Bizi Takip Edin

AMERİKA

Pentagon, Silikon Vadisini kıskaca aldı: Sermaye, savunma sanayisine akıyor

Yayınlanma

ABD’de, özellikle teknoloji startuplarını finanse etmekte öne çıkan Silikon Vadisi Bankasının (SVB) batmasının ardından Pentagon harekete geçti.

Silikon Vadisindeki teknoloji startuplarının en büyük müşterisi olan ABD Savunma Bakanlığı, Çin’in askeri alandaki ilerleme hızına yetişmek için Silikon Vadisindeki teknoloji firmalarını daha sıkı bir şekilde kendisine bağlamak istiyor.

Wall Street Journal’da (WSJ) yer alan habere göre, Pentagon yeni silah teknolojilerini ve tedarikçileri daha hızlı finanse etme ve geliştirme çabalarına Silikon Vadisi girişimlerini de dahil etmeye çalışıyor.

Özel sektörden yararlanma çabası, ABD savunma sanayisinin, araştırma için devlet fonlarına bel bağlayan birkaç büyük şirkete bağımlılığa yol açtığı ve inovasyonu engellediği yönündeki endişelerin ardından geldi.

Hedef Çin ile yarışmak

Stanford Üniversitesindeki Gordian Knot Ulusal Güvenlik İnovasyon Merkezinin kurucularından Steve Blank, bazı tahminlere göre Pekin’in teknoloji sektörüne yaptığı sermaye girişinin 1 trilyon dolardan fazla olduğunu söylüyor.

Blank, “Çin, Silikon Vadisi gibi organize olmuş durumda, Pentagon ise daha çok Detroit’teki bir otomobil üreticisi gibi örgütlenmiş durumda. Bu adil bir mücadele değil,” diyor.

Biden yönetimi kısa bir süre önce Pentagon’un Stratejik Sermaye Ofisi adı verilen ve ordu için kritik olarak görülen teknoloji ve ürünleri üreten şirketlere daha fazla yatırım, özellikle de risk sermayesi çekmek üzere tasarlanan yeni bir birimini finanse etmek için 115 milyon dolar talep etti.

Risk sermayesi savunma sanayisine akıyor

WSJ’ye göre bu çabalar, Washington’un Çin’e odaklanması ve Elon Musk’ın SpaceX’i gibi şirketlerin Pentagon’dan iş alma konusundaki başarılarının da etkisiyle, risk sermayesi yatırımcılarının askeri sektörlere olan ilgisinin arttığı bir döneme denk geliyor.

Şu anda özel sermayeden ABD savunma ve havacılık piyasasına yılda yaklaşık 6 milyar dolar akıyor. Bu akışın değeri 2017 yılında 1 milyar dolardı.

Federal hükümetin SVB’deki mevduatları kurtarma kararının, Silikon Vadisinde Pentagon’a iş yapan teknoloji startuplarına rahat bir nefes aldırdığı vurgulanıyor.

WSJ’ye konuşan Pentagon’un ordu ile teknoloji girişimleri arasındaki bağları güçlendirmeyi amaçlayan Savunma İnovasyon Biriminin eski direktörü Mike Brown, hükümetin devreye girmemesi halinde bazı askeri üretimlerin riske girebileceğini söylüyor.

“Bu durum mevcut tedarik zincirinde acil sorunlar yaratabilirdi,” diyen Brown, gizli programların bazı tedarikçilerinin tehlikeye girebileceğini de sözlerine ekliyor.

Risk sermayesi Founders Fund’ın ortaklarından Trae Stephens, yatırımcıların startup pazarındaki değişen dinamikler nedeniyle savunma sektörüne yöneldiğini söylüyor.

Stephens’a göre birçok risk sermayedarının görüşü şöyle: “Artık kriptoya sermaye aktaramazsınız, artık e-ticarete sermaye aktaramazsınız. Sermayeyi nereye aktaracağım? Resesyona dayanıklı bir kategori var, o da savunma.”

Startup ‘bombası’

CIA’in risk sermayesi kolu olan In-Q-Tel’i yöneten Gilman Louie, “Siber, yapay zeka ve yazılım alanlarına hakim olanlar daha genç, yenilikçi şirketler,” diyor.

Ama uzun vadede teknoloji startupları için parlak bir gelecek görmeyenler de var.

Örneğin Founders Fund’dan Trae Stephens, Pentagon’un büyük savunma yüklenicileri aracılığıyla çalışma eğiliminin, risk sermayesi tarafından finanse edilen daha küçük girişimlerin çoğunun muhtemelen hayatta kalamayacağı anlamına geldiğini söylüyor ve ekliyor: “Bu sadece patlamayı bekleyen saatli bir bomba.”

Pentagon’un satın alma şefi Bill LaPlante ise geçen yıl geleneksel savunma üreticilerine üretimdeki gecikmelerden dolayı, Silikon Vadisine ise Avrupa’daki topçu savaşının ortasında ‘yapay zeka ve kuantum hesaplama’ gibi teknolojilerin uygunluğunu sorgulayarak tepki göstermişti.

LaPlante, “Teknoloji biraderleri bize Ukrayna’da o kadar da yardımcı olmuyor,” demişti.

WSJ’ye yaptığı açıklamada LaPlante, “Benim asıl kastettiğim, Ukrayna’daki savaşı etkileyecek bir zaman diliminde henüz gelişmemiş olan, arzu edilen, çoğu zaman ulaşılması zor teknoloji kabiliyetleridir,” dedi.

Pentagon yetkilisi, Pentagon’a ve Ukrayna ordusuna uydu hizmetleri sağlayan SpaceX gibi şirketlerin ise ‘muharebeye yardımcı olduğunu’ sözlerine ekledi.

Silikon Vadisi üzerindeki kontrol artacak

Bütün bunlara rağmen, Pentagon bağlantılı risk sermayesi yatırımcıları, SVB’nin batışının Silikon Vadisi ile savunma sanayisi arasındaki bağın sıkılaştırılması için bir işaret olduğunu düşünüyorlar.

Örneğin DefenseOne’da yer alan bir habere göre, da önce Pentagon ile Silikon Vadisi arasındaki bağları yöneten Michael Brown, SVB mevduat sahiplerinin fonlarının yok olmasının ulusal güvenlik üzerindeki etkilerinin kaybedilen paranın çok ötesine geçeceğini düşünüyor.

Çünkü SVB’de fonları olan genç girişimlerin çoğu, savunma ve ulusal güvenlik uygulamaları olan projeler üzerinde çalışıyordu.

Kara kutu olarak özel sermaye şirketleri

Bu konuda özel sermaye şirketlerinin de atılım yaptığı görülüyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) araştırmasına göre, sadece 2021 yılında, özel sermaye fonları savunmayla ilgili yaklaşık 140 anlaşmaya 15 milyar dolar yatırım yaptı.

Firmalar, ABD hükümetine ikinci önde gelen hizmet sağlayıcısı olduğunu söyleyen Amentum da dahil olmak üzere dünyanın en büyük savunma müteahhitlerinden bazılarını satın aldı. 

Amentum geçen ay Hava Kuvvetleri ile 4,7 milyar dolarlık bir sözleşme imzalamıştı.

SIPRI araştırmacıları Lorenzo Scarazzato ve Madison Lipson’a göre, özel fonların portföy şirketleri hakkında bilgi paylaşmaları gerekmediği için sözleşmelerin içeriği karanlıkta kalıyor.

“Bu şirketlerle ilgili verileri yayınlayamıyoruz,” diyen Scarazzato, özel sermaye satın alımlarının ‘yükselen trendinin’ SIPRI’nin dünyanın en büyük savunma şirketleri listesini yayınlamayı sürdürmesini zorlaştırabileceğini belirtti. 

Pentagon’a ‘esneme’ çağrısı

Araştırmacı, “Bir bakıma veritabanımız bu eğilim nedeniyle sakatlanmış oluyor,” diyor.

Özel sermaye şirketleri şu anda Humvee’ler ve Hummer arabaları üreten AM General ve MRAP zırhlı araçlarının önde gelen üreticisi Navistar Defense’in kontrol hissesine sahip.

Danışmanlık şirketi KPMG, 2021 raporunda, ‘artan küresel güvensizlik’ ve COVID-19 pandemisi gibi faktörler nedeniyle, savunma şirketlerine yatırım yapmak için ‘şu an belki de en iyi zamanlardan biri’ olduğunu savunuyordu.

Pentagon, kendi startup sözleşmelerinde şimdiye kadar özel girişim şirketlerinin yaptığı türden sözleşmeleri değil, prototip geliştirme sözleşmeleri veriyordu. RAND’da yayınlanan bir incelemede, Pentagon’un artık ‘daha esnek’ özel sermaye sözleşmelerine izin vermesi gerektiği vurgulanıyor, CIA’in de benzer bir yöntem izlediği hatırlatılıyor.

AMERİKA

Demokrat New York Belediye Başkanı Adams’tan Musk’a övgü

Yayınlanma

New York’un Demokrat Belediye Başkanı Eric Adams, Elon Musk’ın seçilmiş başkan Donald Trump’ın kabinesine dahil edilmesini memnuniyetle karşıladığını söyledi.

Son zamanlarda Trump’a karşı oldukça yumuşak bir tutum sergilediği öne sürülen Adams, Musk’ın Devlet Verimlilik Departmanındaki (DOGE) yeni yerini, “Belediye Binasını düzene sokma teklifine benzer bir çaba” olarak nitelendirdi.

Adams, PIX 11’e verdiği röportajda, “Bazılarının tartışabileceği gibi, bu göreve getirilmesinin önemli olduğunu düşündüğüm kişilerden biri de Elon Musk. Herhangi bir değişiklik yapmak istemeyen bürokrasiyle dolu çağdışı bir hükümetle karşı karşıyayız,” dedi.

New York Belediye Başkanı Adams’ın Türkiye bağlantılarına ilişkin yeni iddialar

Adams, hükümeti modernleştirmenin insansız hava araçları kullanmak kadar basit olabileceğini savundu.

Central Park yakınlarındaki bir basın brifinginde Adams, drone ekiplerini New York Polis Departmanının (NYPD) çeşitli bölgeleriyle eşleştirecek yeni bir girişimden bahsetti. Görevliler, acil durum çağrıları alınır alınmaz cihazları konuşlandıracak ve bunları rutin mahalle devriyeleri için kullanacak.

Adams ayrıca Trump’ın Florida’daki konutunu korumak için kullanılan robot köpekten de övgüyle bahsetti. Belediye Başkanı, 2023 yılında Times Meydanında düzenlenen bir basın toplantısında aynı üretici tarafından üretilen bir makineyi tanıtmıştı.

New York polisinden gözaltındaki Filistin yanlısı eylemcilere işkence

Adams, “Ben teknolojiye inanan biriyim. Birçoğunuzun yeni başkanın bizim burada kullandığımız teknolojilerden biri olan Digidog’u kullandığını fark edip etmediğini bilmiyorum. Şu anda Florida’da arazisini korumak için kullanıyor. Bu da bizim önden gittiğimizi gösteriyor,” dedi.

Belediye Başkanı, “Vizyonunuzu anlayan ve bu vizyonla hareket etmeye istekli olan doğru insanları seçmelisiniz ve [Trump] buna inananları seçiyor,” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump, Adalet Bakanlığını Gaetz’e, istihbaratı Gabbard’a emanet etti

Yayınlanma

ABD’nin seçilmiş başkanı Tulsi Gabbard kabinesini yeni atamalar yapıyor.

Trump sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, en sadık destekçilerinden biri olan Florida Temsilciler Meclisi üyesi Matt Gaetz’i Adalet Bakanı olarak aday göstereceğini duyurdu.

Gaetz hakkında daha önce çeşitli soruşturmalar açılmış ve bazı Cumhuriyetçi senatörler Gaetz’in adaylığına destek verme konusunda çekincelerini dile getirmişlerdi.

Trump yaptığı açıklamada, “Matt, Silah Olarak Yapılandırılmış Hükümete son verecek, Sınırlarımızı koruyacak, Suç Örgütlerini dağıtacak ve Amerikalıların Adalet Bakanlığına karşı kötü bir şekilde sarsılan İnanç ve Güvenini yeniden tesis edecektir,” dedi.

Hakkında soruşturma olan Adalet Bakanı

Trump, Gaetz’in ilk görevden alınma soruşturması sırasında kendisini savunmasına atıfta bulunarak, yeni bakanın “Rusya Aldatmacasının yenilgiye uğratılmasında” kilit bir rol oynadığını savundu.

Temsilciler Meclisi Etik Komitesi haziran ayında Gaetz hakkında cinsel suiistimal, uyuşturucu kullanımı ve görevi engelleme gibi iddialarla ilgili soruşturma yürüttüğünü açıklamıştı. Gaetz tüm suçları reddetti ve seks ticareti yasalarını ihlal ettiği ve adaleti engellediği iddialarına ilişkin geçen yıl kapatılan Adalet Bakanlığı soruşturması boyunca masum olduğunu savundu.

New York Times’ın haberine göre, Adalet Bakanlığı iki yıl boyunca, 17 yaşındaki bir kızla uygunsuz cinsel ilişkiye girdiği ve muhtemelen federal seks ticareti yasalarını ihlal ettiği iddialarını inceledi. Bakanlık geçen yıl Gaetz hakkında herhangi bir suçlamada bulunmadan soruşturmayı kapattı.

İsrail lobisi Gaetz’in seçimine tepkili

Öte yandan ABD’deki İsrail lobisi Gaetz’in seçiminden memnun kalmadı.

2018’de ADL ve Cumhuriyetçi Yahudi Koalisyonu, o dönemde ilk dönemini yaşayan Gaetz’i, Holokost inkârcısı bir kişiyi Birliğin Durumu konuşmasına konuk olarak davet ettiği için eleştirmişti.

Konuk Charles Johnson, Holokost’ta 6 milyon Yahudinin öldürüldüğünden şüphe ettiğini söylemiş ve “sadece 250.000 kişinin hastalıktan öldüğünü” öne sürmüştü.

Gaetz, Johnson’ın “Holokost inkârcısı” olduğunu reddetmişti. BuzzFeed’e verdiği demeçte, “Holokost inkârcısı değil ve Yahudi karşıtı da değil. O bir provokatör, onu Birliğin Durumu’na davet etmeden önce daha iyi incelemeliydim, bunu yapmadığım için pişmanım. Bu benim hatam. Bunun sorumluluğunu üstleniyorum. Ama o bir Holokost inkârcısı değil,” demişti.

Tulsi Gabbard

Eski Demokrat Tulsi Gabbard istihbaratı yönetecek

Trump, eski Demokrat Kongre üyesi Tulsi Gabbard’ı ulusal istihbarat direktörü olarak seçtiğini açıkladı.

Trump yaptığı açıklamada, “Tulsi yirmi yılı aşkın bir süredir ülkemiz ve tüm Amerikalıların özgürlükleri için mücadele etti,” dedi.

Gabbard Ulusal Muhafız Ordusunda görev yapmış ve 2022’de bağımsız olmadan önce 2013-2021 yılları arasında Hawaii’yi Temsilciler Meclisi’nde temsil etmişti.

Trump açıklamasında Gabbard için “artık gururlu bir Cumhuriyetçi!” dedi.

Gabbard 2020’de Demokratların ön seçimlerinde başkanlığa adaylığını koymuştu.

Suriye’ye giderek “Esad ABD’nin düşmanı değil” demişti

Ocak 2017’de, o zamanlar Temsilciler Meclisinde Hawaii’nin ikinci bölgesini temsil eden Demokrat Tulsi Gabbard Suriye’ye gitmişti.

O dönemde bir blog yazısında, “Suriye halkını doğrudan görmek ve onlardan haber almak” için ülkeye gittiğini yazmıştı.

Gabbard daha sonra da Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın “ABD’nin düşmanı olmadığını” söyleyerek dikkatleri üzerine çekmişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD Hazinesi, Rusların İsviçre’deki banka hesaplarını mercek altın aldı

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanlığı, UBS’in Credit Suisse’i devralması sonrası Rus müşterilere ait hesaplar üzerinde geniş çaplı bir soruşturma başlattı ve İsviçre’nin “şeffaflık eksikliğinden kaynaklanan risklere” dikkat çekti.

Reuters‘a bilgi veren üç kaynağa göre, ABD Hazine Bakanlığı, UBS’in Credit Suisse’i satın almasıyla devraldığı Rus müşterilerin hesaplarını soruşturuyor.

Kaynaklardan ikisi, bu inceleme kapsamında Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nin (OFAC), bankadan resmi bir talepte bulunduğunu aktardı.

İsviçreli bankayla temas halinde olan Amerikalı bir yetkili, görüşmelerin devam ettiğini ifade etti.

Bir kaynak, OFAC’ın geçtiğimiz birkaç hafta içinde UBS’ye resmi bir yazı gönderdiğini belirtti. UBS ve OFAC temsilcileri ise konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçındı.

Soruşturmanın odağında, Credit Suisse’in UBS tarafından devralınması sonrası UBS’e geçen Rus müşterilerin olduğu belirtiliyor.

Kaynaklardan biri, UBS’in yaptırım risklerinden kaçınmak amacıyla “şaibeli varlıkları” izole etmeye ve hesapları kapatmaya yönelik adımlar attığını, bu şekilde OFAC soruşturmasının etkilerini sınırlamayı amaçladığını ifade etti.

UBS’deki “sorunlu varlıkların” büyüklüğü henüz tam olarak bilinmiyor. Fakat Credit Suisse’in CEO’su, 2022’de bankanın yönetimindeki varlıkların yaklaşık yüzde 4’ünün Rus müşterilere ait olduğunu ve bu tutarın yaklaşık 35 milyar dolar olduğunu açıkladı.

Başka bir kaynağa göre, Amerikalı yetkililer UBS’in işbirliği konusundaki olumlu yaklaşımını takdir etmekle birlikte, sürecin çözümlenmemesi halinde cezai yaptırımların uygulanabileceği uyarısında bulundu.

İsviçreli düzenleyiciler de UBS’in Credit Suisse müşterileri ile yürüttüğü işlemleri ve bankanın kara para aklamayı önleme prosedürlerini inceliyor. Bu incelemenin, bankanın riskli müşteri portföyüne sahip olabileceği endişesinden kaynaklandığı belirtiliyor.

ABD ile İsviçre arasında anlaşmazlık

ABD ve İsviçre, Rus sermayesinin tespiti ve önlenmesine yönelik çalışmalarda bazı görüş ayrılıkları yaşıyor. Washington’ın başlıca şikayetlerinden biri, İsviçre’nin mülk ya da şirket gibi varlıkların gerçek sahibinin beyan edilmesini zorunlu kılan bir yasaya sahip olmaması. Bir Amerikalı yetkili, bu durumun, yaptırımlara tabi mülk sahiplerinin tespitini zorlaştırdığını ifade etti.

Bir başka kaynak, OFAC’ın İsviçre’nin bu alandaki durgunluğundan ötürü hayal kırıklığı yaşadığını ve ülkenin yalnızca Rusya değil, İran gibi ülkeler için de yasadışı mali işlemler için bir kanal haline gelebileceğinden endişe duyduğunu savundu.

Bu endişelerin, esas olarak, mülk sahiplerinin kimliklerini gizleyerek para transferi yapan avukatlara yönelik olduğu, ancak UBS’in bu davada suçlu sayılmadığı da vurgulandı.

ABD’de seçimleri kazanan Donald Trump’ın göreve gelmesi, Rusya’ya yönelik yaptırımlar ya da İsviçre ile ilişkilerde bir değişikliğe işaret edebilir. Ancak yeni başkanın bu konuda nasıl bir politika izleyeceği henüz belirsizliğini koruyor.

Credit Suisse ve UBS’e ‘Rusya yaptırımlarını delme’ soruşturması

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English