Bizi Takip Edin

Amerika

Vance, Trump’ın federal kürtaj yasağını veto edeceğini söyledi

Yayınlanma

Cumhuriyetçi başkan yardımcısı adayı JD Vance, Donald Trump’ın başkan olarak masasına gelmesi halinde federal bir kürtaj yasağını veto edeceğini beklediğini söyledi.

Pazar günü NBC’nin ‘Meet the Press’ programında yayınlanan bir röportajda sunucu Kristen Welker’a konuşan Ohio senatörü, “Bence [veto] eder. Bunu açıkça söyledi,” dedi.

Trump’ın kürtaj konusundaki tutumu kürtaj karşıtlarını zaman zaman hayal kırıklığına uğrattı. Cuma günü Trump, Truth Social’da, “Benim yönetimim kadınlar ve üreme hakları için harika olacak,” şeklinde bir paylaşımda bulunmuş ve bu paylaşımın hareketlerine pek de yardımcı olmadığını düşünen bazı aktivistlerin eleştirilerine maruz kalmıştı.

Demokratların başkan adayı Kamala Harris ise perşembe günü Demokratik Ulusal Konvansiyon’da yaptığı konuşmada, “O [Trump] ve müttefikleri doğum kontrolüne erişimi sınırlayacak, ilaçla kürtajı yasaklayacak ve Kongre olsun ya da olmasın ülke çapında kürtaj yasağı getirecekler,” iddiasında bulunmuştu.

Welker’in bir dizi sorusunu yanıtlayan Vance, Trump’ın bu konuda federal hükümet yerine eyaletlerin kontrol sahibi olması gerektiği görüşünde olduğunu söyledi.

JD Vance, “Eğer California Ohio’dan farklı bir kürtaj politikasına sahip olmak istiyorsa, o zaman Ohio California’ya, California da Ohio’ya saygı duymak zorundadır. Donald Trump’ın görüşü, bu kararları tek tek eyaletlerin, kendi kültürlerinin ve kendilerine özgü siyasi hassasiyetlerinin vermesini istediğimiz yönündedir, çünkü bu konuda durmaksızın federal bir çatışma yaşamak istemiyoruz,” dedi.

Vance’in yorumlarına yanıt vermesi istenen Demokrat Senatör Elizabeth Warren ikna olmadığını söyledi.

Warren Welker’a, “Amerikalı kadınlar aptal değil. Kızlarımızın ve torunlarımızın geleceğini, bu ülkenin dört bir yanındaki kadınların kürtaja erişimini engellemekle açıkça övünen iki adama emanet etmeyeceğiz,” yanıtını verdi.

NBC’ye verdiği geniş kapsamlı röportajda Vance, 2021 yılında “çocuksuz kedi kadınlar” hakkında söylediği ve çok alay konusu olan sözlerinden pişmanlık duymadığını da belirtti.

Vance, “Zaman zaman insanların katılmadığı şeyler söyleyeceğim. Ben gerçek bir insanım. Şakalar yapacağım, bazı şeyleri alaycı bir şekilde söyleyeceğim. Pek çok pişmanlığım var Kristen, ama üç yıl önce bir şaka yapmak listenin ilk 10’unda değil,” dedi.

Amerika

Musk, Trump’tan özür diledi

Yayınlanma

Elon Musk, geçen hafta Başkan Donald Trump ile yaşadığı sözlü savaştan duyduğu pişmanlığı X’te dile getirdi ve bir haftadan kısa bir süre sonra geri adım atarak, Başkanı hedef alan bazı paylaşımlarının “çok ileri gittiğini” kabul etti.

Dünyanın en zengin adamı, çarşamba sabahı (11 Haziran) sahibi olduğu sosyal medya platformunda, “Geçen hafta Başkan Donald Trump hakkında yaptığım bazı paylaşımlardan pişmanlık duyuyorum. Çok ileri gittiler,” diye yazdı.

Özür, Trump’ın, eski özel danışmanı ve kampanya bağışçısı Musk’ın “Büyük, Güzel Yasa”sını eleştirdiği için “çok hayal kırıklığına uğradığını” söylemesinden altı gün sonra geldi.

Musk, başkana bir dizi kişisel saldırıda bulunmuş, Trump da kendi platformu Truth Social’da aynı şekilde yanıt vermişti.

Musk’ın hükümet çalışanı olarak maliyet kesintisi departmanı olan Devlet Verimliliği Departmanını (DOGE) yönettiği 130 günlük görev süresi 30 Mayıs’ta sona erdi, fakat birkaç gün sonra milyarder, Trump’ın imzalamış olduğu vergi ve harcama paketini bir X gönderisinde “iğrenç bir rezalet” olarak nitelendirerek sert bir şekilde eleştirdi.

Musk, “Üzgünüm, ama artık dayanamıyorum. Bu devasa, çirkin, domuz eti dolu Kongre harcama tasarısı iğrenç bir rezalet. Buna oy verenler utanmalı: yanlış yaptığınızı biliyorsunuz. Bunu biliyorsunuz,” demişti.

Bir gün sonra, milyonlarca takipçisine “YASA TASARISINI ÖLDÜRÜN” çağrısında bulunan yeni bir mesaj yayınlayarak, temsilcilerine ve senatörlerine “Amerika’yı iflas ettirmek kabul edilemez!” diye hatırlatmalarını istedi.

Başkanın, Musk’ın müdahalesine karşı hızla “sabrını yitirdiği” ve onun düşmanca tavırlarından “şaşkına döndüğü” bildirildi. Trump, geçen perşembe Beyaz Saray’da Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’i ağırlarken de bu duygularını dile getirdi.

Trump, Tesla ve SpaceX patronuna olan hayal kırıklığını dile getirmenin yanı sıra, başkanlık seçimlerinde Musk’ın yardımı olmasaydı da kritik öneme sahip Pennsylvania eyaletini kazanabileceğini iddia etti.

Musk, X’te “Ben olmasaydım, Trump seçimi kaybederdi, Demokratlar Temsilciler Meclisini kontrol ederdi ve Cumhuriyetçiler Senato’da 51-49 çoğunluğa sahip olurdu,” diye yanıt vermişti.

Okumaya Devam Et

Amerika

ABD, Ukrayna’ya askeri yardım bütçesini kısma kararı aldı

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ukrayna Güvenlik Yardımı Girişimi kapsamındaki harcamaların azaltılacağını duyurdu. Hegseth, Trump yönetiminin çatışmaya farklı baktığını ve müzakere yoluyla barışçıl bir çözümü desteklediğini belirtti.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Washington’un, Amerikalı üreticilerden silah alımını öngören Ukrayna Güvenlik Yardımı Girişimi (USAI) kapsamındaki harcamaları azaltacağını duyurdu.

Associated Press haber ajansının aktardığına göre Hegseth, Temsilciler Meclisi’ndeki bir oturumda konuya ilişkin bir soruya, “Bu bütçe azaltılacak,” yanıtını verdi.

Hegseth, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi hakkında konuşurken, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin “bu çatışmaya tamamen farklı bir bakış açısına” sahip olduğunu hatırlattı.

Bakan, “Özellikle sayısız küresel zorluk göz önüne alındığında, müzakere yoluyla barışçıl bir çözümün her iki tarafın ve ülkemizin de çıkarına olduğuna inanıyoruz,” ifadelerini kullandı. Savaşın başlangıcından bu yana ABD, Ukrayna’ya 66 milyar dolardan fazla yardım sağlamıştı.

Yeni Beyaz Saray yönetimi, göreve geldiğinden bu yana Ukrayna’ya askeri yardım tahsis etmedi. ABD’de mali yıl 1 Ekim’de başlayıp 30 Eylül’de sona eriyor.

Ukrayna’nın Patriot talebi

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Georgiy Tıhiy, 10 Haziran’da yaptığı açıklamada, ülkesinin bir önceki Beyaz Saray yönetimi tarafından tahsis edilen silahları almaya devam ettiğini ve yeni sevkiyatlar için de görüşmeler yürüttüğünü belirtmişti.

Tıhiy, önceliğin şehirleri Rus balistik füzelerinden korumak için gerekli olan Patriot hava savunma sistemleri olduğunu vurgulamıştı.

Bu talebi ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da teyit ederek, söz konusu silahların tedarikinde sıkıntı yaşandığını kaydetmişti. Rubio’ya göre Washington, NATO müttefiklerini kendi stoklarındaki Patriot sistemlerini Kiev’e devretmeye “çağırıyor” ancak “bu ülkelerin hiçbiri” sistemlerini paylaşmak istemiyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise Amerikalılardan 15 milyar dolara 10 adet Patriot sistemi satın almaya hazır olduklarını açıklamıştı.

Almanya Savunma Bakanlığı’nda silah sevkiyatlarını denetleyen Tümgeneral Christian Freuding, haziran başında yaptığı bir açıklamada, Trump’ın yeni sevkiyatlara izin verip vermeyeceği veya en azından üçüncü ülkelerin Kiev için alım yapmasına olanak tanıyıp tanımayacağı sorusunun belirsizliğini koruduğunu ifade etti.

Bununla birlikte Freuding, Avrupa’nın genel olarak ABD’nin yardımı olmadan da Ukrayna’yı destekleyebileceğini vurguladı. İstisnalar arasında ise istihbarat, gözetleme ve keşif verileri, hava savunma sistemleri ve Amerikan silahlarına ait yedek parçalar bulunuyor.

Daha önce Pentagon, Ukrayna ordusunun Rus insansız hava araçlarıyla mücadelede kullandığı füzelerin tapalarını, Kiev için satın alınmış olmasına rağmen vermemişti.

Hegseth, bu bileşenlerin neredeyse hiçbir gerekçe göstermeden Orta Doğu’daki ABD Hava Kuvvetleri birimlerine yönlendirilmesi emrini vermişti.

Hegseth ayrıca, Ukrayna’ya askeri yardımın görüşüldüğü Ramstein formatındaki son toplantıya da katılmamıştı.

Bakan, savaşın başlangıcından bu yana ilk kez 50 ülkeden oluşan koalisyonun toplantısını es geçmiş oldu.

Okumaya Devam Et

Amerika

Trump yönetiminden Los Angeles’ta sıkıyönetim hazırlığı

Yayınlanma

Trump yönetiminin Los Angeles’taki göçmen protestocularına karşı ABD Deniz Piyadelerini görevlendirmesinden bir gün önce, ABD İç Güvenlik Bakanı (DHS) Kristi Noem, Savunma Bakanı Pete Hegseth’ten “kanunu ihlal edenleri” gözaltına almak veya tutuklamak için orduya talimat vermesini istedi. 

San Francisco Chronicle’ın (SFC) elde ettiği, Noem’in Hegseth’e pazar günü gönderdiği mektupta, Pentagon’dan “Savunma Bakanlığı güçlerine, federal tesislerde olduğu gibi, 18. maddeye göre kanunu ihlal edenler tutuklanana ve federal kolluk kuvvetleri tarafından işlem yapılana kadar gözaltına almaları veya tutuklamaları talimatı verilmesi” isteniyordu.

Noem mektubunda Hegseth’ten “drone gözetleme desteği”nin yanı sıra Los Angeles’ta silah ve lojistik yardım da talep etti.

İç amaçlarla insansız hava araçlarının askeri kullanımı bir dizi kısıtlamaya tabidir ve büyük ölçüde eğitim ve afet müdahalesiyle sınırlı.

Savunma Bakanlığı politikasına göre, ordu federal veya eyalet yetkililerinin talebi üzerine sınırları içinde insansız hava araçlarını kullanabilir, fakat bu kullanım bakanın onayı ile mümkün.

Federal kurumlar, George Floyd’un öldürülmesinin ardından Black Lives Matter protestolarını izlemek için askeri insansız hava araçlarını kullanmıştı.

Noem, mektubunda Hegseth’ten Fort Benning ve Wyoming’den “lojistik destek ve mühimmat nakliyesi” de talep etti. Mektupta hangi silahların gerekli olduğu ve neden bu iki yerden talep edildiği belirtilmedi.

ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta

Federal yasalar, ordunun iç güvenlik görevlerinde yer almasını genel olarak yasaklıyor. İki hukuk uzmanı, SFC’ye verdikleri demeçte, Noem’in talebinin kabul edilmesi için yönetimin 1792 tarihli Ayaklanma Yasasını (Insurrection Act) yürürlüğe koyarak bu yasaları atlatması gerekeceğini söyledi.

Yasa, ABD başkanına, sivil kargaşa, isyan ve silahlı ayaklanmanın bastırılması gibi belirli durumlarda, ABD ordusunu ülke çapında konuşlandırma ve eyaletlerin Ulusal Muhafız birimlerini federalleştirme yetkisi veriyor.

1792 tarihli Ayaklanma Yasası en son 1992 yılında Los Angeles’ta çıkan ayaklanmalarda, California’nın o dönemki valisi Pete Wilson’ın Başkan George H.W. Bush’tan askeri yardım talep etmesiyle uygulanmıştı.

Öte yandan İç Güvenlik Bakanlığı sözcüsü salı günü, Noem ve Hegseth’in Başkan Trump ile görüşmesinin ardından talebin kabul edilmediğini belirterek, “Cesur askerlerimizin tutumu değişmedi,” dedi.

Salı günü (10 Haziran), bu haberin yayınlanmasının ardından, İç Güvenlik Bakanlığı sözcüsü, Noem’in Hegseth’e bu talepte bulunduğunu doğruladı.

Sözcü, “Ayaklanmacılar DHS kolluk kuvvetlerine yönelik saldırılarını şiddetlendirirken, sokaklarda aktivistlerin davranışları giderek tehlikeli hale geldi. Bakan Noem, Bakan Hegseth’ten Los Angeles’taki askeri yetkililere ayaklanmacıları tutuklayarak kanun ve düzeni yeniden tesis etmeleri talimatını vermesini istedi,” dedi. 

Sözcü ayrıca, Başkan Trump ve Bakan Noem’in, “Amerikan şehirlerinin yerle bir olmasına ve kolluk kuvvetlerinin şiddetli saldırılara maruz kalmasına izin vermeyeceğini” de ekledi.

Ne var ki, 40 dakika sonra, DHS Chronicle’dan Sözcü McLaughlin’in ilk açıklamasını dikkate almaması ve yeni bir açıklama yayınlamasını istedi. 

Yeni açıklamada, “Bu mektup, İç Güvenlik Bakanı ve Savunma Bakanı’nın Başkan ile görüşmesinden günler önce gönderildi. Cesur askerlerimizin tutumu değişmedi. Bu, kanun ve düzeni yeniden sağlamak için tüm hükümetin ortak yaklaşımıdır. Saldırı, alay ve şiddete karşı vatanseverlikle hareket eden askerlerimize ve kolluk kuvvetlerine minnettarız,” denildi.

Noem mektupta, ”Los Angeles’taki durumun çözülmesine yardımcı olmak için acil yardım talebi”nden bahsediyor ve ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) ajanlarının bir dizi baskını protesto edenlerin oluşturduğu tehdidi tanımlamak için sert bir dil kullanıyor.

Noem, “Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE), Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) ve Federal Koruma Hizmetleri (FPS) bünyesindeki kolluk görevlilerimize ve ajanlarımıza destek verilmelidir. Bu görevliler, belirli yabancı terör örgütlerine mensup işgalcileri ve askerlik çağındaki erkekleri korumaya çalışan ve suçlu yabancıların sınır dışı edilmesini engellemeye çalışan saldırgan, şiddet eğilimli ve isyancı çetelere karşı savunma görevini yerine getirmektedir,” diyor.

Noem’in “terör örgütlerine” atıfta bulunarak neyi kastettiği açık değil. Geçmişte Trump yönetimi, çeteleri kastetmek için terör örgütleri terimini kullanmıştı.

Pazartesi günü itibarıyla Savunma Bakanlığı, 700 deniz piyadesi göndererek, göçmen protestolarını bastırmak için 2.000’den fazla California Ulusal Muhafızına katılması için şehre sevk etti.

Vali Gavin Newsom buna karşılık dava açtı ve asker gönderilmesini “uydurma bir kriz” ve “otoriterliğe doğru atılmış açık bir adım” olarak nitelendirdi.

San Francisco’dan Demokrat Senatör Scott Wiener, Noem’in askeri tutuklama talebinin “tarih boyunca şiddetli protestoların yaşandığı” bir ülkede “kaygı verici ve orantısız” olduğunu söyledi.

Wiener, “Bu demokrasiye ait bir şey değil, diktatörlüğe ait bir şey. ABD’de ordunun sivil yasaları uygulamadığına dair köklü bir gelenek var,” iddiasında bulundu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English