Avrupa
İtalya, Kuşak ve Yol Girişiminden ayrılmayı planlıyor

2019 yılında, müttefiklerini şaşırtarak Çin’in Kuşak ve Yol Girişimine (KYG) dahil olan ilk G7 ülkesi olan İtalya, sağ koalisyon hükümetinin liderliğinde Çin ile ilişkilerinin derecesini düşürmeyi planlıyor.
Politico’nun üst düzey bir diplomattan aktardığına göre, Başbakan Giorgia Meloni, G7’deki mevkidaşlarına KYG ile bağlarını koparmaya hazır olduğunu söylemeye hazırlanıyor.
Diplomat, Meloni’nin henüz nihai bir karar almadığını ancak Roma’daki tartışmanın Kuşak ve Yol’dan çıkıp çıkmamaktan ziyade nasıl çıkılacağına odaklandığını söyledi.
2019 yılında Çin lideri Şi Cinping, dönemin İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’ye, bir zamanlar eski İpek Yolu’nun iki ucu olan iki ülkenin yeniden birleşmesinin ‘evrenin doğal ilkelerine’ benzediğini söylemişti.
Fakat KYG’nin İtalya için önemli olduğunu düşünenler, kopuşun maliyetinin ağır olacağı uyarısında bulunuyor. Roma merkezli bir düşünce kuruluşu Istituto Affari Internazionali’nin direktörü Nathalie Tocci, ABD ile ilişkileri geliştirmenin, Meloni’nin uluslararası itibarını tesis etmek için üzerine düştüğü bir mesele olduğunu savunuyor.
Meloni İtalya’yı KYG’den çıkarıp çıkarmayacağını söylemedi ama geçen hafta ‘tartışmanın açık olduğunu’ belirtti. Bir AB diplomatı ve bir AB yetkilisine göre, Biden gibi diğer liderler konuyu gündeme getirebileceğinden, bu hafta Hiroşima’da yapılacak G7 toplantısı sırasında Meloni’nin ülkenin izleyeceği yolu işaret etmesi bekleniyor.
Roma-Pekin anlaşması, iki tarafın da çekilmemesi halinde Mart 2024’te otomatik olarak beş yıl daha yenilenecek. İtalya dışişleri müsteşarı Giorgio Silli Çarşamba günü yaptığı açıklamada, ‘dikkatli bir değerlendirme sürecinin devam ettiğini’ söyledi ve kararın NATO, G7 ve AB’nin Çin politikaları göz önünde bulundurularak alınacağını kaydetti.
KYG anlaşması, İtalya ve Çin arasındaki ticareti artırmak ve bağlantıyı geliştirmek için tasarlanmıştı. Fakat Pekin’in İtalyan işletmelerinin önündeki engelleri azaltmaması ve Roma’da birbirini izleyen hükümetlerin Şi yönetimine karşı giderek daha sert bir tutum takınması nedeniyle hedeflerine ulaşamadı.
Pekin’le yapılan müzakerelerin en önemli isimlerinden biri, on yılı aşkın bir süredir Çin üniversitelerinde finans dersleri veren eski bir bankacı olan Sanayi Müsteşarı Michele Geraci ise KYG’den ayrılmanın İtalyan ihracatçılarını zor durumda bırakacağını düşünüyor.
İtalya Ticaret Ajansına göre, Çin’in İtalya’ya ihracatı 2019’dan 2022’ye kadar yüzde 51 artarken, İtalya’dan ithalatı aynı yıllarda sadece yarısı kadar (yüzde 26) arttı.
Avrupa
Polonya ve Portekiz’de AB yanlıları kazandı

Polonya ve Portekiz’de pazar günü yapılan seçimlerin galipleri AB yanlısı partiler ve siyasetçiler oldu.
Polonya’da, Varşova Belediye Başkanı Rafał Trzaskowski, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda az farkla birinci oldu.
Pazartesi sabahı, merkez sağdaki Sivil Koalisyon’un adayı %31,2 oy oranıyla ikinci tura yükselirken, milliyetçi-muhafazakâr Hukuk ve Adalet’in (PiS) desteklediği tarihçi Karol Nawrocki %29,7 ile ikinci sırada yer aldı.
Polonya’nın AB Konseyi başkanlığı gölgesinde gerçekleşen seçim kampanyası, konut, yolsuzluk ve güvenlik gibi iç meselelere odaklanırken, daha sağcı adaylar AB göç anlaşmasına, Yeşil Mutabakat’a ve AB’nin yetkilerinin genişletilmesine şiddetle karşı çıktı.
PiS’in desteklediği Andrzej Duda’nın on yıllık cumhurbaşkanlığının ardından, Trzaskowski’nin başkanlığı, aynı Sivil Koalisyon’dan Başbakan Donald Tusk’un hükümetinin yargı reformlarını sürdürmesini ve AB ile bağları güçlendirmesini sağlayabilir.
Ne var ki, ikinci turun sonucu henüz kesin değil. Tartışmalı “aşırı sağ” adaylar Sławomir Mentzen ve Grzegorz Braun’un ilk turda oyların yaklaşık beşte birini almasıyla, destekçileri şimdi liberal bir başkanlığı engellemek için Nawrocki’ye yönelebilir.
Portekiz: Sosyalistler için ‘yapısal değişim’ ve ‘felaket’
En büyük sürpriz ise Portekiz’de yaşandı. Aşırı sağcı Chega partisi, erken parlamento seçimlerinde Sosyalistlerle ikinci sırayı paylaştı.
İktidardaki merkez sağ koalisyon Demokratik İttifak %32 oy aldı, fakat Chega %22,56 alırken Sosyalist Parti ise %23,38’de kaldı.
Chega’nın başkanı André Ventura, “Bugün Chega, Portekiz’de iki partili sistemi öldürdü,” dedi.
Salazar diktatörlüğünün düşüşünden bu yana 50 yıllık Portekiz siyasetinde pazar günkü sonuçlar, Chega’nın son iki seçimde gösterdiği katlanarak artan büyümenin ardından, üçüncü bir partinin ilk kez bu kadar güçlü bir sonuç elde ettiğini gösteriyor.
Eski Sosyalist Bakan Antonio Vitorino, SIC haber kanalına verdiği demeçte, bunun “siyasi sistemde yapısal bir değişiklik” olduğunu söyledi.
Eski Sosyalist milletvekili Sérgio Sousa Pinto ise CNN’e verdiği demeçte, sonuçların “PS için tarihi boyutlarda bir felaket olduğunu ve partiyi hızlı kararlar almaya zorlayacağını” söyledi.
Sosyalistlerin düşüncelerinin merkezinde yer alması muhtemel konulardan biri göç. PS lideri Pedro Nuno Santos, bu yılın başlarında Expresso’ya verdiği demeçte, daha sıkı göç düzenlemelerine ihtiyaç olduğunu, partisinin bu alanda hatalar yaptığını ve ülke kültürünün saygı görmesi gerektiğini söylemişti.
Avrupa
Paris, Fransız Guyanası’nda yüksek güvenlikli hapishane inşa edecek

Cumartesi günü Paris, Fransa’nın batısındaki Fransız Guyanası’nda 2028 yılına kadar 500 kişilik bir hapishane inşa edileceğini duyurdu.
Fransa Adalet Bakanı Gérald Darmanin, ünlü sağcı Journal du Dimanche gazetesinde tesisin, uyuşturucu kaçakçılığı suçundan hüküm giymiş mahkumların yanı sıra “İslamcılar” için tasarlanmış bir “yüksek güvenlikli birim” içereceğini söyledi.
Uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeleyi en önemli önceliği haline getiren Darmanin’e göre, ormanın ortasında onlarca hektarlık bir alana inşa edilecek cezaevi, “uyuşturucu kaçakçılığı çetelerinin liderlerini kalıcı olarak ortadan kaldırmak” ve “suç şebekeleriyle hiçbir şekilde iletişim kurmalarını engellemek” amacıyla inşa edilecek.
Ocak ayında Adalet Bakanı, yaz aylarına kadar “en büyük uyuşturucu kaçakçılarını” “yüksek güvenlikli birimlerde” tecrit etme niyetini açıklamıştı.
Bu birimlerde mahkumlar tam tecrit altında tutulacak. Bazı avukatlar, bu tür önlemlerin mahkumların aile bağlarını sürdürme ve uygun bir hukuki savunma hakkını ihlal edebileceği uyarısında bulundu.
2017’den beri, kronik hapishane aşırı kalabalıklaşmasına yanıt olarak Fransız Guyanası’nda yeni bir hapishane inşa etme planları devam ediyor.
Fakat bakanın Fransa anakarasından mahkumların nakledileceğinden bahsetmesi, 1795 ile 1953 yılları arasında eski Amazon kolonisinde kurulan sömürgeci “ceza kamplarının” anılarını yeniden canlandırdı.
Toplamda 70.000 ila 75.000 mahkum ceza kamplarından geçti ve bunların üçte birinin, çoğu ilk yıl içinde, yorgunluk veya hastalıktan dolayı öldüğü tahmin ediliyor.
Gérald Darmanin’in açıklaması, pazar günü muhafazakâr Les Républicains (LR) partisinin başkanlığına da seçilen İçişleri Bakanı Bruno Retailleau tarafından olumlu karşılandı fakat Fransız Guyanası’ndaki seçilmiş yetkililerin tepkisi çok daha temkinli oldu.
Fransız Guyanası Bölgesel Otoritesi (CTG) yaptığı açıklamada, bölgenin Fransa anakarasından gelen “teröristleri ve suçluları barındırmaya mahkum olmadığını” belirtti ve “inatçı ve aşağılayıcı stereotiplerin” devam etmesinden yakındı.
Cayenne senatörü ve belediye başkanı Marie-Laure Phinéra-Horth, “Saint-Laurent-du-Maroni’deki yüksek güvenlikli hapishane projesine şiddetle karşıyım. Fransız Guyanası’nın ihtiyacı olan şey okullar ve yollar,” dedi.
Avrupa
Polonya, Rusya’ya giden 5 ton Boeing lastiğine el koydu

Polonya, Rusya’ya gönderilmek üzereyken Belarus üzerinden transit geçişi planlanan ve yanlış beyan edilen 5 ton Boeing sivil uçak lastiğine el koydu.
Polonya Ulusal Vergi İdaresi, yaptığı açıklamada, Belarus ve Rusya üzerinden Azerbaycan’a transit olarak taşınması planlanan 5 ton Boeing sivil uçak lastiğine Koroszczyn’de el konulduğunu duyurdu.
Yetkililer, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerine yapılan bu tür transit yüklerin sıklıkla Rusya topraklarında “kaybolduğuna” dikkat çekti.
Reuters ajansının aktardığına göre Ulusal Vergi İdaresi’nden yapılan açıklamada, “Yetkililer, Koroszczyn’de bir kamyonda yapılan denetim sırasında, sürücünün beyan edilen otomobil ve otobüs lastikleri yerine Boeing sivil uçaklarında kullanılan lastikleri taşıdığını tespit etti,” denildi.
Açıklamada ayrıca, bu tür malların Avrupa Birliği (AB) yaptırımları kapsamına girdiği vurgulandı.
Gümrük sahteciliği iddiasıyla ilgili dava açılırken, yaptırımlı mallara el konuldu. Uçak lastiklerinin göndericisinin İspanya’dan bir şirket, alıcısının ise Azerbaycan’dan bir şirket olduğu tespit edildi.
Avrupa’dan Orta Asya ve Kafkasya ülkelerine Rusya toprakları üzerinden yaptırımlı mal sevkiyatının, kısıtlayıcı tedbirleri aşmak için kullanılan yaygın bir yöntem olduğu belirtiliyor.
Bu tür ürünler genellikle varış noktasına ulaşamadan güzergâh üzerinde “kayboluyor”.
Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımlar nedeniyle uçak yedek parça tedarikinde büyük sıkıntılar yaşayan Rus havayolu şirketlerinin, çeşitli yollarla bu parçaları ülkeye sokmaya çalıştığı biliniyor.
Sadece geçtiğimiz hafta sonunda S7 Havayolları’na ait iki uçakta havada arıza meydana geldiği bildirildi.
Novaya Gazeta Europe‘un hesaplamalarına göre, 2024 yılının 11 ayında 208 hava olayı yaşandı; bu rakam 2023 yılına göre dörtte bir oranında daha fazla.
Bu olayların neredeyse yarısının motor arızaları veya iniş takımı sorunlarından kaynaklandığı belirtildi.
Federal Sivil Havacılık Kurumu (Rosaviatsiya) Başkanı Dmitriy Yadrov, bakım ve yedek parçaya erişim olmaması nedeniyle havayolu şirketlerinin 58 yabancı uçağı kaybettiğini söyledi.
-
Rusya2 hafta önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Görüş2 hafta önce
Kim kazandı?
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Güçlü Amerikan Tanrıları, Trump ve Uzun Yirminci Yüzyılın Sonu
-
Görüş1 hafta önce
“Ölüm denir mi hiç öylesine?”
-
Söyleşi2 hafta önce
Alexander Rahr: Bu hükümetin dört yıl dayanması beni şaşırtır
-
Asya2 hafta önce
Cammu ve Keşmir: Yarım asırlık çatışmanın tarihi
-
Amerika1 hafta önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!