Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Ramazan’dan önce “ateşkes” diplomasisi

Yayınlanma

Her yıl İsrail ile Filistinliler arasındaki gerilimin tırmandığı dönem olan Ramazan ayı, bu yıl diken üstünde bekleniyor. İsrail’in Gazze saldırılarına ek Ramazan’da Mescid-i Aksa’nın Müslümanlara kısıtlanabileceğine dair verilen sinyaller, sıcak çatışmanın Gazze sınırları dışına taşabileceğine işaret ediyor. Bu nedenle 11 Mart’ta başlayacak olan Ramazan öncesinde Gazze’de ateşkes diplomasisi hızlandı.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda (BMGK) acil ateşkes talep eden Gazze tasarısını veto ederek tepkileri bir kez daha üzerine çeken ABD, Ramazan ayı öncesinde esir takası ve geçici ateşkes için bir kez daha devreye girdi.

ABD Başkanı Joe Biden’ın Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk bugün İsrail’e geldi. Geçen haftalarda ABD’nin rehine görüşmelerindeki başlıca arabulucusu olan CIA direktörü Bill Burns Kahire’de İsrailli mevkidaşı ile Katarlı ve Mısırlı yetkililerle bir araya gelmişti. Görüşmeler ilerleme kaydedilmeden sona erdi. Toplantıdan bir gün sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas’ın “hayal ürünü” taleplerine boyun eğmeyeceklerini yineledi ve “mutlak zafer” sözü verdi.

McGurk’ün ziyareti, Biden yönetiminin bir anlaşmaya varma konusundaki çaresizliğine işaret ediyor. ABD’nin ateşkes için yürüttüğü diplomasideki motivasyonu İsrailli rehinelerin kurtarılmasıyla sınırlı değil. İsrailli yetkililerin Ramazan ayı yaklaşırken bir milyon 200 binden fazla yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı Refah’a saldırı konusundaki ısrarı ve ABD üzerinde artan uluslararası baskılar ile Gazze’deki saldırıların tetiklediği bölgedeki diğer gerilimlerin sıcak çatışmaya dönüşme ihtimali ABD’yi adım atmaya zorluyor.

ABD, Katar ve Mısır haftalardır İsrailli istihbarat yetkilileri ile sürgündeki Hamas siyasi liderleri arasında arabuluculuk yapıyor. Ancak Netanyahu’nun uzlaşmaz tutumu bu girişimleri her seferinde boşa çıkarıyor. Netanyahu’nun dikkati iç siyasette ve çatışma sona erdiğinde ya da yoğunluğu azaldığında seçime zorlanacağı beklentisi var. Nitekim İsrail Savaş Kabinesi Üyesi Benny Gantz, dün gece evinin önündeki protestoculara yaptığı açıklamada sokakların yeniden hareketlenmesinden yana olmadığını ve “en hızlı ve üzerinde en çok uzlaşılan biçimde seçimlere gidilmesi gerektiğini” söyledi. Netanyahu ise, iktidardaki koalisyonunun ayakta kalması için hayati önem taşıyan ve “pervasız” buldukları bir anlaşmayı kabul etmesi halinde koalisyondan ayrılmakla tehdit eden aşırı sağcı siyasetçilerin desteğini kaybetmek istemiyor. Siyasi kariyerinden vazgeçmeye hazır olmayan Netanyahu, Gazze’de uzlaşmaz bir tutum sergiliyor.

Çatışmayı yayılmasını engelleme ile İsrail’e verdiği destek arasında sıkışan ABD, kalıcı bir ateşkes çağrısı yapmayı reddediyor. Ancak rehine anlaşmasının bir parçası olarak geçici ateşkesi Ramazan’dan önce taraflara kabul ettirmeye çalışıyor.

Masadaki anlaşmanın genel parametreleri neredeyse hiç değişmedi. Hamas saldırıların tamamen durmasını, İsrail ise esir takası süresince geçici bir ateşkes istiyor. Bu noktada İsrail üzerinde önemli bir nüfuza sahip tek ülke olarak ABD’nin rolü kritik önem taşıyor. Ancak Biden, Netanyahu’ya karşı sabrını yitirse de silah satışını şarta bağlamak ya da BMGK’da veto yetkisini kullanmamak gibi İsrail’i ateşkese zorlayacak kozlarını masaya sürme konusunda istekli değil. Bu yönde baskı görmeyen İsrail’in ateşkese yanaşmasının da mümkün olmadığı değerlendiriliyor.

ABD ayrıca İsrail ile Hizbullah arasında yoğunlaşan çatışmaların sona erdirilmesi için İsrail-Lübnan sınırında kapsamlı bir savaşın patlak vermesi endişesiyle bir anlaşmaya varılması çabalarına da öncülük ediyor. Yemen’deki Husileri Kızıldeniz’deki gemilere saldırmaktan caydırmak için askeri saldırılar ve yaptırımlar uyguluyor. Ancak kimse, Gazze’deki saldırılar durmadan diğer cephelerde tansiyonun düşeceğine ihtimal vermiyor.

ORTADOĞU

Hamas’ın Batı Şeria lideri İsrail hapishanesinde öldürüldü

Yayınlanma

Hamas’ın Batı Şeria’daki lideri Mustafa Muhammed Ebu Ara, tutuklu bulunduğu İsrail hapishanesinde hayatını kaybetti. 7 Ekim’den bu yana İsrail hapishanelerinde işkence veya ihmal nedeniyle öldürülen tutuklu sayısının 19’a yükseldi.

Filistin Esirler Cemiyeti ile Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyetinden yapılan ortak açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria’nın Tubas kentine bağlı Akaba beldesi sakinlerinden Ebu Arra’nın sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine hastaneye kaldırıldığı belirtildi.

Rimon Hastanesinden Soroka Askeri Hastanesine sevk edilen Ebu Arra’nın yaşamını yitirdiği aktarılan açıklamada, evli ve 7 çocuk babası olan Ebu Arra’nın 1990 yılından bu yana birçok kez İsrail tarafından tutuklandığı kaydedildi.

Ebu Arra’nın İsrail hapishanelerinde toplam 12 yıl yattığı paylaşılan açıklamada, 63 yaşındaki Filistinlinin son olarak 30 Ekim 2023’te idari tutuklamaya tabi tutulduğu hatırlatıldı.

Açıklamada, “Ebu Ara’nın, tüm mahkumlar gibi, Gazze’ye yönelik imha savaşının başlamasından bu yana, İsrail hapishaneleri ve kamplarındaki mahkûm ölümlerinin başlıca nedenleri olan işkence, açlık ve tıbbi ihmal de dahil benzeri görülmemiş suçlar ve prosedürlerle karşı karşıya kaldığı” vurgulandı.

Ebu Arra’nın tutuklanmadan önce ciddi sağlık problemleri yaşadığı belirtilen açıklamada, “Ebu Arra, ilaçlarından mahrum edilerek ölüme terk edildi. Bu Filistin halkına karşı devam eden soykırım suçları kapsamında yapıldı” denildi.

Filistinlinin ölümünden İsrail hapishane idaresinin sorumlu tutulduğu açıklamada, İsrail hapishanelerinde tutulan 9 bin 700’ü aşkın Filistinlinin akıbetinden de hapishane idaresinin mesul olduğu kaydedildi.

Açıklamada, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail hapishanelerinde ölen Filistinlilerin sayısının 19’a çıktığı aktarıldı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Mısır, IMF incelemesi öncesi akaryakıt fiyatlarını %15 artırdı

Yayınlanma

Mısır, Aralık 2025’e kadar sübvansiyonları kademeli olarak kaldırma planının bir parçası olarak akaryakıt fiyatlarını artırdı. Bu hamle, vatandaşların hoşnutsuzluğuna yol açan elektrik kesintilerinin devam ettiği bir dönemde geldi.

Mısır 2022’den bu yana, verdiği kredilere karşılık Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) talep ettiği ekonomik bir “reform” programı uyguluyor. Bu program çerçevesinde para birimi dört kez devalüe edildi, gıda ve enerji sübvansiyonları önemli ölçüde azaltıldı, ancak bazıları hala yürürlükte.

The National’a konuşan mali analistler, akaryakıttaki fiyat artışlarının IMF’nin Mısır’a verdiği 820 milyon dolar tutarındaki kredinin üçüncü diliminin ödenmesi için temel bir şart olduğunu söyledi.

IMF, Mısır’ın gıda ve yakıt sübvansiyonlarının kaldırılması şartını yerine getirmesini beklerken reform programının üçüncü incelemesi 10 Temmuz’dan 29 Temmuz’a ertelendi.

IMF’nin mart ayında kredi programını 5 milyar dolar genişletmesinden bu yana hükümet akaryakıt fiyatlarına ikinci kez zam yaptı. Mısır, anlaşmanın bir parçası olarak yakıt sübvansiyonlarını azaltmayı taahhüt etmişti.

Nisan ayında IMF, Mısır’ın 2024/25 yıllarında yakıt sübvansiyonları için 331 milyar Mısır lirası (6,85 milyar dolar), 2025/26 yıllarında ise 245 milyar Mısır lirası harcayacağını tahmin etmişti.

The National’ın haberine göre hükümetin sübvansiyonları kaldırma çabaları, son yıllarda yaşam maliyetlerinin arttığını söyleyen vatandaşların direnişiyle karşılaştı. Günlük yaşamı sekteye uğratan ve Mısırlılar arasında öfkeye yol açan sürekli elektrik kesintileri durumu daha da kötüleştirdi.

Hükümet elektrik kesintilerini rekor tüketim ve teknik arızalara bağlıyor ancak pek çok vatandaş bu açıklamaları bahane olarak görüyor.

Bazı uzmanlar sübvansiyonların azaltılmasının uzun vadede elektrik sektöründe yeni yatırımlar için alan açacağını ve nihayetinde elektrik kesintilerini ortadan kaldıracağını söylüyor.

Ancak hükümet kısa vadede IMF’nin şartlarını yerine getirmek ve halkın hoşnutsuzluğunu yönetmek arasında tehlikeli bir yolda ilerlemek zorunda.

Akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlar, IMF kredilerini güvence altına almak için gerekli olsa da hükümet ile vatandaşlar arasındaki ilişkiyi daha da gerginleştirebilir.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Ateşkes müzakerelerine “Biden” rötarı

Yayınlanma

İsrail müzakere ekibi, Hamas ile ateşkes ve esir takası müzakereleri için bugün Doha’da yapılması planlanan görüşmeleri bir hafta sonraya erteledi.

Üst düzey bir İsrailli yetkili, gecikmenin nedeninin Başbakan Binyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki görüşmenin ertelenmesi olduğunu belirterek, Başbakan’ın nasıl ilerleneceğini değerlendirmek üzere ortaya çıkan anlaşmayı Biden’la görüşmeyi planladığını söyledi.

Kaynak ayrıca müzakere ekibinin toplantıdan sonra görüşmeler için yola çıkacağını söyledi, ancak tam zamanını belirtmedi. İsrail medyası heyetin ancak önümüzdeki hafta yola Doha’ya gidevileceğini bildirdi. Kaynak, gecikmeye rağmen müzakerecilerin Arap arabulucularla görüşmeleri uzaktan sürdürdüğünü vurguladı.

Hamas’ın elindeki rehinelerin aileleri, heyetin seyahatinin ertelendiği haberine öfke duyduklarını ifade ettiler.

Rehinelerden Matan Zangauker’in annesi Einav Zangauker, “Netanyahu Kongre önünde masadaki anlaşmayı kabul ettiğini açıklamak yerine, kişisel nedenlerle anlaşmanın ilerlemesini engelliyor” dedi.

Ayrıca aileler, İsrailli müzakere heyetiyle “acil toplantı” yapılmasını talep etti.

“Esir Aileleri Forumu” tarafından yapılan açıklamada müzakereler konusunda güven krizinin olduğuna işaret edildi. Açıklamada, “Başbakan (Binyamin Netanyahu) iki haftadır arabulucuların anlaşmanın uygulanmasına ilişkin taleplerine yanıt vermekten kaçınıyor” denildi.

Esir ailelerine müzakere sürecine dair sağlanan bilgilerin gerçekliği yansıtmadığı aktarılarak, “Bu ayak sürüme, sevdiklerimizi geri getirme şansının kasıtlı sabote edilmesidir. Müzakereleri etkili şekilde baltalıyor ve ciddi bir ahlaki başarısızlığa işaret ediyor” denilen açıklamada, esirlerin geri dönüşüne ilişkin “dürüst rapor” sunmanın güvenlik servislerinin sorumluluğunda olduğu vurgulandı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English