Diplomasi
AB, ABD ve Britanya’dan yapay zeka hamlesi

ABD Başkanı Joe Biden Pazartesi günü yapay zeka konusunda, en son teknoloji şirketlerinin ihtiyaçlarını ulusal güvenlik ve tüketici hakları ile dengelemeyi amaçlayan iddialı bir başkanlık emri imzaladı.
Emri imzalamadan önce Biden, yapay zekanın değişimi ‘baş döndürücü bir hızla’ yönlendirdiğini ve tehlikelerin yanı sıra muazzam bir potansiyel taşıdığını söyledi.
Biden, “Yapay zeka her yerimizi sarmış durumda. Onun vaatlerini gerçekleştirmek ve risklerden kaçınmak için bu teknolojiyi yönetmemiz gerekiyor,” dedi.
Emir, yapay zekanın ‘aldatıcı ve yıkıcı’ olmaktan ziyade ‘güvenilir ve yararlı’ olmasını sağlamayı amaçlayan ilk adım olarak nitelendiriliyor. Muhtemelen kongre kararıyla genişletilmesi gerekecek olan emir, şirketlerin ‘kamu güvenliğini tehlikeye atmadan kâr edebilmeleri’ için yapay zekanın nasıl geliştirildiğini yönlendirmeyi amaçlıyor.
Savunma Üretim Yasasını kullanan emir, önde gelen yapay zeka geliştiricilerinin güvenlik testi sonuçlarını ve diğer bilgileri hükümetle paylaşmasını gerektiriyor. Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü, yapay zeka araçlarının kamuya açıklanmadan önce güvenli ve emniyetli olmasını sağlamak için standartlar oluşturacak.
Biden’a göre ABD ‘normal hızda hareket edemez’
Ticaret Bakanlığı, gerçek etkileşimler ile yazılım tarafından üretilenler arasında ayrım yapılmasına yardımcı olmak için yapay zeka tarafından oluşturulan içeriği etiketlemek için rehber yayınlayacak. Emirde yer alan rehberlik 90 gün ile 365 gün arasında uygulanacak ve yerine getirilecek. Kapsamlı emir gizlilik, medeni haklar, tüketici korumaları, bilimsel araştırma ve işçi hakları konularına da değiniyor.
Beyaz Saray Genel Sekreteri Jeff Zients, emri formüle ederken Biden’ın personeline ‘aciliyetle hareket etmeleri’ yönünde bir direktif verdiğini söyledi.
Zients, başkanın kendisine, “Normal bir hükümetin hızında hareket edemeyiz. Teknolojinin kendisinden daha hızlı olmasa bile onun kadar hızlı hareket etmeliyiz,” dediğini söyledi.
Öte yandan emirdeki bazı muğlak ifadeler endişe yaratıyor. AB’nin yakında çıkacak olan yapay zeka yasası kamusal alanda gerçek zamanlı yüz tanımayı yasaklamaya hazırlanırken, Biden’ın emri sadece federal kurumlardan ceza sisteminde yapay zekayı nasıl kullandıklarını gözden geçirmelerini istiyor gibi görünüyor.
Geçtiğimiz yıl OpenAI’ın ChatGPT ve Google’ın Bard üretken yapay zeka hizmetlerinin yükselişi, ileride neler olabileceğine dair endişeleri de artırdı. Bu sistemler, insanların bu tür otomatik hizmetlerin kendi akıllarına sahip olduklarına inanmalarını sağlayacak şekilde gerçeğe yakın metin, video ve görüntüler üretebiliyor.
ABD’den AB’ye mevzuat uyarısı
Bloomberg’de yayınlanan bir habere göre ABD, Avrupa Birliği’ni yapay zekayı düzenlemek için önerdiği yasanın, uyum maliyetlerini karşılayacak kaynaklara sahip şirketleri desteklerken daha küçük firmalara zarar vereceği konusunda uyardı.
Daha önce yayınlanmayan belgelere dayanarak yapılan habere göre ABD’nin analizi daha çok, üretken yapay zekaya ilişkin kurallar içeren Yapay Zeka Yasası’nın Avrupa Parlamentosu versiyonuna odaklanıyor.
ABD’nin endişelerinden biri, Avrupa Parlamentosu’nun yapay zeka modellerinin nasıl geliştirildiğine odaklanırken, ABD’nin bu modellerin gerçekte nasıl kullanıldığına ilişkin ‘riske odaklanan’ bir yaklaşımı tercih etmesi gibi görünüyor.
Analiz, AB düzenlemelerinin ‘üretkenlikte beklenen artışı azaltma ve potansiyel olarak işlerin ve yatırımların diğer pazarlara göç etmesine yol açma’ riski taşıdığı konusunda uyarıyor.
Analizde, büyük dil modellerinin eğitiminin yoğun kaynak gerektirmesi nedeniyle yeni kuralların ‘AB’de yapay zeka Ar-Ge ve ticarileştirme yatırımlarını engelleyerek Avrupalı firmaların rekabet gücünü sınırlayacağı’ da ileri sürüldü.
Konuyla ilgili bilgi sahibi kişilere göre, yasadaki bazı hükümlerin satır satır düzenlenmesi de dahil olmak üzere ABD Dışişleri Bakanlığı’nın geri bildirimi geçtiğimiz haftalarda Avrupalı meslektaşlarıyla paylaşıldı.
Avrupa da yasal düzenlemeye hazırlanıyor
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, özellikle de Avrupa ülkeleri yeni yapay zeka mevzuatları oluşturmak için hareket geçti.
AB, iki yıldan fazla süren müzakerelerin ardından kapsamlı bir dizi düzenlemeye son rötuşları yapıyor.
G7 grubu da ChatGPT gibi üretken yapay zekayı düzenlemek için bağlayıcı olmayan ayrı bir yönetmelik açıkladı.
Avrupa Parlamentosu’nun Haziran ayında oyladığı Yapay Zeka Yasası, çoğu üretici yapay zeka ürününün temelini oluşturan büyük dil modellerini eğitmek için kullanılan kaynak materyal hakkında daha fazla şeffaflık gerektiriyor. Bu oylama parlamento, Avrupa Komisyonu ve üye ülkeler arasındaki müzakerelerin önünü açtı ve yetkililer nihai kurallar için yıl sonuna kadar bir anlaşma yapmayı umuyor.
Küresel yapay zeka müzakerelerine katılan bir batılı yetkili POLITICO’ya verdiği demeçte, “Hepimiz aynı türküyü söylüyoruz. Fakat bunların çoğu tekil siyasetle ilgili ve politikacılar seçmenlere yetkili olduklarını göstermek istiyorlar,” dedi.
AB ‘kendi yolundan’ gitmek istiyor
Öte yandan AB, ABD’nin müdahalesinden bağımsız bir mevzuat geliştirmek istiyor. Üç Avrupa Komisyonu yetkilisi POLITICO’ya Biden yönetiminin çabalarını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi fakat Amerikan mevzuatını AB’de planlananlara benzer şekilde temelden güncellemeden ne kadarının yapılabileceğini sorguladı. Bu kişilerden biri, Brüksel’in ‘kendi kural kitabıyla’ yoluna devam edeceğini söyledi.
Amerikalı ve Avrupalı yetkililer, bir sonraki toplantısı Aralık ayında Washington’da yapılacak AB-ABD Ticaret ve Teknoloji Konseyi kapsamında yapay zeka için teknik standartlar üzerinde birlikte çalışıyorlar.
Fakat Komisyon yetkililerinden ikisi, Beyaz Saray’ın liderliğinin gerisinde kaldıkları fikrini kabul etmiyor. AB yetkilileri, Brüksel’dekinin aksine, Capitol Hill’den gelen yapay zeka odaklı mevzuatın eksik olduğunu düşünüyor.
Bir yetkili, “Başkanlık emrinde gördüklerimiz hoşumuza gitti. Ancak bu bizim burada yaptığımızla aynı şey değil. Biz yasa yapıyoruz, onlar yapmıyor,” dedi.
Britanya yapay zeka zirvesi düzenliyor
Birleşik Krallık da bu hafta ‘dönüm noktası’ niteliğindeki yapay zeka zirvesini düzenlemeye hazırlanıyor.
İki gün sürecek olan ve 1-2 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek olan zirve, en ileri yapay zeka teknolojilerini geliştirme yarışında iki süper güç olan ABD ve Çin de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanından hükümet yetkilileri ve şirketlere ev sahipliği yapacak.
Yapay zeka zirvesinin temel amacı, yapay zeka modellerinin ‘etik ve sorumlu bir şekilde geliştirilmesine’ ilişkin bazı ilkeler üzerinde anlaşmaya varılması söz konusu olduğunda bir düzeyde uluslararası koordinasyon sağlamak.
Zirve, OpenAI, Anthropic ve Cohere gibi şirketler tarafından geliştirilenler gibi gelişmiş büyük dil modelleri (LLM’ler) olarak adlandırılan yapay zeka modellerine odaklanıyor. Zirve ayrıca yapay zeka söz konusu olduğunda iki temel risk kategorisini ele almaya çalışacak: kötüye kullanım ve kontrol kaybı.
Zirveye katılacak isimler arasında Microsoft Başkanı Brad Smith,
OpenAI CEO’su Sam Altman, Google DeepMind CEO’su Demis Hassabis, Meta yapay zeka şefi Yann LeCun, Meta küresel ilişkiler başkanı Nick Clegg, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Bilim ve Teknoloji Bakanlığından bir Çin hükümeti heyeti ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de yer alıyor.
POLITICO tarafından elde edilen nihai bildiriye göre, zirvede liderlerin ‘sorumlu yapay zeka’ olarak adlandırılan yeni çabaları desteklemesi bekleniyor. Geçen hafta Birleşmiş Milletler tarafından duyurulan ayrı bir yapay zeka yönetişim çabasını yansıtan bu terim, ‘teknolojinin toplumsal zarara yol açmasını engellemeyi’ ifade ediyor.
Zirve öncesinde Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak, “Benim vizyonum ve nihai hedefimiz, güvenlik konusunda daha uluslararası bir yaklaşım için çalışmak olmalı. Yapay zeka sınırlara saygı duymuyor, dolayısıyla bunu tek başımıza yapamayız,” dedi.
Londra ve Washington yapay zeka güvenlik ortaklığı kuruyor
Birleşik Krallık ve ABD’den bir yetkilinin POLITICO’ya yaptığı açıklamaya göre, Londra ve Washington bugün yapay zeka güvenliği konusunda ‘yakın bir işbirliğini’ duyurmayı planlıyor.
İşbirliğinin, Biden’ın başkanlık emrini Birleşik Krallık’ın ‘Frontier AI Taskforce’ tarafından yapılan mevcut çalışmalarla birleştirmesi bekleniyor.
Londra’nın yapay zeka güvenlik zirvesinin planlamasına yakın bir İngiliz yetkili POLITICO’ya yaptığı açıklamada, “Bu hafta ABD güvenlik enstitüsü ile yakın ikili işbirliğini duyurmayı planlıyoruz,” dedi.
Zirve başlarken her iki ülke de enstitülerin kendi versiyonlarını duyuracak. Zirvede Biden yönetimini temsil eden ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Çarşamba günü Londra’da yapacağı bir konuşmada, iç planları tartışmak üzere adının açıklanmasını istemeyen bir ABD’li yetkiliye göre, Ticaret Bakanlığında yer alacak olan ABD Yapay Zeka Güvenlik Enstitüsünü duyuracak.
ABD’li yetkili, “Enstitü, tüm risk yelpazesini değerlendirmek ve hafifletmek için kılavuzlar, standartlar ve en iyi uygulamaları oluşturmak için çalışacak. Potansiyel olarak yıkıcı risklerden önyargı, ayrımcılık ve yanlış bilginin yayılması gibi halihazırda meydana gelen toplumsal zararlara kadar tüm risk yelpazesini ele almalıyız,” dedi.
Diplomasi
Çin Dışişleri Bakanı, nadir toprak elementleri ihracatı konusunda Avrupa’nın endişelerini gidermeye çalıştı

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, nadir toprak elementleri ihracatı üzerindeki kısıtlamalarla ilgili Avrupa Birliği’nin endişelerini hafifleterek, Avrupa şirketlerinin uygun başvuru prosedürlerine uymaları halinde ihtiyaçlarının karşılanacağına dair güvence verdi.
Wang, perşembe günü Berlin’de Alman mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında, çift kullanımlı malların kontrolünün tüm ülkelerin egemen hakkı ve uluslararası sorumluluğu olduğunu söyledi. Wang, Avrupa şirketlerinin Pekin’in ihracat kontrollerine ilişkin endişeleriyle ilgili bir soruya yanıt verdi.
Bu ayın sonunda yapılacak Çin-AB zirvesinin önünü açmak amacıyla yaptığı ziyaret sırasında yaptığı açıklamada Wang, “Nadir toprak elementleri ihracatı hiçbir zaman Çin ile Avrupa arasında bir sorun olmamıştır ve olmamalıdır” dedi.
“İhracat kontrol düzenlemelerine uyulduğu ve gerekli prosedürler yerine getirildiği sürece, Avrupa şirketlerinin normal ihtiyaçları garanti edilecektir” diye ekledi.
“Çin’in politikaları uluslararası normlara uygun ve dünya barış ve istikrarının korunmasına da yardımcı oluyor”, diyen üst düzey diplomat, Çin ile Avrupa arasında “bu konuyu kasten abartanların” gizli gündemleri olduğunu vurguladı.
Wang, Çinli yetkililerin Avrupalı şirketler için “hızlı bir kanal” oluşturduğunu söyledi.
Çin Dışişleri Bakanı, cuma günü Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile de bir araya geldi ve Alman liderine, iki ülke arasındaki ilişkilerin “üçüncü bir tarafın hedefi, bağımlılığı veya dikte ettiği bir şey olmadığını” söyledi.
Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Wang’ın Çin’in açık kalmaya ve ortak kalkınma için “pazar fırsatlarını paylaşmaya” istekli olduğunu söylediği aktarıldı.
Wang, Çin ile Almanya arasındaki ilişkilerin “güçlü bir iç dinamik”e sahip olduğunu ve ‘olgun’ ve son derece istikrarlı olduğunu söyledi.
“Almanya ile yakın ve üst düzey temasları sürdürme” sözü veren Wang, “Bu, sadece iki tarafın yararına olmayacak, aynı zamanda Avrupa ve tüm dünyaya da fayda sağlayacaktır” dedi.
Geçen hafta Çin Ticaret Bakanlığı, Çin’in nadir toprak ihracat lisans başvurularının incelenmesini hızlandırdığını ve birçoğunu onayladığını açıkladı.
Bakanlık sözcüsü He Yadong, Çin’in bu tür başvuruların inceleme ve onay sürecini daha da güçlendireceğini ve ihracat kontrollerine ilişkin ilgili ülkelerle iletişimi ve diyaloğu iyileştirmeye hazır olduğunu, aynı zamanda uygun ticarete aktif olarak izin vereceğini söyledi.
He’nin açıklamaları, Avrupa Birliği’nin Çin’den, ABD ile ticaret anlaşmazlığı sırasında getirilen ve özellikle otomotiv sektöründe tedarik zincirinde kargaşaya yol açan yedi nadir toprak mineraline uygulanan ihracat kontrollerini hafifletmesi çağrısından birkaç hafta sonra geldi.
Geçen ay Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao ile yapılan toplantıda, AB Ticaret Komiseri Maros Sefcovic, konunun “öncelikli” olduğunu söyledi.
Sefcovic, “Çinli mevkidaşıma Avrupa otomobil endüstrisindeki endişe verici durum hakkında bilgi verdim, ancak endüstriler diyorum çünkü nadir toprak elementleri ve kalıcı mıknatıslar endüstriyel üretim için kesinlikle vazgeçilmez” dedi.
Sefcovic, AB ticaret sorumlusu olarak, mevcut vaka bazında lisanslama sisteminden, şirketler için yıllık toplu onay mekanizmasına geçilmesini önerdiğini, bunun bürokratik gecikmeleri azaltabileceğini ve etkilenen sektörler üzerindeki baskıyı hafifletebileceğini belirtti.
Perşembe günkü görüşmelerinde Wang Yi ve Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Ukrayna krizi, İran’ın nükleer programı ve Orta Doğu’daki durum gibi önemli küresel meseleleri de ele aldı.
Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, iki tarafın yakın iletişimi sürdürme, koordinasyonu geliştirme ve ateşkes, gerilimin azaltılması ve barışçıl çözüm için çabaları sürdürme konusunda mutabık kaldığı belirtildi.
Diplomasi
Hindistan ve ABD, 9 Temmuz öncesi, geçici ticaret anlaşması imzalamaya yaklaştı

Hindistan ve ABD, Başkan Donald Trump’ın tarifeler için çarşamba günü belirlediği son tarihten önce geçici bir ticaret anlaşması imzalamak üzere görüşüyor. Bu tarihten itibaren Hindistan mallarına %26’lık “karşılıklı” gümrük vergileri uygulanmaya başlayacak. Taraflar, bu yılın sonlarında kesinleşebilecek kapsamlı bir anlaşma için görüşmelerini sürdürüyor.
Anlaşma, Hindistan’ın gümrük vergilerinde keskin bir artıştan kaçınmasına yardımcı olabilir. Bu gelişme, çarşamba günü açıklanan ABD-Vietnam anlaşmasının ardından geldi. Anlaşma uyarınca ABD, Vietnam mallarına %20 gümrük vergisi uygulayacak. Bu oran, daha önce Washington tarafından ilan edilen %46’nın altında.
Çin, Trump’ın Vietnam ile yaptığı ticaret anlaşmasına sert tepki gösterdi
Dünya Ticaret Örgütü’nün 2023 verilerine göre, Hindistan’ın basit ortalama gümrük vergisi oranı %17 iken, ABD’nin oranı %3,3 idi.
Salı günü diğer ticaret anlaşmalarının sonuçlanmaya yakın olup olmadığı sorulan Trump, gazetecilere Hindistan ile bir anlaşma olasılığının olduğunu söyledi: “Ve bu farklı bir anlaşma olacak. Bu, bizim girip rekabet edebileceğimiz bir anlaşma olacak. Şu anda… Hindistan kimseyi kabul etmiyor. Bence Hindistan bunu yapacak ve eğer yaparsa, çok daha düşük gümrük vergileri içeren bir anlaşma yapacağız.”
Trump perşembe günü, Washington’un cuma günü ticaret ortaklarına her biri için gümrük vergisi oranlarını belirten mektuplar göndermeye başlayacağını söyledi. Trump, mektupların 10’ar 10’ar gönderileceğini belirtti.
Trump’ın gümrük vergilerini erteleme süresi 9 Temmuz’da doluyor, şimdi ne olacak?
Görüşmeler için ABD’de bir ticaret heyeti bulunan Hindistan, tarım ve süt ürünleri konusunda anlaşmazlıklar sürse de, çarşamba gününden önce İngiltere ve Vietnam’ın ardından Trump yönetimi ile anlaşma sağlayan üçüncü ülke olmayı hedefliyor. Yeni Delhi, Hint çiftçilerin çıkarlarına zarar verme korkusuyla bu sektörleri tamamen açmak istemiyor. Bu nedenle, bu sektörlerin ilk anlaşmanın bir parçası olması olası görünmüyor.
Hindistan Sanayi Konfederasyonu Başkanı Rajiv Memani perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte, “Bu sadece bir gümrük vergisi değil, diğer ülkelerle göreceli rekabet gücü meselesi” dedi. Memani, Hindistan Ticaret Bakanlığı’nın Hindistan sanayisinin, özellikle tarım ve süt ürünleri sektörlerinin karşılaştığı zorlukları anladığını, ancak “tüm bu konularda %100 kazanan olmayacağını” unutmamak gerektiğini belirtti.
Şubat ayında Başbakan Narendra Modi’nin ABD ziyaretinde, taraflar sonbahara kadar ikili ticaret anlaşmasının “ilk dilimi” veya birinci aşamasını müzakere etme ve ticareti şu anda yaklaşık 200 milyar dolardan 2030 yılına kadar 500 milyar dolara çıkarma planlarını açıklamıştı.
Geçici anlaşmanın tamamlanmasına az bir zaman kala Hindistan, en büyük ihracat pazarı olan ABD’ye mal sevkiyatında cezai ek maliyetlerden kaçınmayı umuyor.
Ticaret Bakanı Sunil Barthwal geçen ay, “İlk dilimi üzerinde çalışıyoruz ve bildiğiniz gibi 9 Temmuz tarihi var. O tarihten önce bu ilk dilimi sonuçlandırmak istiyoruz” dedi.
Bu arada, ABD-Hindistan Stratejik Ortaklık Forumu danışmanı Mark Linscott, her iki tarafın da “gerekli uzlaşmalara” vardığı için geçici ticaret anlaşmasının yakında imzalanacağına olan güvenini dile getirdi.
Linscott perşembe günü Hindistan’ın özel haber kanalı NDTV’ye yaptığı açıklamada, anlaşmanın “gümrük vergilerinin indirilmesi açısından oldukça önemli” olacağını söyledi ve ekledi: “Anlaşma, sanayi sektörlerine odaklanacak, ancak tarımla ilgili bazı sonuçlar da içerecek. Süt ürünlerinin anlaşmaya dahil edilmeyeceğini düşünüyorum. Buğdayın da dahil edilmeyeceğini düşünüyorum.”
Yeni Delhi merkezli düşünce kuruluşu Global Trade Research Initiative’in kurucusu Ajay Srivastava’ya göre, ABD-Vietnam anlaşmasının zamanlaması “şu anda ABD ile kendi ikili ticaret anlaşmasının son aşamalarında olan Hindistan için özellikle önemli” dedi.
“Hindistanlı müzakereciler, Vietnam anlaşmasının eksikliklerini, özellikle önceki tavizlerin geri alınmasını, genel gümrük vergilerinin uygulanmasını ve Menşe Kurallarına ilişkin belirsizliği yakından incelemelidir. Bu özellikler, ABD’nin tek taraflı kazanımlar elde etmeye yönelik açık eğilimini ortaya koymaktadır,” vurgusunu yaptı Nikkei Asia ile paylaştığı notta.
Srivastava, “Hindistan için, tarife eşitliği, uygulanabilir taahhütler ve kilit sektörler için yeterli korumaların sağlanması, benzer şekilde tek taraflı bir sonucun önlenmesi açısından kritik öneme sahip olacaktır” diye ekledi.
Von der Leyen: AB ve ABD arasındaki ticaret anlaşmasının son tarihten önce tamamlanması imkansız
Diplomasi
Çin, AB’nin brendi ürünlerine %34,9’a varan gümrük vergisi uygulayacak

Çin Ticaret Bakanlığı, cuma günü Avrupa Birliği menşeli brendiye ilişkin nihai kararını açıkladı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, 5 Temmuz 2025 tarihinden itibaren beş yıllık bir süre için Avrupa’dan brendi ihracatına %34,9’a varan gümrük vergileri uygulanacağı belirtildi.
Açıklamaya göre, Pernod Ricard’a ait Martell & Co ve Remy Cointreu’nun Remy Martin gibi minimum fiyat taahhüdünde bulunan bazı şirketler, bu taahhütlerini ihlal etmedikleri takdirde daha yüksek gümrük vergisinden muaf tutulacak.
Karar, geçen yıl başlatılan ve çoğu Fransa menşeli konyak olmak üzere Avrupa brendi ürünlerine yönelik soruşturmanın ardından alındı.
Fransız konyak üreticileri, Çin’de üretilen elektrikli araçlara uygulanan ithalat vergileri nedeniyle Brüksel ile Pekin arasında yaşanan geniş çaplı ticaret savaşının dolaylı mağduru olduklarını şikayet ediyorlar.
Avrupa Birliği’nin Pekin’i otomotiv sektörüne haksız sübvansiyonlar sağladığını iddia ederek Çin’de üretilen elektrikli araçlara ithalat vergisi uygulamaya koymasının ardından, Çin de geçen yıl brendi ithalatına yönelik soruşturma sonrası konyaklara da vergi uyguladı.
Sektör kuruluşu Bureau National Interprofessionnel du Cognac (BNIC) verilerine göre, dünyanın en değerli konyak pazarı olan Çin’e aylık konyak ihracatı, ticaret anlaşmazlığı nedeniyle %70’e varan oranda düştü.
Geçen hafta Reuters, Fransız konyak üreticilerinin Çin pazarı için minimum ithalat fiyatları konusunda geçici bir anlaşmaya vardığını, ancak Pekin’in Çin yapımı elektrikli araçlara uygulanan AB gümrük vergileri konusunda ilerleme sağlanması halinde anlaşmayı kesinleştireceğini bildirdi.
Bu haber, enflasyon ve ekonomik belirsizlik nedeniyle dünyanın en büyük konyak pazarı olan ABD’de de satışlarında düşüş yaşayan brendi üreticileri tarafından memnuniyetle karşılanacak.
-
Dünya Basını2 hafta önce
Sınıfsız modern para teorisi muhasebedir
-
Görüş2 hafta önce
Büyülü Dağ’da yüzyıllık tartışma devam ediyor: Naphta mı Settembrini mi?
-
Görüş2 hafta önce
‘Mükemmel fırtına’nın gözünde korkuyla dalgalanan piyasalar
-
Ortadoğu6 gün önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Söyleşi1 hafta önce
İsrail-İran savaşını kim kazandı? E. Tuğamiral Alaettin Sevim Harici’ye anlattı
-
Dünya Basını2 hafta önce
ABD ve İsrail, UAEA’yı nasıl ele geçirdi?
-
Avrupa1 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Amerika2 hafta önce
ABD’nin İran saldırısına Kongre’den ortak tepki: ‘Anayasaya aykırı’