Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Ursula von der Leyen Grönland’a gidiyor

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Kuzey Kutbu’ndaki buzların erimesi, yeşil teknoloji hammaddelerine olan talep ve Çin’in rekabeti bölgenin stratejik önemini artırırken Grönland’a gidiyor.

AB üyesi olmasa da Danimarka’ya bağlı özerk bölge, özellikle de çok aranan hammaddeler açısından Brüksel’in büyük ilgisini çekiyor. Brüksel, ihtiyaç duyduğu 34 hammaddeden 25’inin bölgede olduğuna inanıyor.

Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ile birlikte iki günlük bir ziyaret gerçekleştirecek olan Leyen, perşembe günü önce Faroe Adalarına gidecek, ertesi gün de Grönland’ı ziyaret ederek başkent Nuuk’ta yeni bir Avrupa Komisyonu ofisi açacak.

AB’nin iklim şefi Wopke Hoekstra bu hafta yaptığı açıklamada, AP seçimlerinin ardından AB’nin ‘yeşil çabalarını’ hızlandırması gerektiğini söyledi.

Leyen’in ticaret ve uluslararası ortaklıklar konusunda özel danışmanı olan Tomas Baert ise, Grönland’ın yeşil dönüşüm için ihtiyaç duyduğu nadir toprak elementleri ve metaller gibi hammaddelerin çoğuna sahip olduğunu söyledi.

Baert, “Bu malzemelerin bazılarına erişim konusunda eksiklerimiz var. Dolayısıyla bu kritik hammaddeleri işleyebilecek, üretebilecek ve çıkarabilecek ortaklara sahip olmak son derece önemli. Ancak bunu temelde bir kazan-kazan ruhuyla yapıyoruz,” dedi.

Grönland, 25 kritik hammaddeye sahip

Grönland’ın AB’nin ‘kritik’ veya ‘stratejik’ olarak tanımladığı yaklaşık 27 stratejik ve kritik hammaddeye sahip olduğunu kaydeden danışman, “Yani muazzam bir potansiyel var ama asıl mesele bunu gerçeğe dönüştürmek. Keşif ve ihtiyaç duyulan yatırımlar söz konusu olduğunda henüz oldukça erken bir aşamadayız,” ifadelerini kullandı.

Grönland hükümeti de AB tarafından aranan malzemelerin 25’ine sahip olduğunu, fakat bunun ‘hâlâ büyük bir yığın’ olduğunu söyledi. 

Ziyaret, komisyonun kasım ayında Grönland ile bir ortaklık imzalamasından sonra gerçekleşecek.

Baert, AB’nin yaklaşımının ortak ülkeye ‘tam saygı’ çerçevesinde olduğunu ve AB’nin ortaklık ve bilgi getireceğini ve Grönlandlılar için yerel olarak değer yaratacağını ileri sürdü.

Baert, “Basitçe, diyelim ki, çıkarıp kaçmak istemiyoruz. Dünyanın dört bir yanındaki diğerleri bunu yapıyor. Özellikle Çin, bu model hem onlar hem de başkaları tarafından takip ediliyor,” iddiasında bulundu.

Kuzey bölgesi ‘jeopolitik’ ve ‘stratejik’ önemde

Leyen’in ‘iklim krizinin kanıtlarını’ da ziyaret edeceği gezinin ‘jeopolitik’ olarak görülmesi gerektiğini kaydeden danışman, Grönland’a ,“Avrupa Birliği’nin bir parçası olmasanız bile, Avrupa’nın bir parçasısınız,” deme niyetinde olduklarını belirttii.

Grönland’ın AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının birçoğuna uyum sağlamasını da takdirle karşılayan Baert, bölge ile ilişkilerini ‘bir üst seviyeye’ taşımak istediklerini vurguladı. 

Grönland’ın iş, ticaret ve hammaddelerden sorumlu bakanı Naaja H Nathanielsen, yeni ofisin ‘Avrupa Birliği ile Grönland arasındaki transatlantik işbirliği için yerel bir platform olarak hizmet vereceğini ve Avrupa Birliği ile on yıllardır var olan ve kapsamlı ilişkilerin üzerine inşa edileceğini’ söyledi.

Grönland yöneticileri AB’nin gelmesinden yana

Madenler anlaşmasının ‘her iki tarafın da yararına’ olduğunu söyleyen bakan, Grönland’ın maden sektörünü geliştirmek için ikili işbirliğine ihtiyacı olduğunu ve bunun da önemli sermaye ve uzun vadeli yatırım gerektirdiğini vurguladı.

Nathanielsen, “”Madenlerin geliştirilmesi, maden ihracatı elbette Grönland ekonomisinin çeşitlendirilmesi için önemli bir konu,” dedi. Şu anda en büyük gelir kaynağı olan balıkçılığın uzun yıllar boyunca geçilmesi beklenmezken, turizm ve maden sektörleri büyüme için önemli odak noktaları.

Bakan, “Batı dünyası sürdürülebilir çeşitlendirilmiş güvenli değer zincirleri istiyorsa, bu madenlerin bir kısmının Grönland gibi daha küçük ülkelerden gelmesi gerekecek. Maden sektörüne kendimiz yatırım yapacak ekonomik güce sahip değiliz,” dedi.

Nathanielsen, ‘yeşil geçişi’ sağlamak için daha büyük ekonomilerin ‘yardım eline’ ihtiyaç duyulacağını da sözlerine ekledi.

Grönland’da kadınlara rızaları dışında ‘doğum kontrol’ uygulanması öfkeyi büyüttü

Ziyaret aynı zamanda Danimarka’nın Grönland ile ilişkilerinin kritik bir noktada olduğu ve bağımsızlık hareketinin yükseldiği bir döneme denk geliyor.

Grönland’ın nüfusunu azaltmak amacıyla Danimarkalı doktorlar tarafından 4.500 kadın ve bazıları 12 yaşından küçük kız çocuğuna rızaları ya da bilgileri olmaksızın doğum kontrol spiralleri takıldığına ilişkin iddialar büyük öfke yaratmış durumda.

Olaydan etkilenenler ortaya çıkmaya devam ederken –143 kadından oluşan bir grup Danimarka devletine dava açtı– Danimarka hükümetinden hâlâ tam bir resmi yanıt bekliyorlar.

Başbakanlık ofisi, Frederiksen’in ziyareti sırasında skandala değinip değinmeyeceği konusunda yorum yapmayı reddetti.

Sömürge yönetiminin kalıntısı öjeni uygulamaları

Grönland’ın nüfusunu azaltmak amacıyla Danimarkalı doktorlar tarafından kendilerine rahim içi araç (RİA) takıldığını söyleyen kadınlardan bazıları 12 yaşında kadar küçüktü. 1966-1970 yılları arasında 4,500 kadın ve kız çocuğunun etkilendiğine inanılıyor.

Geçtiğimiz Ekim ayında 67 kadın devletin kendilerine tazminat ödemesini ya da yasal işlem başlatmasını talep etti ancak hükümet harekete geçmedi. O tarihten bu yana, her biri 300,000 Danimarka kronu isteyen kadınların sayısı iki kattan fazla arttı.

Genç bir kadınken muayene sırasında rızası olmadan kendisine spiral takıldığını açıklayan ilk kadın olan Naja Lyberth, devleti bilinçli kısırlaştırma yapmakla suçladı.

Hükümeti ‘zamanı uzatmakla’ suçlayan Lyberth, en yaşlısı şu anda 80 yaşın üzerinde olan kadınların daha fazla bekleyemeyeceğini söyledi.

Lyberth Grönland yayın kuruluşu Kalaallit Nunaata Radioa’ya (KNR), “Yaşadığımız sürece kendimize olan saygımızı ve rahimlerimize olan saygımızı yeniden kazanmak istiyoruz. Çocuk sahibi olup olmayacağımıza karar verecek bir hükümet yok,” dedi.

1953’e kadar Danimarka sömürgesi olan Grönland’ın kendi yerel yönetimi olmakla birlikte Danimarka’nın bir parçası ve Danimarka parlamentosunda iki temsilcisi bulunuyor.

Geçtiğimiz yıl Danimarka devleti ve Grönland hükümeti Naalakkersuisut, Coil vakası ve özerk bölgenin sağlık sektörünün kontrolünü geri aldığı 1960 ile 1991 yılları arasında Grönland’da gerçekleştirilen diğer gebelik önleme uygulamalarına ilişkin tarafsız bir soruşturma başlattı. Fakat soruşturmanın Mayıs 2025’e kadar raporlanması beklenmiyor.

DİPLOMASİ

İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan Moskova’da

Yayınlanma

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelerek iki ülkenin nükleer santral anlaşmalarını tamamlayabileceğine inandığını belirtti. Görüşme sırasında, savunma işbirliğini de içeren kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması imzalandı.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bugün Moskova’da yaptığı görüşmede, İran’da bir nükleer santral inşasına yönelik anlaşmaların tamamlanabileceğine inandığını belirtti.

Görüşme, savunma alanında daha yakın işbirliğini içeren stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasından önce gerçekleşti.

Putin, temmuz ayında cumhurbaşkanlığı görevine gelen Pezeşkiyan’ı Kremlin’de ağırlamış ve “İşbirliğimizin tüm alanlarını görüşeceğiz ve kapsamlı bir stratejik ortaklık anlaşması imzalayacağız,” demişti.

Putin, “Bu anlaşma üzerinde uzun süredir çalışıyoruz ve bu çalışmaların tamamlanmasından çok memnunum,” diye eklemişti.

Aynı zamanda Rusya lideri, söz konusu anlaşmanın ticaret ve iktisadi ilişkileri daha da güçlendirmesi gerektiğini vurgulamıştı.

İran-Rusya ilişkilerinde yeni dönem

Rusya, Ukrayna’da İran yapımı insansız hava araçlarını geniş çapta kullanıyor ve ABD, eylül ayında Tahran’ı Rusya’ya balistik füze sağlamakla suçladı.

Tahran bu iddiaları reddederken, Kremlin İran füzeleri aldığını doğrulamasa da “hassas alanlarda” işbirliği yaptığını kabul ediyor.

Rusya’nın geçmişte İran’a S-300 hava savunma sistemleri sağladığı biliniyor ve İran medyasında, S-400 gibi daha gelişmiş sistemler ve Rus savaş uçakları satın alma isteği sıkça dile getiriliyor.

Pezeşkiyan, BRICS Zirvesi sırasında Kazan’da Putin ile bir araya gelmiş, Rusya Başbakanı Mihail Mişustin ile de ulaşım, enerji, eğitim, turizm ve kültür alanlarında işbirliğini derinleştirme konularını görüşmüştü.

Ayrıca İran’ın petrol sektörüne yönelik Batı yaptırımları da ele alınması bekleniyor.

Rusya, İran’ın ilk nükleer santrali olan ve 2013’te faaliyete geçen Buşehr santralini inşa etti. Aynı zamanda iki ek reaktör için de anlaşmalar bulunuyor.

Rusya ve İran liderlerinden ticaret ve savunma işbirliğinde yeni adımlar

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çin Başkan Yardımcısı Han Zheng Trump’ın yemin törenine katılacak

Yayınlanma

Çin Devlet Başkan Yardımcısı Han Zheng, ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın pazartesi günü Washington’da yapılacak yemin törenine katılacak. İlk kez üst düzey bir Çinli lider ABD’de böyle bir etkinlikte hazır bulunacak.

Çin Dışişleri Bakanlığı duyuruyu cuma sabahı, yemin töreninden üç gün önce yaptı.

Kasım ayında basında çıkan haberlere göre Trump, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ‘i törene katılmaya davet etmişti.

Bakanlık, “Diyalog ve iletişimi geliştirmek, farklılıkları uygun şekilde yönetmek, karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini genişletmek, istikrarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir bir Çin-ABD ilişkisini ortaklaşa sürdürmek ve iki ülkenin birbiriyle iyi geçinmesi için doğru yolu bulmak için yeni ABD hükümetiyle birlikte çalışmaya hazırız” dedi.

Pekin’deki Renmin Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Diao Daming, yabancı bir devlet başkanının yemin törenine özel bir elçinin katılmasının Çin’in diplomatik uygulamalarına uygun olduğunu ancak bu kez üst düzey bir liderin gönderilmesinin Çin’in ABD ile ilişkilerin istikrara kavuşturulmasına verdiği önemi yansıttığını söyledi.

South China Morning Post’a konuşan Diao, “Bu Çin’in Çin-ABD ilişkilerinin istikrara kavuşturulmasına verdiği büyük önemi yansıtıyor. İlişkilerin bir sonraki aşaması için iyi bir başlangıç noktası oluşturuyor ve Çin ile ABD arasında daha fazla etkileşime katkıda bulunacak” dedi.

Daha önce Çin mallarına yüzde 60’a varan ek gümrük vergileri uygulama tehdidinde bulunan Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü öncesinde dünyanın ikinci büyük ekonomisine nasıl yaklaşacağı konusunda spekülasyonlar sürüyor.

Trump bu ay yaptığı açıklamada Xi ile temsilcileri aracılığıyla görüştüğünü ve “muhtemelen çok iyi anlaşacaklarına” inandığını söyledi.

Bu arada Çin de geçtiğimiz haftalarda yeni yönetime yönelik politikasının tonu hakkında bazı işaretler verdi. Aralık ayında Xi “diyaloğu sürdürmek” istediğini söylerken, bir gümrük vergisi ya da teknoloji savaşının “kazananı olmayacağı” uyarısında bulundu.

Çin’in en üst düzey diplomatı Wang Yi de “Çin ve ABD birbirleriyle işbirliği yaptıkları sürece birlikte pek çok büyük iş başarabileceklerini” söyledi.

Pazartesi günü Komünist Parti’nin yayın organı People’s Daily’de yer alan bir yorumda, yeni yönetime açık bir mesaj olarak “her iki ülke ve dünya için sorumlu eylemler” çağrısında bulunuldu ve Çin-ABD işbirliği pastasının “daha da büyütülebileceği” belirtildi.

Bazı gözlemciler daha önce Trump’ın ikinci döneminin ilk 100 gününün Çin yönetiminin Trump’la temas kurması ve gerilimin bir anda tırmanmasını önlemesi için önemli bir fırsat penceresi olabileceğini öne sürmüştü.

Han yabancı devlet törenlerinde Çin’i temsil ediyor

Han son yıllarda bir dizi yabancı devlet töreninde Çin’i temsil etti. Ekim ayında Endonezya Devlet Başkanı Prabowo Subianto’nun Jakarta’daki yemin törenine Xi’nin özel temsilcisi olarak katıldı ve Kral Charles’ın taç giyme töreninde de hazır bulundu.

Washington’da 1874 yılına kadar uzanan kayıtlar, yabancı devlet başkanları ve diplomatların katılımı yaygın olmasına rağmen, Pekin’in de benimsediği bir uygulama olarak, hiçbir yabancı devlet başkanının ABD başkanlık yemin törenine katılmadığını gösteriyor.

2009 yılında dönemin ABD Büyükelçisi Zhou Wenzhong, Çin hükümetinin temsilcisi olarak Barack Obama’nın yemin törenine katılmıştı. Zhou’nun halefi Cui Tiankai 2021 yılında Joe Biden’ı göreve başlaması dolayısıyla tebrik etmiş ancak törene katılıp katılmadığını belirtmemişti.

Ancak Trump’ın göreve başlama töreni, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei’nin de aralarında bulunduğu konuklarla küresel bir etkinliğe dönüşüyor.

Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar ve Japon mevkidaşı Takeshi Iwaya da törene katılacaklarını teyit ettiler.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Rusya ve Vietnam, askeri işbirliği planı üzerinde anlaştı

Yayınlanma

Rusya ve Vietnam, 2025 yılı için askeri işbirliği planını Moskova’daki savunma işbirliği toplantısında kabul etti. Ayrıca, iki ülke liderleri, iktisadi, kültürel ve teknolojik alanları kapsayan uzun vadeli işbirliği anlaşmaları imzaladı.

Moskova’da düzenlenen Rusya-Vietnam savunma işbirliği çalışma grubu toplantısında, 2025 yılı için askeri işbirliği planı onaylandı ve uygulanma süreci belirlendi.

Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Askeri kurumlar arası diyaloğun güçlendirilmesi ve her iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında karşılıklı fayda sağlayan bağların artırılması yönünde karşılıklı bir tutum vurgulandı,” ifadeleri yer aldı.

Geçen günlerde Rusya Başbakanı Mihail Mişustin ve Vietnam Başbakanı Pham Minh Chinh, Hanoi’de bir araya gelerek 2030 yılına kadar kapsamlı işbirliği planını içeren bir bildiriyi imzaladı.

Ayrıca, Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Vietnam Bilgi ve İletişim Bakanlığı arasında radyoelektronik sanayi ve dijital teknolojiler alanında bir anlayış memorandumu, kültürel işbirliği programı ve diğer belgeler üzerinde mutabakata varıldı.

Putin’i ağırlayan Vietnam, ‘bambu diplomasisi’ni sürdürmeye çalışıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English