Bizi Takip Edin

RUSYA

Rusya’nın Asası, Kant’ın barışı

Yayınlanma

İstanbul Kent Üniversitesi’nde sıra dışı bir toplantı gerçekleşti. Rusya’dan gelen kalabalık bir heyet kıtalar arası kültür maratonu kapsamında Türkiye’dedi.

Batı’nın medeniyetler arası diyalog kavramı üzerinde yarattığı olumsuz çağrışımları bir kenara koyarsak Rusya ve Çin, bu kavramı kullanıyor ve büyük önem veriyor.

“Manevi” değerler, ülkelerin iç işlerine saygı, karşılık güven ve diyalog temelinde farklı uygarlık kodlarının bir arada yaşayabileceği tezini Rusya ve Çin, Batı’nın demokrasi paradigmasına karşı uzun süredir işliyor.

Batı tipi demokrasi, çizgi dışına çıkan ülkelerin hizaya getirilmesi, direnen ve işgal edilemeyecek kadar büyük olan devletlerin yaptırımlar yoluyla yıpratılması ya da askeri ve siyasi paktlarla kuşatılması…

Rusya bunlara itiraz ettiğini söylüyor.

Peki güçlendiği artık tartışma götürmeyen yeni dünyanın aktörleri nasıl bir dünya öneriyor? Dünyanın geleceğine ilişkin Rusya’nın nasıl bir tasavvuru var?

BRICS ve ŞİÖ gelecekte neye benzeyecek? Yeni bir NATO ve Avrupa Birliği’nin çok daha büyüğü mü yolda? Özetle akıllardaki soru yeni güçler eski hegemonların yolundan mı gidecek?

Bunları anlamak bakımından Kent Üniversitesi Kağıthane Yerleşkesinde 6 Temmuz’da yapılan “Avrasya Uluslarası Kültürlerarası Diyaloğu” toplantısı son derece verimli bir etkinlik oldu.

Avrasya Uluslararası Kültür Diyaloğu Toplantısı, Kent Üniversitesi Kağıthane Yerleşkesi, 6 Temmuz 2023

Asanın içindeki Ural parçası 

Rusya Senatörü, Rusya Federasyon Konseyi Uluslararası Komitesi Başkan Yardımcısı Andrey Klimov 10 yıldır kültür maratonunun yürütücüsü.

Klimov, açılış konuşmasında eline bir asa alıyor ve anlatıyor: “Misyonumuz kıtalararası kültür maratonu. Etkinliğimiz Şangay İşbirliği Örgütü marjında yapılıyor. Bu asa ise maratonun simgesi. En son Brezilya’daydı. 100 bin kilometre yol yaptı. Roskosmos tarafından bütün kıtalardan gelen ağaçlarla özel bir teknolojiyle üretildi. Asanın altında ufak bir kapsül var. Onun içinde de bir ağaç parçası yer alıyor. On milyonlarca yıl önce jeolojik zamanların çok erken evrelerinde, henüz Asya ve Avrupa kıtaları oluşmamışken Ural Dağları vardı. Bu kapsül, Ural Dağlarında yetişen ve milyonlarca yıl öncesinden kalan bir ağaç parçasını taşıyor.”

Andrey Klimov, Rusya’nın mesajını asa simgesi üzerinden veriyor. Klimov, üniversitedeki yuvarlak masa toplantısının konuşmacılarından Prof. Dr. İlber Ortalylı’ya bu asayı sembolik olarak veriyor. Rusya’nın heybetine ilişkin o ünlü deyişi “Rusya akılla kavranmaz, arşınla ölçülmez, Onun kendine özgü bir hali, gelişimi vardır, Rusya’ya sadece inanılır, iman edilir” sözlerini anımsatan Ortaylı, asayı Rus edebiyatının kurucusu olarak kabul edilen Puşkin’in Etiyopyalı dedesi Abraham Petroviç Hannibal adına aldığını söylüyor.

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı

“Tarihe başka türlü bakmalıyız”

Kültürlerarası diyalog kavramını irdeleyen Ortaylı, diyalog için “Tarihe başka bir şekilde bakmak zorunda olduğumuzu, bunun da ancak idrak ile ve ruhla (geist) mümkün olduğunu” söylüyor. Konuşmasını Rusça yapan Ortaylı, kimileri ciddiye almak istemese de “Avrasya’nın bir realite olduğunu” vurguluyor ve bir eksikliğe dikkat çekiyor. Duayen tarihçi Türkiye, Rusya ve  İran’ın, bu kadim medeniyetlerin karşılaştırmalı etüdlerinin olmadığına dikkat çekiyor.

Yuvarlak masa toplantısında söz alan Rus yetkililer ise sıklıkla Alman felsefeci Immanuel Kant’ın Ebedi Barış Üzerine Denemesi’ne atıfta bulunuyor. Bu yönüyle güncel politik tartışmaların dışında kurgulanan toplantıdan Rusya’nın geleceğe ilişkin bir felsefe ve bir düşünce inşa etme çabası içinde olduğunu anlıyoruz.

Kant’ın Rusya Çarlığı vatandaşı olduğunu anımsatan Kaliningrad Senatörü Alexander Şenderyuk – Jidkov, önümüzdeki yıl felsefecinin 300. doğum gününü büyük bir etkinlikle kutlayacaklarını ve ebedi barış temasını işleyeceklerini aktarıyor. Kaliningrad Senatörüne göre Kant’ın sonsuz barış ve dostluk teması Türkler ve Rusların kurduğu ilişki üzerine bina edilebilir. Temel ilkenin “iç işlerine karışmamak” olması gerektiğini belirten senatör, Türk-Rus ilişkilerinin dünyaya örnek olduğu görüşünde.

Rus heyetinin sunumlarında güncele açılan değerler tartışması da geniş yer buldu. Her medeniyetin kendi değer sistemini geliştirmesinin bir hak olduğu vurgusu da toplantı boyunca tekrarlanan görüşlerden.

Rus konuşmacılara göre kültürlerarası iş birliğinin temelinde değerler yatıyor. Andrey Klimov, İncil ve Kuran yakma eylemlerinin cehenneme giden yol olduğunu söylüyor.

Kent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasret Çomak ise diyalog için kurumsallaşmanın önemine dikkat çekiyor. Çomak, hızla Türk – Rus üniversitelerinin her iki ülkede de açılması gerektiği görüşünü ortaya atıyor.

Avrasya Uluslarası Kültürlerarası Diyaloğu katılımcıları toplu fotoğraf çekimi, 6 Temmuz 2023, Kent Üniversitesi Kağıthane Yerleşkesi / İstanbul

7 Temmuz günü ise İstanbul’daki Rus konsolosluğunda Kıtalararası Kültür Maratonu kapsamında Rusya’nın Dostları Klübü Toplantısı yapıldı. Burada Rus Senatör Andrey Klimov’a kısıtlı zamanda bir kaç soru yönelttik.

  • İki gündür yapılan etkinliklerde diyalog mesajları veriyorsunuz. Rusya’nın bu açıdan ABD’den farkı ne ? ABD yönetiminin eylemleri nedeniyle medeniyetlerarası diyalog kavramı Türkiye ve Orta Doğu’da hoş karşılanmıyor…

ABD diyalog değil monolog kuruyor. Hiçbir zaman ABD yönetimi karşı tarafın talebini dikkate almıyor. Sadece ABD değil ABD’nin Batılı müttefikleri de aynı şekilde davranıyor. ABD biz özeliz ayrıcalıklıyız diyor. Joseph Borell, Avrupa bir bahçedir diğer ülkeler vahşi bir ormandır diyor. Bu kesinlikle doğru değil ve yüz kızartıcı bir söylem. Kendilerini Hristiyanlığın temsilcisi gibi gösteriyorlar ancak Hristiyanlıkta böyle bir başkalarını küçümseyen kibir yoktur ve bu büyük bir günahtır. SSCB dağıldıktan sonra ABD inanılmaz bir güce erişti. Şimdi ise insanlık bir medeniyet çıkmazında. Batılılar bir teori yarattı ve bütün dünyayı bu teoriye uydurmaya çalışıyor.

Demokrasinin kelime anlamı halk iktidarı demektir Yunanca’da. Batı ülkelerinde yaşayanların sayısı bir milyardan daha az. Dünyanın kalanında yedi milyar insan yaşıyor. . Neden bir milyarlık azınlık dünyayı yönetiyor? Bu doğru değil ve kesinlikle çok tehlikeli.

Rusya’nın dış politikasının temelinde herkesin çıkarlarına özen göstermek var. Biz başka ülkelerin iç işlerine karışmıyoruz. Farklı politik sisteme sahip ülkeler bizim bakış açımıza göre birlikte yaşayabilirler. Bu ilkelerle refah bir dünya kurulabilir ve insanlığın sürdürülebilir gelişimi sağlanabilir.

  • Kant’ın barış mesajından sık sık bahsedildi bu etkinlik boyunca. Hem Rusya’nın hem de dünyanın içinde bulunduğu durum düşünüldüğünde barış söylemi romantik kalmıyor mu biraz? Medeniyetin çöküşüne yakın olduğumuz yorumları da revaçta bu sıralar… 

Medeniyetin çöküşü üçüncü dünya savaşıyla gerçekleşebilir. Hedefimiz dünyanın çökmemesi için prensiplere uymak. Rusya’nın dış politika konseptine bakarsanız bizim bütün ilkelerimizin bütün maddeleri Kant’ın yaklaşımına uyuyor. Ya hepimiz bu prensiplere uyacağız ya da medeniyet çökecek. Sanırım bir yerde doğru söylediniz. Kusursuz bir dünya yok ve sanırım hiç bir zaman olmayacak. Ancak biz buna ulaşmak için çaba harcıyoruz ve bu çaba değerli. Bunu deniyoruz.

  • Batı’da AB ve NATO gibi güçlü kurumlar var. Soğuk Savaş döneminin mantığı ile ortaya çıkan yapılar. Rusya ve Çin’in inşa ettiği kurumlar var ancak bunlara kıyasla zayıf. Nasıl bir tasavvurunuz var geleceğe ilişkin?

NATO tam anlamıyla bir kurum değil. Bu kurum bütünüyle Washington’a bağlı. Washington’un çıkarları için gerektğinde onun müttefikleri yaşamlarını feda edebilmelidir. NATO’nun meşhur beşinci maddesi var ancak bunu okuyan sanırım çok az sayıda kişi var. Bu maddenin gerçek anlamı çok farklıdır. Herkes ABD’yi bütün gücüyle savunmalıdır. ABD ise kendi kararlarını, nereye girip nereye girmeyeceğine kendisi karar veriyor. Aslında beşinci maddede ne yazıyor: Bir NATO üyesine saldırı olduğunda diğerleri de bu ülkeye nasıl yardımcı olacak şeklinde düşünülebilir. Tüm NATO ülkeleri kendi parasını biriktirip ABD silahlarını almalıdır. Benzer yaklaşım AB’de de var. Bürokrasi var ve bu demokratik yöntemle seçilmedi. Bu bürokrasi AB’nin diğer ülkelerine ne yapması gerektiğini dikte ediyor. AB’nin gerçek yöneticisi ABD’dir. Birileri Kuzey Akım boru hattını patlattı. AB gözünü kulağını kapattı ve bunu yapanı bilmiyoruz dedi. Bunun anlamı bütün Avrupa sanayicilerinin ABD’ye karşı rekabet gücünün sona erdirilmesiydi.

BRICS ve ŞİÖ’nün temeli farklıdır. Biz herkesin milli çıkarlarına özen gösteriyor ve egemenliklerine önem veriyoruz. BRICS ve ŞİÖ’de köle efendi ilişkisi yok. Fark budur.

Rusya Türkiye ilişkilerine gelince bizim karşılıklı görüşme kanallarımız var. Çok önemli ortak projelerimiz var. Bu projeler yüz yıl sonra da devam edecek. Bunlardan sadece ikisini hatırlatmak istiyorum. Gaz Hub’ı projesi Türkiye’yi büyük bir enerji üssü haline getirebilir. Bir diğer proje de Türk sanayisi için sürdürülebilir enerjiyi sağlayacak olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali. Ne ABD ne AB bu projeleri Türkiye’ye sunmadı.

 

RUSYA

Lavrov: Fransa’nın Durov davasında siyasi amaç gütmediğine inanmak zor

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransa’nın Telegram kurucusu Pavel Durov’un tutuklanmasında siyasi bir amaç olmadığını iddia etmesine rağmen, bu iddiaya inanmanın zor olduğunu belirtti.

Lavrov, bu hafta Vladivostok’ta düzenlenen Doğu Ekonomi Forumu çerçevesinde RBK gazetesine verdiği demeçte, “Fransız meslektaşlarım, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da belirttiği gibi, bu davada siyaset olmadığına ikna oldular, ancak buna inanmak çok zor,” dedi.

Lavrov, Durov’un gözaltına alınmasının ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın Fransa Dışişleri Bakanlığı’na başvurarak bilgi talep ettiğini ve gözaltına alınan kişiye konsolosluk erişimi sağlanması için resmi bir nota gönderdiğini hatırlattı.

Rusya’nın diplomatik kanallardan bilgi edinmeye çalıştığını belirten Lavrov, Fransa’nın Durov’un Fransız vatandaşlığına sahip olması ve Fransız topraklarında gözaltına alınması nedeniyle yerel mevzuatın geçerli olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Lavrov, “Fransız vatandaşlığının bu durumda bir öncelik olduğunu söylediler,” ifadelerini kullandı.

Durov, 24 Ağustos’ta Azerbaycan’dan geldiği Fransız Le Bourget Havaalanı’nda gözaltına alındı. 28 Ağustos’ta kendisine organize suç örgütlerinin faaliyetlerinde suç ortaklığı, yetkili organlar tarafından talep edilen bilgi veya belgeleri vermeyi reddetme, kara para aklama gibi suçlamalar yöneltildi.

Paris mahkemesi, Durov’un Fransa’yı terk etmesini yasakladı ve 5 milyon avro kefalet ödemesine hükmetti. Ayrıca, Durov’un haftada iki kez polise bilgi vermesi gerekiyor.

Telegram ekibi, platformun Avrupa Birliği (AB) yasalarını ihlal etmediğini ve Durov’un ‘saklayacak hiçbir şeyi’ olmadığını belirtti.

Soruşturmanın bir parçası olarak, Durov’a Paris’e kadar eşlik eden kriptoblogger Yulya Vavilova ve girişimcinin koruması da sorgulandı. Ancak, her ikisi de herhangi bir suçlama olmaksızın serbest bırakıldı.

Telegram kurucusu Durov, tutuklanmasıyla ilgili ilk kez konuştu: ‘Fransa’dan ayrılmaya hazırız’

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya’dan influencer’lara ilişkin yeni düzenleme

Yayınlanma

Rusya Federal Bilgi Teknolojileri ve Kitle İletişim Denetleme Kurumu (Roskomnadzor), 10 binden fazla takipçisi olan sosyal medya hesaplarının sahiplerinden, kişisel ve iletişim bilgilerini devlete iletmelerini talep eden yeni bir düzenleme getirdi.

Bu yeni kurallara göre, sosyal medya kullanıcıları ve blog yazarları, kimlik bilgileri, telefon numaraları, e-posta adresleri ve IP adreslerini kaydettirerek devlete sunmak zorunda kalacak.

RBK‘nın haberine göre, bireysel kullanıcılar tam isimlerini ve ikamet ettikleri ülkeyi, tüzel kişiler ise şirket adları, yasal statüleri ve kayıt numaralarını paylaşmak zorunda olacak.

Ayrıca, hesapların yönetildiği cihazların telefon numaraları, e-posta adresleri ve IP adresleri de bildirilecek.

Bu veriler Roskomnadzor’a iletildikten sonra, kurum bir hafta içinde bilgilerin doğruluğunu kontrol edecek ve sayfanın resmi sicile kaydedilip kaydedilmeyeceğine karar verecek.

Sicildeki bilgilerde herhangi bir değişiklik olduğunda, hesap sahiplerinin Roskomnadzor’u bilgilendirmesi gerekecek.

Düzenleme, popüler sosyal medya platformlarını da kapsıyor. Aralarında TikTok, YouTube, VKontakte, Telegram, Discord ve Twitch gibi uygulamaların bulunduğu sosyal ağlar ve mesajlaşma hizmetleri, bu yeni kurallara tabi olacak.

Ancak, Facebook ve Instagram, ana şirketleri Meta’nın Rusya’da aşırılık yanlısı ilan edilmesi ve yasaklanması nedeniyle bu kayıttan muaf tutuldu.

Aynı zamanda, yasa kapsamında bilgilerini güncellemeyen ya da yanlış bilgi veren sayfalar, silinme riskiyle karşı karşıya kalacak.

Bu sayfalar ayrıca abone sayısındaki düşüş nedeniyle de kayıttan çıkarılabilir. Kayıttan çıkarılan bir sayfanın yeniden sicile dahil edilmesi için de özel bir prosedür bulunacak. Yeni düzenlemelerin 1 Kasım’da yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Temmuz ayında Devlet Duması tarafından kabul edilen ve ağustos ayında Bakanlar Kurulu’nun onayından geçen bu yasa, sosyal ağ kullanıcılarının ve mesajlaşma uygulamalarındaki kanal sahiplerinin kimliklerinin anonim kalmasını önlemeyi amaçlıyor.

Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından da onaylanan yasaya göre, kayıtsız kalan sayfalar, reklam ve fon toplama faaliyetlerinde bulunamayacak. Bu yasa kapsamında ayrıca, kayıtsız kanallardan içerik paylaşımı da yasaklanacak.

Roskomnadzor, bu düzenlemelerin sahte haberlerin, şiddet çağrılarının ve çocukları yasa dışı eylemlere teşvik eden içeriklerin yayılmasını önlemek amacıyla gerekli olduğunu vurguladı.

Kurum, sosyal medya kullanıcılarının paylaştıkları içeriklerin sorumluluğunu taşımaları gerektiğini belirtti.

Telegram kurucusu Durov, tutuklanmasıyla ilgili ilk kez konuştu: ‘Fransa’dan ayrılmaya hazırız’

Okumaya Devam Et

RUSYA

UAEK: Zaporojye santralindeki tüm nükleer güvenlik bileşenleri hasar gördü

Yayınlanma

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Rafael Grossi, Zaporojye nükleer santralinde bulunan yedi temel nükleer güvenlik bileşeninin tamamının ya kısmen ya da tamamen hasar gördüğünü belirtti.

Kurumun santraldeki duruma ilişkin hazırladığı son raporda Grossi, “Zaporojye nükleer santralindeki durum, yedi temel güvenlik bileşeninin kısmen ya da tamamen hasar görmesiyle birlikte iki yıldır istikrarsız ve bu istikrarsızlık devam ediyor,” ifadelerini kullandı.

Grossi, santralde meydana gelen soğutma kulesindeki yangın ve insansız hava aracı (İHA) saldırıları gibi olayların henüz bir radyolojik kazaya yol açmadığını, ancak santral personeli ve uluslararası toplum için risklerin ‘çatışma sürdükçe arttığını’ kaydetti.

Grossi, “Zaporojye nükleer santralindeki varlığımızın üçüncü yılına girerken, uluslararası topluma, üye ülkelere ve kamuoyuna açık bir şekilde bilgi ve UAEK değerlendirmelerini sunmaya devam etmeye kararlıyız,” dedi.

Ayrıca yetkili, ‘nükleer tesislere yönelik saldırıların hiç kimsenin yararına olmayacağını’ vurguladı.

Raporda, santralin personel, reaktörlerin soğutulması için gerekli su temini ve harici güç kaynağına erişim konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğu belirtildi.

Grossi, Mart 2022’de nükleer emniyet ve nükleer santrallerin fiziksel güvenliğinin yedi temel bileşenini ana hatlarıyla belirlemişti.

Bu bileşenler arasında santral yapılarının fiziksel bütünlüğünün ve ekipmanların çalışabilirliğinin korunması, personelin normal çalışma koşullarının sağlanması, harici güç kaynağına erişim, etkili radyasyon izleme ve denetim otoritesi ile ‘diğer taraflarla’ iletişim kanallarının güvence altına alınması yer alıyordu.

Zaharova: Batı, Zaporojye santrali üzerinden nükleer şantaj yapıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English