Bizi Takip Edin

Diplomasi

Azerbaycan: Ermenistan ile barış anlaşması metni üzerinde ilerleme kaydettik

Yayınlanma

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in dış politika danışmanı Hikmet Hacıyev, Ermenistan tarafı ile barış anlaşması metni üzerinde ‘önemli ilerlemeler kaydettiklerini’ belirtti.

Alman Berliner Zeitung gazetesine mülakat veren Hacıyev, ülkesinin bölgede uzun zamandır beklenen barışı tesis etmek adına Erivan ile çeşitli platformlarda ‘iyi niyetle müzakere ettiğini’ söyledi.

Hacıyev, “Barış anlaşması imzalanması konusunda tarihi bir fırsat olduğuna gerçekten inanıyoruz ve bu fırsatı kaçırmamalıyız. Barış anlaşması metni üzerinde önemli ilerlemeler kaydedildi, ancak hala çözülmemiş bazı konular var,” diye konuştu.

Yetkili, Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan tarafından ilişkilerin normalleştirilmesi ve barışın tesis edilmesine ilişkin yapılan ortak açıklamanın ve diğer bir dizi adımın, iki ülkenin ‘arabulucular olmadan doğrudan ikili görüşmeler yapabileceklerini’ ortaya koyduğunu da sözlerine ekledi.

Ermenistan: Mevcut dinamikleri olumlu değerlendiriyoruz

Öte yandan Hacıyev’in açıklamasına ilişkin yorumda bulunan Ermenistan Güvenlik Konseyi Başkanı Armen Grigoryan, müzakere sürecinde ‘olumlu dinamiklerin olduğunu’ dile getirdi.

News.am portalının aktardığına göre Grigoryan, yaptığı açıklamada, özellikle de sınırların belirlenmesine ilişkin bir komisyon toplantısı yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını vurguladı.

Şimdi Azerbaycan’ın cevabını beklediklerini kaydeden Grigoryan, şunları söyledi: “Biz de dinamikleri olumlu olarak değerlendiriyoruz, sözlü müzakereler sırasında anlaşmaya vardığımız konular var, ancak barış anlaşması metninde gerileme gözlemledik. Barış anlaşmasının bir an önce sonuçlanmasını bekliyoruz. Müzakere masasında Ermenistan’ın önerdiği Ermenistan için güvenlik garantileri bulunuyor.”

7 Aralık’ta Azerbaycan ve Ermenistan liderleri ortak bir bildiri imzalayarak ilişkilerin normalleştirilmesi ve barışın tesis edilmesi amacıyla, başta mahkum takası ve barış anlaşması konusunda müzakerelerin sürdürülmesi olmak üzere, daha ileri adımlar atılacağını duyurmuştu.

Paşinyan: Rus askeri varlığının Ermenistan’a bir faydası yok

Diplomasi

AB ve Birleşik Krallık ‘Brexit’ kaosuna son veriyor

Yayınlanma

AB ve Birleşik Krallık bugün (19 Mayıs) Londra’da yapılacak zirve öncesinde gece boyu süren görüşmelerde “son anda bir ilerleme” kaydedilmesinin ardından, Brexit sonrası ilişkilerin yeniden düzenlenmesi konusunda tarihi bir anlaşmaya vardı.

Brüksel yetkililerine göre, Birleşik Krallık, AB gemilerine balıkçılık sularını 12 yıl daha açmayı kabul etti.

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, “resetleme” görüşmelerinde çok arzu edilen bir iktisadi kazanım olarak, İngiliz tarım ve balıkçılık ihracatının en büyük pazarına yönelik bürokratik engellerin büyük bir kısmını kaldıracak bir veterinerlik anlaşması sağladı.

FT’ye konuşan üç AB diplomatı, Brüksel’in tarım ve gıda anlaşmasının süresini balıkçılık anlaşmasına bağlama talebinden vazgeçtiğini doğrularken, İngiliz yetkililer iki konuyla ilgili anlaşmaya varıldığını teyit etti.

Taraflar, balıkçılık ve gıda ticareti dahil olmak üzere yenilenen ilişkilerinin temel ayrıntıları ve önerilen gençlik hareketliliği programı ile ilgili ifadeler üzerinde gece boyunca yoğun pazarlıklar yürüttü.

Starmer, tarafların Londra zirvesinde somut taahhütlerde bulunmak yerine önerilen program hakkında görüşmeye devam etmesi gerektiğini savundu. Bir İngiliz yetkili, “Dün gece geç saatlerde bir ilerleme kaydedildi,” dedi.

27 üye ülkenin büyükelçileri, AB kurumlarının liderleri resmi anlaşma için Londra’ya doğru yola çıkarken, pazartesi sabahı erken saatlerde bir araya gelerek paketi imzalamak için toplandı.

AB diplomatlarına göre, her iki taraf da gençlik mobilizasyon planı için “çalışmaya devam edilmesi” konusunda anlaştı ve ayrıntıların önümüzdeki aylarda müzakere edilmesine karar verdi.

Starmer, planın “serbest dolaşım” anlamına gelmediğini ve tek pazara ve gümrük birliğine geri dönmeyi reddeden müzakere kırmızı çizgilerini koruduğunu vurguladı.

Son dakika görüşmeleri, her iki tarafın yeni ilişkinin merkezinde yer alan güvenlik ve savunma ortaklığını imzalayacağı pazartesi sabahı Lancaster House’da yapılacak zirve öncesinde gerçekleşti.

Zirvede üç metnin imzalanması bekleniyor: bir savunma ve güvenlik ortaklığı, ABD Başkanı Donald Trump’ın izolasyon politikasını eleştiren “jeopolitik” bir bildiri ve gelecekteki ticaret müzakerelerinin kapsamını belirleyen bir deklarasyon.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

ABD, Avrupa’daki askerlerini çekme müzakerelerine yıl sonunda başlayacak

Yayınlanma

ABD’nin NATO Daimî Temsilcisi Matthew Whitaker, Washington’un Avrupa’daki askeri varlığının azaltılmasına yönelik müzakerelere bu yılın sonuna doğru başlamayı planladığını duyurdu. Olası bir çekilmenin NATO müttefikleriyle yakın koordinasyon içinde yapılacağını belirten Whitaker, ABD’nin NATO’dan ayrılmasının söz konusu olmadığını dile getirdi.

Washington, bu yılın sonuna doğru Avrupa’daki Amerikan askeri gücünün azaltılması konusunu Avrupalı müttefikleriyle istişare etmeye başlamayı planlıyor.

ABD’nin NATO Daimî Temsilcisi Matthew Whitaker, Estonya’da düzenlenen bir güvenlik konferansında yaptığı konuşmada bu konuya değindi.

Asker çekme olasılığı hakkındaki bir soruya yanıt veren Whitaker, henüz kesin bir karar alınmadığını belirtti.

Diplomat, “Hiçbir şey kesinleşmedi. Ancak karar alındığında, NATO çerçevesinde müzakerelere başlayacağız. Bu muhtemelen Lahey’de (haziran ayında yapılması planlanan NATO zirvesi) yapılacak zirveden sonra, yıl sonuna doğru gerçekleşecek. Tüm müttefiklerimiz görüşmelere hazır,” diye vurguladı.

Whitaker’a göre, Washington, savunma sisteminin zayıflamasını önlemek amacıyla asker sayısındaki herhangi bir değişikliği ittifak müttefikleriyle yakın koordinasyon içinde gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Büyükelçi, “ABD 30 yılı aşkın bir süredir Avrupa’daki askeri varlığını azaltmaya çalışıyor. Başkan Trump, ‘Yeter. Bu olacak ve hemen olacak. Düzenli bir şekilde ama gecikmeden,’ dedi,” ifadelerini kullandı.

Bununla birlikte, ABD’nin NATO’dan ayrılmasının değerlendirilmediğini de temin etti: “Amerika Birleşik Devletleri ittifakta kalacaktır. Güçlü bir ortak ve müttefik olmaya devam edeceğiz.”

Whitaker ayrıca, Avrupa Birliği’ni, AB dışındaki ülkelerin savunma şirketlerinin Avrupa savunma ihalelerine erişimini kısıtlama girişimlerine karşı uyardı.

Bu tür önlemlerin NATO içindeki operasyonel uyumluluğu zayıflatabileceği, Avrupa ordularının modernizasyonunu yavaşlatabileceği, maliyetleri artırabileceği ve savunma inovasyonuna darbe vurabileceği konusunda ikazda bulundu.

Daha önce, şubat ayında, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ittifak ortaklarına mevcut stratejik durumun Washington’un yalnızca Avrupa güvenliğine odaklanmasına izin vermediğini açıkça belirtmişti.

Hegseth, Amerikan birliklerinin Avrupa’daki varlığının “sonsuz olmayacağını” vurgulamıştı.

The Atlantic‘in mart ayında yazdığına göre, Hegseth ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance kapalı oturumlarda Avrupa ülkelerinden duydukları memnuniyetsizliği dile getirmiş, ABD Savunma Bakanı ise “Avrupa’nın bedavacılığına karşı tiksintisini” ifade etmişti.

İtalyan haber ajansı ANSA‘nın ocak ayında Avrupalı diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre, ABD’nin askeri gücünde büyük bir azaltma planları da gündemdeydi.

Bu bilgilere göre, Trump yönetimi yaklaşık 20 bin Amerikan askerinin geri çekilmesini değerlendiriyor, bu da askeri varlığın yaklaşık yüzde 20 oranında azaltılması anlamına geliyor.

Aynı zamanda Trump, kıtada kalacak birlikler için Avrupalı müttefiklerden mali desteğin artırılmasını sağlamayı amaçlıyor.

Bununla birlikte, ABD içinde büyük çaplı bir azaltma fikri anlaşmazlıklara neden oluyor.

ABD’nin Avrupa’daki silahlı kuvvetler komutanı General Christopher Cavoli, geçen ayın başlarında Kongre’de yaptığı açıklamada, Amerikan askeri gücünün mevcut sayısının korunmasını sürekli olarak tavsiye ettiğini belirtti.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün (IISS) tahminlerine göre, şu anda Avrupa’da 70 ila 90 bin arasında Amerikan askeri bulunuyor.

En büyük birlik, 38 binden fazla askerle Almanya’da konuşlu. Polonya’da 14 binden fazla, İtalya’da 12 bin ve Birleşik Krallık’ta yaklaşık 10 bin Amerikan askeri görev yapıyor.

Nisan ayında Alman Ekonomi Enstitüsü tarafından yayımlanan araştırmaya göre, Avrupa’nın kilit bölgelerdeki Amerikan savunma kapasitesinin yerini alması 10 ila 12 yıl sürebilir.

Raporun yazarları, mevcut koruma seviyesinin tamamen telafi edilmesinin ABD ile yakın işbirliğinin devam etmesi olmaksızın mümkün olmadığını vurguluyor.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Batı basını, İstanbul müzakerelerine nasıl tepki verdi?

Yayınlanma

İstanbul’da, Rusya ve Ukrayna heyetleri arasında üç yıl aradan sonra dün ilk doğrudan müzakereler gerçekleştirildi. Yaklaşık iki saat süren görüşme, 2022 yılındaki müzakerelerin de yapıldığı Dolmabahçe Sarayı’nda basına kapalı olarak yapıldı.

Rus heyetine Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Vladimir Medinskiy, Ukrayna heyetine ise Savunma Bakanı Rüstem Umerov başkanlık etti. Müzakerelerde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da yer aldı.

Görüşmenin ardından Vladimir Medinskiy, Rus tarafının toplantının sonuçlarından memnun olduğunu belirtti. Tarafların ateşkes önerilerini masaya yatırdığı ve “1000’e 1000” esasına dayalı büyük çaplı bir esir takası konusunda ön anlaşmaya vardığı bildirildi. Medinskiy, Moskova’nın, Kiev’in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Vladimir Zelenskiy arasında olası bir görüşme yapılması yönündeki girişimini dikkate aldığını kaydetti.

Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov ise, esir takası anlaşmasını teyit etti. Uygulamanın detayları ve takviminin ek olarak görüşülmesi bekleniyor.

Bakan Hakan Fidan da müzakereler neticesinde heyetler arasında yeni bir toplantı yapılması hususunda mutabakata varıldığını bildirdi.

Müzakereler, Batı basını tarafından ilgiyle takip edildi:

Associated Press

Associated Press ajansı, “Rusya ve Ukrayna arasında 2022’den bu yana yapılan ilk doğrudan barış görüşmeleri iki saatten az sürdü ve her iki taraf da büyük bir esir takası üzerinde anlaşsa da, çatışmaların durdurulmasına yönelik kilit koşullar konusunda açıkça anlaşamadılar. İki taraf da Dolmabahçe Sarayı’nda U şeklindeki bir masada karşı karşıya oturdu ancak savaşın sona ermesi için kendi koşulları konusunda birbirlerinden uzak kaldılar. Hem Moskova’ya hem de Kiev’e çatışmayı sona erdirmeleri için baskı yapan [Donald] Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ‘ayarlayabilecekleri zamanda’ bir görüşme yapacağını söyledi,” ifadelerini kullandı.

CNN

CNN International, “Her ülkeden heyetlerin aynı odada bulunması bile önemli bir gelişmeydi,” yorumunu yaptı. CNN‘e konuşan ve görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan bir kaynak, “Rusya, yüz yüze görüşmeler sırasında Ukrayna’nın hâlen Kiev’in kontrolünde olan toprakları terk etmesini talep etti. Ukrayna bu pozisyonu uzun zamandır reddediyor. İngiltere, Fransa, Almanya ve Polonya liderleri, Rusya’nın müzakerelerdeki taleplerini ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi,” dedi.

The Guardian

Öte yandan The Guardian gazetesi, “Ukrayna, ‘bir sonraki adım’ olarak Zelenskiy ve Putin arasında bir görüşme yapılması çağrısında bulunuyor,” diye yazdı. Haberde, Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov’un, ülkesinin üçüncü hedefinin “üst düzey müzakereler” yapmak olduğunu söylediği belirtildi.

Reuters

Reuters ajansının haberinde, “Ukrayna, Kiev ve Moskova’nın üç yıldan uzun bir süredir yapılan ilk doğrudan görüşmelerde ateşkes konusunda anlaşamamalarının ardından cuma günü Batılı müttefiklerinden destek aldı. Rusya görüşmeden memnuniyet duyduğunu ifade etti ve temasları sürdürmeye hazır olduğunu belirtti. Her iki ülke de, bu türden en büyük takas olacak şekilde, 1000 savaş esirinin takası konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak Moskova’nın, Trump’ın 30 günlük ateşkes önerisini kabul etmemesi durumunda Batı’nın daha sert yaptırımlar uygulamasını isteyen Kiev, derhal müttefiklerini daha kararlı adımlar atmaya çağırdı,” denildi.

Le Figaro

Paris Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü’nde araştırmacı ve Rusya uzmanı Arno Dubien, Le Figaro gazetesine verdiği demeçte, “Vladimir Putin’in Ukraynalı mevkidaşıyla görüşmek üzere İstanbul’da olacağı ne Moskova’da ne de dahası, sanırım, Vladimir Zelenskiy ve Avrupalı destekçileri tarafından hiçbir zaman ciddiye alınmadı,” değerlendirmesini yaptı.

New York Times

The New York Times (NYT) gazetesi ise “1 saat 40 dakika süren görüşmelerin ardından Ukrayna ve Rusya heyetlerinin liderleri brifinglerde yakın zamanda 1000’er esirin takası konusunda anlaştıklarını doğruladılar. Türkiye’nin arabuluculuğundaki kısa görüşmeler, esas olarak Ukrayna’nın herhangi bir ciddi barış görüşmesi başlamadan önce ateşkes talebine odaklandı,” diye bildirdi.

Gazete, ayrı bir makalesinde, İstanbul’da Ukrayna’daki çözüm arayışına ilişkin yapılan son görüşmelerin Rusya liderliği açısından taktiksel bir zafer anlamı taşıdığını yazdı. Gazete, Moskova’nın, Ukrayna ve pek çok Batılı ülkenin ısrarla talep ettiği temel ön koşul olan ateşkes sağlanmadan Kiev ile doğrudan diyaloğa geçmeyi başardığını belirtti. NYT, görüşmelerde ne çatışmaların sona erdirilmesi ne de iki ülke liderinin bir araya gelmesi konusunda bir uzlaşmaya varıldığını vurguladı. Haberde aktarılan kaynaklara göre, bu şartlar tarafların tutumlarını çıkmaza sürüklerken, Moskova’nın gerçek bir uzlaşmaya hazır olup olmadığına dair soru işaretleri yaratıyor.

The Telegraph

The Telegraph gazetesine göre, “Rusya, ateşkes karşılığında Kiev’den Kremlin’in ele geçirdiği dört Ukrayna bölgesinden askerlerini çekmesini talep etti.” Ukraynalı diplomatik bir kaynak ise bu önerilerin “gerçeklikten kopuk olduğunu ve daha önce tartışılan her şeyin çok ötesine geçtiğini” kaydetti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English