Bizi Takip Edin

Avrupa

AB, 800 milyar avroluk yeniden silahlanma bütçesini nasıl finanse edecek?

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Brüksel’in savunma kapasitesini artırmayı amaçlayan 800 milyar avroluk ‘ReArm Europe’ (Avrupa’yı Yeniden Silahlandırma) planını duyurdu. ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımını askıya aldığı yönündeki haberlerin ardından açıklanan plan, üye ülkelerin savunma harcamalarını artırmasını, ortak silah alımlarını teşvik etmesini ve Avrupa savunma sanayisini güçlendirmesini öngörüyor. Uzmanlar, planın AB’nin niyet beyanı olduğunu ve hayata geçirilmesinin zor olduğuna işaret ediyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 4 Mart tarihinde, Avrupa Birliği’nin (AB) yeniden silahlanmasını öngören ve toplamda 800 milyar avro değerindeki “ReArm Europe” planını duyurdu.

Von der Leyen, Avrupa’nın “en tehlikeli döneminde” yaşadığını belirterek, bu nedenle Avrupa’nın “kendi güvenliği için daha fazla sorumluluk alması” gerektiğini vurguladı.

Avrupa Komisyonu Başkanı, 6 Mart’ta Brüksel’de yapılması planlanan ve güvenlik ile Ukrayna’daki çatışmaya odaklanacak zirve öncesinde, tekliflerini birlik üyesi ülkelerin liderlerine iletti.

Von der Leyen, “NATO’daki ortaklarımızla yakın iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz. Bu, Avrupa için önemli bir an ve hızlanmaya hazırız,” şeklinde konuştu.

Aynı gün içerisinde, Bloomberg ve Fox News gibi Amerikan medya kuruluşları, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kiev’e askeri yardımı askıya alma talimatı verdiğini bildirdi.

Öğleden sonra Polonya Başbakanı Donald Tusk, TVP Info‘ya yaptığı açıklamada, Washington’ın Rzeszow’daki Jasionka havaalanında bulunan lojistik merkezi aracılığıyla Ukrayna’ya askeri malzeme sevkiyatını durdurduğunu doğruladı.

Trump, 4 Mart için “muhteşem bir akşam” duyurusu yaparak, göreve başlamasından bu yana ilk defa Kongre’nin her iki kanadının ortak oturumunda konuşacağını açıkladı. Cumhuriyetçi lider, “her şeyi olduğu gibi” anlatacağını belirtti.

AB, kaynakları nasıl toplamayı planlıyor?

Von der Leyen tarafından sunulan plan, üç temel teklif içeriyor.

Planın ilk maddesi, AB ülkelerinin savunma harcamalarını yüzde 1,5 artırarak silah üretimi için 650 milyar avro toplamak amacıyla AB’nin mali kurallarının gevşetilmesini öngörüyor.

Bu maddeye göre, üye ülkeler, gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 3’ü oranındaki devlet borcu sınırından ayrılabilecekler.

İkinci olarak, üye ülkelere savunma yatırımları için 150 milyar avro tutarında kredi verilmesi planlanıyor. Bu fonların hava savunma sistemleri, füzeler, topçu sistemleri ve insansız hava araçları alımına yönlendirilmesi ve Ukrayna’nın savaşma kabiliyetini de güçlendirmesi bekleniyor.

Son olarak, AB bütçesinin, yakın gelecekte savunma yatırımlarına daha fazla fon aktarılabilecek şekilde kullanılması hedefleniyor.

Bu, üye ülkeler arasındaki ekonomik uçurumu azaltmayı amaçlayan uyum politikası programı kapsamında tahsis edilen fonların gönüllü olarak bu alana yönlendirilmesini de içeriyor.

Planın diğer iki maddesi, tasarruf-yatırım birliği çalışmalarının hızlandırılması ve Avrupa Yatırım Bankası’nın fon ve mekanizmalarının kullanılması yoluyla özel sermayenin harekete geçirilmesiyle ilgili.

Politico, AB’nin 1945’ten bu yana en ciddi krizle karşı karşıya olduğunu, çünkü “ABD’nin Rusya’nın yanında yer aldığını” ve şimdi bloğun, Washington’ın bölgesel savunmaya yaptığı katkıyla karşılaştırıldığında çok küçük kalan savunma harcamalarını artırmanın yollarını aradığını belirtiyor.

Yayın organı, 6 Mart zirvesinde henüz karara bağlanması gereken yeniden silahlanma planının, pandemi sırasındaki kriz önlemlerine benzediğini, fakat tek farkın tamamen borçlardan oluşması olduğunu ifade ediyor.

Birkaç Avrupalı yetkili de yayına, AB’nin pandemi sonrası toparlanma fonu kapsamında krediler için ayrılan 93 milyar avronun savunmaya aktarılabileceğini söyledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron daha önce, AB’nin savunma harcamalarının finansmanı konusuna “daha yaratıcı” bir şekilde yaklaşması gerektiğini belirtmişti.

Macron, Ukrayna’ya destek konulu Londra’daki Avrupa liderleri zirvesine giderken Le Figaro‘ya, mevcut durumda Avrupa devletlerinin savunmaya GSYİH’lerinin yüzde 3 ila yüzde 3,5’ini harcaması gerektiğini söyledi.

Macron’a göre, bu amaçla Avrupa İstikrar Mekanizması’nın kullanımı da dahil olmak üzere çeşitli seçeneklerin değerlendirilmesi gerekiyor.

Şu anda AB üyesi ülkeler savunmaya yılda yaklaşık 325 milyar avro harcıyor ve bu, toplam GSYİH’lerinin yaklaşık yüzde 1,8’ine denk geliyor.

NATO’nun askeri harcamalar için belirlediği GSYİH’nin yüzde 2’si hedefine, ittifak üyelerinin üçte ikisi ulaştı.

Bu göstergede ilk 5’te Polonya (yüzde 4,12), Estonya (yüzde 3,43), Letonya (yüzde 3,15), Yunanistan (yüzde 3,08) ve Litvanya (yüzde 2,85) yer alıyor.

İtalya, İspanya, Hırvatistan ve Belçika’nın askeri harcamaları, ittifak tarafından belirlenen seviyenin altında kalıyor.

Londra’daki zirvede bulunan NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, bazı ülkelerin özel olarak savunma harcamalarını artırma sözü verdiğini, ancak ayrıntıları açıklamaktan kaçındı.

Amerikan yönetiminin eylemleri nedeniyle harcamalarını artırmaya hazırlanan bir diğer ülke de, ABD’den sonra Ukrayna’ya en çok askeri yardım sağlayan ikinci ülke olan Almanya.

Erken seçimleri kazanan CDU/CSU bloğunun lideri Friedrich Merz, savunma harcamalarını ve ilgili altyapıyı finanse etmek için yeni “özel fonlar” konusunu çözmek üzere 10 Mart’ta olağanüstü bir Bundestag toplantısı çağrılması önerisinde bulundu.

Tagesspiegel, neredeyse tüm NATO’nun doğu ve güneydoğu kanatlarına giden yolların Almanya topraklarından geçtiğini, ancak köprülerin içler acısı durumunun kritik bir anda ittifakı tehlikeye atabileceğini belirtiyor.

Bild‘in aktardığına göre, önde gelen Alman ekonomistleri Bundeswehr’in ihtiyaçlarını 400 milyar avro, altyapının ihtiyaçlarını ise 500 milyar avro olarak tahmin ediyor.

AB, ABD olmadan adım atmaya ne kadar hazır?

Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesinden önce bile, AB’de savunma kabiliyetini güçlendirme ihtiyacı aktif olarak konuşuluyordu.

Geçen yılın baharında, Avrupa Komisyonu, AB içindeki askeri alımları artırmayı amaçlayan yeni bir Avrupa Savunma Sanayii Stratejisi (EDIS) sundu.

Bu girişim, AB ülkelerinin savunmaya ortak yatırımlar yapmasını, kritik tedariklerin güvenliğini sağlamayı ve Avrupa Yatırım Bankası’nın kredi politikasında değişiklikler yapılmasını öngörüyor.

Belgede, “Jeopolitik olaylar, Avrupa’nın kendi güvenliği için daha fazla sorumluluk almasının acil bir gereklilik olduğunu gösteriyor,” ifadeleri yer aldı.

Eylül ayında, eski Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, AB’nin 2024-2029 dönemi için rekabet gücüne ilişkin bir rapor sundu ve burada ABD olmadan savunma sanayisini güçlendirme çağrısında bulundu.

Draghi, İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş mirası nedeniyle AB ülkelerinin askeri teçhizatı Amerika’dan almaya alıştığını belirtti.

Sonuç olarak, Haziran 2022’den Haziran 2023’e kadar AB’nin savunma alımlarına yaptığı harcamaların yüzde 78’i blok dışı ülkelerden tedarikçilere gitti ve bunların yüzde 63’ü ABD şirketlerine aitti.

Amerikan yönetiminin Ukrayna’ya yardımı askıya aldığı yönündeki haberlerin ardından çoğu Avrupalı lider, savunmaya daha fazla yatırım yapmaya hazır olduklarını dile getirdi.

Çekya Başbakanı Petr Fiala, Avrupa politikasında “temelden bir değişim” çağrısında bulundu.

Fiala, “Bu, savunma yatırımlarında artış gerektiriyor. Güvenliğimizi sağlamak, aynı zamanda Ukrayna’ya desteğimizi güçlendirmek anlamına geliyor. Hepimizi tehdit eden Rusya’nın saldırgan politikasının başarılı olmasına izin veremeyiz,” dedi.

Polonya Başbakanı Tusk, “Kemerlerinizi bağlayın, türbülans bölgesine giriyoruz diyebiliriz,” diyerek, Polonya’nın acilen savunma kabiliyetini artırmaya başlama konusunda kararlı olduğunu belirtti.

Danimarka Savunma Bakanı Troels Lund Poulsen, Ukraynalıların Amerikalılara tamamen bağımlı olduğu bazı şeyler olduğunu belirtti.

Poulsen, “Bunlara Amerikan Patriot hava savunma sistemi için füzeler de dahil. Bu, Avrupa’yı Ukrayna’ya yardım etmek için gerçekten daha fazlasını yapmamız gereken bir duruma sokacaktır,” değerlendirmesini yaptı.

The Economist, Avrupa’nın Ukrayna’ya destek harcamalarının “iç karartıcı” olduğunu belirtiyor.

Ocak 2022’den bu yana AB, mali, askeri ve insani yardım için 113 milyar avro harcadı, bu da birliğin GSYİH’sinin yüzde 0,2’sinden biraz fazlasına denk geliyor.

Derginin hesaplamalarına göre, ABD’nin desteğinin yerini almak için AB’nin katkısını yaklaşık iki katına çıkarması gerekiyor.

Makalede, “GSYİH’nin yüzde 0,4’ü, Danimarka ve Finlandiya tarafından Kiev’e sağlanan yardımın yalnızca yarısı kadar. Bu, bunun mümkün olduğunu ve Ukrayna’ya desteğin, Avrupa’nın kendi savunma harcamalarını artırma gibi çok daha büyük bir görevin sadece küçük bir parçası olduğunu gösteriyor,” ifadeleri kullanıldı.

The Economist, bu nedenle Avrupalı liderlerin seçmenlerini sosyal harcamaları ve tarımsal sübvansiyonları azaltma gerekliliği konusunda ikna etmeleri gerekeceğini vurguluyor.

Valday Uluslararası Tartışma Kulübü’nden Andrey Bistritskiy, RBK‘ya yaptığı açıklamada, şimdilik Brüksel’in planlarının daha ziyade bir niyet beyanı ve “kötü oyunda iyi bir yüz” sergileme çabası olarak algılanması gerektiğini söyledi.

Uzman, “Mevcut Avrupalı liderler gerçekten savaşçı bir tutum içindeler. Onlar için Ukrayna’ya destek, birleşme ve konsolidasyonun bir yolu. Bu anlamda, Avrupa Komisyonu’nun planı, kendilerine özgü bir görev olarak gördükleri Rusya ile ebedi bir çatışmaya doğru atılan adımlardan biri. Ancak 800 milyar avroluk bir meblağın Avrupalılar için karşılanabilir olması pek mümkün değil. Bu planlar daha çok Washington’a bir mesaj olarak algılanabilir. Bunun Trump’ın Kongre’deki konuşmasından önce yapılması tesadüf değil. Bence AB’nin yeniden silahlanma planının kendisi ile hayata geçirilmesi arasında büyük bir mesafe var,” dedi.

Ayrıca Bistritskiy, ABD’nin AB’ye karşı gümrük vergisi uygulaması durumunda, kaynak bulmanın daha da zorlaşacağını belirtti.

Bistritskiy, aynı zamanda, başta Fransa ve İngiltere olmak üzere mevcut Avrupalı liderlerin yeni bir Avrupa savunma birliği kurma planları olduğunu da kabul ediyor.

Uzman, “Bu anlamda Ukrayna’yı AB içinde konsolidasyon için bir yol olarak görüyorlar ve bu nedenle oradaki askeri eylemleri sonuna kadar desteklemeye hazırlar. Bu nedenle, gerçek bir tehlike ve tırmanma riski çok yüksek, ancak AB içindeki havanın homojen olduğu söylenemez. Aynı Fransa ve Almanya’daki birçok kişi tırmanmaya kesinlikle karşı, bu da bir iç sınırlama faktörü olabilir,” ifadesini kullanıd.

Diğer yandan Avrupa Bilgi Merkezi Direktörü Nikolay Topornin de AB’nin yeniden silahlanma amacıyla ek kaynak sağlama olanaklarının sınırlı olduğunu düşünüyor.

Uzman, RBK‘ya verdiği demeçte, “Şu anda bu planların gerçekçi olduğunu düşünmüyorum, özellikle de askeri harcamalar konusunun AB’nin yetki alanına girmediği düşünüldüğünde, her ülke ne kadar para ayırabileceğine kendisi karar veriyor,” dedi.

Üye ülkelerinin hepsinin ek harcamalara hazır olmadığını kaydeden Topornin, “Ve açıkçası, yalnızca birkaç AB ülkesi modern silah türleri üretebiliyor. Diğerleri, tüm isteklerine rağmen, kendileri hiçbir şey yapamazlar,” yorumunu yaptı.

Avrupa

Karadağ, Ukrayna askerlerini eğiten AB misyonuna katılıyor

Yayınlanma

Karadağ parlamentosu, ülkenin Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya yönelik askeri yardım misyonuna katılımını onayladı. Karadağ Savunma Bakanı, askerlerin Ukrayna topraklarına gönderilmeyeceğini, eğitimin Almanya ve Polonya’da verileceğini belirtti. Karadağ ayrıca, ABD desteğiyle insansız hava aracı üretip ilk partiyi Ukrayna’ya gönderecek.

Karadağ parlamentosu, ülkenin Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’ya yönelik askeri yardım misyonuna katılmasına onay verdi.

Radio Slobodna Evropa‘nın haberine göre, belgenin sunulmasından dokuz ay sonra yapılan oylamada, 81 milletvekilinden 49’u kararın lehinde oy kullandı.

Kararın gerekçesinde, Karadağ’ın bu girişime katılımının temel amacının, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin uluslararası tanınmış sınırlar dahilindeki toprak bütünlüğünü koruma konusundaki savunma yeteneklerini güçlendirmek olduğu belirtildi.

Ayrıca, ülkenin bu adımla Rusya’nın askeri saldırganlığını ve diğer devletlerden gelebilecek potansiyel tehditleri caydırmaya katkıda bulunmayı hedeflediği vurgulandı.

‘Askerler Ukrayna’ya gitmeyecek’

Karadağ Savunma Bakanı Dragan Krapoviç, Karadağ askerlerinin Ukrayna topraklarında konuşlandırılmayacağının altını çizdi.

Krapoviç, “Bu konunun tamamen net olmasını istiyorum. Asla böyle bir kararı desteklemezdim. Bu misyon kapsamındaki tüm faaliyetler AB topraklarında, Polonya ve Almanya’da gerçekleştiriliyor,” ifadelerini kullandı.

AB’nin Ukrayna’ya Askeri Yardım Misyonu (EUMAM Ukraine), 17 Ekim 2022’de iki yıllık bir süre için kurulmuştu. AB ülkeleri, Kasım 2024’te misyonun görev süresini 2026’ya kadar uzatma kararı aldı. Misyonun faaliyetleri Avrupa Barış Fonu tarafından finanse ediliyor ve program kapsamında Ukraynalı askerler, başta Almanya ve Polonya olmak üzere AB üyesi ülkelerdeki üslerde eğitim görüyor.

ABD destekli İHA üretimi

Daha önce 8 Haziran’da Karadağ’ın kendi topraklarında bir insansız hava aracı (İHA) montaj projesi başlatacağı ve ilk partiyi askeri yardım olarak Ukrayna’ya teslim edeceği açıklanmıştı.

Karadağ hükümetinden yapılan açıklamada, ülkede İHA üretiminin organize edilmesinin sadece Karadağ’ın NATO çerçevesindeki savunma kabiliyetine değil, aynı zamanda Ukrayna’ya da katkı sağlayacağı belirtilmişti.

Bu projenin ayrıca Balkan ülkesinin uluslararası pazarda modern askeri teçhizatın güvenilir bir tedarikçisi olarak imajını güçlendireceği ifade edilmişti.

Proje, ABD’nin desteğiyle hayata geçirilecek ve Washington bu amaçla 15 milyon dolar tahsis edecek.

ABD’nin Podgorica Büyükelçiliği, bu yatırımın Karadağ’ın NATO kapsamındaki müttefiklik yükümlülüklerini yerine getirme konusundaki kararlılığını teyit ettiğini belirterek girişimi memnuniyetle karşıladığını duyurdu.

Vučić’ten Ukrayna’ya ‘toprak bütünlüğü’ desteği ve yeniden inşa sözü

Okumaya Devam Et

Avrupa

Fransa, Britanya’nın AB savunma fonuna erişimini engelliyor

Yayınlanma

Fransa, Brexit sonrası yeniden başlangıç olmasına rağmen, İngiliz silah şirketlerini AB’nin savunma sanayi programından dışlamaya çalışıyor.

Bir diplomatik kaynak The Telegraph’a yaptığı açıklamada, Paris’in bu program kapsamında silah satın almak isteyen üye ülkeleri, çoğunlukla blok içinde üretilen silahlarla sınırlandırmaya çalıştığını söyledi.

Avrupa Savunma Sanayii Programı (EDIP), Avrupa Komisyonu tarafından kıtanın sanayi tabanının en büyük revizyonu olarak lanse ediliyor.

Program kapsamında AB fonları, ortak tedarik projelerine ve silah, mühimmat ve diğer askeri teçhizatın üretimine aktarılacak.

Altı aydır hazırlığı süren EDIP, on yıl sonuna kadar 800 milyar avroyu savunmaya harcamak için başlatılan daha geniş çaplı bir yarışın parçası.

Fransız diplomatlar, bu aracın yalnızca AB, Norveç ve Ukrayna’da bulunan şirketleri desteklemek için kullanılması gerektiğini ısrarla vurguladı.

Bu, program kapsamında satın alma yapmak isteyen üye ülkelerin, parçalarının en az yüzde 85’i blok içinde üretilen teknolojilerle sınırlı olacağı anlamına geliyor.

Bu talep, kısa süre önce Brüksel ile önemli bir savunma ve güvenlik anlaşması imzalayan Birleşik Krallık’ın, AB bütçesinden finanse edilen projelerin çoğundan dışlanacağı anlamına geliyor.

Londra, EDIP programı kapsamındaki ortak satın alma projelerinden de men edilecek.

Bir AB diplomatı The Telegraph’a, “Daha bir ay önce, Birleşik Krallık ile ilişkilerimizde yeni bir sayfa açıldığını ve yeni bir dönem başladığını ciddiyetle ilan etmiştik. Fakat bu sözleri eyleme geçirmek için ilk fırsatta, kitabı kapattık,” dedi.

Sert tutum sergileyen Fransa’nın, ABD teknolojisi olduğu için Patriot karadan havaya füze savunma sistemleri üreten fabrikaların potansiyel AB fonlarının kesilmesine yol açacağına dair endişeler de var.

Bu karar, NATO’nun Avrupalı müttefikleri ve Kanada’nın, Rusya’nın olası bir saldırısına karşı hava savunma sistemlerini %400 oranında artırmaları gerektiği konusunda uyarıldığı bir dönemde geldi.

Diplomat, “Sırf Amerikan malı olduğu için, hazır bulunan tek hava savunma sistemine yatırım yapmamak kendi kendimize zarar vermek gibi görünüyor,” diye ekledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, fonların yabancı şirketlere yatırılmasına izin vermek yerine, AB savunma planlarının kıtanın kendi sanayisini güçlendirmek için kullanılması konusunda ısrarcı bir tutum sergiliyor.

Hollanda, Romanya ve Yunanistan gibi AB’deki birçok ülke, savunma stratejilerini Patriot hava savunma bataryaları gibi Amerikan sistemlerinin satın alınmasına dayandırıyor.

Endişeleri gidermek için, AB dışındaki savunma şirketlerinden blok içindeki şirketlere teknoloji transferine izin verilmesi konusunda tartışmalar sürüyor.

Fakat içeriden gelen bilgiler, bu mekanizmanın bürokrasiye takılacağı ve fonların sağlanmasının pratikte imkansız hale geleceği yönünde.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Avrupa: İsrail’in kendini savunma hakkı var

Yayınlanma

İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından gerilim artarken, Avrupa hükümetlerinden çoğunlukla İsrail’e destek açıklamaları geldi.

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, “Bu saldırılarla ilgili haberler endişe vericidir ve tüm tarafları geri adım atmaya ve gerilimi acilen azaltmaya çağırıyoruz,” derken, Dışişleri Bakanı David Lammy de gerilimin artmasının “kimsenin çıkarına olmayacağını” ileri sürdü “Orta Doğu’nun istikrarı” vurgusu yaptı.

Öte yandan Politico’nun haberine göre İngiliz savunma yetkilileri, İngiliz uçaklarının şu anda İsrail’ İran’ın karşı saldırılarından korumaya yardımcı olmadıklarını doğruladılar.

Times gazetesi savunma editörü X’te, “Birleşik Krallık’ın, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına dahil olmadığı ve İran’ın daha önce yaptığı gibi misilleme yapması durumunda İsrail’i korumayacağı anlaşılıyor,” demişti.

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, İsrailli mevkidaşı Binyamin Netanyahu’nun kendisine cuma sabahı İsrail’in saldırısı hakkında bilgi verdiğini söyledi.

İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ve İran’ın nükleer silah geliştirmemesi gerektiğini vurgulayan Merz, her iki tarafa da tırmanıştan kaçınmaları çağrısında bulundu.

Merz, “Federal Hükümet, İran’ın gelişmiş nükleer silah programına ilişkin endişelerini yıllardır defalarca dile getirmiştir. Bu nükleer program, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasının hükümlerini ihlal etmekte ve tüm bölgeye, özellikle de İsrail Devleti’ne ciddi bir tehdit oluşturmaktadır,” dedi.

Almanya’nın ülkesindeki Yahudiler ve İsrail vatandaşlarının korunmasını güçlendireceğini de sözlerine ekledi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, durumu “derinden endişe verici” olarak nitelendirdi ve tüm tarafları itidal göstermeye, gerilimi azaltmaya ve misilleme yapmamaya çağırdı.

Leyen, bölgesel ve küresel güvenlik için diplomatik bir çözümün her zamankinden daha acil olduğunu da sözlerine ekledi.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, İsrail’in müttefiklerinin gerilimi azaltmak için çalışmasının “hayati önemde” olduğunu söyledi. Rutte, Stockholm’de düzenlediği basın toplantısında gazetecilere, “Bence şu anda en önemli öncelik bu,” dedi.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ise “itidal” çağrısında bulundu. Barrot, X’te yaptığı açıklamada, “Tüm tarafları itidal göstermeye ve bölgesel istikrarı bozabilecek her türlü tırmanıştan kaçınmaya çağırıyoruz,” dedi.

Bakan, “İsrail’in herhangi bir saldırıya karşı kendini savunma hakkını yeniden teyit ettiklerini” söylerken, gerilimi azaltmak için tüm diplomatik kanalların harekete geçirilmesinin çok önemli olduğunu savundu.

Élysée Sarayı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un durumu görüşmek üzere bugün saat 11’de özel bir savunma kabine toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise, “Durumun çok karmaşık olduğunu biliyoruz, fakat diplomatik bir çözümden başka bir çözüm yok. Çatışmaların bir an önce sona ermesini umuyoruz, eylemler ve tepkiler tehlikelidir, bölgedeki durum patlama riski taşıyor,” dedi.

Hollanda Başbakanı Dick Schoof X’te yaptığı açıklamada, Orta Doğu’daki saldırıların “endişe verici” olduğunu yazdı ve tüm tarafları “sakin olmaya ve daha fazla saldırı ve misillemeden kaçınmaya” çağırdı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English