Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Xi Jinping, Sullivan ile buluştu: Biden ile yeni bir zirve beklentisi

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, perşembe günü Pekin’de ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile bir araya geldi. Görüşmenin, Xi ve Amerikalı mevkidaşı Joe Biden arasında üçüncü bir zirvenin yolunu açabileceği söyleniyor.

Büyük Halk Salonu’nda Sullivan ile bir araya gelen Xi, Sullivan’a Çin’in ABD ile sürdürülebilir “istikrarlı ve sağlıklı” ilişkiler geliştirme hedefinin ve kendi egemenliğini, güvenliğini ve kalkınma çıkarlarını koruma taahhüdünün değişmediğini söyledi.

Xi, “ABD’nin Çin ile yarı yolda buluşması, Çin’e ve gelişimine olumlu ve rasyonel bir şekilde bakması, birbirlerinin gelişimini bir meydan okumadan ziyade bir fırsat olarak görmesi ve iki büyük gücün bir arada var olması için doğru yolu bulmak üzere Çin tarafı ile birlikte çalışması umulmaktadır” dedi.

Kırmızı çizgi Tayvan

Perşembe günü erken saatlerde Sullivan, ABD-Çin ilişkilerinde kritik gündemlerden olan Tayvan konusunda görüşmelerde bulunmak üzere güçlü Merkezi Askeri Komisyon’un başkan yardımcısı Zhang Youxia ile bir araya geldi. Zhang, Sullivan’a Tayvan konusunun Pekin’in “kırmızı çizgisi” olduğunu bir kez daha vurguladı.

Sullivan sekiz yıl aradan sonra Çin’in başkentini ziyaret eden ilk Beyaz Saray ulusal güvenlik danışmanı oldu. Üç günlük ziyaretinin amacı iki ülke arasındaki yıpranmış ilişkileri yönetmek.

Salı ve çarşamba günleri aynı zamanda Çin’in en üst düzey diplomatı olan Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüşen Sullivan, Ukrayna Savaşı, Washington’un ticaret tarifeleri, Tayvan ve Güney Çin Denizi de dahil olmak üzere çok çeşitli konuları ele aldı.

Xi-Biden zirvesi söylentisi

Sullivan’ın ziyareti – ABD başkanlık seçimleri için geri sayım sürerken – büyük ölçüde başka bir zirve için zemin hazırlama olarak görülüyor ve Biden’ın ocak ayında görevi bırakmadan önce Çin’e bir gezi yapabileceği söyleniyor.

Eğer bir ziyaret gerçekleşmezse, Biden on yıllardır görevdeyken Çin’i ziyaret etmeyen tek ABD başkanı olacak.

Xi ve Biden kasım ayında San Francisco’da gerçekleştirdikleri zirvede iletişimi güçlendirme ve derinleşen rekabeti sorumlu bir şekilde yönetme sözü vermişti.

O toplantıdan bu yana iki taraf arasındaki diplomatik temaslar artı, ancak Washington’un Çin’e yönelik teknoloji kısıtlamaları da dahil olmak üzere bir dizi konuda ilişkiler gerginliğini koruyor.

Çin devlet medyasına göre Sullivan ve Wang, başkanları arasında “yakın gelecekte” yeni bir tur görüşme yapılmasını ele aldılar ve askeri bölge komutanları arasında “uygun bir zamanda” video görüşmeleri yapılması konusunda anlaştılar.

Wang, ABD-Çin ilişkilerinin iniş ve çıkışlar yaşadığını ve bu deneyimlerden ders çıkarmanın iki rakip ülkenin “birbirleriyle iyi geçinmek için … doğru yolu bulmalarına” yardımcı olacağını söyledi.

CCTV’nin aktardığına göre Wang, “Her iki taraf da karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliği ilkelerini korumalı… ve Çin-ABD ilişkilerinin istikrarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir gelişimini desteklemelidir” dedi.

Wang, “Çin-ABD etkileşiminin sorunsuz bir şekilde gelişmesinin anahtarı birbirimize eşit muamele etmektir” ifadelerini kullandı.

Aynı habere göre Sullivan, iki rakip ülkenin birbirlerine eşit davranması ve rekabetin “sağlıklı ve adil” olması gerektiği konusunda hemfikirdi.

Sullivan, “ABD ve Çin bu gezegende uzun bir süre barış içinde bir arada yaşayacak ve ABD’nin politika hedefi ABD-Çin ilişkilerini sürdürülebilir kılmanın bir yolunu bulmaktır” dedi.

DİPLOMASİ

Türkiye’den Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya’dan ithal edilen çeliğe ek vergi kararı

Yayınlanma

Türkiye, Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya’dan ithal edilen çeliğe yönelik anti-damping vergisi uygulama kararı aldı. Vergi oranları yüzde 6,1 ile yüzde 43,31 arasında değişiklik gösterirken, en yüksek vergi oranı Çin’den gelen çelik ithalatçılarına uygulanacak.

Türkiye Ticaret Bakanlığı, Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya’dan ithal edilen çeliğe anti-damping vergisi uygulama kararı aldı. Söz konusu karar, Resmi Gazete’de yayımlandı.

Ticaret Bakanlığı, yürütülen anti-damping soruşturmasının sonuçlarına dayanarak, söz konusu ithal çeliğin düşük fiyatlandırmasının Türk üreticilerine ve sanayisine zarar verdiğini belirtti.

Buna bağlı olarak, uygulanan vergiler yüzde 6,1 ile yüzde 43,31 arasında değişiklik gösteriyor.

Türkiye, Rusya’dan MMK, NLMK ve Severstal şirketlerinden yapılan çelik ithalatına ek gümrük vergisi uygulama kararı aldı.

MMK ve NLMK için yüzde 6,1, Severstal için ise yüzde 9 oranında vergi uygulanacak. Rusya’dan gelen çelikler, diğer ülkelerle kıyaslandığında en düşük vergi oranına tabi tutuldu.

Japonya’dan ithal edilen çeliğe yüzde 9 ek vergi uygulanırken, Hindistan’dan gelen çeliklerde Tata Steel dışındaki tüm firmalar için aynı oran belirlendi.

Tata Steel için ise vergi oranı yüzde 6,1 olarak belirlendi. Çinli ithalatçılara yönelik vergi oranı ise yüzde 43,31 olarak açıklandı.

Bununla birlikte, yedi Çinli şirket bu uygulamadan muaf tutuldu ve bu şirketler için vergi oranları yüzde 15 ile yüzde 36 arasında değişiyor. Bu şirketler arasında Han Steel Group ve Rizhao Steel Group dikkat çekiyor.

Vedomosti gazetesinin haberine göre, Rus çelik üreticileri bu yılın eylül ayında 5,4 milyon ton çelik üretti. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,5 oranında bir düşüş gösteriyor.

Rusya’nı çelik sektörü, üst üste dokuzuncu ayda negatif üretim dinamikleri sergiliyor. Uzmanlar, yüksek faiz oranlarının baskısı altında kalan inşaat sektöründeki zayıf talebin bu düşüşün temel nedeni olduğunu belirtiyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

İtalya’dan UNIFIL pozisyonlarına saldıran İsrail’e karşı sert açıklama

Yayınlanma

İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto, İsrail’in Lübnan’da ikisi İtalyan UNIFIL üslerine düzenlediği saldırıları şiddetle kınadı ve saldırıların “hata” olmadığını söyledi.

Perşembe günü İsrail güçleri Lübnan’ın güneyindeki üç UNIFIL üssünü hedef aldı ve vurdu. Bu üslerden ikisi İtalyan üssü, üçüncüsü ise misyonun karargâhı idi.

Crosetto, “İsrail silahlı kuvvetlerinin UNIFIL’i bazı üslerin boşaltılması gerektiği konusunda uyardığını iddia etmek için hiçbir gerekçe yoktur. Büyükelçiye, Birleşmiş Milletler ve İtalya’nın İsrail hükümetinden emir almadığını İsrail hükümetine iletmesini söyledim,” dedi.

İsrail güçleri tarafından “defalarca gerçekleştirilen düşmanca eylemler”in “savaş suçu” teşkil edebileceğine dikkat çeken bakan, “Bunlar uluslararası hukukun ciddi ihlalleridir ve herhangi bir askeri gereklilikle gerekçelendirilemez,” ifadelerini kullandı.

Günün erken saatlerinde İsrailli mevkidaşı Yoav Gallant ve İsrail’in İtalya Büyükelçisi ile görüşen Crosetto, İtalyan hükümetinin saldırının bir hata ya da kaza olduğu yönündeki gerekçelere inanmadığını yineledi. Bakan İtalya’nın bu nedenle “mümkün olan en kısa sürede gerçek açıklamalar” talep ettiğini duyurdu.

Ansa’nın haberinde görüşlerine yer verilen Orta Doğu dosyasına aşina olan üst düzey güvenlik kaynaklarına göre, UNIFIL’in İsrail’in BM misyonunun üslerine yönelik saldırısına ilişkin yorumu, Tel Aviv’in Lübnan’daki askeri “gelecek planlarına” “istenmeyen tanıkların” olmasını önlemek için “geri çekilmeye zorlamayı” amaçladığı yönünde.

Le Monde gazetesinin Fransız Silahlı Kuvvetler Bakanlığına dayandırdığı haberine göre Fransa ve İtalya, son olaylar üzerine UNIFIL’e katkıda bulunan Avrupa ülkelerini bir araya getirecek.

Video konferans yoluyla gerçekleştirilecek toplantının önümüzdeki hafta yapılması planlanıyor fakat kesin tarih henüz belirlenmedi.

Öğleden sonra yapılan açıklamaya göre İtalyan hükümeti, UNIFIL üsleri yakınlarındaki eylemlerin kabul edilemez olduğunu belirterek İsrailli yetkililere resmi bir protesto sunduğunu duyurdu.

Başbakan Giorgia Meloni ayrıca UNIFIL Batı Sektörü Komutanı General Messina ile telefonda görüşerek BM misyonu ve ikili MIBIL misyonu kapsamında Lübnan’da bulunan İtalyan askerleriyle “güçlü dayanışma” içinde olduğunu ifade etti.

Meloni, İtalyan birliklerinin Birleşmiş Milletler yetkisiyle bölgede istikrarın sağlanmasında oynadığı önemli rolü bir kez daha teyit etti.

İtalyan hükümeti, UNIFIL’in Güney Lübnan’daki rolünün önemini bir kez daha teyit ederken, bölgede çatışmaların durdurulması ve gerilimin azaltılması için çalışmaya devam ettiğini açıkladı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Alman halkının çoğunluğu İsrail’e askeri yardıma karşı

Yayınlanma

Alman kamu yayıncısı ARD’nin DeutschlandTrend anketine katılanların neredeyse yüzde 70’i Federal Ordunun İsrail’e yardımda bulunmaması gerektiğini düşünüyor.

Ankete göre katılımcıların yüzde 68’i Almanya’nın İsrail’in savunmasına askeri destek vermesini desteklemiyor. Yüzde 19’u ise bundan yana.

Çeşitli parti destekçilerine daha yakından bakıldığında, hepsinde olumsuz bir tutumun hakim olduğu açıkça görülüyor.

Yeşiller taraftarlarının yüzde 62’si Almanya’nın Ortadoğu’daki çatışmalarda İsrail’e askeri destek vermesine karşı çıkarken, yüzde 27’si destekliyor.

Almanya için Alternatif (AfD) destekçilerinin yüzde 80’i bu tür bir askeri yardımın yanlış olduğunu düşünürken, yüzde 12’si destekliyor.

Diğer partilerin destekçileri arasındaki onay oranları ise ikisinin arasında yer alıyor. Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) destekçilerinin yüzde 77’si bu yardıma karşı. CDU/CSU’da bu oran yüzde 68, SPD’de yüzde 65, FDP’e yüzde 56.

İsrail’e verdiği askeri destek bakımından ABD’nin ardından ikinci sırada yer alan Almanya, Ekim 2023’ten bu yana İsrail’e çok sayıda silah ihracatına izin verdi.

İsrail’in 7 Ekim Aksa Tufanına verdiği askeri karşılık Almanya’daki katılımcıların yüzde 57’si için “çok ileri” giderken, yüzde 21’i İsrail’in Gazze Şeridindeki eylemlerini uygun buluyor.

Mart ayında ankete katılanların yüzde 28’i İsrail’in tepkisini uygun olarak nitelendirmişti ve o zaman bile ankete katılanların yarısı bunun çok ileri gittiğini düşünüyordu.

Almanya’da İsrail’in eylemlerini eleştirenlerin sayısı geçtiğimiz kasım ayından bu yana istikrarlı bir şekilde artıyor.

ARD DeutschlandTrend’in güncel araştırmasında ayrıca İsrail’in gazze’ye yönelik askeri eylemlerinin Filistinli sivil nüfusun da etkilenmesi durumunda haklı olup olmadığı soruldu. Buradaki cevap daha da net: Yüzde 68’lik bir kesim İsrail saldırılarını bu durumda haksız bulurken, sadece yüzde 18’lik bir kesim haklı buluyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English