Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Washington ziyaretine veto: Misillemenin ayrıntıları ABD ile paylaşmak istemiyor

Yayınlanma

biden-netanyahu

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün ABD’ye gideceği duyurulan Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın ziyaretini veto etti. Netanyahu’nun İran’a yönelik beklenen misilleme saldırısının detaylarını ABD ile paylaşmak istemediği iddia edildi. Saldırı planı önceden paylaşılırsa ABD’nin itirazı ile karşılaşabilir. İsrail son dakika bilgilendirmelerin başını ağrıtmadığını test ettikten sonra daha sık bu yola başvurmaya başladı. İsrail, ABD’nin ne yaparsa yapsın kendisini savunacağından emin.

Gallant’ın, İran’ın füze saldırısına verilecek yanıtı görüşmek için bir günlük ziyaret kapsamında bugün ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile bir araya gelmesi planlanıyordu.

Ancak Gallant dün akşam yola çıkmadan hemen önce Netanyahu ile görüşmesinden sonra ziyareti ertelediğini duyurdu. İsrail basınında yer alan haberlere göre, Netanyahu, Gallant ile gerçekleştirdiği görüşmede kendisinin ABD Başkanı Biden ile telefonda görüşmek istediğini ve Gallant’ın bu görüşme olmadan ABD’ye hareket etmesine karşı olduğunu Savunma Bakanı’na iletti. Buna ek olarak Netanyahu, Gallant’tan İsrail Güvenlik Kabinesi, Tel Aviv’in İran’a vereceği yanıtı onaylamasından sonra ABD’ye hareket etmesini istedi.

WSJ: Misillemenin ayrıntılarını paylaşmayı reddediyor

Wall Street Journal’da (WSJ) yer alan habere göre ABD’li yetkililer, İsrail’in şu ana kadar Tahran’a misilleme planlarının ayrıntılarını Biden yönetimine açıklamayı reddettiğini söyledi.

WSJ, ABD’li yetkililerin İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki askeri eylemleri karşısında defalarca hazırlıksız yakalandıkları için hayal kırıklığına uğradıklarını belirtti. Habere göre Gallant ile Austin arasında yapılması planlanan görüşmede İsrail’in İran’a yönelik misilleme hakkında ne düşündüğüne ilişkin daha fazla bilgi edinileceğini umuluyordu.

Axios: Beyaz Saray, İsrail hükümetine güvenini kaybetti

Haberde ABD’li yetkililer henüz saldırının zamanlamasını ya da İsrail’in neyi hedef alabileceğini bilmediklerini iddia etti.

İddiaya göre Hizbullah lideri Hasan Nasrallah suikastı da ABD’ye haber vermeden gerçekleştirildi: “Görüşmeye aşina olan ABD’li yetkililere göre, Gallant bir telefon görüşmesi sırasında kendisine Nasrallah saldırısını anlattığında Austin ‘Pardon, ne dediniz’ diye sordu. Aynı gün yapılan ikinci bir telefon görüşmesinde Austin, Gallant’a İsrail’in kendisini savunmada ‘yalnız’ kalmaya hazır olup olmadığını sordu. Savunma yetkilileri, Austin’in hayal kırıklığına uğradığını çünkü ABD’nin kuvvetlerini potansiyel olarak İsrail’in savunmasına gelecek ya da yakındaki ABD birliklerini koruyacak şekilde konumlandırmak için yeterli zamanı olmadığını söyledi.”

Habere göre Washington’daki bazı yetkililer İsrail’in olası İran harekâtı öncesinde ABD’yi bilgilendireceğini umuyor. Ancak Washington’un bilgilendirileceğine dair İsrail’den güvence alıp almadıklarını söylemiyor, bunun yerine üst düzey yetkililer arasında sık sık yapılan görüşmelere işaret ediyorlar.

Telefonda görüşecekler

Öte yandan Gallant’ın ziyaretinin ertelenmesinden sonra Netanyahu ile Biden arasında bugün bir telefon görüşmesi yapılacağı belirtiliyor.

Axios’a konuşan üç ABD’li yetkiliye göre görüşmede İsrail’in İran’ı vurma planları ele alınacak. Bu görüşme Biden ve Netanyahu arasında gergin geçen iki ayın ardından yapılacak ilk görüşme olacak.

Axios: Beyaz Saray, İsrail hükümetine güvenini kaybetti

Axios’un iki İsrailli yetkiliye dayandırdığı habere göre Netanyahu dün gece üst düzey bakanlar ve İsrail’in askeri ve istihbarat servislerinin başkanlarıyla bir araya gelerek İsrail’in saldırılarının kapsamı ve zamanlaması hakkında bir karara varmaya çalıştı.Yetkililer, İsrail’in misillemesinin önemli olmasının beklendiğini ve muhtemelen İran’daki askeri hedeflere yönelik hava saldırıları ile Tahran’da Hamas lideri İsmail Heniyye’ye yönelik suikasta benzer saldırıların bir kombinasyonunu içereceğini söylüyor. İsrail ayrıca İran’ın petrol altyapısına yönelik olası saldırıları da değerlendiriyor ki Biden buna karşı çıkacağının sinyalini vermişti. Netanyahu’nun bir yardımcısı Axios’a yaptığı açıklamada, bir karar verildiğinde Netanyahu’nun Biden’ı bilgilendirmek isteyeceğini söyledi.

Axios’a konuşan ABD’li bir yetkili ise “Bu (Biden-Netanyahu) görüşmeyi İsrail’in misillemesinin sınırlarını şekillendirmek için kullanmak istiyoruz” dedi. ABD’li yetkili, ABD’nin İsrail’in misillemesinin orantısız olmadığından emin olmak istediğini söyledi.

Netanyahu saldırı planını önceden paylaşılırsa ABD’nin itirazı ile karşılaşabilir. İsrail son dakika bilgilendirmelerin başını ağrıtmadığını test ettikten sonra daha sık bu yola başvurmaya başladı. ABD’nin İsrail ne yaparsa yapsın kendisini savunacağından emin olduğu için de planı önceden tartışmaya açma gereği duymuyor.

ORTADOĞU

Irak’a sığınan iki bin Suriye askerinin iadesi bugün başlıyor

Yayınlanma

suriye ordusu

Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, Irak’a kaçan Suriye ordusu askerlerinin iadesine bugün başlanacağını açıkladı.

Irak resmi haber ajansı INA’ya göre Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, konuya dair açıklama yaptı. Miri, Irak’a Esad yönetimi askerlerinin Suriye’ye iadesine bugün başlanacağını belirtti. İade işlemlerinin Irak’taki ilgili makamlar tarafından başlatılacağını aktaran Miri, sürecin Suriye tarafı ile koordineli yürütüleceğini ifade etti.

Suriye ordusuna bağlı yaklaşık 2 bin asker 7 Aralık’ta El-Kaim Sınırı Kapısı üzerinden Irak’a kaçmıştı. 9 Aralık’ta ise Heyet-i Tahrir Şam’a bağlı askeri operasyonlar komutanlığı, zorunlu askerlik yapanlara yönelik genel af kararı çıkarmıştı.

Irak’ın Anbar vilayetine bağlı Rutba ilçesinde bir kampa yerleştirilen askerler kötü koşullar nedeniyle ülkelerine geri gönderilmek için eylem yapmıştı.

Rutba ilçesi Kaymakamı İmat el-Duleymi, yaptığı açıklamada kaçan askerlerin çadırlarda barındığını ve bölgede elektrik, su ve ısınma imkanlarının yetersiz olduğunu ve yerleştirildikleri kampın internet erişiminden yoksun olduğundan dolayı aileleriyle iletişim kuramadıklarını söylemişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail tek kurşun sıkmadan Dera’ya ilerliyor: PYD, İsrail dahil herkesten yardım istiyor

Yayınlanma

Türkiye ve onun desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) Ayn el Arap’a (Kobani) yönelik operasyona hazırlanırken HTŞ ile aradığı diyaloğu henüz kuramayan PYD, Türkiye’ye karşı İsrail dahil tüm ülkelerden yardım bekliyor. Bu arada Suriye topraklarına giren İsrail de Dera’ya doğru ilerliyor.

PKK’nın Suriye kolu Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

DW Türkçede yer alan habere göre Salih Müslim HTŞ ile PYD arasında PYD’nin işgalindeki toprakların geleceğine ilişkin henüz bir müzakere süreci başlamadığını söyledi.

Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) Suriye’nin başkentini ele geçirip Esad yönetimini devirdiğinde Salih Müslim HTŞ ile diyaloga açık olduklarını söylemiş, “HTŞ bize bir adım atarsa biz iki adım atarız” demişti. Ayrıca PYD liderliği kendine bağlı kurumlara HTŞ’nin tanıdığı yeni Suriye bayrağının asılması talimatını vermişti.

Şam’a gönderdikleri mesajlara “henüz yanıt alamadıklarını” söyleyen Müslim, yine de olası müzakereleri yürütmek üzere bir heyet hazırladıklarını ve umutlu olduklarını belirtti.

Müslim, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın “HTŞ ve Kürtler arasında bir diyaloğu önlemek için aceleyle ve erkenden” Şam’a gitmiş olabileceğini düşündüğünü de söyledi.

HTŞ ile müzakerelerden istedikleri sonucu alamamaları halinde Şam’la bir çatışma ihtimali görüp görmediğinin sorulması üzerine Müslim, “Bu olmazsa kendimizi siyasi olarak savunacağız. Her şey masada ancak iyi niyetle yaklaşıyoruz” dedi.

Hem HTŞ hem SMO için “cihatçı” nitelemesi yapan Müslim, yine de HTŞ’nin geçmişte kendilerine yönelik operasyonlara katılmadığına dikkat çekti. Fakat bu yapının da “Türkiye ile koordinasyon halinde olduğunun” farkında olduklarını kaydetti.

“İsrail desteğine açığız”

İsrail basınında son günlerde çıkan “İsrail’in Suriyeli Kürtleri Türkiye’ye karşı koruması gerektiği” şeklindeki yorumların sorulması üzerine Müslim, “Özellikle İsrail’den değil, herkesten destek istediklerini” söyledi. Salih Müslim, “İsraille iletişimimiz yok, eğer böyle bir (Kürtlere destek) açıklamaları varsa elbette takdirle karşılarız” dedi. Müslim, Türkiye’nin Ortadoğu’da izlediği tutumun “İsrail’i de rahatsız ettiğini” savundu.

Jerusalem Post gazetesi 9 Aralık tarihinde, “Suriye Kürtlerinin temsilcileri yardım ve koruma talebiyle İsrailli yetkililere başvurdu” diye yazmıştı.

İsrail’in Türkiye’ye karşı açık desteğinin SDG kontrolündeki bölgelerde yaşayan Arap halkları huzursuz edip etmeyeceği sorusu üzerine Müslim, “Mısır, Fas, Tunus, Körfez ülkeleri… tüm bu Arap ülkelerinin zaten İsraille ilişkisi var” ifadelerini kullandı. Arap aşiretlerinin sırf bu yüzden kendileri aleyhine tutum almasını beklemediğini söyledi.

İsrail ordusu Dera’ya ilerliyor

Türkiye’nin PYD’ye yönelik eylemlerinden rahatsızlığını dile getiren İsrail ise Esad yönetiminin devrilmesi üzerine girdiği Suriye topraklarındaki işgalini tek bir kurşun dahi sıkmadan derinleştiriyor.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail’in Dera kırsalında dokuz kilometre ilerleyerek bölgedeki Koya köyüne ve Vahdet barajı bölgesine girerek stratejik mevzilere konuşlandığını duyurdu.

SOHR’un bildirdiğine göre İsrail güçleri bölgeye girmeden önce bölge sakinlerinden silahlarını teslim etmelerini istedi.

SOHR, ayrıca İsrail güçlerinin İsrail – Suriye sınırındaki tampon bölge yakınlarındaki Kuneytra bölgesi ve Dera arasındaki sınırda yer alan Sayda köyü yakınlarındaki askeri bir bölge olan 74. Tugay bölgesine girdiğini aktardı.

İsrail ordusu bu ay Esad hükümetinin çöküşünün ardından, Suriye sınırında yer alan stratejik Hermon Dağı’nı işgal etmiş ve Suriye ile işgal altındaki Golan Tepeleri arasındaki silahtan arındırılmış bölgeye girmişti. İsrailli yetkililer, bu hareketi İsrail’in sınırlarının güvenliğini sağlamak için sınırlı ve geçici bir önlem olarak tanımlamasına rağmen en az 2025’in sonuna kadar işgali devam ettireceklerinin mesajlarını veriyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

ABD, Suriye’de eğittiği gruba Esad devrilmeden önce “Zamanınız geldi” demiş

Yayınlanma

“IŞİD’e karşı mücadele” kapsamında ABD ve Birleşik Krallık tarafından eğitilen “Devrimci Komando Ordusu” (RCA) isimli gruba, Esad devrilmeden önce ABD Özel Kuvvetleri tarafından verilen bir brifingde, “Sizin zamanınız geldi,” denildiği belirtiliyor.

İngiliz The Telegraph’ta yayınlanan habere göre, Washington’un saldırıdan önceden haberdar olduğuna dair ilk işaret olarak RCA, Esad yönetiminin sonunu getirebilecek bir saldırı için güçlerini artırmalarının ve “hazır olmalarının” söylendiğini açıkladı.

RCA komutanlarından Başar el-Maşadani, Palmira kentinin eteklerinde Rusya tarafından kullanılan eski bir Suriye ordusu hava üssünden The Telegraph’a yaptığı açıklamada “Bize bunun nasıl olacağını söylemediler. Bize sadece, ‘Her şey değişmek üzere. Bu sizin anınız. Ya Esad düşecek ya da siz düşeceksiniz’ [dediler]. Ama ne zaman ya da nerede olacağını söylemediler, sadece hazır olmamızı söylediler,” dedi.

Maşadani’ye göre, Irak sınırındaki ABD kontrolündeki Tanf hava üssündeki brifingden önceki haftalarda, RCA’nın safları, komutası altına aldığı kendisi gibi daha küçük serbest birliklerle dolduruldu.

HTŞ geçen ayın sonlarına doğru yıldırım harekatıyla güneye, Şam’a doğru ilerlerken, RCA da Tanf’tan ilerledi ve şu anda başkentin kuzeyindeki toprak parçaları da dahil olmak üzere ülkenin yaklaşık beşte birini işgal ediyor.

Üst düzey RCA yetkilileri, Suriye’deki ABD’li komutanların ilerleme emrini, 2019’daki yenilgisine kadar ülkenin kuzeydoğusunun büyük bölümünü işgal eden IŞİD’in kalıntılarının “Esad’ın düşmesi halinde oluşacak güç boşluğundan yararlanmasını önlemek için” verdiklerini söyledi.

The Telegraph’a göre bu durum Washington’un sadece 8 Aralık’ta Beşar Esad yönetimini deviren HTŞ öncülüğündeki saldırıdan haberdar olduğunu değil, aynı zamanda operasyonun boyutları hakkında da kesin istihbarata sahip olduğunu gösteriyor.

Geçen hafta kentin eteklerindeki Rus kontrolündeki Suriye hava üssünü ele geçiren RCA savaşçıları, saldırı başlamadan yaklaşık üç hafta önce, kasım ayı başında Esad’ın olası düşüşüne hazırlanmalarının söylendiğini belirttiler.

Ekim ayı başında Maşadani ve diğer komutanlar, Tanf’taki Amerikalı subayların Ebu Hatab tugayını ve diğer birlikleri RCA’nın ortak komutası altına soktuğunu söyledi.

Bunun sonucunda RCA’nın mevcudu yaklaşık 800’den 3.000’e çıktı. Kuvvetin tüm üyeleri ABD tarafından silahlandırılmaya ve şu anda feshedilmiş olan Suriye ordusundaki askerlere ödenen maaşın yaklaşık 12 katı olan ayda 400 dolar maaş almaya devam etti.

Saldırı başladığında RCA güçleri doğu çölü boyunca yayıldı ve kilit yolların kontrolünü ele geçirdi. Ayrıca güneydeki Dera kentinde HTŞ’den önce Şam’a ulaşan bir isyancı grupla birleştiler.

Yüzbaşı Maşadani, RCA ve Suriye’nin geçici lideri Muhammed el-Colani tarafından yönetilen HTŞ militanlarının işbirliği içinde olduğunu ve iki güç arasındaki iletişimin Tanf’taki Amerikalılar tarafından koordine edildiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English