Bizi Takip Edin

RUSYA

Rusya’nın Asası, Kant’ın barışı

Yayınlanma

İstanbul Kent Üniversitesi’nde sıra dışı bir toplantı gerçekleşti. Rusya’dan gelen kalabalık bir heyet kıtalar arası kültür maratonu kapsamında Türkiye’dedi.

Batı’nın medeniyetler arası diyalog kavramı üzerinde yarattığı olumsuz çağrışımları bir kenara koyarsak Rusya ve Çin, bu kavramı kullanıyor ve büyük önem veriyor.

“Manevi” değerler, ülkelerin iç işlerine saygı, karşılık güven ve diyalog temelinde farklı uygarlık kodlarının bir arada yaşayabileceği tezini Rusya ve Çin, Batı’nın demokrasi paradigmasına karşı uzun süredir işliyor.

Batı tipi demokrasi, çizgi dışına çıkan ülkelerin hizaya getirilmesi, direnen ve işgal edilemeyecek kadar büyük olan devletlerin yaptırımlar yoluyla yıpratılması ya da askeri ve siyasi paktlarla kuşatılması…

Rusya bunlara itiraz ettiğini söylüyor.

Peki güçlendiği artık tartışma götürmeyen yeni dünyanın aktörleri nasıl bir dünya öneriyor? Dünyanın geleceğine ilişkin Rusya’nın nasıl bir tasavvuru var?

BRICS ve ŞİÖ gelecekte neye benzeyecek? Yeni bir NATO ve Avrupa Birliği’nin çok daha büyüğü mü yolda? Özetle akıllardaki soru yeni güçler eski hegemonların yolundan mı gidecek?

Bunları anlamak bakımından Kent Üniversitesi Kağıthane Yerleşkesinde 6 Temmuz’da yapılan “Avrasya Uluslarası Kültürlerarası Diyaloğu” toplantısı son derece verimli bir etkinlik oldu.

Avrasya Uluslararası Kültür Diyaloğu Toplantısı, Kent Üniversitesi Kağıthane Yerleşkesi, 6 Temmuz 2023

Asanın içindeki Ural parçası 

Rusya Senatörü, Rusya Federasyon Konseyi Uluslararası Komitesi Başkan Yardımcısı Andrey Klimov 10 yıldır kültür maratonunun yürütücüsü.

Klimov, açılış konuşmasında eline bir asa alıyor ve anlatıyor: “Misyonumuz kıtalararası kültür maratonu. Etkinliğimiz Şangay İşbirliği Örgütü marjında yapılıyor. Bu asa ise maratonun simgesi. En son Brezilya’daydı. 100 bin kilometre yol yaptı. Roskosmos tarafından bütün kıtalardan gelen ağaçlarla özel bir teknolojiyle üretildi. Asanın altında ufak bir kapsül var. Onun içinde de bir ağaç parçası yer alıyor. On milyonlarca yıl önce jeolojik zamanların çok erken evrelerinde, henüz Asya ve Avrupa kıtaları oluşmamışken Ural Dağları vardı. Bu kapsül, Ural Dağlarında yetişen ve milyonlarca yıl öncesinden kalan bir ağaç parçasını taşıyor.”

Andrey Klimov, Rusya’nın mesajını asa simgesi üzerinden veriyor. Klimov, üniversitedeki yuvarlak masa toplantısının konuşmacılarından Prof. Dr. İlber Ortalylı’ya bu asayı sembolik olarak veriyor. Rusya’nın heybetine ilişkin o ünlü deyişi “Rusya akılla kavranmaz, arşınla ölçülmez, Onun kendine özgü bir hali, gelişimi vardır, Rusya’ya sadece inanılır, iman edilir” sözlerini anımsatan Ortaylı, asayı Rus edebiyatının kurucusu olarak kabul edilen Puşkin’in Etiyopyalı dedesi Abraham Petroviç Hannibal adına aldığını söylüyor.

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı

“Tarihe başka türlü bakmalıyız”

Kültürlerarası diyalog kavramını irdeleyen Ortaylı, diyalog için “Tarihe başka bir şekilde bakmak zorunda olduğumuzu, bunun da ancak idrak ile ve ruhla (geist) mümkün olduğunu” söylüyor. Konuşmasını Rusça yapan Ortaylı, kimileri ciddiye almak istemese de “Avrasya’nın bir realite olduğunu” vurguluyor ve bir eksikliğe dikkat çekiyor. Duayen tarihçi Türkiye, Rusya ve  İran’ın, bu kadim medeniyetlerin karşılaştırmalı etüdlerinin olmadığına dikkat çekiyor.

Yuvarlak masa toplantısında söz alan Rus yetkililer ise sıklıkla Alman felsefeci Immanuel Kant’ın Ebedi Barış Üzerine Denemesi’ne atıfta bulunuyor. Bu yönüyle güncel politik tartışmaların dışında kurgulanan toplantıdan Rusya’nın geleceğe ilişkin bir felsefe ve bir düşünce inşa etme çabası içinde olduğunu anlıyoruz.

Kant’ın Rusya Çarlığı vatandaşı olduğunu anımsatan Kaliningrad Senatörü Alexander Şenderyuk – Jidkov, önümüzdeki yıl felsefecinin 300. doğum gününü büyük bir etkinlikle kutlayacaklarını ve ebedi barış temasını işleyeceklerini aktarıyor. Kaliningrad Senatörüne göre Kant’ın sonsuz barış ve dostluk teması Türkler ve Rusların kurduğu ilişki üzerine bina edilebilir. Temel ilkenin “iç işlerine karışmamak” olması gerektiğini belirten senatör, Türk-Rus ilişkilerinin dünyaya örnek olduğu görüşünde.

Rus heyetinin sunumlarında güncele açılan değerler tartışması da geniş yer buldu. Her medeniyetin kendi değer sistemini geliştirmesinin bir hak olduğu vurgusu da toplantı boyunca tekrarlanan görüşlerden.

Rus konuşmacılara göre kültürlerarası iş birliğinin temelinde değerler yatıyor. Andrey Klimov, İncil ve Kuran yakma eylemlerinin cehenneme giden yol olduğunu söylüyor.

Kent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasret Çomak ise diyalog için kurumsallaşmanın önemine dikkat çekiyor. Çomak, hızla Türk – Rus üniversitelerinin her iki ülkede de açılması gerektiği görüşünü ortaya atıyor.

Avrasya Uluslarası Kültürlerarası Diyaloğu katılımcıları toplu fotoğraf çekimi, 6 Temmuz 2023, Kent Üniversitesi Kağıthane Yerleşkesi / İstanbul

7 Temmuz günü ise İstanbul’daki Rus konsolosluğunda Kıtalararası Kültür Maratonu kapsamında Rusya’nın Dostları Klübü Toplantısı yapıldı. Burada Rus Senatör Andrey Klimov’a kısıtlı zamanda bir kaç soru yönelttik.

  • İki gündür yapılan etkinliklerde diyalog mesajları veriyorsunuz. Rusya’nın bu açıdan ABD’den farkı ne ? ABD yönetiminin eylemleri nedeniyle medeniyetlerarası diyalog kavramı Türkiye ve Orta Doğu’da hoş karşılanmıyor…

ABD diyalog değil monolog kuruyor. Hiçbir zaman ABD yönetimi karşı tarafın talebini dikkate almıyor. Sadece ABD değil ABD’nin Batılı müttefikleri de aynı şekilde davranıyor. ABD biz özeliz ayrıcalıklıyız diyor. Joseph Borell, Avrupa bir bahçedir diğer ülkeler vahşi bir ormandır diyor. Bu kesinlikle doğru değil ve yüz kızartıcı bir söylem. Kendilerini Hristiyanlığın temsilcisi gibi gösteriyorlar ancak Hristiyanlıkta böyle bir başkalarını küçümseyen kibir yoktur ve bu büyük bir günahtır. SSCB dağıldıktan sonra ABD inanılmaz bir güce erişti. Şimdi ise insanlık bir medeniyet çıkmazında. Batılılar bir teori yarattı ve bütün dünyayı bu teoriye uydurmaya çalışıyor.

Demokrasinin kelime anlamı halk iktidarı demektir Yunanca’da. Batı ülkelerinde yaşayanların sayısı bir milyardan daha az. Dünyanın kalanında yedi milyar insan yaşıyor. . Neden bir milyarlık azınlık dünyayı yönetiyor? Bu doğru değil ve kesinlikle çok tehlikeli.

Rusya’nın dış politikasının temelinde herkesin çıkarlarına özen göstermek var. Biz başka ülkelerin iç işlerine karışmıyoruz. Farklı politik sisteme sahip ülkeler bizim bakış açımıza göre birlikte yaşayabilirler. Bu ilkelerle refah bir dünya kurulabilir ve insanlığın sürdürülebilir gelişimi sağlanabilir.

  • Kant’ın barış mesajından sık sık bahsedildi bu etkinlik boyunca. Hem Rusya’nın hem de dünyanın içinde bulunduğu durum düşünüldüğünde barış söylemi romantik kalmıyor mu biraz? Medeniyetin çöküşüne yakın olduğumuz yorumları da revaçta bu sıralar… 

Medeniyetin çöküşü üçüncü dünya savaşıyla gerçekleşebilir. Hedefimiz dünyanın çökmemesi için prensiplere uymak. Rusya’nın dış politika konseptine bakarsanız bizim bütün ilkelerimizin bütün maddeleri Kant’ın yaklaşımına uyuyor. Ya hepimiz bu prensiplere uyacağız ya da medeniyet çökecek. Sanırım bir yerde doğru söylediniz. Kusursuz bir dünya yok ve sanırım hiç bir zaman olmayacak. Ancak biz buna ulaşmak için çaba harcıyoruz ve bu çaba değerli. Bunu deniyoruz.

  • Batı’da AB ve NATO gibi güçlü kurumlar var. Soğuk Savaş döneminin mantığı ile ortaya çıkan yapılar. Rusya ve Çin’in inşa ettiği kurumlar var ancak bunlara kıyasla zayıf. Nasıl bir tasavvurunuz var geleceğe ilişkin?

NATO tam anlamıyla bir kurum değil. Bu kurum bütünüyle Washington’a bağlı. Washington’un çıkarları için gerektğinde onun müttefikleri yaşamlarını feda edebilmelidir. NATO’nun meşhur beşinci maddesi var ancak bunu okuyan sanırım çok az sayıda kişi var. Bu maddenin gerçek anlamı çok farklıdır. Herkes ABD’yi bütün gücüyle savunmalıdır. ABD ise kendi kararlarını, nereye girip nereye girmeyeceğine kendisi karar veriyor. Aslında beşinci maddede ne yazıyor: Bir NATO üyesine saldırı olduğunda diğerleri de bu ülkeye nasıl yardımcı olacak şeklinde düşünülebilir. Tüm NATO ülkeleri kendi parasını biriktirip ABD silahlarını almalıdır. Benzer yaklaşım AB’de de var. Bürokrasi var ve bu demokratik yöntemle seçilmedi. Bu bürokrasi AB’nin diğer ülkelerine ne yapması gerektiğini dikte ediyor. AB’nin gerçek yöneticisi ABD’dir. Birileri Kuzey Akım boru hattını patlattı. AB gözünü kulağını kapattı ve bunu yapanı bilmiyoruz dedi. Bunun anlamı bütün Avrupa sanayicilerinin ABD’ye karşı rekabet gücünün sona erdirilmesiydi.

BRICS ve ŞİÖ’nün temeli farklıdır. Biz herkesin milli çıkarlarına özen gösteriyor ve egemenliklerine önem veriyoruz. BRICS ve ŞİÖ’de köle efendi ilişkisi yok. Fark budur.

Rusya Türkiye ilişkilerine gelince bizim karşılıklı görüşme kanallarımız var. Çok önemli ortak projelerimiz var. Bu projeler yüz yıl sonra da devam edecek. Bunlardan sadece ikisini hatırlatmak istiyorum. Gaz Hub’ı projesi Türkiye’yi büyük bir enerji üssü haline getirebilir. Bir diğer proje de Türk sanayisi için sürdürülebilir enerjiyi sağlayacak olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali. Ne ABD ne AB bu projeleri Türkiye’ye sunmadı.

 

RUSYA

Putin, Ukrayna görüşmeleri için ağır sıklet ekibini bir araya getiriyor

Yayınlanma

Rusya, Donald Trump tarafından duyurulan Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi konusunda yapılacak müzakereler için deneyimli isimlerden oluşan bir ekip oluşturuyor. Ekipte, Putin’in dış politika danışmanı Yuriy Uşakov, Dış İstihbarat Teşkilatı Başkanı Sergey Narışkin ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Genel Müdürü Kirill Dmitriyev gibi isimler yer alıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesine yönelik müzakereler için deneyimli isimlerden oluşan bir ekip görevlendiriyor.

Bloomberg‘in hazırlık sürecine yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Rusya heyetinde Dış Politika Danışmanı Yuriy Uşakov ve Dış İstihbarat Teşkilatı (SVR) Direktörü Sergey Narışkin yer alacak. Her iki ismin de üst düzey müzakere deneyimi bulunuyor.

Ayrıca, Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Genel Müdürü Kirill Dmitriyev’in de gayri resmi arabulucu olarak rol alabileceği belirtiliyor.

77 yaşındaki Uşakov, 2012’den beri Putin’in dış politika danışmanlığını yürütüyor ve 1998-2008 yılları arasında Rusya’nın ABD Büyükelçisi olarak görev yaptı.

Narışkin ise SVR’nin direktörü ve Güvenlik Konseyi’nin daimî üyesi. Her iki isim de 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından Ukrayna tarafıyla yapılan barış görüşmelerinde yer almıştı.

Dmitriyev’in Putin ile ailevi bağları da bulunuyor; Putin’in küçük kızı Yekaterina Tihonova’nın yakın arkadaşı ve iş ortağı olan Natalya Popova ile evli.

Bloomberg‘e konuşan bir kaynak, Dmitriyev’in bu hafta serbest bırakılan ve tıbbi nedenlerle kullandığı marihuanayı ülkeye sokmaktan 14 yıl hapis cezasına çarptırılan Amerikalı öğretmen Marc Fogel’in esir takası görüşmelerine katıldığını belirtti.

Fogel’i teslim alan Beyaz Saray özel temsilcisi Steve Witkoff da basın mensuplarına yaptığı açıklamada, takasta “Kirill adında Rusyalı bir beyefendinin” önemli rol oynadığını ifade etti.

ABD’de finans eğitimi alan Dmitriyev, kariyerine doğrudan yatırım alanında başladı. ABD-Rusya Yatırım Fonunda görev yaptı ve uluslararası sermayedar çevrelerinde geniş bir çevreye sahip.

Dmitriyev, pandemi öncesinde Davos’taki Dünya Ekonomi Forumu’nda, o dönemde halihazırda savaş öncesi yaptırımlarla karşı karşıya olan Rusya’nın, İran ve Suudi Arabistan ile yakın ticari ilişkiler kurarak Batılı ortaklara ihtiyaç duymadan yoluna devam etmeyi öğrendiğini söylemişti.

Trump, Putin ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından Suudi Arabistan’ın Ukrayna konusunda müzakereler için zemin sağlayabileceğini belirtmişti. Dmitriyev ise Financial Times‘a yaptığı açıklamada, “Tek bir telefon görüşmesi tarihin akışını değiştirebilir: Bugün ABD ve Rusya liderleri, çatışma yerine işbirliğine dayalı bir geleceğe kapı açmış olabilir,” dedi.

Öte yandan uluslararası güvenlik uzmanı Emily Ferris, Rusya’nın daha pragmatik bir yaklaşım sergilemeye çalıştığını ve Trump’ın ekibiyle “iş görüşmesi” yapabilecek birilerine ihtiyaç duyduğunu ifade etti.

ABD heyetinde ise 67 yaşındaki Witkoff’un müzakere deneyimi bulunuyor. Milyarder iş insanı, gayrimenkul ve yatırım alanlarında faaliyet gösteriyor.

İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının sağlanmasında önemli rol oynadı. Trump, Orta Doğu özel temsilcisi olan Witkoff’un yetkilerini Ukrayna müzakerelerini de kapsayacak şekilde genişletti.

Trump’ın açıkladığı müzakere ekibinde Dışişleri Bakanı Marco Rubio, CIA Direktörü John Ratcliffe ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz da yer alıyor.

“Rus heyeti, Trump’ın öngörülemezliğiyle başa çıkmakta zorlanabilir. Trump’ın alışılmadık fikirleri ve zaman zaman sergilediği agresif davranışlar, önceki yönetimin çizgisinden oldukça farklı,” değerlendirmesini yapan Ferris, bu durumun Rusya’yı daha önce düşünmediği senaryoları değerlendirmek zorunda bırakarak daha zor bir duruma soktuğunu belirtti.

Kremlin’e yakın bir kaynak, Rusya tarafından 2022 baharında ateşkesi görüşen heyette yer alan isimlerin de müzakerelerin ilerleyen aşamalarında devreye girebileceğini söyledi.

Fakat bu isimlerin ağırlıklı olarak Ukrayna temsilcileriyle iletişim kuracağı ve heyette Devlet Başkanı Yardımcısı Vladimir Medinskiy’in de yer alabileceği belirtiliyor.

Vance, Münih Güvenlik Konferansı’nda Avrupalıları ‘göç’ ve ‘savunma harcamaları’ konusunda uyardı

Okumaya Devam Et

RUSYA

Batılı ülkeler, Rus milyarderlere uygulanan yaptırımların yarısını kaldırdı

Yayınlanma

Ukrayna’daki savaşın başlamasının ardından yaptırımların kaldırılması için yargı yoluna giden 90 Rus milyarderin 42’si, özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde yaptırımların kaldırılmasını sağladı. Yaptırımların kaldırılmasında, şirket yöneticilerinin Rusya ile bağlarını kopardıklarını, ikametgâhlarını değiştirdiklerini veya yaptırımların hatalı olduğunu kanıtlamaları etkili oldu.

Batılı ülkeler, yaptırımların kaldırılması için yargıya müracaat eden Rus milyarderlerin yarısına uygulanan yaptırımları kaldırdı.

Ukrayna’daki savaşın başlamasının ardından uluslararası yaptırımların kaldırılmasını isteyen 90 Rus milyarder, üst düzey yönetici ve aile üyelerinden 42’si bunu başardı.

RTVI kanalının Avrupa Birliği, İngiltere, ABD, Kanada ve Avustralya mahkeme kayıtları ile medya ve devlet kayıtlarındaki incelemesine göre, bu durum en çok Avrupa Birliği ülkelerinde görüldü.

Analiz edilen verilere göre, Batılı ülkelerdeki mahkemeler genellikle eski devlet bankası üst düzey yöneticileri, Rusya ile bağlarını koparan, ikametgâhını değiştiren, Rusya’da iş yapmayı bırakan, yaptırımların yanlışlığını kanıtlayan veya usule ilişkin hukuki boşluklardan yararlanabilen şahıslara yönelik kısıtlamaları kaldırdı veya hafifletti.

Avrupa Birliği, 27 ret kararına karşılık 18 vakada yaptırımları kaldırırken (tüm taleplerin yüzde 37’si), Kanada yüzde 50 oranında (18 başvurudan 9’u) yaptırımları kaldırdı.

ABD’de mahkemeler, vakaların yüzde 75’inde (sekiz kişiden altısı), Avustralya’da yüzde 71’inde (yediden beşi) ve İngiltere’de yüzde 57’sinde (yediden dördü) yaptırım uygulama kararını yeniden değerlendirdi.

Öte yandan, X-Compliance sisteminin istatistiklerine göre, yaptırım listelerine giren Rusya vatandaşlarının sayısı 2024 yılında 2 binin üzerinde (yüzde 13,9) arttı.

Analistler, 31 Aralık itibarıyla Birleşmiş Milletler, ABD, Avrupa Birliği, İngiltere, İsviçre, Hollanda, Belçika, Letonya, Polonya, Çekya, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Singapur, Japonya, Çin ve Ukrayna’nın yaptırım listelerinde Rusya’dan 17 bin 347 kişi ve şirketin (listedeki toplam 37 bin 231 kişiden) bulunduğunu hesapladı.

Bunlardan 9 bin 213’ü gerçek kişi ve 8 bin 134’ü tüzel kişi. Geçen yılın başında listede Rusya’dan 15 bin 231 kişi yer alıyordu.

Yaptırım uygulanan Rusya vatandaşlarının sayısı, rekor seviyeye ulaştığı 2023 yılına kıyasla kayda değer ölçüde azaldı. 2023’te yaptırım uygulanan Rusların sayısı iki katından fazla artmıştı.

Geçen yılın istatistikleri, ABD’nin ocak ayı başlarında özellikle enerji, lojistik ve madencilik sektörlerini hedef alan geniş kapsamlı yaptırım listesi güncellemelerini içermiyor.

Rus milyarderler Fridman ve Aven, yaptırımların kaldırılması için Alfa Bank’taki hisselerinden vazgeçti

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya Merkez Bankası rekor faiz oranını korudu, enflasyon tahminini neredeyse iki katına çıkardı

Yayınlanma

Rusya Merkez Bankası, politika faizini yüzde 21’de sabit tutarken, enflasyon tahminini önemli ölçüde yükseltti. Enflasyonun yüzde 4 hedefine ulaşılmasının 2026’ya ertelendiği belirtildi.

Rusya Merkez Bankası, cuma günkü toplantısında politika faizini değiştirmeme kararı aldı. Ekonomideki kredi maliyetini ve ruble yatırımlarının getirisini düzenleyen politika faizi, 2002’den bu yana Rusya için en yüksek seviye olan yüzde 21’de kaldı.

Bankadan yapılan açıklamada, “Sürdürülebilir enflasyonist baskı arttı,” denildi. 10 Şubat itibarıyla yıllık enflasyon, geçen yılın sonunda yüzde 9,5 ve 2023’te yüzde 7,4 iken yüzde 10’a yükseldi.

Kurum, aylık enflasyon oranlarının daha da yüksek olduğunu kabul ediyor: Mevsimsellikten arındırılmış hâlde, geçen yılın dördüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 12,1’e ulaştı.

Banka, “Sonbaharda yaşanan rubledeki değer kaybı da fiyat dinamiklerine katkıda bulunuyor,” ifadelerini kullandı.

Rusya Merkez Bankası’nın enflasyon tahmini keskin bir şekilde yükseltildi: Ekim ayında yüzde 4,5-5 seviyesinde beklenirken, şimdi yüzde 7-8 olarak öngörülüyor. Yıl ortalamasında enflasyon, ekim ayı tahminlerinden bir buçuk kat daha yüksek olan yüzde 9,1-9,8 olacak.

Bankanın tahminine göre enflasyonun yüzde 4 hedefine dönmesi 2026’ya erteleniyor.

Kurum, “Enflasyon için risk dengesi hâlâ enflasyonist yönde,” uyarısında bulunarak, Rusya ekonomisinin “dengeli büyüme yörüngesinden” saptığını ve dış ticaret koşullarının kötüleşebileceğini ekledi.

Merkez Bankası, rekor askerî harcamalar nedeniyle ekonomiyi saran enflasyonist yükselişi yavaşlatmak için geçen yıl politika faizini üç kez artırmıştı.

Ancak bu çabalar sonuçsuz kaldı: Enflasyon çeyrek oranında hızlandı ve yıl sonu itibarıyla gıda fiyatlarındaki artış hızı 9 yılın rekorunu kırdı.

Kurum, politika faizinin artırılmasının yeniden başlayabileceği uyarısında bulundu. Tahminlerinde, yıl boyunca ortalama faiz oranını yüzde 19-22 aralığında (ekim ayında yüzde 17-20 idi) öngörüyor.

Yatırım bankeri Yevgeniy Kogan, Telegram kanalından yaptığı paylaşımda bunun en az bir ek adım yukarı yönlü olabileceğine işaret ediyor.

VTB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Georgiy Gorşkov ise Merkez Bankası’nın politika faizini koruma yoluna girmesinin daha olası olduğunu, bunun da kredi faizlerinin aşırı yüksek kalacağı ve “kredi kışının” uzun süre devam edeceği anlamına geldiğini belirtiyor.

Alfa Bank Başekonomisti Nataliya Orlova da rublenin güçlenmesinin faiz indirim potansiyelini açabileceğine, bunun da enflasyonu yavaşlatacağına işaret ediyor.

Ancak, Expert RA ekonomisti Anton Tabah, bunun büyük olasılıkla eylül-ekimden önce gerçekleşmeyeceğini düşünüyor: “Faiz oranı, enflasyon istikrarlı bir şekilde düşene ve ekonomideki soğuma sadece fark edilir hâle gelmekle kalmayıp, hiçbir şey yapmama olasılığının kalmadığı ana kadar muhtemelen mevcut seviyelerde kalacak.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English