecek ve bu konuda destek isteyecek. Kishida ayrıca, Japonya’nın karşı saldırı kabiliyetini geliştirmesi için ABD yapımı Tomahawk seyir füzeleri satın almak istiyor.

Japonya-ABD ilişkileri üzerine Nikkei Asia’ya konuşan Kirby, Washington’ın düşman bölgesine füze fırlatmak için bir karşı saldırı yeteneği edinme ve geliştirme konusunda Japonya’ya yardım etmeye istekli olduğunu bildirdi.

“Japonya, herhangi bir yeteneğini (askeri) geliştirmek için yardım talep ederse, kesinlikle bunun için çalışırız” ifadelerini kullanan Kirby, Japonya’nın revize edilmiş yeni savunma stratejisinin de öz savunma kuvvetlerinin bölgesel güvenliğe daha fazla dahil olması için çok sağlam bir çerçeve sağladığını savundu.

Japonya saldırıya uğrarsa ABD savunacak

ABD’nin Japonya ile ikili ve hatta üçlü tatbikatlar ve girişimler yoluyla ittifakı ve işbirliğini derinleştirmek için fırsatlar aradığını kaydeden Kirby, bu hafta Washington’da savunma bakanları arasında gerçekleştirilen toplantıda aynı zamanda Japonya-ABD Savunma Anlaşmasının kapsamının genişletilerek, Japonya herhangi bir saldırıya uğradığı takdirde ABD’nin savunmak zorunda olacağı maddesinin eklendiğini bildirdi.

Kirby bu değişikliği, “ittifakı modern çağa taşımak” olarak nitelendirdi. Biden yönetiminin savunma stratejisi, “entegre caydırıcılık” kavramını veya küresel düzene yönelik tehditlere “müttefiklerle işbirliği içinde yanıt vermeyi” vurguluyor.

“Entegre savunma” kavramının bir slogan olmadığının altını çizen Kirby, “Hint-Pasifik’teki ortaklarımız ve müttefiklerimiz önemli askeri savunma yeteneklerine sahip ve tüm bunları daha koordineli bir caydırıcılık çerçevesine dönüştürmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Tayvan konusunda da konuşan Kirby, Washington’ın “Tayvan Boğazı üzerindeki durumu değiştirmeye yönelik her türlü tek taraflı eyleme karşı çıkmaya devam ettiği” şeklindeki tutumunu yineledi. Kirby diğer yandan, askeri çatışmadan kaçınmak için Çin ile diyalog kanallarını güvence altına alma arzusunu dile getirdi.

Tokyo’nun yeni savunma stratejisi

İkinci Dünya Savaşı’ndan beri izlediği savunma doktrinin değiştiren Japonya aktif silahlanmaya ve karşı saldırı kabiliyetini geliştirmeye yöneldi. Aynı zamanda savunma harcamalarını GSYİH’nın yüzde 2’sine çıkaran Kishida yönetimi, bu değişikliği gerekçelendirmek için ülkeyi “savaş sonrası en şiddetli güvenlik ortamının ortasında” olarak tanımladı. Aynı belgede, Çin, Rusya ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti mücadele edilmesi gereken tehditler olarak nitelendirilirken, Japonya’nın savunma stratejisinin ABD ile tamamen uyumlulaştırılacağı vurgulanıyor.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English