PYD Dış İlişkiler Sözcüsü Salih Müslim, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Beşar Esad yönetimini devirerek Şam’da geçiş hükümeti kuran Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) imzaladığı SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonunu öngören anlaşmayı değerlendirdi.
Salih Müslim, anlaşmanın detaylarına dair PKK’nn yayın organı ANF’ye yaptığı açıklamada “Bundan sonra biz hem içerde hem dışarda, tüm yönleri ile bu devletin ortağıyız” dedi.
“Yani bu anlaşma ile Rojava Devrimi perçinlendi diyebilir miyiz? En azından bölgesel anlamda Rojava statü kazandı diyebilir miyiz” sorusu üzerine Müslim, “Evet, perçinlendi diyebiliriz. Biz bu kadar savaştık ve bu kadar mücadele ettikten sonuçta artık her şeye ortak oluyoruz; bunu diyebiliriz. Bu devletin her şeyine ortak oluyoruz. Yönetimine, anayasasına, yaşamına, ekonomisine, her şeyine ortak oluyoruz” diye konuştu.
Röportajda Mülim’e tek tek anlaşma maddeleri soruldu. “Yerlerinden edilmiş tüm Suriyelilerin kendi kasaba ve köylerine geri dönmelerinin sağlanması” maddesiyle ilgili Müslim, “Herkesin kendi yerine dönmesi sağlanacak. Bazılarının evlerine el konulmuş, dışardan gelenler yerleştirilmiş. Bu insanlar eski yerlerine dönecekler. Bir manada buraların Türkiye işgalinden kurtulması demektir” dedi.
Müslim, “Peki ‘Suriye devletinin Esad kalıntılarına ve güvenliğine ve birliğine yönelik her türlü tehdide karşı mücadelesini desteklemek’ ne anlama geliyor” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Beraber olacağız. Baas rejiminden kalanlar yer bulamayacaklar. Yani bizim yerlerimizden yararlanıp rejime karşı savaşmayacaklar.”
Müslim, “Bu anlaşman uluslararası ölçekte ne anlama geliyor” sorusu üzerine “Uluslararası güçler arabulucu oldular. Hem bizim yönetimimizin hem de Suriye yönetiminin arabulucuları vardı. Demek ki bu arabulucular onaylamış ve burada herkes kendi payına düşeni yapacaktır. Yani biz resmen bu devletin bir ortağıyız. (…) Her şeyde; biz bu devletin işlerinde hem içerde hem dışarda ne varsa ortak oluyoruz” ifadelerini kullandı.
Salih Müslim’e Öcalan’ın mektubu ile ilgili sorulan sorular ve yanıtları ise şöyle:
-Öcalan’ın mektupta ne dediği, silahsızlanma konusunda herhangi bir söyleminin olup olmadığı çok tartışılıyor.
O mektup yönetime geldi. Kısacası benim bildiğim kadarı ile o mektup bizim doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Yani Suriye’nin bir parçası olmak, beraber olmak, barışı sağlamak. Yani biz o mektupta söylenenlerin dışında değiliz. Yani Önderliğin belirttiği noktaların dışına çıkmış değiliz.
-Siz mektubu okudunuz mu?
Mektubun içeriği bana iletildi, o mektupta neler olduğunu duydum. Biz prensip olarak barışmayı ve bu devletin bir parçası olmayı kabul ediyoruz. Tabii kendi haklarımızı, özgünlüklerimizi korumak şartıyla bu devletin içinde yerimizi alacağız. Zaten biz baştan beri de bunu söylüyorduk. Yani bunun dışında çıkmış değiliz. Yandaş medya, bugün yapılan bu anlaşmayı ‘teslimiyet’ olarak görecektir veya böyle propaganda yapacaktır. Ancak gerçek Kurdistan’da (Türkiye’nin güneydoğusu) da böyle bir şey olsaydı, çok iyi olurdu.
-Mektupta herhangi bir silahsızlanmadan veya öz savunmanızdan geri adım atmanıza dair bir söylemi var mı?
Hayır, öyle bir şey yok. Kesinlikle yok.