Bizi Takip Edin

ASYA

Rusya ve Kuzey Kore yakınlaşırken Çin neden mesafesini koruyor?

Yayınlanma

Rusya ve Kuzey Kore (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti/KDHC) özellikle de savunma alanındaki işbirliğini geliştirirken, Çin daha temkinli davranıyor.

Hem Pyongyang’ın hem de Moskova’nın yakın ortağı olan Pekin, iki ülke arasında artan yakınlaşma konusunda ketum davranarak işbirliğinin iki taraf arasındaki bir mesele olduğunu ve Çin’in buna müdahale etmeyeceğini defalarca dile getirdi. Rusya Savunma Bakanı Sergei Şoygu’nun Kuzey Kore’yi Çin’le birlikte üç yönlü deniz tatbikatlarına katılmaya davet etmeyi önerdiği haberlerine de sessiz kaldı.

South China Morning Post’un görüşüne başvurduğu uzmanlar, Çin’in Rusya ve Kuzey Kore ile üçlü bir eksene çekilme konusunda temkinli olduğunu, bunun ABD’nin çıkarlarını ilerletecek ve bölgedeki gerilimi tırmandıracak “yeni bir soğuk savaşı” tetikleyebileceğinden korktuğunu söyledi.

Çin’in kuzeydoğusundaki Jilin Üniversitesi’nde Kuzeydoğu Asya çalışmaları uzmanı olan Bjorn Alexander Duben, Pekin’in Pyongyang ve Moskova ile üçlü bir ilişkiyi güçlendirerek, her ikisiyle de yakın ikili bağları varken “blok inşasına” girişmiş gibi görünmekten kaçınmak istediğini ifade etti.

Rusya Başbakanı Mikhail Mishustin ve Kuzey Kore Dışişleri Bakan Yardımcısı Pak Myong-ho, her iki komşuyla da stratejik ilişkileri güçlendirme sözü veren üst düzey Çinli liderlerle ayrı ayrı görüşmeler yapmak üzere geçen hafta Pekin’i ziyaret etti.

“Prensipte Çin, [Rusya ve Kuzey Kore’nin] derinleşen ilişkilerinden memnun olabilir. Ancak pratikte çıkarları da farklılaşıyor,” diyen Duben, şunları ekledi: “Rusya ve Kuzey Kore’nin her ikisi de uluslararası sistemde yıkıcı olmak için teşviklere sahip. Aradaki fark Çin’in [şu anda] bu konuda bir çıkarı yok, uluslararası istikrardan bir çıkarı var.”

“Pekin, ABD’yi meşgul eden küçük krizlerin ortaya çıkmasını umursamıyor, ancak daha derin küresel istikrarsızlık istemiyor – özellikle de Çin’in olumsuz ekonomik durumu ışığında” diyen Duben, Pekin’in Batı’nın yanı sıra Güney Kore ve Japonya ile ilişkilerini geliştirmekte hala bir çıkarı olduğunu belirtti.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve ABD’li mevkidaşı Joe Biden arasında geçen ay yapılan ve yakından izlenen zirvede iki lider, artan gerilimi yönetme konusunda anlaşsa da, Hint-Pasifik bölgesinde artan askeri rekabet gibi önemli ihtilaf noktalarında herhangi bir ilerleme kaydedilemedi.

ABD ve anlaşmalı müttefikleri Japonya ve Güney Kore, Hint-Pasifik’te “giderek daha iddialı” hale gelen Çin’le mücadele etmek için askeri koordinasyonu artırdı. Pekin’in Doğu Asya’daki iki komşusuyla ilişkileri de son yıllarda gerginleşti.

Ancak geçen ay yapılan Çin-Japonya-Güney Kore dışişleri bakanları toplantısı, ekonomik işbirliğine yeniden odaklanmak amacıyla ilişkileri onarmak için yeni bir fırsat sundu.

Renmin Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Shi Yinhong, ABD, Japonya ve Güney Kore ile ilişkilerin iyileştiğine dair son işaretler göz önüne alındığında, Çin’in Rusya ve Kuzey Kore ile ortak bir askeri tatbikat gibi gerilimi yeniden tırmandıracak üçlü faaliyetlere girişme ihtimalinin düşük olduğunu söyledi.

Shi, “[Kore] yarımadasındaki durum hala çok tehlikeli,” dedi ve ekledi: “Çin, yarımadadaki yüksek gerilimin kaynaklarından biri olan Kuzey Kore ile yeterince yakınlaşmaya ihtiyacı olduğunu düşünmüyor.”

Singapur Ulusal Üniversitesi Lee Kuan Yew Kamu Politikası Okulu’nda Çin ve Kore ilişkileri uzmanı olan Yongwook Ryu, Çin’in üçlü bir askeri tatbikata katılma konusunda isteksiz olduğunu çünkü bunun “yeni bir soğuk savaş” anlamına geleceğinden endişe duyduğunu söyledi.

Pekin-Pyongyang ekseni

Çin ve ABD’nin BM Güvenlik Konseyi’ndeki elçileri salı günü Kuzey Kore’nin geçen hafta kıtalararası balistik füze fırlatması da dâhil olmak üzere son askeri faaliyetlerini görüşmek üzere bir araya geldiklerinde karşılıklı suçlamalarda bulundular. Kuzey Kore’nin bu yılki beşinci kıtalar arası balistik füze (ICBM) fırlatışı, şimdiye kadarki en yüksek yıllık sayı, ABD’nin Güney Kore ile ortak askeri tatbikatlara nükleer operasyon tatbikatlarını dahil etme planlarının ve bir ABD nükleer denizaltısının Güney Kore limanına vardığının bildirilmesinin ardından geldi.

ABD temsilcisi Robert Wood, Çin ve Rusya’nın Pyongyang’a karşı “harekete geçmek” için konseyin geri kalanına katılmasını talep ederken, Çin’den Geng Shuang, ABD’yi üstü kapalı bir şekilde “genişletilmiş caydırıcılar” sunarak ve bölgesel askeri ittifakları güçlendirerek Kore yarımadasındaki gerilimi tırmandırmakla suçladı.

Pekin, Kuzey Kore’ye yönelik Güvenlik Konseyi yaptırımlarına karşı çıkıyor. Bunun yerine Pyongyang’ın meşru güvenlik kaygılarının ele alınmasını ve nükleer silahsızlanmanın sağlanması için Kuzey Kore’nin füze ve nükleer programını dondurmasını, Güney Kore ve ABD’nin de ortak askeri tatbikatları durdurmasını gerektiren “ikili askıya alma” yaklaşımının benimsenmesini istedi.

Kuzey Kore ve ABD, ABD’nin eski başkanı Donald Trump görevdeyken birkaç tur nükleer görüşme gerçekleştirmiş ancak iki ülkenin nükleer silahlardan arındırma konusunda ortak bir yaklaşım üzerinde anlaşamaması üzerine bu görüşmeler çıkmaza girmişti. Pyongyang o zamandan beri füze fırlatmalarını artırdı ve yedinci nükleer deneme tehdidinde bulundu; ABD ve Güney Kore de buna karşılık olarak geniş çaplı askeri tatbikatlarını artırdı.

Gözlemciler, Pekin’in Kuzey Kore’ye çok fazla baskı yapmanın onu düşman haline getirebileceği korkusuyla yarımadadaki statükoyu korumayı tercih edebileceğini söyledi.

Singapurlu uzman Ryu, ABD-Çin rekabetinin yoğunlaştığı bir ortamda Washington’un Kuzey Kore’nin askeri tehditlerine maruz kalmasının Pekin’in çıkarına olduğunu belirtti.

“Pekin Kore yarımadasında kasıtlı olarak istikrarsızlık ve çatışmayı körüklemese de, yarımadadaki istikrarsızlık -gerçek bir askeri çatışma olmasa da- ABD’nin ve Japonya gibi kilit müttefiklerinin dikkatini ve kaynaklarını başka yöne çekerek Pekin’in çıkarlarına hizmet edecektir” dedi.

Kim’in büyük güçler stratejisi

Öte yandan, Barack Obama döneminde ABD’nin Doğu Asya ve Pasifik İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan Daniel Russel ise, Çin’in Rusya ve Kuzey Kore’nin artan yakınlaşmasına karşı temkinli olabileceğini çünkü bunun Pekin’in Pyongyang üzerindeki etkisini zayıflatabileceğini söyledi.

Russel, “Kuzey Kore liderleri uzun zamandır bir büyük gücü diğerine karşı oynamaya çalışıyor ve Kim’in Vladimir Putin’i fırsatçı bir şekilde kucaklaması bunun son örneği. Kim, Çin’den başka seçenekleri olduğunu göstererek Pekin üzerinde baskı kurmaya ya da Pekin’in kendisi üzerindeki baskısını zayıflatmaya çalışıyor” dedi.

Eylül ayında bir araya geldiklerinde Kim’in Putin’e Rusya ile ilişkilerin ülkesi için “birinci öncelik” olduğunu söylemesi, Pyongyang’ın Pekin’den Moskova’ya yönelip yönelmediği konusunda spekülasyonlara yol açmıştı.

Ancak Putin’le görüşmesinden bir hafta sonra Çin liderine yazdığı mektupta, Kuzey Kore’nin Çin’le ilişkilerinin “her zamanki gibi yakın” olduğu konusunda Xi’ye güvence vermişti.

Covid-19 salgınından sonra Çin’i ziyaret eden ilk ve en üst düzey Kuzey Koreli yetkili olan Dışişleri Bakan Yardımcısı Pak, geçen haftaki gezisi sırasında “ortak çıkarları korumak” için bağları derinleştirme sözü verdi. Ziyareti, 2019’dan beri bir araya gelmeyen Xi ve Kim arasında gelecek yıl yüz yüze görüşmelerin önünü açacağı yorumlarına yol açtı.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Stimson Centre’ın Çin Programı Direktörü Yun Sun ise, Kuzey Kore’nin politikasında öncelikli bir değişim olduğundan şüphe duyuyor: “Çin, yardım ve ticaret yoluyla Kuzey Kore ekonomisinin en büyük destekçisi. Ayrıca bugün Rusya’nın bölgesel ve küresel olarak sahip olduğundan çok daha fazla nüfuza sahip.”

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji işbirliğini geliştirme konusunda anlaştı

Yayınlanma

İki Güneydoğu Asya ülkesinin liderleri perşembe günü Malezya’da bir araya gelirken, Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji ve diğer alanlarda ilişkilerini güçlendirme konusunda anlaştı.

Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri To Lam, Malezya’ya üç günlük resmi bir ziyaret gerçekleştiriyor. Bu, ağustos ayında göreve gelmesinden bu yana Malezya’ya yaptığı ilk ziyaret.

Ortak basın toplantısında konuşan Malezya Başbakanı Anwar İbrahim, To Lam’ın ziyaretinin iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin “kapsamlı stratejik ortaklık” düzeyine yükseltilmesi yolunda önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, “Vietnam, ülkelerindeki 700 projeyle 13 milyar doları aşan iş girişimlerimize büyük destek veriyor” dedi.

Daha geniş kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak Malezya’nın devlet petrol grubu Petronas ve Vietnamlı mevkidaşı PetroVietnam, karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilir enerji alanında çözümler geliştirme konularında işbirliğine ilişkin bir mutabakat zaptı teati etti.

Anwar, Malezya’nın Vietnam ile savunma, denizcilik ve dijital teknoloji dahil olmak üzere çeşitli diğer alanlarda işbirliğini kolaylaştıracağını da sözlerine ekledi.

To Lam ise Vietnam’ın helal endüstrinin geliştirilmesi, karşılıklı iş yatırımları, yeşil ekonomi inovasyonu, eğitim, spor ve turizm gibi alanlarda işbirliğini genişletme niyetini vurguladı.

“Özellikle ASEAN, BM, Bağlantısızlar Hareketi ve APEC gibi çok taraflı forumlarda barış, güvenlik ve istikrar başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası konularda yakın bir şekilde çalışacağız. Mekong alt bölgesi de dâhil olmak üzere bölgesel entegrasyon alanındaki işbirliğini de güçlendireceğiz” dedi.

Genel sekreter ayrıca Vietnam’ın Güney Çin Denizi’nde “barış, güvenlik, istikrar, emniyet ve seyrüsefer ve uçuş özgürlüğünü” koruma taahhüdünü vurgulayarak, “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi dahil olmak üzere evrensel olarak tanınan uluslararası hukuk doğrultusunda, tehdit veya güç kullanımı olmaksızın anlaşmazlıkların barışçıl çözümünü teşvik ediyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Trump’ın olası gümrük vergileri Güneydoğu Asya’yı nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

Güneydoğu Asya, Donald Trump’ın evrensel gümrük vergileri tehdidine ve Çin ile yeni bir ticaret savaşına karşı endişeli görünüyor. Bölgenin en büyük altı ekonomisinden beşi ABD ile ticaret fazlası veriyor.

Ancak uzmanlara göre, durum o kadar da kötü olmayabilir. Jeopolitik olarak tarafsız durmaya çalışan bölge, Trump’ın ilk başkanlığı döneminde 2017-2020 yılları arasında hem Çin hem de ABD ile brüt ticaretinde artış gördü. Çin, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve ABD’den şirketlerin ABD gümrük vergilerinden kaçınmak için Güneydoğu Asya’daki üretim üslerini çoğaltmasıyla Vietnam, Endonezya, Malezya ve Tayland büyük kazanç elde etti.

Uzmanlara göre, ihracat ve ekonomik büyüme kısa vadede darbe alacaktır ancak bölge ticaret sapması ve ikamesinden kazançlı çıkabilir.

Trump’ın gümrük vergisi tehdidi nedir?

Trump’ın ticaret politikasının amacı, imalat işlerini ABD’ye geri döndürmek ve tedarik zincirlerini Çin’den ayırmak. Trump ve danışmanları Çin’in ticari avantajının kur “manipülasyonu, fikri mülkiyet hırsızlığı ve zorla teknoloji transferinden” kaynaklandığını iddia ediyor.

İlk döneminde Trump, Çin’den ithal edilen 250 milyar dolar değerindeki elektronik, makine ve tüketim mallarına %25’e varan gümrük vergileri uygulamak için yürütme yetkilerini kullandı. Pekin de ABD’nin tarım, otomotiv ve teknoloji ihracatına karşı benzer önlemlerle misilleme yaptı.

Şimdi Trump, ABD’ye giren tüm Çin mallarına %60 vergi ve diğer her yerden yapılan ithalata %20’ye varan gümrük vergisi uygulanmasını önerdi.

Güneydoğu Asya için ne kadar kötü olabilir?

Oxford Economics’e göre Kamboçya’nın ihracatının yaklaşık %40’ı Amerika’ya gidiyor ve toplam ihracata oranla ASEAN’daki en büyük ihracatçı konumunda; onu %27,4 ile Vietnam ve %17 ile Tayland takip ediyor. Tayland Ticaret Odası Üniversitesi Başkanı Thanavath Phonvichai, Trump’ın vaatlerini yerine getirmesi halinde Tayland ekonomisinin 160,5 milyar baht (4,6 milyar dolar) darbe alabileceğini söyledi.

Vietnam, ABD ile dünyanın en büyük dördüncü ticaret fazlasına sahip. Çinli, Tayvanlı ve Güney Koreli firmaların Trump dönemi gümrük vergilerini aşmak için Vietnam’ı kullanmasıyla bu dengesizlik hızla büyüdü. Vietnam’ın talihi, özellikle de ABD’nin Vietnam’ı daha yüksek gümrük vergileri gerektiren “piyasa dışı ekonomi” olarak sınıflandırmaya devam etmesi halinde, aynı hızla dönebilir.

Trump’ın gümrük vergileriyle ilgili belirsizlik, firmaların Güneydoğu Asya’daki yatırım planlarını duraklatmalarına ya da durdurmalarına neden olabilir. Şehir devletinin Ekonomik Kalkınma Kurulu’na göre, ABD şirketleri geçen yıl Singapur’daki 9,5 milyar dolarlık sabit varlık yatırımının yaklaşık yarısını oluşturdu. Başbakan Lawrence Wong, Trump’a gönderdiği tebrik mektubunda ABD’nin Singapur ile “istikrarlı bir ticaret fazlası” verdiğini hatırlatmakta gecikmedi.

Çin ekonomisine vurulacak herhangi bir darbe, Çin tüketimine, ihracat talebine ve turizmine bağımlı olan ASEAN ülkelerine de yansıyacaktır. Çin mallarına yönelik iştahın azalması, Çinli üreticilere girdi sağlayan Güneydoğu Asyalı tedarikçileri de etkileyecektir. Güneydoğu Asya’nın en büyük ekonomisi olan Endonezya, Çin’e olan %24,2 oranındaki ihracatı ve ağırlıklı olarak emtia ihracatı nedeniyle bu durumdan en fazla zarar görecek ülke olacaktır.

Mallarını ABD’ye gönderemeyen Çinli ihracatçılar, hükümetlerin metal, tekstil ve tüketim mallarındaki dampingden zarar gören yerel üreticilerin şikayetleriyle karşılaştığı Güneydoğu Asya’ya yönlendirebilir.

Güneydoğu Asya’nın avantajı nedir?

Güneydoğu Asya’nın mevcut üretim patlaması ticaret savaşı nedeniyle başladı. Analistler zaman içinde ticari ikame ve sapmanın büyümeye vurulan darbeden daha ağır basacağını düşünüyor.

Macquarie Capital ASEAN araştırma müdürü Jayden Vantarakis, “Çin’e yönelik daha büyük bir baskının, Çinli işletmelerin Asya’da daha fazla ticaret ve yatırım yapmasıyla tedarik zincirinde daha fazla sapmaya yol açabileceğini düşünüyoruz” dedi.

Bazı Güneydoğu Asya hükümetlerinin agresif bir şekilde başvurduğu elektrikli araç fabrikaları ekonomik bir tampon sağlayabilir. “ABD dışında da elektrikli araç talebi artıyor, bu nedenle Endonezya’ya net bir fayda sağlayabileceğini düşünüyorum. Özellikle benzin fiyatları giderek pahalılaştığı için karbon nötr olmaya çalışan daha küçük ülkeler arzı devralmaya çalışacak ve daha fazla elektrikli otomobil satın alacaklar,” diyor Singapur Ulusal Üniversitesi İşletme Fakültesi profesörü Sumit Agarwal.

Trump’ın vaat ettiği gümrük vergileri, Tayland’ın bu yıl haddelenmiş çelikte yaptığı gibi, ASEAN hükümetlerine Çin mallarına antidamping tarifeleri uygulama konusunda itici güç sağlayabilir. Daha sıkı ABD menşe kuralları da hükümetlere daha fazla yüksek değerli parça üretimi ve montajının yerel olarak yapılmasını sağlama fırsatı verebilir.

Güneydoğu Asya para birimleri ve piyasaları nasıl etkilenecek?

Trump’ın gümrük vergileri Güneydoğu Asya merkez bankaları üzerindeki para politikasını daha da gevşetme baskısını hafifletebilir.

İngiltere merkezli Pantheon Macroeconomics’in gelişmekte olan Asya baş ekonomisti Miguel Chanco, “Esasen Trump’ın zaferi, planladığı gümrük tarifeleri nedeniyle dünya için enflasyonisttir, bu nedenle küresel parasal normalleşme veya gevşeme döngüsü muhtemelen Filipinler de dahil olmak üzere daha önce düşünüldüğü kadar keskin olmayacaktır” dedi.

Nikkei Asia’ya konuşan Chanco, Güneydoğu Asya para birimlerinin daha önce beklendiği gibi güçlenmeyeceğini, bunun kısmen piyasaların ABD Merkez Bankası’nın gevşeme hızını yeniden fiyatlandırmasından ve dolayısıyla doların güçlenmeye devam etmesinden kaynaklandığını söyledi.

Altı büyük Güneydoğu Asya ekonomisi arasında Tayland bahtı ve Malezya ringgiti, Trump’ın zaferinden bu yana en kötü performans gösteren para birimleri oldu ve çarşamba gününe kadar ABD doları karşısında sırasıyla %3,2 ve %2,9 değer kaybetti.

Taylandlı menkul kıymetler şirketi InnovestX, güçlü dolar ve zayıf bahttan faydalanacak hisse senetleri önerdi. Bunlar arasında CP Foods ve Delta Electronics gibi önemli ihracat gelirleri olan ya da Tayland Havalimanları, emlak geliştiricileri ve otelciler gibi turizmle ilgili şirketler yer alıyor.

Hükümetler, diğer ülke ve bölgelerle ilişkilerini derinleştirerek ve tarafsızlıklarını vurgulayarak ABD ya da Çin’e olan aşırı bağımlılıklarını azaltmak için şimdiden adımlar atıyor.

Özellikle Güneydoğu Asya ekonomilerinin de ASEAN içi ticareti güçlendirerek direnç oluşturmaya odaklanması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English