Bizi Takip Edin

Yayınlanma

Dış politika ilk bakışta çoğu insana uzak bir konu gibi gelir. Ne de olsa insanın hayatını doğrudan etkileyen bir alan değil gibi. Sınırımızın ötesinde yaşanan veya muhtemel sonuçları bile ancak uzun vadede yansıyabilecek olaylar vatandaşın sıcak gündemi olamıyor. Halbuki her devrin toplumsal, siyasal ve ekonomik dinamikleri, dünyanın gidişatını ve doğal olarak hayatımızı belirliyor. Dış politika olarak tabir ettiğimiz, aslında bu parametrelerin bütünü. İşte bu konulara ilişkin çok yönlü yayın yapan bir dijital medya olarak yayın hayatına başlıyoruz.

Uluslararası ekonomide yaşanan değişimler, çığır açan teknolojik gelişmeler, yenilikçi sanayî ve tarım politikaları yaşadığımız tarihsel dönüşüm sürecine işaret ediyor. Küresel düzeyde rekabet içinde olan farklı ekonomik kalkınma modelleri günümüzde tartışma konularının başında geliyor. Tabi ki sadece ekonomik yapılar değişmiyor. Asya’nın Atlantik karşısında yükselişini, Rusya’nın Batı blokundan kopuşunu ve Latin Amerika’da, Afrika’da, Orta Asya’da ve Ortadoğu’da yaşanan, mevcut dengeleri alt üst eden gelişmeleri düşündüğümüzde, uluslararası sistemin topyekûn bir değişime gebe olduğu görülüyor. Tüm dünyada toplumların değer yargıları da yeniden şekilleniyor. Yakın geçmişe kadar toplumsal ilerlemeyle özdeş sayılan kavramlar, geldiğimiz aşamada yeniden tanımlanmaya çalışılıyor. Toplumları bir arada tutan, insanları hayata ve ülkesine bağlayan normlar tartışılıyor. Bağımsızlık, özgürlük, adalet, güvenlik, demokrasi, refah gibi anahtar kavramlar sil baştan tarif ediliyor. Uluslararası düzeyde devam eden bu tartışmalara mercek tutacağız, katkı sunmaya çalışacağız.

Doğu ile Batı arasında köprü rolü üstlenebilecek olan Türkiye’nin kendi ekonomik modelini bu yeni sürece nasıl uyumlu hale getirebileceğini, ne şekilde azami verim elde edilebileceğini somut ve bilimsel olarak irdeleyen görüşlere yer vereceğiz. Türkiye jeopolitik açıdan anahtar konumunda bir ülke. Avrupa, Ortadoğu, Kafkaslar ve Batı Asya’nın kesişme noktasında bulunan bir ülkenin izleyeceği dış politika en hassas dengeleri dahi etkileyecektir. Yoğunlaşacağımız konuların başında bu geliyor olacak.

Tüm bu çağ açıcı gelişmeler beraberinde yeni krizleri ve tartışmaları da getirdi. Dünyada yanıtı aranan sorular, bizim de odaklanacağımız nirengi noktalarını belirledi. Özgün tahliller, özel haberler ve çok sayıda ülkeden pek çok uzmanın analiziyle bu sorulara yanıt arayacağız. Polemik ve kaba propaganda ağırlıklı içerikler küresel ölçekte basın yayın dünyasında bilhassa son yıllarda ağırlık kazandı. Biz duymak istenen sözleri söyleme veya beklentilere yanıt verme saikiyle hareket etmiyoruz. Bağımsız ve özgür bir platform olarak gerçeğin arayışı içinde, araştırmacılığı ve fikir üretimini benimseyen bir perspektife sahip olacağız.

Değişim içsel midir yoksa dışsal mı, bu ayrı ve uzun bir konu. Lakin harici değişimleri kavramak dahili çelişkileri çözümlemek için zorunlu ve öncelikli olmaya devam edecek. Biz de bu doğrultuda değişen dünyanın izini süreceğiz.

Tunç Akkoç

Genel Yayın Yönetmeni

VİDEO

“Nükleer Savaş Tehlikesi ABD’den Geliyor”

Yayınlanma

Avrupalı politikacılar, Batılı uzmanlar ve Türk aydınları Soğuk Savaş 2.0 belgeselinde buluştu.

Gazeteci Mehmet Kıvanç’ın hazırladığı ve Çağatay Yurt’un yönetmenliğini üstlendiği Harici Medya yapımı belgeselde “ABD-Çin rekabeti yeni bir Soğuk Savaş’ın habercisi mi?” sorusuna yanıt arandı.

Kanadalı Akademisyen Prof. Dr. Radhika Desai’ye göre Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle Batı ancak “Pirus zaferi” kazanabildi. Eskiden SSCB’nin şimdilerde ise Çin’in emperyalizme direndiğini düşünen Desai, “Rusya ve Çin’in birlikte hareket etmesi gerektiğini” söylüyor. Manitoba Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Jeopolitik Ekonomi Araştırma Grubu Direktörü Desai, “Emperyalizmin düşüşünü temsil eden köklü bir değişim sürecindeyiz” diyor ve güç değişiminin yaratabileceği potansiyel riskler hakkında şu iddiayı ortaya atıyor: ”Eğer nükleer bir savaşa girme tehlikesi varsa ki bu mümkün… Bu tehdit öncelikle ABD’den geliyor.”

 “Çin ile barış aramak için çok neden var”

İsviçreli Araştırmacı – Yazar Daniele Ganser de ABD’ninÇinlileri ve Rusları birbirine bağladığı için şu anda çok büyük bir meydan okumayla karşı karşıya kaldığını” düşünüyor.

Avrupa’da verdiği konferanslarda büyük kalabalıkları toplayan ve Batı’daki yerleşik statükoyu eleştiren çıkışlarıyla bilinen Ganser’in Türkiye’ye ilişkin çarpıcı tespitleri var. Ganser’e göre “CIA 1980 yılında Türkiye’deki hükümeti devirdi ve o zamanki amaç, Jimmy Carter hala ABD Başkanı’ydı, Türkiye’yi NATO’da tutmaktı.

Dünya çapındaki jeopolitik gerilimi ise Ganser, “Bir tarafında NATO ve karşısında da BRICS ülkeleri olarak gördüğüm yeni bir çatışma var” sözleriyle açıklıyor.

Çin ile barış aramak için çok neden var” diyen Ganser, Tayvan adasında yaşayanların “İkinci bir Ukrayna” durumuna düşmek istemediklerini düşünüyor. ABD’nin Asya – Pasifik stratejisini yorumlayan Ganser, “Çin ve Tayvan’dan bahsedersek bu gerginlikler daha da artacaktır. Eğer Amerikalılar NATO’nun Tayvan’ın yanında ve Çin’e karşı savaşması gerektiğini söylerse eğer bir noktada tabiri caizse orada bir olay olursa o zaman Fransızlar kesinlikle ‘Bu bizim çıkarımıza değil’ diyecektir. Türklerin de ‘Bu bizim çıkarımıza değil’ diyeceğini düşünüyorum.

“Geçiş döneminde çatışmalar artabilir”

Belgeselde konuşan Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal, ABD ile Çin arasında Tayvan üzerinden bir savaş çıkma riskine işaret ediyor. Ünal’a göre; “Tek kutupluluktan çok kutupluluğa geçişte çatışmaların artması olasıdır. ABD ve müttefikleri çok kutupluluğu kabul etmiyorlar hala.”

Ünal ayrıca, “BRICS ve Şangay hegemonyaya karşı bir duruş sergiliyor” görüşünü paylaşırken, sözlerine “Gelişen ülkeler artan oranda hegemonyaya karşı tavır alıyorlar. BRICS’te toplanmak üzere tavır alıyorlar” yorumuyla devam etti.

“ABD İkinci Soğuk Savaş inşa ediyor”

Gazeteci-Yazar Mehmet Ali Güller ise küresel düzende yaşanan sancılı geçiş döneminde Çin yönetiminin savaşsız bir şekilde süreci yönetmeye çalıştığını düşünüyor.

Çin isterse askeri olarak Tayvan’ı alır” diyen Güller, “ABD ekonomik çıkarları için ikinci bir Soğuk Savaş inşa ediyor” diyor.

Güller, Çin’in ABD ile ve dünya ile kurduğu ilişkilerde “Soğuk Savaş dışı bir yaklaşımla” ve  “savaşsız” bir politika izlemeye çalıştığını savunuyor.

Soğuk Savaş Asya’da mı devam edecek sorusuna Güller şu yanıtı veriyor:

Arktik Okyanusu’ndan başlayıp Doğu Akdeniz’den inip Süveyş Kanalı ve Aden Körfezi’ne oradan Hint Okyanusu’na kadar inen bir cephe çizip bu cepheden Rusya’ya ve Asya dünyasına karşı bir saldırı yürütüyor.”


Alman politikacı: 30 yıllık küresel düzen değişiyor

Alman parlamenter Andrej Hunko da “Çin’in ABD’nin tek taraflı üstünlüğüne en azından ekonomik olarak meydan okuyan ilk ülke” görüşünü paylaştı. Alman politikacı, küresel düzendeki yeni duruma ve arayışa ilişkin, “ABD’nin dünya çapında egemen güç olduğu son 30 yıldır alıştığımız tek taraflı düzenin köklü bir değişimine tanık oluyoruz” tespitini yapıyor.

Andrej Hunko küresel güvenlik ortamında yükselen tehditlerle ilgili şu tespitte bulunuyor:

ABD’nin bakış açısına göre, ABD’nin en büyük ve stratejik rakibi olan Çin’i zayıflatmak için bir çatışma dışarıdan stratejik olarak körükleniyor

Hunko bir dönem Alman Sol Parti’nin Avrupa politikaları konusunda Alman Parlamentosu’nda sözcülük görevini yürütmüştü.

“Avrupa değişimin parçası değil ama olmalı”

2018 yılında düğününe davet ettiği Rusya lideri Vladimir Putin’le bir dans etmesiyle bütün hayatı ve kariyeri değişen Avusturya Eski Dışişleri Bakanı Karin Kneissl da Soğuk Savaş 2.0 belgeseline katkı sunan isimlerden. “Avrupa küresel düzeyde yaşanan değişimin bir parçası değil ancak olmalı” diyen Kneissl yaşanan jeopolitik gerilimleri “Soğuk Savaş” parantezinde görmediğini söylüyor. Deneyimli diplomata göre şimdiki durum Soğuk Savaş’tan daha vahim olabilir. Kneissl, gözlemini “Soğuk savaşta en azından caydırıcılığa dayalı karşılıklı saygı vardı. Bugün bunu göremiyoruz” sözleriyle paylaştı.

“Batı, yaptırımların işe yaramadığını anlayacak”

Çin konusunda birincil elden gözlem ve tecrübeye sahip İtalya Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Michele Geraci, Doğu ile Batı arasında bir miktar Soğuk Savaş tutumu olduğunu düşünüyorum” diyor. 10 yıl Çin’de yaşayan ve çeşitli üniversitelerde finans profesörü olarak çalışan Geraci, İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanlığı’nda Uluslararası Ticaret ve Yatırımdan Sorumlu Devlet Müsteşarlığı görevinde de bulundu.

Belgeselde görüşlerine yer verilen Geraci’ye göre gerilim ve çatışmalar sadece ülkeler arasında değil aynı zamanda ülkelerin içinde de yaşanıyor. Geraci, “Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşan seçimlerle birlikte, başkanlık kampanyasında Washington’da şirketlere Çin’le iş yapmak istemeye yönelik baskı lobisi oluşturulması konusunda bir tartışmanın yaşanacağını umuyorum” görüşünü paylaşıyor.

Dışişleri Bakanlığı döneminde İtalya’nın Kuşak ve Yol İnisiyatifine katılmasında kilit rol oynayan isimlerden olan Geraci, ABD’nin Çin’i sınırlayıcı ekonomi politikasına ilişkin Umarım ABD bu gerilimleri azaltır. ABD ve Batı’daki insanlar Rus karşıtı yaptırımlarda olduğu gibi bunların işe yaramadığını, kendilerine zarar verdiğini ve aslında diğer ülkelere pek de zarar vermediklerini anlayacaklar” değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya Devam Et

VİDEO

“Türkiye garantörlüğe çok uygun

Yayınlanma

Eski ABD Savunma Bakan Yardımcısı Guy B. Roberts, İsrail-Hamas çatışması ve Türkiye-NATO ilişkilerini Harici’ye değerlendirdi.

Okumaya Devam Et

VİDEO

İsrail politikası koltuğundan edecek

Yayınlanma

ABD Demokrat Parti Başkan Adayı ve The Young Turks programının kurucusu Cenk Uygur, İsrail-Filistin çatışmasının siyasi yansımalarını ve ABD 2024 Başkanlık Seçimleri üzerine değerlendirmelerini Harici’ye anlattı!

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English