Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Zelenskiy, Modi’den Hindistan’da ‘barış zirvesi’ istedi

Yayınlanma

Görüşmeler hakkında bilgi sahibi kaynaklara göre Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya ile savaşın sona erdirilmesi için Hindistan’da bir zirve düzenlenmesini önerdi.

Bloomberg’de yer alan habere göre Zelenskiy bu fikri Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile geçen hafta Kiev’de yaptığı görüşmede gündeme getirdi.

Zelenskiy, kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerinden önce dünya liderleriyle ikinci bir zirve düzenlemek istiyor.

Bu, Rusya ile devam eden çatışmasında Küresel Güney ülkelerinden Ukrayna’ya destek toplamayı amaçlayan Haziran ayındaki bir önceki zirvenin devamı olacak. Bununla beraber Yeni Delhi, Moskova’nın barış girişiminden dışlanması konusunda isteksiz.

Modi, 23 Ağustos’ta Kiev’e yaptığı ziyaret sırasında Ukrayna’nın uluslararası alanda tanınan sınırları içerisindeki egemenliğini desteklediğinin sinyalini verdi.

Fakat, görüşmelerin özel niteliği nedeniyle isimlerinin açıklanmaması koşuluyla konuşan kişilere göre Modi henüz bir zirveye ev sahipliği yapma taahhüdünde bulunmadı.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı ise konuya ilişkin henüz açıklamada bulunmadı.

Rusya ordusunun Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk bölgesinde ilerlemesi ve Ukrayna’nın da bu ay Rusya’nın Kursk’a işgal başlatması diplomatik girişimlere aciliyet kazandırdı.

Diğer yandan Zelenskiy’in sözcüsü Sergey Nikiforov, Ukrayna’nın bir sonraki zirveye bir küresel Güney ülkesinde ev sahipliği yapmayı düşündüğünü söyledi ve Hindistan’ı da bu ülkeler arasında yer aldığını belirtti.

Zelenskiy, tüm Rus kuvvetlerinin Ukrayna topraklarından çekilmesini ve doğrudan görüşmelere başlamadan önce Rusya’nın tecrit edilmesini içeren 10 maddelik planı için PR çalışmalarına devam ediyor. Ancak küresel Güney ülkeleri, barış görüşmelerinin anlamlı bir çekişme kazanabilmesi için Rusya’yı da içermesi gerektiği konusunda ısrarcı.

Ukrayna, Rusya’yı barış sürecine dahil etme konusunda istekli olduğunu göstermiş olsa da Kremlin, Kiev’in önerisiyle ilgilenmediğini defalarca dile getirmişti.

Modi, Kiev’de Zelenskiy ile görüştü, arabuluculuk teklif etti

İsviçre zirvesi fiyasko oldu

15-16 Haziran tarihlerinde İsviçre’de düzenlenen ve 100’den fazla ülke ve kuruluşun katıldığı zirve, küresel desteği pekiştirme hedefine ulaşamadı. Çin zirveye katılmazken, Hindistan da Endonezya ve Güney Afrika delegasyonlarıyla birlikte nihai bildiriyi imzalamayı reddetti.

Nikiforov, Modi’nin ziyaretinde Zelenskiy’in Hindistan’dan zirvenin bildirisini onaylamasını istediğini söyledi ve ikinci bir zirveye ev sahipliği yapacak ülkenin ilk belgeyi imzalamış olması gerektiğini vurguladı.

Bildiri, desteği en üst düzeye çıkarmak amacıyla nükleer ve gıda güvenliği ile kaçırılan çocukların ve mahkumların iadesi gibi konulara odaklanacak şekilde düzenlenmişti.

Diplomatik görüşmelere aşina olan üst düzey Hintli yetkililere göre Yeni Delhi’nin Ukrayna’nın girişimine yönelik kuşkusu büyük ölçüde Rusya’nın dışlanmasından kaynaklanıyor.

Yetkililer, Modi hükümetinin çözüme ancak her iki taraf arasında diyalog yoluyla ulaşılabileceğine inandığını belirtti.

Ukrayna’nın 1991 yılında bağımsızlığını kazanmasından bu yana bir Hindistan başbakanı tarafından gerçekleştirilen ilk ziyaret olan Kiev ziyaretinde Modi, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne verdiği desteği yinelerken barışa giden tek yol olarak diplomatik çözümü savundu.

Batı, Rusya’nın eylemlerini kınarken Hindistan, kendisine uygun fiyatlı petrol ve silah tedarik eden Moskova ile siyasi ve ekonomik bağlarını sürdürdü. Modi’nin Kiev ziyareti, geçtiğimiz ay Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere Moskova’ya yaptığı ziyaretin ardından gerçekleşti.

Hindistan’ı ziyaret eden Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba’dan çağrı: Rusya ile ilişkilerinizi gözden geçirin

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English