Rusya
Rus tahıl devinden Suriye’ye milyarlarca rublelik dava

Rus tahıl ihracatçısı Pallada, Suriye Merkez Bankası ve ilgili bir devlet kurumuna karşı tahıl sevkiyatları nedeniyle 5,6 milyar rublelik (yaklaşık 62 milyon dolar) tazminat talebiyle Moskova Tahkim Mahkemesi’nde dava açtı.
Rus tahıl ticareti ve ihracatı yapan Pallada şirketi, Suriye Merkez Bankası ile Suriye Arap Cumhuriyeti İç Ticaret ve Tüketici Haklarını Koruma Bakanlığı’na bağlı Tahıl Ticareti, Depolama ve İşleme Genel Kurumu’na karşı dava açtı.
Reuters ajansının tahkim davaları dosyasına dayandırdığı haberine göre, Moskova Tahkim Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde 5,6 milyar rublelik (yaklaşık 62 milyon dolar) tazminat talep ediliyor.
Rostov-na-Donu merkezli olan ve 2022 yılından bu yana faaliyet gösteren Pallada, Rusya’nın önde gelen tahıl tüccarlarından biri olarak biliniyor ve Tahıl İhracatçıları ve Üreticileri Birliği üyesi konumunda bulunuyor.
Taraflardan henüz açıklama yok
Reuters, konuyla ilgili yorum almak için Pallada şirketine ulaşma girişimlerinin sonuçsuz kaldığını bildirdi.
Suriyeli yetkililerin de ajansın konu hakkındaki sorularına henüz bir yanıt vermediği belirtildi.
Esad sonrası belirsizlik
Rusya, Suriye için önemli bir buğday tedarikçisi konumundaydı. Ancak Beşşar Esad hükümetinin devrilmesiyle birlikte düzenli sevkiyatların durduğu ifade ediliyor.
Suriye’de kurulan yeni hükümetin, bu konuyu Rusya Federasyonu ile henüz resmi olarak görüşmediği de gelen bilgiler arasında.
Rusya
AB yaptırımları, Rosneft’in Hindistan’daki rafineri hisselerini satış planını tehlikeye attı

Avrupa Birliği’nin, Rus petrolünü işleyen Hindistan’daki Vadinar rafinerisine yönelik yeni yaptırımları, Rosneft’in tesisteki yüzde 49,13’lük hissesini satma planlarını sekteye uğrattı. Rus petrol devi, yaptırımlar ve Hindistan’ın sermaye kontrolleri nedeniyle ülkeden kârını çıkaramadığı için ortaklıktan ayrılmak istiyordu. Yaptırımlar, potansiyel alıcıların anlaşmaya girmesini riskli hale getiriyor.
Avrupa Birliği’nin (AB) uygulamaya koyduğu yeni yaptırımlar, Rus petrol devi Rosneft’in, Hindistan’daki bir rafineride sahip olduğu hisseleri satma planlarını sekteye uğratabilir.
AB, Rus petrolünden elde edilen petrol ürünlerinin ithalatını yasaklarken, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’a göre, “ilk kez Rosneft’in Hindistan’daki en büyük rafinerisine” yönelik tedbirler uyguladı.
For the first time, we're designating a flag registry and the biggest Rosneft refinery in India.
Our sanctions also hit those indoctrinating Ukrainian children.
We will keep raising the costs, so stopping the aggression becomes the only path forward for Moscow. (3/3)
— Kaja Kallas (@kajakallas) July 18, 2025
Yaptırımların hedefindeki tesis, Rosneft’in yüzde 49,13 hissesine sahip olduğu Hintli Nayara Energy’ye ait Vadinar rafinerisi oldu.
Rosneft kârını Rusya’ya aktaramıyor
Rusya’nın en büyük petrol şirketi olan Rosneft, Hindistan’daki projeden çıkmak istiyordu zira Batı’nın uyguladığı yaptırımlar ve Hindistan’ın sermaye kontrolleri nedeniyle elde ettiği kârı Rusya’ya aktaramıyordu.
Rupinin konvertibl bir para birimi olmaması ve Hindistan’ın sermaye çıkışını sınırlaması, Rus tedarikçilerin başlangıçta Hindistan’daki hesaplarında milyarlarca dolar biriktirmesine yol açmıştı.
Bloomberg‘in haberine göre Rosneft, hisselerinin muhtemel satışı için milyarder Mukesh Ambani’ye ait Reliance Industries ile görüşmeler yürütüyordu.
Fakat yeni AB yaptırımları, Reliance’ın anlaşmaya dahil olmasını zorlaştırıyor. Zira böyle bir adım, Hindistan’dan Avrupa’ya düzenli olarak dizel de dahil olmak üzere yakıt ihraç eden şirketin Avrupa’daki ticari faaliyetlerini tehlikeye atabilir.
Hindistan’da yayımlanan Economic Times gazetesi, Rosneft’in aralarında Saudi Aramco’nun da bulunduğu birkaç potansiyel alıcıyla görüştüğünü bildirmişti.
Rosneft ve ortakları, Nayara’yı 2017 yılında Essar Group’tan 12,9 milyar dolara satın almıştı.
AB, Rusya’ya yönelik 18’inci yaptırım paketinde anlaşma sağladı
Hintli özel şirketler en büyük alıcılar
Günlük 400 bin varil üretim kapasitesine sahip olan Vadinar rafinerisi, aynı zamanda Hindistan genelinde yaklaşık 7 bin akaryakıt satış noktasından oluşan bir ağa da sahip.
Nayara, rafinerisinin yanında bir de petrokimya tesisi inşa ediyor. Dünyanın en büyüğü olan ve Reliance’a ait Jamnagar petrol arıtma tesisi de bu tesislerin birkaç kilometre uzağında yer alıyor.
Hindistan’daki özel şirketler, dünyanın en büyük Rus petrolü alıcıları arasında yer alıyor.
Veri analiz firması Kpler’e göre, bu yılın başından bu yana Reliance 78 milyon varil (deniz yoluyla yapılan ithalatın yüzde 26,9’u), Nayara ise 51 milyon varil (yüzde 17,6) Ural petrolü satın aldı.
Bu iki şirketin toplam alımları, Hindistan’daki kamu şirketlerinin (102 milyon varil veya yüzde 35,5) ve dünyanın diğer ülkelerinin (58 milyon varil veya yaklaşık yüzde 20) alımlarını geride bıraktı.
Rusya
Rusya’da benzin fiyatları 2018’den bu yana en yüksek seviyeyi gördü

Rosstat verileri, Rusya’da benzin fiyatlarındaki artışın yılın başından bu yana en sert sıçramayı yaparak ‘yakıt şoku’ endişelerini tetiklediğini ortaya koydu. Uzmanlar, Batı yaptırımları nedeniyle rafinerilerde yaşanan üretim ve onarım sorunları ile devlet sübvansiyonlarındaki azalmayı fiyat artışlarının temel nedenleri olarak gösteriyor. Hükümetin, fiyatları kontrol altına almak için benzin ihracatını tamamen yasaklamayı değerlendirdiği bildiriliyor.
Rusya Federal İstatistik Kurumu (Rosstat) verilerine göre, ülkede yakıt enflasyonu yeniden keskin bir şekilde hızlanarak Rusya ekonomisini bir ‘yakıt şoku’ tehdidiyle karşı karşıya bıraktı.
Kurumun verileri, 8-15 Temmuz haftasında perakende benzin fiyatlarının yüzde 0,4 artarak yılın başından bu yana en güçlü sıçramayı kaydettiğini gösterdi.
Karşılaştırmalı olarak, ocak-mayıs döneminde benzin fiyatları haftalık ortalama yüzde 0,1 artarken, haziran sonunda bu oran haftalık yüzde 0,2’ye, temmuz ortasında ise iki katına çıkmıştı.
Yıllık artış 2018’den bu yana rekor seviyede
MMI analistleri, yükselen benzin fiyatlarının Rosstat’ın enflasyon verilerindeki ‘ana şok’ olduğunu belirtiyor.
Akaryakıt istasyonlarındaki yıllık fiyat artışı, üst üste altıncı ayda da yüzde 11’in üzerinde seyrederek ülkenin bir yakıt krizi yaşadığı 2018’den bu yana en yüksek seviyelere ulaştı.
MMI, Rusya’daki petrol rafinerilerinde yakıt üretimiyle ilgili ciddi sorunlar yaşandığı ihtimalini dışlamıyor.
Ukrayna’ya ait insansız hava araçlarının petrol rafinerilerine yönelik bir dizi saldırısının ardından üretimin yüzde 20 düştüğü geçen yılın mayıs ayından bu yana, hükümetin istatistikleri gizlemesi nedeniyle ülkede benzin üretimine ilişkin güvenilir veri bulunmuyor.
Enerji bakanı yaptırımların etkisine işaret etti
Enerji Bakanı Sergey Tsivilev, çarşamba günü parlamentonun üst kanadı Federasyon Konseyi’nde yaptığı konuşmada, Batı yaptırımları nedeniyle rafinerilerde onarım sorunları yaşandığını itiraf etti.
Tsivilev, “Neden bazen aksaklıklar oluyor? Zira içinde bulunduğumuz yaptırım rejiminde, diyelim ki bir onarım için 4 ay planlanmışken, bize bir şeyler gecikmeli teslim ediliyor, bir şeyler eksik tedarik ediliyor,” sözleriyle durumu gerekçelendirdi.
Rusya, pandemiden bu yana en düşük petrol fiyatlarına hazırlanıyor
Hükümet ihracat yasağını masaya yatırdı
Perakende benzin fiyatları, nisan ayında keskin bir şekilde artmaya başlayan toptan piyasa fiyatlarını takip ediyor.
Dört aydan kısa bir sürede, St. Petersburg Uluslararası Emtia ve Ham Madde Borsası’nda Ai-92 benzininin ton başına maliyeti yüzde 29 artarak 65 bin rubleyi aştı. Ai-95 benzininin fiyatı ise yüzde 28 artışla ton başına 73,8 bin rubleye ulaştı.
Yılın başından bu yana toptan fiyatların yüzde 30’dan fazla artması üzerine hükümet, ülkeden benzin ihracatının tamamen yasaklanması ihtimalini yeniden tartışmaya başladı.
İnterfaks‘ın kaynaklarına göre, halihazırda yürürlükte olan kısıtlamaların daha da sıkılaştırılması gündemde.
Mevcut durumda tüccarların, aracıların ve petrol depolarının benzin ihraç etmesi yasak.
Yeni kurallarla birlikte, en büyük devlet petrol şirketleri de dahil olmak üzere benzin üreticilerinin de ihracat yapması engellenebilir.
Sübvansiyonlar azaldı, rafineriler bakıma girdi
Reuters‘e konuşan petrol tüccarları arasındaki kaynaklar, benzin arzının azalması nedeniyle fiyatların arttığını belirtti.
Haziran ayında Gazprom’a ait Astrahan Gaz İşleme Tesisi ve Surgut Stabilize Kondensat Tesisi bakıma alınırken, temmuz ayında da Kuybişev Rafinerisi’nin bakıma alınması planlanıyor.
Open Oil Market Genel Müdürü Sergey Tereşkin ise devletin, petrol şirketlerine yurt içinde benzini ucuz tutmaları için sağladığı sübvansiyonları azaltmasının da etkili olduğuna dikkat çekti.
Petrol şirketleri, damper mekanizması kapsamında ilk çeyrekte 405 milyar ruble alırken, ikinci çeyrekte bu rakam sadece 139,7 milyar rubleye düştü.
Tereşkin, “Sübvansiyonlardaki azalma, damper formülünde dikkate alınan petrol ürünlerinin ‘dış’ fiyatlarını düşüren petrol fiyatlarındaki düşüşten kaynaklandı. Sübvansiyon hacmi ne kadar düşükse, petrol arıtımının kârlılığı da o kadar düşer. Kayıpları telafi etmenin tek yolu borsa fiyatlarını artırmaktır ki Haziran ve Temmuz 2025’te olan da buydu,” diye konuştu.
Rusya
Rusya’nın en büyük bankaları, sorunlu krediler nedeniyle devletten yardım isteyecek

Rusya’nın en büyük bankaları, resmi istatistiklerin yansıttığından çok daha kötü durumda olan sorunlu kredilerdeki keskin artış nedeniyle devletten yardım istemeyi tartışıyor. Bloomberg’in haberine göre, sistemsel öneme sahip en az üç banka, durumun kötüleşmesi halinde önümüzdeki 12 ay içinde yeniden sermayelendirmeye ihtiyaç duyabileceklerini değerlendiriyor. Rusya Merkez Bankası ise rezervlerin yeterli olduğunu belirterek bu tür endişeleri ‘tamamen asılsız’ olarak nitelendiriyor.
Rusya bankacılık sektöründe sorunlu kredilerle ilgili durumun resmi istatistiklerin yansıttığından daha kötü olduğu ve bu durumun ülkenin en büyük kredi kuruluşlarını devletten yardım isteme ihtimalini tartışmaya ittiği bildirildi.
Bloomberg‘in haberine göre, Rusya’da sistemsel öneme sahip en az üç banka, önümüzdeki 12 ay içinde yeniden sermayelendirmeye ihtiyaç duyabilecekleri ihtimalini değerlendiriyor.
Ajansın mevcut ve eski yetkililere dayandırdığı haberine göre, bankalar arasında, gerekmesi halinde Merkez Bankası ile bir kurtarma planının nasıl müzakere edileceği konuşuluyor.
Bu tartışmaların temelinde, bankacıların kendi kredi portföylerinin kalitesini resmi verilerden çok daha kötü değerlendirmesi yatıyor.
Kaynaklar, bir kurtarma talebinin, sorunlu kredilerin hacmindeki artışın gelecek yıl boyunca devam edip etmeyeceğine ve ne ölçüde süreceğine bağlı olacağını belirtiyor.
Söz konusu tartışmaların bankacılık sektöründe giderek daha güncel hale geldiği ifade ediliyor.
Krizin işaretleri
Bloomberg‘e konuşan bir kaynak, pek çok verinin gizli olması nedeniyle tablonun tamamının görülemediğini söyledi.
Ancak kaynak, henüz çok az kriz işareti olduğunu ve olası bir krizin her halükârda fona enjeksiyonu yoluyla çözülebileceğini ekledi.
2022 baharında yetkililer ve finansçılar ekonomi ve bankacılık sektöründe bir felaket beklerken, potansiyel destek tedbirleri arasında bankaların federal kredi tahvilleri aracılığıyla yeniden sermayelendirilmesi de değerlendirilmişti.
Avrupa Analiz ve Strateji Merkezi kurucu ortağı ve baş uzmanı Vladislav İnozemtsev de kriz ihtimalinin oldukça düşük olduğu görüşünde.
İnozemtsev, “Ülkemizde daha önce hiçbir zaman mali şoklar ve hatta sistemsel bankaların sorunları, kredilerin ödenmemesinden kaynaklanmadı,” dedi.
İnozemtsev, sorunların gerçek olması durumunda, bankaların kredileri silmek yerine borçluların varlıklarına el koymaya çalışacağı kurumsal sektördeki iflas sürecinin başlamasıyla bunun görülebileceğini, ancak şimdilik bu tür iflasların sayısının oldukça hızlı bir şekilde azaldığını belirtti.
Merkez Bankası ‘endişeler asılsız’ dedi
Sistemik öneme sahip iki bankanın üst düzey yöneticileri Bloomberg‘e, borçluların yüksek faiz oranlarından endişe duyduğunu ve sorunlu kredilerin oranının arttığını, ancak bankaların şimdilik bu kredileri yeniden yapılandırdığını ve yeterli rezerve sahip olduğunu söyledi.
Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina ise temmuz ayı başlarında yaptığı bir açıklamada bu tür endişeleri “tamamen asılsız” olarak nitelendirmişti.
Nabiullina, bankaların 8 trilyon rublelik rezerve sahip olduğunu ve iyi sermayelendirildiğini vurgulamıştı.
Resmi verilere göre, 1 Nisan itibarıyla kurumsal borçlulara verilen sorunlu kredilerin oranı yüzde 4, 90 gün ve daha fazla gecikmiş teminatsız tüketici borçlarının oranı ise yüzde 10,5 seviyesindeydi.
VTB’nin sorunlu kredileri artışta
Hemen hemen her finansal krizde ciddi sorunlar yaşayan ve birkaç kez devlet desteğine ihtiyaç duyan VTB’nin bireysel kredi portföyündeki gecikmiş alacak oranı mayıs ayında yüzde 5’e (377 milyar ruble) ulaştı.
VTB Yönetim Kurulu Başkan Birinci Yardımcısı Dmitriy Pyanov’a göre bu oran, yıl başına göre 1,2 puanlık bir artış anlamına geliyor.
Pyanov, oranın 2026 yılına kadar yüzde 6-7’ye ulaşabileceğini, ancak 2014-2016 yıllarında bu oranın yüzde 8-10’a ulaştığını da kaydetti.
Bloomberg, geçen ay yayımladığı haberde, kurumsal ve bireysel müşterilerin yüksek faiz oranları nedeniyle ödeme yapamaması sonucu ödenmeyen borçların trilyonlarca ruble olarak tahmin edildiğini yazmıştı.
Bu durumun kredi kuruluşları için zorlukları artırdığı ve önümüzdeki 12 ay içinde ülkede tam teşekküllü bir bankacılık krizi tehdidi gördükleri belirtilmişti.
-
Görüş2 hafta önce
Küresel savaş ekonomisinin aleni beyanı: Lahey’deki NATO Zirvesi Sonuç Bildirgesi
-
Ortadoğu1 hafta önce
Trump’ın Ankara ve Şam’daki jokeri: Thomas Barrack kimdir?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Vergi Cennetleri: Birleşik Krallık’ın Küresel Mali İmparatorluğu
-
Asya2 hafta önce
Paşinyan, Ermeni Kilisesi’ni ‘özgürleştireceğini’ ilan etti
-
Dünya Basını2 hafta önce
Çalışanları kovan şirketler yapay zekanın hatalarını düzeltmek için servet ödüyor
-
Asya2 hafta önce
Ermenistan’da tutuklu milyarder Karapetyan’ın şirketinin kamulaştırılmasına onay
-
Asya2 hafta önce
Japonya ve Güney Kore, Trump’ın ateş hattında
-
Asya2 hafta önce
Toyota, Trump’ın tarifelerinden kaçınmak için ABD’den araba sevkiyatı yapmayı planlıyor