Ortadoğu
Savaş Kabinesi’nde “misilleme” çatlağı

İsrail’deki Savaş Kabinesi’nin üyeleri arasında İran’ın saldırısına nasıl ve ne zaman cevap verileceği konusunda anlaşmazlık yaşandığı öne sürüldü.
İsrail Savaş Kabinesi’nin Tel Aviv’deki Savunma Bakanlığı binasında gerçekleştirdiği ve İran’a verilecek yanıtın değerlendirildiği toplantıyla ilgili bilgiler basına sızmaya başladı.
Pazar günü öğleden sonra üç saatten fazla süren görüşmelerde İsrail’in beş kişilik Savaş Kabinesi, İran’ın cumartesi gecesi gerçekleştirdiği devasa füze ve insansız hava aracı saldırısına nasıl karşılık verileceği konusunda bir karara varamadı.
Reuters’a konuşan İsrailli yetkililer Savaş Kabinesi’nin İran’a karşı bir misillemeden yana olduğunu, ancak böyle bir yanıtın zamanlaması ve ölçeği konusunda bölünmüş durumda olduklarını söyledi.
Israel Hayom gazetesi de İsrailli bir yetkilinin “yanıt verilecek” şeklindeki açıklamasını aktarırken, NBC kanalı Başbakanlık Ofisi’nden resmi bir kaynağa dayandırarak henüz nasıl bir yanıt verileceğinin kararlaştırılmadığı ve IDF’den seçenekleri sunmasının istendiğini aktardı.
Kanal 12’nin haberine göre ise toplantıda İran’a karşılık verilmesinin gerekliliği konusunda mutabakat sağlandığı ancak, ABD ve uluslararası camianın baskılarını da göz ardı etmeden bunun nasıl ve ne zaman olacağı konusunda anlaşmazlık yaşandı.
Savaş Kabinesi üyeleri Benny Gantz ile Gadi Eisenkot’un 13 Nisan’da İran’ın saldırısına hemen karşılık verilmesini önerdiği, bu öneriye Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant, IDF Şefi Herzi Halevi’nin İran’ın yaklaşan füze ve insansız hava araçlarını engellemeye odaklandığı bir dönemde eşzamanlı bir eylemde bulunmanın zorluğu nedeniyle şiddetle karşı çıktıkları öğrenildi.
Savaş Kabinesi içinde, misillemeye “kısa, hızlı ve göze göz dişe diş karşılık verilmesi” gerektiğini düşünenler ile “bekleyip, iyi bir plan yapıp güçlü bir karşılık verilmesi gerektiğini düşünenler” olarak iki ayrı grubun oluştuğu kaydedildi.
“Son anda vazgeçildi” iddiası
İsrail devlet televizyonu KAN’da yer alan habere göre ise, Netanyahu ile Biden arasında yapılan telefon görüşmesinin ardından İsrail hükümetinin “İran’ın saldırılarına karşılık vermekten son anda vazgeçtiği” iddia edildi. Savaş Kabinesi ile Bakanlar Kurulu’nun önce salt çoğunlukla İran’a derhal karşılık verilmesini onayladığı ancak ABD Başkanı ile yapılan görüşme sonrası bu kararın değiştiği aktarıldı.
ABD Başkanı Joe Biden’ın, Netanyahu’ya, İran’ın saldırılarına karşılık vermeden önce “dikkatli düşünülmesi” uyarısında bulunduğu bildirildi.
“ABD misillemeye katılmayacak”
Amerikalı kıdemli bir yetkili, gazetecilere, Biden’ın Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin bilgileri gazetecilerle paylaştı.
AA’nın aktardığına göre yetkili, Biden’ın görüşmede Netanyahu’ya, “gerilimin tırmanması riskinin dikkatlice düşünülmesi ve konuya stratejik açıdan yaklaşılması gerektiğini söylediğini” aktardı. İsrail’in, ABD’ye İran’la arasındaki gerilimi artırmayı düşünmediğini açıkça belirttiğini kaydeden yetkili ayrıca ABD’nin İsrail’in olası bir misilleme saldırısına destek verme ihtimali sorulduğunda “böyle bir planları olmadığını” belirtti.
Beyaz Saray da ABD yönetiminin İsrail’in olası karşı saldırına destek vermeyeceğini duyurmuştu.
Kanal 12, kaynak göstermeden verdiği ayrı bir haberde ise ABD’nin İsrail’in herhangi bir yanıtını reddetmediğini, ancak İsrail’e böyle bir tepki konusunda önceden bilgi sahibi olması ve koordinasyon içinde olması gerektiğini söylediğini iddia etti.
“Refah saldırısı ertelendi” iddiası
Öte yandan Netanyahu’nun Gazze Şeridi’nde yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı Refah’a kara saldırısını ertelediği öne sürüldü.
İsrail devlet televizyonu KAN’da yer alan haberde, geçen hafta Refah’a kara saldırısı için “tarihin belli olduğunu” söyleyen Netanyahu’nun bu adımı “ertelediği” iddiasına yer verildi. Haberde, Netanyahu’nun Refah’a kara saldırısını neden veya ne zamana kadar ertelediğine ilişkin ise bilgi verilmedi.
Ortadoğu
İsrail Meclisi’nin feshi için kritik gün: Hükümet ne yapacak?

Netanyahu’nun koalisyonu askerlik muafiyeti nedeniyle kriz içindeyken muhalefet İsrail Meclisi’nin feshi için harekete geçti. Parti liderleri erken seçimin yolunu açmak amacıyla İsrail Meclisi’nin feshi için yasa teklifini bugün oylamaya sunacaklarını duyurdu.
Muhalefet partileri, Meclis’te yaptıkları toplantı sonrası yayımladıkları ortak açıklamada, Meclis’in feshedilmesine ilişkin yasa teklifini bugünkü oturumda gündeme alacaklarını açıkladı. Açıklamada, “Karar oy birliğiyle alınmıştır ve tüm muhalefet gruplarını bağlamaktadır. Ayrıca tüm muhalefet gruplarının koordinasyonuyla diğer yasa tekliflerinin gündemden çekilmesine ve tüm gücün hükümeti devirmeye odaklanmasına karar verilmiştir” denildi.
ABD’li elçi, İsrail koalisyon hükümeti çökmesin diye devrede
Süreci yavaşlatma hamleleri bekleniyor
Muhalefetin bu hamlesi karşısında hükümetin, süreci yavaşlatmak amacıyla gündemi kendi yasa teklifleriyle doldurarak oylamayı ertelemeye çalışması bekleniyor. Teklifin yasalaşabilmesi için bugünkü ön oylamanın ardından üç aşamalı genel kurul oylamasından daha geçmesi gerekiyor.
Başbakan Netanyahu liderliğindeki sağ blok koalisyonu, 120 sandalyeli Meclis’te 68 sandalyeye sahip. Muhalefetin fesih önerisinin ilerleyebilmesi için özellikle ultra-Ortodoks partiler olan Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği’nin desteği kritik.
Her iki parti, hükümetin, dini eğitim gören yeshiva öğrencilerine askerlik muafiyeti sağlayacak yasa teklifini Meclis’ten geçirememesi nedeniyle fesih oylamasında “evet” oyu vereceklerini kamuoyuna açıkladı. Ancak perde arkasında özellikle Şas Partisi’nin, oylamanın ertelenmesi ve hükümetin düşmesini engellemek için yoğun çaba gösterdiği bildiriliyor.
Netanyahu duruşmadan erken ayrıldı
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Başbakan Netanyahu’nun Tel Aviv’de devam eden yolsuzluk davasındaki çapraz sorgusu da beklenmedik şekilde erken sona erdi. Netanyahu’nun, ifadenin başlamasından yaklaşık bir saat sonra kendini iyi hissetmediğini söyleyerek duruşmadan ayrıldığı açıklandı.
Netanyahu’nun gün içinde krizleri yatıştırmak için yoğun diplomatik temaslarda bulunması bekleniyor. Özellikle ultra-Ortodoks partilerin desteğini kaybetmesi, erken seçimin yolunu açabilecek en büyük tehdit olarak öne çıkıyor.
Erken seçim olasılığı
Fesih yasası bugünkü ön oylamada kabul edilirse, yürürlüğe girmesi için Meclis’te üç oylamadan daha geçmek zorunda. Ancak ultra-Ortodoks partiler hükümetten desteğini çekmezse muhalefetin erken seçim hamlesi şimdilik başarısız olabilir. Tüm gözler hem Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliğinin oylamadaki tavrında, hem de Netanyahu’nun gün içinde atacağı siyasi adımlarda.
Ortadoğu
İran, UAEA’yı nükleer sırlarını İsrail’e sızdırmakla suçladı

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı (UAEA), nükleer programıyla ilgili hassas bilgileri ve suikasta kurban giden bilim insanlarının isimlerini İsrail’e sızdırmakla suçladı. Tahran yönetimi, misilleme olarak İsrail’in gizli nükleer arşivini ele geçirdiğini ifade ederken, UAEA ise İran’ı kendi nükleer faaliyetleri hakkında yanlış bilgi vermekle itham etti.
İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı (UAEA), Tahran ile kurum arasındaki “hassas bilgiler” içeren gizli yazışmaları gizli kanallar aracılığıyla İsrail istihbarat servislerine iletmekle suçladı.
Fars ve IRNA haber ajanslarının 10 Haziran’da İranlı istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberlere göre, UAEA’nın daha sonra öldürülen İranlı nükleer fizikçilerin isimlerini de İsrail’e ifşa ettiği iddia edildi.
Fars ajansına konuşan bir kaynak, “Bu durum, UAEA’nın tarafsız bir rol oynamak yerine Siyonist rejimin çıkarlarına hizmet eden bir araca dönüştüğünü açıkça göstermektedir,” ifadelerini kullandı.
Ajansa göre, İran Dışişleri Bakanlığı’nın “bu ağır ihlallere yanıt olarak kararlı diplomatik adımlar” atması bekleniyor.
İran İstihbarat Bakanı İsmail Hatib ise 8 Haziran’da devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, bakanlığının düzenlediği bir operasyonla İsrail’in gizli bir arşivini ele geçirdiğini ve bizzat İsrail’in nükleer programına ilişkin “binlerce sayfalık” belgeye ulaştığını duyurdu.
Hatib, İran’ın artık İsrail’in ABD, Avrupa ülkeleri ve diğer devletlerle nükleer alandaki işbirliğine dair veriler de dahil olmak üzere “Siyonist rejimin stratejik, operasyonel ve bilimsel istihbarat bilgilerinden oluşan zengin bir hazineye” sahip olduğunu belirtti ve bu belgeleri yakında yayınlama sözü verdi.
Bu açıklamanın ertesi günü İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi, İsrail’in İran’a karşı bir saldırganlık eyleminde bulunması halinde bu ülkenin gizli nükleer tesislerine saldırı düzenlemekle tehdit etti.
UAEA’dan İran’a karşı suçlama
Diğer yandan, UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi, ajansın yönetim kurulu toplantısı öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, İran makamlarının İsrail’in nükleer programıyla ilgili belgeler hakkındaki açıklamalarının, muhtemelen Tel Aviv’in 20 km güneyinde bulunan Nahal-Sorek nükleer araştırma merkeziyle ilgili olduğunu söyledi.
Grossi, UAEA müfettişlerinin bu tesisi denetlediğini de sözlerine ekledi.
Bununla birlikte Grossi, İranlı yetkilileri UAEA’ya kendi nükleer programları hakkında güvenilmez veriler sunmakla ve Turkuzabad, Varamin ve Marivan’daki kayıtsız tesislerde nükleer materyallerin varlığı ve ilgili çalışmaları gizlemekle suçladı.
Grossi, ajansın bu aşamada Tahran’ı nükleer bomba yapmakla suçlamayacağını da temin etti.
İranlı yetkililerin bu açıklamaları, 15 Haziran’da Umman’da yapılması planlanan ABD-İran nükleer anlaşması müzakerelerinin altıncı turu öncesinde geldi.
23 Mayıs’ta Roma’da yapılan bir önceki turda Amerikan tarafı, İran’ın uranyum zenginleştirme seviyesini geçici olarak yüzde 3’e düşürmeyi kabul etmesi koşuluyla, düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyum üretimini denetleyecek bölgesel bir konsorsiyum kurulmasını Tahran’a önermişti.
‘UAEA’da Mossad ajanları var’
Vedomosti gazetesine demeç veren Rusya Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Başkanı Murad Sadıgzade, UAEA’nın İslam Cumhuriyeti’nin kuruma olan güvenini sarsan emsaller yarattığını belirtti.
Sadıgzade, “Bu örgütün Batı yanlısı tutumunu defalarca tespit ettim. UAEA temsilcileri arasında İsrail istihbarat servisi Mossad’ın çalışanları açıkça mevcut. Aynı şekilde, ajans müfettişleri Saddam Hüseyin döneminde Irak’ın nükleer tesisleriyle ilgili verileri İsrail’e iletmiş ve bu tesisler daha sonra İsrail Hava Kuvvetleri tarafından imha edilmişti,” diye ekledi.
Sadıgzade’ye göre, İran medyasının sızıntı iddiaları, ABD ile İran arasında yapılacak müzakereleri önemli ölçüde etkilemeyecek. Uzman, toplantının ana konusunun Orta Doğu’daki çatışmaların nasıl azaltılacağının tartışılması olacağını düşünüyor.
Sadıgzade, potansiyel bir nükleer anlaşmanın UAEA’nın katılımı olmadan, Rusya ve diğer tarafsız ülkelerden bağımsız gözlemcilerin katılımıyla da sağlanabileceğini kaydetti.
Diplomasi
Trump’tan Netanyahu’ya: İran’a saldırı planını gündeminden çıkar

Trump’ın İran’la nükleer görüşmelerin sonlanmasını isteyen Netanyahu’ya “İran’a saldırı planını gündemden çıkar. Diplomatik yolları sonuna kadar kullanmak istiyorum” dediği belirtildi. İsrail tarafı ise “sürpriz olmayacağı” yönünde ABD’ye güvence verdi.
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde, İsrail’in İran’a yönelik olası bir saldırısı için “yeşil ışık” yakmadığını söyledi. Trump, Netanyahu’dan askeri seçeneği gündemden kaldırmasını istedi. Netanyahu ise Trump’a verdiği yanıtta, İran’ın hem uluslararası toplumu hem de ABD’yi “aldattığını” ve zaman kazanmaya çalıştığını ileri sürdü.
Trump, Beyaz Saray’daki bir ekonomi etkinliğinde Netanyahu ile telefon görüşmesine ilişkin gazetecilere yaptığı açıklamada, “Birçok konuyu görüştük, çok iyi bir konuşmaydı. Ne olacağını göreceğiz” dedi. İran konusunda “çok yoğun çalıştıklarını” belirten Trump, “Zor bir mesele… İranlılar çok iyi müzakereciler” ifadelerini kullandı.
ABD’nin, İsrail ile İran konusundaki işbirliğini askıya aldığı iddiası
Ancak sızan ayrıntılar, görüşmenin hem İran hem de Gazze’de devam eden savaş konusunda gergin geçtiğini gösteriyor. Trump, Netanyahu’ya Gazze savaşının “artık bittiğini” ve sona erdirilmesi gerektiğini söyledi. Savaşın sonlandırılmasının, İran ile yürütülen müzakerelere ve Suudi Arabistan’la normalleşme sürecine de katkı sağlayacağını vurguladı. Bir kaynak, Ynet News’e Trump’ın mesajını şöyle özetledi: “Bu işi bitirin. Savaş uzamasın.”
İsrail: Sürpriz olmayacak
Nükleer müzakerelerde herhangi bir ilerleme sağlanamasa da Trump’un görüşmelerin sonlanmasını isteyen Netanyahu’ya “İran’a saldırı planını gündemden çıkar. Bu, müzakerelere yardımcı olmuyor. Diplomatik yolları sonuna kadar kullanmak istiyorum, zor olsalar bile. Onlarla nasıl konuşulacağını biliyorum” dediği belirtildi.
İki lider, İran’la yürütülecek nükleer görüşmelerin altıncı turu öncesinde Mossad Başkanı David Barnea ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in, müzakerelerde ABD’yi temsil eden Steve Witkoff ile bir araya gelmesi konusunda anlaştı. İsrail tarafı, “sürpriz olmayacağı” yönünde güvence verdi.
Trump: İran artık daha agresif
Trump, daha önce Fox News’e verdiği demeçte İran’ın müzakerelerde “çok daha agresif” bir tavır sergilemeye başladığını söylemişti. “Sadece birkaç gün öncesine kıyasla davranışları çok farklı. Bu beni şaşırttı, hayal kırıklığına uğrattı” diyen Trump, tarafların ertesi gün yeniden bir araya geleceğini belirtmişti. Ancak İranlı yetkililer, müzakerelerin bir sonraki turunun 15 Haziran Pazar günü başlayacağını açıkladı. Görüşmelere daha önce olduğu gibi Umman arabuluculuk yapıyor.
ABD ve İsrail arasında İran gerginliği: Telefonda hararetli tartışma
Aynı demeçte Trump, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini yeni bir anlaşmanın önündeki en büyük engel olarak tanımladı. Tahran’a açık bir uyarıda bulunan Trump, “İran, kabul edilemeyecek taleplerde bulunuyor. Vazgeçmeleri gereken şeylerden vazgeçmiyorlar. Zenginleştirme ısrarını sürdürüyorlar. Şu anda anlaşmaya hazır değiller. Bunu söylemek istemem ama alternatifi çok kötü” dedi.
CENTCOM alternatif planlar hazırladı
Bu arada, ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Michael Kurilla, müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda İran’a yönelik askeri müdahale için Trump ve Savunma Bakanı Pete Hegseth’e çeşitli senaryolar sunduklarını açıkladı.
İran ise pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’nin sunduğu yeni nükleer anlaşma şartlarına karşılık bir “karşı teklif” sunacağını duyurdu. Tahran, uranyum zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmeyeceğini yineleyerek bunun kendileri için “kırmızı çizgi” olduğunu belirtti. Trump, karşı teklifin henüz ulaşmadığını, ancak haftanın ilerleyen günlerinde yapılacak görüşmelerde değerlendirileceğini söyledi.
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Dünya Basını2 hafta önce
FP: ABD anlaşma değil teslimiyet istiyor
-
Görüş1 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2
-
Dünya Basını1 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını3 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin