Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Türkiye ve Suriye’nin pozisyonlarında değişiklik yok

Yayınlanma

Türkiye, Suriye, Rusya ve İran’ın katılımıyla düzenlenen “dörtlü toplantı” ile ilgili açıklamalarda Ankara terörle mücadele, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve mültecilerin geri dönüşü konularına odaklanırken Şam, Türk ordusunun Suriye’den çekilmesi gerektiği vurgusunu sürdürdü.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Suriye Savunma Bakanı Korgeneral Ali Mahmud Abbas, İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Muhammed Reza Aştiyani ve Rusya, İran ve Suriye istihbarat başkanları ile dün “dörtlü toplantı”da bir araya geldi.

Toplantıyla ilgili Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “Görüşmede, Suriye’deki güvenlik durumunun güçlendirilmesi, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleştirilmesi alanında atılabilecek somut adımlar, Suriye topraklarında her şekliyle terör örgütleri ve tüm aşırılıkçı gruplarla mücadele, Suriyeli mültecilerin topraklarına dönmelerine yönelik çabaların yoğunlaştırılması konuları ele alınmıştır” denildi.

Rus bakanlığından yapılan açıklamada da görüşmede “Suriye’de güvenliğin güçlendirilmesi” ve “Suriye-Türkiye ilişkilerinin normalleştirilmesi” için “pratik tedbirlerin” ele alındığı kaydedildi. Açıklamada “Görüşmelerin ardından taraflar Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına olan bağlılıklarını ve Suriyeli mültecilerin bir an önce vatanlarına dönmeleri için çabaların yoğunlaştırılması gerektiğini bir kez daha teyit ettiler” denildi.

Suriye devlet medyası ise, Suriye Savunma Bakanlığı’ndan yapılan ve görüşmelerin “Türk ordusunun ülkeden çekilmesi” konusuna odaklandığını belirten bir açıklama yayınladı.

“Suriye’de bulunmamızın tek nedeni terörle mücadele”

Öte yandan Akar toplantının ardından başkent Moskova’dan ayrılmadan önce Vnukova Havalimanı’nda, toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Dörtlü toplantıda çeşitli konularda karşılıklı görüş alışverişinde bulunulduğunu ifade eden Akar, “Muhataplarımızın görüş ve değerlendirmelerini dinledik, kendi görüş ve değerlendirmelerimizi ayrıntılı şekilde aktarma fırsatı bulduk. Her zaman ifade ettiğimiz gibi Suriye’nin egemenlik haklarına, toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzu, bizim Suriye’de bulunmamızın tek nedeninin orada bulunan terör örgütü PKK/YPG/PYD ve DEAŞ başta olmak üzere teröristlerle mücadele etmek olduğunu, teröristleri etkisiz hale getirmek için çalışmalarımızı aralıksız olarak sürdüreceğimizi, bunun sadece bizim için değil Suriye’nin bütünlüğü için de önemli olduğunu vurguladık” diye konuştu.

Bir diğer amaçlarının da Suriye’den Türkiye’ye yönelik olası yeni bir mülteci akınını önlemek olduğunu dile getiren Bakan Akar, “Yaptığımız çalışmalarla Suriye’de olabildiğince olumlu, istikrarlı ortamı sağlamak, şartları oluşturmak suretiyle ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde evlerine, topraklarına dönmelerini sağlamayı amaçladığımızı da kendileriyle paylaştık. Suriye sorununun BMGK 2254 sayılı kararı çerçevesinde tüm unsurları kapsayıcı şekilde ve bütüncül bir yaklaşımla çözülmesi gerektiğini muhataplarımıza ifade ettik” açıklamasında bulundu.

“Faydalı ve olumlu görüşmeler”

Dörtlü toplantı kapsamında çeşitli ikili görüşmeler de yapma fırsatı bulduklarını aktaran Akar, “Bu toplantı ve görüşmeler faydalı ve olumlu oldu. Önemli katkılar sağlandı. Bölgeye barış, istikrar ve huzurun getirilmesi konusunda bu çalışmalara ihtiyaç olduğu konusunda taraflarla mutabık kaldık. Önümüzdeki günlerde bunun devamını ifade ettik” diye konuştu.

Milli Savunma Bakanı Akar, sözlerini şöyle tamamladı: “İster Türkiye’de ister Suriye’de beraber olduğumuz Suriyeli kardeşlerimiz var. Hiçbir şekilde onların aleyhine bir durum söz konusu değil. Onları zora sokacak bir karar almamız da mevzu bahis olamaz. Herkesin bunu bilmesi ve buna göre davranması lazım. Bizim başlangıçtan itibaren bu konuda son derece açık ve net bir politikamız var. Biz bir an önce terör belasından kurtulmak, ülkemizin, sınırlarımızın, vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak ve bölgeye barış, istikrar ve huzurun gelmesi için gayret gösteriyoruz. Bu konuda mesafe almak için elimizden gelen çabayı gösterecek, çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bizim bu yapılan toplantının bundan sonraki faaliyetlere, bölgede barış ve istikrarın gelmesine ciddi katkılar sağlayacağını değerlendiriyoruz. Olumlu bir atmosferde toplantıyı tamamladık.”

Gözler dışişleri bakanları toplantısında

Suriye’deki çatışmaların başlamasından bu yana Ankara ile Suriye yönetimi arasındaki ilk üst düzey görüşme 28 Aralık 2022’de Moskova’da yapıldı. Hulusi Akar ve Hakan Fidan, Suriyeli mevkidaşlarıyla bir araya geldi. Bu ilk görüşmede “Türkiye-Suriye diyaloğu”nun siyasi ilişkileri de kapsayacak şekilde genişletilmesi konusunda mutabakata varıldı. Mutabakattan sonra Türkiye-Suriye-Rusya ve İran dışişleri bakanlarının Moskova’da bir araya gelmesi için hazırlıklara başlandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu toplantının mayıs ayı başında yapılacağını açıkladı. Ancak tarihi henüz netleşmedi.

DİPLOMASİ

Polonya İçişleri Bakanı: Ukrayna NATO’ya giremeyeceğini anladı

Yayınlanma

Polonya İçişleri ve İdare Bakanı Tomasz Siemoniak, Ukraynalı yetkililerin savaş halindeki bir ülkenin NATO üyesi olamayacağını anladığını belirtti.

Daha önce Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Bloomberg‘e verdiği mülakatta Kiev’in şu anda NATO’ya davet edilmeyeceğini kabul etmiş, ancak davete ‘benzer’ bir şey almasını beklediğini ifade etmişti.

Polskie Radio‘ya konuşan Siemoniak, “Belgeler ve deklarasyonlar Ukrayna’yı korumayacak, bu nedenle temmuz zirvesinin Ukrayna için NATO üyeliğine dair şansı ortaya koyacağını düşünüyorum,” ifadesini kullandı.

Bu arada Politico, 60’tan fazla ABD’li dış politika uzmanının imzaladığı ve NATO üyelerini Ukrayna’nın üyeliğe doğru ilerlemesine izin verecek her türlü kararı reddetmeye çağıran bir dilekçeye yer verdi.

Washington’daki NATO zirvesi 9-11 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilecek. NATO üyelerinin Ukrayna’ya ittifaka katılmasını teklif etmeyecekleri, ancak uzun vadeli mali yardım sözü vermeleri bekleniyor.

Özellikle NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ittifakın Kiev’e yıllık 40 milyar avro tahsis etmesi gerektiğini öne sürdü.

Telegraph gazetesinin kaynaklarından aktardığına göre müttefikler bu sürece desteklerinin bir işareti olarak zirvede Ukrayna’nın NATO’ya katılımı için bir yol haritasını onaylamayı planlıyor.

30 Eylül 2022’de Zelenskiy, Ukrayna’nın hızlandırılmış NATO üyeliği için başvuracağını açıklamıştı. Temmuz 2023’te Vilnius’ta düzenlenen NATO zirvesinde ittifak üyeleri Ukrayna’nın üyeliğini kolaylaştırma konusunda anlaşmıştı.

‘NATO zirvesinde Ukrayna’ya üyelik için fazla yozlaşmış olduğu söylenecek’

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Hindistan Dışişleri: Putin ve Modi küresel ve bölgesel öneme sahip konuları görüşecek

Yayınlanma

Hindistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Vinay Kwatra, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin önümüzdeki günlerde Moskova’da yapacakları küresel ve bölgesel öneme sahip konuları ele alacaklarını belirtti.

Vedomosti gazetesinin aktardığına göre Kwatra, düzenlediği basın toplantısında “Başbakan’ın Ukrayna’daki çatışmayla ilgili olarak Rusya Devlet Başkanı’na ne söylediğini çok iyi biliyorsunuz. Bölgesel ve küresel öneme sahip konular müzakerelerin önemli bir unsuru olacak,” dedi.

Kwatra, Moskova ile Yeni Delhi’nin 2020’den bu yana özel bir ortaklığa sahip olduğunu da sözlerine ekledi.

Bakan Yardımcısı, ayrıca küresel jeopolitik zorluklar karşısında güçlü kalmaya devam ettiklerine dikkat çekti.

Modi’nin Rusya ziyareti 8-9 Temmuz tarihlerinde gerçekleşecek. Kremlin, iki liderin ‘geleneksel olarak dostane olan Rus-Hint ilişkilerini’ geliştirme olanaklarını da ele almayı planladıklarını duyurdu.

Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov, Rus tarafının Modi’nin ziyaretine büyük önem verdiğini ve ziyarette ‘uluslararası meselelerin’ değerlendirileceğini vurguladı.

The Tribune gazetesine göre söz konusu ziyaret, ekim ayında Kazan’da yapılacak BRICS zirvesi ile aynı zamana denk gelmeyip ayrı bir ziyaret olacağı için önem taşıyor.

Bloomberg‘e göre de Modi’nin Moskova ziyareti Batı’nın Rusya’yı tecit etme çabalarını boşa çıkarıyor. Ajans, Hindistan başbakanıyla yapılan görüşmenin Putin açısından diplomatik bir zafer olduğunu kaydetti.

Hindistan ve Rusya dışişleri bakanları ŞİÖ Zirvesi’nde bir araya geldi

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Erdoğan: Bizim Sayın Putin ile Esed’e davetimiz olabilir

Yayınlanma

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ŞİÖ zirvesi sonrası gazetecilerin Suriye ile normalleşme, olası Esad görüşmesi, Ukrayna krizi ve Türkiye’nin ŞİÖ üyeliği ile ilgili sorularını yanıtladı. Erdoğan “Bizim Sayın Putin ile Beşşar Esed’e bir davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) 24’üncü Devlet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Kazakistan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamada bulundu, soruları yanıtladı.

Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nın yıllar içinde ekonomik ve ticari alanlarda işbirliğini ön plana çıkartan bir hüviyete kavuştuğunu belirten Erdoğan, “3,8 milyar kişinin yaşadığı bir coğrafyayı kapsayan teşkilat, üyeleriyle toplam 27 trilyon dolar büyüklükte bir ekonomik gücü temsil ediyor. Türkiye’nin Yeniden Asya girişimi kapsamında kıta ülkeleriyle işbirliğini geliştirme iradesi malumunuzdur. Zirveye katılımımız bu bakımdan da verimli geçmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

“Yeni bir sürecin başlangıcı olabilir”

“Beşşar Esed ile bir araya gelmeniz için hangi şartların yerine getirilmesi ya da ne tür gelişmelerin yaşanması gerekiyor” sorusu üzerine Erdoğan, “Suriye ile yeni bir süreci başlatabileceğimizi cuma günü, cuma namazı çıkışında zaten söylemiştim. Bizim Sayın Putin ile Beşşar Esed’e bir davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir” diye konuştu.

Suriye sahasında aradan geçen onca yılın herkese kalıcı çözüm mekanizmasının kurulması gerektiğini net bir şekilde gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları dile getirdi:

“Altyapısı yok olmuş, halkı darmadağın hale gelmiş Suriye’nin yeniden ayağa kalkması ve istikrarsızlığın son bulması elzemdir. Sahada son zamanlarda sağlanan sükûnet, akıllıca politikalar ve ön yargılardan uzak ve çözüm odaklı yaklaşımlarla barış kapısını aralayabilir. Bölgedeki istikrarsızlığın başta PKK/PYD/YPG olmak üzere terör örgütlerine hareket alanı sağlaması, bir sorundur. El birliğiyle ayrımsız bir biçimde bu terör yapılarının kökünün kazınması, Suriye’nin geleceğinin inşası için mühimdir. Suriye’nin demokratik altyapısının inşası, kapsayıcı ve onurlu bir barışın sağlanması ve tüm bunlara Suriye’nin toprak bütünlüğü temelinde yaklaşılması önemlidir. Suriye’de esecek barış rüzgarları ve bütün Suriye’de hayat bulacak barış iklimi, çeşitli ülkelere dağılmış milyonlarca insanın ülkelerine geri dönmeleri açısından da gereklidir. Biz komşumuz Suriye’ye dostluk elimizi daima uzattık ve uzatırız. Adil, onurlu ve kapsayıcı yeni bir toplum sözleşmesi temelinde kucaklaşan, müreffeh, bir ve bütün Suriye’nin her zaman yanında oluruz. Yeter ki Suriye, bu büyük kucaklaşmayı başlatsın ve her alanda toparlansın.”

“Suriye’nin yeniden ayağa kalkmasını istemedikleri ortaya çıkıyor”

Erdoğan’a Kayseri’de ve Suriye’nin kuzeyinde olaylar hatırlatılarak “Şu an Suriye’nin kuzeyinde durum tamamen kontrol altında mı? Ankara ve Şam arasında görüşme olabilir mi? Türkiye ve Suriye arasındaki normalleşme bazı ülkeleri rahatsız mı ediyor? Türkiye’deki Suriyelilerin ülkelerine gönüllü ve istekli geri dönüşü konusunda nasıl bir mesafe alınabilir? Bunu da mı istemeyen ülkeler var?” soruları yöneltildi.

Erdoğan verdiği yanıtta “Ülkelerin değil, PKK/PYD/YPG, DEAŞ gibi örgütlerin rahatsızlığı söz konusu. Onların böyle bir buluşmayı, Suriye’nin yeniden ayağa kalkmasını istemedikleri ortaya çıkıyor” ifadesini kullandı.

Suriye’nin kuzeyinde birçok yapılanma bulunduğunu, bunların içerisinde Türkiye ile münasebetlerini süratle iyileştirmek isteyenler de olduğunu aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nitekim bu Suriye’nin kuzeyindeki olaylar başladıktan sonra Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa Bey devreye girdi ve süratle bu olumsuz gelişmeleri hemen olumluya çevirdiler. Türkiye içinde de Kayseri’deki hadisede güvenlik güçlerimizin süratli müdahalesiyle hava sakinleşti ve bir an önce olumlu neticeyi her tarafta aldık. Ülkemizde kısa süreli bu tür durumlar ortaya çıksa bile bunların uzamasına zaten müsaade etmeyiz. Suriye tarafında da terör örgütlerinin karşısında olan yapılar böyle bir duruma izin vermez.”

“Türkiye’de de ırkçı akımlar oluşturup kardeşlik iklimini bozmayı amaçlayanlar, karanlık odaklardan aldıkları talimatları yerine getirme gayretindeler. Fakat biz bu oyunları da nasıl bozacağımızı çok iyi biliriz. Alçakça bir hadise üzerinden kaos planlayanlara da istismarlara da müsaade etmeyiz. Kayseri’deki hadisede devletimiz üzerine düşeni yapmıştır, yapmaktadır. Bu ülkede kimsenin kendini devletin kolluk kuvvetlerinin, yargısının, hükümetinin yerine koymasına izin vermeyiz. Onlar kendi sinsi planlarının güçlü olduğunu zannedebilir ancak bizim kardeşliğimiz, birliğimiz ve beraberliğimiz tüm oyunları bozmaya muktedirdir.”

“Arabuluculuk konusunu ele aldık”

Erdoğan’a Putin ile görüşmesinden sonra Ukrayna konusunda yaptığı ‘Adil bir barış mümkün” açıklaması da soruldu. Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile çatışmaların başladığı ilk günden itibaren görüştüklerini hatırlatan Erdoğan, “Nitekim, bugün de yine Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile yaptığım görüşmede arabuluculuk konusunu ele aldık. Özellikle Karadeniz Tahıl Koridoru konusunda çok iyi bir başlangıç yaptık. Biliyorsunuz koridordan 30 milyon ton tahıl nakli gerçekleştirdik. Burada yeni bir süreci başlatmayı, kendilerinin ısrarla üzerinde durduğu gibi Batı’ya tahıl sevkiyatını bir kenara bırakarak, Afrika ve diğer gıda güvenliği bakımından hassas bölgelere Türkiye üzerinden bir koridor oluşturma fikrine nasıl yaklaştıklarını sordum. Sayın Putin, ‘Ben, bu konuda İstanbul Tahıl Girişimi hedefini aynen koruyorum’ yanıtını verdi. Bunu geliştirmemizde fayda var. Çünkü Putin’in Avrupa’ya karşı bir bakışı var. Bu süreçte Avrupa Rusya’yı hedefe koyduğu için, Rusya da Avrupa’ya ve Batı’ya olumsuz bakıyor. ‘Benim imkanlarımdan orası istifade etmeyecek’ diyor. Afrika ile ilgili ise ‘Onlar yoksul oldukları için tüm imkanlarımla ben seferber olurum’ yaklaşımı içindeler. Türkiye’yi zaten bu konuda farklı bir yere koyuyorlar. Onun için biz bu çerçevede görüşmelerimizi devam ettireceğiz. Şimdilik koridorun Rusya ayağında ‘Nasıl bir mesafe alabiliriz, onların bize ne gibi desteği olur?’ bunu çalışacağız. Bu konuda da alacağımız neticeyle inşallah Karadeniz Tahıl Koridoru’nu yeniden işler hale getireceğimize inanıyorum.”

Savaşın ne Rusya’ya ne Ukrayna’ya kazandırdığını, savaşın tek kazananının “kan ve ölüm tüccarları” olduğunu ifade eden Erdoğan, “Ben artık tansiyonun düşürüleceğine ve barış zemininin inşa edilebileceğine inanmak istiyorum. Biz o zemini oluşturmak ve korumak noktasında, bugüne kadar olduğu gibi üzerimize düşeni yapmaya hazırız” dedi.

“ŞİÖ üyeliği belki biraz zaman alır”

“Türkiye 12 yıldır Şanghay İşbirliği Örgütünde diyalog ortağı olarak bir süreç yürütüyor. Siz de zirvelere katılarak örgütün çalışma masasında her zaman yer aldınız. Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütüne üyelik perspektifi var mı” sorusu üzerine de Erdoğan, şunları söyledi: “Şanghay İşbirliği Teşkilatının yapısına bakıldığında Rusya’nın Türk devletleri ile ilişkilerinin olduğu çok açık net ortada. Şanghay İşbirliği Teşkilatında ağırlıklı olarak zaten Türk devletleri bulunuyor. Bu Türk devletlerinin buradaki gücü daha da artacak. Biz de Şanghay İşbirliği Örgütünde Rusya ve Çin ile olan münasebetlerimizi daha da geliştirelim diyoruz. Bizi buraya diyalog ortaklığı şeklinde değil de diğerleri gibi teşkilata ortak olarak alsınlar diyoruz. İran en sonunda Şanghay İşbirliği Örgütüne girdi. Bunun yanında yine Pakistan orada üye. Şu anda 9 daimî üye bulunuyor. Türkiye bu ülkeler arasında yer alamaz diye bir şey yok, bu belki biraz zaman alır.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English