Bizi Takip Edin

AVRUPA

Haaretz: Medya kuruluşları Amsterdam olaylarına ilişkin haberlerini revize ediyor

Yayınlanma

İsrailli gazete Haaretz’de yer alan habere göre İsrailli ve batılı medya kuruluşları, Amsterdam’da Maccabi Tel Aviv holiganları ile Arap-Müslüman topluluklar arasında çıkan olaylara ilişkin haberlerini “revize ediyor.”

Haaretz’in aktardığına göre İngiliz haber kanalı Sky News, olaylarla ilgili haberini önce sildi, sonra yeniden yayınladı ve İsrail’in Maccabi Tel Aviv takımının bazı taraftarlarının Arap karşıtı davranışlarına ve sloganlarına yaptığı atıfları kaldırdı.

Cumartesi günü Sky, X hesabındaki iki gönderiyi sildi; bunlardan biri perşembe günü web sitesinde yer alan saldırıyla ilgili bir makalenin linkini, diğeri ise sabah saatlerinde yayınlanan ve kısa bir süre sonra silinen bir video haberini içeriyordu.

Öğleden sonra video yeniden yayınlanmış ve tekrar silinmiş, fakat akşam saatlerinde bu kez bir editör notuyla birlikte üçüncü kez yayınlanmıştı. İlk ve sonraki versiyonlar karşılaştırıldığında, maçtan önce Maccabi taraftarlarının karıştığı olaylarla ilgili birkaç değişiklik olduğu görülüyordu.

Güncellenmiş versiyonda, “Çarşamba günü, Sky News tarafından doğrulanan sosyal medya videoları Maccabi Tel Aviv taraftarlarının evlerin dışındaki Filistin bayraklarını yırttığını gösterdi,” cümlesindeki “Maccabi Tel Aviv Taraftarları” kelimeleri “üç adam” ile değiştirildi. Sosyal medyada geniş yankı uyandıran videoda, ilgili kişilerin birbirleriyle İbranice konuştukları duyuluyordu.

“Pogrom” mu, “Siyonist provokasyon” mu: Amsterdam’da neler oldu?

Bir başka bölümde, “Maccabi Tel Aviv taraftarlarını kovalayan bölge sakinlerini gösteren diğer sosyal medya videoları” yerine “videoda bir adamın sokakta kovalandığı görülüyor ve ‘İzleyin ve keyfini çıkarın. Altı Siyonist kovalandı. Özgür Filistin’ yazıyor” deniyor.

Yeni videonun ilerleyen bölümlerinde, “Maccabi taraftarları yerel halka saldırırken görülüyor, bu sırada bir polis arabasının geçtiği görülebiliyor” ifadesi, “Sosyal medyada yayınlanan bir video, siyah giyinmiş kapüşonlu büyük bir grubun caddede koştuğunu ve rastgele insanlara vurduğunu gösteriyor” şeklinde değiştirildi.

“İsrailli aşırı sağcılar ırkçılıkları ve fiziksel şiddetleriyle ünlüdür” ifadesi ise tamamen kaldırıldı. Son cümle de komple silindi: Yani Hollandalı, İsrailli ve İngiliz liderlere ve onların saldırıyı antisemitik olarak kınamalarına atıfta bulunan “Ancak açıklamalarında İsrailli holiganların Hollanda vatandaşlarına yönelik saldırılarından söz etmediler” cümlesi.

Yeni versiyon 58 saniye daha uzun ve Hollanda Başbakanı Dick Schoof’un kargaşayı “basitçe antisemitik şiddet” olarak kınayan bir açıklamasının yanı sıra İsrailli taraftarlardan birinin şiddeti 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonu ile kıyaslayan ifadesini de içeriyor.

İlk video herhangi bir açıklama yapılmaksızın ikincisiyle değiştirilirken, üçüncü versiyon “Editörün Notu: Bu, Sky News’in denge ve tarafsızlık standartlarını karşılamayan önceki bir videonun yeniden düzenlenmesidir” şeklinde bir mesajla birlikte yayınlandı.

Sky ayrıca, web sitesinde “Amsterdam’daki şiddet hakkında bildiklerimiz” başlıklı bir makaleye bağlantı veren başka bir X gönderisini de saatler sonra yeniden yayınlamadan önce sildi.

Sosyal medya kullanıcıları yeni tweet ile haberin zaman damgası arasında altı saatlik bir boşluk olduğuna dikkat çekerek bunun da açıklama yapılmadan düzenlendiğini öne sürdü. Nitekim web sitesindeki daha önceki bir makalenin bağlantısı silinmişti.

Makalede ayrıca orijinal videodan farklı olarak, Maccabi taraftarlarının söylediği şarkılardan artık “ırkçı ve Arap karşıtı” yerine “Arap karşıtı” olarak bahsediliyor. Ayrıca, Maccabi taraftarlarının yerel halka saldırdığı iddia edilen görüntülere hiç atıfta bulunulmuyor ve orijinal videoda anlatılan olayların sırası değiştirilerek zaman çizelgesi belirsiz bırakılıyor.

İsrail’in Kanal 12 yayın organı da haberinde benzer bir değişiklik yaptı. Kanal, Maccabi Tel Aviv taraftarlarının Filistin bayrağını yırtmasıyla ilgili paylaşımını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun oğlu Yair’in de aralarında bulunduğu isimlerin tepkileri üzerine sildi.

Cuma günü kanalın X hesabında muhabir Keren Betzalel’in “Maccabi Tel Aviv taraftarları ile Müslüman gruplar arasındaki sokak kavgalarının çarşamba gecesi başladığı, Amsterdam’dan gelen haberlere göre sokaklarda yürüyen Maccabi Tel Aviv taraftarlarının çeşitli bina ve evlerde Filistin bayraklarının asılı olduğunu görerek bunları yırttıkları ve Müslüman taksi şoförleriyle yüksek sesle tartışmaya girdikleri iddia ediliyor,” şeklindeki haberini yayınladı.

Yair Netanyahu Kanal 12’nin haberini Telegram kanalında paylaşarak “Kanal 12 kimin tarafında?” yorumunda bulundu.

AVRUPA

IG Metall’den hükümete borç frenini gevşetme çağrısı

Yayınlanma

Almanya’nın en güçlü işçi sendikasının başkanı, Avrupa’nın en büyük ekonomisinin geleceğini korumak için Berlin’i yeni borçlanma sınırını kaldırmaya çağırdı.

Financial Times’ın (FT) aktardığına göre IG Metall Başkanı Christiane Benner, ülkenin yerli sanayilerini büyük ölçüde destekleyen ABD ve Çin örneğini takip etmesi gerektiğini, yani borçlanma limitinin “seçimlerden sonra değil, derhal askıya alınması” gerektiğini söyledi. 

Berlin’in herhangi bir mali yılda GSYİH’nin yüzde 0,35’inden fazla borçlanmasını engelleyen anayasal borç freni, geçen yıl ülkenin “yeşil dönüşümüne” yönelik planlanan yatırımları sekteye uğratmıştı.

Sendika lideri pazartesi günü, satışlardaki düşüş nedeniyle yöneticilerin Almanya’daki birkaç fabrikayı kapatma planlarını protesto etmek için bir ay içinde ikinci kez greve giden on binlerce Volkswagen işçisine hitap etti.

Avrupa’nın en büyük otomobil üreticisi, en kârlı pazarı olan ve amiral gemisi markasının pazar payının sadece beş yıl içinde neredeyse yarıya düştüğü Çin’de yavaşlayan talep ve artan rekabet nedeniyle ağır darbe aldı.

Tüketicilerin yüksek enflasyonla boğuşması nedeniyle yıllık yeni otomobil satışlarının aynı dönemde yılda yaklaşık 2 milyon azaldığı kendi bölgesinde de durum pek iyi değil.

İşçiler grevleri büyütebilir

IG Metall ve VW yöneticileri planlanan maliyet kesintileri üzerine dördüncü tur görüşmeleri başlatırken, pazartesi günü tüm vardiyalarda çalışan VW işçileri dört saat boyunca greve gitti. Geçen haftaki iş bırakma eylemlerinde bu süre iki saatti.

Taraflar pazartesi gecesi görüşmelerden anlaşmaya varamadan ayrıldılar fakat müzakerelerin önümüzdeki hafta da devam edeceğini açıkladılar.

İşçi temsilcileri geçtiğimiz ay, Alman şirket yöneticilerinin ikramiyeleri dizginlemeyi, temettüleri azaltmayı ve en önemlisi fabrikaları kapatma planlarını iptal etmeyi kabul etmeleri halinde gelecekteki maaş artışlarında 1,5 milyar avrodan vazgeçmeyi teklif etmişti.

Fakat VW’nin baş müzakerecisi Arne Meiswinkel günün erken saatlerinde yaptığı açıklamada şirketin “karşı teklifin sürdürülebilir bir çözüm için yeterli olmadığı” sonucuna vardığını ve VW’nin “fazla kapasitesini azaltması gerektiğini” söyledi.

IG Metall ve VW’nin işçi konseyi lideri Daniela Cavallo, pazartesi günkü görüşmelerde şirketin fabrikaları kapatmamaya yönelik teklifi kabul etmemesi halinde işçilerin grev eylemini genişleteceğini yinelemişti.

Continental otomotiv bölümünü ayıracak

Öte yandan Alman otomotiv endüstrisinin kötü görünümünün altını çizen lastik ve otomotiv bileşenleri üreticisi Continental, pazartesi günü otomotiv bölümünü ayırma planlarını doğruladı.

Yıllık 20,3 milyar avroluk satışları ve yaklaşık 100.000 çalışanıyla Continental’in yarısını oluşturan birim, düşük talep ve elektrikli araçlara geçişle birlikte artan maliyetler nedeniyle son yıllarda on binlerce kişiyi işten çıkardığını duyurdu.

Continental, 2025 yılı sonundan önce bu bölümü bünyesinden çıkarmayı planladığını söyledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Avrupa ülkeleri Suriyeli sığınmacı süreçlerini askıya aldı

Yayınlanma

HTŞ önderliğindeki silahlı grupların Suriye’nin başkentini ele geçirmesi ve Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın 13 yıllık savaşın ardından Rusya’ya sığınmasının ardından Avrupa ülkeleri pazartesi günü Suriyelilerin sığınma başvurularını bir sonraki duyuruya kadar beklemeye aldı.

On binlerce açık başvuruyu etkileyen karar, Suriye’de hızla değişen siyasi durumun yanı sıra Avrupa genelinde göçü kısıtlamak isteyen sağcı partilerin yeniden yükselişini yansıtıyor.

Almanya, bugün Avrupa’daki en büyük topluluk olan yaklaşık bir milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyor.

Alman İçişleri Bakanlığı pazartesi günü yaptığı açıklamada, Suriye’deki siyasi gelişmeler konusunda daha fazla netlik sağlanana kadar sığınma taleplerini işleme koymayacağını söyledi.

Birleşik Krallık da sığınma taleplerine ilişkin kararları durdurdu ve İçişleri Bakanlığı durumu değerlendirdiğini açıkladı.

Norveç, İtalya, Avusturya ve Hollanda gibi diğer ülkeler de Suriyeli taleplerinin askıya alındığını duyurdu. Fransa da kısa süre içinde benzer bir karar açıklamayı umduğunu söyledi.

İtalyan hükümeti yaptığı açıklamada Şam’daki diplomatik varlığını sürdüreceğini belirterek buradaki büyükelçilik personeline “derin şükranlarını” ifade etti.

Federal Göç ve Mülteciler Dairesinin (BAMF) verilerine göre kasım ayı sonuna kadar yapılan 72.420 başvuruyla Suriye, bu yıl Almanya’daki sığınmacılar için en önemli menşe ülke oldu.

BAMF’a göre başvuruların durdurulması halihazırda kabul edilmiş olanları etkilemiyor. İçişleri Bakanı Nancy Faeser, değerlendirmelerin Suriye’deki gelişmelere bağlı olacağını ve ülkenin geri dönmek için güvenli olup olmadığını söylemek için çok erken olduğunu söyledi.

Almanya, Suriyelilerin iltica başvurularına ilişkin tüm kararları askıya aldı

Norveç göçmenlik yetkilileri Suriyelilerin iltica başvurularının şimdilik ne reddedileceğini ne de onaylanacağını söyledi.

Danimarka da başvuruları işleme almayı durdurdu ve başvuruları reddedilen ve ülkeyi terk etmeleri için son tarih verilen Suriyelilerin mevcut belirsizlik nedeniyle daha uzun süre kalmalarına izin verileceğini söyledi.

Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer, içişleri bakanına mevcut tüm Suriyeli sığınma başvurularını ve aile birleşimlerini askıya alma talimatı verdi ve sığınma verilen vakaların da gözden geçirileceğini söyledi.

Reuters’a konuşan üst düzey bir Yunan hükümet kaynağı, Yunanistan’ın yaklaşık 9.000 Suriyelinin iltica başvurusunu durdurduğunu söyledi. Yetkililer hükümetin cuma günü bir araya gelerek bu adıma son şeklini vereceğini söyledi.

Almanya şubat ayında yapılacak erken seçimlere hazırlanırken, sağcı ve muhafazakâr partiler kamuoyu yoklamalarında en üst sıralarda yer alıyor.

Cuma günü yayınlanan bir Infratest anketi, seçmenlerin göçü ekonomiden sonra Almanya’nın en büyük ikinci sorunu olarak gördüğünü gösterdi.

Suriye’deki durumla ilgili olarak İngiliz parlamentosunu bilgilendiren Dışişleri Bakanı David Lammy, gelişmelerin Avrupa ülkelerine daha fazla göçü tetikleyebileceği uyarısında bulundu.

Lammy parlamentoya verdiği demeçte, “Esad’ın gitmesinin ardından bu kadar çok kişinin Suriye’ye dönmeye başladığını görmek, daha iyi bir gelecek umutları açısından olumlu bir işaret,” dedi.

Lammy pek çok şeyin şimdi ne olacağına bağlı olduğunu, Suriye’ye yönelik bu akışın “hızla geri dönüşe” çevrilebileceğini ve potansiyel olarak kıta Avrupası ve Birleşik Krallık’a yönelik “tehlikeli yasadışı göç yollarını kullananların sayısını artırabileceğini” söyledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya, Suriyelilerin iltica başvurularına ilişkin tüm kararları askıya aldı

Yayınlanma

Almanya Federal Göçmen ve Mülteci Dairesi ikinci bir duyuruya kadar Suriyelilerin iltica başvurularını işleme koymayacağını söyledi.

Suriye’de Beşar Esad yönetiminin cihatçı HTŞ önderliğindeki örgütler tarafından devrilmesi nedeniyle Federal Göç ve Mülteciler Dairesi pazartesi günü Suriyelilerin iltica başvurularını derhal dondurdu.

Konuyla ilgili olarak SPIEGEL’e konuşan bir yetkili, Suriye’deki durumun belirsiz olduğunu ve orada siyasi gelişmelerin nasıl seyredeceğini tahmin etmenin çok zor olduğunu söyledi.

Bu nedenle şu anda ciddi bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığını savunan daire, her türlü kararın “ayakları yere basan” bir karar olması gerektiğini belirtti.

Yetkiliye göre, yaklaşık 46.000’i ilk başvuru olmak üzere Suriyelilerden gelen 47.270 sığınma başvurusu henüz karara bağlanmadı. Fakat Suriye’deki yeni durumun şu anda halihazırda alınmış kararlar üzerinde bir etkisi yok.

Alman siyasetinde Suriyeli sığınmacılar tartışması başladı

Almanya’daki Suriyelilerin akıbetine ilişkin siyasi tartışma şimdiden başlamış durumda. CDU/CSU’lu bazı politikacılar Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri gönderilmesinden yana görüş bildirdi. Yeşiller ve SPD’li politikacılar ise Suriye’deki belirsiz durum karşısında itidal çağrısında bulundu.

CSU’nun içişleri konusundaki önde gelen milletvekili Andrea Lindholz pazar günü Rheinische Post’a verdiği demeçte, Suriye’de kalıcı bir barış sağlandığında pek çok Suriyelinin “artık korunmaya ihtiyaç duymayacağını ve dolayısıyla Almanya’da kalma hakkına sahip olmayacağını” söyledi.

Şansölye Olaf Scholz’un artık Almanya’nın daha fazla Suriyeli mülteci kabul etmeyeceğini kamuoyuna açıklaması gerektiğini de sözlerine ekleyen Lindholz, partinin daha önceki taleplerini de yineledi.

Dış ilişkilerden sorumlu partili meslektaşı Jürgen Hardt ise “İşlerin nereye gittiğini görmek için henüz çok erken. Almanya’daki Suriyeli mültecilerin istikrar sağlandığında ülkelerine dönmelerini bekliyoruz,” dedi.

SPD’den seçim öncesi “popülist” söylem endişesi

Alman parlamentosunun dış ilişkiler komisyonuna başkanlık eden SPD milletvekili Michael Roth SPIEGEL’e verdiği demeçte, Suriye’ye barışın geri gelmesi halinde, “burada kendilerini hiçbir zaman evlerinde hissetmeyen insanların geri dönmelerini engelleyecek hiçbir şey olmadığını” söyledi.

Bununla birlikte Roth, Suriyelilerin çoğunun topluma ve iş piyasasına iyi entegre olduğunu da sözlerine ekledi.

Roth, “‘Şimdi herkes hemen geri dönmek zorunda’ gibi popülist bir tartışmaya karşı uyarıyorum,” dedi.

SPD’li siyasetçi, AfD ve BSW’nin yanı sıra bazı CDU/CSU’luların da “seçim kampanyası sırasında bunu talep etmesinden” korktuğunu ve bunun da kendisini “endişelendirdiğini” söyled. korkuyorum

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English