Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Barış Gücü’ne saldırılar kasıtlı: Arjantin, UNIFIL personelini geri çekti

Yayınlanma

İsrail’in Lübnan sınırındaki BM Barış Gücü’ne yönelik saldırıları sürerken Arjantin’in UNIFIL’den personelini çektiği duyuruldu. BM’ye göre Barış Gücü’ne yönelik saldırılar kasıtlı ancak İsrail’e herhangi bir yaptırım gündeme gelmiyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Barış Operasyonlarından Sorumlu Yardımcısı Jean-Pierre Lacroix, BM Lübnan Geçici Barış Gücü’ne (UNIFIL) yönelik saldırıların sürdüğünü ve bunlardan bazılarının “açık şekilde kasıtlı” olduğunu söyledi.

İsrail’e BM askerini vurmak bile serbest

Lacroix, bölgeye yaptığı gezinin ardından BM’nin New York merkezinde basın toplantısı düzenledi. Lübnan’ın güneyinde devam eden çatışmalardan endişe duymaya devam ettiklerini anlatan Lacroix, UNIFIL pozisyonu alanına düşen bir bomba nedeniyle 4 BM görevlisinin yaralandığını belirtti. Lacroix, buna ek olarak ayrıca göreve çıkan UNIFIL devriyesine ateş açıldığını ve BM tesisindeki bakım atölyesine 5 roketin isabet ettiği bilgisini paylaşarak, saldırılarda büyük zarar olmasına rağmen can kaybı yaşanmadığını söyledi.

Saldırıları kimin gerçekleştirdiği konusunda yorum yapmayan Lacroix, “Tüm taraflara BM personelinin ve tesislerinin güvenliğini sağlama ve koruma yükümlülüklerini hatırlatıyoruz” dedi.

Lacroix, UNIFIL’e yönelik saldırıların “kasıtlı” olup olmadığı konusunda da “Bütün vakalar hakkında konuşmak zor ancak bazı saldırıların açık şekilde kasıtlı olarak yapıldığı, hatta kasıtlılıktan daha fazlasını ima eden unsurlara dair elimizde bazı videolar var” diye konuştu.

UNIFIL’e saldırılarda “yarı kasıtlılık” olarak nitelediği başka bir kategori daha bulunduğuna dikkati çeken Lacroix, “Eğer askeri faaliyetler BM pozisyonlarının yakınında yürütülüyorsa, bu BM barış güçlerini tehlikeye ve riske atıyor. Taraflar Barış Gücü’nü koruma sorumluluğuna sahip olmalıdır” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu UNIFIL’e doğrudan ateş açtı

Lacroix, bir soru üzerine, İsrail’in Lübnan’ın güneyinde beyaz fosfor bombası kullandığına inandığını, ancak bu konuda BM soruşturmasının devam ettiğine işaret ederek taraflara sivil nüfusun korunması için uluslararası hukuka uyulması çağrısını tekrarladı.

Öte yandan Lacroix, Arjantin’in UNIFIL’den çekildiğini de duyurdu.

UNIFIL Sözcüsü Andrea Tenenti de basın toplantısında, Arjantin’in “personelinden geri dönmelerini istediğini” doğrulayarak UNIFIL’den ayrılma nedenleri hakkında yorum yapmadı.

BM’nin sitesinde yer alan verilere göre, Arjantin’in Lübnan’da toplam 3 personeli bulunuyor.

İsrail’den BM üssüne beyaz fosfor saldırısı

Hem BM yetkilileri hem UNIFIL’den yapılan İsrail’in saldırılarının kasıtlı olduğu yönündeki açıklamalar ve raporlara rağmen İsrail’e herhangi bir yaptırım uygulanması gündeme bile getirilmiyor.

Ortadoğu

Colani Bağdat’taki Arap Birliği zirvesine katılmayacak

Yayınlanma

Suriye Cumhurbaşkanı Ebu Muhammed el-Colani (Ahmed Şara), bu hafta Irak’ta düzenlenecek Arap Birliği zirvesine katılmayacak ve ülkenin heyetine dışişleri bakanı başkanlık edecek.

Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan kısa açıklamada, Colani’nin Arap Birliği zirvesine katılmama nedeni belirtilmedi, fakat Irak hükümetinin geçen ay yaptığı davet Irak’ta keskin siyasi bölünmelere yol açmıştı.

Arap Birliği zirvesi, cumartesi günü Bağdat’ta düzenlenecek.

Colani ve Suriye’deki geçici hükümeti, El Kaide ile eski bağları hakkındaki şüpheleri gidermek ve Washington’u, savaşın yıktığı ülkeye uyguladığı ağır iktisadi yaptırımları kaldırmaya ikna etmek amacıyla Orta Doğu’daki ülkelerle ilişkiler kurmak için çaba sarf ediyor.

El Kaide dönemindeki takma adı “Ebu Muhammed el-Colani” olan Şara, 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgalin ardından Irak’ta ABD güçlerine karşı savaşan El Kaide militanlarına katıldı ve halen Irak’ta terör suçlamasıyla aranıyor.

Colani’nin bir zamanlar bağlı bulunduğu El Kaide ve Irak İslam Devleti, Irak’taki kanlı iç savaş döneminde özellikle Şii sivillere karşı birçok saldırı düzenlemişti.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Trump Riyad’da Prens Selman’ın kahvesini içmedi

Yayınlanma

Trump Riyad’da Prens Selman’ın ikram ettiği kahveyi içmedi ancak ülkenin ABD’ye neredeyse bir yıllık GSYH’sına eşdeğer yatırım yapmasını talep ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump iş dünyasının devleriyle birlikte milyar dolarlık yatırımlar için Riyad’a çıkarma yaptı. Ziyaretin gölgesinde ise bölgesel krizler ve tartışmalı hediyeler vardı.

ABD Başkanı Donald Trump, 13 Mayıs’ta başladığı dört günlük Körfez turunun ilk durağı olarak Suudi Arabistan’a ulaştı. Başkent Riyad’da Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman tarafından Kraliyet Divanı’nda karşılanan Trump’a, geleneksel Suudi kahvesi ikram edildi ancak içmediği gözlendi.

Trump’a, aralarında Hazine Bakanı Scott Bessent ve OpenAI, SpaceX, BlackRock, Amazon, Palantir gibi ABD’nin önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu kalabalık bir heyet eşlik etti. Ziyaretin temel odağı Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu oldu.

Yatırım pazarlığı: Hedef trilyon dolar

Forumda konuşan Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih, gelecek dört yıl içinde ABD’ye 600 milyar dolarlık yatırım yapacaklarını duyurdu. Trump yönetimi ise bu rakamı 1 trilyon dolara çıkarma arayışında. Bu hedef, Suudi Arabistan’ın bir yıllık GSYH’sine denk geliyor.

Trump’ın Körfez turu başlıyor: ‘Suriye’de Erdoğan ile çalışıyoruz’

BlackRock CEO’su Larry Fink, “Suudi Arabistan artık sadece petrol değil, fikir de ihraç eden bir ülke” dedi. ABD Hazine Bakanı Bessent ise, “Trump’ın Çin’e bağımlılığı azaltma hedefi doğrultusunda Körfez ile daha güçlü ekonomik bağlar kuracağız” diye konuştu.

Silah masada, ticaret merkezde

Trump’ın ziyaretinde yalnızca yatırım değil, savunma da gündemde. ABD ile Suudi Arabistan arasında yaklaşık 100 milyar dolarlık bir silah anlaşması üzerinde görüşmeler yürütülüyor. Paket, yüksek teknoloji savunma sistemlerini içeriyor.

Washington yönetimi ayrıca, “Vizyon 2030” çerçevesinde hayata geçirilen NEOM mega şehir projesi gibi altyapı projelerinde ABD’li şirketlerin aktif rol almasını istiyor. Ziyaret, Trump’ın iş dünyasıyla kurduğu yakın bağları dış politikaya entegre ettiği yeni bir örnek olarak değerlendiriliyor.

Bölgesel krizler gündemde ama arka planda

Resmî gündemde ise İran’la nükleer müzakereler, Yemen’deki Husi ateşkesi, Gazze’deki savaş ve Arap-İsrail normalleşme süreci gibi başlıklar yer alıyor. Ancak bu meselelerin ekonomik iş birliklerinin gölgesinde kaldığı görülüyor.

Trump, İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki İbrahim Anlaşmalarını genişletmek istese de Suudi Arabistan, Gazze’de ateşkes sağlanması ve Filistin devletine yönelik adımlar atılması şartlarında ısrarcı.

Trump’a kraliyet jesti, etik tartışma

Trump, Suudi Arabistan’dan sonra Katar ve Birleşik Arap Emirliklerini ziyaret edecek. Katar’da ise tartışmalı bir hediye gündemde: Katar Emiri tarafından Trump’a hediye edilen lüks bir Boeing 747-8 tipi uçak.

Trump, Katar’dan Boeing 747 hediyesi aldığını söyledi

Trump, uçağı gelecekteki başkanlık kütüphanesi için kullanmayı düşündüğünü açıklasa da, bu durum etik kaygılara yol açtı. Ziyaret, Trump’ın dış politikayı kişisel iş bağlantılarıyla nasıl iç içe geçirdiğine dair yeni soru işaretleri doğurdu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Bibi’den koalisyonuna Gazze’de ateşkes için ‘Hamas’ güvencesi

Yayınlanma

İsrail Başbakanı Netanyahu, Gazze’de ateşkes için ABD’nin talebiyle Doha’ya müzakere heyeti gönderilmesine onay verdi. Ancak Hamas’ın silahsızlandırılmadan kalıcı ateşkesin mümkün olmadığını vurguladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile görüşmesi ve Başkan Donald Trump’la yaptığı telefon konuşmasının ardından, rehine müzakerelerini canlandırmak üzere Doha’ya bir müzakere heyeti gönderilmesine onay verdi.

Bu karar, Hamas’ın, Amerikan-İsrailli rehine Edan Alexander’ı 584 gün sonra serbest bırakmasının ardından geldi. Washington, bu adımı Trump’a yönelik bir iyi niyet göstergesi olarak yorumladı.

ABD Başkanı Trump, Alexander’ın serbest bırakılmasını “bu acımasız savaşı sona erdirme yönünde iyi niyetli bir adım” olarak değerlendirdi. ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee ise bunun “savaşın sonunun başlangıcı” olabileceğini ifade etti.

Netanyahu’dan “geçici ateşkes” mesajı

Times of Israel’in haberine göre Netanyahu, koalisyon ortaklarına yaptığı açıklamada ise yalnızca sınırlı bir rehine takasına karşılık kısa süreli bir ateşkesi değerlendirmeye açık olduklarını belirtti. Bu görüşmelerin, kamuoyuna “Witkoff Planı” olarak yansıyan çerçevede yürütüleceği kaydedildi.

Gazze’de ateşkes trafiği: Trump’ın ziyareti öncesi pazarlık hızlandı

İsrail Başbakanı, Hamas silahsızlanmadığı ve Gazze üzerindeki yönetimini bırakmadığı sürece savaşın sona ermeyeceğini yineledi. Netanyahu, kalıcı bir “Gazze’de ateşkes” için bu şartların vazgeçilmez olduğunu vurguladı.

Hamas cephesi ise uzun vadeli bir ateşkese ve yönetimi devretmeye sıcak bakabileceğini belirtiyor; ancak silahsızlanmayı reddediyor. Ayrıca, İsrail’in savaşı yeniden başlatmaması için BM Güvenlik Konseyi kararı gibi uluslararası garantiler talep ediyor.

İnsani yardım krizi büyüyor

İsrail’in 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye insani yardım girişini engellemesi, bölgede kıtlık tehlikesini artırıyor. İsrail ordusu bile Gazze’nin açlık sınırında olduğunu kabul ediyor.

Yeni oluşturulması planlanan yardım sistemi kapsamında, Gazze’nin güneyindeki Rafah çevresinde 2 milyon kişinin toplanması ve yardımların burada dağıtılması hedefleniyor. Ancak Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşmiş Milletler ve birçok uluslararası kuruluş bu plana insani krizleri çözemeyeceği gerekçesiyle destek vermiyor.

Savaş sonrası Gazze için plan hâlâ belirsiz

Netanyahu, Gazze’de askeri hedeflere ulaşılmadan savaşın sonlandırılmayacağını ve gerekirse bölgenin “işgal edileceğini” belirtti. Savaşta yaralanan askerlerle bir araya geldiği toplantıda, “Önümüzdeki günlerde Gazze’de daha önce hiç görülmemiş şeyler olacak” sözleriyle büyük bir kara operasyonunun sinyalini verdi.

Netanyahu’nun asıl hedefi

Ancak Netanyahu’nun savaş sonrası Gazze’yi kimin yöneteceğine dair net bir plan sunmaması hem İsrail kamuoyunda hem Meclis’te eleştiriliyor. ABD ve Arap ülkeleri, Hamas sonrasında yenilenmiş bir Filistin Yönetimi’nin devreye alınmasını öneriyor. Netanyahu ise bu öneriye sıcak bakmadığı için birçok Arap ülkesi yeniden yapılanma sürecine katılmıyor.

Yeni müzakere turu başlıyor

Tüm bu gelişmelerin ortasında, İsrail heyeti bugün Doha’ya giderek ABD, Katar ve Mısır arabuluculuğunda Hamas’la dolaylı müzakerelere başlayacak. Netanyahu ise heyetin yalnızca geçici ateşkes ve sınırlı rehine takası dışındaki hiçbir konuda yetkili olmadığını net biçimde ifade etti.

Öte yandan ABD Başkanı Trump da bugün Ortadoğu turuna başladı. Suudi Arabistan, Katar ve BAE’yi kapsayan ziyaretin ağırlıklı olarak ekonomi odaklı olması bekleniyor. Ancak Gazze’de ateşkes ve esir takasının da görüşmelerde gündeme gelmesi bekleniyor.

İsrail’in müzakere tehdidi: Gazze işgali genişleyecek

İsrail, Trump’ın Ortadoğu turunun sona ereceği cuma gününe kadar Hamas’tan bir anlaşma çıkmaması halinde, büyük bir kara operasyonu başlatacağını duyurdu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English