Bizi Takip Edin

Amerika

Meksika lideri Sheinbaum’dan Trump’a “gümrük” mektubu

Yayınlanma

Meksika Başkanı Claudia Sheinbaum, ülkesinin ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın gümrük vergisi tehdidine kendi vergileriyle karşılık verebileceğini öne sürerek iktisadi sonuçların “korkunç” olacağı uyarısında bulundu.

Salı günü, Meksika ve Kanada’dan gelen tüm mallara %25 gümrük vergisi koyma sözü vermesinin ardından ABD’nin seçilmiş başkanına gönderdiği mektubu okuyan Sheinbaum, “göçmen ve yasadışı uyuşturucu akışını” engellemek için işbirliğinin daha iyi bir yol olacağını söyledi.

Sheinbaum Mexico City’de düzenlediği günlük basın toplantısında, “Bir gümrük vergisini bir diğeri takip edecek ve bu durum ortak şirketleri riske atana kadar devam edece. Meksika’dan ABD’ye başlıca ihracatçılar General Motors, Stellantis ve 80 yıl önce gelen Ford Motor Company’dir. Neden onları riske atacak bir gümrük vergisi koyalım?” diye sordu.

Sheinbaum, Washington ve Pekin arasında taraf tutmaktan büyük ölçüde kaçınırken, Trump’a zorlanırsa Meksika’nın en büyük ticaret ortağı olan ABD’yi seçeceği sinyalini verdi.

Sheinbaum’un mektubu da benzer bir sinyal içeriyor ve Trump’ın gümrük vergisi tehdidinde bahsettiği göç ve fentanil konusunda ortak görüşmeler yapılması çağrısında bulunuyor.

Fentanil kaynağı olarak Asya’ya işaret etti

Sheinbaum ayrıca ABD’ye giren fentanilin asıl kaynağı olarak kendi ülkesinden ziyade Asya ülkelerini işaret etti ve kendi ekibiyle Trump’ın ekibinin yakında bir araya gelmesini umduğunu söyledi.

Meksikalı lider Meksika’nın geçtiğimiz yıl uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı şiddet olayları nedeniyle 15.000’den fazla kişiyi gözaltına aldığını ve ülkenin fentanil üretimi ve dağıtımını “ağır” bir suç haline getirecek bir anayasa reformunu kabul etme sürecinde olduğunu belirtti.

Meksika pesosu günün erken saatlerinde iki yıldan uzun bir sürenin en zayıf seviyesine geriledi. Toplamda peso salı günü %1,7 düşerek dolar başına 20,65’ten kapandı.

Meksika’nın otomotiv sektörü, ABD’li tüketicilere elektronik, plastik ve diğer mamul mallar ihraç eden fabrikalarla birlikte, Washington’daki yeni yönetimle bir çatışmaya özellikle maruz kalıyor.

Latin Amerika ülkesi, Çin’in ithalat payının son yıllarda azalmasıyla ABD’nin en büyük ticaret ortağı haline geldi ve Meksika hükümeti komşu ülkeler arasındaki toplam ticaretin yıllık 800 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor.

Sheinbaum, “ABD’deki göç olgusu ya da uyuşturucu tüketimi tehditler ya da gümrük vergileri yoluyla çözüme kavuşturulamaz. Bu büyük zorluklarla başa çıkmak için işbirliği ve karşılıklı anlayış gereklidir,” diye ekledi.

Kampanyası sırasında Trump, ABD-Meksika-Kanada Ticaret Anlaşması’nın (USMCA) 2026’da yapılması planlanan gözden geçirmesini tamamen yeniden müzakereye dönüştürme tehdidinde bulunmuştu.

“Göçle mücadele”de işbirliği vurgusu

Trump’a gönderilen mektupta ayrıca Meksika’nın iki ülkenin ortak sınırındaki göç politikası konusunda ABD ile nasıl işbirliği yaptığı da vurgulandı.

ABD ile uyumlu hareket eden Meksika, geçiş yollarını kapattı ve sınır yakınlarında toplanan göçmenleri, ABD hükümetinin bir uygulaması aracılığıyla yasal giriş için randevu almalarını beklemek üzere ülkenin güneyine gönderdi.

Sheinbaum Trump’a yazdığı mektupta, CBP One olarak bilinen bu uygulamanın kullanılmasının Kasım 2024’e kadar sınırdaki karşılaşmaları %75 oranında azalttığını söyledi.

Meksika lideri, “Bu yüzden artık sınıra doğru ilerleyen göçmen karavanları yok. O zaman bile, ülkenizin ihtiyaç duyduğu işgücü hareketliliği için ortaklaşa bir model bulmamız gerektiği açıktır, fakat bu model ailelerin ihtiyaç nedeniyle menşe ülkelerini terk etmelerine yol açan nedenlere yönelmektedir,” dedi.

Sheinbaum, ABD’nin göçün temel nedenlerine eğilmek için askeri bütçesinin bir kısmını barışın inşası ve kalkınmaya yatırması gerektiğini yineledi. Bu, selefi eski başkan Andres Manuel Lopez Obrador’u yansıtan ve kendisinin de seçim kampanyası sırasında sık sık tekrarladığı bir argüman.

Sheinbaum, Kanada’yı kendi tarafına çekmeye çalışıyor

Başkan, Ekonomi Bakanı Marcelo Ebrard’ın çarşamba günü (bugün) gümrük vergilerinin ABD şirketleri üzerindeki olumsuz etkilerini daha derinlemesine inceleyecek bir rapor sunacağını da sözlerine ekledi.

Sheinbaum ayrıca Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ya Meksika’nın üç ülkenin ticari ilişkilerinin gücünü nasıl desteklediğini anlatan bir mektup daha göndermeyi planladığını ve Lopez Obrador’un 2018’de Kanada’nın anlaşmada kalmasını savunduğunu kaydetti.

Amerika

İran’a saldırı ile birlikte MAGA büyük ölçüde hizaya girdi

Yayınlanma

Donald Trump’ın cumartesi gecesi İran’ı bombaladığını duyurması, askeri harekata şüpheyle yaklaşan MAGA Cumhuriyetçilerinin Başkan’ın arkasında dizilmesine yol açtı.

İran’a yönelik saldırı olasılığı, “Amerika’yı Yeniden Büyük Yap” (MAGA) koalisyonu içinde günlerce süren iç çekişmelere yol açmıştı fakat Başkan, ABD’nin İran’ı bombaladığını duyurduktan sonra, birçok Cumhuriyetçi eleştirmen saldırıları “sınırlı bir eylem” olarak alkışladı.

İran’a saldırı olasılığı, ABD’nin rejim değişikliğine yardım etmesi için baskı yapan Cumhuriyetçiler ile tam ölçekli bir savaşın Trump’ın “Önce Amerika” yaklaşımına ihanet edeceği uyarısında bulunan izolasyonist sesler arasında tartışma başlatmıştı.

‘Mükemmel bir cerrahi saldırı’

Örneğin Muhafazakâr aktivist ve Cumhuriyetçi savaş şahinlerini sık sık eleştiren Charlie Kirk X’te yaptığı açıklamada, İran’ın Trump’a “başka seçenek bırakmadığını” öne sürdü ve “On yıldır İran’ın asla nükleer silaha sahip olmayacağı konusunda kararlıydı. İran, bomba peşinde diplomasiyi terk etmeye karar verdi. Bu, mükemmel bir şekilde gerçekleştirilmiş cerrahi bir saldırıdır. Başkan Trump, ihtiyatlı ve kararlı bir şekilde hareket etti,” dedi.

Trump’ın bir dönem başsavcı adayı olan ve Orta Doğu’daki çatışmanın ABD için uzun süreli bir savaşa dönüşeceği konusunda uyarıda bulunan eski Florida milletvekili Matt Gaetz, X’te yaptığı açıklamada, Başkanın saldırısının “mutlaka daha büyük bir çatışmanın habercisi” olmadığını ileri sürdü ve bombardımanı, Trump’ın ilk döneminde Kasım Süleymani’ye düzenlediği suikaste benzetti.

Ne var ki bazı Cumhuriyetçiler, Fordo nükleer tesisinin bombalanmasının tehditleri sona erdireceğinden şüphe ediyor. Bu isimlerin arasında Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi üyesi Senatör Tim Sheehy de vardı.

Fakat saldırılardan sonra Sheehy, cumartesi günkü askeri harekatı “doğru karar” olarak nitelendirdi.

Senatör, “Karşı çıkanlara şunu söylemek istiyorum: Bu bir savaşın başlangıcı değil, sonu. İran 46 yıldır Amerika ile savaş halinde. İran halkı ayaklanmalı ve bu katil rejime son vermelidir,” dedi.

Senatonun en “şahin” Cumhuriyetçilerinden Lindsey Graham de bombardımanın “doğru karar” olduğunu ve “rejimin bunu hak ettiğini” söyledi.

Bazı şahin Cumhuriyetçiler, saldırılardan önce Trump’ın, İran’ın Orta Doğu’daki Amerikan üslerine ve müttefiklerine karşı olası misillemelerine rağmen, İran’ın nükleer programını geri püskürtmek için “tarihi bir fırsatı” olduğunu savunuyordu.

Örneğin Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Tom Cotton, “İran, 46 yıldır Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı bir terör savaşı yürütüyor. İran’ın nükleer silaha sahip olmasına asla izin veremeyiz. Cesur askerlerimize Tanrı yardımcımız olsun. Başkan Trump doğru kararı verdi ve Ayetullahlar, Amerikalılara saldırmamaları yönündeki uyarısını hatırlamalıdır,” dedi.

‘MAGA’ iç savaşında yeni cephe: İran

Bannon, Trump ile yemekteyken saldırı kararı çoktan verilmişti

Yine de saldırı, bazı “MAGA izolasyoncularını” rahatsız etti. ABD’nin askeri müdahalesine karşı temkinli olan MAGA ideolğu Steve Bannon, Başkanın açıklamayı yaptığı sırada kendi programında canlı yayın yapıyordu.

Bannon, Trump’ın cumartesi akşamı yaptığı konuşmada “MAGA’ya seslenerek” İran’a saldırmayı neden tercih ettiğini açıklaması gerektiğini savundu.

ABC‘de yer alan habere göre, perşembe günü (19 Haziran) Trump ve  Bannon öğle yemeği için masaya oturduklarında, başkan ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine nasıl saldırılacağına dair bir planı çoktan onaylamıştı.

Öğle yemeğinden önce başkanla telefonda görüşen Bannon, kendisine yakın birkaç kişiye göre, tüm bunların kötü bir fikir olduğunu düşünüyordu.

Kaynaklara göre, Trump ile önceden planlanmış öğle yemeği için Beyaz Saray’a geldiğinde, belirli konuşma konuları hazırlamıştı: “İsrail istihbaratına güvenilemez” ve “sığınak delici bomba planlandığı gibi çalışmayabilir.”

Bannon ayrıca İran’ın misilleme yapması halinde, Orta Doğu’daki ABD askerleri, özellikle Irak’taki 2.500 askerin maruz kalacağı kesin riskin de net olmadığını savunuyordu.

Bannon, Fox News’e savaş açtı

Bannon, İran’ın bombalanmasına karşı tutumunu Fox News‘e karşı şiddetli bir meydan okumaya dönüştürdü. Bannon, cuma günkü programına savaş yanlısı seslerin bir montajıyla başladı ve izleyicilerine “kafalarının patlayacağını” vaat etti.

Bannon ve konukları, Fox News‘i defalarca “propaganda” yapmakla suçladı. Bannon, pazar günü Semafor‘a verdiği demeçte, “Sağcılar şu anda hoş olmayan bir gerçekle, büyük bir maskenin düşmesiyle karşı karşıya: Murdochlar Amerika’nın çıkarlarını ön planda tutmuyor,” dedi.

Fox’un yabancı bir güçle olan ilişkisi hakkında kapsamlı bir FARA (Yabancı Acentalar Soruşturma Yasası) soruşturması yapılması gerektiğini savunan Bannon, “izleyicileri yaşlılar, 70 yaş ve üstü insanlar” olduğunu ve Fox’un “aktivist bir tabanı olmadığı için etkisi olmadığını” da sözlerine ekledi.

Cumhuriyetçi Kongre üyelerinden ‘anayasa’ uyarıları

Temsilci Thomas Massie ise Başkanın paylaşımının ardından X’te, “Bu anayasaya aykırı,” dedi. Kentucky temsilcisi, Trump ile çatışmış ve ABD’nin İran’a müdahalesini en yüksek sesle eleştiren Cumhuriyetçilerden biri.

Bu hafta Massie, birkaç Temsilciler Meclisi Demokratı ile birlikte, ABD’nin çatışmaya müdahalesini engellemek için bir Temsilciler Meclisi kararı sunmuştu.

Muhafazakâr Kongre üyesi Warren Davidson da, “Başkan Trump’ın kararı haklı çıkabilir, ama Anayasaya uygun bir gerekçe bulmak zor. Bu akşamki açıklamalarını sabırsızlıkla bekliyorum,” diye tweet attı.

Cumhuriyetçi Senatör Tim Kaine de Kongrenin onayı olmadan İran’a karşı harekete geçilmesini engellemek için kendi karar tasarısını oylamaya sunmayı planladı ve bunu bu hafta içinde gerçekleştirebilir.

Kaine, “Amerikan halkı, ABD’nin İran’a savaş açmasına ezici bir çoğunlukla karşıdır. İsrail Dışişleri Bakanı dün, İsrail’in bombardımanının İran’ın nükleer programını ‘en az 2 veya 3 yıl’ geriye attığını itiraf etti. Peki Trump’ı bugün bu kadar aceleci bir şekilde bombalamaya karar vermeye iten ne oldu? Korkunç bir karar,” dedi.

ABD’deki İran tartışması büyüyor

Sanders’tan ‘oligarşiye karşı mücadele’ kampanyası

Kendi İran yasasını zorlayan bağımsız Vermont Senatörü Bernie Sanders da Oklahoma’nın Tulsa kentinde düzenlediği “Oligarşiye Karşı Mücadele” turunda Trump’ın saldırısını sert bir şekilde eleştirdi.

Sanders, İran’a saldırmak için başkanın yasal yetkisini tutkuyla sorgularken, kalabalık yumruklarını havaya kaldırarak “Artık savaş yok” sloganları attı.

Sanders, “Az önce duyduğum bu haber sadece endişe verici değil, aynı zamanda anayasaya da aykırı. Hepiniz biliyorsunuz ki, bu ülkeyi savaşa sokabilecek tek kurum ABD Kongresidir. Başkanın bu hakkı yoktur,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

Amerika

Piyasalar İran’ı beklerken petrol fiyatları yükseldi

Yayınlanma

Petrol fiyatları, enerji piyasalarının ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik askeri saldırısını ve İran’ın cevabını beklerken pazar akşamı Başkan Donald Trump’ın göreve dönmesinden bu yana en yüksek seviyelere yükseldi.

ABD ham petrol vadeli işlemleri yüzde 6’nın üzerinde artışla varil başına 78 dolara yükseldi ve Trump’ın göreve başladığı 20 Ocak’taki fiyattan 1 doların üzerinde bir artış kaydetti.

Bu artış, Amerikan sürücülerin önümüzdeki hafta 4 Temmuz tatili için yola çıkmaya hazırlandığı bir dönemde benzin fiyatlarına da yansıyacak gibi görünüyor.

Trump, “enerji hakimiyeti” gündeminin bir parçası olarak tüketici enerji fiyatlarını düşürme vaadiyle seçim kampanyası yürütmüştü, fakat şu anda normal benzinin ortalama pompa fiyatı galon başına yaklaşık 3,22 dolar ile Trump’ın göreve başladığı zamanki fiyatın yaklaşık 10 sent üzerinde ve bu hafta da yükselme olasılığı var.

Petrol fiyatlarının şimdi ne kadar daha artacağı, Tahran’ın saldırılara nasıl tepki vereceğine bağlı. İran parlamentosu, dünyanın deniz yoluyla taşınan petrolünün dörtte birinin geçtiği Hürmüz Boğazını kapatma kararı aldı, şimdi dini lider Ali Hamaney’in kararı bekleniyor.

Böyle bir durumda bile, petrol piyasası üzerindeki etkisi, İran ve müttefiklerinin Hürmüz’den geçen petrol tankerlerini taciz etmekle yetinip yetinmeyeceklerine veya trafiği tamamen engellemek için tam ölçekli bir harekete geçip geçmeyeceklerine bağlı olacak.

Beyaz Saray’ın İran’a bombalamalar konusunda önceden bilgi verdiği ve başka saldırı olmayacağını söylediği yönündeki haberler, Trump yönetiminin tam ölçekli bir savaştan kaçınmaya çalıştığını ve petrol fiyatlarını kontrol altında tutmaya yardımcı olduğunu gösteriyor.

Enerji analistleri, Hürmüz Boğazındaki deniz trafiğinin kesintiye uğramasının petrol fiyatlarını varil başına 100 doların üzerine çıkarabileceğini söyledi.

Enerji ve jeopolitik analiz şirketi Rapidan Energy Group’un CEO’su Scott Modell, “Bu koreografi, her iki tarafın da bu krizi kontrol altına almak istediğini, kontrolünü kaybetmek istemediğini gösteriyor. İran’ın tepkisinin sahnelenmiş olacağını düşünüyoruz: ticari gemilere taciz, tankerlerin sembolik olarak ele geçirilmesi ve ABD askeri karakollarına sınırlı roket saldırıları gibi. Fakat Hürmüz Boğazındaki enerji akışını tamamen kesmek için tam ölçekli bir kampanya olmayacağını düşünüyoruz,” dedi.

Bazı piyasa analistleri, çatışmaların tırmanması durumunda bile ABD, Suudi Arabistan gibi OPEC ülkeleri ve diğer tedarikçilerin talebi karşılamak için yeterli ürüne sahip olacağına inanıyor.

Fakat diğerleri, fiyat artışının daha yeni başladığı konusunda uyarıyor. BCA Research analisti Roukaya Ibrahim bir notta, “Doğru, bu petrol piyasası dinamikleri, yatırımcıların petrol arzında şok yaşama olasılığının artmasını hesaba katarak daha yüksek bir risk primi eklediklerini gösteriyor. Fakat daha önemli soru, bu fiyatlandırmanın risk düzeyini yeterince yansıtıp yansıtmadığı. Bizim izlenimimiz, ham petrol fiyatları üzerindeki baskının yakın vadede yukarı yönlü olmaya devam edeceği yönünde,” dedi.

Okumaya Devam Et

Amerika

Trump’tan İran’da rejim değişikliği çağrısı

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın nükleer tesislerine yönelik büyük bir saldırının ardından ülkede rejim değişikliği ihtimalini gündeme getirdi. Trump, saldırıların İran’ın nükleer altyapısına “devasa zarar” verdiğini savundu.

ABD Başkanı Donald Trump, ülkesinin İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıların ardından Tahran’da rejim değişikliği ihtimalini dışlamadığını belirtti.

Trump, sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, “Rejim değişikliği terimini kullanmak politik olarak doğru değil ama eğer mevcut İran rejimi İran’ı yeniden büyük yapamıyorsa, neden rejimi değiştirmeyelim? MIGA! (Yeniden Büyük İran)” ifadelerini kullandı.

Trump, uydu görüntülerine atıfta bulunarak, ABD’nin saldırıları sonucunda İran’ın nükleer altyapısının “devasa zarar” gördüğünü bildirdi. Saldırının başarısını vurgulayan Trump, “İmha etmek doğru terim! Tam isabet!” dedi.

Başkan ayrıca, operasyonu başarıyla tamamlayan B-2 bombardıman uçağı pilotlarının Missouri eyaletine güvenli bir şekilde indiğini de ekledi.

Nükleer tesislere yoğun bombardıman

22 Haziran’ı 23 Haziran’a bağlayan gece ABD Hava Kuvvetleri, İran’ın Natanz, Fordo ve İsfahan’daki nükleer tesislerine yönelik yoğun bir saldırı düzenledi.

Operasyonda, Amerikan B-2 uçaklarının en az altı adet 15 tonluk sığınak delici bomba attığı ve denizaltılardan yaklaşık 30 Tomahawk seyir füzesi fırlatıldığı belirtildi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Başkanı Rafael Grossi, saldırıların İran’ın nükleer programına ait tesislere zarar verdiğini doğruladı.

Grossi’ye göre, İsfahan ve Natanz’daki uranyum zenginleştirme tesisleri önemli ölçüde hasar görürken, Fordo’daki yer altı tesisinde meydana gelen hasarın boyutu henüz tam olarak değerlendirilemedi.

ABD’li yetkililerden farklı açıklamalar

Başkan Trump, saldırıların amacını “dünyadaki terörizmin baş sponsoru” olarak nitelendirdiği İran’dan kaynaklanan nükleer tehdidi durdurma niyetiyle açıkladı.

Fakat ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, operasyonun görevinin İslam Cumhuriyeti’ndeki yönetimi devirmek değil, barışı tesis etmek olduğunu vurguladı. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance de “ABD’nin İran ile değil, onun nükleer programıyla savaştığını” kaydetti.

Hamaney’den ‘asla teslim olmayacağız’ yanıtı

Saldırılardan önce Trump, Tahran’dan “koşulsuz teslimiyet” talep etmişti. İslam Cumhuriyeti’nin hava sahası üzerinde tam kontrol sağlandığını belirten Trump, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in nerede “saklandığını” bildiklerini söylemişti.

Hamaney’i “kolay bir hedef” olarak tanımlayan Trump, yine de şimdilik onu ortadan kaldırma gibi bir planları olmadığını ifade etmişti.

Bu açıklamalara yanıt veren Ayetullah Ali Hamaney, İran’ın asla teslim olmayacağını ve Amerikan başkanının taleplerini kabul etmeye niyetli olmadığını belirtti.

Hamaney, “Herhangi bir Amerikan askeri saldırısı, ciddi ve onarılamaz sonuçlara yol açacaktır. İran, dayatılan bir savaşa nasıl kararlılıkla direnecekse, dayatılan bir barışa da aynı kararlılıkla karşı koyacaktır. İran, hiçbir baskı karşısında asla boyun eğmeyecektir,” diye vurguladı.

İranlı diplomat: Amerika ve İsrail’in asıl hedefi İran’ın içeriden çöküşüydü

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English